Amerikalı şirket Goldman Scachs’le anlaşma sağlanırsa 170 milyon dolar kredi alınacak... Bunun 2 yılı ödemesiz 10 yıl libor+2.. Genel kurul 25 Ekim’de onay verirse para gelecek... Gelen parayla Başkan Polat, kar eden Sportif AŞ. ile zarar eden Futbol AŞ.’yi birleştirecek. Bu birleşmede harcanacak para 70 milyon doları bulacak.. Peki bu ne kazandıracak? Galatasaray’ın piyasadaki %37 oranındaki hisseleri toplanacak ve yılda 15 milyon dolar olarak dağıtılan temettü kasada bırakılacak. Peki iyi de bunu ABD’li şirket neye karşılık yapacak? Elde edeceği faiz yıllık 20 milyon doların üzerinde... Peki buna karşılık hangi gelirler tamamen onların kontrolünde olacak? Bunu Polat, 25 Ekim’deki genel kurulda anlatacak? Üyeler de evet ya da hayır diyecek. Haydi hayırlısı... -------------------------------------------------------------------------------- “Hocanın arkasındayım” Başlığı yazarken bile bir tuhaf oldum! Çok tehlikeli bir laf bu: “Hocanın arkasındayım!” Aynı şey Fatih Terim için de geçerliydi. O da gitti. Gerets için de söylenmişti aynı laf, Hagi için de... Kalli’ye de dememişler miydi; “Arkasındayım” diye? Arkasına geçildi mi, hoca gidiyor demektir. Başkan Adnan Polat, “Skibbe’nin arkasındayım” deyince irkildim demesem yalan olur. “Yoksa o da mı” dedim içimden... Bu kadar çabuk mu geçilir adamın arkasına! Skibbe rahat gibi, arkasına geçildiği için mutlu belki de. Ama bundan önce arkasına geçilenlerin başına gelenleri bilmiyor elbette... Biri anlatsa diyorum; sürpriz olmasın adama! -------------------------------------------------------------------------------- Sezgin’i anlayabilmek Adnan Sezgin, neden hep antipatik, neden hiç sevilmiyor, neden insanlar ondan uzaklaşıyor? Spor medyasında da, Galatasaray kongresinde de, Galatasaray yönetiminde de, futbolcular arasında da bu böyle... Bazen bu durum yüksek sesle de konuşuluyor... Peki Adnan Sezgin ne yaptı? Kimin gözüne parmağını soktu? Kimin önünü kesti? Kime haber uçurup, kime sırtını çevirdi? Herkes bir yorum yapabilir Adnan Sezgin için... Ancak 30 yıldır futbolun içinde olan Sezgin “Asla çılgın biri” değildir... Yanında bir dakika bile durulmayacak insanlarla yıllarca çalışmayı becermiştir... Yalakalık nedir bilmez. Kimsenin adamı olmaz. Hayatı işidir. Kimsenin cankuşu değildir... Adnan Polat çılgın mı ki Adnan Sezgin’le çalışıyor... Hayır ona sonuna kadar güveniyor... Yönetim kurulundaki bir arkadaşı “Bu Sezgin bizim sırtımızda kambur, onun yanlışlarını nasıl temizleriz?” lafına Polat’ın “Benim olduğum yerde kimse Adnan Sezgin’i masaya getiremez” deyip kestirip atması ne kadar güvendiğini gösteriyor.. Sezgin, sütten çıkan bir ak kaşık mı? Hiç hata yapmıyor mu? Yapıyor elbette, yapmaz mı? Kimler yapmadı ki? Adnan Sezgin, yüz ifadesiyle, ses tonuyla, kararlılığıyla bazılarına ters geliyor da ondan sevilmiyor... Ben Sezgin’i gayet iyi anlıyorum... Kendisiyle sorun yaşayanlar bir düşünsünler bakayım... -------------------------------------------------------------------------------- Barış’ı unuttunuz mu? Barış Özbek’in Kayseri’de çatladı ayak tarak kemiği. Hastaneye yattı. 3 ay yok. Buna çok üzülmedi Barış; “Olur böyle şeyler. Nasıl olsa çok gencim, kalkarım ayağa, yine eskisi gibi oynarım” dedi. Ama daha önemlisi Barış’ın ayak kemiğinden çok kalbi kırıldı. Çünkü arkadaşları Barış’ı aramadı. Şaka yapmıyorum; gülmeyin öyle... Bir Mehmet Topal aramış, bir de Haldun Üstünel... Daha ne yazayım. Buna ne yorum yapayım. Yorum sizin. Ne derseniz, deyin işte. -------------------------------------------------------------------------------- Hasan Şaş’ın beli Hasan Şaş hiç çekmedi bu belindeki ağrılardan çektiği kadar... Tam ne zamandı hatırlamıyorum; Şaş’ın belinin kilitlendiği haberi geldi.. Önce “Bir şey yoktur bir iki güne kalmaz geçer” falan dedik, sonra bu kilitlenmeler artmaya başladı... Şaş tam futbola dönüyor, ortalığı hallaç pamuğu gibi atıyor arkadan bir ses “Tık!” Ne oldu? Hasan’ın beli kilitlendi! Sevgili tıp adamları, lütfen şu tıklamaya bir çare bulun... Bir gün “tak edip” kalmasın sevgili Hasan kardeşim saha ortasında... Çünkü ona çok daha uzun yıllar ihtiyaç var. -------------------------------------------------------------------------------- Galatasaray’da vefa İki hafta önce Galatasaray Lisesi’nde görkemli bir balo vardı... Kimi ararsanız oradaydı... Yani anlayacağınız Galatasaray’ın tüm ağır topları baloda bir aradaydı... Aslında nerede bir balo olsa Özhan Canaydın oradaki yerini mutlaka alırdı... Gözler o gün 100. yıl balosunda Özhan Canaydın’ı aradı ama kimse göremedi... Adı 100. yıl buluşmasıydı ama iyi ya da kötü başkanlık yapmış olan Özhan Canaydın orada olmaz mıydı? Olmalıydı... Ama yoktu? Davet mi edilmedi, yoksa gelmedi mi? Ben Galatasaray’da son günlerde sık sık olmaya başlayan vefasızlığa takılmaya başladım... Galatasaraylıyım deyip, böbürlenen, etik insanlarız deyip kendilerini başka sınıfa koyan bu insanlara ne oluyor anlamıyorum. -------------------------------------------------------------------------------- Lider futbolcunun tarifi Galatasaray’ın efsane yıldızı Hagi, “kimler lider futbolcu olamaz” sorusuna şu yanıtı verir: “Takım kaybettiği zaman ağlamayan futbolcu asla lider futbolcu olamaz.” Lider futbolcu deyince aklıma Lincoln geldi. Daha liderliğini görmedik ama lider diye alınmadı mı? Peki Lincoln takımı kaybetti diye hiç ağlamış mıdır? Görüyorsunuz işte... Rahat bir adam. Yedek kalsa bile parasını tıkır tıkır alıyor diye belki de... Lider olmaya niyeti de hiç yok gibi... Abarttığımı sanmayın; gerçek ortada... Hagi’nin söylediği gibi Lincoln’ün “Ağlamasını beklemek” çok uzak geliyor bana... Lincoln’den ne lider olur, ne de başka bir şey... Çünkü o başka bir alemde... BAHRİ HAVADIR / AKŞAM
Galatasaray ve Türk futbolunun ''Taçsız Kral'' lakaplı efsanevi golcü futbolcusu Metin Oktay, ölümünün 17. yıldönümünde törenle anıldı. Metin Oktay'ın Kozlu Mezarlığı'ndaki kabri başında düzenlenen anma törenine, Galatasaray Kulübu Başkanı Adnan Polat, kulüp yönetim kurulu üyeleri Haldun Üstünel, Murat Yalçındağ, Adil Emecan, sarı-kırmızılı futbolculardan Hakan Kadir Balta, Sabri Sarıoğlu, Uğur Uçar, Mehmet Güven, Ferdi Elmas, Orkun Usak, Oktay'ın ailesi ve yakınları, Galatasaray camiasından kişiler ile Galatasaraylı taraftarlar katıldı. Adnan Polat'ın kısa bir konuşma yaptığı anma töreninde daha sonra dualar okundu. Törenden sonra gazetecilere açıklama yapan başkan Polat, Metin Oktay'ın Galatasaray ve Türk futbolu için çok önemli bir kişi olduğunu vurgulayarak, şunları kaydetti: ''Metin Oktay'ın benim için ayrı bir yeri var. Sadece futbolcu olarak değil. Futbolu bıraktıktan sonra birlik ve beraberliğimiz hem İzmir, hem de İstanbul'da devam etti. Biz onu çok sevdik. Galatasaray çok sevdi, Türk futbolu çok sevdi. Örnek alınan bir sporcuydu. İnsan sevgisini en üst düzeyde taşıyan bir kişiliğe sahipti. Galatasaray olarak Metin ağabeyi hiç unutmayacağız. Bugün onun anısına buradayız. Kendisine Allah'tan rahmet diliyorum.'' Adnan Polat, ''Divan Kurulu toplantısında 2 saat konuştum, sadece Fenerium ile ilgili sözlerim ön plana çıkarıldı'' şeklindeki siteminin hatırlatılması üzerine de ''Bu, günün konusu değil. Ama medya olarak konuyu ne kadar algıladığınızı gösteriyor'' ifadesini kullandı. Anma töreninde Metin Oktay'ın ailesi ve yakınlarıyla yakından ilgilenen Polat, törene katılan futbolcularla da şakalaştı. Başkan Polat, yanına çağırdığı Hakan Kadir Balta'ya, ''Bir sen sakatlanmıyordun, şimdi sen de sakatlandın'' diye takıldı. Bu arada, Galatasaray Store da Metin Oktay ile özdeşleşen ürünlerin bir arada olduğu reyonlar hazırladı.
