Futbolda, 2009-2010 sezonunun devre arası tatili dün başladı. Yerli futbolcular bu süreyi genelde Türkiye’de değerlendirmeyi tercih ederken, yabancıların çoğu, ülkelerinin yolunu tuttu. Fenerbahçeli Emre Belözoğlu ve Galatasaraylı Arda Turan ise, Hint Okyanusu’ndaki Maldivler’e gitti. Emre, eşi Tuğba Hanım’la, Arda ise sevgilisi Sinem Kobal’la yeni yıla bu ünlü tatil beldesinde girecek. Bu oyuncuların yanı sıra, Galatasaraylı Caner Erkin de tatilini Maldivler’de geçirecek. ÜÇ BÜYÜKLERDE HANGi FUTBOLCU NEREDE TATiL YAPIYOR BEŞiKTAŞ Ekrem Dağ: Avusturya İ.Üzülmez: Adapazarı, Artvin İbrahim Toraman: Sivas Ernst, Fink, Uğur: Almanya Tabata, Tello, Bobo, Nobre: Brezilya Ferrari, Sivok: İtalya Erkan, Serdar: İsveç Tello: Şili Holosko: Slovakya Delgado: İsviçre İsmail: İskenderun Batuhan: Bursa, Eskişehir FENERBAHÇE Mehmet Topuz: Kayseri Güiza: İspanya Semih: Fransa Gökhan Gönül, Uğur: ABD Özer, Ali Bilgin, Deniz: Almanya Volkan Demirel, Önder: Belçika Kazım Kazım: İngiltere Emre Belözoğlu: Maldivler Deivid, Bilica, Vederson, Alex, Dos Santos: Brezilya Cristian: İstanbul, Yunanistan Lugano: Uruguay GALATASARAY Arda, Caner: Maldivler Barış, Aykut: Almanya E.Aşık: ABD Mehmet Topal: Malatya Milan Baros: İtalya Kewell: İngiltere Abdul Kader Keita: Fransa Franco: İspanya, Arjantin Elano: Brezilya Nonda: Fransa
“Büyük takımda forma giymek gerçekten çok farklıymış. Kayserispor’daki maçlarımı izliyorum; ‘Meğer ne kadar az koşuyormuşum’ diyorum. Çok eksiğim varmış. Fenerbahçe’de her gün yeni bir şey öğreniyorum.” Türkiye’de, 3 büyükler ile Anadolu kulüpleri arasındaki farkı en iyi bilenlerden biridir Mehmet Topuz... 5 yıl formasını giydiği Kayserispor’dan ayrılma vakti geldiğinde Türkiye’de yer yerinden oynadı. Çünkü, 3 büyüklerin 2’si (Fenerbahçe ve Beşiktaş) kendisini ısrarla istiyordu. “Hangisine gidecek?” tartışması günlerce sürdü. Sadece Fenerlisi ya da Beşiktaşlısı değil, tüm Türkiye günlerce onu konuştu. En sonunda, kulübüyle işi bitiren Fenerbahçe, Mehmet’i renklerine bağladı. Bu arada Beşiktaşlılar’ın kara listesine girdi ve 3 büyüklere transfer olmanın bile büyük bir olay olduğunu daha ilk günden anladı. Ve sonrası... Hürriyet'in haberine göre, Fenerbahçe, Mehmet Topuz için 9 milyon Euro artı 1 milyon Euro değerindeki Gökhan Emreciksin’i verince, bu futbolcudan beklentiler çok büyük oldu. Mehmet, sezonun ilk yarısında 14 Süper Lig, 6 Avrupa Ligi, 1 de Ziraat Türkiye Kupası maçı oynarken, 2 gol atıp, 3 de asist yaptı. Fenerbahçe’ye transfer olduğu günden sonra hiçbir özel medya kuruluşuna konuşmayan milli futbolcunun neler hissettiğini öğrenmek istedik. En yakınlarına sorduk. Ve bakın hangi bilgilere ulaştık. İşte Mehmet Topuz’un söyledikleri... “F.Bahçe de oynamaktan çok mutluyum. Herkes benden daha büyük işler bekliyor ancak büyük takımda oynamanın çok farklı bir şey olduğunu herkesin bilmesi lazım. Evet, Kayseri’de bir yıldızdım. Maçın kaderini etkileyen oyuncuydum. Ama inanın F.Bahçe’de, Kayseri’de koştuğumun üç kat fazlasını koşuyorum. Bunu size net rakamlarla söyleyemem ama gerçek bu. Eski ve yeni maçlarımın kasetlerini izliyorum; “Ben Kayseri’de ne kadar az koşuyormuşum” diyorum. F.Bahçe’de, Kayseri’de koştuğumun 3 katı fazlasını koşmama rağmen, yetmiyor. Semih ve Bekir’in yeri başka Futbolda öğrenmenin yaşı yoktur. Jübile yapma yaşına gelen bir futbolcunun dahi mutlaka öğrenmesi gereken çok şeyler vardır. Ben de Fenerbahçe’de birçok eksiğim olduğunu gördüm ve bunları gidermek için var gücümle çalışıyorum. Burada her gün yeni bir şey öğreniyorum. Fenerbahçe’ye adaptasyon dönemini atlattım. Sağolsunlar, bütün takım arkadaşlarım, geldiğim ilk günden itibaren bana büyük yakınlık gösterdi. Emre ağabey olsun, Alex olsun, tüm futbolcularla arkadaşlığım çok iyi. Hepsini çok seviyorum ancak Ümit Milli Takım’dan beri yakın dostluk içinde olduğum Semih ve Bekir’in bendeki yeri başka. Bizde herkes bağırır Teknik direktörümüz Daum bizden sürekli saha içinde konuşmamızı, bağırmamızı ve kendimizi göstermemizi istiyor. Her maça çıkarken bu konuda sıkı sıkı tembihliyor. Bu yüzden bizde herkes sahada bağırır. Bilakis sessiz olunduğu zaman problem çıkar. Emre, takımda futbolu en iyi bilenlerden biri. Uzun yıllar Avrupa’da oynamak ona çok şey katmış. İİleride iyi bir teknik direktör olacağına yüzde yüz eminim. Zaten kendisinin diploması da olduğu için, bence bugün bile teknik direktörlük yapabilecek düzeyde. Arkadaşlarımın çoğu tatillerini yurt dışında geçiriyor. Bense, Kayseri’ye giderek ailemle vakit geçirmeyi seviyorum. Tabii ki bir de Kangal köpeklerimle... Beni en çok rahatlatan şey, köpeklerimle oynamak. Fenerbahçe'de herkes hamal herkes general “KAYSERİSPOR’da iken bütün yük benim omuzlarımdaydı. Bütün takım, taraftarlar ve yöneticiler ayağıma bakıyordu. Ama Fenerbahçe’de yükü paylaşıyoruz. Bazen ben hamallık yapıyorum Alex işi bitiriyor, bazen bir başka arkadaşım hamallık yapıyor ben bitiriyorum, bazen Emre bitiriyor, bazen Semih, bazen de Güiza işi bitiriyor. Fenerbahçe gerçek anlamda büyük bir kulüp. Burada herkes hamal, herkes general.”
