Türkiye Futbol Federasyonu Başkanı Mahmut Özgener’den çarpıcı açıklamalar!.. Çeşme’de orkinos avına çıkan Mahmut Özgener, Lig TV’nin deneyimli muhabiri Ömer Güvenç’e olaylı geçen ve hala gündemdeki sıcaklığını koruyan Fenerbahçe – Galatasaray derbisiyle ilgili hakemlerin bu kadar konuşulmasına adeta isyan etti! İşte Özgener’in Lig TV’ye verdiği röportaj!.. “TRİBÜN OLAYLARI CANIMI SIKTI” ÖMER GÜVENÇ: Başkanım derbiye gittiniz. Fenerbahçe – Galatasaray derbisinde en çok canınızı sıkan ne oldu? MAHMUT ÖZGENER: En çok canımızı sıkan tribün olaylarıydı. Çok önemli bir derbi, beklentisi çok olan bir derbi. Tribün olayları ne kadar az olursa bizim futbola bakış açımız ve memnuniyetimiz o kadar fazla olur. Maç öncesi ve maç sırasındaki olaylara baktığınız zaman olmaması gerekir diye düşünüyorum. “BİTMEZ, TÜKENMEZ SENARYOLAR KURULUYOR” ÖMER GÜVENÇ: Takımlar sahaya çıktı ama 3-5 dakika geçmesine rağmen hakemler sahaya çıkmadı. O sırada Lig TV ekranları sizi görüntüye aldı. Yüzünüzde bir endişe vardı. Acaba bu endişe “Eyvah! hakemler çıkmayacak” diye mi, “Eyvah! çıkacak” diye mi? Bir de size “Çıkalım mı, çıkmayalım mı?” diye bir soru geldi mi bir yerlerden? MAHMUT ÖZGENER: Ben hiç çıkacak ya da çıkmayacak diye bir endişe taşımadım. Çıkıp çıkmaması tamamen müsabakayı yönetecek olan hakemin takdiri. Dolayısıyla kendi takdirini kullandı ve Bünyamin Gezer bu maçı oynattı. Bu kararına hepimizin saygı göstermesi lazım. Burada hakem kendi inisiyatifini kullandı neticede. Ama maalesef futbol kamuoyunda bitmez, tükenmez bir senaryolar kuruluyor. Bir takım insanlar hakemin bu kararını kendi takdiri olarak aldığını kabullenmek istemiyor. Ben onları açıkçası şiddetle kınıyorum. Bir takım baskılar olduğu söyleniyor, Federasyon’un oynattığı söyleniyor. Eğer Federasyon’un oynattığı bir müsabaka olarak görüyorsanız, herhalde Federasyon’da “Bu müsabaka oynatılır ya da oynatılmaz” diye sorulması gereken kişi benim. ÖMER GÜVENÇ: Siz de tribündeydiniz. MAHMUT ÖZGENER: Ben de tribündeyim. Gördüğünüzü gibi kimseyle konuşmadım. “İYİ Kİ TRİBÜNDEYKEN TELEFONUM ÇALMAMIŞ” ÖMER GÜVENÇ: O arada belki telefon da gelse, önemli de olsa konuşmayacaktınız. MAHMUT ÖZGENER: İyi ki de telefon gelmemiş. O arada telefon gelse ve biriyle konuşsam farklı yorumlara da yol açacaktı. Ona hiç kimse dikkat etmiyor. Ona göre de yorum yapıyorlar. Üstüne basa basa söylüyorum. Bazılarının işine gelir ya da gelmez. Yani bu senaryoları yaratanların... Biz kurullarımızın işine karışmıyoruz. Hakemlerimizin işine karışmıyoruz. Biz yetki verdiğimiz insanlara sonuna kadar güveniyoruz. Dolayısıyla yetki verdiğimiz insanlar da bizim verdiğimiz yetkiler doğrultusunda kararlarını alıyorlar. Burada da hakeme bir yetki verilmişti sezon başındaki talimatlara göre, o da ona göre kararını vermiştir ve bu maçı oynatmıştır. Bunun arkasında bin tane şey aramak kesinlikle doğru değil. Bunlar futbola zarar veriyor. Futbolun iyiliği hepimizin temennisiyse bir kere bu senaryoları üretmekten lütfen vazgeçelim. “KURULLARIN ALDIĞI KARARLARI ÖNCEDEN SORMAM” ÖMER GÜVENÇ: Tahkim Kurulu veya Disiplin Kurulu bir karar alıyor. Bu kararı siz ne zaman öğreniyorsunuz? “Biz böyle bir karar aldık” diye size telefon geliyor mu? Yoksa basının öğrendiği zaman mı öğreniyorsunuz? MAHMUT ÖZGENER: Kurullarımızın aldığı kararlar biliyorsunuz medya iletişim tarafından e-mail ya da faks yoluyla paylaşılıyor. Ben de o zaman öğreniyorum. ÖMER GÜVENÇ: Ondan önce merak edip sormuyor musunuz? MAHMUT ÖZGENER: Hiçbir zaman sormadım, sormam da zaten. Niye sorayım ki? Benim sormam demek ya da bu ne olacak diye görüş belirtmem demek o insanlara bir saygısızlıktır, güvensizliktir. Biz yetki verdiysek kurullarımıza o yetkiyi kullandırmamız lazım. Geçen seneden beri bunu dile getiriyorum. Bu böyle gitti, ben başkan olduğum sürece de böyle gidecek. “KURULLARI DEĞİŞTİRMEMİZ SÖZ KONUSU DEĞİL” ÖMER GÜVENÇ: Kurullarda bir değişiklik düşünüyor musunuz? MAHMUT ÖZGENER: Yok. Biz kurullarımızı sene başında atadık. Tabii ki kurullarımızın performansını muhakkak ki kafamızda değerlendiriyoruz ama kurulları değiştirmek diye bir şey söz konusu olamaz. “HAKEMLER HAKKINDA KONUŞMUYORUM” ÖMER GÜVENÇ: Tarafsız bir gözle seyrettiğiniz zaman Bünyamin Gezer nasıl bir performans sergiledi? MAHMUT ÖZGENER: Hakemler hakkında hiçbir zaman konuşmuyorum. Buna benzer sorular Dünya Kupası eleme maçlarımızdan sonra da geldi. Orada da “Biz hakemlerin konuşulmasını kendi ülkemizde istemiyorsak bu Dünya Kupası eleme maçı olsa bile bu soruyu bana sorduğunuzda ben aynı şeyi söylerim. Ben konuşmam” dedim. Yani hakemleri artık bu kadar ön plana çıkarmamak gerekir. Hakemlerin daha iyi maçlar yönetmesini istiyorsak, hakemlerin daha iyi yerlerde olmasını istiyorsak hakemleri ön plana çıkarmamız gerekmiyor.
