Turkcell Süper Lig 9.haftasında dün akşam Galatasaray – Trabzonspor maçı öncesinde futbolcuların olduğu tribünde ilginç bir olay yaşandı. Bugün bazı basın-yayın organlarında çıkan habere göre Galatasaray’ın gurbetçi futbolcusu Serkan Çalık stada girmek isterken görevliler tarafından tanınmamış ve “Sen kimsin arkadaşım”? Sorusuna maruz kalmıştı. İlgili haber spor basınında yankılanırken bu sabah MARATON.COM.TR’ye açıklamalarda bulunan Serkan Çalık’ın ifadesi ise tam tersi yöndeydi. Başarılı forvet yaptığı açıklamada stada girerken tanınmayan futbolcunun kendisi değil PAF Takımdan yeni gelen Serdar Eyilik olduğunu söyledi. Bu tarz çıkan haberlerin kendisini üzdüğünü belirtti. Serkan Çalık, MARATON.COM.TR’ ye yaptığı açıklamaya sakatlığının geçtiğini ve en kısa zamanda sahalara dönmek istediğini de ekledi.
CAS, Galatasaray'ı Ribery'den dolayı Metz Kulübü'ne 220 bin euro transfer parası ödemeye mahkum etti. HtSpor'un haberine göre; Franck Ribery’yi elinden kaçıran Galatasaray Yönetimi, pirince giderken evindeki bulgurdan oldu. Ribery’nin Marsilya’ya kaçmasından dolayı CAS’a başvuran ve bu yüzden yüklü bonservis parası bekleyen Florya yönetimi, dün kulübe gelen bir tebliğle adeta sarsıldı. CAS’ın kararına göre, Galatasaray Ribery’nin eski kulübü Metz’e 220 bin euro ödeyecek. "BİZ PARA ALMADIK Kİ..." CAS, bu kararı Metz ile G.Saray arasındaki sözleşme gereği aldığını açıkladı. Sözleşmeye göre, sarı-kırmızılıların, Ribery’yi Metz’den alırken bir başka kulübe satması halinde Fransız kulübüne para ödemesi gerekiyor. İşte kriz burada patlıyor. Zira G.Saray Yönetimi, “Biz Ribery’i Marsilya’ya satmadık. Kendisi gitti. Ayrıca CAS henüz Marsilya’yla G.Saray arasındaki mahkemeyi sonuçlandırmadı. Kurala göre biz Metz’e ödeme yapsak bile ancak Marsilya’dan bonservis parasını aldıktan sonra yaparız. Para almadan Metz’e niye para vermeye mahkum ediliyoruz? Bu yanlış bir karardır” açıklaması yaptı. Sarı-kırmızılıların bu yüzden CAS’a itiraz etmeye hazırlandığı ve bu kararın uygulanabilecek bir tarafının olmadığını savunuyor.
Yaklaşan 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı dolayısıyla Hamburg Galatasaraylılar Derneği himayesinde yapılacak olan ''2009 Cumhuriyet Kupası Futbol Turnuvası'' öncesinde Hamburg Galatasaraylılar Derneği yöneticileri bir araya geldi. Hamburg Malatyalılar Derneği eski başkanı Müştak Akgül ile derneğin eski üyelerinin de katıldığı toplantıda Hamburg Galatasaraylılar Derneği yöneticileri, 25 Ekim 2009 tarihinde yapılacak Cumhuriyet Kupası Futbol Turnuvası'nın hazırlık çalışmalarını ele aldılar. Dernek başkanı Abdullah Akar, Cumhuriyet Kupası Futbol Turnuvası'nda futbolun yanı sıra kültür ve müzik programlarının da yapılacağını belirterek, ''Cumhuriyet bilincini gençlerimize aktarmalıyız. Sadece kupa almak amaç olmamalı'' dedi. Akar ayrıca, Lösemili Çocuklar Vakfı (LÖSEV) tarafından Türkiye'de lösemili çocukların eğitimine yönelik yapılması planlanan okula yardımcı olmak amacıyla turnuvaya katılanlardan destek istedi. 2009 Cumhuriyet Kupası Futbol Turnuvası 25 Ekim 2009 tarihinde ''Ladenbeker Furtweg, 21033 Hamburg Halle 2, Nettelnburg'' adresinde yerel saat ile 10.00'da başlayacak.
1905 Galatasaraylı Yönetici ve İşadamları Derneği (GSYİAD) tarafından yaptırılan, Florya Metin Oktay Tesisleri'nde bulunan tüm branşların faydalanabileceği Galatasaray Futbol Akademisi Hizmet Binası'nın tanıtım töreni yarın yapılacak. Galatasaray Kulübü Başkanı Adnan Polat, yönetim kurulu üyeleri, binanın yapımına bağışta bulunan GSYİAD üyeleri ve futbol takımı oyuncularının katılacağı tanıtım töreni, saat 12.00'de gerçekleştirilecek.