Milli maçlar öncesinde, Şampiyonlar Ligi’nden elenen, son lig karşılaşmasında da Kayserispor ile berabere kalan Galatasaray, Antalyaspor maçını milat olarak kabul ediyor. Sarı-kırmızılılar, bugün üç puan alıp, Bellinzona maçı için moral bulmak istiyor Yeni sezona, Şampiyonlar Ligi’nden elenerek büyük bir hayal kırıklığıyla giren Galatasaray, Antalyaspor karşısında hem üç puan hem de moral arıyor. 18 Eylül’de, UEFA Kupası 1. tur maçında İsviçre’de oynayacağı Bellinzona maçı öncesinde, Ali Sami Yen’de oynanacak bu lig maçına büyük önem veren Teknik Direktör Skibbe, futbolcularıyla yaptığı toplantıda, galibiyet için konsantre olunmasını istedi. Milli takımlardan dönen oyuncularla tek tek görüşerek son durumlarını soran Alman çalıştırıcının, sorunsuz ve formda oyuncularından kurulu bir ilk 11’i sahaya çıkarmayı amaçladığı bildirildi. Kayseri deplasmanında yedek bıraktığı Lincoln’e, Antalyaspor karşısında şans verip vermeyeceği merak konusu olan Skibbe’nin, yeni transferlerden Milan Baros’u ise ilk 11’de oynatması bekleniyor. Antalyaspor maçı için hazırlıklarını dün akşam Florya’da yaptığı çalışmayla noktalayan sarı - kırmızılılar tesislerde kampa girdi. Tedavi gören Mehmet Güven ile birlikte milli takımlardan dönen futbolcuların da bu son çalışmada yer aldıkları ifade edildi. Hakan Balta salonda, Sabri, Linderoth, Emre Güngör ve Uğur Uçar ise sahada sağlık ekibi eşliğinde takımdan ayrı çalıştı. Serkan Çalık ve Barış Özbek’in ise rehabilitasyon çalışmalarının sürdüğü açıklandı.
Galatasaray, Antalyaspor karşılaşması hazırlık çalışmalarını Florya Metin Oktay Tesisleri’nde basın ve taraftara kapalı olarak yaptığı antrenmanla tamamladı. Teknik Direktör Michael Skibbe, yönetiminde saat 17.30’dan itibaren Jupp Derwall antrenman sahasında yapılan çalışma, ısınma ve açma germe egzersizleriyle başladı. Antrenmanın ana bölümünde iki takım halinde kalecilerin de katıldığı taktik bir çalışma yapıldı. Antrenman soğuma ve açma germe çalışmalarıyla tamamlandı ve oyuncular akşam yemeği için merkez binaya geçtiler. Mehmet Güven ve milli takım kamplarından dönen oyuncular da bu antrenmanın tümüne takımla birlikte katıldılar. Semih Kaya bugün antrenör Cevat Güler yönetiminde takımdan ayrı bir çalışma yaptı. Sağlık merkezinde sürdürülen tedavilerinin ardından Hakan Balta salonda, Sabri Sarıoğlu, Tobias Linderoth, Emre Güngör ve Uğur Uçar ise sahada sağlık ekibi eşliğinde takımdan ayrı birer çalışma yaptılar. Serkan Çalık ve Barış Özbek’in ameliyat ertesi rehabilitasyon çalışmaları sürüyor. Galatasaray, Antalyaspor karşılaşması hazırlık çalışmalarını bu son antrenmanla tamamlayarak Metin Oktay Tesisleri’nde kampa girdi.
Galatasaray ve Türk futbolunun ''Taçsız Kral'' lakaplı efsanevi golcü futbolcusu Metin Oktay, ölümünün 17. yıldönümünde yarın düzenlenecek törenle anılacak. Metin Oktay'ın Kozlu Mezarlığı'ndaki kabri başında düzenlenecek anma töreni saat 10.00'da başladı.
Turkcell Süper Lig'in 3. haftasında yarın Antalyaspor'u ağırlayacak olan Galatasaray, seyircisi önünde 3 puan almak istiyor. Lige Denizlispor galibiyetiyle başlamasının ardından, Kayserispor deplasmanında berabere kalarak ilk puan kayıplarını yaşayan sarı-kırmızılı ekipte, Antalyaspor karşısında galip gelmenin hesapları yapılıyor. Antalyaspor maçı öncesi özellikle sakat oyuncuların çokluğu teknik heyeti kadro oluşturma açısından sıkıntıya sokuyor. Galatasaray'da Barış Özbek, Serkan Çalık, Uğur Uçar, Tobias Linderoth, Hakan Kadir Balta, Sabri Sarıoğlu ve Emre Güngör'ün tedavileri sürüyor. Ayrıca, soğuk algınlığı geçiren Servet Çetin'in de tedavisinin devam ettiği ve durumunun iyiye gittiği bildirildi. Sarı-kırmızılı ekip, Florya Metin Oktay Tesisleri'nde bu akşam yapacağı antrenmanın ardından Antalyaspor maçı için kampa girecek. Ali Sami Yen Stadı'nda saat 21.45'de başlayacak mücadeleyi hakem Bülent Yıldırım yönetecek
Galatasaray ile Antalyaspor, yarın yapacakları maçla birlikte, ligde 27. kez karşı karşıya gelecek. İki takım arasında ligdeki rekabet 1982-83 sezonunda başlarken, Galatasaray, rakibini iç sahada 2-0, deplasmanda da 1-0 yenmişti. Tarafların ligde şimdiye dek yaptığı 26 lig maçının 19'unu Galatasaray, 3'ünü Antalyaspor kazanırken, 4 karşılaşmada da berabere sonuçlandı. Sarı-kırmızılıların genel toplamda attıkları 52 gole karşılık, kırmızı-beyazlılar 19 gol kaydetti. İki takım arasında 2006-2007 sezonunda yapılan maçlarda Galatasaray deplasmanda 1-0 kazanmış, İstanbul'daki maç ise 1-1 tamamlanmıştı. -GALATASARAY, 3 YENİLGİYİ DE İSTANBUL'DA ALDI- İki takımın İstanbul'da yaptığı 13 maçta, Galatasaray'ın rakibine galibiyet sayısında 9-3 üstünlüğü bulunuyor. ''Cim Bom'', Antalya'da hiç yenilmediği Antalyaspor'a sahasında ise 1984-85 sezonunda 2-1, 1994-95 sezonunda 3-0, 1995-96 sezonunda ise 2-1'lik skorlarla mağlup oldu. İstanbul'da iki takım bugüne dek sadece son randevuda berabere kalırken, Galatasaray'ın 25 golüne, Antalya ekibi 13 golle karşılık verdi. -İSTANBUL'DAKİ MAÇLAR- Galatasaray ve Antalyaspor arasında İstanbul'da yapılan lig maçları ve sonuçları şöyle: Sezon Sonuç ------- ----- 1982-83 2 - 0 1983-84 2 - 1 1984-85 1 - 2 1986-87 4 - 0 1994-95 0 - 3 1995-96 1 - 2 1996-97 3 - 1 1997-98 2 - 1 1998-99 3 - 1 1999-00 2 - 0 2000-01 2 - 0 2001-02 2 - 1 2006-07 1 - 1
Başkan Adnan Polat ile arası bozuk olan yönetici Işın Çelebi dün kendisine gönderdiği istifa mektubu ile görevinden ayrıldığını bildirdi. Galatasaray'da Aslantepe stadının yapımında büyük katkı sağlayan, bu konuda TOKİ Başkanı Erdoğan Bayraktar'la çok yakın dostluğunun yardımıyla işlerin yoluna girmesinde büyük pay sahibi olan yönetici Işın Çelebi yönetime bir istifa mektubu yazarak görevinden istifa ettiğini belirtti. Adnan Polat konu ile ilgili yaptığı açıklamada mektubu doğrulayarak istifa ile ilgili henüz kesin bir karar verilmediğini bildirdi. Kaynak: Hürriyet