FIBA Bayanlar Avrupa Ligi (A) Grubu ilk maçında İtalya'nın Cras Basket Taranto takımını 76-64 yenen Galatasaray Bayan Basketbol Takımı'nın menajeri Mihriban Oğuz, önemli bir galibiyet aldıklarını söyledi. Oğuz, geçen sezon FIBA Avrupa Kupası finalinde karşılaştıkları Cras Basket Taranto'yu yenerek şampiyonluğa ulaştıklarını hatırlatarak, ''Buraya güçlü bir şekilde geldiler. Geçen sene kaybettikleri maçın rövanşını almak istediklerini düşündük. Ancak savunma ve hücumda gösterdiğimiz agresif tavırla ilk yarının sonunda bizi rahatlatacak bir farka ulaştık. Bunun yarattığı rehavet sonucunda rakibimiz, 3. periyotta farkı eritmeye çalıştı. Fakat son çeyrekteki etkili oyunumuzla kazanmayı bildik. Grubumuzun güçlü takımlarından biri karşısında önemli bir galibiyet aldık'' diye konuştu. Gruplarında ikinci maçlarını 4 Kasım Çarşamba günü deplasmanda Letonya'nın TTT Riga takımı ile yapacaklarını dile getiren Oğuz, ''TTT Riga ilk maçında Ros Casares'e 118-38'lik farklı bir skorla yenildi. Ancak biz bu maça da aynı ciddiyetle hazırlanıyoruz. O maçtan da galibiyetle ayrılıp, yolumuza emin adımlarla devam etmek istiyoruz'' ifadelerini kullandı.
Galatasaray Kulübü, Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşunun 86. yıldönümü nedeniyle bir kutlama mesajı yayınladı. Sarı-kırmızılı kulüpten yapılan açıklamada, ''Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarının önderliğinde Kurtuluş Savaşı'yla bağımsızlığından ödün vermeyen ulusumuz, kazanılan zaferin ardından çağdaş uygarlık yönündeki arzu ve inancını Cumhuriyetin ilanıyla ortaya koymuştur'' denildi. Açıklamada, ayrıca şu ifadelere yer verildi: ''Ulusumuzun gösterdiği bu iradeye paralel olarak Büyük Atatürk'ün Nutuk'ta da ifade ettiği gibi, Türkiye Cumhuriyeti'nin daima mesut, muvaffak ve muzaffer olacağına dair inancımız sonsuzdur. Bu duygu ve düşüncelerle, başta Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk ile kahraman silah arkadaşları olmak üzere şehit ve gazilerimizi saygı ve rahmetle anıyor, tüm ulusumuzun Cumhuriyet Bayramı'nı kutluyoruz.''
Ziraat Türkiye Kupası play-off turunda Bucaspor'u 2-1 yenerek gruplara kalan Galatasaray, Turkcell Süper Lig'de kendi sahasında 1 Kasım Pazar günü Sivasspor ile yapacağı maçın hazırlıklarına ara vermeden başladı. Florya Metin Oktay Tesisleri'nde teknik direktör Frank Rijkaard yönetiminde gerçekleştirilen idmanda, Bucaspor karşısında forma giyen oyuncular dinlenmeye yönelik bir çalışma gerçekleştirdi. Diğer oyuncular ise top tekniği ve şut çalışmasının ardından yarım sahada çift kale maç oynadı. Galatasaray'ın bugünkü idmanına sakatlığı süren Baros katılmazken, Emre Aşık takımdan ayrı çalıştı. Arda ise salonda çalışmasını gerçekleştirdi. Galatasaray, Sivasspor ile yapacağı karşılaşmanın hazırlıklarını yarın yapacağı antrenmanla sürdürecek. Bu arada, taraftarlara da açık olan antrenman öncesi sarı-kırmızılı takımın teknik heyeti ve oyuncuları Türk bayrağıyla basın mensuplarına görüntü vererek Türkiye Cumhuriyeti'nin 86. kuruluş yıl dönümünü kutladılar.
Galatasaray, Turkcell Süper Lig'de 1 Kasım Pazar günü sahasında Sivasspor ile yapacağı maçın hazırlıklarını gerçekleştirdiği antrenmanla sürdürdü. Florya Metin Oktay Tesisleri'nde teknik direktör Frank Rijkaard yönetiminde basına kapalı gerçekleştirilen antrenmanda, futbolcuların ısınma hareketlerinin ardından taktik ağırlıklı bir çalışma yaptıkları bildirildi. Bucaspor karşılaşmasında aldığı darbe nedeniyle sağ bacak adalesinde ödem oluşan Arda'nın tedavisinin ardından koruma amaçlı olarak sahada takımdan ayrı çalıştığı belirtildi. Sakatlığı devam eden Emre Aşık'ın tedavisinin ardından kondisyoner eşliğinde çalıştığı, Baros'un da sağlık ekibi tarafından evinde dinlendirildiği ifade edildi. Galatasaray, Sivasspor maçı hazırlıklarını yarın yapacağı antrenmanla tamamlayacak.
Galatasaraylı futbolcu Ayhan Akman, bugün bir gazetede hakkında çıkan haberin gerçeği yansıtmadığı açıkladı. Ayhan, Galatasaray Kulübü'nün resmi internet sitesinden yaptığı açıklamada, gazetede ''Galatasaray'da Ayhan krizi'' ve ''Ayhan kızıp gitti'' başlıklarıyla yayınlanan haberin hayal ürünü olduğunu dile getirerek, ''Tüm kulvarlarda başarıyı hedefleyen takımımızın çalışmalarına azimle ve uyum içinde devam ettiğinin bilinmesini isterim. Kamuoyunun ve taraftarlarımızın bu asılsız haberlere itibar etmemelerini rica ederim'' ifadelerini kullandı.
