Gece karanlığında gezinen Temel önünde birşey olduğunu görmüş ve eğilip eline almış, mıncıklamış, yüzüne sürmüş, koklamış ve demişki.: "Ula b.kmuş da iyiki üstüne basmadım"
temel yanına bir işçi alacaktır.dursun da arkadaşı olduğu için başvuranlar arasında direk onu almak ister ve çağırır dursunu yanına. Derki sana 3 tane matematik sorusu soracam bilirsen işe seni alacam der. ve sorar: dursun ben sana 5 koyun verdim daha sonra 5 koyun daha verdim kaç koyunun olur? dursun cevap verir: 11 koyunum oldu. temel biraz sinirlenir: la dursun ozaman ben sana 3 koyun verdim daha sonra 3 koyun daha verdim. kaç koyunun oldu? dursun cevap verir: 7 koyunum oldu. temel biraz daha kızar : la dursun sana 1 koyun verdim daha sonra 1 koyun daha verdim kaç koyunun oldu? dursun : 3 koyunum oldu..temel sinirlenir nasıl olur la diye bağırır. dursun çekingen bi ifadeyle : ula ne sinirleneysun 1 koyun da evde benim var der
Temel ve Fadime uzun yıllar nikahsız yaşamaktadır. Birgün Fadime "Temel bu iş böyle olmuyor, evlenelim artık" demiş. Temel gayet sakin "Bizi bu yaştan sonra kim alır? Fadimem " demiş.
Temel in 3 tane sevgilisi vardir.Biri ögretmen, biri doktor, biri de santralcidir. Fakat ögretmenle evlenmeye karar verir. Bunu bilen arkadasi sorar "Niye ögretmen de digerleri degil?" diye. Temel de ona döner: -Ula der, bilmez misin doktorlar "bugün git yarin gel" der, santralci de "su an mesgul daha sonra tekrar deneyin" der. Ama ögretmen ne der? Hadi bir daha tekrarliyalim...
Fadime kumar oynuyormus. Temel de arada sirada gidip soruyormus: -Nasil gidiyor kanaryam? -Kaybediyorum. Bir müddet sonra yine: -Nasil gidiyor güvercinim? -Kaybediyorum Bu konusma bülbülüm serçem diye devam edince Cemal sormus "Neden karina hep kus isimleriyle hitap ediyorsun?" "-Bu kadar kisinin içinde kus beyinli diyemem ya!" diye fisildamis Temel.
Karadeniz bir gurup, insanları tutup kayalıktan aşağıya atıyorlar .Bunu gören bir kişi yanlarına yaklaşıyor siz burada ne yapıyorsunuz diye soruyor.Gurubtakiler cevap veriyor.Okul yapacağız da "TEMEL" atıyoruz demişler.
Temel bir gün avrupaya gider.Temel'in kötü bir aliskanligida vardir, sürekli içki içer. Birgun bir bara girip barmenden üç bira ister ve hepsini içer.Üç-bes defa böyle yapinca barmen merak eder ve sorar; -"Niye hep üç tane bira içiyorsunuz? Temel cevap verir; -"Ben, Dursun ve Hamdi bizler üçüzüz. Hepimiz dünyanin farkli yerlerindeyiz. Hepimizde bara girdigimizde birbirimizin yerine bira içeriz, öteki iki birayi o yüzden içiyorum" der. Yine günlerden bir gün Temel bara gelir ve iki bira ister, barmen verir.Temel biralari içtikten sonra tam kalkarken barmen sorar; -"Allah rahmet eylesin efendim, kardesinizin biri öldü heralde?" deyince Temel cevap verir; -"Hayir ben içkiyi biraktim da.."
Askerliğini denizaltı personeli olarak yapan Temel kahvede denizaltını anlatıyormuş. -Kocaman her tarafı kapalı demirden bir gemi. İşte biz o geminin içine giriyorduk,denizin 100-200 metre altına girip 1 hafta 10 gün hiç çıkmadan gidiyorduk. Herkesin ağzı açık Temeli dinlediğini gören Dursun birazda kıskanarak; - Ula Temel demirden gemi denizin altına girerde nasıl su almaz Temel,evelemiş gevelemiş bir türlü izah edememiş, sonra Dursuna dönerek; - Ula dursun sen denize giriyor musun? - Giriyorum. - Peki denize dalmıyor musun? - Dalıyorum. - Denizin dibine dalınca kıçına su kaçıyo mu? - Yooo. - İşte sistem aynu sistem...
CIA Rusya'daki çok gizli bir görev için seçmece adaylarını bir imtihana tabi tuıtar. Başarılı olan adayları son bir sınav olarak sır tutma sınavına alır. Her birine bir sır verirler ve bunu söyleyip söylemeyecekleri konusunda işkenceye başlarlar. Ajanların çoğu çözülür fakat Temel ne yaparlarsa yapsın sırrı vermemektedir. En ağır işkenceleri geçtikten sonra tamam derler Temel bu işe uygun.Yalnız uykusunda konuşup konuşmadığını öğrenmek için birde odasına kamera koyalım onu izleyelim.Ve Temel'in odasına gizlice kamera koyarlar. Temel odya döner dönmez kafasını duvarlara vurmaya başlar ve bir taraftan da söylenir; -Hatırla oni..hatırla oni...
temel bir gün hastaneye gitmiş. bir bakmış ki köşede bir adamcağız hüngür hüngür ağlıyor. Temel sormuş: - Ula uşağum niye ağlayısun? Adam elindeki dört parmağı göstererek - Kan tahlili yaptırmaya geldim parmağımı kestiler demiş. Bu sefer Temel ağlamaya başlamış adam sormuş - Peki sen niye ağlıyorsun? Temel de - Ula uşağum ben de buraya idrar tahlili yaptırmaya geldum demiş!!!
Temel ve Dursun bir bankayı soymaya karar vermişler. Bankayı soymuşlar, paralarla kaçarlarken bunların peşine polis düşmüş. Polislerden biri bağırmış bu esnada "duuur, o.. çocuğu!". Temel Dursun'a dönmüş: - "Sen kaç, beni tanıdılar!"
Temel bir gün dertli dertli içiyormuş meyhanede. "Ne bu hal" demiş Dursun. "Boş ver" demiş Temel de. Dursun ısrar etmiş biz arkadaş değil miyiz diyerek. Temel dayanamamış "ama kimseye anlatma.. Hani ben bir zaman Afrika'ya gitmiştim ayı avlamaya. "Hatırladım bayağı da dönmemiştin" demiş Dursun... "Günler sonra buldum en sonunda avlayacak bir ayı ama tam ateş edecekken tüfek bozuldu. Ben de kaçarken uçurumdan aşağı düştüm." "Eeeee" demiş Dursun "Sonra..." "Her tarafım kan revan içinde komaya girmişim. Sonra ayı beni yuvasına götürdü. Yaralarımı yaladı, balla, sütle besledi beni, iyileştikten sonra da bana tecavüz etti aylarca" demiş. "buna mi üzülüyorsun, takma kafanı ya bak bu kadar zaman geçti. Çoluk çocuğa karıştın, mutlu bir hayatin var" demiş Durmuş. Temel; "bu da hayat mi be birader... O Afrika'da, ben burada"