Fenerbahçe, Turkell Süper Lig'de Hacettepe ile deplasmanda yapacağı maçın hazırlıklarını sürdürdü. Sarı-lacivertli ekip, Samandıra Tesisleri'nde, teknik direktör Luis Aragones yönetiminde bu akşam basına kapalı bir antrenman yaptı. Aragones'in saha ortasında kısa süren toplantısının ardından başlayan antrenmana, milli takımlarda yer alan futbolcular, salonda rejenerasyon çalışması yaptıkları için katılmadı. Öteki oyuncular ise ısınma hareketlerinin ardından iki takıma ayrılarak ayak tenisi oynadı ve top çalma çalışması yaptı. Antrenmana, sakatlıkları bulunan Semih, Lugano ve Tümer katılmadı. Deivid ve Vederson ise fizyoterapist eşliğinde, sahada düz koşu yaptı. Bu arada, kulüp doktoru Piyer Arzuman, Belçika ile yapılan milli maçta forma giyen Semih'in sol ayak bileğinde darbeye bağlı kısmi bağ incinmesi bulunduğunu, Gökhan Gönül'ün ise maçta darbeye bağlı, sağ ayakta ağrı şikayeti olduğunu ve tedavisine başlandığını bildirdi
Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım, FBTV'de katıldığı canlı yayında gazetecilerin soruları yanıtladı ve birçok konuda açıklamalarda bulundu. FBTV Genel Müdürü İhsan Topaloğlu’nun hazırlayıp sunduğu ‘Futbol Zirvesi’ programına gazeteciler de konuk olarak katıldılar. Milliyet Gazetesi Spor Müdürü Cem Şengül, Sabah Gazetesi Spor Müdürü Serdar Ali Çeliker, Zaman Gazetesi Spor Müdürü Serkan Akcan, Hürriyet Gazetesi Spor Servisi İstihbarat Şefi Mehmet Arslan ve Akşam Gazetesi Spor Yazarı Alaattin Metin, Yıldırım'a soru sordular!.. İşte Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım'ın günlerdir beklenen birbirinden çarpıcı açıklamaları!.. -"KAVGA ETMEYECEĞİZ"- Türk sporu ve F.Bahçe ile ilgili her türlü haberler verilmekte. Başkan olarak burada her türlü soruya cevap vereceğim. Burada kavga etmeyeceğiz. İhsan Bey’le oturduk konuşurduk daha önce ve bir kere de sizlerden sorular aldık. Ama bu danışıklı dövüş gibi oluyor diyenler oldu. Karşılıklı sohbet etmek için böyle bir şeye karar verdik. Türk sporu için olması gereken ve çözümü ileride muhakkak yapılması gereken bir sorun. 5 büyük lig bu şekilde organize edişmiş. Bütün kulüpler hep beraber çalışıyor. Bizde ise bütün organizasyonu TFF yapıyor. Her türlü ödemeyi de bu kurulacak olan şirket temin edecek. Bundan kimse rahatsız olmamalı. Prag’da maça gitmiştik. Alman Futbol Federasyonu Başkanı ile konuştum. O da bize bunu önerdi. 5 ülkenin kulüpler Avrupa’nın 7 milyarlık toplam naklen yayın gelirinin 2.3 milyar dolarını alıyor. Kimse bu organizasyonu kötülemeyecek, çünkü organizasyonun içinde olacaklar. Emre’nin transferi için İtalya’ya gitmiştim. Inter yöneticisi Fachetti ile konuşurken bana toplantıya gideceğini söyledi. Kulüpler Birliği toplantısından bahsediyordu. Nasıl sorunları çözüyorsunuz diye sorduğumda. Toplantılarda kavga ediyoruz, tartışıyoruz ama sonuçta anlaşıyoruz dedi. Kulüpler Birliği olarak bütün sorunların masaya yatırılmasını istedik. Bunu tek başıma yapmadım. Bana yardım eden Mecnun Odyakmaz ve Göksel Gümüşdağ var. Adnan Polat ve Yıldırım Demirören’i de aradım. Yıldırım Bey bizzat beni aradı ve Ankara’da olduğunu söyledi. Başkanlar seviyesinde bir toplantı olduğu için Beşiktaş kulübü olarak başka bir yönetici de göndermediler. -"GALATASARAY'A TRANSFER OLSAYDI BU İTHAMLAR YAPILMAZDI"- Geçen sezon Fenerbahçe’den direkt oynayıp da giden Marco Aurelio var. Bir santrfor sıkıntısı çekiyorduk ve Güiza’yı aldık. İspanya liginde 27 golle gol kralı olmuş bir isim Güiza. Biz almasaydık Barcelona’ya gidecekti. Ligler bitmeden ön anlaşma yaptık. Barcelona ile görüşmeler yapıyordu. O yüzden transfer uzadı. Ancak ön anlaşmayı biz istemeden bozamayacağı için bize geldi. Aragones’le de daha Euro 2008 başlamadan anlaştık. Emre’yi aldık. Türk futbolunun yetiştirdiği nadir oyunculardan biridir. Gelecekte iyi ki aldık diye herkes övünecek. Onun basınla olan ilişkilerlini devamlı uzatmak ona da basına da zarar veriyor. Büyükler affeder. Büyük olan burada basın. Hepimizi hata yapıyor. Temiz sayfa açın destek olun. Galatasaray’a transfer olsaydı eğer ona karşı bugün yapılan ithamlar olmazdı. Belli kısımlar, G.Saray kalemleri, kasıtlı yapıyor bunları. Sürekli sakat diyorlar. Keşke Deivid de böyle sakat olsaydı da oynayabilseydi. Avrupa ile Türkiye’yi karıştırmayın. Orada futbolcular rahatlar. Bizde forma için deriz, benim için deriz oynarlar. Sakatlığını gündeme getire getire psikolojik olarak zarar veriyorlar. Hoca bize, "Ben milli takıma Josico’yu alacaktım ama sakatlığından dolayı alamadım" dedi. Aslında Marcos Senna ileride, Josico geride oynuyor ama Josico’nun sakatlığı nedeniyle Senna’yı geriye çekmiş hoca. Bu oyuncu gelmeye ikna olunca biz de bunu aldık. Senna için 24 milyon Euro istediler. Güiza’ya 14 milyon Euro verince pahalı diyordunuz. Kulüpler kurumsallaştı, transferler artık gittim onu kaçırdım, parayı verdim aldım demekle olmuyor. Marcos Senna’nın bonservisi 24 milyon euro, FIFA transfer yönetmeliğinin 17. maddesi üzerinden gelebilirdi. Ama ben bu transferi yapsam F.Bahçe Kulübü sportif ceza alabilirdi. -"HEDEF ŞAMPİYONLAR LİGİ'NDE YARI FİNAL"- Önce hedefi koymak lazım. Hedef, geçen sene Chelsea’ye elendiğimiz turu geçmektir. Porto’ya baktığın zaman geçen seneye göre daha düşük bir kadrosu var. Geçen sene bile Beşiktaş, Porto’yu yenebilir diyorduk. F.Bahçe bu gruptan çıkabilir. F.Bahçe’nin bir bütçesi var. Bunun üzerine çıkarsak ödemede zorluklar çekeriz. Geldiğimden bu yana çalışanların paralarını zamanında ödemek için çalışıyorum. Ben Eto’o’yu da getirirdim ama benden sonrasına tufan bırakırdım. Marco Aurelio, bu kulüpten 1.1 Milyon Euro alıyordu. Geçen sene Aralık’ta menajeri "Ben Marco'yu, Valencia’ya götürmek istiyorum" dedi. Sözleşmesinde 7 milyon dolara gider maddesi var. Aralık’ta gidecekti. Biz Valencia Sportif Direktörü ile görüştük ve ‘Biz almayacağız’ dedi. Menajeri geldi ve bize ‘madem Marco’yu vermiyorsunuz Vederson’u verin. 