"Kadromuzu en iyi şekilde kullanacağız" Michael Skibbe, sakat oyuncular da takıma katıldıktan sonra, geniş kadro yapılarını en iyi şekilde kullanacaklarını söyledi. Alman çalıştırıcı, Galatasaray TV’ye yaptığı açıklamada, oyuncuların sağlık durumlarının, kadro oluşturulmasında en önemli etken olduğunu belirterek, hem lig, hem de Avrupa kupası maçlarında güzel futbol sergileyerek başarılar kazanmayı hedeflediklerini belirtti.Futbolun bir taktik oyunu olduğunu vurgulayan Skibbe, "Rakiplerimizi şaşırtmayı başarabilirsek, başarı elde edebiliriz. Kadromuz gerçekten çok zengin. En azından forvet hattında alternatifli oyuncularımız mevcut. Bütün futbolcularıma farklı maçlarda görev verip, taktik anlamda rakiplerimizi şaşırtarak başarıya ulaşmak istiyoruz. Burada amacımız, her kulvarda kazanmak" dedi. "İLK 11 KENDİNİ KANITLAMIŞ OLANLAR OLACAKTIR" Sakatlılardan dolayı yaşadıkları sorunu aşmalarının ardından, takım iskeletinin belli olacağını ifade eden Skibbe, şöyle konuştu:"Öncelikle ilk 11’de görmek istediğim futbolcular, kendilerini kanıtlamış olanlar. Geri dörtlüde Meira ve Servet kendilerini kanıtlamış isimler. Aynı zamanda Ayhan’ı da çok beğeniyorum ve o da takımdaki yerini alacak. Ayhan orta sahada hakimiyeti ele geçirip hücum gücü ile forvet hattına destek olacak ve oradaki koordinasyonu sağlayacak. İleri uç elemanlarından Kewell ve Baros çok başarılılar, onları da her zaman 11’de göreceğiz. Diğer oyuncularda, sakatlıklardan dolayı bazen zorunlu değişiklikler yapıyoruz. Bunlar geçtikten sonra yavaş yavaş takımımızın iskeleti belli olacak ve insanlar kadromuzu ezberleyecek." "BEN DE BAŞKAN GİBİ UEFA KUPASI FİNALİNİ İSTİYORUM" Michael Skibbe, Şamiyonlar Ligi’ne eleme grubunda veda etmelerinin ardından, Galatasaray Kulübü Başkanı Polat’ın hedef olarak UEFA Kupası finalini gösterdiğinin hatırlatılması üzerine, kendisinin de aynı hedefi istediğini kaydetti.Adnan Polat’ın bir başkan olarak böyle konuşması gerektiğini anlatan Skibbe, "Galatasaray Kulübü başkanı olarak Adnan Polat tabii ki ilerisini görmek ister. UEFA Kupası gibi, Şampiyonlar Ligi gibi büyük hedefler, büyük şampiyonluklar ister. Biz de isteriz. Benim buradaki görevim, önümdeki maçlara konsantre olup, en iyi şekilde ilerleyerek, takımı o hedefe ulaştırmak. Tabii ki ben de başkan gibi bu hedefi istiyorum, ancak ben de önümdeki maçlara bakıyorum. Önemli olan buradaki performansımızı düşürmemek. Hiçbir takımdan korkmamamız gerekiyor, ama tabiki hiçbir takımı da küçümsemememiz gerekiyor" şeklinde konuştu. "POLAT'A KATILIYORUM" Skibbe, Antalyaspor maçı sonrası Adnan Polat’ın tepki gösterdiği sert futbol konusuna da değinerek, şöyle devam etti:"Ben de Adnan Polat’a katılıyorum. Türkiye’de gerçekten teknik olarak çok üst seviyede bir futbol oynanıyor. Bundan da çok memnunum. Çok kaliteli takımlar var, ancak Antalyaspor karşısında Adnan Polat’ın da ifade ettiği gibi gerçekten biraz sert, hatta aşırı sert bir futbol oynandı. En azından bizim oyuncularımız, ileriye yönelen oyuncular her zaman bir şekilde durduruldu ve engellendi. Bu, bizim futbol yapımızı, ofansif yöne doğru gol pozisyonu bulmamızı engelledi. Bununla birlikte o gün maçı alamadık. Sonuçta futbol ikili mücadele oyunudur ve bu mücadelenin olması gerekiyor. Bazen böyle sertlikler de olabilir. Sonuç olarak Antalyaspor da, ’Ali Sami Yen;e geldim, üç puan bırakırım, giderim’ diyerek gelmiyor. Sonuçta buraya gelerek bir puan ya da üç puan almak isteyecek. O yüzden öyle bir futbol sergiledi. Bizim, bu eksiklerimizin üstüne çıkarak, bunlara rağmen kazanmasını bilerek daha başarılı olmamız önemli." "HER ZAMAN ELEŞTİRİLER OLACAKTIR" Michael Skibbe, basında kendisine yönelik eleştiriler konusunda, bunların kendisini etkilemeyeceğini söyledi. Türkçesi fazla olmadığı için medyayı takip etmediğini anlatan Skibbe, eleştirilerin kendisini pek fazla etkilemeyeceğini vurgulayarak görüşlerini şöyle açıkladı:"Eleştirilerden etkilenip, bunu takımıma negatif bir şekilde yansıtmam, çünkü ben Almanya’da, milli takımı çalıştırdım. Aynı zamanda Bayer Leverkusen’de olsun, Borussia Dortmund’da olsun çok üst düzey oyuncular çalıştırdım. Kimin nerede oynaması gerektiğini, hangi futbolcunun nerede olması gerektiğini, üst düzey futbolcuların nasıl yönlendirilmesi gerektiğini gerçekten çok iyi biliyorum. Her zaman eleştiriler olacaktır. Aşırı eleştirenler de, bazen fazla dışarıdan gördükleri için, olayın içeriğini bilmedikleri için kolay eleştirebiliyorlar."
FIFA : HAGI Mİ BÜYÜK , STOICHKOV MU? Haberi yazdırın 26 Eylül 2008 16:51 FIFA, resmi internet sitesinde bir tartışma başlattı: "Hagi mi büyük, Stoichkov mu?" Dünyanın dört bir yanından gelen mesajlar çok çarpıcı. ‘Kararı siz verin!..’ Futbolun patronu FIFA, resmi internet sitesinde ilginç bir tartışma başlattı: “Rumen Hagi mi daha büyük futbolcuydu, Bulgar Stoichkov mu? Kararı siz verin!” Dünyanın dört bir yanından siteye giren futbolseverler, konuyla ilgili görüşlerini bildirdiler. Yapılan yorumlarda, Hagi’nin ezici bir üstünlüğü ortaya çıktı. FIFA’nın, her iki oyuncuyu da kısaca anımsattığı bilgilerin ardından, taraftarların yaptığı çarpıcı yorumlardan bazıları sitede şöyle yer aldı: ‘Böyle 10 numara yok’ “Stoichkov iyi bir golcüydü evet, Hagi ise bir sanatçıydı!” (Nijerya), “Stoichkov gibi golcülerden her yılda bir doğar, ama Hagi gibi sanatçılar 100 yılda bir dünyaya gelir” (İspanya), “Hagi Romanya’nın, Stoichkov Bulgaristan’ın efsanesi. Ama Hagi tek başına takımdı” (Almanya), “Önce ikisinin de sanatçı olduğunu düşündüm. Ama sonra Hagi’nin niye daha büyük olduğunu anladım. Stoichkov gibi golcü çok, ancak Hagi gibi 10 numara dünyada yok” (ABD). (Fanatik)
Beko Basketbol Ligi takımlarından Galatasaray Cafe Crown'un yeni transferlerinden Sırp oyuncu Milan Gurovic, basketbol takımını daha ileri seviyelere taşımak istediklerini söyledi. Galatasaray Dergisi'nin ekim sayısında röportajı yer alan Gurovic, Galatasaray'ın tüm Avrupa'da tanınan büyük bir kulüp olduğunu belirtirken, ''Futbolda Galatasaray'a herkes saygı duyuyor. Basketbolda da şampiyon olmak istiyoruz. Ama çok güçlü rakipler var. Zor bir şeyi başarmaya çalışacağız'' dedi. Galatasaray Cafe Crown'un her yıl yükselen bir çizgisi olduğunu belirten Sırp oyuncu, geçen sezon ULEB Kupası'nda yarı final oynandığını hatırlatırken, bu sezon ise daha başarılı olacaklarına inandığını kaydetti. -''KAYBETMEYİ HİÇ SEVMEM''- Takımdaki arkadaşlarının çoğunu tanıdığını aktararak, ''Bu kadroyla kendi sahamızda yenemeyeceğimiz takım yok'' ifadesini kullanan Gurovic, takımın başarısının kendisi için büyük önem taşıdığını dile getirerek, şöyle konuştu: ''Şu anda önüme bir kağıt uzatın ve deyin ki, 'Galatasaray Cafe Crown şampiyon olacak ama Milan Gurovic sadece 1 sayı atacak', hemen imzalarım. Kaybetmeyi hiç sevmem. İdmanda bile!.. Maç sırasında arkadaşlığı, her şeyi unuturum. Kardeşime karşı da oynasam kazanmak isterim.'' -''DÖVMEMİ BANTLA KAPATIYORUM''- Milan Gurovic, kolunda Sırp milliyetçiliğinin önemli isimlerinden Draza Mihajlovic'in dövmesini taşıması ve yaptığı ''çetnik selamı'' hareketleriyle ilgili olarak fazla yorum yapmaktan kaçınırken, milliyetçilik ile şovenizmin birbirinden farklı şeyler olduğu vurgusunu yaptı. Dövmesi hakkında konuşmak istemediğini belirten Gurovic, ''Ben kendimi Sırp gibi hissediyorum. Sırp gibi de öleceğim. Bazıları, 'Sen milliyetçisin' diyor. Nedir milliyetçilik? Ülkeni ve halkını sevmek. Şovenizm ise başka bir şey. Benim birçok Boşnak ve Müslüman arkadaşım var. Hırvat arkadaşlarım var. Türkiye'deki maçlarda dövmemi bantla kapatıyorum. Bu, Galatasaray taraftarına olan saygıdır'' şeklinde görüşlerini aktardı.