İspanyol kulüp, Fenerbahçeli Dos Santos'un ardından ayrılmak istediğini açıklayan Güiza'yı da listesine aldı. Atletico Madrid, F.Bahçe'nin sol beki Santos'tan sonra şimdi de Güiza'ya talip oldu. Madrid'in yeni hocası Flores, yönetime verdiği raporda öncelikle Roma'dan ayrılacak olan Baptista ile Güiza'nın transfer edilmesini istedi. Baptista ve Güiza olmazsa, Leverkusen'den Kiessling'i almak için çaba gösterecekler. Baptista'nın peşinde pek çok devin bulunması Atletico'nun elini kolunu bağlarken, Güiza'nın transferinin daha imkan dahilinde olduğu belirtiliyor. -Milliyet-
Fenerbahçe'de Altay maçı sonrası futbolcular tatile çıkarken; yönetim transfer çalışmalarını hızlandırdı. Sarı lacivertlilerin teknik direktör Christoph Daum'un öncelikle istediği ofansif özellikli orta saha futbolcusuna ağırlık verecekleri belirtildi. Lig TV'nin haberine göre, Daum'la yapılan görüşmede adayların belirlendiği, ilk görüşmeleri de Sportif Direktör Aykut Kocaman'ın yapacağı bildirildi. Daum'un ayrıca bir transfer daha istediği, ancak bunun takımdan gönderilmesi planlanan futbolcuların ayrılmasından sonra gündeme getirileceği ifade edildi. Fenerbahçe'de gönderilmesi planlanan oyuncuların Deivid ve Kazım olduğu, bu futbolcular için teklif beklendiği ileri sürüldü. Fenerbahçe, ligin ikinci yarısı için hazırlıklara 4 Ocak'ta başlayacak. Sarı lacivertli takım 14 - 21 Ocak tarihlerinde de Antalya'da kamp yapacak.
Fenerbahçe Futbol Takımı Kaptanı Alex de Souza, Fenerbahçe Televizyonu'na sezonun ilk yarısını değerlendirdi... "KASIMPAŞA MAÇI HARİÇ NORMAL BİR İLK YARI İZLEDİK" Sezonun ilk yarısına rekorlarla başladıklarını ifade eden Brezilyalı yıldız, "İyi bir ilk yarı geçirdik diye düşünüyorum. Sezona rekor kırarak başladık. Daha sonrasında bir düşüşe geçtik. İlk yarıda ligde oynadığımız maçlara baktığımızda ortalamamızın altında oynadığımız Kasımpaşa maçını saymazsak, normal bir ilk yarı izledik diyebiliriz. Hedefimiz özellikle ligin ilk yarısını zirvede bitirmekti. İlk yarı sonunda hem ligde hem Avrupa'da hem de Türkiye Kupası'nda zirvede olduğumuza göre sezonun ilk yarısı olumlu geçti diyebiliriz" şeklinde konuştu. "BEŞİKTAŞ MAÇINDA UFAK DETAYLAR SONUCU ALEYHİMİZE DEĞİŞTİRDİ" İyi bir başlangıcın ardından aralıklarla düşüş yaşamalarının da normal karşılanması gerektiğini ifade eden Alex, "Futbolun içinde düşüşlerin olması gayet normal. Kaybettiğimiz maçlara baktığımız zaman Kasımpaşa maçında normal performansımızdan daha kötü bir oyun sergiledik. Onun dışında Beşiktaş maçında kaybettik. Beşiktaş maçında futbol adına olabilecek ufak tefek detaylar bizim aleyhimize sonucu değiştirdi. Eskişehir maçında da her ne kadar kendi ortalamamızda oynasak da yine de kötü bir maç çıkardığımız düşünmüyorum. Sonuç olarak o maçta da dikkatsiz olduğumuz anlarda yediğimiz gollerle karşılaşmadan mağlup ayrıldık. Düşüş gayet normaldir. Düşüşler futbolda çıkışlar gibi hep olacaktır. Ben ilk yarıya baktığımızda Kasımpaşa maçı hariç durumumuzu gayet iyi görüyorum, olumlu görüyorum" dedi. "GALATASARAY MAÇI İLK YARININ UNUTLMAZLARI ARASINDAYDI" Sezonun ilk yarısıyla ilgili unutamadığı anlar sorulduğunda Alex,"Galatasaray maçını örnek verebilirim size. Galatasaray maçı gerek hafta içindeki hazırlanış süreci, gerek benim sakatlanmam ve galibiyetin geliş şekli olarak da gayet olumlu bir maçtı. Galatasaray maçı ilk yarının unutulmazları arasındaydı. Hafta içerisinde ben bir şanssızlık yaşadım ve bileğim burkuldu. Ben bileğimin özelliklerini biliyorum. Bileğim kötü bir şekilde şişmişti. Fakat ben belirli bir süre geçtikten sonra Galatasaray maçında oynayabileceğimi düşünmeye başladım. Her ne kadar sizler bileğimi şişmiş halde görünce karamsarlığa kapılsanız da bileğimin özelliklerini ve bünyemin nasıl tepkiler vereceğini iyi bildiğim için