6 milyon Euro bonservis verelim’ dedi. O kişi, Vederson ve Devid’in menajeri değil ama bunların da beynini yıkamış. Biz Marco Aurelio için 2 milyon Euro teklif ettik. O ise 3 milyon Euro istedi ve kendisine de 1 milyon Euro istedi. Biz bu parayı veremezdik. Çünkü Edu ve Lugano gibi futbolcularımız 1.2 milyon Euro alıyorlar. Aurelio ile de konuştum. Kendisini çağırdım. ‘Biz seni seviyoruz ve kalmanı istiyoruz. Ailende burada mutlu. Sen o paraları zaten primlerle kazanıyorsun’ dedik. Geçen sene 500 bin YTL para alan bir oyuncumuz primlerle 1 milyon YTL kazandı. Biz F.Bahçe’yiz, bir karar aldık. Marco hadisesinde F.Bahçe gerekeni yapmıştır. Konuştuk, gönlünü aldık ama sadece para için gitti. Real Betis’te 2.1 milyon euro civarında bir para kazanacağını duyduk. Bilemiyorum tabi. Herkes Josico’yu görecek. Bugün F.Bahçe’nin 27 tane oyuncusu var. Sizin söylediğiniz oyuncular kalsaydı 45 oyuncumuz olurdu. Tuncay ile de sayın Ali Koç çok uğraştı. Onunla abi kardeş gibiler. Ben Tuncay’ı buraya getiren adamım. Tuncay geldi. 3 senelik anlaşma yaptık. Sonra da 2 senelik anlaştık. Boş mukaveleye imzaladı. Daha sonra "İngiltere'ye gitmek istiyorum, orada oynamak istiyorum" dedi. Aynı parayı verdik. Ben de ona ‘Burada kal kaptan olursun, Roberto Carlos’un kaptanı olursun’ dedim.’Tarih olursun, bir Cemil Turan, Can Bartu olursun’ dedim ama O gitmek istedi. -"RAPAİÇ'E SİGARA UZATTIM"- Güiza'yı sigara içerken çekmişsiniz. Adam İspanya’dan gelmiş. Orada rahat yaşamış. Rapaiç geldi bir gün ve ‘ben gitmek istiyorum’ dedi. ‘Ben gidiyorum cafeye ve sigara kahve içiyorum ama beni başkan kızar diye sürekli uyarıyorlar’ dedi, Rapaiç'e de 10 milyon dolar bonservis bedeli ödemişiz. Ben de bir kahve söyledim ve sigara uzattım ve yaktı, konuştuk. Güiza orada beyanat vermiş. Çarşaflılar var Türkiye’de demiş. Oradaki basın da yanlış yazmış olabilir bilemiyorum ama siz de ‘Başkan bunu sorgulayacak’ diyorsunuz. Ben niye sorgulayayım yahu sorgulama memuru muyum ben? Oyuncular benden elbette çekinecek. Ben buranın sorumlusuyum. Oyuncu çekinirmiş, bunlar hikaye!.. Oyuncu yeri gelir kimseyi dinlemez. Bunlar çocuk daha, benim çocuklarım yaşındalar!.. 22-23 yaşındalar!.. ‘14 milyon Euro’luk Alex de mi bedavaya gidecek?’ diyorsunuz. Ben size Alex’in bonservisini 10 milyon Euro’ya veriyorum satabilirseniz kabulüm. Bir oyuncuyla 4 yıllık anlaşma yapıyorsa ve oyuncu 4 yıl kalıyorsa. O maliyetin sıfırlar. Kezman’da zarar etmedik. 8 milyon Euro’ya aldık ve 2 yıl kaldı. 4 milyon Euro’ya gönderdik. 2 yıl sonra bedavaya gidecekti. Bu zarar değildir. Adamın sözleşmesi bitiyor ve bonservisi yok. Ben ona bir değer koyamam ki. Serkan Balcı, Mehmet Yozgatlı, Rüştü… Bunlar mukavelesi biten oyuncular… F.Bahçe, Rüştü’ye 1 milyon Euro verdi ama gitti Beşiktaş’a 1.5 milyon euro’ya imza attı. -"SCOLARI İLE EL SIKIŞTIM, TUR ATLAYINCA VAZGEÇTİ"- 2000 yılı öncesi hariç son 5 yıl, Teknik Direktör olarak Daum, Zico ve Aragones var. Hiçbirinide mukavelesi bitmeden göndermedik. Problem nedir Zico ile? Hiçbiriniz tanıyor muydunuz antrenör olarak Zico’yu? Zico’nun birinci yıl aldığı ücret 1.8, ikinci yıl 1.9 milyon Euro’dur. Zico ile anlaşamadık. Ücretini yüzde 10-20 arttıriyim dedim ama yüzde 60-70 artırım istedi. Aragones ve bütün ekibinin aldığı para toplam 3.5 milyon Euro’dur. Geçen sene Türkiye Ligi’ni yürüye yürüye kazanmalıydık. Zico zamanında, idman devam ederken Tercüman çocuk, hocanın arkasından kaleye şut atıyor. Disiplin istiyoruz biz. Benim kriterlerim; kurumsal yapıya uyacak ve disiplinli olacak. Scolari’yi getirmek için gittim. Portekiz’de, 2006 yılında, Felipe Scolari ile el sıkıştım ama ondan sonra tur atladıkça vazgeçti. "Hooijdonk’u alacağım" dedim, görüşmeler sırasında pürüzler çıktı. Daum sinirlendi "Olmaz bu iş" dedi. "Sen bekle" dedim, "Hooijdonk'u istiyor musun? O zaman alacağım" dedim ve aldım. Bir yıldız alacağız dedik ama alamadık olmadı. Her söylenen sözü negatif kısmından tutuyorsunuz. Eto’o ile anlaşmıştım ama bir adam çıkıyor ve hayatında Eto’o’nun yanına gidemeyecek adam ‘ben Eto’on’un menajeriyim’ diye ortaya çıkıyor. Robinho da bütün yaz "Chelsea gideceğim" diyordu ama son anda Manchester City'ye imza attı. Ronaldinho 21 milyon Euro’ya Milan’a giderken, Güiza 14 milyon Euro’ya alındı deniyor. Robinho’nun 49 milyon Euro’ya gittiği bir yerde Ronaldinho 21 milyon euroya gider mi? -"MAYIS AYINDA KONGRE VAR, DAHA KARARIMI VERMEDİM"- Söylemler zamanına ve yerine göre değişir. F.Bahçe benle beraber Avrupa’da şampiyon olabilir ama benden sonra da olabilir. Mayıs ayında kongre var. Bu konuda neye karar vereceğimi daha düşünmedim. Arkadaşlarla oturur konuşuruz. Mayıs ayına kadar düşüncelerimizi açıklarız. Geçen gün Mehmet Ali Aydınlar ile ilgili bir haber çıktı. Evime iki gazete geliyor ve onları da spordan çok siyaset ve ekonomi sayfalarını okuyorum. Ali Koç’u bu yönetime zorla soktuk. Hayali başkan olmak ama durumu görünce korktu!.. Aynı şekilde Ferit Şahenk var. Mehmet Ali Aydınlar’ın burayı doldurabileceğini söyledim. Hasan Doğan’la beraber kendisiyle görüştüm ve TFF yönetimine girmesinin faydalı olacağını söyledim. Mahmut Özgener’i destekleme kararı aldıktan sonra 3-5 kişi kaldık ve sohbet ettik. Bu konu gündeme geldi o sırada ve Hasan Bey’in arzusuyla yönetime girdiği için acaba ayrılırlar mı diye düşünenler oldu. Ben de kendisinin kararına bırakılması gerektiğini söyledim. Bunu aldılar başka şekilde çevirdiler. Aziz Yıldırım’ın 1 oyu vardır. Bir oy çok güçlüdür çünkü ben bir oyla seçildim! Kim aday olursa ben de gider oyumu kullanırım. 