Galatasaray'ın, UEFA Avrupa Ligi (F) Grubu'nda Romanya ekibi Dinamo Bükreş'le yapacağı karşılaşmanın biletleri satışa sunuldu. Ali Sami Yen Stadı'nda 22 Ekim Perşembe günü saat 22.05'te başlayacak karşılaşmanın biletleri bu sabahtan itibaren Biletix gişelerinden satışa çıkarıldı. Maç biletlerinin fiyatları şöyle: Numaralı Grup 1.....: 220 TL Numaralı Grup 2.....: 165 TL Kapalı Alt Grup 1...: 150 TL Kapalı Alt Grup 2...: 100 TL Yeni Açık Alt ve Üst: 50 TL Eski Açık...........: 50 TL
FIBA Bayanlar Avrupa Kupası'nda geçen sezonun şampiyonu Galatasaray Bayan Basketbol Takımı'nın antrenörü Zafer Kalaycıoğlu, FIBA Bayanlar Avrupa Ligi şampiyonu Rus temsilcisi Spartak Moskova Region'u yenerek, FIBA Süper Kupa'yı kazanmak istediklerini ifade etti. Kalaycıoğlu, Basketbol Federasyonu'nun internet sitesinde yer alan açıklamasında, ilk kez düzenlenen Süper Kupa mücadelesinde bir Türk takımının yer almasının gurur verici olduğunu ifade ederek, ''Galatasaray geçen sezon FIBA Avrupa Kupası'nı kazanarak bir ilki gerçekleştirdi. Bunu Süper Kupa ile taçlandırmak istiyoruz. Amacımız kupayı kazanmak. Rusya'ya sadece mücadele etmek için değil, kupayı kazanmak için gidiyoruz'' şeklinde ifadeler kullandı. Rakiplerinin güçlü olduğunu kaydeden Zafer Kalaycıoğlu, ''Avrupa Ligi'nde üst üste şampiyonluklar yaşadılar. Kupayı kazanarak, başta başkanımız Adnan Polat ve tüm Türkiye'ye hediye etmek istiyoruz'' dedi. Yarınki maç için bu sabah Rusya'ya giden sarı-kırmızılı ekipte, Tuğba Palazoğlu ve Işıl Alben'in sakatlıkları bulunuyor.
Galatasaray Bayan Basketbol Takımı, Uluslararası Basketbol Federasyonları Birliği (FIBA) tarafından bu yıl ilk kez düzenlenen FIBA Süper Kupa maçında yarın Moskova'da, Rusya'nın Spartak Moskova Region takımıyla karşılaşacak. Geçen sezon FIBA Avrupa Kupası'nı kazanan Galatasaray ile FIBA Avrupa Ligi şampiyonu Spartak Moskova Region takımlarını karşı karşıya getirecek Süper Kupa maçı, TSİ 16.45'de başlayacak ve GS TV'den naklen yayınlanacak.
Akşam Gazetesi'nin haberine göre, Trabzonspor maçında tribünler tıklım tıklım dolarken, sarı kırmızılılar, pankartlarla önümüzdeki hafta karşılaşacakları ezeli rakipleri Fenerbahçe'ye göndermede bulundu. Eski açık tribünde, 'Formamıza laf edenlere inat morartmaya geliyoruz' pankartı açan taraftarlar, karşılaşma öncesi de sarı lacivertli takıma yönelik tezahüratlarda bulundular. Bu arada tribünde Milan'ın Hollandalı hocayı istediği şeklindeki haberlere göndermede bulunan 'Milan'ın, Rijkaard'a öneride bulunduğu iddialarına yönelik de 'Sahipsiz Mi lan Rijkaard' yazılı pankart dikkat çekti. :rotfl:
NTV'de yayınlanan Spor Aşkı programının konuğu olan Galatasaray'ın efsane futbolcusu Gheorghe Hagi, Türkiye'ye Trabzonspor için geldiği iddialarını yalanladı. NTV'de yayınlanan Spor Aşkı programı bu hafta ünlü bir konuğu ağırladı. Galatasaray'ın efsane ismi Gheorghe Hagi, NTV'nin davetlisi olarak geldiği İstanbul'da, Spor Aşkı programına katıldı ve özel açıklamalarda bulundu. Galatasaray - Trabzonspor maçını tribünden izleyen efsane futbolcu, İstanbul'a NTV'nin davetlisi olarak geldiğini belirtti ve Trabzonspor ile görüştüğü iddialarını yalanladı. Hagi, Türkiye'de çalışmayı ise her zaman istediğinin altını çizdi. Milli Takım'daki görevine veda eden Fatih Terim'in durumunu da değerlendiren Hagi, Terim'in kariyerine ulaşmak için çok çalıştığını söyledi. Perşembe günü oynanacak UEFA Avrupa Ligi maçları öncesi, Galatasaray ve Fenerbahçe'nin Bükreş takımlarına karşı dikkatli olması gerektiğini savunan Gheorghe Hagi, iki maçın da zor geçeceğini ifade etti. Pazar günkü Fenerbahçe-Galatasaray derbisiyle ilgili açıklamalarda bulunan Hagi, maçı detayların kazandıracağını söyledi.