Galatasaray maçında bir şekilde takıma yardımcı olabileceğimi düşünüyordum. Ama sonuç olarak da Galatasaray maçında hem kendi adıma hem de takımım adına güzel bir maç çıkarmayı başarabildik. Roberto Carlos ve Vederson'la birlikte geliştirdiğimiz atak sonrası attığımız gol benim için unutulmazdı. Galibiyet sonrasında da taraftarımızla birlikte yaşadığımız mutlulukla derbiyi tamamlamış olduk" ifadelerini kullandı. "2. YARIDA FİKSTÜR AVANTAJIMIZ VAR" Sezonun ikinci yarısında fikstür olarak önemli bir avantaja sahip olduğumuzun altını çizen Alex , "Teorik olarak baktığımız zaman elbette ki fikstür olarak bir avantajımız var. Biz futbolcular olarak bu teorik avantajı pratiğe yani saha içine yansıtmalıyız. Çünkü ilk yarıya baktığımız zaman Kasımpaşa maçına kadar kendi evimiz de aldığımız galibiyetler var. Biz de gayet güzel bir performans sergiledik. Şampiyonluğu hedefleyen takım böyle bir performans sergilemek zorunda ve aynı zamanda şampiyon olmak isteyen bir takım deplasmanda ki maçlarda da galibiyet elde etmek zorunda. Bu yüzden biz şu anda kağıtta gözüken avantajımızı futbolcular olarak ve takım olarak sahaya yansıtmak için elimizden geleni yapacağız" dedi. "TWENTE MAÇINDAKİ 8 DAKİKALIK PERFORMANS BİZE YAKIŞMADI" UEFA Avrupa Ligi'nde kötü bir başlangıcın ardından grubu lider olarak tamamladıklarını hatırlatan kaptan, "Avrupa Ligi ilk maçında oynadığımız Twente karşılaşmasında 8 dakikalık bir dikkatsizliğimiz bize bir mağlubiyete mal oldu. Ondan sonraki maçlarda olan dikkatimiz de bize art arda galibiyetler getirdi ve gruplarda bir maç kala bize liderliği getirdi. Genel olarak Avrupa Ligi'nde iyi bir performans ortaya koyduk, sadece burada oynadığımız Twente maçındaki 8 dakikalık performans bize yakışmadı" şeklinde konuştu. "FRANSA'DAKİ ARKADAŞLARIM, LILLE'İ ANLATTI" Avrupa Ligi'ndeki yeni rakipleri Lille'in çok kaliteli bir ekip olduğunu ifade eden kaptan Alex, "Aslında Lille ekibini daha analiz etmemiz incelememiz gerekiyor. Fransa liginde oynayan bazı arkadaşlarım var. Onlarla yaptığım görüşmelerde Lille ekibinin ne kadar kaliteli bir takım olduğunu, atak yapmayı düşünen, rakip kalede etkili olan bir takım olduğunu ve özellikle ileri uç oyuncularının çok etkili olduğunu bana söylediler. Güçlü bir ekiple karşılaşacağımız belli. Fakat bizim bu maçı düşünmemiz için daha çok erken. Çünkü ocak ayında oynayacağımız kupa maçlarımız var. O dönemde ayrıca hazırlık çalışmaları da yapacağız. Bunların hepsi elbette ki Lille maçının sonucuna etki edecektir. Bizim yavaş yavaş Lille hakkında bilgi toplamamız gerekiyor, onları analiz etmemiz ve düşünmemiz gerekiyor. Lille'i en iyi şekilde analiz edeceğiz. Kadıköy de oynayacağız ikinci maç sonucu belirleyecek ama orada da bir şekilde turu geçmek için iyi bir şans yakalamalıyız. Eğer ilk maçtan istediğimiz avantajlı bir skor alabilirsek, Kadıköy'de de etkili olacağımızı düşünüyorum. Lille'in güçlü bir ekip olduğunu biliyoruz ve saygı duyuyoruz, fakat bizde güçlüyüz rakibimizin de bize saygı duyacağından eminiz" ifadelerini kullandı. "YILLAR ÇOK ÇABUK GEÇİYOR" 2009 yılını düşündüğünde hem kendisini sevindiren hem de üzen olaylar hatırladığını söyleyen Alex de Souza, "Hem pozitif bakımdan hem de negatif bakımdan yaşadıklarım olduğunu söyleyebilirim. Pozitif bakımından özellikle eşimi ve beni çok fazla etkileyen, bizi mutlu eden noktalardan bir tanesi küçük kızım Antonie'nun okula başlaması oldu. Bunu gördükten sonra yılların çok çabuk geçtiğini bir şekilde yaşlandığımızı ve elimizde daha dün doğan çocukların bir şekilde artık büyüdüklerini, yaşama sinyalleri verdiklerini görüyoruz. Bu eşimi ve beni çok mutlu etti ve duygulandırdı. Büyük kızım Maria zaten okula gidiyordu. Onu da öyle görmek inanılmaz bir mutluluk ama ondan sonra gelenin de okula başladığını görmek açıkçası ayrı bir mutluluk bir anne baba açısından. Olumsuz olarak da söyleyebileceğim, benim içerisinde büyüdüğüm futbola başladığım aynı zamanda belirli bir kariyer yakaladığım Coritiba futbol takımındaki olumsuzluklardır. Coritiba Kulübü aynı zamanda eşimin de yakın bağlantısı olan bir takım ve bu sene onlar için hiç de iyi geçmedi. Coritiba kötü bir sezon geçirdi ve son olarak da sezonun son maçında yaşadığı olaylar oldukça fazla üzüntü vericiydi. Çünkü orada belirli bir geçmişim var ve Coritiba benim için özel bir yer. Bu yüzden orada bu tip olayların yaşanması beni bir hayli olumsuz anlamda etkiledi" dedi.