15 bin kongre üyemiz var. Onlar karar verir. Aziz Yıldırım gidecek diye düşünmeyin, Mayıs ayı gelir ve kararımızı veririz. -1 MİLYON ÜYE, 50 MİLYON EURO AİDAT- 1 milyon üye çok ütopik bir rakam değil. F.Bahçe’de pazarlık olmaz. Bizim düşüncelerimizdir bunlar. Yetkili mercilere bu düşünceleri sunarız ve onaylanırsa hayata geçiririz. Ama onaylamazsa başka bir yönetim gelir ve bunu başka bir zaman yapar. Ben F.Bahçe’nin tarafındayım. Biz 100. yılda 100 bin taraftar kartı hedefi koyduk ve şu anda rakam 155 bin. 2008 sonunda bu rakamı 200 bine çıkarmaya çalışıyoruz. O zaman dünyada bir numara olacağız bu konuda. Taraftar kartını banka kartına çevirdik. Bunu daha da geliştireceğiz. Bankaların kullandığı puanlama sistemini bu kartlara da yükleyeceğiz. 1 milyon üyenin kulüple olan ilişkileri önemli. Başkanlık seçimi konusunda katkıları olacak. Bunlarla ilgili çalışmalar yapıyoruz ama geldik bir noktada tıkandık. 1 milyon üye yaptığımız zaman bunları nerede oy attıracağız? Bunları şubelere dağıtmamız lazım. Spor yasasıyla ilgili çalışmalar yapılırken sayın bakandan 3 hukukçu üyemizin de yer almasını istedik. Bu öneriyi sunacağız ve evet derlerse uygulayacağız. Dünyanın bir numarası olmamız için çok önemli bir proje bu. Yıllık 50 milyon euro aidat alabiliriz bu şekilde. -"İLHAN PARLAK'I KÜÇÜMSEMİYORUM"- Ben Şampiyonlar Ligi'nde, F.Bahçe forvetlerine güveniyorum. İlhan Parlak’ı küçümsemiyorum. O da Semih gibi olacaktır. Kezman’ın gitmesine taraftar değildim. Kalmasını istiyorduk aslında ama hocamız Luis Aragones gitmesini istedi. Hoca, Kezman’a “Ben seni 3. adam olarak düşünüyorum” dedi. -"GENÇ FENERBAHÇELİLERE DEĞİL, RANT'A KARŞIYIM"- Aziz Yıldırım’ın statta özel yeri var mı? Stat hepimizin. Başkanın yoksa başka hiçbir taraftar grubunun statta özel bir yeri olamaz!.. Ariel Ortega’yı GFB Derneği lokaline ben götürmedim. O zamanki menajer Kemal Dinçer götürmüş. Ben GFB’ye karşı değilim, ranta karşıyım. O grubun içinde 3-5 kişiye karşıyım. Şikayet mektupları alıyoruz. Bu konular beni iyice sıkmaya başladı. Bu F.Bahçe’ye zarar veriyor. Nasıl Fenerium yürüyorsa bu stat da yürüyecek. Ben adam sen sus oturma, tezahürat yapma demiyorum. Ben kendim de oturduğum yerden, evden tezahürat yapıyorum. Budapeşte’de spor yazarı Altan Tanrıkulu’nun başına gelenleri tasvip etmiyorum. Benim hakkımda pankart, tezahürat yapıldığı zaman siz de aynı tepkiyi göstermelisiniz ama siz alıyorsunuz bunu taşıyorsunuz haberlerinize. Saha dışında dostluklar olsun istiyorum. Şansal Büyüka “Tek kimlik” yazısında “Milli maçta stat boş, insanların üstünde F.Bahçe, G.Saray, Beşiktaş formaları var” diyor. Katılıyorum milli maçlarda tek kimlik olmalı. F.Bahçe’de de aynı şey olmalı. GFB ile Fenerbahçe’nin aynı noktaya gelmek üzereydi. Ortega geldi. Havaalanında GFB atkısı taktılar. Orada F.Bahçe atkısı olmalıydı. Adama sorarlar Ortega hangi takıma transfer oldu. Gördüm ki rahatlar. 4 tane otobüs istiyorlar, 2’sinin parasını yiyorlardı. GFB diye ürünler çıkarmaya başladılar. Bir oluşum var. Ben de genç olsam ben de aynı kafa yapısında olurum. Bunlar 10 kişiler aslında. Diğer insanlar bilmiyor. -"BİLETLERİNİ İPTAL EDECEĞİM"- Tribünde de 200 kişi var. Kendimiz aldık diyorlar biletleri ama bilemiyorum. Bunlarla da artık ilgilenmiyorum. GFB diye kaban, atkı çıkartıyorlar ve ayda 25-30 milyarlık ürün satıyorlar. Bu kimin cebine gidiyor. Bu arkadaşlar kulüple yarışıyor. Kendi sitelerinden F.Bahçe Başkanı’na cevap veriyorlar. Ya siz kimsiniz be! Şu kadarcık beyinleriyle bizi zorlamaya çalışıyorlar. 200 kişilik grup, milyonlarca kişilik F.Bahçe Camiası’na karşı çıkıyor. 2 aile bana mektup yazdı ve çağırdım onları. "Biz tribünde yerimize oturamıyoruz" dediler. Gittik beraber Maraton E tribüne ve orada oturanları kaldırdım. Bir de baktım ki hemen başkası oturmuş yerlerine. Gittim yeniden kaldırdım. Adam alkollü!.. Alkollü hareket engellemezmiş!.. Bunlar da öyle bir grup!.. Sattığımız kombinelerde rahat oturmazsan, ayakta olursan, başkasını rahatsız edersen biletini iptal ederiz diyor. Onların biletlerini de iptal ettireceğim. Geçecekler yerlerine oturacaklar!.. Özel yer yok!.. Migros tribününde hiçbir zaman kombine yapmayacağım. Dün akşam itibariyle 30 bin 288 kombine satıldı. Helal olsun, taraftarlarımıza teşekkür ediyorum!.. O arkadaşlar da isterlerse Hamburg Kulübü’nde olduğu gibi, Migros tribünündeki en alttaki koltukları sökeriz orada ayakta izlemek istiyorlarsa orada izlerler. Ben ranta karşıyım. Bunu devlete de gittim anlattım Devlet de biliyor. Kimseden çekinmiyorum. F.Bahçe içinde sadece F.Bahçelilik vardır. Ben kendimi kurdurdum bunları yahu. Gruplar kavga ediyorlardı, tek bir grup ve dernek altında topladık… Bunlar olmazsa tezahurat olmazmış. Gördük Partizan maçında Telsim tribününü, şarkı söylemek tezahürat değil kardeşim. Hakemin kararına göstereceğin tepkiyle destek ol,hakemi, rakip oyuncuyu etki altına al. Bunlar bir küfür biliyorlar bir de “Biricik sevgilim” diyorlar. -"FUTBOLDAN SİZİN KADAR ANLIYORUM"- Ben, siz gazeteciler kadar futboldan anlıyorum, Amatör olarak futbol da oynadım. Futbolcu da olabilirdim belki. Geçmişte amatör maçları da gittim izledim. Siz de Ömer Üründül hariç benim kadar gezen, seyreden bir insan var mı acaba? Futboldan anlamak ayrı şey, idarecilik ayrı şey. Bunları kim yarattı? İdman seyredip, milyon dolar alan oyuncuları tenkit ediyorlar. Alex’i sizin yazdığınız yazılarla bu seyirci yuhaladı!.. Alex makine gibi koşsa burada ne işi var? Aldığımız para 5 milyon Euro. Kendisi de 2 milyon Euro alıyor. Geçen sene Alex ve arkadaşlar taşıdı F.Bahçe’yi çeyrek finale. Geçen sene Deivid için ne laflar yazıldı. Lugano, Edu, Deivid ve Alex hakkında o futboldan anlayanlar neler yazdılar? Bana ‘Betondan anlıyor, futboldan anlamıyor’ diyenler ne kadar anlıyor futboldan ve spordan. Biriniz bir boks maçına gitti mi,masa tenisi izledi mi? 3 tane idareci gitti hemen tefe koyuyorsunuz Aziz Yıldırım’ı… 11 yıldır hiçbir şubenin genel kaptanı değişmiş mi? Appiah’ı getirdiğimiz zaman hanginiz biliyordunuz Appiah’ı? Daum’a ‘Appiah’ı alayım mı’ diye sorduğum zaman ‘Şaka mı yapıyorsunuz?’ dedi bana!.. -"PARA KONUSUNDA SUÇLAYAMAZSINIZ"- Aziz Yıldırım ve arkadaşlarını bir tek para konusunda suçlayamazsınız. Suçlarsanız terbiyesizlik etmiş olursunuz. Ben F.Bahçe’nin parasını, kendi paramdan değerli tutarım. Brezilya’da oyuncuların çoğunun bonservisi ya şahısların ya da bir şirketin elinde. Biz Alex’i alırken, bir şirketten aldık zaten. 5 milyon Euro’ya aldık, 2 milyon Euro da ona verdik. Alex’in kalması için gittik evine ikna ettik. Parasal konularda anlaştık ve ücretini arttırdık. İmaj hakkı da var. Paranın bir kısmını imaj hakkı olarak ayırdık. Bunu yaparken A lira olarak veriyorsak onu biz ayırdık. Toplam ayda alacağı para, ne kadar oynarsa o kadar alacağı para ve imaj hakkı olarak ödeme şekillerimiz var. Uruguay kulübüne yapılan ödeme ekstra bir ödeme değil. Beni ziyarete birisi gelmiş ve o arkadaş oradan bu faksı görmüş almış ve onu da Vatan Gazetesi’ne vermiş. Kurumun içerisinden bir sızma var. Bu önemli. Bunu araştırdık. Bunu kimler görüyor belli. Bankada bir gazetecinin hanımı var. O iletmiş. Şekip Bey’i aramışlar o yapmadı diye. Bilgi doğru ama bilgide bir şey yok ki. Ödemeyle ilgili bir şey bu. Burada amaç başka!.. Juan Figer’i tanımayan yoktur. Robinho’nun menajeri değil sahibidir!.. Satış haklarına sahiptir. Juan Figer, bizde ise Alex’in menajeri. Deivid’in menajeri değil ama sonradan anlaştılar diye duydum. Edu’nun da menajeri değil. Edu’nun transferini İtalyanlar üzerinden yaptık. Lugano’nun menajeri. Alex’te ve Lugano’da menajerlik ücreti ödemedik. Maldonado’yu önerdi bize ve 1,5 milyon Euro’ya aldık. Figer’e bu oyuncularla ilgili olarak hiçbir bedel ödemedik. -"İBRAHİM KUTLUAY ZOR ZAMANDA BIRAKIP GİTTİ"- Herkes iyi F.Bahçelidir. İbrahim Kutluay ile konuştuk. 1998’de, 1.2 milyon dolar transfer ücreti verdik. Sonradan 4 yıllık mukavelesi varken kiralık olarak gitti. Daha sonra da Yunanistan’a gitti. 2000 yılında tekrar gelmek istedi. Ben alınmasına karşıydım çünkü bizi zor durumda bırakıp gitmişti. Ama Aydın Örs, Mahmut Uslu ve diğer arkadaşlar istedi aldılar. Tanjevic geldi ve bu yıl da askerlik olayından dolayı kalktı gitti. Tanjevic ben oynatmayacağım demiş. Başkan, hocaya söylesin beni alsın demiş Mahmut Uslu’ya. Biz ne diyoruz? Bırak artık basketbolu ve idari görev al. O bunları kabul etmiyor. Para kazanmak istiyor ama gel sen de az para kazan, bir yerden başla. Hocanın oynatmayacağı birisini almak da doğru olmaz. İbrahim’e kapı açık. Ben, İbrahim'den idareci olarak faydalanmakta yarar görüyorum. -"ADNAN POLAT'IN AÇIKLAMALARINDAN MUTLULUK DUYDUK"- Fenerium ile ilgili olarak Adnan Polat’ın yaptığı açıklamalardan mutluluk duyduk. Dürüstçe bunu ifade etmesi bir olgunluktur. Fenerium’un daha büyümesi lazım. Ciro, 2000’de 258 milyar TL, bugün 40 milyon euro… Fenerium’u bu hale getiren herkese teşekkür ediyoruz. Burası büyümeye devam edecektir. G.Saray, Saracoğlu’nda UEFA finali oynamadan bu konuda bir şey söylemek yanlış. Oynasınlar biz de düşüncemizi açıklarız. Umutlarını elbette söyleyecekler. Hem G.Saray’a hem Beşiktaş’a hem de Kayserispor'a Avrupa’da başarılar dileriz. -"AURELIO'DA FENERBAHÇE KİMLİĞİ YOKTU"- Marco Aurelio F.Bahçe kimliğinde bir oyuncu değildi. Trabzon’da oynamış, burada da 5 yıl oynamış bir oyuncu. Hagi de oynadı gitti!.. Semih’te F.Bahçe kimliği olabilir mesela. Bizdeki kötü alışkanlık şu; 5 lira alan o niye 10 lira alıyor diyor!.. Herkesin değeri ayrı. Bir oyuncuya biraz fazla verdiğinde bu niye fazla alıyor, ben niye onun kadar alamıyorum diyor. Ben Marco’ya 3 milyon euro versem, Alex de gelir ben de şu kadar istiyorum der. Emre’yi buraya getirmek için fedakarlık yapmak lazım. Emre zaten orada 3.5 milyon euro alıyordu. Yoksa niye gelsin ki buraya? İngiltere’de adam rahattı zaten. -"KİMSEYE RESMİ TEKLİF YOK"- Dışarıdan hiçbir oyuncumuza resmi olarak bir teklif gelmedi. Ancak Lugano’yla ilgili menajerinin ilettikleri var. Stadın isim hakkını vermemiz için bir sebep görmüyorum ama yarın şartlar değişebilir. Bize bu yönde teklifler var. Rakam 15’lerin üzerinde. Böyle bir istek var ama yönetim kurulunda henüz bu konuyu tartışmadık. Avea ile bu sene sonu bitiyor forma reklamı anlaşmamız. Avea istediğimiz şartları vermezse başka biriyle anlaşabiliriz. Adidasla da forma anlaşmamız bitiyor. İstediğimiz rakamla anlaşamazsak başka bir marka ya da Fenerium’la devam edebiliriz. Seyrantepe’ye karşı değilim ama bu yapılırken birilerine rant sağlıyorsa buna karşıyım. F.Bahçe Stadı da bizim diye bakmıyorum ben. Bunlar devletin malı, halkın malı. UEFA finali, stadımızda oynandığı zaman Fenerbahçe taraftarları dışındaki insanlarda gelip izleyecekler. -"ALTYAPIDAN BEN DE ŞİKAYETÇİYİM"- Altyapıdan ben de şikayetçiyim. 2 trilyona yakın para harcıyoruz. 18 yaşında olan oyuncu takımda yer bulamıyor. Semih’i gönderseydik yine oynardı belki ama bu seviyede olmazdı. 4-5 sene önceye gidin bizim altyapımızda 7-8 isim sayarsınız ama bu oyuncular takımda yer bulamıyor. 18 milyon talebe pazartesi okula başladı. Almanya’da 2 milyon Türk var ama oradan daha çok oyuncu çıkıyor. Eskiden İstanbul’un amatör küme takımlarından Anadolu’nun her yerine oyuncu transfer olurdu. Organizasyonları yeniden yapılandırmak lazım. Amatör sporla ilgili bütçe az. ABD’liler gibi bir kişiyi alıp onu eğitmek lazım. 4 sene boyunca neye hazırlanması lazımsa oraya hazırlanmalı. Orada çalışacak ve bireysel olarak hazırlanacak. Devlet de bu işlere el atmalı. Belediyelere bu işleri yıkmak yanlış. F.Bahçe devlete her yıl 30 milyon YTL vergi veriyor. Devletle kulüplerin toplanıp her kulübe ayrı bir amatör branş verilmesi lazım. Bütün takımlar amatör sporlarla uğraşsın. Çünkü devlet bu kadar şeyle tek başına uğraşamaz. Pişman olduğumuz kararlar elbette vardır. Zaman zaman atışsak da rakip başkanlarla da her zaman aramız iyi olmuştur.