Galatasaray Kulübü’nün eski başkanlarından Faruk Süren, futbol takımının yönetiliş şekline eleştiri getirdi. Başkan Adnan Polat’ın konumu gereği politik davrandığını belirten Süren, "Bu belirsizlik ve iletişim bozukluğu takımın temposunu düşürüyor. Lincoln kazanılacaksa kazanılmalı. Aksi taktirde ondan vazgeçmek lazım" dedi. GALATASARAY Kulübü’nün eski başkanlarından Faruk Süren, önceki günkü Divan Kurulu toplantısında 6 aylık icraatlarını anlatan Başkan Adnan Polat’a destek verirken, futbol takımının yönetiliş şekline eleştiri getirdi. "Yönetimle Teknik Direktör Skibbe arasında yetki kargaşası var. Doğru yolda olan Adnan Polat konumu itibariyle politik davranıyor" diyen Süren, şunları söyledi: "G.Saray’ın kadrosu ve transferleri gerçekten çok iyi. Ancak takımda tempo eksikliği var. Yönetimle teknik direktör arasındaki yetki kargaşası futbolculara olumsuz yansıyor. Teknik heyet ile aradaki iletişim bozukluğu da temponun düşmesine yol açıyor. Bu aşılırsa G.Saray hedeflerine ulaşır. G.Saray Yönetimi ve Skibbe, Lincoln’ü kazanacaksa kazanmalı. Aksi taktirde Lincoln’den vazgeçmek lazım. Bu belirsizlikte kaybeden kulüp oluyor." Polat 6 ayda büyük işler başardı Polat yönetiminin ilk 6 aylık çalışmalarından övgüyle söz eden Faruk Süren, "6 aylık sürede kazanılmış bir şampiyonluk var. Bu, kulübe bir ivme kazandırdı. Ancak göz ardı edilmesin ki, takım Şampiyonlar Ligi’ne katılamadı. G.Saray’da şampiyonluk bir amaç değil, araç olarak görülmeli. Başkan Polat, yönetim ve futbolcular ’hedefimiz UEFA’da final oynamak’ diyor. Hayır efendim, hedefleri UEFA Kupası’nı kazanmak olmalı" diye konuştu. Golden Sachs şirketi ile G.Saray Yönetimi’nin yapacağı 150 milyon dolarlık kredi anlaşması hakkında da görüşlerini belirten Süren, şunları söyledi: "Adnan Polat’ın işi gerçekten zor. Çünkü kulübün çok derdi var. G.Saray’ı yeniden yapılandırmak istiyorlar. Ve banka borçlarını kapatmak istediklerini söylüyorlar. Ama bunların maliyetleri iyice irdelenmeli. Bu kredinin 10 yıl içinde nasıl ödeneceği açık açık belirtilmeli. Eminim 8 Ekim’de kurulacak komisyon ile bu gelişmenin G.Saray’ı aydınlığa çıkarıp çıkarmayacağı daha net belli olur." HÜRRİYET
Galatasaray’ın sözleşmesini yenilemediği Hakan Şükür, geleceğiyle ilgili ilk kez tarih verdi; 9 Ekim. Hakan, kendisine talip olan Dubai, Katar ve ABD kulüplerinde ligin 9 Ekim’de başlayacağını bu zamana kadar da kendisinin kesin karar vermek zorunda olduğunu belirtti. Fatih Koleji’nin halı sahasını hizmete açan Hakan Şükür futbol yaşamıyla ilgili sorulara da cevap verdi. DÜŞÜNME SÜRESİ UZADI KENDİSİNE talip olan kulüplerden düşünmek için süre istediğini belirten Hakan, “Bu süre biraz uzun sürdü ama araya Ramazan Ayı’nın girmesi, çok ani şeylerin olması, sayın federasyon başkanımızın vefat etmesi durumu erteletti. Çok cazip teklifler alıyorum. Yurtdışında oynama adına Avrupa’nın değişik takımlarından değil ama madden çok rahat imkanlar sunabilecek takımlardan gelen teklifler. Bunları aile şartlarıyla değerlendirmek beni biraz zora soktu. Böyle bir planım yoktu. Bunu daha önce söyledim; bu planın olmaması da bu zorluğu yarattı” dedi. ÇALIŞMALARA BAŞLAYACAĞIM HAKAN Şükür sözlerine şu şekilde devam etti: “Konuştuğum ülkelerde 9 Ekim’de lig başlıyor; ben onlardan süre istedim. Müsait bir dönem olursa oraya gideceğim ama Türkiye’de böyle birşey düşünmüyorum. Dubai, Katar hatta Amerika’nın çeşitli takımların teklif var ama uzak. Uzak diye de özellikle Dubai’yi düşünüyorum; olmazsa da futbolu bırakma kararımı açıklayacağım. Antrenörlük kafamda var. Antrenör olabilmek veya sporun içerisinde başka mevkilerde olabilmek için çalışmalara başlayacağım. AKŞAM
Galatasaray FUTBOL AŞ Genel Müdürü Adnan Sezgin, Lig TV’de yayınlanan 2ye1 programına konuk oldu. Bahri Havadır ve Ömer Güvenç’in sorularını yanıtlayan Adnan Sezgin’in programdaki sözlerini sizin için derledik: SORU: Son günlerde en çok konuşulan konu Skibbe. Neden Skibbe? Adnan Sezgin: Eleştirileri saygıyla karşılamak lazım ama birkaç kelimem de olacak. Futbolun ana görevi toplumdaki barışa katkı sağlamak olmalı. Maalesef bu eleştirilerin dozu maksadını aşar hale geldi. Hepimizi görevi Türkiye’deki futbolun kalitesini arttırmak. Hepimiz aynı gemideyiz, eğer bu gemi su alırsa hepimizin paçası ıslanacak. Eleştiri kişilik haklarına dokunmadığı sürece saygıyla karşılanmalıdır. İnsan olarak hata yapabilirsiniz. Birçok antrenör adayımız vardı. Geçen sene şampiyon olmuş genç ve kaliteli bir kadromuz vardı. Skibbe’nin böyle bir ortamda takımla beraber hedeflere gitme doğrultusunda doğru adam olduğunu düşündük ve onunla anlaştık. “SKIBBE GENÇ VE ÇALIŞKAN” SORU: Teknik direktör olarak 3-4 isim vardı da son ihtimal olarak mı Skibbe oldu? Adnan Sezgin: Galatasaray yönetiminin çizdiği tabloda Galatasaray’a uyacak bir çalıştırıcı kriteri vardı. Skibbe bunlara uydu. Genç olması, çalışkan olması, takıma uyum sağlayabileceğinden dolayı tercih edildi. SORU: Skibbe’den umutlu musunuz? Adnan Sezgin: Her şey için çok erken. Avrupa’da büyük hedeflere koşmak bizim projemiz. Bir şanssızlık yaşadık. Şampiyonlar Ligi Galatasaray’ın olmazsa olmazı. Bu yüzden elenmemiz bizi üzdü. Avrupa Şampiyonası’nda 46 gün kampta kalmış bir grup vardı. 