Galatasaray’ın başarılı savunma oyuncusu Servet Çetin, GS TV’ye birçok konuda açıklamalarda bulundu. Servet, Galatasaray Store’da taraftarlarla bir araya geldin, onlara imzalar dağıttın, neler hissediyorsun? Kamplara gittiğimiz zaman böyle çok yoğun olmasa da imzalar atıyoruz ama işin açıkçası insanların sizden imza alması için kuyrukta beklemesi, vakitlerini ayırması, beni biraz üzüyor. Üzüyor derken, onlar için üzülüyorum. Neden bu kadar bekliyorlar, çok mu önemli bir kişiyiz diye düşünüyorum. Kesinlikle seviniyorum ama işin açıkçası biraz da buruk imza atıyorum. Sadece bir imza almak için sırada beklemeleri pek hoşuma gitmiyor. Böyle günlerde daha çok mutlu olman gerekmez mi? İnsanlar yaptığın işin karşılığında sana sevgilerini gösteriyorlar… Tabii ki hoşuma giden tarafı o zaten. Beni mutlu eden tarafı o. Böyle olduğu zaman benim için güç oluyor. Sahadayken kafama insanlar seni çok seviyor ve onları mutlu etmek için elimden geleni yapmalıyım gibi düşünceler geliyor ve daha da çok fedakarlık yapıyorum. Böyle durumlar yaşadıktan sonra da diyorlar ya; ‘sakatlıktan yeni çıktın niye dinlenmiyorsun’ işte dinlenemezsin taraftarların bu sevgisi karşısında. Senden imza isterken farklı isteklerde bulunanlar oluyor mu? Şu maçta benim için gol at diyenler gibi… Tabii ki oluyor ve gayet normal. ‘UEFA Kupası’nın finalini Kadıköy’de oynayalım’ gibi şeyleri söyleyenler oluyor. Güzel şeyler geliyor tabii ki. Seni görmeye, fotoğraf çektirmeye çocuklar ve bir bebek de gelmişti. Bebeği severken gözlerin parladı. Çocuğun olsun ister miydin? Ben çocukları çok seviyorum. Ben çok kardeşli olduğum için, ablalarımın, ağabeylerimin çocuklarını çoğu zaman ben büyüttüm ve çok da seviyorum. Çocuklarla aram da iyidir. Gerçeği o bebek beni görünce ağladı ama tabi bu tipi görünce ağlamaması elde değil. Dediğim gibi çocuk çok güzel bir şey. Evliliğin de bence tek amacı çocuktur. Çocuk olmayacağı sürece ben ömür boyu evlenmem. Çocuğum olması çok isterdim. Şöyle futbol oynarken çocuğumun olmasını isterdim. Onu antrenmana götürmek, çim sahada yuvarlamak. Diğer futbolcular getiriyor işin açıkçası ben imreniyorum. Çok güzel duygular çünkü çok güzel şeyler. Kız erkek hiç fark etmez Allah hayırlısını versin. Senin Kocaelispor maçından sonra yaptığın açıklamalar çarpıtıldı ve bir sürü spekülasyonlar çıktı. Bunlarla ilgili neler söyleyeceksin? Sizden bu sorunun gelmesi sevindirici. Diğer kanallardan da gelirse ben onlara da açıklamamı yapacağım zaten. Şunu açık ve net söylüyorum; söylediğim şeyleri insanlar istedikleri şekilde çarpıtmışlar ve istedikleri şekilde yazmışlar. İşlerine öyle geldiği için öyle yazmışlar. Ben kesinlikle çocuk değilim. Oldukça olgun olduğumu ve bu işi de çok iyi bildiğimi düşünüyorum. Ben profesyonelim. Onların yazmış olduğu şekilde bir açıklamayı ancak çocuk yapar. İnsanlar inşallah inanmıyorlardır. Sonuçta ne olursa olsun galip geldiğimiz bir maçtan sonra benim tek söylediğim konu orada şuydu: Çok hücum oynuyoruz bu da gayet normal. Çünkü 12 tane sakat futbolcumuz var ve bu 12 futbolcunun da hepsi ilk 11’de oynayacak futbolcular. ‘Hocanın taktiğini beğenmiyor’ gibi şeyler yazmışlar, benim öyle bir lüksüm olamaz. Ben orada işçiyim ve hoca ne derse o olur. Ben hocayı da çok seviyorum. Hocanın insanlara yaklaşımını, selamlaşırken bile samimiyetini hissediyorum. Bu da yeter benim için. Başka da hiçbir şey istemiyorum. Hocada da öyle özellikler çok var. İnsanlar her şeyi çarpıtarak yazıyorlar. Benim orada tek söylemek istediğim tabii ki hücum yönüne, yani elde olmayan sebeplerden dolayı. Hocamız en iyi şekilde kadroyu çıkartmak istiyor çünkü elinde bu futbolcular var. Hücum açısında çok iyi bir ekibiz, çok iyi futbolculara da sahibiz ama takım savunmasında biraz eksikliğimiz var onu söyledim. Herhangi bir arkadaşımı eleştirmek gibi bir lüksüm olamaz. Bir arkadaşım hata yapar, aynı şekilde ben de hata yapıyorum. Hata yapmaya elverişli mevkilerden birisi de benim mevkiim. Ben sadece takım adına konuştum. Dediğim gibi sadece takım savunmasında biraz eksiğimiz var ve biraz kendimizi geliştirdiğimiz zaman herkes görecek ki performansımız her geçen gün daha da artacaktır. Kocaelispor karşılaşmasında bir gol yediniz ve hemen ardından durumu eşitlediniz. Son 30 dakikada da üç gol ardı ardına geldi. Galatasaray bu yıl çok gol atan bir takım, aynı zamanda biraz önce sen de söyledin, çok fazla atakta olan bir takım. Pazar günü Konyaspor ile karşılaşacaksınız bu maçta böyle çok gollü mü geçecek? Biz çok gol atıp galip gelmek istiyoruz ama amaç da tabi burada gol de yememek. Kocaelispor maçına da çok iyi başladık.Topun hakimiyeti bizdeydi ama bir tane kontra atak yedik ve o da çok net bir pozisyon değildi. On sekizin dışından vurulmuş bir şuttan gol yedik. Maalesef geri düştüğünüz zaman daha da riske alıyorsunuz oyunu. Oldukça kaliteli oyuncularımız var. Son dakikalarda da riski alabilecek iyi oyuncularımız var. Tabii ki maçın başında 1-0 yenik duruma düştüğümüz zaman o riski en başlarda aldık. İkinci golü yemiş olsaydık çıkartmamız zor olabilirdi. Geçmiş maçlarda da çok fazla pozisyona girmiştik. Bu çok sevindirici. Dediğim gibi zaten bu yönden kimsenin şikayeti yok. Takım halinde savunmamızı biraz daha geliştirdiğimiz zaman inşallah da böyle devam eder. Bol gol atarız ve tabiî ki gol de yiyeceğiz, gayet de normal. Galip gelelim de, nasıl olursa olsun. Ama ben inanıyorum ki çok gol atan ve az gol yiyen bir takım olacağız. UEFA Kupası’nda Bellinzona ile karşılaştınız. Orada 4-3 kazandınız. Peki buradaki rövanş nasıl geçecek? Kesinlikle kolay geçmeyecek. Sonuçta orda da Belllinzona deplasmanda oynuyor gibi oynadı. Çünkü biz kendi taraftarımızın önünde oynadık. Enteresan bir takım. Galatasaray’dan ufak çaplı oldukları için inanılmaz şekilde konsantre oluyorlar. Hiç sergilemedikleri performansı böyle maçlarda sergilerler. Futbol artık mücadele olduğu için, mücadele etmeden hiçbir maç kazanılmıyor. O açıdan biraz daha fazla dikkatli olmamız gerekiyor. 4-3’e aldırmamamız gerekiyor. Tabii ki iyi ve avantajlı bir skor. Maçın çok kolay olacağını düşünmüyorum. Başkan Adnan Polat’ın Kadıköy’de final oynayacağız cümlesi sizi hırslandırdı mı? Evet hırslandırdı ama biraz da sorumluluğumuzu arttırdı. Sonuçta Başkanımızın böyle istekleri olması gayet normal. Kendisinin bizden beklentisi doğal olarak oldukça fazla. Biz de istiyoruz orada final oynamayı. Zamanımız var… Takımımızda iyi bir şekilde oturduğu takdirde iddialı olduğumuzu düşünüyorum. Final oynamak için elimizden geleni yapacağız. Söylemekle olmuyor böyle şeyler. Biz sahada çıkar mücadelemizi edersek performansımız da yüksek olursa final oynamayı hak ederiz. Taraftarlarla bir araya geldin. Onlar sana isteklerini söylediler. Onlara bir mesajın var mı? Biraz klasik olacak ama ben her zaman bunu söylüyorum. Ben Galatasaray’dan ve Galatasaray taraftarından oldukça memnunum. Takım kötü zamanlar geçirdiği zaman bile takımına destek çıkan büyük takımlar içersinde yegane taraftar Galatasaray taraftarıdır. Bunu Galatasaray taraftarına yaranmak için söylemiyorum. Ben ne görüyorsam onu söylerim. Olumsuz bir şey olursa da onu da söyleyebilecek bir insanım. Çok iyi bir şekilde destek veriyorlar. Bu destekleri devam etsin. Zaman zaman aksaklıklar olacak, puan kayıplarımız olacak. Bu da gayet normal. İnanılmaz derecede yoğun bir şekilde maç oynuyoruz. Sakat futbolcularımız çok. Bazı futbolculara daha da çok yük biniyor. Hiç dinlenme imkanı olmayan futbolcular var. O yüzden bizden desteklerini esirgemesinler. Bizi desteklesinler. Onlar inansınlar ki, onların mutlu olması için elimizden geleni yapıyoruz. İnsanlar imza almak için sırada bekliyorlar, vakitlerini ayırıyorlar. Onlar emin olsunlar ki biz sahada onlar için elimizden geleni yaparız. Tabii ki zaman zaman kötü oynayacağız. Bu da gayet normal. Ama onlar elimizden geleni yapacağımızı bilsinler saha içersinde.