Galatasaray Cafe Crown Antrenörü Okan Çevik, Avrupa Kupası'nda amaçlarının gruplarını ilk iki takım arasında bitirmek olduğunu söyledi. İspanya'nın Barcelona kentinde çekilen kura sonunda Almanya'nın Alba Berlin, Ukrayna'nın Azovmash ve İtalya'nın BancaTercas Teramo takımı ile aynı gruba düştüklerini hatırlatan Çevik, şöyle konuştu: ''Zorlu bir grupta mücadele edeceğiz. Avrupa Kupası'nda yer alan 32 takım da birbirinden güçlü. Henüz takımları analiz etme fırsatımız olmadı, ancak Alba Berlin'in Avrupa'da tecrübesi oldukça fazla. Azovmash, bütçesini daraltmasına rağmen her sene Avrupa kupalarında başarılı sezonlar geçiriyor. İtalyan ekip BancaTercas Teramo'yu da inceliyoruz. Amacımız grupta ilk iki takım arasına girmek. Kepez Belediyesi maçından sonra tam takım olarak idman yaptık. Her geçen gün iyiye gideceğimizi düşünüyorum.''
Basketbolda, Türkiye'den Beşiktaş Cola Turka, Galatasaray Cafe Crown ve Türk Telekom takımları katılacağı Avrupa Kupası'nda (Eurocup) kuralar çekildi. İspanya'nın Barcelona kentinde gerçekleşen kura çekimine ikinci torbadan katılan Türk Telekom, (E) Grubu'nda Belçika'dan Charleroi Spirou, Rusya'dan Spartak St.Petersburg ve elemelerden gelecek Bilbao-Donetsk eşleşmesinin galibi ile mücadele edecek. Kura çekimi sonrasında (A) Grubu'nda yer alan Galatasaray Cafe Crown, Almanya'dan Alba Berlin, Ukrayna'dan Azovmash ve İtalya'dan BancaTercas Teramo takımları ile eşleşti. Kuraya 4. torbadan giren Beşiktaş Cola Turka, İspanya'nın DKV Joventut, Rusya'nın Unics Kazan ve Almanya'nın Telekom Baskets Bonn ile (D) Grubu'nda karşılaşacak. Avrupa Kupası'nda grup maçları 24 Kasım'da oynanacak karşılaşmalarla başlayacak. Kupada kura çekimi sonrasında oluşan gruplar şöyle: (A) Grubu: Galatasaray Cafe Crown, Alba Berlin, Azovmash, BancaTercas Teramo (B) Grubu: Le Mans, Hemaform, BC Triumph, Pamesa Valencia (C) Grubu: Aris BSA 2003, Zadar, Siauliai, Hapoel Jerusalem (D) Grubu: DKV Joventut, Unics Kazan, Telekom Baskets, Beşiktaş Cola Turka (E) Grubu: Türk Telekom, Charleroi Spirou, Spartak St.Petersburg, Bilbao ya da Donetsk (F) Grubu: Benetton Treviso, Kızılyıldız, Cholet, Dinamo Moskova (G) Grubu: Gran Canaria, Nancy, PGE Turow, Panellinios (H) Grubu: BK Ventspils, CEZ Nymburk, L. Biella, Brose Baskets
Fenerbahçe ve Galatasaray'ın UEFA Avrupa Ligi'nin 4. haftasında yapacağı maçları yönetecek hakemler belli oldu. Futbol Federasyonu'ndan yapılan açıklamaya göre (H) Grubu'nda mücadele eden Fenerbahçe'nin, 5 Kasım Perşembe günü İstanbul'da Romanya'nın Steaua Bükreş takımıyla yapacağı mücadeleyi Avusturyalı Thomas Einwaller yönetecek. Einwaller'in yardımcılıklarını Roland Heim ve Norbert Schwab yapacak. Fenerbahçe Şükrü Saracoğlu Stadı'nda saat 22.05'te başlayacak karşılaşmanın ilave yardımcı hakemleri Bernhard Brugger ve Dietmar Drabek, dördüncü hakemi ise Oliver Drachta olacak. (F) Grubu'nda yer alan Galatasaray'ın deplasmanda 5 Kasım Perşembe günü Rumen temsilci Dinamo Bükreş ile yapacağı karşılaşmayı Alman Michael Weiner yönetecek. Dinamo Stadı'nda TSİ saat 20.00'da başlayacak karşılaşmada Weiner'in yardımcılıklarını Christoph Bornhorst ve Matthias Anklam yapacak. Maçın ilave yardımcı hakemliklerini Babak Rafati ve Peter Gagelmann, dördüncü hakemliğini ise Marco Fritz yapacak.
Galatasaray Kulübü Yönetim Kurulu ve Futbol Şubesi Üyesi Haldun Üstünel, Futbol Federasyonu Profesyonel Futbol Disiplin Kurulu (PFDK) tarafından dün derbi maçla ilgili açıklanan kararların, kendilerini hayal kırıklığına uğrattığını söyledi. Florya Metin Oktay Tesisleri'nde bir basın toplantısı düzenleyen Haldun Üstünel, kulüp olarak etkileyici olmamak adına derbi maçta yaşananlar hakkında değerlendirmede bulunmadıklarını belirtirken, verilen cezalar sonrası Futbol Federasyonu ile hukuk kurulunu ağır şekilde eleştirdi. Galatasaray olarak Futbol Federasyonu ve kurullarına güvenerek süreci takip ettiklerini aktaran Üstünel, ''Yaşananlar nedeniyle bugüne kadar sessizliğimizi koruduk. Ancak açık ve net anlaşılan şudur ki, suni oluşturulan kamuoyu baskısı ve dış etkenler altında aldığı kararlarla, bizleri hayal kırıklığına uğratmıştır. Alınan kararlar sonrası görüldü ki, federasyon ve kurulların hukuk ile ceza anlayışında renklere göre farklılıklar oluşmaktadır'' dedi. PDK'nın verdiği cezalardan duydukları memnuniyetsizlikten ötürü bugün basın toplantısı yaptıklarını vurgulayan Üstünel, ''Eğer cezalardan memnun olsaydık, bu toplantıyı yapıyor olmazdık. Fikirlerimizi beyan ediyoruz. Daha önce kendi sahamızda yapılan maç sonrası bize uygulanan cezaya yakın olmalıydı bu cezalar da. Bu yönden sıkıntı duyuyoruz. Alınan kararların daha inandırıcı, emsallerine uygun olması gerekiyor'' diye konuştu. Üstünel, aynı durumun Ali Sami Yen Stadı'nda yaşanması halinde nasıl bir cezayla karşılaşacaklarını düşündüklerinin sorulması üzerine, ''Bu tarz kararlar demek ki forma rengine göre veriliyormuş. Biz federasyona ve kurumlarına hala güveniyoruz