8 kişi oradaydı bizden. Sezon planlaması yaparken bu arkadaşlara ayrı planlama yaptık. Bir de oradan sakat gelen arkadaşlar oldu Emre ve Servet gibi. Geçen seneden sakat olan oyuncular da vardı. Dolayısıyla bizim en büyük dezavantajımız bir arada çalışamamak oldu. Kadroya katılmış bir sürü yeni isim var. Bunlarla beraber tam olarak hazırlanamadan maçlara çıktık biz. Avrupa Şampiyonası nedeniyle lig yeniden düzenlenirken bunu düşünmemişler olacak ki resmi maç oynamadan eleme maçı yaptık. “BAŞARISIZLIKTA PAY HERKESİNDİR” SORU: Şampiyonlar Ligi’ne katılamama konusundaki hata Skibbe’de değil mi? Adnan Sezgin: Başarıda nasıl herkesin payı varsa başarısızlıkta da hepimizin hatası vardır. Bir kişiye yüklemek mümkün değil. Tek suçlu olarak teknik direktörü göstermek son derece hatalı. Bir arada çalışma ortamını sağlamak bizim idaremizin dışında gelişen olaylarla mümkün olmadı. Bu takım iyi çalışmıyor dediler geçen sene. Ama sonra Galatasaray’ın maçları son dakikalarda çevirdiği görüldü. “FELDKAMP KENDİSİ BIRAKIP, GİTTİ” SORU: Geçen sezon Feldkamp’ın arkasındayız demiştiniz. Şimdi de Skibbe için aynı şey söyleniyor. Bu sezonu Skibbe ile bitirmeye kararlı mısınız? Adnan Sezgin: Evet, o yüzden kontrat imzalattık zaten. Feldkamp olayı ayrı. O 6 hafta kala kendi isteği ile istifa etti gitti. SORU: Taraftarın ve camianın baskısına dayanabilecek misiniz? Adnan Sezgin: İstediğimiz düzeyde değiliz ama maç oynadıkça çok iyi yerlere gidecek bir kadro var. SORU: Siz Skibbe’nin Galatasaray’ın ağırlığını taşıyacak bilgi-birikime sahip olduğuna inanıyor musunuz? Adnan Sezgin: Evet, inanıyorum. “FİKİR ALIŞVERİŞİNE AÇIĞIZ” SORU: Skibbe tamamen özgür mü? Adnan Sezgin: Tamamen özgür. Bir kriz yönetimiz var, bir de teknik direktörle anlaşıp öyle devam etmek var. Geçen seneyle karıştırmamak lazım ama ne zaman isterse fikir alışverişine açığız. Takımın başarısı için eğer yardımımıza desteğimize ihtiyacı var ise konuşuruz. Her gün konuşuyoruz. Bu da yanlış anlaşılıyor. Fikir alış verişimiz olması yanlış anlaşılmamalı. Biz her konuda konuşuyoruz. Sırf takım hakkında değil. “KALECİ TRANSFERİNE GEÇEN SENE KARAR VERDİK” SORU: Aykut ve Orkun varken yabancı bir kaleci geldi. Bu kimin isteğiydi? Adnan Sezgin: Bizim ihtiyaçlarımız belliydi. Arayışlarımızı yakından izlediniz. Bir kaleci alacaktık, bunu da açık açık belli ettik. Geçen seneki kararlar arasında olan bir transfer yaptık. Hoca da hemfikirdi. “LINCOLN, TÜM FUTBOLCULARLA EŞİT” SORU: Lincoln sizin için özelliği olan bir futbolcu mu? Adnan Sezgin: Bütün futbolcular bizim için aynıdır. Bir farklılığı yok onun da. Bakın, sezon açılışı tarihi belliydi. Bu tarihte bir futbolcu kampa katılmadıysa bunun gereği yapılır. Sözleşmelerde sadece seneler, paralar yer almaz. Kulübün bütün beklentileri yer alır. Zamanında kampta olmak bir zorunluluktur. Bunu yapmadığına göre idari işlem gerekiyor. 104 Bin EURO ceza verdik kendisine. SORU: İtirazı oldu mu? Adnan Sezgin: Tabi, ceza yemek hoş gelmez kimseye. Ama gerekçeleri açıkladıktan sonra o da razı oldu. “YETENEKLERİNİ TARTIŞMAYA GEREK YOK” SORU: Lincoln’ün ilk günlere göre temposu düştü. Lincoln’den memnun musunuz? Adnan Sezgin: Geldiğinde beklentiler çok yüksekti. Bunlara cevap vermedi. Sakatlık sorunu oldu, çok hassas bir futbolcu. Gereğinden hassas diyebilirim. Yaşına paralel olmayan bir hassasiyet gösterebiliyor. Taraftarımız ilk maçlarda büyük destek verdi. Bu kadar büyük para verilerek alınan bir futbolcu 5 tane değil de 15 tane atmalıydı denebilir. Bu da son derece doğal. Yeteneklerini tartışmaya gerek yok. Bunların sahaya nasıl yansıdığına bakmalıyız. “LINCOLN DEĞİL HERKES SATILABİLİR” SORU: Satmayı düşünüyor musunuz? Adnan Sezgin: Bu sadece Lincoln değil herkes için söylenebilir. Satmak her zaman olabilir. Her zaman bu kararı alabilirsiniz. Şu ana kadar böyle bir teklif gelmedi. “ARDA VE MEHMET TOPAL İÇİN TEKLİF GELMEDİ” SORU: Arda ve Mehmet Topal için resmi bir teklif geldi mi? Adnan Sezgin: Hayır, hiçbir resmi teklif gelmedi. Bu oyuncuların 5 senelik kontratları var. Eğer bir kulüp bu oyuncularla ilgileniyorsa başvurması gereken kurum Galatasaray’dır. Zaten futbolcuyla konuşmaları yasak. Bu FIFA’da ayartan kulüp konumuna düşmelerine neden oluyor. Ancak menajerlerin bazı bulandırmaları var tabi ki. Nonda için biz Roma kulübüne müracaat ettik, söyledik, oyuncuyla görüşebilir miyiz dedik, görüştük, anlaştık, oldu. İzin almak zorundasınız kulüpten. Siz menajerle sadece koşulları görüşebilirsiniz. Meira’yı da öyle aldık. Zaten farklı yöntemlerle almak mümkün değil. Juninho konusunda 2 sene önce beni FIFA’ya şikâyet ediyorlardı. Eğer kabul ederlerse ben gelmek istiyorum dedi oyuncu. Biz kulübe gittiğimiz zamanlarda kulüp başkanı bizi ayartmakla suçladı. Tam o zamanlarda kulüple görüşünce bu düşüncelerinden vazgeçtiler. “ELEŞTİRİ MAKSATLI OLMAMALI” SORU: Çok sevilen bir insan değilsiniz. Siz bundan etkileniyor musunuz? Adnan Sezgin: Eleştirilerin neden yapıldığını anlamak mümkün değil. Eğer maksatlı eleştiri yapılıyorsa veya menfaatlere dayanıyorsa ben buna karşıyım. Bunun dozu öyle yerlere çekilmeye başladı ki kişilik haklarına saldırılar oluyor. İnsanlara da sormak lazım bunu. Türkiye’de genel bu yanlış yapılıyor. En kolayı şu; bu ağaç kötü. İyisi ne? Dediğiniz zaman kimse bir şey söylemiyor. Eğer kötü olanı gösteriyorsanız alternatif projeyi üretmeniz lazım. Bu yok bizde. “GALATASARAY’DA BAŞKANIN DEDİĞİ OLUR” SORU: Sayın Polat “Avrupa’da kupa kaldırmadan Mehmet Topal’ı ve Arda’yı vermem” dedi. Siz de aynı fikirde misiniz? Adnan Sezgin: Galatasaray’da başkan ne derse o olur. Galatasaray geleneklerinde bu vardır. “YABANCI TRANSFERİNE 11.5 MİLYON ÖDEDİK” SORU: Yabancı transferine kadar bonservis ödediniz? Adnan Sezgin: 11.5 Milyon euro ödedik. “ARDA’NIN ÜCRETİNDE DÜZENLEME YAPILDI” SORU: Lincoln ve Arda’nın aldığı parayı söyleyebilir misiniz? Adnan Sezgin: Lincoln senelik 2,5 milyon dolar alıyor. Arda düşük alıyordu. Onun seviyesini de makul düzeye çektik. Arda 1 Milyon dolar garanti para alıyor ve maç başına para alıyor. “GALATASARAY’DA 6 TANE KAPTAN VAR” SORU: Galatasaray’da bir lider oyuncu var mı? Adnan Sezgin: Galatasaray’ın büyük avantajı var. Kadromuzda bulunan oyuncuların birçoğu gerçekten Galatasaraylı. Bu liderlikten daha önemli. Bugün Ümit olsun, Ayhan olsun, Hasan olsun, Arda olsun, Sabri olsun… Hepsi bunu yapabilecek düzeyde. Yabancıların çoğu da Milli Takımlarında kaptan olan