Fenerbahçe'nin transfer listesinde olduğu iddia edilen Sırp forvet Milan Jovanoviç, kendisine en iyi parayı Fenerbahçe'nin teklif ettiğini söyledi. Belçika'nın Standart Liege takımında forma giyen Jovanoviç, Sırp medyasına yaptığı açıklamada, Fenerbahçe'nin üç yıl için net 12,5 milyon Avro ödemeye hazır olduğunu iddia ederek, böyle bir para teklifini başka hiç bir kulüpten alamayacağını ifade etti. Aylardır Avrupa futbolunun ve özellikle Liverpool, Valencia, Milan, Hamburg, Schalke 04 gibi kulüplerin transfer gözdesi olan Jovanoviç, Fenerbahçe'nin teklifini kabul etmesi durumunda, Standart Liege Kulübü Başkanı'nın da buna karşı çıkmasını beklemediğini belirtti. Katar'da Sırp doktor Popoviç tarafından ameliyat edildikten sonra Sırbistan'da tedavi gören Jovanoviç, şimdiye kadar hiç kimseye söz vermediğine dikkat çekti.
Galatasaray Kulübü, Fenerbahçeli defans oyuncusu Önder Turacı'nın transfer edileceği yönündeki iddiaları yalanladı. Sarı-kırmızılı kulüpten yapılan açıklamada, bazı basın yayın organlarında Önder Turacı ile anlaşıldığı şeklinde haberlerin yer aldığı belirtilerek, ''Galatasaray'ın söz konusu futbolcu ile herhangi bir görüşmesi bugüne kadar olmadığı gibi, böyle bir transfer düşüncesi de yoktur'' denildi.
Bu sezon oynadığı her maçta saç baş yolduran Gökhan'a, G.Saray'dan sonra F.Bahçe de talip oldu. Kayserispor’da gol kralı olduktan sonra Trabzonspor’a gelen ve bir türlü kendisinden bekleneni veremeyen Gökhan Ünal, Fenerbahçe ile Galatasaray arasında savaş çıkardı. Bordo-Mavili forma ile son iki sezonda çıktığı her maçta saç baş yolduran Gökhan için Kayserispor’da oynadığı dönemde de kapışan iki İstanbul takımı, tekliflerini Trabzonspor Kulübü’ne iletti. Gazete Habertürk'ün haberine göre, sezon başından beri sergilediği kötü performansa rağmen ezeli rakipleri peşine takmasıyla “Sen neymiş Gökhan” dedirten futbolcu için sürdürülen savaş, düşük maliyet nedeniyle forvetini yerli bir oyuncuyla güçlendirmek isteyen Galatasaray’ın yaptığı teklifle başladı. Baros’un sakatlığı, Nonda’nın istikrarsızlığı nedeniyle hücum hattında büyük eksiklik yaşayan Sarı-Kırmızılı takımın başkanı Adnan Polat, geçen hafta Sadri Şener’i telefonla arayıp Gökhan’ı istediklerini söyledi. Ali Sami Yen’de oynanan kupa maçında da iki başkan konuyu karşılıklı olarak ele aldı. TRABZON SICAK BAKIYOR Sessiz ve derinden giden Fenerbahçe ise Semih’in çok formsuz olması, Güiza’nın da topuk sakatlığından dolayı her an bıçak altına yatma riskinin bulunması sebebiyle teknik direktör Daum’un “Forvete takviye yapılması şart” demesi üzerine devreye girdi. Kayseri’deki formundan çok uzak bir görüntü sergileyen Gökhan’ı satma fikrine taraftarlardan gelen tepkilerin yoğunlaşması üzerine sıcak bakan Bordo- Mavili yönetim, önümüzdeki hafta içinde konuyla ilgili kararını netleştirecek. Kayseri’ye Gökhan için 6 milyon 250 bin Euro bonservis bedeli ödeyen Trabzonspor’un kararında iki kulübün yapacağı teklif de etkili olacak. F.Bahçe’nin devreye girmesinin ardından G.Saray’ın teklifini beklemeye alan Bordo-Mavili yönetim, bir yandan sözleşmesi 2011’de bitecek olan futbolcu için verilecek fiyatın artmasını, diğer yandan da Fatih Tekke transferinin netleşmesini bekliyor.