:rotfl::rotfl:Galatasaray Kulübü Başkanı Adnan Polat, şu an için hiçbir takımın kendisini şampiyon ilan etmemesi gerektiğini, daha önlerinde zorlu bir 25 hafta bulunduğunu söyledi. Adnan Polat, Lig TV'nin canlı yayınında yaptığı açıklamada, ligin geçen sezonlara göre kalite bakımından daha yukarılarda olduğunu ifade ederek, ''Şu an kimse kendini şampiyon ilan etmesin, önümüzdeki 25 hafta çok zorlu geçecek'' dedi. Ligdeki takımları değerlendiren Polat, ''Bursaspor iyi bir performans çiziyor. Gaziantepspor'dan daha büyük bir çıkış bekliyordum ama biraz ligin başında bocaladılar. Sivasspor'dan düşüş bekliyordum ama böylesini beklemiyordum. Trabzonspor'u iyi bir takım olarak görüyorum. Onlar da biraz şanssızlık yaşıyorlar. Sadri başkan üstüne düşeni fazlasıyla yaptı. Beşiktaş'a biraz haksızlık ediliyor. Üç ay önce şampiyon oldu bu takım. Hemen hemen her takım bu durumları yaşayabiliyor'' diye konuştu. ''ÖNCE DİNAMO BÜKREŞ MAÇI SONRA FENERBAHÇE'' Adnan Polat, Fenerbahçe ile hafta sonunda oynayacakları derbi maçla ilgili bir soruya da şöyle yanıt verdi: ''Bizim için en önemli maç oynayacağımız maç. Biz şu anda Dinamo Bükreş maçını düşünüyoruz, başka da bir şey düşünmek istemiyoruz. O maç bitsin Fenerbahçe maçını düşünecek çok zamanımız olacak. Dinamo Bükreş maçı bizim için çok önemli. O maçı kazanıp gruptan lider olarak çıkmak istiyoruz. Hem Galatasaray'ın puanları, hem kazanacağımız ekonomik imkanlar, hem taraftarın, takımın, teknik heyetin morali önemli. Dinamo Bükreş'e konsantre olmaya çalışıyoruz, Fenerbahçe maçını konuşmak istemiyorum.'' RIJKAARD KONUSU Alınan kötü sonuçların ardından teknik direktör Frank Rijkaard'ın eleştirildiğinin hatırlatılması ve Hollandalı teknik adamın bu durumdan etkilenip etkilenmediğinin sorulması üzerine başkan Polat, şunları söyledi: ''Rijkaard'ın gazete okuduğunu ve televizyon seyrettiğini düşünmüyorum. Biri saçıyla, biri kıyafetiyle uğraşıyor. Bunları bırakalım. Rijkaard, 9. lig haftasını oynadı. Bir yabancının Türkiye'ye gelip adapte olması çok kolay değil. Uyum sağladı ama daha Türkiye ile ilgili öğrenmesi gereken, bilmesi gereken çok şey var. En azından Türkiye Ligi'ni tam olarak tanıyabilmesi için yarım sezon herkesle maç yapması lazım. Seyirciyi, hakemleri, medyayı tanıması lazım. Bizleri bile daha yeni tanıyor, yani biraz insaf.'' Polat, futbolla yöneticiler Haldun Üstünel, Murat Yalçındağ, Adnan Sezgin, Frank Rijkaard ve Neeskens'in ilgilendiğini, kendisinin ayda bir kez toplantı yaptığını söyledi. ''ELANO'DAN MEMNUNUM'' Adnan Polat, Elano ile ilgili bir soruyu da ''Elano takımla çok fazla çalışma imkanı bulamadı. Elano'dan çalışması, disiplini, arkadaşlarıyla ilişkisi bakımından çok memnunum, son derece iyi bir profesyonel. Sahaya bunu üst düzeyde yansıtacağına inanıyorum. Onun da zamana ihtiyacı var'' diye yanıt verdi. ''BUNDAN SONRA YUKARI TRİBÜN'' Bir soru üzerine, tribünde maç izlerken oturduğu yerden nefret ettiğini dile getiren Polat, şunları kaydetti: ''Çünkü karşınızda bir kamera var. Sevincinizi, üzüntünüzü gösteremiyorsunuz. Gol atıyorsunuz, yanınızda rakip takımın başkanı oluyor, sevincinizi gösteremiyorsunuz. Ciddi olarak bundan sonra yukarı tribüne çıkıp maçı izlemeyi düşünüyorum.'' ''YARDIMCI HAKEMLERDEN SIKINTI YAŞIYORUM'' Trabzonspor maçının hakemi Mustafa Kamil Abitoğlu'na bordo-mavili yöneticilerin tepki gösterdiğinin hatırlatılması üzerine Adnan Polat, şunları söyledi: ''Hakemin maçın neticesine etki ettiğini düşünmüyorum. Ben bu sezon yardımcı hakemlerden sıkıntı yaşıyorum. Yeterince orta hakemlere yardımcı olamıyorlar gibi geliyorlar bana. Daha aktif, efektif olmaları lazım. Orta hakemin doğru karar vermesine katkıda bulunmaları için üst düzey performans göstermeleri gerekiyor.'' uah::rotfl:
4-3'lük Trabzon galibiyetinden sonra Arda'ya, “Kramponlarını çok beğendim ama içleri boştu”, Mustafa'ya da, “Keşke kart görseydin de top oynasaydın” diye tepki gösteren Rijkaard, ardından sözü derbiye getirdi... Galatasaraylı futbolcular, 4-3’lük Trabzon galibiyetinin sevincini yaşayamadı! Çünkü soyunma odasında sinirli ve gergin bir Rijkaard vardı. Kaptan Arda Turan’a, “Kramponlarını çok beğendim ama bu akşam içleri boştu” diyen Rijkaard, daha sonra ceza sınırında bulunan Mustafa Sarp’a yöneldi: Sarı kart görmemek için hiçbir şey yapmadın. Keşke sarı kart görseydin de top oynasaydın. ‘Benim takımım 4 atar, 3 yemez’ Kaptan Arda ve Mustafa Sarp ile özel olarak ilgilendikten sonra tüm takımı hedef alan Cim Bom’un teknik patronu, “Basın beni sıkıştırıp, duruyor. Bunun sebebi de sizsiniz. Çıktım, ‘3 yedik ama 4 tane de attık’ dedim ama benim takımımda bu olmaz. Benim takımım 4 atar, 3 yemez. Fatin'in haberine göre, Rijkaard konuşmanın finalini derbiyle yaptı: Sağ taraftaki oyuncular, Antep-Fenerbahçe maçını ezberlemenizi istiyorum. Roberto Carlos’a çok dikkat edeceksiniz. Deplasmandaki son 3 Fenerbahçe-Galatasaray maçını izledim. Panik oluyorsunuz, panik olduğunuz için de yeniliyorsunuz. Bu maçta siz değil, onlar panik olacak. 9 yıllık tarihi lekeyi sileceksiniz.