ama alınan kararlar biraz daha süzgeçten geçirilmeli ve muhatap kulübün Galatasaray olduğu bilinmeli'' yanıtını verdi. -''YENİLGİYE KILIF ARAMIYORUZ''- Yaptıkları değerlendirmeyle kesinlikle Fenerbahçe karşısında aldıkları yenilgiye kılıf arama niyetleri olmadığını söyleyen Haldun Üstünel, şunları söyledi: ''O gece futbol performansımız, beklentileri karşılamaktan çok uzaktı. Biz bunu biliyoruz ve içimizde durumu sorguluyoruz. Ne biz yönetim olarak memnunuz, ne de futbolcular memnun. Kendi içimizde sorguluyoruz ve gereken önlemleri alacağız. Ancak pazar akşamına döndüğümüzde, futbola yakışmayan görüntülerin altını çizmek istiyoruz. Kadıköy'de yardımcı hakemin kafasının yarılmasına kadar futbol dışı eylemler Türkiye'nin gözü önünde cereyan etti. Yardımcı hakemin kafasına dikiş atıldı ve 10 dakika gecikmeli maça başlanabildi.'' -''BÜNYAMİN GEZER KORKTU''- Haldun Üstünel, derbi maçın hakemi Bünyamin Gezer'in koktuğu için maçı oynatmak zorunda kaldığını ileri sürdü. Hakem Bünyamin Gezer'in düşüncesini merak etiğini kaydeden Üstünel, Gezer'in, ''Maçı iptal etseydim çok şey olurdu'' sözlerine tepki göstererek, ''Bunu söyleyerek zaten maçı iptal etmesi gerektiğini ve korktuğunu açık açık ilan etti. Bu korkuyla maçı yönetti ve aldığı karaları da gördük'' diye konuştu. Bünyamin Gezer'in bir gazeteye yansıyan, ''Maçı izlemeye 50 bin kişi gelmiş, tatil etsem protestolar olur, camlar çerçeveler indirilirdi'' ve ''Yardımcı hakeme yabancı madde atılması münferit bir olaydı. Hakemler olarak bizi etkileyen bir ortam yoktu'' sözlerine göndermede bulunan Üstünel, ''Acaba hakem maçı devam ettirirken etkilendiği 50 bin kişiden, maç oynanırken de etkilendi mi?. Ayrıca hakem küfürü yalnızca kendisine yapılınca mı küfür sayıyor?. Maç öncesi hakemin yaralanması, dikiş atılan kafası ile maça çıkması ve tüm bunlara rağmen maçın oynatılması, Bünyamin Gezer'in Türk futbolunda milat olacak bir kararı vermesine engel olmuştur. Türk futbolu için büyük bir fırsat kaçmıştır. Yıllar önce bu fırsatı merdiven boşluklarını doldurduğumuz için kaçırdığımızı iddia edenlerin, bugün sessizliğini anlamakta güçlük çekiyorum'' ifadelerini kullandı. Kendilerinin en büyük dileğinin, cesur hakemlerin sahada yer alması olduğuna vurgu yapan Üstünel, ''Maalesef çoğunda cesaret yok. Özellikle büyük maçlarda gösterdikleri yönetimler ortaya koyuyor ki, cesur hakem Tükiye'de az bulunuyor'' dedi. -''GALATASARAY KAPTANINA KİMSE EL KALDIRAMAZ''- Derbi maçta Arda Turan'ı iterek gerginliğin başlamasına neden olan Fenerbahçeli futbolcu Cristian'a değinen Üstünel, ''Arda Galatasaray'ın kaptanı ve Galatasaray kaptanına kimse el kaldıramaz. Böyle davranış sergileyenlerin de bu sahalarda yeri yok'' diyerek tepkisini dile getirdi. Üstünel, Arda'nın uzun süre Galatasaray'a hizmet edeceğini söyleyerek, ''Ona sahip çıkmamız gerekiyor. Kaybetmek için değil, kazanmak için çaba sarf etmek en büyük isteğimiz. Arda'yı bizden başka kimse ne yargılayabilir, ne de cezalandırabilir'' şeklinde konuştu. -''FENERBAHÇE YÖNETİCİLERİ MÜDAHALE ETMEDİ''- Haldun Üstünel, derbi maçta yaşanan olaylara Fenerbahçe yöneticilerinin hiçbir müdahalede bulunmadığını ileri sürerken, ''Henüz ısınma bölümünde taraftarlarını selamlamaya giden futbolcularımıza saldırıldı, özellikle kaptanımız Arda Turan'a bilinçli bir şekilde taciz yapıldı. Yabancı maddeler atıldı. Oyuncumuz Keita'nın gözünden sakatlanmasına ramak kaldı. Hakeme saldırı oldu. Arda'ya 55 bin kişi toplu halde küfür etti. Ama hiçbir Fenerbahçeli yönetici bu duruma müdahale etmedi. Rövanş maçı çok daha farklı olacak. Nasıl konuk ağırlanırmış en güzel şekilde göstereceğiz'' şeklinde konuştu. -''ŞAMPİYON OLACAĞIZ''- Galatasaray kulübü olarak başarı kanıtlarını müzelerinde sergilediklerini dile getiren Üstünel, Turkcell Süper Lig'de bu sezonu şampiyon olarak tamamlayacaklarını iddia etti. Kesinlikle hayal kurmadıklarını belirten Üstünel, ''Bizde gerçekler var. Ligdeki 18. şampiyonluk kupası, mayıs ayında Galatasaray'ın müzesinde olacak. Bundan kimsenin kuşkusu olmasın. O kupa, Ali Sami Yen Stadı'nda havaya kalkacak. Galatsaray'a gönül verenlerin içi rahat olsun'' derken, Galatasaray taraftarının sadece iyi gün dostu olmadığını, kötü zamanlarda da desteğini hep sürdürdüğünü kaydetti. -''DERBİLER BAYRAM HAVASINA GEÇMELİ''- Derbi maçların sürekli gergin ortamlarda oynanıyor olmasının kendilerini endişelendirip endişelendirmediği şeklinde yöneltilen bir soru üzerine Üstenel, 'Endişe taşımıyorum dersem yanlış olur. Derbiler aslında bir bayram havasında geçmeli. Bundan önceki dönemlerde yöneticilerin karşılıklı demeçleriyle ortam geriliyordu ve biz bunun önüne geçtik. Ancak şimdi de futbolcuların birbirlerine inanılmaz derecede agresif davranmaları, görülen kartlar, ortamın gerilmesi bizi mutlu etmiyor. İnşallah her şey daha güzel bir ortama kavuşur'' yanıtını verirken, kendilerinin yemek davetini Fenerbahçe yönetiminin kabul etmediğini aktardı.