oyuncular. Lider sıkıntısı var diye bir söze katılmıyorum. Eğer kaptan diyorsanız Galatasaray’da 6 tane kaptan var. “HASAN ŞAŞ ÖNEMLİ SPONSORLARIMIZDAN BİRİ” SORU: Hasan Şaş’ı maç içinde çok agresif görüyoruz. Hiç konuştunuz mu? Adnan Sezgin: Özünde çok iyi bir insan. Çok da iyi bir kalbi var. Ama zaman zaman kendini kaybediyor. Her itirazdan sonra gördüğü kart için 5bin dolar cezayı üzülerek veriyoruz. Bizim önemli sponsorlarımızdan biri Hasan. (gülüyor) “CARRUSCA, BOUZID VE BARUSSO HATAYDI” SORU: Hiç yanlış yaptık dediğiniz yer oldu mu? Adnan Sezgin: Çok var. Carrusca ve Bouzid yanlıştı. Barusso yanlıştı. Ama diğerlerinin yanlış olduğunu düşünmüyorum. Transferde yüzde 100 doğruluk payı çok imkânsızdır. Artıları eksileri bir tarafa koyacaksınız. Eğer eksiler fazlaysa kararlar yanlıştır bu kadar basit. Ortaya çıkan tabloya bakmamız lazım. Bardağa ne taraftan baktığımıza bağlı. Geçen sene kaç oyuncu aldık, kaç tanesi oynuyor? Buna bakmak lazım. “SİVAS, KAYSERİ, ANTEP ZORLAR” SORU: Bu yarışın içinde kimler olabilir? Adnan Sezgin: Ben klasik bir lig olacağını düşünüyorum. Daha 2 hafta olduğu için ligde henüz takımlar istenen seviyede değil. Böyle 5. – 6. hafta ligin bir çizgi tutturacağını düşünüyorum. 4 büyükleri zorlayacak Sivas, Gaziantep, Kayseri olabilir. Sivasspor’un iyi bir organizasyonu var. Geçen sene gerçekten beklenmeyen bir başarıya imza attılar. Örnek bir davranış sergilediler. “KİMSEYLE SORUNUM YOK” SORU: Adnan Polat ile uzun yıllardır arkadaşsınız. Diğer yöneticiler ile aranız nasıl? Adnan Sezgin: Hiçbir problem yok, olamaz da zaten. Onlar karar organındalar, ben yürütme organındayım. Problem olması mümkün değil. “SONG’UN MENAJERİYLE ANLAŞAMIYORDUK” SORU: Ersun Yanal Song’dan çok memnun. Song neden gitti? Adnan Sezgin: Bizim o zaman verdiğimiz kararlar arasında o vardı. Menajeri ile fazla anlaşamıyorduk. Kendisine ilettik bunu. O da daha iyi koşullarda Trabzon’a gitti. 4 sene bize hizmet etti. Futbolculuğu ve karakteri itibariyle çok iyi bir oyuncu. Görüşüyoruz hala. Ayrıldı diye konuşmayacak halimiz yok. “HASAN’IN SAKİNLEŞMESİ LAZIM” SORU: Kaptanlık konusunda bir kırgınlık var mı? Adnan Sezgin: Yok, hiç zannetmiyorum. Hasan da kaptan sonuçta. Biz Ümit’ten yana kullandık. Ümit daha iyi diyalog kurabilen birisi. Hasan’ın biraz sakinleşmesi lazım. Yapmaması gerekiyor bunları. Hakem kararının itirazla düzeldiğini ben görmedim 40 senedir. İtirazın faydası değil zararı var bize. Bu sene fazla yapacağını zannetmiyorum. “BU SENE TATİL YAPTIM” SORU: Çok yoğun çalışıyorsunuz. Evden şikâyet var mı? Adnan Sezgin: Bu sene tatil yaptım 1-2 gün tatil yaptım. (gülüyor) Ben böyleyim ve alışığım. Sevdiğim insanlar da buna alışıklar zaten. “İSTEYİP DE ALAMADIĞIMIZ İSİMLER OLDU” SORU: Çok isteyip alamadığınız oyuncular var mı? Adnan Sezgin: Var. Ama isim vermek istemiyorum. “ERMAN HOCA SANTRFOR OYNARDI” SORU: Erman Toroğlu ile beraber oynadınız. Nasıl bir insan? Adnan Sezgin: Erman hoca ile aynı takımda oynadık, aynı okulda okuduk, aynı mahallede büyüdük. O aslında santrfor olarak başladı futbola ama herhalde çok golcüydü ki savunmaya koydular sonra. (gülüyor) “SKIBBE, ELEŞTİRİDEN ETKİLENMEDİĞİNİ SÖYLÜYOR” SORU: Skibbe sıkıntılarını sizinle paylaşıyor mu? Adnan Sezgin: Fazla etkilenmediğini söylüyor eleştirilerden ama sonuçta bir insan var ortada. Yapılan işle ilgili bir eleştiri varsa buna saygı göstermek gerekir. Ama “yetersiz” tarzı söylemleri ben ciddi bulmuyorum. Neye göre yetersiz? Her türlü okulu bitirmiş, senelerce takımlar çalıştırmış, Alman Milli Takımı’nda çalışmış bir hocanın neyi yetersiz? Bu eleştiriler sırf çamur atmak için yapılıyor. Her antrenör hata yapmıştır, yapacaktır da. Ben eleştirilerin dozuyla ilgili değerlendirmeler yapıyorum. “HOCALARINI ÇOK SEVİYORLAR” SORU: Skibbe çok dost canlısı birisi. Futbolcular bundan nasıl etkileniyor? Adnan Sezgin: Onların ifadelerinden bu ortaya çıkıyor. Hocayla olan ilişkileri son derece iyi. Çok da seviyorlar. Bu sevgi-saygı ilişkisi de çok önemli. Takım olma konusunda belki de en önemli konu bu. Takımda bunun olduğuna inanıyorum ben. “DAHA İYİ OLACAĞIZ” SORU: Soyunma odasında futbolcuların gözlerine bakınca o ışığı görüyor musunuz? Adnan Sezgin: Olacak. Çok daha iyi olacak. Bu takımın en büyük avantajı çok genç olması. Eğer bu takımı 3-4 sene beraber oynatmayı başarırsak Avrupa’da söz sahibi olacak bir takım olacağız. “LINCOLN KENDİ YOLUNU ÇİZER” SORU: Lincoln de uyacak mı bu planlara? Adnan Sezgin: Uyacaktır. Uymazsa kendi yolunu çizer
Galatasaray, Kocaelispor’la 21 Eylül Pazar akşamı deplasmanda yapacağı karşılaşmanın hazırlık çalışmalarını Florya Metin Oktay Tesisleri’nde basın ve taraftara kapalı olarak yaptığı son antrenmanla tamamladı. Teknik Direktör Michael Skibbe yönetiminde saat 14.00’ten itibaren Jupp Derwall antrenman sahasında yapılan çalışma, ısınma ve açma germe egzersizleriyle başladı. Antrenmanın ana bölümünde kalecilerin de katıldığı çalışmanın ardından taktik bir çalışma yapıldı. Hasan Şaş ve Aydın Yılmaz tedavilerinin ardından takımla birlikte antrenmana katıldılar. Alparslan Erdem de dizindeki ağrı nedeniyle yapılan tedavisinden sonra antrenmana katıldı. Antrenman soğuma ve açma germe çalışmalarıyla tamamlandı ve oyuncular yolculuk hazırlıkları için merkez binaya geçtiler. Sabri Sarıoğlu ve Hakan Balta antrenör Cevat Güler yönetiminde özel bir antrenman programı doğrultusunda çalışıyorlar. Sağlık merkezinde sürdürülen tedavilerinin ardından Tobias Linderoth, Mehmet Topal ve Uğur Uçar salonda, Emre Güngör ise sahada sağlık ekibi eşliğinde takımdan ayrı bir çalışma yaptılar. Arda Turan ve Ümit Karan’ın tedavilerine devam ediliyor. Serkan Çalık ve Barış Özbek’in ameliyat ertesi rehabilitasyon çalışmaları sürüyor. Galatasaray, bugün öğleden sonra otobüsle Kocaeli’ye hareket ederek otelde kampa girecek.