Usta kalem Hıncal Uluç, hafta sonu oynanan Galatarasay - Trabzonspor karşılaşmasını değerlendirdi. "Üç gol yetmez " başlığıyla verdiği yazısında Uluç "F.Bahçe, Trabzon'un kaçırdıklarını atar. G.Saray, Saracoğlu'nda 3-0 öne geçse de güvenilmez" dedi. Hıncal Uluç, Fotomaç Gazetesi'nde Bülent Can ile yaptığı söyleşide şunları dile getirdi; Galatasaray iki maç aradan sonra Trabzon karşısında galibiyete ulaştı. Bol gollü zevkli bir karşılaşma izledik. Seyirci açısından güzeldi fakat ortaya konulan futbol kalitesi konusunda eleştiriler var. Özellikle savunma hataları üzerine... Siz nasıl buldunuz? Rijkaard hakkında artık kafamda çok yoğun soru işaretleri oluşmaya başladı. Son konuşmamızda "İşi galiba ciddiye almıyor" demiştim ama yoğun eleştirilerden sonra, hele önünde Trabzon, Dinamo Bükreş, Fenerbahçe gibi çok önemli rakipler varken işi ciddiye almaması söz konusu değil. O zaman durum çok daha vahim. Rijkaard önünde oynanan futbolu okuyamıyor ve anlayamıyor. Ben bu kadar kötü bir kenar yönetimi görmedim. Sahaya ideal 11 çıkardı ve Galatasaray sezon başından beri en iyi futbollarından da birini sergilemeye başladı. Ancak arka arkaya hatalar başladı. O iyi futbolu gölgede bırakacak, hatta skoru değiştirecek boyutlarda hatalar başladı. Böyle bir durumda kenardaki tecrübeli hocanın oyuna müdahalesi beklenir. Galatasaray'da ısrarla hata yapanlar Mustafa Sarp ile Ayhan. Takım tam hücuma kalkmışken orta sahada topu kaptırarak, gollük akın yapamayan Trabzonspor'a kontratak pozisyonu, gol pozisyonu hazırlayacak hatalar yaptılar. 'Rijkaard bunu görmüyor mu?' diye düşünüyordum; Sabah gazetesini okurken gördüğünü anladım. Basın toplantısındaki cümlesi aynen şöyle: "Orta sahada kaptırdığımız toplar bizim için tehlikeli oluyor:" Peki bunu diyen hoca nerede değişiklik yapar, nerede yapmalı? Mustafa Sarp ya da Ayhan'ın oyundan alınması lazımken takımın en iyi oynadığı kanatlardan Kewell'ı ve Arda'yı çıkarıyor. İnanamadım. Birisi bunu bana izah etmeli!.. Galatasaray'ın aptalca hataları yüzünden, 4-0 bitebilecek devre 2-1 bitti. Peki devre arasında, soyunma odasına gittiğinde, 'Arkadaşlar siz geriden oyun kurmayı beceremiyorsunuz. Onun için geriden oyun kurmaktan vazgeçin, geri paslar yapmaktan vazgeçin, geride birbirinizle paslaşmaktan vazgeçin. Çünkü bu sırada topu kaptırıyorsunuz ve gol tehlikesi yaşıyoruz. Topu en hızlı şekilde hücum sahasına aktarın' demez mi? Hayır... Birinci yarıdaki hatalı, yanlış futbolu maçın sonuna kadar oynadı Galatasaray!.. Atılan 7 gole şöyle bir bakın, 7'sinde de Galatasaray var. Atan Galatasaray, yiyen de Galatasaray... Trabzon'un bütün ataklarında Galatasaray'ın kabahati var. Trabzon'un kombine bir akını sonucunda gelmiş bir gol yok ve de yenilen gollerin hemen hemen hepsinde Mustafa Sarp ve Ayhan'ın imzası var. "Orta sahada kaptırdığımız toplar tehlike yaratıyor" demesine rağmen Mustafa ve Ayhan 90 dakika oynadılar. ARKA DİREK BOŞ _Mustafa Sarp'ın Serkan'a yaptığı kontrolsüz hareket de Galatasaray'ı bitirebilirdi. Serkan'ın kaçırdığı gol de vardı. Maçın dönüm noktası. O gol olsaydı Galatasaray 3- mağlup duruma düşmekle kalmaz, Fenerbahçe maçını da kaybederdi. Çünkü en az üç kişi kırmızı kart görürdü ondan sonra. Çok sinirliydi Galatasaray. 