Fenerbahçe ile Hacettepe takımları, Turkcell Süper Lig'de yarın yapacakları maçta 40 yıl sonra karşı karşıya gelmiş olacak. Gençlerbirliği OFTAŞ Spor'un sezon başında isim değişikliğine giderek, Hacettepe adını almasıyla, her iki takım ligde uzun yıllar sonra karşılaşmış olacak. Lig tarihinin ilk yıllarında toplam 8 sezon mücadele eden ve 1967-68 sezonunda küme düşmesinin ardından bir daha Birinci Lig'de yer alamayan Hacettepe, bu sezon başındaki isim değişikliği sonrasında tekrar bu heyecanı yaşama hakkı kazandı. Fenerbahçe ile Hacettepe arasında lig tarihindeki son maç 5 Mayıs 1968 tarihinde Ankara'da yapıldı ve gülen taraf 3-0'lık sonuçla Fenerbahçe oldu. -LİGDE 19. RANDEVU- Fenerbahçe ile Hacettepe takımları, yarın Ankara'da yapacakları maçta lig tarihinde 19. kez karşı karşıya gelecek. İki takım arasında geride kalan 18 lig maçından 13'ünü Fenerbahçe, sadece 1'ini Hacettepe kazanırken, 4 maç da berabere sonuçlandı. Fenerbahçe'nin toplam 39 golüne, başkent temsilcisi 13 golle yanıt verdi. -HACETTEPE TEK GALİBİYETİNİ 1963'TE ALDI- Hacettepe, lig tarihinde Fenerbahçe karşısındaki tek galibiyetini 1963 yılında aldı. 1962-63 sezonunda, 7 Nisan 1963 tarihinde, Final Grubu'nda yapılan maçta Ankara'da rakibini 2-1 yenen Hacettepe, Fenerbahçe karşısında lig tarihindeki tek galibiyetine imza attı. -ANKARA'DAKİ MAÇLAR- İki takım, yarınki maçın yapılacağı Ankara'da daha önce 9 kez karşılaştı. Başkentteki maçlardan 6'sını Fenerbahçe, 1'ini Hacettepe kazanırken, 2 maç da berabere sonuçlandı. Fenerbahçe'nin Ankara'daki 21 golüne, Hacettepe 8 golle yanıt verdi. -FENERBAHÇE-HACETTEPE MAÇLARI- Fenerbahçe ile Hacettepe arasında geçmişte yapılan maçlarda alınan sonuçlar şöyle: Sezon İstanbul Ankara ------ -------- ------ 1959 2-1 1-4 1959-60 3-1 1-3 1962-63 3-0 1-2 (Beyaz Grup) 1-0 2-1 (Final Grubu) 1963-64 4-0 1-4 1964-65 1-0 0-2 1965-66 2-1 0-0 1966-67 1-1 2-2 1967-68 1-1 0-3
Fenerbahçeli Diego Lugano, takımının Cumartesi günü Hacettepe ile yapacağı maçın kadrosunda yer alamayacak. Milli takım kampında bulunan Lugano için Uruguay Futbol Federasyonu, Fenerbahçe kulübüne, sabah saatlerinde yolladığı yazıda, elverişsiz hava şartları nedeniyle uçak seferlerinin iptal edilmesi yüzünden oyuncunun belirtilen saatte uçağa binemediğini ifade etti. Lugano'nun Montevideo Havalimanı'nda bekleyip geri döndüğü açıklandı. Diego Lugano Türkiye saati ile yarın saat 16.30'da İstanbul'da olacağı bildirildi. Milli takımdan sakat dönen, sol ayak bileğinde darbeye bağlı kısmi bağ incinmesi bulunan Semih ve sakatlığı süren Brezilyalı defans oyuncusu Edu'nun da Hacettepe maçının kadrosunda olmadığı öğrenildi. Sağ ayağında darbeye bağlı ağrı şikayeti bulunan ve bu nedenle dünkü antrenmana katılmayan Gökhan ise kadroda yer alacak. -JOSICO KADRODA- Fenerbahçe Teknik Direktörü Luis Aragones, yeni transfer Josico'yu, Hacettepe maçının kadrosuna dahil etti. İspanyol çalıştırıcının yarınki maçta Josico'ya görev vermesi bekleniyor. Teknik direktör Aragones, Lugano'nun yokluğu nedeniyle takımının savunmasında mecburi değişikliğe gidecek. Sakatlığı bulunan Edu'nun yerine Yasin'i görevlendiren İspanyol teknik adamın, Lugano'nun yerine de Can veya Önder'i tercih etmesi bekleniyor.
Fenerbahçe'nin ve İspanya Milli Takımı'nın forvet oyuncusu Daniel Güiza, İspanya-Ermenistan milli maçında gol atamamasına sinirlenerek tepki vermesiyle ilgili, ''Eğer sinirlenmezsem futbolcu değil sıvacı olurum'' dedi. İspanya'nın Ermenistan'ı 4-0 yendiği maçta ilk 11'de sahaya çıkan ve çok sayıda pozisyonu değerlendiremeyince teknik direktör Vicente Del Bosque tarafından 55. dakikada oyundan alınan Güiza, yedek kulübesinde çıkardığı ayakkabılarını bir taraftara hediye ettikten sonra maçın bitimini beklemeden soyunma odasına gitmişti. Oyundan çıkarken sinirli ve üzgün olan Güiza, Marca gazetesinde yer alan açıklamasında, ''İspanya forması ile oynamak benim için çok önemli. Eğer işler istediğim gibi yolunda gitmezse bu büyük bir öfke veriyor. Aynı zamanda bu takımda görev almak her seferinde daha da zorlaşıyor. Sinirlenerek çıkmam en iyi şekilde oynayamam ve gol atamamamdan dolayı'' ifadelerini kullandı. Güiza'nın tutumunu normal karşılayan teknik direktör Del Bosque ise ''Garip hiçbir şey yoktu, bir futbolcuyu değiştirdiğin zaman tepki vermesi normal. Güiza tüm takım arkadaşları tarafından sevilen biri. Onunla şakalaşıp, ona saygı gösteriyorlar'' dedi. Bu arada İspanyol basını, Ermenistan maçında kaçırdığı pozisyonlardan dolayı Güiza'nın ''beceriksiz'' olduğunu yazmıştı. İspanya Milli Takımı'nda forvet hattında genellikle Villa ve Torres ikilisi oynarken, Barcelona'nın genç oyuncusu Bojan Krkiç'in de milli takıma girmesinin Güiza'nın şansını azaltabileceği belirtiliyor. Torres, sakat olduğu için Bosna Hersek ve Ermenistan maçlarında forma giyememişti
Turkcell Süper Lig'in üçüncü haftasında 13 Eylül 2008 Cumartesi günü deplasmanda Hacettepe ile karşılaşacak olan Fenerbahçe'nin 18 kişilik maç kadrosu belli oldu. Fenerbahçe’de Vederson, Deivid, Edu, Semih ve Emre sakatlıkları, Lugano ise hava şartları nedeniyle Uruguay'dan dönememesi nedeniyle kadroda yok. Emre'nin, Avrupa Şampiyonlar Ligi'nde FC Porto ile 17 Eylülde yapılacak maçta tam olarak hazır olması için kadroya alınmadığı belirtildi. Sarı lacivertli takımın Hacettepe maçı kadrosunda; Volkan Demirel, Volkan Babacan, Gökhan Gönül, Önder Turacı, Can Arat, Yasin Çakmak, Selçuk Şahin, Roberto Carlos, Kazım Kazım, Josico, Maldonado, Burak Yılmaz, Alex de Souza, Ali Bilgin, Uğur Boral, Gürhan Gürsoy, İlhan Parlak ve Güiza yer alıyor. Fenerbahçe kafilesi, bugün saat 18.10'da Sabiha Gökçen Havalimanı'ndan hareket edecek bir uçakla Ankara'ya gidecek.