Galatasaray Kulübü Başkanı Adnan Polat, Basel’de GS TV’ye özel açıklamalarda bulundu. Son Antalya maçı başta olmak üzere şu ana kadar oynadıkları maçlarda anti futbol sergileyen bazı savunma oyuncularına hakemlerin özellikle dikkat etmeleri gerektiğini söyleyen Başkan Polat, ayrıca Federasyon Başkanı Mahmut Özgener ve MHK Başkanı Oğuz Sarvan’a bu konuda güvenlerinin tam olduğunu belirtti. Galatasaray'ın resmi internet sitesinden de yayınlanan röporta şöyle: - Sayın Başkan tabii artık maç temposu çok hızlandı. Haftanın 2 günü büyük bir ihtimalle Perşembe, Pazar günleri Galatasaray’ın maçları olacak. 12 sakat, 1 cezalı oyuncu var. Galatasaray İsviçre’ye de 17 kişilik bir kadroyla geldi. Bu durum takımın performansını nasıl etkiler sizce? - Ben sahaya 11 kişi çıktığımız müddetçe hiçbir mazaret beyan etmedim bugüne kadar. Bundan sonra da etmeyeceğim. Sakatlar ve cezalıları koyduğumuz vakit, bir 11 yaparsak Türkiye liginde herhalde ilk 3’e oynar. Şu anda oynayan takım yani sakat olanların 7 tanesi geçen senenin ilk 11’inde banko oynayan futbolculardı. Malesef bu sakatlıklar geçen seneden beri devam ediyor bizde. Darbelere yönelik sakatlıklarımız var. Bu konuda da biz hep anti-futboldan bahsediyoruz. Bunun engellenmesi lazım. Saha içi yönetimde hakemlerin en üst düzeyde gayret göstermeleri lazım. Milyonlarca dolarlık yatırımları yapıyorsunuz bunun temel amacı tabii ki Galatasaray’ın uluslararası başarıyı elde etmesidir. Diğer takımlar da aynı amaçla takım kuruyorlar. Fakat karşınıza öyle bir zihniyet ve mantıkla çıkıyorlar ki, tam tabiri ile bazı kasaplar çıkıyor, o milyon dolarlık ayakları durdurmanın yolunu ancak onlara tekme atmakla buluyorlar ve ciddi olarak da futbolcularımızı sakatlıyorlar. Burada maalesef, saha içi yönetimi tolerans gösteriyor. Bunların engellenmesini istiyoruz. Biz Mahmut Özgener’in federasyonuna güveniyoruz. Bu anlamda bizim bu mesajlarımızı alıp gereğinin yapılacağına inanıyoruz. Merkez Hakem Kurulu Başkanı Oğuz Sarvan’a da güveniyoruz. İnşallah bu anti futbolun önüne bir şekilde geçilir çünkü gerek sakatlıkların yaşanması gerek oyun içinde vakit geçirmeler bunlar tam anlamıyla tribünleri de çılgına çeviriyor, tribünlerin de sabrını zorluyor ve aşıyor. Saha içinde küfürler ve yabancı maddeler atılmaya başlanıyor. Yani saha içi yönetiminin bütün bunları düşünmesi lazım. Biz bu yeni başlayan sezonda hakemlerimizden bunları bekliyoruz. - Sayın Başkanım geçtiğimiz hafta özellikle Antalyaspor maçında da gözlemledik ve daha önceki pek çok maçta olduğu gibi rakip takım futbolcularının aşırı sertliği özellikle Ali Sami Yen’de ki son maçta iyice yükseldi. Pek çok futbolcu artık daha da ciddi şekilde sakatlık belasıyla uğraşır hale geldi. Bu konuda neler söylemek istersiniz Galatasaray’ın başkanı olarak. - Bu konudaki düşüncelerimizi her zaman söylüyorum. Antalya maçına baktığınız vakit, Hasan Şaş’a yapılan hareket ki, zaten yayıncı kuruluş da bunu tespit etti. Erman Hoca ile Şansal Büyüka da bunu defalarca gösterdiler. Hasan topa kafa atmaya çalışıyor, karşısındaki futbolcunun Hasan’ın suratını dağıtmaya dirsekle çıkıyor ve bu da hakemin gözünün önünde oluyor. Bir pozisyonda Servet’in formasını korner sırasında çekiyor, öyle hale geliyor ki forma neredeyse Servet’in üstünden çıkacak, ben bekliyordum forma çıksın hakem de Servet’e formasını çıkardı diye sarı kart göstersin diye. Yani öyle bir görüntü ortaya çıktı. Düşünüyorum, vakit geçirmeyle ilgili olarak kaleci Ömer, 2. yarının başında bir sarı kart yeseydi olaylar bu hale gelmeyecekti ve bana göre Ömer de kırmızı kart görüp atılmayacaktı. Ben açıkçası Türk hakemlerine güveniyorum ve onları da destekleyeceğiz. Bülent hocanın belki de yönettiği kötü maçlardan biriydi ve bize denk geldi. İnşallah bundan sonra daha iyi yönetimler gösterir. Bu anti-futbol konusunda bence federasyon ve kulüpler beraberce çalışıp, bunu ortadan kaldırmamız lazım. Biz hem kulüplerimizin hem de milli takımımızın uluslararası arenalarda yol almasını arzu ediyoruz. Anti-futbol da bunun için büyük bir engel. Futbol ile ilgili vakit geçirme ve sertliğin dışında sayılabilecek birçok şey var. Bu konuları biz federasyonumuzla paylaşıyoruz. Onlar da bu konulara oldukça pozitif, olumlu yaklaşıyorlar. Biraz evvel ifade ettiğim gibi federasyon ve kurul üyelerine ben güveniyorum. Bunun üstesinden de geleceğimizi düşünüyorum. - Sayın başkanım aslında ligin daha başı ama çıkan kartların sayısı çok yüksek. 3. haftada rekor sayıda kırmızı kart ve sarı kart çıktı.Antalyaspor Başkanının da özellikle bu çıkan sarı kartlardan ve kırmızı kartlardan dolayı futbolcularından savunma istediği öğrenildi. Artık yeni disiplin ceza yönetmeliği gereği 5 sarı kart görünce bir takım yine fair-play cezası alıyor. Bu konuda bir şey söylemek ister misiniz? - Maçtan sonra değil de maçtan önce, kulüp yöneticileri, başkanlar ve teknik yöneticiler, hocalar, özellikle futbolcularına sert oynayın talimatını vermemeleri lazım. O talimatlar veriliyor ve futbolcular da onu uyguluyor. Bugün büyük takımları durdurmak için uygulanan taktiğin en önemli parçası sertlik yapılmasıdır. Bu sertlik de topa değil futbolcuya yapılıyor. O yüzden de çok büyük sıkıntılar ve yaralar alınıyor. Galatasaray’da şu an 14 futbolcunun 2'si cezalı ve 12’si sırf tekmelerden dolayı sakat. Takdiri ben futbol otoritelerine ve Türk futbol kamuoyuna bırakıyorum. - Siz Divan Kurulunda "hedef Kadıköy’de final" dediniz. Tabi uzun zor, çok meşakatli bir yol. 80 takım katılıyor ve 8 tane de Şampiyonlar Ligi’nden grup 3.'sü olan takımlar iştirak edecek. Böylece çok kaliteli bir kupa haline geliyor UEFA Kupası. Daha önce müzesinde bulunduran tek takım Galatasaray. Yolu nasıl tarif edebiliriz seyircilerimiz için? - Şimdi Kadıköy’de final oynanacak olması büyük bir tesadüf. Bizim de Şampiyonlar Ligi'nde oynamayı hedeflerken UEFA’ya girmemiz de büyük bir şanssızlık veya tesadüf. Ne derseniz deyin ama şu anda UEFA’dayız. Tabii ki final oynayıp kupayı kazanmak için kendimize hedef koyacağız, çünkü Galatasaray bunun altında bir hedef koyamaz. Çok uzun meşakatli, yağmurlu dikenli zor bir yol olacak ama bizim Galatasaray’ın şu an ki, mevcut takımının bunu becerecek kapasitesi ve kalitesi var. Başarmak içinde elimizden geleni yapacağız. Eğer oralara gelemezsek biz yine hatayı kendimizde arayacağız.