2-2 de bile darmadağın olmuştu, 3-2 geriye düşseydi, o ana kadar gösterilen sarı kartların çoğu kırmızıya dönerdi. Sonra 4-2 öne geçti. Yine Trabzon'u dağıtması gerekirken, yine dağılan Galatasaray oldu. Yine aynı sebeplerden... Ve maçın bitmesine saniyeler kala Tayfun'un topu direği sıyırdı. Tamamen şans eseri dışarı gitti. Yoksa 4-4 bitecekti maç. Galatasaray gibi bir takım son saniye Tayfun'un vurmasına izin verir mi? Bu nasıl savunma anlayışı? Savunmaya yerleşmeyi bilmiyor Galatasaray. Etrafa bakıyorsun sarı- kırmızı adam dolu, aralarda tek tük beyaz adam var ama beyazlar topu istedikleri gibi çeviriyorlar. Duran topta yediği gole bak Galatasaray'ın. Biri vurmasa, diğeri vuracak. Hâlâ bir duran topta takım nasıl yerleşir bilmiyor. Kornerden gelen ortaya Tayfun'un vuruşunda top direği sıyırdı. Kornerlerde o direğin dibinden Galatasaray kaç tane gol yedi. O direğin dibine hâlâ adam koymayı öğrenemedi. Kornerlerde kalecinin görmekte olduğu ön direğe adam koyuyorlar ama kalecinin görmediği arka direğe koymuyorlar. Arkaya gelen bütün toplar ya gol oluyor, ya da az farkla auta gidiyor. Buna rağmen arka direğe bir tane adam koymuyorlar. Bu takımın kaleci antrenörü yok mu, bu Neeskens ne işe yarar, bu Rijkaard ne işe yarar, bu Haldun Üstünel, Adnan Sezgin kardeşim ne işe yarar!.. Gidip demezler mi, "Hocam kornerlerde biz habire gol yiyoruz. Şuraya da bir adam koysana..." Adam kıtlığı mı var? 10 tane adam dolaşıyor orada boş... Frikik atılıyor Trabzon vuruyor, korner atılıyor Trabzon vuruyor o zaman ne işe yarıyor 10 tane adam!.. Bunların önlemini alamazsan, takımı sahaya yerleştiremezsen, oyunun yanlışlığını fark ettiğin halde düzeltemezsen sahada 3 tane gol de yersin, yenilirsin de!.. Top geride sürekli dolaşıyor. Gökhan'dan Servet'e, Servet'ten Gökhan'a, oradan tekrar Servet'e oradan dökülmekte olan Hakan Balta'ya... İleriye gönderen yok. Ben Hakan Balta'yı bu kadar kötü görmedim. Tacı bile rakibe atıyor. Hakan Balta bu kadar dökülürken, sezon içinde transfer ettiğin Caner kadroda yok. O zaman yanlış adam almışsın. Adam yedek kulübesinde bile yok. Bir maç evvel ilk 11'de, bir maç sonra yedekte bile yok, yerine oynayan adam da dökülüyor. Peki bu nasıl bir politika!.. Rijkaard'ın iler tutar tarafı yok. ÖNE GEÇTİ DAĞILDI Fenerbahçe iyi takım değil ama Fenerbahçe, Trabzon'un kaçırdıklarını atar. Saracoğlu'nda Galatasaray 3-0 öne geçsin, hiçbir Galatasaraylı galibiyetten emin olmasın. Çünkü Galatasaray her zaman gol yemeye hazır bir takım. Rakibin atmasına da gerek yok kendi hazırlıyor. Rakibin golünü kendi hazırlıyor. Fenerbahçe'nin bu güne kadar oynadığı maçlara bak... İyi futbol oynayarak kazanmadı Fenerbahçe. Pozisyonlarda iyi vuran adamlarla kazandı. Serkan'ın, Tayfun'un pozisyonunu Fener gol yapar. Galatasaray devreyi 4-0, 5-0 falan bitirmeli ki Fener yetişemesin. Trabzon karşısında 2-0'dan 2-2, ardından 4-2 yapıyorsun artık kim dağılır; her seferinde 2 öne geçen Galatasaray dağıldı ve kenardaki Rijkaard, Neeskens gibi iki teknik adam bunun çözümünü bulamıyor! "Orta sahada kaptırdığımız toplar başımıza bela oluyor" diyen adamın Kewell ile Arda'yı değiştirmesini biri bana anlatsın.