Türkiye büyük bir yıldızını göz göre göre harcıyor. Dün Florya ya gelenler gözlerine inanamadı. Her zaman gülen, şaka yapan Arda Turan gitmiş, yerine asık suratlı ve suskun biri gelmişti. Hürriyet'in haberine göre, Türkiye'nin gündemi Arda Turan... Futbolun konuşulduğu her yerde bu oyuncu konuşuluyor. Fenerbahçe derbisi öncesinde Cristian Baroni ile saha içinde tartışmasının ardından maçta etkisiz bir oyun sergilemesi genç yıldızı bir anda ‘hedef adam’ haline getirdi. Önceki günkü Fotospor gazetesinde, ünlü sunucu Saba Tümer ile aşk yaşadığı iddiasının yer alması bütün bunların üstüne tuz biber ekti. Daha birkaç gün öncesine kadar taraflı tarafsız herkesin yere göğe sığdıramadığı Arda, çok sert eleştirilere maruz kaldı. Galatasaray’ın dün Florya Metin Oktay Tesisleri’nde yaptığı antrenmanı takip edenlerin gözü ister istemez Arda Turan’a takıldı. Zira, neşe dolu kişiliği ve esprileriyle her zaman takımın neşe kaynağı olan, sürekli gülen Arda’dan eser yoktu. Suratı asıktı. Düşünceli bir şekilde antrenman sahasına gelip hafif tempoda koşmaya başlayan genç futbolcu, bir ara gazetecilere dönüp, “Fotospor’dan kimse var mı?” diye sordu. Ağabey nasihati “Hayır, kimse yok” cevabı üzerine koşmasına devam eden Arda, sahanın etrafında birkaç tur attıktan sonra durup, yürümeye başladı. Onun keyifsiz halini gören kaleci antrenörü Nezihi Boloğlu, yanına gelip kendisiyle birkaç dakika ayak üstü konuştu. Ne söylediği öğrenilemedi ancak elini Arda’nın omuzuna koymasından ve tavırlarından, ona bir ağabey nasihatinde bulunduğu anlaşıldı. Genç kaptan daha sonra Bucaspor maçında ayağına aldığı darbe nedeniyle ağrıları bulunduğu için spor salonuna gidip, çalışmasına orada devam etti. Arda Turan’daki bu değişimi, takım arkadaşlarına, yöneticilere ve uzmanlara sorduk. İstisnasız hepsi şu fikirde birleşti: “Henüz 22 yaşında olan bir futbolcunun üzerine bu kadar çok gidilmemeli. Biraz rahat bırakılmalı. Arda, özel yaşamıyla değil sadece futboluyla yargılanmalı.” Desteğimiz sürüyor Arda hakkında konuşulan bir başka konu da taraftarların ona tavır aldığı iddiası idi. Bucaspor maçında attığı golden sonra tribündeki çoğu kişinin suskun kalıp alkışlamamasının ‘planlı bir eylem’ olduğu ileri sürüldü. Böyle bir şeyin olup olmadığını, konunun birinci derecedeki muhatabı, Ultraslan Grubu’nun liderlerine sorduk. Arda’ya tavır almalarının söz konusu olmadığını vurgulayan sarı kırmızılı taraftarlar, “Bizim tepkimiz Arda’ya değil, Fenerbahçe maçında, Galatasaray’a yakışan mücadeleyi göremediğimiz için tüm takıma idi. Biz Arda’ya bugüne dek hep destek verdik, bundan sonra da onun yanında olmaya devam edeceğiz. Arda Turan, bizim için Galatasaray’ın simgesidir” dedi. İlk kez alkışlanmadı FENERBAHÇE mağlubiyeti ve özel yaşamına ilişkin asılsız iddialar Arda Turan ile Galatasaray taraftarları arasında soğuk rüzgarlar esmesine yol açtı. Genç yıldız Bucaspor maçında bir gol atıp, bir de asist yapmasına rağmen, 36. dakikada oyuncu değişikliği için saha kenarına geldiğinde neredeyse hiç alkışlanmadı. Hayırlı evlat Ailesine 4 daire, 1 cip aldı ARDA Turan, yardımseverliği, cömertliği ve ailesine bağlılığı ile de takdir topluyor. Personelinden futbolcusuna hatta taraftarına kadar hangi Galatasaraylı’nın yardıma ihtiyacı varsa ilk o koşuyor. Takım içinde zaman zaman düzenlenen para toplama kampanyalarını hep Arda organize ediyor. Kazandığı parayı değerlendirirken anne babasına mutlaka danışıyor. Kendi adına bugüne dek sadece Yeşilköy’de bir daire satın alan Arda, geri kalan bütün gayrimenkulleri ve araçları anne babasının üzerine yaptı: * Babası Adnan Turan adına Beylikdüzü’nde 2 daire ve Volkswagen Touareg cip. * Annesi Yüksel Turan’a Bayrampaşa’da 2 daire. ARKADAŞLARI ANLATIYOR Belden aşağı vuruyorlar Emre Aşık: Arda’nın üzerine bu kadar gitmelerini anlamıyorum. Türkiye’de zaten kolay kolay yıldız futbolcu yetişmiyor. Biz, 10 yılda bir çıkan yıldızlarımızı da böyle sürekli yıpratmaya çalışıyoruz. Meyve veren ağacı taşlıyorlar. Arda’ya belden aşağı vuranlar biraz durup düşünmeli. Futboluyla konuşulmalı Mehmet Topal: G.Saray için Arda’nın ne kadar değerli olduğunu hepimiz biliyoruz. O iyi bir kaptan ve futbolcu. Ancak dışarıdan herkes onun üzerine çok geliyor. Yani, özeline fazla karışılmaya başlandı. İnsanlar, Arda’ya karşı biraz daha duyarlı olmalı. Onu artık yalnızca futboluyla değerlendirmeli. Her adımı sorgulanıyor Ayhan Akman: Arda’nın performansında inişli-çıkışlı dönemler olabilir. Ancak şu bir gerçek Arda’da liderlik vasfı var. Ben onun kötü oynadığını düşünmüyorum. Bucaspor maçında oyunu çözdü; bir gol attı, bir de asist yaptı. Onun üzerine gelmeleri, attığı her adımı sorgulamaları çok saçma. UZMAN GÖZÜYLE Zorluklara alışmalı Prof. Dr. Turgay Biçer: Arda, teknik ve sosyal becerisi üst düzeyde olan bir kişi. Ancak duygusal ve psikolojik açıdan da kendisini zorluklara alıştırıp, yetiştirmek zorundadır. Galatasaray Kulübü Arda’ya destek olmalı ve onu bir yıldız gibi yetiştirip, zor durumlarda çözüm üretme becerisini yükseltecek psikolojik destek sağlamalıdır. Antrenman, sporcuyu mükemmele götüren teknik, kondisyon ve psikolojik çalışmaların bütünüdür. Ama ne yazık ki Türkiye’de biz antrenmanı yalnızca teknik ve kondisyon olarak görüyoruz. Asıl yapılması gereken psikolojik çalışmalar ve olası sorunlara önceden çözüm bulmaktır. YÖNETİCİSİ ANLATIYOR Depresyonda falan değil Dr. Sinan Kılıç: Arda, insanlara saygılı ve Allah korkusu olan bir çocuk. Fenerbahçe derbisinde yaşanan olaylar onu çok üzdü. Kendisine yapılan saygısızlık ve misafir takım kaptanı olarak böyle bir olayla gündeme gelmek, incitti onu. Ben bir doktor olarak söylüyorum; Arda depresyonda falan değil. Neden bunalıma girsin ki?