Muzaffer KARTAL Aslında bugün yazı günüm değildi… Cumartesi günü Fenerbahçe’nin Hacettepe ile oynayacağı maçı yazacaktım. Her nedense Güiza’nın sigarasına takıldım… Her nedense İspanya'da yayınlanan Diaro de Jevez Gazetesi’ne “kadınlar çarşaflı geziyor” demesine takıldım. Her nedense “Güiza” adında bir futbolcunun, normal bir insan gibi, bir barda oturup kahve ile sigara içmesine “takanlara” takıldım Ve Güiza’nın Diaro de Jevez Gazetesi'ne İstanbul ile Fenerbahçe için söylediklerini bir kenara koyup “pencereden baktığında kadınların sokakta baştan aşağı örtünerek dolaşmalarını” ön plana çıkarılmasına takıldım. Ülkesinin gazetesine verdiği demece “Türkiye mantıken İspanyol kültüründen çok farklı” diye başlayan Güiza’nın “İstanbul’da lüks içinde yaşıyorum, Türk yemeklerini çok seviyorum, bana olan ilgi ve sevgide beni çok mutlu ediyor” demesini görmeyenlere, duymayanlara, kültürel başkalığı, düşünce ve anlayış arasındaki farklılığı “es” geçenlere takıldım. Sevdiğim insanların fazla olduğu spor medyamızda, maalesef “bazen” aklın ve zekanın kaliteli kültür ile bileşiminde orantı yanlış oluyor… Eğer varsa “sorunlara” ılımlı yaklaşarak değil, kaosa yöneltmek veya şiddetle çözmek üzere programlanmış “bazı” kafalar bir cümlede ortalığı ver yansın ederken, yanı başındaki “cümlelerin” anlam ve değerini hiçe sayıyor. Avrupa’nın hiçbir yerinde bir kafeteryada veya barda kahvesinin yanında sigara içen futbolcu manşete taşınmaz. Ama Güiza’nın sigarası Türkiye'de olay oldu… Hatta “bazıları” sigara içtiği için Aziz Yıldırım’ın Güiza’yı sorgulamasını bekledi… Ne kadar dar ve sığ bir beklenti. Hangi çağdayız, hangi devirdeyiz? İsteniliyor ki, ülkemize gelen yabancılar hemen bizim gibi davransın, konuşsun, yaşasın… Buna imkan yok… Geçici olarak, belli bir süre ülkemize gelen yabancı futbolcular Güiza’nın mertçe söylediği gibi “Para kazanmaya ve futbol oynamaya” geliyor… Ve burada olduğu sürece de bazı davranışları bize ters gelse de, doğal olarak kendi kültürünü, ahlak anlayışını yaşıyor. Bakınız 27.01.2006 tarihinde bu köşede “Ailton ve Çıplak Kızlar” başlığı altında bir yazı yazmıştım. Avrupalı futbolcuların davranışlarıyla ve yaşamlarıyla ilgili. Yazıyı tekrar köşeme aldım. Lütfen sıkılmazsanız bir okuyun. …………………. AILTON VE ÇIPLAK KIZLAR !... 27.01.2006 18.13 Beşiktaş’ da uyum sorunu yaşayan Ailton Hamburg’a kiralık gidince, hava alanında, güzel ve çıplak denilecek kadar giysiden mahrum revü kızlarla karşılandı. Ailton’un gülücükler dağıtarak, o kızlarla verdiği samimi pozları ama televizyonların spor saatlerinde, ama gazetelerin spor sayfalarında gördük. Peki böyle bir karşılama bizim ülkemiz de olsaydı, ne olurdu? Bir kere Almanya’da olduğu gibi doğal ve esprili karşılanmazdı… Herkes bir başka yöne çeker, neresine ne kadar baktığı, bakarken kendinden geçtiği türünden muhteşem yorum ve yazılarla sporcunun morali bir daha gelmemek üzere yok edilirdi. Hatta oynadığı maçlardaki performansına göre anlam taşıyacak şekilde o kızlarla fotoğrafları sık sık önüne konulurdu. Ama Almanya’da böyle bir şey olmayacak ve olmazda…. Ailton’un gelişi için yapılan o renkli gösteri, sadece o gündü ve orada kaldı. Çünkü oralarda bu tür görüntülere yaklaşım başka. Oralarda kadınla erkeğin yan yana olmasına bakış da, futbolcuların o yönden değerlendirilmesi de farklı. Nereden mi biliyorum?.. Buna benzer, bizzat yaşadığım bir olayı anlatayım. Viyana’ya gittiğimin ilk yıllarıydı. Arkadaşlarla felekten bir gün çalıp, gece kulübüne gittik. Saat 20.00 civarı Rapid Wien takımının golcüsü o zamanlarda şöhretinin zirvesinde olan Hans Krankl’ da bir bayanla bara geldi. Şarapların su gibi içildiği en dipteki masaya oturdu. Ertesi günüde Rapid takımının Austria Wien’le maçı var. Hem de önemli bir maç. Zaten bu iki takım Türkiye’nin Fenerbahçe ve Galatasaray’ı gibi. Aralarındaki her maç Avusturya’da gündem oluşturur… Böyle bir maç arifesinde Hans Krankl’ı orada görünce ben hemen ara sıra yazı yazdığım Die Sportzeitung’u aradım ve durumu anlattım. Aldığım cevap karşısında adeta şok oldum, çünkü duyduklarım, aynen şöyleydi “ Sayın Kartal, Hansi’nin orada olması normal. O izinlidir, izin saati bitince de kampa döner”. Ben beklerdim ki, hemen fotoğrafla, yanındaki bayan kim öğren, ne için orada gibi sorular gelecek. Ama gelmedi. Ertesi gün gazetelerdeki o grupla Hans Krankl’ın fotoğrafının altında şu yazılıydı. “Hans Krankl vefa borcunu da ödedi. Önemli maç öncesi Hans Krankl, arkadaşı olan şarkıcı Horst Clemmar’a verdiği sözü tutarak doğum günü partisine katıldı” yanında kim vardı, ne içti, dans ettiği kimdi, ne zaman geldi, ne zaman gitti konusunda başka hiçbir şey yazmıyordu. Peki bu bizde olsaydı!.. Fenerbahçe, Galatasaray veya Beşiktaş’tan bir yıldız futbolcu, şarapların su gibi içildiği, şarkıların söylendiği, dansların yapıldığı, çılgınca eğlenen bir gruba yanında herkesin bakacağı kadar güzel bir bayanla katılsaydı, neler yazılmazdı, neler konuşulmazdı. Televizyonlardan Ailton’un revü kızlarla karşılanışını seyrederken, yıllarca önceye giderek bunları düşündüm ve yaşadım. İşte Avrupa ile fark burada… Yani olaya bakışta, anlayışta, niyette, zihniyette… Oralarda “namus ve iş ahlakı” içki kadehinde, sigaranın dumanında veya iki bacak arasında sıkışıp kalmamış… Onlarda namus ve iş ahlakı eğitimde, akılda, kültürde, anlayışta, zihniyette daha doğrusu olması gereken yerde… Yani kafalarda !..