9 yıldır Galatasaray'ı Kadıköy'den eli boş gönderen Fenerbahçe yine kazanır mı? Otoriteler, Süper Lig’de hafta sonundaki maçlara bakarak pazar günkü büyük derbi için kehanette bulundu: Görüşlerine başvurduğumuz 6 ünlü futbol adamı F.Bahçe’nin disiplinli bir takım olduğunu belirtip sağlam savunma yaptığını, G.Saray’ın ise takım oyunu konusunda çok büyük sıkıntılar yaşadığını belirtti. Vatan'ın ahberine göre, Ortak görüş F.Bahçe’nin favori olduğu ancak “Derbilerin tahmini olmaz” görüşü de azımsanmayacak kadar fazla. ERMAN TOROĞLU: Maç 4-4 bile bitebilir G.SARAY çok enteresan bir takım... F.Bahçe’yi Şükrü Saracoğlu Stadı’nda yenebilir. Ama tam tersi olur, rakibinden fark da yiyebilir. F.Bahçe bu maça çok dikkat etmeli. Neticesinde maç 4-4 bitebilir. Sarı-lacivertliler daha ciddi bir takım. Savunmada daha disiplinliler ama derbi bu ne olacağı belli olmaz. G.Saray eğer Trabzon’a verdiği pozisyonları verirse F.Bahçe asla affetmez. (MARATON’dan alınmıştır) ŞANSAL BÜYÜKA: Asla golsüz geçmez DERBİNİN ne olacağını bilemem. Bildiğim tek şey bu maç 0-0 bitmez. G.Saray daha yaratıcı, F.Bahçe ise daha disiplinli oynuyor. Alex’in oynaması ya da oynamaması sonucu mutlaka etkiler. G.Saray da Arda’nın F.Bahçe’de de Semih’in toparlanması gerekiyor. F.Bahçe adına G.Saray alışkanlığının bu maçta da devam edebileceğini düşünüyorum. Yine de kimin kazanacağının belli olmadığı bol gollü bir maç bekliyorum. HINCAL ULUÇ: Aslan intihar eder! 7 gollü biten Trabzonspor maçının her iki tarafında da kazanan G.Saray vardı.. Ya doğru oynayarak ya eğri oynayarak.. F.Bahçe’nin adamları bu fırsatları yakalarsa Trabzonspor’unkiler gibi boşa kullanmaz.. F.Bahçe şu an ne Süper Lig ne de Avrupa’da iyi top oynamıyor.. Ama bu tür hatalardan yararlanacak ayakları çok daha iyi.. Böyle büyük hatalar yaparsa sarı-kırmızıların yandığının resmidir.. SERGEN YALÇIN: G.Saray’ı uyarıyorum G.Saray’In Kadıköy’de işi bir hayli zor olacak.. F.Bahçe Antep’te kazanmasına yetecek futbolu oynadı ama futbolun 90 dakika olduğunu unuttu, önemli bir ders aldılar.. Şurasını kabul edelim, F.Bahçe, rakibi G.Saray’a oranla daha disiplinli bir takım, ne istediklerini biliyorlar.. G.Saray, Trabzon’a karşı sergilediği “Saldım çayıra mevlam kayıra” anlayışıyla Kadıköy’den çıkamaz.. Şimdiden uyarayım.. ERSUN YANAL: Fener atarsa kazanır G.SaraY, sezon başındaki takım halinde oynayan görüntüsünden çıktı.. Defans ile hücum arasında kopukluk var.. F.Bahçe ise geriye yaslanarak iyi oynuyor.. F.Bahçe rakibine üstünlük kurarak oynamıyor ama G.Saray’ın vereceği o boşlukları da kullanabilecek bir takım.. G.Saray gerideki zaafları giderirse puan alabilir.. F.Bahçe ise pozisyona girerse atar.. Hele golü erken atarsa G.Saray’dan zor gol yer.. Yani F.Bahçe bir adım önde.. FATİH ALTAYLI: Kadıköy’e yeter mi? Bu futbolun, ligdeki ilk mağlubiyetini G.Antepspor’a karşı alan F.Bahçe’yi yenmeye yetip yetmeyeceğini bilemiyorum.. Ancak G.Saray’ın takım olarak F.Bahçe’den daha iyi oynadığını rahatlıkla söyleyebilirim.. Ne var ki, Trabzonspor’a karşı gösterdiği zaafları Kadıköy’de de gösterirse daha tecrübeli gol ayaklarına sahip olan sarı-lacivertliler bunları affetmez.. Sonra da ayıklarız pirincin taşını..
Galatasaray Başkanı Adnan Polat, Fenerbahçe'nin kaybettiği haftada kazanmanın ayrı bir moral olduğunu belirterek "Taşlar yerine oturdu. Sakatlar iyileştikçe biz de rahatlıyoruz" diye konuştu Galatasaray Başkanı Adnan Polat, Trabzonspor maçı sonrasında VIP Salonu'nda SABAH'a özel demeçler verdi. Polat, evlerinde oynadıkları Trabzonspor maçının beklediği gibi çok zor geçtiğini belirterek "Biz üst üste puan kaybettik. Ama Trabzon açısından da bu maç son derece kritikti. Bu nedenle onlarda tüm güçlerini sahaya yansıttılar. Ancak ne olursa olsun kazanmamız şarttı. Fenerbahçe'nin 3 puan kaybettiği bir haftada bizim önemli bir rakibimizden 3 puan almamız ayrı bir moral oldu. Artık takım içinde taşlar yavaş yavaş yerine oturuyor. Takımda sakatlar iyileştikçe biz de rahatlıyoruz" dedi. DİNAMO DERBİ KADAR ÖNEMLİ Sabah'ın haberine göre, Şu anda Fenerbahçe derbisinden çok Dinamo Bükreş karşılaşmasını düşündüklerini ifade eden Galatasaray Başkanı, "Avrupa Ligi'nde oynayacağımız maç, bizim için en az derbi kadar önemli. Bizim hedefimiz hiçbir zaman Türkiye içinde başarılar olmadı. Biz bu yüzden dünya markası bir takımız. Perşembe günü, Avrupa'daki önemli hedeflerimiz için Dinamo Bükreş'i mutlaka yenmeliyiz" diye konuştu. Polat, şampiyonluk için konuşmanın çok erken olduğunun da altını çizerek "Önümüzde oynanmamış 25 maç var. Bunların sonuçlarını görmeden, tahminde bulunmak kahinlikten öteye gitmez. Ama tabii ki bizim hedefimiz zirvede olmak. Bunun için her maçı final olarak görüp, ona göre konsantre olmalıyız" sözlerini sarf etti.
Boynundan sakatlanan Servet Çetin'in durumunun iyiye gittiği, Hakan Balta'nın ise D.Bükreş maçında forma giymesinin zor olduğu öğrenildi. Galatasaray'ın Trabzonspor ile oynadığı Süper Lig mücadelesinin ilk yarısında oldukça kötü düşen Servet Çetin'in boynunda oluşan kas spazmının tedavisine dün devam edildi. Milli savunmacının durumunun iyi olması sebebiyle MR'ının çekilmesine gerek görülmedi. Sabah'ın haberine göre, Ancak diz kapsülüne darbe alan Hakan Balta'nın ağrılarının devam ettiği, bu nedenle perşembe günü oynanacak Dinamo Bükreş mücadelesinde forma giymesinin zor olduğu bildirildi. Hakan Balta Fenerbahçe maçına yetiştirilmeye çalışılıyor.