Turkcell Süper Lig'de toplam 90 gole ulaşan Fenerbahçe Futbol Takımı kaptanı Alex De Souza, ''100'ler Kulübü''ne aday. Ligde 2009-2010 sezonunun ilk yarısında sergilediği performansla, sarı-lacivertli ekipteki önemini bir kez daha ortaya koyan Brezilyalı futbolcu, Fenerbahçe'de geride kalan dönemde forvetlerden daha çok gol atıp asistleriyle takımının vazgeçilmezi oldu. Türkiye'de bulunduğu 5,5 yıllık sürede istatistikleriyle Türk futboluna da damgasını vuran Alex, sarı-lacivertli takımda 161 lig maçında 90 gole imzasını attı. Fenerbahçe formasıyla Turkcell Süper Lig, Avrupa kupaları, Türkiye Kupası ve Süper Kupa mücadelelerinde toplam 238 resmi maça çıkan Brezilyalı, 116 gol kaydetti. 2006-2007 sezonunda gol kralı olarak Fenerbahçe'nin ilk yabancı kralı ve sarı-lacivertli ekibin Avrupa kupalarındaki en golcü (14 gol) futbolcusu olma unvanlarını elinde bulunduran Alex, forma giydiği 23 Türkiye kupası mücadelesinde 10, 2 Süper kupa maçında 2, Avrupa kupalarında da 52 maçta 14 gole imzasını attı. -''100'LER KULÜBÜ''NÜN 2. YABANCI FUTBOLCUSU OLACAK- Sarı-lacivertli forma altında geride kalan 5,5 sezonda ortalama 16.3 gol ortalaması tutturan, Fenerbahçe ile olan sözleşmesi 31 Mayıs 2011'de sona erecek Alex, performansını devam ettirmesi durumunda ''100'ler Kulübü''nün 2. yabancı futbolcusu olacak. Türkiye'de ligde 100 gol barajını aşan tek yabancı futbolcu, Gençlerbirliği, Antalyaspor, Diyarbakırspor ve İstanbulspor formalarıyla ligde 100 gole imzasını atan Andre Ngole Kona. ''100'ler Kulübü''nde bulunan, Türk vatandaşı olarak forma giyen Boşnak futbolcu Elvir Boliç'in 129 golü bulunuyor. ''100'ler Kulübü''nde Hakan Şükür, Tanju Çolak ve Hami Mandıralı ilk 3 sırayı alırken, Metin Oktay, Aykut Kocaman, Feyyaz Uçar, Serkan Aykut, Fevzi Zemzem, Cenk İşler, Mehmet Özdilek, Saffet Sancaklı, Fikri Elma, Ümit Karan, Ertuğrul Sağlam, Fatih Tekke, Ertan Adatepe, Oktay Derelioğlu, Cemil Turan, Halil İbrahim Eren, Mustafa Denizli, Osman Arpacıoğlu, Zafer Tüzün, Arif Erdem, Sergen Yalçın, Gökmen Özdenak, Okan Yılmaz, Ahmet Özaçar ve Hasan Özer de yer alıyor. -FENERBAHÇE'DE LİGLERDE 100'ÜN ÜZERİNDE GOL ATANLAR- Alex, Turkcell Süper Lig'de 10 gol daha atarsa ''Dalya'' diyerek, liglerde 100 gol ve üzerinde gol atan futbolcular arasına girecek. Liglerde Fenerbahçe formasıyla 100'ün üzerinde gol atanlar arasında Zeki Rıza Sporel, Lefter Küçükandonyadis, Alaaddin Baydar, Naci Bastoncu, Fikret Arıcan, Melih Kotanca, Cemil Turan, Şeref Has, Can Bartu, Aykut Kocaman, Fikret Kırcan, Selçuk Yula, Osman Arpacıoğlu, Muzaffer Çizer, Müjdat Yetkiner, Ogün Altıparmak, Yüksel Gündüz, Burhan Sargın, Halit Deringör, Şaban Topkanlı, Nedim Doğan bulunuyor. Alex'in Fenerbahçe'de sezon sezon attığı gol sayıları maç kategorilerine göre şöyle: Sezon Lig Kupa Avrupa -------------------------------- 2004-2005 24 4 1 2005-2006 15 2 3 2006-2007 19 - 1 2007-2008 14 - 4 2008-2009 11 4 2 2009-2010 7 2 3 -------------------------------- Toplam 90 12 14
F.Bahçe yönetimi, Güiza için 2 plan hazırladı... İlki ocak ayında İspanyol yıldızı ‘değerini bulursa’ elden çıkarmak... Eğer bu gerçekleşmezse B planını devreye sokacak olan yönetim, Güiza dünya kupasına gitmeden kontratını 2014’e kadar uzatacak. Çünkü Okçu, gitti mi geri dönmeyebilir! Vatan'ın haberine göre, Fenerbahçe'nin, elden çıkarmak istediği Güiza için iki yol haritası hazırladı.. Sarı-lacivertlilerin 2 sezon önce 14.7 milyon Euro’ya Mallorca’dan aldığı İspanyol oyuncunun bir türlü ’kral’ günlerine geri dönememesi ve beklentileri karşılayamaması sebebiyle Güiza’yı zarar etmeden elden çıkarmak isteyen yönetimin A planı, ocak ayına dayalı. YENİDEN açılacak transfer döneminde Okçu’ya 14 milyon Euro isteyecek olan F.Bahçe, bu rakama alıcı bulursa Güiza’yı satacak. İspanya Milli Takımı’nda