Galatasaray'ın Avustralyalı futbolcusu Harry Kewell, hafta sonu Konyaspor ile yapacakları maça çok iyi hazırlandıklarını söyledi. GS TV'ye açıklamalarda bulunan Kewell, yaptıkları 2 çok ağır maçın ardından yorulduklarını, ancak dinlenme fırsatları bulunduğunu ifade ederek, ''Çok iyi hazırlanıp tüm gücümüzle pazar günü sahada olacağız'' dedi. Galatasaray taraftarlarının kendisine ve takıma olan ilgisini öven Avustralyalı oyuncu, bu şekildeki yaklaşımlarla takımı daha iyi yerlere getireceklerini kaydederken, kulüp başkanı Adnan Polat'ın UEFA Kupası finaline kalmak istedikleri yönündeki sözleri için de şunları söyledi: ''Bu bizim üzerimizde de olumlu bir motivasyon oluşturuyor. Galatasaray olarak zaten girdiğimiz her müsabakayı kazanmak, şampiyon olmak için oynuyoruz. Ama bizim gibi bu kupayı kazanmak için oynayan bir çok takım var. Umuyoruz şansımız da yanımızda olur ve bu finale biz ulaşırız.''
Galatasaray'ın sezon başında Kartalspor'dan transfer ettiği genç futbolcu Yaser Yıldız, forma bulmak için sabretmesi gerektiğini bildiğini söyledi. Galatasaray Dergisi'nin ekim sayısına açıklamalarda bulunan Yaser, 15 yaşında Beşiktaş PAF Takımı'nda oynadığını, ardından da Denizlispor, Mersin İdmanyurdu, Uşakspor ve Kartalspor'da forma giydiğini belirtirken, özellikle sözleşme yenilememesi nedeniyle son 6 ay Kartalspor'da kadro dışı kalmış olmasının kendisini etkilediğini ifade etti. Takıma ilk katıldığı dönemde Almanya kampında üzerinde biraz baskı hissettiğini, ama sonra bunu üzerinden attığını belirten genç oyuncu, ''Kartalspor'da sözleşme yenilemediğim için uzun süre kadro dışı kalmıştım. Bu nedenle başlarda çok sıkıntı çektim. Sağ olsun Cevat Güler hocamız yardımcı oldu. Tempoya giderek alıştım. Şimdi özel idmanlarla da açığımı kapatmaya çalışıyorum. Ben idmanımı yapıyorum. Hocam görev verirse oynarım, vermezse de kararına saygı duyarım. Forvet mevki dışında orta sahanın sağında veya sağ bekte de oynayabilirim'' diye konuştu. Takımdaki kariyeri ile ilgili olarak etrafındaki insanların sabretmesi gerektiğini söylediğini anlatan Yaser, kendisinin de aynı şekilde düşündüğünü ifade ederek, ''Zaten tam hazır olmadığımı ben de biliyorum. Onun için daha çok çalışıp iyi şeyler yapmaya çalışacağım'' ifadelerini kullandı. Yaser ayrıca, Galatasaray takımındaki ortamın çok iyi olduğunu dile getirerek, ''Bu kadarını beklemiyordum. Herkes çok iyi'' şeklinde görüşlerini belirtti.
Galatasaray’ın formasını yıllarca başarıyla terleten, kariyerinde UEFA Kupası ile Süper Kupa bulunan, aynı dönemde Milli Takım’ın da değişmezi olan bir isim o. Şimdi ise ekranlarda yaptığı yorumlarla adından söz ettiriyor. Türk Futbolu’nda mevkisinin unutulmazlarından biri olan Hakan Ünsal’dan bahsediyoruz. Sahalardaki başarısını televizyon ekranlarındaki yorumculuk kariyerine de yansıtan Hakan Ünsal ile Galatasaray ve Türk futbolunun son durumunu konuştuk: MARATON.COM.TR: HAKAN ÜNSAL ŞU ANDA NE YAPIYOR? HAKAN ÜNSAL: Futbolu Rizespor’da bıraktıktan sonra tekstil işine girdim. Şu an bu işin başındayım ve bir yandan da NTV’de futbol yorumculuğu yapıyorum. Aynı zamanda Star Gazetesi'nde de spor yazarıyım. “İLK YORUMLADIĞIM MAÇTA ÇOK HEYECANLANMIŞTIM” MARATON.COM.TR: NEDEN TV YORUMCULUĞUNU SEÇTİNİZ DE TEKNİK DİREKTÖR OLMAK İSTEMEDİNİZ? HAKAN ÜNSAL: Aklımda hiç bir zaman bu iki iş de yoktu. Rizespor’dan ayrıldıktan sonra Bahri Havadır bana yorumculuk teklif etti. Ben yapamam dedim çok ısrar ettiler ‘deneriz yapamazsan bırakırsın’ dediler. Bende denemeye başladım. Galatasaray’ın bir kupa maçıydı. Çok heyecanlanmıştım ve zaman geçtikçe keyifli gelmeye başladı. “YORUMCU OLMAK HEM KOLAY HEM DE ZOR” MARATON.COM.TR: TÜRKİYE’DE YORUMCU OLMAK KOLAY MI? HAKAN ÜNSAL: Bir yandan çok kolay bir yandan da çok zor. Kolay, neden? Diyelim ki ben sıradan bir yazarım ve popüler olmak istiyorum, kim gündemde? Emre Belözoğlu hemen başlarım onun aleyhinde yazmaya, sallamaya ve çok çabuk meşhur olurum ve adımdan söz ettiririm. Zor, neden? Türkiye’de bu işi yapan 400 kişi varsa herhalde bunların içinde bir 30 kişi vardır futbolun içinden gelen ve gerçekten güzel yorum yapan bende bu az sayıda ki insanlardan biri olmak istiyorum. “KAFAMDA FUTBOLU BİTİRMİŞTİM” MARATON.COM.TR: FUTBOLU NEDEN ERKEN YAŞTA BIRAKTINIZ? HAKAN ÜNSAL: Galatasaray’dan ayrılıp Rizespor’a transfer olduğumda kendimi çok formda ve fizik gücümü yerinde buluyordum. Ama Rizespor’a gittikten sonra söylenenlerle yapılanlar çok farkı olmaya başladı bende kafamda futbolu bitirmiştim ve bıraktım. “BEN OLSAM SONG’U GÖNDERMEZDİM” MARATON.COM.TR: GALATASARAY’IN YENİ TRANSFERLERİNİ NASIL BULDUNUZ? HAKAN ÜNSAL: Meria’ya baktığınız zaman gerekli bir transferdi ama ben olsam Song gibi bir oyuncu varken Meira transferini yapmazdım. Ama baktığınız zaman eğer elinizde Song yoksa Meira o bölge için iyi bir transfer. Kewell kendini ispatlamış iyi bir oyuncu ama Galatasaray burada stratejik bir hata yaptı. Arda gibi Türkiye’nin ender yetiştirdiği bir oyuncu varken aynı bölgeye bir yabancı transfer etmek ne kadar mantıklı? İkisi de kaliteli oyuncular ilerde takım içinde sorun çıkabilir oynamadıkları zaman. Baros zaten kendini ispatlamış bir oyuncu ve Galatasaray içinde iyi bir transfer olduğunu düşünüyorum. Zaten gelir gelmezde gollerini atmaya başladı. Baktığınız zaman Galatasaray’ın iyi bir kadrosu var hatta diyebilirim ki Galatasaray kadrosundan 2 takım çıkar ve çıkacak olan 2. takımda Turkcell süper ligde yukarılarda mücadele eder. “SAKATLIKLAR DARBEYE DAYALI” MARATON.COM.TR: GALATASARAY’DA SAKATLARIN DÖNMESİ NEDEN BU KADAR UZUN ZAMAN ALIYOR? HAKAN ÜNSAL: Evet, bu son senelerde böyle bir şey var. Sakatlara baktığınız zaman hepsinde darbeye dayalı sakatlıklar görüyorsunuz. Ama bunlar karşı takımın sert oyunundan dolayı değil. “EMRE’YE YURT DIŞINDA DEVAM ET DEDİM” MARATON.COM.TR: EMRE’NİN FENERBAHÇE’YE GELMESİNİ NASIL DEĞERLENDİRİYORSUNUZ? HAKAN ÜNSAL: Ben kendisine transfer olmadan öncede yurt dışında devam etmesini söylemiştim. Ama Fenerbahçe Emre’ye çok iyi şartlarda transfer teklifi yaptı ve Emre’de geleceğini düşünmekte olduğu için bu teklifi kabul etti. Galatasaray’ın yapılan bu teklife yaklaşması bile söz konusu değildi. Hem bonservis ücreti hem de Emre’ye verilen ücret açısından bu bütçelere çıkamazdı. Emre’ye tepkiler var ama Emre 7 sene yurt dışında oynadıktan sonra Fenerbahçe’ye transfer oldu. Şimdi bir laf dolaşıyor profesyonellik adı altında futbolcuları profesyonel yapan yöneticilerdir. Yıllardır hep ‘hadi koçum’ dediler ve boş mukavelelere imza attırdılar. İşleri bitince de hadi güle güle o yüzden ben Emre’nin veya başka bir futbolcunun büyük takımdan başka bir büyük takıma gitmesini artık yadırgamıyor. “GÜIZA’NIN BAZI ÖZELLİKLERİ HAKAN ŞÜKÜR’DEN İYİ” MARATON.COM.TR: GÜIZA HAKKINDAKİ YORUMLARINIZ NELERDİR? DEĞERİNDEN FAZLA PARA MI VERİLDİ? HAKAN ÜNSAL: Güiza’nın adıyla geldiği paraya baktığınız zaman evet bir orantısızlık var gibi gözüküyor. Güiza’nın son sene hariç geçmiş sezonlarına baktığınız zaman sezon başına gol sayıları 8 ile 13 arasındadır. Son sene bir patlama yaşadı. Guiza geldiği zaman insanlar hep Kezman’la kıyasladılar işte ikinci Kezman geldi diye. Ben kesinlikle katılmıyorum bu görüşe Kezman kendine oynayan egoist bir futbol yapısına sahip bir futbolcu. Güiza ise takım için mücadele eden pasveren pozisyona giren