Habertürk'te yer alan habere göre, Galatasaray ve milli takımın başarılı savunma oyuncusu Servet Çetin için İngiliz ekipleri Tottenham ve Arsenal'in devrede olduğu iddia edildi. İngiltere'de yayın yapan Daily Mail Gazetesi, bu yıl başında Chelsea'nin de takibinde olan Galatasaray'ın milli savunma oyuncusu Servet Çetin için şimdi de Premier Lig ekiplerinden Tottenham ve Arsenal'in transfer girişimlerinde bulunduğunu iddia etti. Gazete, Galatasaray Teknik Direktörü Frank Rijkaard'ın Ocak ayı ara transfer döneminde takımın defans hattında değişiklik yapacağını ve bu nedenle Servet'in gidişine onay vereceğini de savundu. Bu arada, Avrupa futbolunun transfer nabzını tutan tribalfootball.com adlı haber portalı ise Servet ile Tottenham ve Arsenal'in yanı sıra AC Milan, Borussia Dortmund, Wolfsburg ve Köln takımlarının da ilgilendiğini iddia etti.
ISLAK İMZALI MEKTUP Erman Toroğlu FENERBAHÇE-Galatasaray derbisi oynandı ve bitti. Hem basında, hem de kamuoyunda ikilem var. Oynansa mı doğru olurdu, oynanmamasa mı? Ben kendi görüşlerim çerçevesinde fikir yürüttüm. Hala da aynı fikirdeyim. Oynatılmamalıydı. Çünkü, Türkiye’nin en üst maçı, en üst zorluktaki maçı. Eğer burada bir uygulama yapılsaydı, diğer bütün maçlar kurtulacaktı. Belki de milat olacaktı, olmadı. Şimdi burada herkesin gözünden kaçan bir ayrıntı var. Hadi gözlemcilerin, temsilcilerin kaçıyor, kaçabilir. Hakemlerin gözünden kaçmaması gerekir. Ama hakemler susuyorlar. Bakın neden? Bu tartışılan konuda hiç tartışılmayacak net bir olay oldu. Hakemler bunu çok iyi biliyorlar. Sevgili Ercan Saatçi, benimle aynı fikirde olmadığını dün Hürriyet’teki yazısında 12 madde halinde sıralamış. Sevgili Ercan, Ahmet Güvener adında birisi var. Ben iyi tanırım. Zaman zaman tartışmamız olmuştur, zaman zaman konuşmuşuzdur. Ama, Ahmet Güvener’e soyadı gibi güvenirim. “Galatasaraylı” derler ama bir gün işine karıştırmamıştır. Daha da önemlisi Ahmet Güvener zaten kilolu bir adamdır. Espri bir yana onun yüzünden değil, kişilik olarak kıvırtamaz. “Dan” diye söyler sözünü. Peki bu Ahmet Güvener kim ve görevi ne? Ahmet Güvener şu anda Futbol Federasyonu Genel Sekreteri. Tek tek anlatıyor Ahmet Güvener önce İzmir’e gidiyor. Temsilcilere ve gözlemcilere. Maçların öncesinde ve sonrasında neler yapılması gerektiğini teker teker anlatıyor. Diyor ki, “Sevgili arkadaşlarım, buradan Silivri’ye gideceğim. Orada da hakem arkadaşlarıma bunları anlatacağım. Çünkü, aynı şeyleri duyun ki aynı şekilde hareket edin. Herkes koordineli çalışsın.” Ahmet Güvener ne diyor hakem ve gözlemcilere? “Maçtan önce, maçın içinde ve maçtan sonra hakemlere yapılacak fiili tecavüzde maçı oynatmayın.” Bu yumruk olur, şişe olur, para da olur. Maraton’da yardımcı hakemin kan akan başını gösteriyorum, Şansal Büyüka diyor ki, “Erman Hocam lütfen oynatma RTÜK’ten kapatma veya uyarı alacağız.” İşte benim hakemimin durumu. Başında kanlar akıyor, ekranda göstersek RTÜK eylem yapacak, ama benim hakemlerim bu eylemi yapamıyorlar. Temsilci ve gözlemciler de bu işe çanak tutuyorlar. Futbol Federasyonu’nun sezon başında temsilci, gözlemci ve hakemlere söylediği bu ikazın yani tebligatın nedeni şu. Geçen seneki Van-Eyüp maçındaki olaylar. Anormal olaylarla gelişen maç normalmiş gibi bitti. Fakat federasyon çok doğru bir karar vererek ve geriye doğru giderek hukuki yönden bazı sakıncaları olmasına rağmen cesaretli bir karar aldı. Aynı zamanda da uyguladı. Hatta bu olaydan dolayı ben bayağı tehdit aldım. Yazı yazdım diye tehdit de edildim. Federasyonun verdiği talimatı Bünyamin Gezer, derbide uygulamamıştır. Sebebi de hakemlik yapma sevdası. Gezer uygulamadı Hakem kardeşlerim şunu hiçbir gün unutmayın. “Benim çıkacağım her maç son maçım olabilir” diye sahaya çıkarsan hakem olabilirsin, yoksa olamazsın. Ama hakemliğe yapışırsan ve hakemlik bir yaşam biçiminse, bunu yapamazsın. Bünyamin, yetkili olmasına rağmen ve herşeyi bilmesine rağmen uygulayamadı. Ahmet