Ligde bu hafta sekiz maçın 7'sini ev sahipleri kazandı. 2008-2009'da yüzde 48 olan fakat bu sezon ilk sekiz haftada yüzde 39'a gerileyen ev sahibi ekiplerin galibiyet oranı böylece yüzde 44'e yükseldi. Umduğunu yermiş misafir... Dokuzuncu haftaya baktığımızda ilk akla gelen söz bu! Son yıllarda futbolumuzda bir değişim söz konusu... Ev sahibi takımların aldıkları galibiyetlerde önceki sezonlara oranla gözle görülür bir azalma vardı. Hatta bu oranın, yeni sezonlarda daha da fazla dibe vuracağı en sonunda da "Buradan çıkış yok" tabusunun tamamen yıkılacağı konuşuluyordu. Fakat geçen sezonun ikinci yarısında alınan galibiyetler gidişatın seyrini epey değiştirdi (Özelikle ligin son 10 haftasındaki) ve bu rakamdaki düşüşe böylelikle "Dur" dedi. Sabah'ın haberine göre, 2008-2009 sezonu sona erdiğinde ev sahibi takımların galibiyet yüzdeleri 48'di. Alınan beraberliklerin oranı 24, mağlubiyetin ise 28'de kalmıştı. 2009-2010 sezonunun ilk 8 haftasında bu rakam yüzde 39'a kadar geriledi. Kaleler tekrardan yıkılmaya başlamıştı. Şimdi ise rakam yüzde 44... Bu rakamın bir kalemde 44'e yükselmesindeki en önemli etken, bu hafta alınan sonuçlar... Ligin dokuzuncu haftasında yedi ev sahibi takım sahasında misafirlerine ikramda bulunmayınca tablo böyle şekillendi. Bu hafta deplasmanda kazanan tek takım, Ertuğrul Sağlam yönetiminde Denizli'ye konuk olan Bursaspor oldu. (Ankaraspor'un hükmen mağlup olduğu karşılaşmalar bu değerlendirmeye alınmamıştır). SEZONUN İLK PATLAMASI Dokuzuncu hafta, 2009-2010 sezonunda Süper Lig'de en çok gol atılan hafta oldu. Oynanan sekiz maçta 29 gol atıldı. İkinci haftada bu rakam 28 olmuş, sonraki 6 haftada ise toplam gol sayısı hiç 23'ün üzerine çıkmamıştı. KARTLAR EKSİK KALMADI Ligimizde gol patlaması yaşanır da kart patlaması eksik kalır mı? Kırmızı kart sayımız tam azaldı derken (İlk 8 haftada toplam 11 kırmızı kart) kartlar sahne aldı dokuzuncu haftada... Bu sezon ilk defa bir haftada 4 kırmızı kartı yaşadık. Bakalım ligin bu olumsuz rekoru kaçıncı hafta kırılacak ya da egale edilecek?
Galatasaray’ın hocası Frank Rijkaard, Trabzonspor maçında yedikleri 3 golün faturasını defansa değil, orta saha ve forvetlere kesti. Trabzonspor’u yenerek kara bulutları dağıtan Cim-Bom’da, defansın yine S.O.S. vermesi Dinamo Bükreş ve Fenerbahçe maçları öncesi tedirginlik yaratırken, Teknik Direktör Frank Rijkaard, savunmaya özel uyarı yapmak yerine takımın geneline yönelik eleştirilerde bulundu. Rijkaard’ın, 4-3 yendikleri Trabzonspor’a özellikle orta alanda rahat oynama fırsatı verdiklerine dikkat çekerek orta saha ve hücum oyuncularını uyardığı öğrenildi. Futbolcularıyla dünkü antrenman öncesi toplantı yapan tecrübeli teknik adamın, “Her fırsatta söylüyorum, savunma en uç adamdan başlar. Yediğimiz 3 golle ilgili defansta görev yapan futbolcuları suçlamak doğru olmaz. Herkes takım savunmasının içinde olmak zorundadır. Ankaragücü maçında da benzer sıkıntılar yaşamıştık. İş gol atmaya ve pozisyon bulmaya gelince yeteneklerini gösterenler, top rakipteyken de aynı konsontrasyonla oyuna devam etmeli” ifadelerini kullandığı bildirildi. Barış ilk 11’e doğru Hollandalı hocanın, kurmaylarıyla yaptığı toplantıda ise orta sahadaki bireysel hatalar ve top kayıplarının altını çizdiği vurgulandı. Bu arada Rijkaard’ın, ikinci yarıda Kewell’la değiştirdiği Barış’ın ortaya koyduğu performanstan çok memnun kaldığı ve genç futbolcuyu Dinamo Bükreş maçında ilk 11’de sahaya sürmeyi düşündüğü kaydedildi.