ve tam nerede olması gerekiyorsa orada olan bir futbol anlayışına sahip. Bana göre çok kaliteli bir futbolcu hatta bazı özellikleri Hakan Şükür’den bile daha iyi. “KALİTEDE YÜKSELİŞ YOK” MARATON.COM.TR: TÜRKİYE’DE FUTBOL KALİTESİNDE BİR YÜKSELME VAR MI? HAKAN ÜNSAL: Bence yok. Evet, kaliteli oyuncular geliyor ülkemize ama baktığınız zaman Galatasaray, Fenerbahçe ve Beşiktaş iyi transfer yapıyorlar ve geri kalan takımlar küme düşmemek için olan bütçeleri ile bir takım transferler yapıyorlar. Ligimizde kalite ne zaman olur Denizlispor ile Antalyaspor maçını izlerken sıkılmıyorsanız ya da Hacettepe ile Bursaspor maçında sıkılmıyorsanız işte o zaman ligimizde kalite var demektir ama şu an böyle bir şey yok. “HAKEMLER DAHA KARARLI” MARATON.COM.TR: HAKEMLERİ BU SENE NASIL BULDUNUZ? HAKAN ÜNSAL: Hakemler bu sene daha önceki senelere göre daha kararlılar ve hiç taviz vermiyorlar. Ama hala büyük takımla Anadolu takımları arasında ki kart kullanmada bir fark var. Bunu da aştıkları zaman Türk hakemlerinin iyi bir yere geleceğine inanıyorum. “ARDA’YI İSPANYA’YA UYGUN BULUYORUM” MARATON.COM.TR: ARDA AVRUPA’YA GİTMELİ Mİ? HAKAN ÜNSAL: Ben Arda’nın bu sene Galatasaray ile Şampiyonlar ligi oynamasını ve değerini bulduktan sonra Avrupa’ya transferinin gerçekleşmesini isterdim. MARATON.COM.TR: ARDA HANGİ ÜLKEDE DAHA RAHAT KENDİNİ GÖSTEREBİLİR? HAKAN ÜNSAL: Arda her ligde oynayacak kapasiteye sahip bir futbolcu. Ama ben İspanya ligine Arda’yı daha uygun buluyorum. “YÖNETİMİ SAMİMİYETSİZ BULUYORUM” MARATON.COM.TR: GALATASARAY KULÜBÜ YILLARCA HİZMET ETTİĞİ FUTBOLCULARLA AYRILIRKEN HEP SORUN YAŞIYOR BU NEDEN ACABA? HAKAN ÜNSAL: Bu tamamen yönetimle alakalı. En son Hakan Şükür örneği var. Dediler heykelini yapacağız alt yapıya adını vereceğiz ama icraat yok. Ben bu açıklamaları samimiyetsiz buluyorum. Yönetim olarak yaparsın söylediklerini Hakan Şükür’ü çağırırsın eğer Hakan gelmezse o zaman iş senden çıkmış olur. Ama bu da yapılmıyor. Bir yandan açıklama yapıyorsunuz Hakan’a bunları yapacağız diye diğer yandan bu takıma yılarını vermiş Bülent Korkmaz’a hiçbir şey yapmıyorsunuz. O yüzden ben bu tip açıklamaları samimiyetsiz buluyorum. Üstünden zaman da geçti şimdi hiç bu konuların açılmasını istemezler. “LINCOLN İYİ FUTBOLU KOCAELİ VE BELLINZONA MAÇLARINDA OYNUYOR” MARATON.COM.TR: FENERBAHÇE’DE BİR ALEX GERÇEĞİ VAR GALATASARAY’DA DA LINCOLN. MARATON OKURLARI İÇİN ALEX VE LINCOLN’Ü KIYASLAR MISINIZ? ARTILARINI VE EKSİLERİNİ… HAKAN ÜNSAL: Alex 4 senedir Türkiye’de ve hem alışma devresini geçirdi hem de artık Türk futbolunu çok iyi tanıyor takımında kaptanı oldu. Alex Fenerbahçe’de yaklaşık 150 maç oynadı ve bunların yaklaşık 130 tanesinde başarılı bir performans sergiledi takımı adına. Lincoln’un gelişi 1 seneyi doldurdu ve baktığınız zaman Galatasaray forması ile geldiği ilk 5 maçı çok başarılı ondan sonra bakıyorsunuz ya sakat ya ülkesine gidiyor geç geliyor yani daha tam Galatasaray’a bir şey vermiş değil. Alex, Lincoln’e göre ikili mücadelelerde daha çok ayakta kalıyor Lincoln gibi kolaya kaçıp kendini yere bırakmıyor. Serbest vuruşları Alex’in Lincoln’e oranla daha isabetli. Lincoln son iki karşılaşma da gol ve asist yaptı ama oynadığı maçlara bakın biri Turkcell süper ligin sonunda bulunun Kocaelispor diğeri de kendi ülkesinde sanırım düşme mücadelesi veren Bellinzona takımları. Bu maçlara göre Lincoln’e bakmamak lazım. Lincoln eğer aynı futbolunu Kayserispor’a karşı veya Sivasspor’a karşı da oynayabilirse o zaman daha rahat yorum yapabiliriz. “ERTUĞRUL SAĞLAM’I BEĞENİYORUM” MARATON.COM.TR: BEĞENDİĞİNİZ TEKNİK DİREKTÖRLER KİMLER? HAKAN ÜNSAL: Ertuğrul Sağlam, Uğur Tütüneker, Bülent Uygun “SKIBBE, GALATASARAY’A UYGUN BİR HOCA DEĞİL” MARATON.COM.TR: NTV’DE G.SARAYLI FUTBOLCULARIN HOCAYA SAYGISI KALMAMIŞ DEDİNİZ BUNU BİRAZ AÇAR MISINIZ? HAKAN ÜNSAL: Bu tamamen taktik ve Skibbe’nin saha içinde yaptığı yanlışlardan dolayı. Çok acemi işler oluyor saha içinde. Maç sırasında bakıyorsunuz birçok oyuncunun yeri değiyor ve saha içinde olan futbolcu çok net anlayabiliyor. Ve hocaya taktik anlamda saygıları kalmıyor. Skibbe ilk geldiğinde hem vizyon hem de kariyer açısından Galatasaray’a uygun bir hoca değildi. Galatasaray’ın daha kaliteli bir hoca getirmesi lazımdı. “NONDA’YI DA YOLLARLAR” MARATON.COM.TR: NONDA’NIN SÖZLEŞMESİ BİTİYOR UZATILMALI MI? HAKAN ÜNSAL: Valla Galatasaray’da iyi oyuncuları gönderiyorlar. Mondragon iyi oynuyordu gitti. Song iyi oynuyordu gitti. Nonda’yı da yollarlar sanırım. Bana göre kesinlikle kalması lazım hem Türkiye’yi tanıdı hem de Turkcell Süper Lig’i artık biliyor. Daha iyisini alacaksanız tabi ki yollarsınız ama dediğim gibi bence kalmalı. “GALATASARAY’DA GÖREV ALMAYI DÜŞÜNMÜYORUM” MARATON.COM.TR: İLERİDE G.SARAY’DA GÖREV ALMAK İSTER MİSİNİZ? HAKAN ÜNSAL: Şu an öyle bir düşüncem yok. Ama ilerde ne olur onu bilemem. “YATTARA OLMAZSA TRABZON SIRADAN BİR TAKIM OLUR” MARATON.COM.TR: YATTARA’NIN SATILMASI İLE İLGİLİ GÖRÜŞLERİNİZ NELERDİR? HAKAN ÜNSAL: Sezon başında çok fazla transfer yaptı Trabzonspor, yeni bir oluşuma gittiler. Herkes bu kadar çabuk Trabzonspor’un bir takım havasında olacağını düşünmüyordu. Yattara bu takımın her şeyi eğer Yattara’yı satarsanız takımın havası bozulur ve sıradan bir takım havasına bürünürsünüz. Ben Yattara’yı sezon ortasına kadar oynatır ve o arada futbolcu bulur öyle gönderirdim. Yattara’sız Trabzonspor en iyi 4. sırada ligi bitirir. “EMRE VE AURELIO İYİ İKİLİ OLURLARDI” MARATON.COM.TR: EMRE, AURELİO’NUN YERİNİ DOLDURUR MU? HAKAN ÜNSAL: Emre, Aurelio gibi savunması kuvvetli bir oyuncu değil. Emre ileriye doğru oynayan bir oyuncu Aurelio ise savunma yönü kuvvetli bir oyuncu. Eğer bu sene Aurelio Fenerbahçe’de kalsaydı çok iyi bir ikili olurlardı. Fenerbahçe Aurelio’dan boşalan yeri şu an iki futbolcu ile doldurmaya çalışıyor ve onda bile başarılı olamıyor. MARATON.COM.TR ÖZEL RÖPORTAJ: BURAK ÖZKAYA
Galatasaray Kulübü eski asbaşkanı Ergun Gürsoy, gündeme bomba gibi düşecek açıklamalarda bulundu. İşte Ergun Gürsoy’un hurriyet.com.tr’ye yaptığı açıklamalar... * Galatasaray’ın bilmediğimiz bazı yönlerini bize söyler misiniz? Galatasaray’ın her şeyi ortada… Sermaye piyasasına dahil olan bütün kulüplerde artık gizlilik diye bir şey kalmadı ki... * Asbaşkanlık yaptığınız dönemde keşke dediğiniz şeyler oldu mu? Alınan yanlış kararlar? Hatır için bazı şeyleri pas geçtim. Bazı yapılan yanlışlara saygıdan dolayı itirazda bulunmadım. Ben de Adnan Polat gibi istifa ediyorum deseydim belki Galatasaray’ın hayrına olacaktı. “Keşke restimi çekseydim” dediğim çok oldu. Eksik yaptığım şeyler var… Düşündüğüm zaman “neden?” dediğim çok oluyor. O günlerde başkanı üzmemek için es geçtiğim şeyler... Eski günlere dönebilseydim rest çekmeyi tercih ederdim. İnsan, doğru gördüğü şeyleri yapmalı. O dönemde hatırlarsanız “şu anda mutlu değilim” dediğim anlar olmuştu. “Önümüzdeki sezon olmayacağım… Yaptığım işten mutlu değilim…” gibi açıklamalarım aslında bu sıkıntıların ifadesiydi. * "Galatasaray’da 2000’lerin ruhu canlanıyor" diye bir görüş ortaya çıktı. Siz o dönemi yaşamış bir yönetici olarak bu görüşe katılıyor musunuz? Hiçbir takım sezona girerken “başarılı olamayacağız” diye bir ifade kullanmaz… Hedef Avrupa olmalı; UEFA olmalı… Galatasaray bu şansı bir defa kullandı. Her zaman şans yardım etmez. Ezici güçle