Güvener’in bu talimatları söylediği salonda o da vardı. Bundan sonra hakemler Güvener’in verdiği bu talimatları uygulamaya kalkarlarsa ne olur? Ben Fenerbahçeli, Galatasaraylı veya Beşiktaşlı değilim. Bu maçı Fenerbahçe, Galatasaray veya Beşiktaş gözüyle de yorumlamıyorum. Keita’ya gelen cisim Galatasaray tribününden atılmış. Beni bağlamaz. Hangi tribünden atılırsa atılsın o oraya nasıl girmiş? O beni bağlar. Dünyanın her yerinde statlarda sular açık karton bardaklarda satılıyor. İnsanlar kilotlarına kadar aranıyorlar. Peki o paralar nasıl giriyor? Seyircilerin bazıları eski telefonlarıyla geliyorlar. Su doldurdukları balonların içine o eski telefonlarını, hatta kullanmadıkları şarj aletlerini koyarak sahaya fırlatıyorlar. Maçı başlatan Bünyamin, futbolcu yaralandığında santraya dört hakemiyle gelip, temsilciyi çağırıp anons yaptırmıyor. Bu da benim fikrim ve yorumum değil. Futbol Federasyonu’nun talimatı. Peki, o zaman bu işler nasıl düzelecek. Çok zor. Yavuz Karaozan, derbinin gözlemcisi. Ben olsam onu bu maça vermezdim. Neden verildiğini de verdiği puandan anlıyorsunuz. Bu maçtan çıkan ders şudur. Hakem Bünyamin Gezer, Futbol Federasyonu Genel Sekreteri Ahmet Güvener’in bağıra bağıra söylediği talimatları yerine getirmemiştir. Görüntüler ortada Gördün mü bak Bünyamin. Kavga edenleri atmaya yüreğin yetmedi. Sonradan, “O kavgayı görmedim” dedin. Ama sonra ne oldu? TV görüntüleri var. Yapılan kavgayı olduğu gibi seyrediyorsun. “Yardımcımı tedavi ettiriyordum” demişsin, yardımcının kafasına madde kavga sonrası geliyor. Sevgili Bünyamin, nasıl iş bu? Ahmet Güvener konuşurken duymuyorsun, futbolcular kavga ederken görmüyorsun, küfür edilirken kulağın kapalı. Nasıl oluyor? Üç maymunu oynuyorsun. Görüntülerde Bilica’nın vurduğu ve senin de seyrettiğin kanıtlanırsa sambacı ceza yemez. Fenerbahçe burada haklı. Kara kaplı defter diyor ki, “Hakemin görmediği yerde yayıncı kuruluşun görüntüleri ile ceza verebilirsin.” Türk futbolu ve senin adına inanılmaz bir fırsat ayağına geldi Bünyamin. Cesaretle yapacaktın. Ya kafana bin tane şey geldi, ya da bazı kişiler aklını karıştırdılar. O seninle Allah aranda bir olay. Ne demek istediğimi hakemlik yapacağın ileriki yıllarda daha net göreceksin. Bak hiç penaltı, faul, el, kol anlatıyor muyuz? Çünkü olur. Bin tane penaltı vermezsin, bin tane yanlış penaltı ve karar verirsin. Hiç önemli değil. Bir bu kararı verseydin yeterdi ve Türk futbolu kurtulurdu. NOT 1: Sevgili Ercan Saatçi. Ahmet Güvener’e ulaşıp konuşursan sana çok daha faydalı şeyler anlatacaktır. NOT 2: Farkında mısınız, Rijkaard geldiği günden beri bu maça kadar ağzını açmadı. Ama baktı ki Türkiye’de futbol onun oynadığı Avrupa ülkelerindeki gibi değil. Bunu anladı ve başladı konuşmaya. NOT 3: Futbol Federasyonu Başkanı sayın Mahmut Özgener, son zamanların moda tabiriyle ıslak imzalı mektuplardan birini de Bülent Yavuz’un dünkü Akşam gazetesindeki yazısından sonra tahmin ediyorum gazetenin Genel Yayın Müdürü’ne veya sahibine de yollayacaktır. NOT 4: Eğer ligde şampiyonluk yarışında ve düşme hattında kopma olmazsa bu yazıyı saklayın. İleride çok lazım olacak. “Derbi ne kadar iyi oldu da oynandı” diyenler de yazılarını saklasınlar. Bakalım hangimiz o gazeteleri yiyeceğiz. HÜRRİYET
Vatan Gazetesi'nde yer alan habere göre, Saba Tümer, Arda Turan ile aşk yaşadığı dedikodusuna CNN Türk’deki programında canlı yayında cevap verdi. Tümer, “Öyle bir şey ki Arda benim can dostum. Daha önce programıma alıp keşke bir kızım olsa da sana versem demişim. Bunu dediğim adamla benim dedikodumu çıkardılar. Benim de bir sinir katsayım var. Artık burama kadar geldi. Yapmayın arkadaşlar, hepimiz meslektaşız bir telefon açın, var mı böyle bir şey yok mu diye bir sorun. Bir de diyorlar ki, hani derbi maç vardı ya, Arda’nın performansı bizim ilişkimiz yüzünden düşükmüş. Benim Arda ile ilişkim olsaydı, o maç 10-0 biter, bütün golleri de Arda atardı” dedi.