ve ülkesinde hâlâ el üstünde tutulan 29 yaşındaki ismin bu medyatikliğini kaybetmemesi, yönetimin en büyük umudu. FAKAT İspanyol oyuncunun ocakta satılmaması durumunda B planı da el altında tutuluyor. Bu plan ise 2010 Dünya Kupası’ndan geçiyor. Bir sakatlık yaşamazsa İspanya Milli Takımı’yla G.Afrika’ya gitme ihtimali çok yüksek olan Güiza’yı, Dünya Kupası’na ’hazır’ bir biçimde yollamak isteyen yönetim, Okçu’yu el üstünde tutup, tüm dertlerine çözüm bulacak. İSTEDİĞİ KULÜBE GİDEBİLİR TÜRKİYE’YE geldiği günden beri eşinden annesine kadar birçok kişinin açıklamaları sonrası zor durumlara düşen Güiza’ya psikolojik desteği arttırmaya karar veren sarı-lacivertliler bunun meyvesini da Dünya Kupası sonrası toplamayı düşünüyor. İspanyol oyuncuya, bu büyük vitrinde göstereceği performansla 14 milyon Euro’luk bir teklif gelmesini uman F.Bahçe, işini de sağlama alacak. NASIL mı? FIFA’nın yeni kurallarına göre 28 yaşını geçmiş bütün oyuncular, imza attıkları kulüpte 2 sezon oynadıktan sonra, bavullarını alıp istedikleri takıma gidebiliyorlar. 2012’ye kadar sözleşmesi bulunmasına rağmen 29 yaşında olan ve bu sezon sonunda F.Bahçe’deki 2. sezonunu tamamlayacak olan Güiza, isterse şu dönemde bile istediği takımla görüşüp, ön protokol imzalayabilir. BU tip bir durumda davası FIFA’ya gidecek olan Güiza ve yeni anlaştığı kulüp, F.Bahçe’ye FIFA’nın belirleyeceği rakamı ödeyecek ve dosya kapanacak. Böyle bir durumda gelecek para ise sarı-lacivertlileri mutlu etmeyecek. TABİİ Güiza’nın Dünya Kupası’na gidip, dönmeme ihtimali de var. Afrika’da iyi bir performans sergilemesi halinde etrafını saracak menajerlerle anlaşması durumunda da F.Bahçe, FIFA’nın belirleyeceği rakama razı olacak. BU ihtimali göz önünde bulunduran yönetim, ocak ayı biter bitmez Daniel Güiza’nın sözleşmesini 2014 Mayıs’a kadar uzatmak için çalışmalara başlayacak. Eğer bunu başarırlarsa İspanyol oyuncunun dünya kupası sırasında da bütün hakları F.Bahçe’nin olacak.
Her biri yılda 3.5 milyon Euro kazanan Daum, Rijkaard, Emre Belözoğlu ve Güiza tepeden bakıyor. Yılda 198 bin Euro kazanan Muhsin Ertuğral ile 223 bin Euro alan Ali Zitouni ise, ‘Zenginler Kulübü’nün en fakirleri! Geçtiğimiz aylarda İngiliz basınında yer alan bir araştırmada, Premier Lig’de mücadele eden takımların teknik direktörleri ve futbolcularının yıllık kazançlarına yer verildi. Hürriyet'in haberine göre, rakamlar bir hayli çarpıcıydı. Listenin başında yıllık 6.5 milyon Euro’luk kazancıyla Chelsea’nin İtalyan teknik direktörü Carlo Ancelotti ve aynı takımın kaptanı John Terry yer alıyordu. İngiltere Milli Takımı’nın kaptanlığını da yapan Terry’nin kazancı tam anlamıyla dudak uçuklatan cinstendi: 8.3 milyon Euro. Bu araştırmadan yola çıkarak Süper Lig’deki 17 takımı -Ankaraspor küme düşürüldüğü için değerlendirmeye almadık- mercek altına aldık. Teknik adamları ve takımlarında yıllık kazançları en fazla olan futbolcuları araştırdık. Hovarda büyükler Üç büyükler ve İstanbul takımları için muhabirlerimizden, Anadolu kulüpleri için de DHA’dan yardım aldık. Ortaya çıkan gerçek bir hayli çarpıcıydı: Süper Lig’de mücadele eden 14 takımın teknik adam ve en çok kazanan futbolcularının aldıkları ücretler, üç büyüklerdeki meslektaşlarının yanına bile yaklaşamıyor. Üç büyük takımın teknik adamları yılda 8.6 milyon Euro kazanıyor. Diğer 14 takımın çalıştırıcılarının toplam kazancı ise 5 milyon 876 bin Euro. Arada uçurum var Süper Lig’de yıllık kazancı en fazla olan teknik adamlar, Christoph Daum ile Frank Rijkaard. F.Bahçe ve G.Saray’ın hocaları yılda 3.5 milyon Euro kazanıyor. Haftalara bölersek, 67 bin 300 Euro ediyor. Sivasspor’da Bülent Uygun’un yerine getirilen Muhsin Ertuğral’ın yıllık kazancı ise yalnızca 198 bin Euro. Türkiye’de forma giyen futbolcular içerisinde, en çok kazanan