kazanılmış bir kupa değildi. İyi bir kadro vardı, başarılı oldu ama aynı kadro ile bir sonraki sene başarılı olamadı… Demek ki her zaman aynı şans elde edilemiyor. Zaten Türk futbolunun da istikrarlı olduğu söylenemez… * Şu anki kadroyu nasıl buluyorsunuz? İyi buluyorum… Aslında oyuncular transfer olduğunda kaygılıydım ama genel olarak şu an iyi... Kewell iyi bir kazanç mesela. Yaşlı oyuncular hariç… Mesela Lincoln hariç… Lincoln istikrarlı değil ve böyle devam edeceğini düşünüyorum. Kadro genelde iyi… Mesela Fenerbahçe bu kadar geniş bütçesine rağmen aldığı transferler konusunda çok başarılı değil… Ayrıca hızı kesildi; Fenerbahçe’nin yükselişi bence durdu. Mesela geçen sene şampiyonluğu kaybetmesi çok büyük hayal kırıklığına sebep oldu. Yaptığı transferlere rağmen kadroya yeni bir şey katılmadı. Takımın başarılı olması için iyi futbolcu lazım. İyi antrenörler ve yöneticilerle iyi takım olunmaz. Oysa Galatasaray örneğine bir bakalım… Başkan hasta oldu, kulübe uğramadı bile… Teknik Direktör altı maç kala istifa etti. Yerine bir kondisyoner teknik direktör oldu. Futbolcuların inancı ile şampiyon oldu Galatasaray… Demek ki iyi futbolcularla başarı kazanılır. İyi başkan, iyi teknik direktör ikinci sıradadır. * Galatasaray’ın bu sezon genel durumunu nasıl buluyorsunuz? Kadro olarak doğru seçimler yaptı. Başarılı transferler yaptığı gibi gelir getirici ve cesur hamleler de yaptı bence. * Ne gibi hamleler? Para getirici hamleler yaptı. Enkaz devraldık edebiyatı yapmadılar. Kendilerine oy vermememe rağmen mevcut yönetimin daha başarılı olacağını zaten yazmıştım. Yazımı doğrulamış oldukları için kendilerini kutluyorum. Bir takım şampiyon olur ya da olmaz, ben başarıyı bununla ölçmüyorum. Toplamda yapılan işlere bakmak lazım. Mesela Fenerbahçe toplamda yaptığı işler açısından daha başarılı… * Sizin “Fenerbahçe bizi her dalda geçti” diye bir sözünüz de vardı… Bu dönem için de bu sözünüzün arkasında mısınız? “Fenerbahçe bizi geçti” dememin sebebi genel olarak yaptığı iyi işlerin fazla olması. Yatırım konusunda hep akıllı adımlar atıldı. Statlarının çağdaş olması, Fenerbahçe’ye sınıf atlattı bence. Güzel statlarda güzel seyirciler olur. Seyircileri kontrol altında tutmak, bu tip donanımlı statlarda daha kolay. Yaptıkları yatırımlar her kulüpten üstün. Stat olsun, televizyon olsun… Avrupa şampiyonu olmuş bir takım şampiyonlar ligine katılamazken bugün Fenerbahçe katılabiliyor. * Fenerbahçe’nin bu başarılarını neye bağlıyorsunuz? Aziz Yıldırım’ın Fenerbahçe’yi iyi bir şirket nasıl yönetilirse o şekilde yönetmesine bağlıyorum. Yeri geldiğinde Aziz Yıldırım birçok kişi ile kötü olabilirken Galatasaray Başkanı herkesle iyi olmaya çalıştı ancak onu bile başaramadı… Tabi bunu kendi dönemim için söylüyorum… Adnan Polat bugün çoğu kişi ile kötü olabiliyor. * Sayın Adnan Polat hakkında başka yorumlarınızı alabilir miyiz? Şimdilik iyi gidiyor... Tabi bu konuda yorum yapmak için henüz erken. * Biraz önce “Fenerbahçe bir duraklama dönemi geçiriyor” dediniz… Sizce bu sezon Galatasaray, Fenerbahçe karşısında nasıl olacak? Evet… Fenerbahçe başarı konusunda duraklama dönemi geçiriyor. Galatasaray’ın Fenerbahçe karşısındaki durumunu zaman gösterecek ama gidişatı fena değil. * Galatasaray 2000 yılında UEFA kupası almış bir takım… Ardından Süper Kupa… Bu başarılara imza atmış bir takım olan Galatasaray’ın neden sekiz yıldır belirgin bir başarısından söz edemiyoruz? Galatasaray hakkı olmayan harcamalar yaptı… Futbolcular transfer etti… Ne o futbolcuları takımda tutabildi ne de uyum içinde olan hocaları takımda tutabildi. Bu durumlar çöküşün doğuşunu hazırladı. * UEFA kupasını bu sene Galatasaray alabilir mi? O da alamaz, Fenerbahçe de alamaz… Alırlarsa çok büyük başarı olur. Bu liglerde savaşan diğer takımlar maalesef Türk takımlarından çok daha üstün. En azından tur atlamalarını da başarı sayıyorum ama keşke daha fazlası olsa… Türkiye’de başarılar konusunda ne yazık ki bir türlü istikrarı yakalayamıyoruz. Bu her dalda böyle; sadece futbol için değil… Mesela Halterde de bir dönem önce elde ettiğimiz başarı kalıcı olamadı. * Hagi’yi teknik direktör olarak getirdiğiniz için hiç pişmanlık yaşadınız mı? Hagi, bize geldiği yaşı da dikkate alırsak dünyanın 5 futbolcusundan biridir. UEFA şampiyonasını da ona borçluyuz… Son saniyelerde attığı goller bizi başarıya götürdü. Ona olan sevgimden hiçbir şey kaybetmeme rağmen antrenörlüğünü tutmuyorum. “Fatih Terim mi, Hagi mi?” derseniz ben Fatih Terim derim… Ben Hagi’nin antrenörlüğünden memnun kalmadım. Aldırmak istediği veya aldırdığı hiçbir oyuncudan memnun kalmadık. On iki oyuncu tavsiye etti, birçoğunu almadık. Önder Turacı’yı da istememize rağmen alamadık; bunda başkanın da kabahati oldu. İbrahim Yavuz, aldırdığı tek oyuncu idi, onun da takıma da faydası olamadı. Üstelik Hagi kendi isteğiyle transferi gerçekleşmeyen hiçbir oyuncuya şans vermedi. Ribery’yi dahi kendi istediği bir oyuncu olmadığı için epey bir süre oynatmadığı gibi; oynattığı maçlarda da ya oyunun sonuna doğru oynattı ya da başlarda çıkardı. Ribery de bu nedenle burada mutlu olamadı… * Geçen sene Schalke 04 takımından Galatasaray’ın yeni 10 numarası ümidiyle transfer ettiği Lincoln, geçtiğimiz sezon beklenileni veremedi. Ancak bu sene ligde çok iyi bir başlangıç yaptı, sizce bunun sebebi nedir? Lincoln istikrar sabıkalısı bir futbolcu… Bu güne kadar oynadığı takımlarda 32 maçlık bir maratonda 10 maç bile oynayamadı ya sakatlandı ya da maçtan çıktı… Attığı gol sayısı 10’u geçmedi. Lincoln, isminin hakkını veremiyor. Yaptığı en güzel iş, şampiyonlar liginde Fenerbahçe’ye attığı iki goldü. Attığı bu iki golle Galatasaray’a transferini gerçekleştirdi ve ne yazık ki maddi manevi bir sürü zarara soktu. * Fenerbahçe’nin yeni transferi Daniel Güiza’yı nasıl buluyorsunuz? İyi bir futbolcu olduğu tartışılmaz. İspanya’daki başarıları ortada… Bence çok iyi transfer… * Galatasaraylı Kewell mı yoksa Fenerli Güiza mı? Kewell tabi ki daha şöhretli bir oyuncu… Üç yıl boyunca oynamadığı için kaygı duymuştuk ama kendini kanıtladı. Çok genç olmamasına rağmen iyi koşuyor, iyi şut atıyor. Bir futbolcudan beklenecek tüm meziyetlere sahip. İkisi de iyi oyuncular bence… * Sizin bir yazınız vardı: “Hakan Şükür, futbol yaşamı boyunca hiçbir Avrupa takımına kendi isteği ile transfer olmadı. Kulübe para lazım olduğunda kurbanlık koyun gibi kapı kapı dolaştırılıp yabancı kulüplere satılmak istendi. Hatta bu iş için kiralanan özel uçağın parasını da ona fatura ettiler. Çocuğunu getirdiği için kadro dışı kaldığında bile gıkını çıkarmadı ve takım içinde hiçbir zaman sorun olmadı.” şeklinde ifadeleriniz vardı yazınızda… Hakan Şükür Galatasaray’a en çok katkıda bulunan oyuncuların başında geliyor kuşkusuz… Sizce bu tavrın sebebi ne? Bence Hakan Şükür bu kadar ısrarcı olmamalıydı… Eğer bir kulüp ona jübile hakkı tanımışsa ya bir takıma transfer olacaktı ya da futbolu bırakacaktı. Galatasaray’a hizmetin alasını verdi; artık Galatasaray için yapabileceği bir şey kalmadı. Futbolcu olarak Hakan Şükür gibi bir oyuncu artık daha fazla ısrar etmemeli. Böyle bir futbolcunun yedek kulübesinde bekleyip son 10- 20 dakika kala oyuna girmesi, bir Hakansever olarak beni çok rencide ediyor… Ben bu kadar rencide olurken 3. şahıslara ve Hakan Şükür’e ne gibi etki bir yapıyor bilemiyorum!...