Fotomaç Gazetesi yazarı Turgay Demir bugünkü yazısında, Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım'ın Emre Belözoğlu'nu Galatasaray'a vererek zarardan kurtulacağını ileri sürdü!.. "Aziz Yıldırım'ın yerinde olsam hemen Adnan Polat'ı arar ve "Ver 200 bin euro, al Emre'yi" derim. Maddi zararı da sineye çekerim. Emre'yi oynatıp takımı eksik bırakmaktansa zararına satmak bile daha faydalı bir icraat olacaktır."
Galatasaray’ın Bellinzona ile yaptığı UEFA maçında yüzde yüzlük pozisyonları bozuk para gibi harcayan Shabani Nonda’ya kulübe yolu gözüktü. Teknik Direktör Michael Skibbe’nin form düşüklüğü nedeniyle Kongolu yıldızı yarın oynanacak olan Kocaelispor karşılaşmasında kulübeye çekeceği ve sakatlığı büyük ölçüde geçen Ümit Karan’ı oynatacağı öğrenildi. BAROS SEVİNDİRDİ Özellikle Harry Kewell ile iyi bir ikili oluşturan Milan Baros ise attığı iki gol ve futboluyla bundan sonraki haftalar için de formasını garanti altına altı. Bu arada Skibbe, sakatlıkları bulunan Arda Turan ve Hakan Balta’nın Kocaelispor karşılaşmasına yetiştirilmesi için kulüp doktorlarına talimat verdi. Akşam
Galatasaray ile Kocaelispor takımları yarın yapacakları Turkcell Süper Lig maçıyla birlikte lig tarihinde 39. kez karşı karşıya gelecek. İki takım, Kocaelispor'un ilk kez ligde mücadele etmeye başladığı 1980-1981 sezonundan itibaren, toplam 19 sezonda 38 kez karşılaştı. Galatasaray, geride kalan maçlarda 24 kez galip gelirken, Kocaelispor 5 kez kazandı, 9 maç da berabere sonuçlandı. ''Cim Bom''un toplam 70 golüne, Körfez ekibi 32 golle yanıt verdi. İki takım ligde en son, Kocaelispor'un küme düştüğü 2002-2003 sezonunda karşılaştı ve Galatasaray kendi evinde 2-0, deplasmanda da 1-0'lık sonuçlarla galip geldi. -KOCAELİ'DEKİ MAÇLAR- Galatasaray ile Kocaelispor takımları yarınki maçın yapılacağı İsmetpaşa Stadı'nda 20. kez karşı karşıya gelecek. Kocaeli'de yapılan maçlarda evsahibi ekip sadece 2 kez galip gelirken, konuk Galatasaray 11 kez kazandı. İsmetpaşa Stadı'nda 6 maç da berabere sonuçlanırken, Galatasaray'ın 26 golüne, Kocaelispor 11 golle yanıt verebildi. Bu arada ''Cim Bom'', Kocaeli deplasmanında yaptığı son 5 maçı da kazanmayı başardı. -KOCAELİSPOR'UN EVİNDEKİ SON GALİBİYETİ 1984'DE- Kendi sahasındaki maçlarda lig tarihinde Galatasaray'ı sadece 2 kez yenebilen Kocaelispor, bunlardan sonuncusunu 1984 yılında aldı. İki takım arasında 16 Aralık 1984 tarihinde yapılan maçı 1-0 kazanan yeşil-siyahlı ekip, bu karşılaşmanın ardından İsmetpaşa Stadı'nda Galatasaray ile yaptığı 14 lig maçının hiçbirini kazanamazken, 10 kez yenildi, 4 kez de berabere kaldı. Bu arada Kocaelispor, kendi evinde Galatasaray ile yaptığı 19 lig maçından hiçbirinde 1'den fazla gol atamadı. -EN FARKLI SKORLU GALİBİYETLER- Galatasaray, Kocaelispor karşısında en farklı skorlu galibiyetini 1999-2000 sezonunda İstanbul'da 5-0'lık skorla aldı. Kocaelispor ise Galatasaray'a karşı en farklı skorlu galibiyetini 1995-1996 sezonunda İstanbul'da 4-0'lık sonuçla elde etti. Öte yandan iki takım arasında 1993-1994 sezonunda yine İstanbul'da yapılan yapılan maç 5-4 Galatasaray'ın üstünlüğüyle tamamlanırken, bu karşılaşma, iki ekip arasındaki 38 maç içinde en gollü müsabaka olarak kayıtlara geçti.
Bu sezon 7 resmi maçın 6'sında gol yiyen Galatasaray'ın savunması alarm veriyor. Bellinzona 3 atınca... Galatasaray, UEFA Kupası 1. tur maçında Bellinzona’yı deplasmanda 4-3 yenerek, 2 Ekim’deki rövanş öncesi avantaj sağlasa da, savunma kurgusunda yapılan hatalar ilerisi için endişe yarattı. Tüm eksiklere rağmen; Meira, Emre Aşık ve Servet gibi 3 milli stoperle sahaya çıkıp, bu hattı Serkan ve Volkan gibi iki bekle destekleyen Cim Bom’da, 10 takımlı İsviçre Ligi’nin 9. sırasında yer alan ve Aslan’a karşı 10 kişi kalan Bellinzona’dan yenen 3 golün şoku yaşanıyor. Kara kara düşünüyorlar Bellizona'nın bu sezon çıktığı 13 maçta, 3 gol atmayı başardığı iki takımdan birinin Galatasaray, diğerinin ise Ermenistan ekibi Ararat olması, sıkıntının boyutlarını net şekilde ortaya koyuyor. Bu tabloda, orta sahanın Kewell, Lincoln ve Ayhan gibi savunma yönü olmayan oyunculardan kurulması da etkin rol oynadı. Hâl böyleyken; Mehmet Topal, Linderoth ve Arda’nın Kocaeli deplasmanına yetişmeleri de zor olunca, teknik heyet kara kara düşünmeye başladı bile. BU SEZON BELLİNZONA İsviçre 1. Ligi Bellinzona-N.Xamax: 1-2 Basel-Bellinzona: 2-0 Bellinzona-Luzern: 2-2 Bellinzona Aarau: 1-1 Sion-Bellinzona: 0-2 Vaduz-Bellinzona: 0-0 Zürih-Bellinzona: 3-0 Bellinzona-Young Boys: 1-2 UEFA Kupası Ararat-Bellinzona: 0-1 Bellinzona-Ararat: 3-1 Dnipro-Bellinzona: 3-2 Bellinzona-Dnipro: 2-1 Bellinzona-Galatasaray: 3-4 Aslan’da dur durak yok!.. İsviçre deplasmanında Bellizona’yı 4-3’lük skorla deviren Cim Bom, dün öğle saatlerinde İstanbul’a döndü. Atatürk Havalimanı’nda kendilerini bekleyen otobüsle doğrudan Florya Metin Oktay Tesisleri’ne hareket eden Sarı-Kırmızılılar, akşam saatlerinde antrenmana çıktı. Kocaelispor maçının hazırlıklarını sürdüren Aslan’da, Baros ile Kewell ayaküstü yaptıkları açıklamada, galibiyet için çok çalıştıklarını, kendilerini rövanşta yine zorlu bir maç beklediğini belirttiler. (fanatik)