Galatasaray’da Arjantinli file bekçisi Leo Franco’nun performansı tartışılmaya başlandı. Ligin ilk haftalarında güven vermesine karşın son iki maçta kalesinde 6 gol gören tecrübeli file bekçisi yaşadığı form düşüklüğüyle dikkat çekiyor. Milliyet'in haberine göre, 6 maçtır üst üste kalesinde gol gören Leo Franco, ligdeki 9 maçta 12, Avrupa Ligi’nde ise 6 karşılaşmada 4 gole engel olamadı. Atletico Madrid’le sözleşmesinin sona ermesinden sonra sarı-kırmızılıların bonservis ücreti ödemeden kadrosuna kattığı Franco, Cim-Bom’dan yıllık 2 milyon euro para kazanıyor.
Fenerbahçe ile Galatasaray arasında hafta sonu oynanacak derbi maç için alınacak önlemlerin görüşüldüğü İl Spor Güvenlik Kurulu Toplantısı, İstanbul Valiliği'nde başladı. İl Afet ve Acil Durum Müdürlüğü binasında gerçekleştirilen toplantıya İstanbul Vali Yardımcısı Ali Bakoğlu başkanlık yaparken, Fenerbahçe Kulübü'nü asbaşkan Şekip Mosturoğlu, Galatasaray'ı ise Futbol A.Ş. Genel Müdürü Adnan Sezgin temsil etti. Toplantının açılışında bir konuşma yapan vali yardımcısı Bakoğlu, Türk futbol tarihinin en eskilerinden olan iki kulübün, derbi maçta sevgi, dostluk ve kardeşlik rüzgarını estireceğine inandığını belirterek, ''Bizi, Avrupa'da Türk milletini arkasına alarak temsil eden iki kulübümüzün yapacağı maçın, o kulüplerin şanlı tarihlerine uygun biçimde, sevgi, dostluk ve kardeşlik rüzgarını estirmesini, bu rüzgarın tüm ülkemize dağılmasını sağlamasını yürekten diliyorum. Galatasaray ve Fenerbahçe Kulübü yöneticilerinin buna yürekten inandıklarına şahit olmaktan mutluluk duyuyorum'' dedi. Fenerbahçe'nin büyüklüğünün, Galatasaray'ın yüceliğinden, Galatasaray'ın büyüklüğünün keza Fenerbahçe'nin yüceliğinden geldiğini dile getiren Ali Bakoğlu, ''Beşiktaş için de aynı şeyleri söyleyebiliriz. Ama derbi maçları olduğu zaman Fenerbahçe-Galatasaray çekişmesi oluyor, bu da olmalı da. Rekabet kaliteyi, kalite de başarıyı getiriyor. İki kulübümüzün Avrupa'da göstermiş olduğu başarının da buradan kaynaklandığını düşünüyorum. Ben her iki kulübümüze derbi maç için başarılar dilerken, Avrupa kupalarında da başarılı olacaklarına inanıyor, yürekten destekliyorum'' şeklinde konuştu. Devam eden toplantı sonrasında, hafta sonunda oynanacak derbi maç için alınacak önlemler açıklanacak.
Fenerbahçe eski başkanı Ali Şen, Galatasaray'da en çekindiği futbolcunun Keita olduğunu söyledi. Muğla'nın Bodrum ilçesinde bu yıl 21.'si gerçekleştirilecek olan Bodrum Kupası Uluslararası Yelkenli Ahşap Yat Yarışları'nın açılış kokteyline katılanlar arasında yer alan Ali Şen, basın mensuplarının sorularını yanıtladı. Yazete.com'un haberine göre, Fenerbahçe'nin geçtiğimiz hafta Gaziantepspor karşısında aldığı yenilgiyi ve bu hafta oynanacak Galatasaray maçına değinen Ali Şen, "Yenildikten sonraki ilk maç çok önemli maçtır. Onun da Galatasaray'a rastlamasına pek mutlu değilim. Ama bir alışkanlık var. Saracoğlu Stadı'nda biz devamlı kazanıyoruz. Savunması iyi Fenerbahçe ile forvetleri çok iyi Galatasaray karşı karşıya gelecek. Çok gollü geçeceğini sanıyorum. Bizden Volkan, Lugano, Bilica ve Cristian'ın iyi oynaması lazım. Galatasaray'da da en çekindiğim futbolcu Keita. Keita iyi gününde ise işimizin zor olduğunu düşünüyorum" dedi. Ali Şen, Fatih Terim'in Milli Takımlar Teknik Direktörlüğü görevinden ayrılmasıyla ilgili olarak, "Fatih Terim'in demeçlerini basın toplantısını iyi takip ettim. Bir adam oğlu adam görevinden ayrıldığı zaman ne söylemesi lazımsa onu söyledi. Halen ısrarla şunu söylüyorum: Gitmesin. Milli takımın başına bir yabancı hocanın vereceği hiçbir şey olmaz. Türk hocaları bugün Avrupa'daki hocalardan eksik değil. Yılmaz Vural'dan başla, Ertuğrul Sağlam'dan gel, Ziya Doğan'a kadar. Bizim yerli hocalarımız hepsinden iyi. Yabancı olmasına gerek yok. Eskidendi o. Fark çoktu. Ama o fark kapandı" diye yanıt verdi. Ali Şen, açılış kokteylinde yer alan Bodrum Belediye Başkanı Mehmet Kocadon, Bursaspor Kulübü Başkanı İbrahim Yazıcı, Denizci Sadun Boro ile birlikte yarışların başlangıcını temsilen kampanayı çaldı Pazartesi günü başlayan 8. Bodrum Race Week'e katılanlar da kokteylde yer aldı. Milta Bodrum Marina içerisindeki alanda düzenlenen Bodrum Cup açılış kokteylinde Race Week'te ikinci gün yarışlarında dereceye girenlere kupaları verildi.