Yeni sezon hazırlıklarını İtalya'da sürdüren Galatasaray Cafe Crown Erkek Basketbol Takımı, İtalya'nın Reyer Venezia ekibiyle yaptığı hazırlık maçını 79-73'lük skorla kazandı. Sarı-kırmızılı ekipte Erdem 7, Strickland 3, Zizic 7, Polat 2, Cüneyt 10, Milojevic 18, Graves 14, Murat 5, Cemal de 13 sayı üretti.
Türk spor basınının önceki gün vefat eden duayen isimlerinden Kazım Kanat, İstanbul'da son yolculuğuna uğurlanıyor. Kazım Kanat için, Sabah Gazetesi, Beşiktaş Kulübü ve Türkiye Spor Yazarları Derneği'nde (TSYD) ayrı ayrı tören düzenlendi. Kanat'ın naaşı ilk olarak, çalıştığı Sabah Gazetesi önüne getirildi. Burada yapılan törene Sabah Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ergun Babahan, gazete çalışanları ve ailesi katıldı. Törende Babahan bir konuşma yaptı. BEŞİKTAŞ KULÜBÜ'NDEKİ TÖREN Kanat'ın cenazesi daha sonra, genel kurul üyesi olduğu Beşiktaş Kulübü'nün Akaretler'deki binasının önüne getirildi. Buradaki törene Beşiktaş Kulübü Başkanı Yıldırım Demirören, siyah-beyazlı yöneticiler, Beşiktaş Futbol Takımı Genel Menajeri Sinan Engin, Beşiktaş Teknik Direktörü Ertuğrul Sağlam, futbolcular Delgado, Nobre, İbrahim Toraman ve İbrahim Üzülmez, Divan Kurulu üyeleri, kulüp çalışanları, gazeteciler ve Beşiktaş'ın Çarşı taraftar grubunun temsilcileri katıldı. Törende, Kazım Kanat'ın yakın arkadaşları spor yazarı Faik Gürses ve Güven Taner birer konuşma yaptı. Gürses, gözyaşları içindeki konuşmasında, Kanat'ın ölümü sonrası Beşiktaş Kulübü Başkanı Demirören'in yurt dışından kendisini aradığını ve, ''Ben gelmeden cenaze kalkmayacak'' ifadelerini kullandığını söyledi. Konuşmaların ardından başkan Demirören, Kazım Kanat'ın oğlu Mesut Kanat'ı yanına alarak kürsüye geldi. Demirören, yaptığı konuşmada, acılarının çok büyük olduğunu belirterek, ''Beşiktaş camiası cesur yüreğini, kartal yüreğini kaybetti. Ama yüreğimizde yaşayacak. Bazen bizi üzdü, kırdı, eleştirdi. Ama yazdıklarından hiçbir zaman taviz vermedi'' dedi. Teknik heyetin ve futbolcuların da törende olduğunu hatırlatan Yıldırım Demirören, ''Kazım ağabeyin içi rahat olsun. Bu sene şampiyon olacağız. Toprağı bol olsun'' diyerek sözlerini tamamladı. Kazım Kanat'ın oğlu Mesut Kanat ise, 25 yıl önce babasının kendisini Beşiktaş Kulübü'ne getirdiğini ifade ederek, ''Bana ' Gel seni dedenle tanıştıracağım' dedi. Süleyman Seba ile birlikte kahvaltı yaptık. Beşiktaş, O'nun kanserle savaşında ışığı oldu. En büyük destekçilerinden biri oldu. Kendisine bize Beşiktaş duruşunu hatırlattığı için teşekkür ediyorum'' diye konuştu. ERTUĞRUL SAĞLAM VE FUTBOLCULAR Beşiktaş Teknik Direktörü Ertuğrul Sağlam da yaptığı açıklamada, Türk spor ve basın camiasının çok önemli bir ismini kaybettiğini ifade ederek, ''Kazım Kanat benim futbolculuğumda ve antrenörlük döneminde çok ağır eleştiriler de yapmıştı. Kendisine hiç kızmadık. Çünkü iyi niyetli birisiydi. Kin gütmezdi. Eleştirilerini Beşiktaş'ın başarısına katkı sağlamak için yaptığını bildiğimiz için onu gördüğümüzde kendisine saygıda kusur etmezdik. Mübarek bir günde vefat etti, mekanı cennet olsun'' diye konuştu. Futbolculardan İbrahim Toraman ise, büyük üzüntü içinde olduklarını dile getirerek, ''Kazım ağabey bizden biriydi. Eleştirse de hiçbir zaman alınmadık. Ailesine başsağlığı diliyorum'' dedi. İbrahim Üzülmez de Kazım Kanat'ın değerli bir insan olduğunu vurgulayarak, ''Kazım ağabeyi kaybettikten sonra sorumluluklarımız arttı. Şampiyon olacağız'' dedi. Bu arada Beşiktaş Kulübü'nün merkezinin bulunduğu binaya, üzerinde ''unutmayacağız'' yazılı Kazım Kanat'ın büyük bir posteri asıldı. Öte yandan, Kanat'ın tabutunun üzerine, arkasında adı yazılı 10 numaralı Beşiktaş forması konuldu. SON TÖREN TSYD'DE YAPILDI Kazım Kanat'ın cenazesi son olarak, üyesi olduğu Türkiye Spor Yazarları Derneği'nin (TSYD) Levent'teki tesislerine getirildi. Buradaki törene Gençlik ve Spor Genel Müdürü Mehmet Atalay, Beşiktaş Belediye Başkanı İsmail Ünal, Eski Demokrat Parti Başkanı Mehmet Ağar, TSYD Başkanı Esat Yılmaer, teknik direktörler Mustafa Denizli, Yılmaz Vural, eski futbolcular, gazeteciler, spor yazarları, ailesi ve yakınları katıldı. Futbol Federasyonu Başkanı Mahmut Özgener, bazı yöneticilerle birlikte Kanat'ın naaşı tesislerden ayrılırken tören yerine geldi. Özgener, Kanat'ın eşi ve oğluna başsağlığı diledi. Törende konuşma yapan Gençlik ve Spor Genel Müdürü Atalay, Kanat'ın sadece futbol değil, aynı zamanda bir spor yazarı olduğunu belirterek, ''Türk sporunun başı sağolsun'' dedi. TSYD Genel Başkanı Yılmaer ise, Kazım Kanat'ın hep inandığını ve doğru bildiğini söylediğini anlatarak, ''Kazım Kanat kimseden korkmazdı, çekinmezdi. Şimdi onu, uzun yıllar hizmet ettiği TSYD'de uğurluyoruz. Mekanı cennet olsun'' diye konuştu. Basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Futbol Federasyonu Başkanı Özgener de, başkanlığa seçildikten sonra ilk görüşmek istediği insanlardan birisinin Kazım Kanat olduğunu ifade ederek, ''Ama ömrü yetmedi. Yazılarından çok şey öğrendiğimiz biriydi. Duruşu, dürüst yazıları ve kişiliğiyle çok şey öğretti'' diye konuştu. Törende ayrıca, TSYD'nin eski başkanlarından Necmi Tanyolaç, Sabah Gazetesi Spor Müdürü Serdar Ali Çelikler, Eski Demokrat Parti Başkanı Mehmet Ağar, Beşiktaş Belediye Başkanı İsmail Ünal, Lig TV Genel Müdürü Şansal Büyüka ve Kazım Kanat'ın oğlu Mesut Kanat da birer konuşma yaptı. Öte yandan, Beşiktaş Kulübü ve TSYD'deki törenlere siyah-beyaz formalarıyla Beşiktaşlı taraftarlar da katıldı. Kanat'ın naaşı törenin ardından cenaze namazı için omuzlarda taşınarak TSYD'nin yakınındaki Levent Camii'ne getirildi. Kazım Kanat'ın cenazesi, burada öğleyin kılınacak cenaze namazının ardından, Zincirlikuyu Mezarlığı'nda toprağa verilecek. KAZIM KANAT'IN CENAZESİ TOPRAĞA VERİLDİ Türk spor basınının duayen isimlerinden Kazım Kanat'ın cenazesi, İstanbul'da toprağa verildi. Önceki gün vefat eden Kazım Kanat'ın naaşı, Levent Camii'nde Cuma namazının ardından kılınan cenaze namazı sonrası, Zincirlikuyu Mezarlığı'na defnedildi. Cenaze namazına Devlet Bakanı Murat Başesgioğlu, Gençlik ve Spor Genel Müdürü Mehmet Atalay, Futbol Federasyonu Başkanı Mahmut Özgener, Beşiktaş Kulübü Başkanı Yıldırım Demirören, Fenerbahçe Kulübü Başkanı Aziz Yıldırım, Galatasaray Kulübü Başkanı Adnan Polat, Milli Takımlar Teknik Direktörü Fatih Terim, spor, basın, iş ve sanat dünyasından birçok ismin yanı sıra, Kazım Kanat'ın ailesi ve yakınları katıldı. Cenaze namazı öncesi basın mensuplarına açıklama yapan Milli Takımlar Teknik Direktörü Fatih Terim, Kazım Kanat'ın son günlerini mutlu geçirdiğini belirterek, ''Çok mutluydu. Bazen böyle oluyor. Yazık oldu. Böyle şeylerin zamanı yok. Takdiri ilahi'' dedi. Bu arada, Kazım Kanat'ın tabutunun yanında bulunan çerçeveli fotoğrafı yere düşerken, çerçevenin camları kırıldı. Yağışlı havaya rağmen cenaze namazına katılım yoğun oldu.