Milliyet Gazetesi'nin haberine göre, Galatasaray’ın değişen transfer politikası belki de Harry Kewell’ın elden kaçırılmasına neden olacak. Geçtiğimiz sezon içinde birçok futbolcunun devam eden sözleşmelerini uzatan sarı-kırmızılılar, yaşanan form düşüklüğünden yola çıkarak bu yıl strateji değiştirdi. Geçmişteki kötü deneyimler yüzünden sözleşmeleri sezon sonunda bitecek oyuncularla erkenden masaya oturmama kararı alan Cim-Bom’da özellikle Kewell’ın durumu tartışma konusu oldu. Sarı-kırmızılı taraftarların düzgün karakteri ve mücadeleci yönüyle en sevdiği isimlerden biri olan Avustralyalı yıldızın mayıs ayında serbest kalacağı için, Galatasaray’la yollarını ayırarak kendi yolunu çizeceği bildirildi. Nonda’nın da bitiyor İngiltere’ye dönmeyi veya ülkesine giderek futbola burada nokta koymayı planlayan Kewell’ın, sarı-kırmızılı yönetimin ciddi bir girişimde bulunmaması halinde büyük bir ihtimalle ayrılma kararı alacağı kaydedildi. Bu arada Aslan’da Kewell’ın yanı sıra Linderoth, Nonda, Serkan Çalık ve kaleci Aykut’un sözleşmeleri de sezon sonunda bitiyor.
Hürriyet Gazetesi'nin haberine göre, Galatasaray'ın sadece 400 bin euroya kiraladığı Caner, belki de Türkiye'nin en büyük yeteneği 15 milyon euro değerindeki Arda'dan tam 5 kat fazlasına sigortalandı. Arda'nın sigorta bedeli 1 milyon dolar iken, Caner'in sigorta bedeli tam 5 milyon dolar. İkisinin kullandığı sigorta şirketi de aynı. Sigorta bedelleri arasındaki fark ise maçlarda maruz kaldıkları faul sayısına göre hesaplanıyor. Arda Galatasaray takımında en çok faule maruz kalan oyuncu olarak dikkat çekiyor.
Galatasaray ile Sivasspor, yarın yapacakları maçla birlikte Turkcell Süper Lig'de 9. kez karşı karşıya gelecek. İki takım arasında Sivasspor'un lige yükselmesiyle başlayan rekabette geride kalan 8 maçtan 5'ini Galatasaray, 1'ini Sivasspor kazanırken, 2 maç da berabere sonuçlandı. Ligde Galatasaray toplam 15, Sivasspor ise 8 gol attı. Bu arada, iki ekip arasında İstanbul'da yapılan 4 lig maçını da Galatasaray kazandı. Galatasaray ile Sivasspor arasında ligde yapılan maçlarda alınan sonuçlar şöyle: Sezon Maç Sonuç --------- --------------------- ----- 2005-2006 Galatasaray-Sivasspor 2-0 Sivasspor-Galatasaray 0-0 2006-2007 Galatasaray-Sivasspor 3-1 Sivasspor-Galatasaray 1-1 2007-2008 Galatasaray-Sivasspor 2-0 Sivasspor-Galatasaray 3-5 2008-2009 Sivasspor-Galatasaray 2-0 Galatasaray-Sivasspor 2-1
Derbi maçında yaşanan olaylardan sonra Disiplin Kurulu tarafından verilen cezalara Galatasaray ve Fenerbahçe cephelerinden farklı yaklaşımlar geldi. Milliyet Gazetesi'nin haberine göre, Fenerbahçe, Bilica’nın üç maçlık cezasının düşürülmesi için Tahkim Kurulu’na başvurma kararı alırken, Galatasaray’ın Keita’nın üç maçlık cezası için herhangi bir itirazda bulunmayacağı öğrenildi. Sarı-kırmızılılar cezada indirim yapılması ihtimalinin düşük olduğunu göz önünde bulundururken, sarı-lacivertli kulübün Bilica’ya verilen cezanın 2 maçtan fazla olmasına tepki gösterdiği ifade edildi. Fenerbahçe’nin iki maç seyircisiz oynama cezasıyla ilgili olarak da önümüzdeki hafta yönetimde alınacak karar doğrultusunda hareket edeceği, büyük olasılıkla cuma gününe kadar hazırlıklarını tamamlayıp Tahkim’in kapısını çalacağı kaydedildi.
Hürriyet'in haberine göre, sarı kırmızılı kulübün A2 takımında oynayan Anıl Dilaver, “Aşk-ı Memnu” dizisinde Behlül’ü canlandıran Kıvanç Tatlıtuğ’a inanılmaz derecede benziyor. Galatasaray'da Milan Baros sakatlandı, ‘Behlül’e fırsat doğdu... Çek golcünün ayak tarak kemiğinin kırılması ve 2 ay sahalardan uzak kalacak olması üzerine sarı kırmızılı takımın yeni forvet adayı, Aşk-ı Memnu dizisinde ‘Behlül’ü canlandıran Kıvanç Tatlıtuğ’a inanılmaz derecede benzeyen Anıl Dilaver oldu. 19 yaşındaki futbolcuyu A2 Ligi’nde oynadığı maçlarda dikkatle izleyen ve kendisi hakkında Rijkaard’a olumlu yönde rapor veren Johan Neeskens, Kewell-Nonda ikilisine forvette alternatif olarak genç yeteneği gösterdi. 2007-2008 sezonunda oynanan Türkiye Süper Gençler Şampiyonası’nda en golcü oyuncu olan, bu sezon oynadığı 8 maçta 6 gol kaydeden ve geçtiğimiz yıl da PAF takımında 17 gol atan Anıl için son kararı Rijkaard verecek.
Dünya Sağlık Koruma Ajansı’nın projesi, Frank Rijkaard’ı kızdıracak. Bütün futbolcuları domuz gribine karşı ikaz eden ajans, bunun için de Galatasaray Teknik Direktörü’nün, 1990 Dünya Kupası’nda Rudi Völler’e attığı tükürüğün fotoğrafını kullandı Star'ın haberine göre, Galatasaray Teknik Direktörü Frank Rijkaard, dünya futbolunun gündemine domuz gribiyle “istemeden” oturdu! Dünya Sağlık Koruma Ajansı (HPA), yayınladığı genelge ile bütün futbolcuları domuz gribine karşı uyardı. Ancak ajansın ve basının en çok kullandığı fotoğraf, ilginç bir kare oldu. TEBESSÜMLE KARŞILIK VERDİ Frank Rijkaard’ın 1990 Dünya Kupası’nda Hollanda’nın, Almanya ile oynadığı maçta rakip oyuncu Rudi Völler’e attığı tükürüğün görüntüsü, uyarılarda en çok kullanılan fotoğraf seçildi. Galatasaray Teknik Direktörü, domuz gribine karşı alınan önlemleri sonuna kadar desteklediğini ifade etti ancak o fotoğraf karşısında yalnızca güldü.