Turkcell Süper Lig'in 3. haftasında yarın deplasmanda Hacettepe ile karşılaşacak olan Fenerbahçe'ye Ankara'da!.. Sarı lacivertli kafile, bugün saat 18.10'da Sabiha Gökçen Havalimanı'ndan hareket eden THY bir uçağı ile Ankara'ya ulaştı. Takım otobüsü ile Çankaya'daki Swiss Otel'e yerleşen oyuncular akşam yemeğinden sonra odalarına çekildiler. Gerek havalimanında gerekse otel önünde Fenerbahçeli taraftarlar tarafından karşılanan sarı lacivertli oyuncular sabah saatlerinde yapılacak kısa bir antrenmandan sonra Hacettepe maçının hazırlıklarını tmamlamış olacaklar ve maç saatini bekleyecekler
Turkcell Süper Lig'in 4. haftasında, Fenerbahçe Şükrü Saracoğlu Stadı'nda bugün saat 21.00'de Gençlerbirliği ile karşılaşacak olan Fenerbahçe'nin 18 kişilik maç kadrosu belli oldu!.. Sarı lacivertli takımda cezalı olan Volkan Demirel'in yanı sıra, sakatlıkları süren Edu, Semih, Josico, Tümer, Deivid ve Vederson kadroda yer almıyor. Teknik Direktör Aragones, Can Arat ve Deniz Barış'ı da kadroya almadı!.. 18 kişilik kadroda şu oyuncular bulunuyor: Volkan Babacan, Mert Günok, Gökhan Gönül, Önder Turacı, Diego Lugano, Yasin Çakmak, R.Carlos, Claudio Maldonado, Selçuk Şahin, Burak Yılmaz, Kazım Kazım, Alex de Souza, Emre Belözoğlu, Uğur Boral, Ali Bilgin, Gürhan Gürsoy, İlhan Parlak, Daniel Güiza.
Fenerbahçe, Gençlerbirliği ile bugün Fenerbahçe Şükrü Saracoğlu Stadı'nda saat 21.00'de yapacağı karşılaşma öncesinde son bir çalışma ile maç hazırlıklarını tamamladı. Fenerbahçe Samandıra Kamp Merkezi'nde sabah saatlerinde alt sahada yapılan yürüyüş ve esneme hareketleri ile Gençlerbirliği maçı hazırlıklarını tamamlayan sarı lacivertli oyuncular maç toplantısı için tesislerde toplandı.
Fenerbahçe'nin Brezilyalı futbolcusu Roberto Carlos, İspanyol basınında yer alan açıklamalarında bir kez daha Real Madrid yönetimini eleştirirken, ''Robinho'ya yapılanın aynısını bana yaptılar'' dedi. Robinho'nun transfer döneminin son gününde Manchester City'e gitmekle iyi bir karar aldığını savunan Carlos, ''Robinho'nun Real Madrid'te yaşadıklarının aynısını ben de yaşadım. Sözleşmemi 2 yıl uzatmak istiyordum ama bana sadece 1 yıllık sözleşme teklif ettiler. Robinho kulüp adından bağımsız olarak hareket edip gitmekle iyi yaptı'' açıklamasında bulundu. Roberto Carlos, Robinho'nun 2 yıl içinde dünyanın en iyi futbolcusu olacağını iddia etti. Bu arada 35 yaşındaki futbolcu, ''Kendimi halen iyi hissediyorum, 40 yaşına kadar oynamak hoşuma gider'' şeklinde konuştu.
Fenerbahçe Kulübü, kulüp bünyesinde yer alan ve Pekin Olimpiyat Oyunları'nda bronz madalya kazanan milli boksör Yakup Kılıç'a her ay düzenli olarak maaşının ödendiğini açıkladı. Sarı-lacivertli kulüp, sporcusu Yakup Kılıç'ın medyaya yansıyan beyanları üzerine, internet sitesi aracılığıyla açıklamada bulundu. Kulüpten yapılan açıklamada, Yakup Kılıç'ın, kulübün lisanslı sporcusu olduğu hatırlatılarak, şu görüşlere yer verildi: ''Kendisine her ay düzenli olarak maaşı ödenmektedir. Öte yandan, asbaşkanımız Nihat Özbağı da yine Yakup Kılıç'ın olimpiyatlara hazırlanması için 10 bin YTL kendisine katkıda bulunmuştur. Devlet tarafından belirlenen ödül yönetmeliği gereği bu sporcumuz kazandığı bronz madalya karşılığında devletten 1000 altın (yaklaşık 250 bin YTL) ödülünü almıştır. Yine bu yönetmelik gereği ödül kazanan sporcunun teknik direktörüne 150, antrenörüne de 100 altın ödül verilmektedir. Kulübümüz de bu sporcuyu yetiştirdiği için 400 altın ödül alacaktır. Kulübümüz kendi payına düşen bu altınları yine, yeni sporcuların yetiştirilmesi ve Yakup Kılıç gibi sporcuların yetiştirilmesi adına kullanacaktır.''
Fotomaç Gazetesi yazarı Turgay Demir bugünkü yazısında, Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım'ın Emre Belözoğlu'nu Galatasaray'a vererek zarardan kurtulacağını ileri sürdü!.. "Aziz Yıldırım'ın yerinde olsam hemen Adnan Polat'ı arar ve "Ver 200 bin euro, al Emre'yi" derim. Maddi zararı da sineye çekerim. Emre'yi oynatıp takımı eksik bırakmaktansa zararına satmak bile daha faydalı bir icraat olacaktır."
Marca Spor Gazetesi'nin her yıl geleneksel olarak düzenlediği Pichichi, Zamora, Migul Monoz ve Guruceta ödüllerini bu yıl Daniel Güiza alacak. Iker Casillas, Pellegrini ve Megia Davila'nın da ödüle hak kazandığı törenin 6 Ekim 2008 tarihinde Madrid'deki Ritz otelinde yapılacağı açıklandı. Marca Spor Gazetesi'nin Halkla İlişkiler Müdürü Sofia Martin, Güiza'nın törene katılmasıyla ilgili olarak Fenerbahçe Kulübü'ne bir de davet mektubu gönderdi.
Show TV’den yayınlanan Bellinzona - Galatasaray UEFA Kupası 1.tur ilk maçı, Türkiye’yi ekran başına toplarken, hem genel izleyicide, hem de AB izleyici grubunda gecenin en çok izlenen program oldu. İsviçre’de oynanan maç, genel izleyicide 11.60 rating ve 34.40 share alırken AB izleyici grubunda da 12.3 rating ve 33.80 izlenme oranını yakalamayı başardı. Bir gün önce Star TV’den yayınlanan Porto - Fenerbahçe Şampiyonlar Ligi maçı ise genel izleyicisi 11.00 rating, 33.40 share alarak ikinci olabilmişti...