Alman hoca, son 3 maçın ardından G.Saray’ın oyun yapısını eleştiren milli stoperi, "Sen işine bak" diyerek uyardı. Hocasının bu sözlerinden sonra hırslanan Servet, idmanda takım arkadaşı Yaser’i sakatladı. Galatasaray’ın oynadığı son 3 maçtan sonra takımın ofansif oyununu eleştiren ve bu yüzden savunmada çok büyük sıkıntılar yaşadıklarını söyleyen Servet Çetin’e yönetimden sonra teknik direktör Michael Skibbe’den uyarı geldi. Alman hoca, yardımcısı Ümit Davala aracılığıyla milli stopere, "Sen işine bak. Bu konularla fazla ilgilenme" derken, uyarılardan sonra sinirleri bozulan Servet, hırsını idmanda takım arkadaşı Yaser Yıldız’dan çıkardı. Son haftalarda maçtan sonra yaptığı konuşmalar yüzünden eleştirilen Servet Çetin ile Galatasaray Teknik Direktörü Michael Skibbe özel bir görüşme yaptı. Sarı kırmızılı ekibin dün yaptığı çalışmadan önce bütün takımla birlikte toplantı yapan Alman çalıştırıcı, hafta sonu oynayacakları Konyaspor maçı ile ilgili olarak uyarılarda bulundu. Takımla yaptığı toplantı sonrasında Servet Çetin’le de özel bir görüşme yapan Michael Skibbe, başarılı stoperin yardımcısı Ümit Davala aracılığıyla dikkatini çekti. Skibbe’nin Servet ile yaptığı görüşmede "Geçen yıldan farklı oynadığımız ortada. Bazı sakatlıklar yüzünden hiçbir zaman ideal takımla sahaya çıkamadık. Bu yüzden savunma oyuncularına daha fazla yük bindi. Sen bu dönemde bunlara takılma, işine bak. Gelecek günlerde takım savunması daha güçlü bir hala gelecek" dediği öğrenildi. Görüşmeden sonra hırslandı Teknik direktör Michael Skibbe’nin uyarısından sonra Servet’in antrenmanda bir hayli hırslı ve sinirli olduğu dikkati çekti. Yarım sahada yapılan çift kale taktik çalışmasında Servet, genç forvet oyuncusu Yaser Yıldız’la antrenman sürerken gerginlik yaşadı. Birçok pozisyonda karşı karşıya gelen Servet ve Yaser’in sürekli omuz omuza mücadelesinin yanı sıra, itişip-kakıştıkları gözlendi. Daha sonra bir pozisyonda Servet, Yaser’e sert girerek arkadaşını sakatladı. Yaser acı ile kıvranırken, takım arkadaşları yanına geldi. Ancak Servet, Yaser ile ilgilenmeyip, arkasını dönüp pozisyondan uzaklaştı. Her iki futbolcunun antrenmanın kalan bölümünde gergin oldukları dikkati çekti. Arda takımla çalıştı Son haftalarda çok sayıda oyuncunun sakat olduğu sarı kırmızılı takımda, Arda Turan tamamen iyileşti ve dünkü antrenmanda takımla birlikte çalıştı. Çift kale taktik çalışmasında teknik direktör Skibbe, Arda’yı Lincoln ve Kewell ile aynı takımda oynattı. Üç yıldız klas hareketleri ile birbirinden güzel goller atarak, antrenmanı izleyen az sayıda sarı kırmızılı taraftarı da coşturdu. Sakatlıkları süren Mehmet Topal ve Aydın ise Cevat Güler gözetiminde takımdan ayrı çalıştılar. Diğer sakat oyuncular Linderoth, Ümit Karan ve Emre Güngör’ün salonda çalıştıkları öğrenildi. Hürriyet
Hasan Şaş, her geçen gün formunu yükseltiyor. Sağ bekte görev yapan tüm oyuncuların sakatlanması üzerine, tıpkı geçen sezon olduğu gibi bu bölgeye adapte edilen Hasan Şaş, her geçen gün formunu yükseltiyor. Sık sık hücuma çıkıp isabetli ortalar yapan tecrübeli futbolcu, kaptırılan toplarda geriye dönüp kademeye girmesiyle de beğeni topladı. Şaş, önümüzdeki maçlarda da sağ bekteki yerini koruyacak. Fanatik
.Saray Teknik Direktörü, 1-1 berabere geçilen ilk 45 dakikanın sonunda futbolcularına sert çıktı. Soyunma odasında, "Nedir bu haliniz? Giydiğiniz formanın hakkını verin" diyen Alman hocanın uyarıları farkı getirdi. Konyaspor maçının ilk yarısındaki futbolu beğenmeyen Galatasaray Teknik Direktörü Michael Skibbe’nin devre arasındaki uyarıları sarı kırmızılı futbolcuları ateşledi. İlk 45 dakikada Konyaspor önünde etkisiz bir futbol oynayan ve orta sahada çok açıklar veren G.Saray soyunma odasına 1-1’lik eşitlikle giderken bu durum Alman hocayı çileden çıkardı. Michael Skibbe’nin yardımcısı Ümit Davala’nın aracılığıyla sarı kırmızılı futbolculara hitaben sert bir konuşma yaptığı belirtildi. Alman hocanın, "Nedir bu haliniz? Sizi tanımakta güçlük çekiyorum. Çıkın, toparlanın. Herkes işini doğru dürüst yapsın. Giydiğiniz formanın hakkını verin" dediği öğrenildi. Radikal değişiklikler Alman hoca, Cassio Lincoln ile de özel olarak görüşerek sahada ağırlığını daha fazla hissettirmesini istedi. Kocaelispor maçında parlayan Lincoln de ikinci yarıda golü ve asistleri ile hocasının ve taraftarların yüzünü güldürdü. Skibbe’nin gazabına uğrayan futbolcu ise Mehmet Güven’di. İlk yarıda kötü bir futbol oynayan genç futbolcuyu Alman teknik adam yeterli görmeyerek, kenara aldı. Mehmet Güven’in yerine oyuna giren Volkan Yaman, Hakan Balta’nın bulunduğu solbeke geçerken Hakan Balta, ikinci 45 dakikada Ayhan’ın yanında ikinci bir ön libero olarak görev yaptı. Alman hocanın uyarıları ve yaptığı değişiklikler ikinci yarıda farkı getirdi. Hürriyet
:drooling:Galatasaray Başkanı Adnan Polat, tıpkı Harry Kewell ve Fernando Meira gibi büyük umutlarla transfer ettiği Milan Baros’un performansından bir hayli memnun. Polat, Çek yıldızın özellikle dün attığı ilk golde müthiş bir sevinç yaşadı. Baros’un hiç beklenmedik bir anda ceza alanı dışından ağlara yolladığı füzenin ardından koltuğundan fırlayan Polat, bu golü ayakta alkışladı. Diğer taraftan Kewell’ın nefis futbolu da Başkan’ın mutluluğunu ikiye katladı. uah: Fanatik
Skibbe, Feldkamp'ın Polat'ın davetiyle Türkiye'ye gelecek olması için, "Bundan bir rahatsızlık duymam. Kendisiyle de iyi anlaşırım. Gelecek kaygım yok" dedi.. Galatasaray Teknik Direktörü Skibbe, "2. yarıda muhteşem bir futbol oynadık" derken, galibiyeti önceki gün bir trafik kazasında vefat eden Alpaslan Dikmen'e hediye etti. Alman teknik adam, "Bir pozisyonu maç boyunca beğenmedim. Onda da gol geldi. Özellikle ikinci yarıda muhteşem bir futbol oynadık. İkinci devredeki futboldan çok memnunum. Bir çok pozisyonumuz vardı ve bunları gole çevirdik. Bu başarıyı Alpaslan'a hediye ediyoruz. Bu takım için çok emek vermişti ve 4-1'lik galibiyet ona armağan olsun" diye konuştu. Skibbe, "Lincoln'ün performansını nasıl buldunuz" sorusuna ise "Lincoln'den çok memnunum. Lincoln kalitesini sahaya yansıtıyor." yanıtını verdi. Alman hoca Feldkamp'ın başkan Polat'ın davetlisi olarak Türkiye'ye gelmesiyle ilgili olarak da, "Bundan rahatsızlık duymam. Onunla çok iyi anlaşırız. Benim gelecek kaygım yok" diye konuştu.