Galatasaray Teknik Direktörü Skibbe, ligden sonra Avrupa’da da yönetimden kırık not aldı. Sarı-kırmızılı yöneticilerin, Kocaelispor maçı öncesi Alman hocayı uyaracakları öğrenildi. Galatasaray’da, Bellinzona deplasmanında ortaya konulan futbol, galibiyete rağmen Başkan Adnan Polat ve yönetimi memnun etmedi. Teknik Direktör Skibbe’nin kader maçı olarak görülen karşılaşmadaki elde edilen sonuca rağmen, yapılan hatalar, üst üste yenilen basit goller ve bazı oyuncuların hayal kırıklığı yaratan performansları ikinci maç öncesi alarma geçilmesine neden oldu. Teknik Direktör Skibbe’nin maçtan sonra yaptığı açıklamalarda oyuncularının iyi oynadıklarını söylemesine rağmen yöneticilerin birçoğunun bu fikre katılmadıkları, “Bu kadar güçsüz bir rakip önünde böyle basit goller yememeliydik” diyerek sitem ettikleri öğrenildi. Başkan Polat’ın da yakın çevresine oynanan oyundan memnun kalmadığını söylediği bildirildi. Skibbe ile toplantı Yöneticilerin hafta sonu oynanacak olan Kocaelispor maçından önce de Skibbe ve oyuncularla bir toplantı yapmayı planladıkları ve uyarılarda bulunacakları ifade edilirken, maçta bir gol atmasına rağmen henüz istenilen seviyeye gelemeyen Lincoln’ün de durumunun yakından takip edileceği kaydedildi. MİLLİYET
Skibbe'de hayal kırıklığı yaşayan G.Saray, Milli Takımlar Sorumlusu Fatih Terim'e tam yetkili sportif direktörlük önerecek; "Belirlenen bütçeyle futbol takımını istediğin gibi yönet" diyecek.. Galatasaray'da teknik direktör Michael Skibbe üzerindeki kara bulutlar bir türlü dağılmıyor. Geçtiğimiz sezon yardımcı antrenör ile yaşanan şampiyonluk sonrası takımın başına gelen, ancak hazırlık maçları dahil takıma bir türlü arzulanan futbolu oynatamayan genç Alman teknik adama yönelik eleştiriler iyice arttı. Özellikle Steaua Bükreş'e Şampiyonlar Ligi ön elemesinde boyun eğilmesi ve Galatasaray'ın ligde ilk üç maçından sadece birini kazanabilmesi eleştirileri çoğaltırken, UEFA Kupası'nda Bellinzona karşısında deplasmanda alınan galibiyet de Michael Skibbe'nin rahat nefes almasını sağlamaya yetmedi. Bu karşılaşmada yenen üç gol, defansın sürekli aynı hataları tekrarlaması, son yıllardaki en önemli yıldız transferlerine karşın Galatasaray'ın minik bütçeli bir kasaba takımını zar zor yenebilmesi, yönetimde Michael Skibbe muhaliflerinin ellerini kuvvetlendirdi. SESLER İYİCE YÜKSELDİ Tüm bunlar sonrası sarı-kırmızılı takımda bazı yöneticiler, Milli Takımlar Sorumlusu Fatih Terim'in Galatasaray'a dönmesi yönündeki görüşlerini giderek daha sık bir şekilde ve daha yüksek sesle dile getirmeye başladılar. Bu yöneticiler, UEFA Kupası'nda şampiyonluk yaşadıkları milli çalıştırıcı Fatih Terim'e sportif direktörlük teklif edilmesinden yana. BECKENBAUER MODELİ Bu görev Türkiye'de uygulanan kısıtlı tanımıyla değil, Almanya ve İngiltere'deki örneklerde olduğu gibi tam yetkiyle önerilecek. Fatih Terim'e, "Gel bizim Beckenbauer'imiz ol. O Kaiser ise, sen imparatorsun! Yönetim olarak biz sadece bütçeyi belirleyelim; gerisini sana bırakalım. Sen istediğin teknik direktörü getir, istediğin futbolcuyu al, istemediklerini gönder. Altyapıyı da dilediğin gibi organize et. Kimse yaptıklarına karışmayacak. Yani, futbolun patronu ol" denilecek. ** B Planı Lucescu Galatasaray, Fatih Terim'in sportif direktörlük görevini kabul etmemesi halinde "B Planı"nı da belirlemiş durumda. Bu durumda Mircea Lucescu'ya sportif direktörlük değil, teknik direktörlük önerilecek. Rumen teknik adamı özellikle eski başkan Faruk Süren'in çok istediği ve bu konuyu Adnan Polat ile de görüştüğü iddia ediliyor. Süren'in Futbol AŞ ile Sportif AŞ'nin birleşmesi tamamlanabilirse yeni şirketin tepesine CEO olarak getirilmesi söz konusu. Lucescu, Galatasaray'da UEFA Kupası zaferinin ardından göreve gelmişti. Çalıştığı iki sezonun ilkinde Şampiyonlar Ligi'nde iki grup aşaması geçip çeyrek finale kalmış, ikincisinde lig şampiyonluğu kazanılırken; Şampiyonlar Ligi'nde çeyrek final, ikinci grubun son maçında kaçmıştı. Özhan Canaydın, Lucescu'nun yerine Terim ile anlaşınca Rumen hoca Beşiktaş'a gitmiş ve siyah-beyazlıların 100. yıl şampiyonluğunun mimarlarından olmuştu. ELEŞTİRİ ÇOK Lucescu'nun Shakhtar ile bu sezon sonuna kadar sözleşmesi var. Takımın UEFA puanını 17'den 50'ye dayandıran Lucescu, bu sezon lige 7 maçta bir galibiyetle başladıkları için yoğun eleştiri altında. Hatta kulübün sahibi Ahmedov, Ancelotti'ye yıllık 10 milyon euroluk teklifte bulunmuştu. ** İki takıma TFF'den ışık yok Fatih Terim'in milli takım dışında bir de kulüp takımı çalıştırması üzerindeki tartışmalar, deneyimli teknik adamın Ermenistan maçından önce "Ben de Tanjeviç gibi yapabilirim. Milli Takım yanında bir de kulüp takımı çalıştırabilirim" ifadesini kullanmasıyla başlamıştı. Ancak Türkiye Futbol Federasyonu Başkanı Mahmut Özgener, "Ben ve arkadaşlarım milli takım çalıştırıcısının, iki takım çalıştırmasına hiç bir zaman sıcak bakmıyoruz. Milli takımlar sorumluluğu çok yoğun tempoda ve full time çalışılması gereken bir iş. Dolayısıyla milli takımlar sorumlusu sadece milli takım çalıştırır" demişti. ** "İlle de Fransız" diyenler de var G.Saray'da bazı yöneticilerin de "Yeni teknik direktörümüz Fransız olsun" görüşünü savundukları öğrenildi. Bu grup, Didier Deschamps'ın ismini ortaya atarken, Fransız çalıştırıcının adının son dönemde Newcastle için anıldığı öğrenildi. Deschamps, 2001'de başına geldiği Monaco ile 2004'te Şampiyonlar Ligi finaline çıktı. 2006'da Juventus'un başına geçti. Siyah-beyazlıları, Serie A'ya çıkardıktan sonra görevi bıraktı. Euro-2008 sonrası Domenech'in yerine Fransa Milli Takımı için adı geçti. SABAH
Eren Derdiyok için Galatasaray Yönetimi harekete geçti. Haldun Üstünel ile Eren Derdiyok’un, İsviçre’deki Bellinzona maçında bir araya geldiğini dün okuyucularımıza duyurmuştuk. Derdiyok’un bu görüşme sırasında Üstünel’e olumlu sinyaller vermesi, Galatasaray Yönetimi’ni harekete geçirdi. Başkan Adnan Polat’tan tam yetki alan Üstünel’in, Eren’in menaceri Rolf Müller’le temasa geçtiği bildirildi. Tarafların ilk görüşmesinden de pozitif sonuç çıktığı, genç yıldızın ara transferde Florya’ya gelmesi için Basel’e teklif götürüleceği öğrenildi. (fanatik)