Ligin ilk 3 haftasında sadece 3 puan toplayan Kanarya´da tek hedef Gençlerbirliği´ni yenmek. Fenerbahçe´de Volkan, Semih, Josico, Edu, Deivid, Vederson yok. Konuk takım eksiksiz. Bir nevi özür maçı Sezona kötü başlangıç yapan Fenerbahçe, Şükrü Saracoğlu’nda Gençlerbirliği’ni ağırlıyor. Oynadığı 3 lig maçında aldığı 1 galibiyet sonrasında 3 puan toplayabilen Sarı-Lacivertli ekip, zorlu sınavdan hasarsız ayrılıp taraftarının gönlünü almaya çalışacak. Şampiyonlar Ligi’ne de Porto yenilgisiyle giriş yapan Kanarya’da en büyük sorun, sakat futbolcuların çokluğu. Teknik heyet, bu maçta da kadro arayışlarını sürdürecek gibi. Kale genç Babacan’ın Sakatlığı nedeniyle Fenerbahçe’nin Hacettepe ve Porto maçlarında forma giyemeyen Semih Şentürk, Gençlerbirliği maçında da takımdaki yerini alamayacak. Sarı-Lacivertli ekipte Semih’in yanı sıra, Porto maçında sakatlanan Josico ile tedavileri süren Edu, Deivid ve Vederson da takımdaki yerlerini alamayacak. Cezalı Volkan Demirel’in yerine kaleyi Volkan Babacan korurken, Lugano’nun partneri bu kez Önder Turacı olacak. FENERBAHÇE Volkan Babacan Gökhan Lugano Önder Roberto Carlos Kazım Maldonado Emre Uğur Alex Güiza GENÇLERBİRLİĞİ Periç Erkan El Saka Traore Ergün Koray Mehmet Nas Kerem Engin Djite Mustafa STAT: Şükrü Saracoğlu YAYIN: Lig TV SAAT: 21.00 HAKEMLER: Fırat Aydınus Mustafa İspiroğlu Hakan Yemişken (fanatik)
Luis Aragones, bugünkü Gençlerbirliği maçı için futbolcularını uyarırken, "Önemli puanlar kaybettik. İddialı olduğumuz iki cephede de işler iyi gitmiyor. Bu takımda herkes aynı kalitede. Yeter ki bunu sahaya yansıtın" dedi. FENERBAHÇE Teknik Direktörü Luis Aragones, bugün oynanacak Gençlerbirliği maçı öncesinde futbolcularını uyardı. Dün sabah yapılan antrenman öncesinde kısa bir konuşma yapan İspanyol çalıştırıcı, son maçlarda alınan başarısız sonuçları dikkate alarak, "Önemli puanlar kaybettik. İddialı olduğumuz iki cephede de işler iyi gitmiyor. Sakatlıkların arkasına sığınamayız. Bu takımda herkes aynı kalitede. Yeter ki bunu sahaya yansıtın" dedi. Luis Aragones öğleden sonra izin verdiği oyuncularını akşam kampa aldı. Saha avantajını kullanın Gençlerbirliği ile ilgili çalışmalarını ve analizlerini oyuncuları ile paylaşan deneyimli teknik adam, Fenerbahçe Şükrü Saracoğlu Stadı’nda oynanacak maçta seyirci avantajını iyi kullanmaları gerektiğini vurgulayarak, "Rakibimiz son maçını farklı kazandı. Genç ve koşan bir ekip. Kazanmak için bizim de mücadele etmemiz gerekiyor. Sahada futbolun gereklerini yerine getirmeliyiz. Futbol artık koşan ve kazananın yanında" yorumunu yaptı. Kadrosunu belli etmeyen ve akşam yapılan toplantıda da sır vermeyen Aragones’in bir takım isimleri dinlendirebileceği konuşuluyor. Savunmada Edu’nun sakatlığında forma giyen Yasin Çakmak ile Can Arat’ın performansından memnun kalmayan İspanyol hocanın daha önce sağ kanatta Gökhan Gönül’ün alternatifi olarak düşüdüğü Önder Turacı’yı oynatmak için hazırlık yaptığı öğrenildi. Bu arada Kazım ile Burak arasında da son karar bugün verilecek. HÜRRİYET
Fenerbahçe Teknik Direktörü Luis Aragones, onur konuğu olarak katılacağı 8. UEFA Avrupa Milli Takımlar Teknik Direktörleri konferansı için bugün saat 11.00'de Viyana'ya gidiyor. 22-24 Eylül tarihleri arasında Avusturya'nın başkenti Viyana'da yapılacak olan konferansta bir konuşma yapacak olan Aragones, yarın öğleden sonra İstanbul'a dönecek. Aragones, yarın sabah yapılacak idmanda yer alamayacak
F.Bahçe'de Başkan Aziz Yıldırım ile taraftarlar arasında ’Tek kimlik F.Bahçe’ gerginliği devam ediyor. G.Birliği karşılaşmasında da Genç Fenerbahçeliler Derneği’nin, Aziz Yıldırım tribünlere gelirken “Bu devirde kimse sultan değil, padişah değil, hükümdar değil” ve “Padişahım çok yaşa” diye tezahüratla protesto etmesi üzerine başkanın maçtan sonra yakınında bulunanlara “Bakın beni sonunda padişah da yaptılar. Ama istedikleri kadar protesto edebilirler, hiç umurumda bile değil” dediği öğrenildi ‘KAZANALIM YETER’ Aziz Yıldırım’ın “Onların hedefi belli. Hiç önemsemiyorum. Umurumda bile değil. Bu stadın belli kuralları var. Bu kurallara uyduktan sonra, istedikleri kadar protesto etsinler. Ancak ben kimseye ’Bağırmayın, takımı destekleyecek tezahürat yapmayın’ demiyorum ki. Seyirciler tribün kurallarına uysunlar, gerekirse beni de protesto etsinler. Önemli olan takımımızın maçlarını kazması. Kurallara uysunlar bana yeter” ifadelerini kullandığı belirtildi ‘ARAGONES’İ BIRAKMAM’ Bu arada Aziz Yıldırım’ın, medyayı da yine hedef alarak, şu açıklamaları yaptığı da vurgulandı: “Basın 2 karşılaşmada takımı beğenmedi diye teknik direktörümüz Luis Aragones’i hemen gönderecek halimiz de yok. İspanyol hocayla daha 2 senelik mukavelemiz bulunuyor. Biz kendisinden ve de yönetiminden son derece memnunuz. Herkes Aragones’i bir an önce göndermemi bekliyor ama onu kesinlikle bir yere göndermeyeceğim.” Bu arada Aragones bugün Avusturya’ya giderek, Başkent Viyana’da yapılacak ‘UEFA 8. Avrupa Milli Takımlar Teknik Direktörleri Konferansı’na katılacak. Vatan
Fenerbahçe Teknik Direktörü Aragones, Samandıra Tesisleri’ne gelen başta Colin Kazım’ın babası Rodney Richards olmak üzere tüm oyuncu akrabalarını kapı dışarı etti. Disiplini ile dikkat çeken ve basına getirdiği yasaklar nedeniyle eleştiri alan İspanyol hocanın, Samandıra Tesisleri’nde 15 dakikadan fazla kalan baba Kazım’ı tesislerden gönderdiği ve tüm ziyaretlere 15 dakika kısıtlaması getirdiği öğrenildi. Kulüp Basın Sorumlusu Mehmet Çatay’ın ifadelerine göre Aragones, disiplin uygulaması ve kısıtlamalarını sadece gazetecilere değil, futbolcu yakınlarına da yapıyor. Takımdaki oyuncuları ziyarete gelen ve antrenmanları izlemek isteyen futbolcu yakınları Aragones’in bu uygulamasından nasibini alıyor ve tesisleri kısa süre sonra terketmek zorunda kalıyor. Oyundan alındığı için Hacettepe deplasmanında Aragones’i alkışlayarak protesto eden sonra da bu hareketinin yanlış anlaşıldığını açıklayan Colin Kazım’ın babası dahil hiçbir ziyaretçi, Samandıra Tesisleri’nde eskiden olduğu gibi uzun süreli kalamıyor ve futbolcularla istedikleri mekanda birlikte olamıyor. Milliyet