ise, yılda 3.5 milyon Euro alan F.Bahçeli Emre ile Güiza. Bu iki futbolcuyu, yıllık 3.2 milyon Euro’luk kazancıyla G.Saraylı Elano Blumer izliyor. Süper Lig’de takımının en çok kazananı olmasına rağmen, listedeki en yoksul futbolcu ise, yıllık 223 bin Euro alan Antalyasporlu Ali Zitouni. RIJKAARD HAFTADA 67 BİN EURO ALIYOR Süper Lig’de görev yapan 5 yabancı teknik direktörün yılda kazandığı paranın toplamı 8.5 milyon Euro’ya ulaşıyor. Buna karşın diğer kulüpleri çalıştıran 12 Türk antrenör (Hakan Kutlu’nun parası açıklanmadı) yılda toplam 5 milyon 876 bin Euro kazanıyor. Galatasaray Frank Rijkaard’a, Fenerbahçe de Christoph Daum’a haftada 67 bin 300 Euro, diğer bir deyişle yılda 3.5 milyon Euro ödüyor. ERTUĞRAL HAFTADA 3 BİN 800 EURO ALIYOR Türkiye’nin en az kazanan teknik direktörü olan Muhsin Ertuğral’ın haftalık kazancı 3 bin 800 Euro. Futbol dünyasında dönen parayı asgari ücretle çalışanların kazancıyla karşılaştırmak ise imkansız gibi bir şey. Türkiye’de asgari ücret aylık 496 TL. Bir asgari ücretlinin Muhsin Ertuğral’ın 1 yılda aldığını kazanabilmesi için tam 72 yıl 6 ay çalışması gerekiyor. Carlo Ancelotti’nin 1 yılı Ertuğral’ın 33 yılına bedel MUHSİN Ertuğral’ın, Carlo Ancelotti’ye yetişmesi için önünde daha 32 yıl 8 ay var. Çünkü 50 yaşındaki Ertuğral, Ancoletti’nin bir sezonda aldığı parayı, mevcut şartların devam etmesi durumunda ancak 83 yaşında kazanabilecek. 28 yaşındaki Antalyasporlu Ali Zitouni’nin, John Terry’nin 1 yılda kazandığı paraya ulaşması için 38 yıl 1 aylık bir zamana ihtiyacı bulunuyor! Türkiye ile kıyaslandığında Ertuğral’ın, Rijkaard’ın yıllık kazancına eş değer bir gelir elde etmesi için 17 yıl 6 ay, Ali Zitouni’nin ise Emre ve Güiza’nın 1 yıllık kazancına yetişebilmesi için 15 yıl 6 ay çalışması gerekiyor. 14 antrenörün kazancı Daum, Rijkaard ve Denizli etmiyor! Üç büyüklerin hocaları yılda 8 milyon 653 bin Euro kazanıyor. Diğer takımların teknik adamlarının toplam kazancı ise 5 milyon 876 bin Euro. TEKNİK adamların ve futbolcuların yıllık kazançları, üç büyüklerle diğer kulüpler arasındaki uçurumu da gözler önüne seriyor. İşte aradaki fark... Türkiye’de en çok kazanan futbolcular, yılda 3.5 milyon Euro ile F.Bahçeli Emre ve Güiza. Diğer 14 kulüpte en çok kazanan futbolcu, 1 milyon 300 bin Euro’luk yıllık kazancıyla Trabzonsporlu Song. Türkiye’nin en çok kazanan teknik direktörleri, yılda 3.5 milyon Euro ile Frank Rijkaard ve Christoph Daum. 14 kulüp içerisinde yıllık kazancı en fazla olan teknik direktör, 1 milyon 150 bin euro ile Trabzonspor’un hocası Şenol Güneş. Üç büyüklerin en çok kazanan futbolcularına yıllık verdikleri toplam para miktarı 9 milyon 100 bin Euro. 14 kulübün en fazla kazanan futbolcularına yıllık verdikleri toplam para miktarı 8 milyon 179 bin Euro. PREMİER LİGİN EN ÇOK KAZANAN HOCALARI ANTRENÖR TAKIM HAFTALIK YILLIK Fabio Capello İngiltere 125 bin ? 6.5 milyon ? Carlo Ancelotti Chelsea 125 bin ? 6.5 milyon ? Arsene Wenger Arsenal 76 bin ? 4 milyon ? Roy Keane İpswich Town 76 bin ? 4 milyon ? Alex Ferguson M.United 69 bin ? 3.6 milyon ? Harry Redknapp Tottenham 57 bin ? 3 milyon ? Martin O’Neill Aston Villa 48 bin ? 2.5 milyon ? Goran Eriksson Notts County 38 bin ? 2 milyon ? Rafael Benitez Liverpool 38 bin ? 2 milyon ? PREMİER LİGİN EN ÇOK KAZANAN FUTBOLCULARI OYUNCU TAKIM HAFTALIK YILLIK JOHN TERRY Chelsea 160.000 ? 8 milyon 320 bin ? FRANK LAMPARD Chelsea 140.000 ? 7 milyon 280 bin ? MİCHAEL BALLACK Chelsea 130.000 ? 6 milyon 760 bin ? RİO FERDİNAND M.United 120.000 ? 6 milyon 240 bin ? STEVEN GERRARD Liverpool 120.000 ? 6 milyon 240 bin ? WAYNE ROONEY M.United 100.000 ? 5 milyon 200 bin ? DİDİER DROGBA Chelsea 100.000 ? 5 milyon 200 bin ? MİCHAEL OWEN M.United 110.000 ? 5 milyon 720 bin ? RYAN GİGGS M.United 75.000 ? 3 milyon 900 bin ?