erman toroğlu Büyükler ve küçükler Baros’la Kewell biraz kıpırdayınca fark meydana çıktı. Galatasaray, farklı aldığı maçta çok iyi top oynadı mı? Bence hayır. Bu Galatasaray, Türkiye Ligi’nde her takım karşısında en az 6-7 gol pozisyonuna girer mi? Kesinlikle girer. Burada rakiplerinin zaafı mı tesir eder, yoksa Galatasaraylı oyuncuların kalitesi mi? Galatasaraylı oyuncuların kalitesi. O zaman geriye ne kalıyor? Teknik direktörün yerinde takım çıkarması, futbolcuları yerli yerinde oynatması... Lincoln’de biraz kıpırdama var. Var da esas Lincoln mü? Hayır. Hala çakma Lincoln. Konyaspor’da başkanlar değiştikçe teknik direktörler de değişiyor. Öyle olunca da takımın havası değişiyor. Düşünün, bir başkan geliyor, "3’er yıldan 9 yıl Konyaspor’da başkan kalacağım. Teknik direktör Raşit Çetiner de benimle 9 yıl çalışacak" diyor. Ama daha 9 gün dolmadan Çetiner kovuluyor. Böyle bir kulübün futbol takımından da istikrar beklenemez. Öyle olunca da ortaya dün akşamki tablo çıkar. Yani Konyaspor küçük takım kalmaya devam eder, Galatasaray da biraz kıpırdayarak büyük takım olmaya devam eder. Türkiye’de büyüklük kolay mı? Böyle küçükler olursa büyük olmak ve büyük kalmak kolay. İlk iki gol ofsayt Galatasaray’ın attığı birinci ve ikinci goller ofsayt gözüküyor. Diyeceksiniz ki, adam 2 gol yemiş 2’si de ofsayt. Türkiye’de küçükler böyle goller yerse fark etmez. İş büyüklere gelince yangın çıkar. Görürsünüz, nitekim bu da çok çabuk kapatılır. Galatasaray biraz kıpırdar, kadro olarak da iyi idare edilirse Türkiye Ligi’nde şampiyonluğu sonuna kadar kovalar. Galatasaray seyircisine bir çift lafım var. Futbol maçları tarihte her zaman vardır, ileride de devam edecek. Ama futbol maçı bir yere kadar futbol maçı. İnsan faktörü çok önemli. Bir futbol maçı candan daha önemli değil. Nitekim Allah rahmet eylesin UltrAslan’da bir arkadaşlarını kaybettiler, haklı olarak son derece üzüntülüydüler. Nitekim dün gece bu olayın tesiriyle tribünlerden küfür de çıkmadı, rakip takıma fazla tepki de... Yalnızca takımlarını teşvik ettiler. Doğrusu da bu değil mi? İlla böyle bir kötü olay mı yaşanmalı?
Galatasaray Kulübü Başkanı Adnan Polat, 4-1 kazanılan Konyaspor maçında sergilenen futbolun kendilerini gelecek için daha da umutlandırdığını söyledi. Polat, karşılaşma sonrası yaptığı açıklamada, ''Alınan 3 puan ve atılan 4 gol sevindirici. Yalnız maçları artık gol yemeden tamamlamamız lazım'' dedi. Karşılaşmanın ilk yarısında sergilenen futbolu beğendiğini söyleyemeyeceğini kaydeden Polat, ''İkinci yarı ise futbolcularımız ve dolayısıyla seyirciler maçtan zevk aldı. Galatasaray takım olma yolunda devam ediyor. Biraz daha zamana ihtiyacımız var. Çok daha iyi olacağız'' diye konuştu. Polat, sezon başında Fenerbahçe'ye transfer olan Emre Belözoğlu'nun yaptığı açıklamaların hatırlatılması üzerine, ''Biz o konuyu kapattık ve Emre'yi unuttuk. Kendi yolunu çizdi. Allah yolunu açık etsin'' derken, Lincoln'ün yükselen form grafiğiyle ilgili soruya da, ''Lincoln sakat olmayınca futbol, şov, performans ve sonuç adına ortaya çok şey koyabiliyor. Daha dün kendisine sorduğumda henüz istediği düzeyde olmadığını söyledi. Bir de o düzeye geldiğinde herhalde çok güzel şeyler izleyeceğiz'' yanıtını verdi. Galatasaray Futbol A.Ş. Genel Müdürü Adnan Sezgin ise ellerindeki takımın maç oynadıkça daha iyi olacağına inandıklarını söyledi. Sezgin, sakatlıkları mazeret görmeden ellerinde olanların en iyileriyle yollarına devam ettiklerini ve ortaya konan futbolun kendilerini memnun ettiğini kaydederken, Lincoln'ün de giderek daha iyi olacağına inandığını belirtti. Galatasaray'ın sağlık heyetinde bazı değişikliklere gideceği yönünde spekülasyonlar yapıldığının hatırlatılması üzerine, kendilerin bu konuda bir açıklamalarının bulunmadığını ifade eden Sezgin, ''Ama çok sakat oyuncumuz var ve bazı düzenlemeler yapabiliriz. Bu sağlık heyetimizde kadro bazında, düzen bazında ve çalışma prensipleri bazında olabilir. Çok kaliteli bir sağlık ekibimiz var. Biz en iyi ürünü ortaya çıkarmaya ve sorunları çözmeye çalışıyoruz'' şeklinde konuştu. - MICHAEL SKIBBE - Galatasaray Teknik Direktörü Michael Skibbe, Konyaspor maçında ikinci yarı yaptıkları taktiksel değişiklikle skoru lehlerine çevirdiklerini söyledi. Skibbe, karşılaşmadan sonra düzenlediği basın toplantısında, Konyaspor'un futboluna saygı duyduğunu ifade ederek, ''Birinci golden sonra bizim futbolumuzu engellediler. Tempomuza ayak uydurdular. Bu galibiyette bize yardımcı olan şuydu; ilk yarının bitmesiyle ikinci yarıda taktik anlamda farklı çıktık, Kewell'i öne aldık. Bu taktiksel değişiklikle rakibimizin kafasını karıştırdık ve oyun oynamalarını engelledik ve kazanmayı bildik'' dedi. 4 gollü galibiyetlerin sürdüğünün hatırlatılması üzerine Skibbe, ''Umarım ki bundan sonra böyle devam eder. Tabii ki bir daha ki maç neyi gösterir bilemeyiz, bu skorların devamını istiyoruz'' ifadesini kullandı. Skibbe, her zamanki gibi standart ve basit bir gol yediklerini dile getirerek, ofansif futbol oynayarak çok gol bulduklarını, ancak gol de yediklerini, bu önlemek için çalışacaklarını anlattı. -LINCOLN'Ü ÖVDÜ- Lincoln'ün mücadelesinden ve performansından çok çok memnun olduğunu kaydeden Alman teknik adam, ''Bugün bütün özelliklerini sahaya yansıttı ve bunu bir kafa golüyle süsledi'' dedi. Lincoln'ün gerçekten çok saygın bir futbol oynadığını anlatan Skibbe, Brezilyalı oyuncunun iyi futbol oynarken, bunu rakiplere de saygı göstererek yaptığını öne sürdü. Tüm oyuncularla iyi anlaştığını ifade eden Skibbe, ''Herhangi bir futbolcuyla farklı davranmıyorum. Teknik direktörlük hayatımda her zaman bu böyle olmuştur. Onları iyi anlamak için yakın davranıyorum. Futbolcu teknik direktörlük ilişkileri her zaman saygıya dayanır. Bu iyi niyet ve samimiyet görev sınırları içinde olmalı'' şeklinde konuştu. Feldkamp'ın bugün İstanbul'a gelmesiyle ilgili bir soru üzerine, ''Feldkamp bizim davetlimizdi. Eşiyle birlikte geldi. Bu konuda geleceğimle ilgili bir kaygı duymuyorum. Kendisiyle iyi anlaşıyoruz'' dedi. Skibbe, Bellizona takımını son iki maçında analiz etmeye çalıştıklarını da anlatarak, ilk maçtaki 4-3'lük skorun avantajını iyi değerlendirip, gruplara kalmayı istediklerini sözlerine ekledi. Öte yandan Alman teknik adam maç sonrası yayıncı kuruluşta katıldığı canlı yayında bu galibiyeti hayatını yitiren Galatasaray taraftarı Alpaslan Dikmen'e hediye ettiklerini söyledi. Galatasaray, Bellizona maçının hazırlıklarına yarın sabah basına kapalı yapacağı antrenmanla başlayacak.
Galatasaray'ın İtalyan file bekçisi De Sanctis maç sonrası sıcağı sıcağına Lig Tv mikrofonlarına açıklamalarda bulundu. Sanctis " Yan toplar ve duran toplar geliştirmemiz gereken bi özelliğimiz. Çalışmalarımızı devam ettirip bu eksikliğimizi daha iyi duruma getireceğiz. Bugün yediğimiz golde bu eksikliğin bir göstergesi. Dediğim gibi çalışıp bu yönümüzü güçlendireceğiz. Ben sakinim, herşey daha güzel olacak. Önemli olan rakipten daha fazla gol atabilmek. Bunuda başarıyoruz. Önemli olan rakipten fazla gol atıp kazanmak" dedi.
Galatasaray savunmasının başarılı isimlerinden Hakan Balta maç sonrası Lig Tv'ye yaptığı açıklamalarda bulundu. Hakan Balta yaptığı açıklamada " İyi başladık. Erken bir gol bulduk. Çok saçma bir gol yedik yine. Son zamanlarda yediğimiz goller çok basit zaten. İkinci yarıda takım savunmasını daha iyi yaptığımızı düşünüyorum. İlerde yaptığımız baskıda sonuç buldu. İkinci yarıda çok daha iyi oynadığımızı düşünüyorum. Arkadaşlarımı tebrik ediyorum" dedi.
Galatasaray'ın Konyaspor karşısında aldığı 4-1'lik galibiyetin başrol oyuncularından Lincoln Lig Tv mikrofonlarına açıklamalarda bulundu. Lincoln " Topu topu bir yıldır Galatasaraydayım. Alışmaya devam ettiğim şeyler var. Bunların haricinde oyun tarzı ve rakipleri tanımak gibi etkenler var. Bu formayı taşıdığım sürece Galatasaray için en iyisini yapacağımı söylemiştim. İyi bir noktadayız. Daha iyi olmaya çalışıyoruz. Ben herşeyden önce, takıma verebildiğim destek için çok mutluyum. Sadece ben değil tüm takım 2.yarıda çok iyi oynadı. Görmüş olmanız gerekir ki ilk yarıda ben nereye gitsem benden önce oraya gitmeye çalışan bir oyuncu vardı. Buda benim oyunumu kısıtladı aslında biraz ama elimden geleni yaptığımı düşünüyorum. Annem hem maçtan önce hemde maçtan sonra arar, bende onu ararım. Annem benim için 90 dakikayı dua ederek geçiriyor" dedi.