Fenerbahçe Ülker Basketbol Şube Direktörü Nedim Karakaş, Beşiktaş Cola Turka karşısında Türk Telekom maçındaki mücadelenin aynısını göstermeyi amaçladıklarını söyledi. Karakaş, aynı mücadeleyi sergileyip, ancak aynı hatalara düşmeden rakiplerini mağlup etmeyi amaçladıklarını dile getirdi. Her zaman olduğu gibi basketbolseverlerin ilgisini çekecek bir mücadelenin yarın yaşanacağını ifade eden sarı-lacivertli yönetici, ''Şu an itibariyle hem Beşiktaş Cola Turka, hem de biz aynı puanda yer alıyoruz. Bu da maça ayrı bir önem kazandırıyor. Yarın mağlup ayrılacak takım şampiyonluk yarışından kopmayacak. Ancak prestij açısından kazanan moral alacak. Yılın son derbisi olacak'' dedi. Seyircisiz oynama cezalarının ardından bu sezon ilk kez ligde taraftarlarının karşısına çıkacaklarını kaydeden Nedim Karakaş, ''Beko Basketbol Ligi'nde taraftarlarımızla ilk defa buluşacağımız bir maç olacak. Bu bakımdan önemli. Taraftarlarımızı özledik. Onlardan isteğimiz salonda tek bir sandalye boş bırakmadan bizi centilmence desteklemeleri. Ömer Aşık, Greer ve Mirsad'ın sakatlıkları bulunuyor. Ömer Onan ve Giricek ise sakat sakat oynuyorlar'' diye konuştu.
Fenerbahçe Ülker, Beşiktaş Cola Turka ile yarın yapacağı karşılaşmayla taraftarlarına kavuşacak. Geçen sezon Efes Pilsen ile oynanan play-off final serisinin son maçında yaşanan taraftar olayları sonrası 5 maç seyircisiz oynama cezası alan sarı-lacivertli takım, cezasını tamamladı ve zorlu mücadelede taraftarlarının desteğini alacak. Beşiktaş, Fenerbahçe ve Galatasaray arasındaki protokol gereği, konuk siyah-beyazlı takımın taraftarları salona alınmayacak.
Beko Basketbol Ligi'nde derbi maçında ezeli rakipler Fenerbahçe Ülker ile Beşiktaş Cola Turka yarın karşı karşıya gelecek. Abdi İpekçi Spor Salonu'nda, ligin ikincisi ile üçüncüsünü karşı karşıya getirecek dev mücadele, saat 20.00'de başlayacak. Ligde başarılı sonuçlar alan ve rakiplerini farklı skorlarla yenme başarısı gösteren ikinci sıradaki Beşiktaş Cola Turka, 11 karşılaşmada 9 galibiyet ve 2 yenilgi alarak, 20 puan topladı. Rakip potalara attığı bin 12 sayıyla ligin en skorer takımı olan siyah-beyazlı ekip, potasında ise 884 sayı gördü. Beko Basketbol Ligi'nde averajla üçüncü sırada yer alan Fenerbahçe Ülker ise derbideki rakibi gibi 11 maçta 9 galibiyet ve 2 yenilgi aldı. Sarı-lacivertli takım, 844 sayı üretirken, 743 sayı yedi. -ABDİ İPEKÇİ SPOR SALONU BASKETBOLLU GÜNLERE DÖNÜYOR- İki takım arasındaki karşılaşmayla Abdi İpekçi Spor Salonu da basketbollu günlere geri dönecek. 10-13 Aralık tarihlerinde 13. Avrupa Kısa Kulvar Yüzme Şampiyonası'na ev sahipliği yapan ve bu nedenle basketbola kapalı kalan Abdi İpekçi Spor Salonu, Fenerbahçe Ülker ve Beşiktaş Cola Turka maçıyla 37 gün sonra Beko Basketbol Ligi'ndeki maçlara ev sahipliği yapacak.
Turkcell Süper Lig'in ilk yarısında başarılı bir performans sergileyen İstanbul Büyükşehir Belediyespor, genç oyuncu transferini sürdürüyor. Daha önce ümit milli takım oyuncusu Tevfik Köse'yi transfer eden lacivert-turunculu takım, ikinci bombayı ise Fenerbahçe'nin genç oyuncusu Abdülkadir Kayalı'yı transfer ederek gerçekleştirdi ve sarı-lacivertli takımın 18 yaşındaki ön liberosu Abdülkadir Kayalı'yı 1.5 yıllığına kiraladı. İstanbul Büyükşehir Belediyespor Futbol Şube Sorumlusu Kamil Dizar, Fenerbahçe'nin geçen sezon Ankaragücü'nden devre arasında kadrosuna dahil ettiği genç oyuncuyu 1.5 yıllığına kiraladıklarını söyledi. Dizar, yaptığı açıklamada, Türk futboluna genç yıldızı kazandırmak amacıyla bu transferi gerçekleştirdiklerini belirterek, ''Daha önce başka bir genç oyuncu Tevfik Köse'yi transfer etmiştik. Geleceği olan, kulübümüzün yapısına uygun ve teknik direktörümüzün arzu ettiği böyle genç futbolcular olursa transferlerini yine gerçekleştireceğiz'' dedi. Bu arada İstanbul Büyükşehir Belediyespor, ikinci yarı hazırlıklarına 2 Ocak Cumartesi günü başlayacak.
Fenerbahçe Kulübü Yönetim Kurulu Üyesi Mithat Yenigün, 26'sı yurt dışında olmak üzere 146 Fenerbahçe derneğinin bulunduğunu bildirdi. Fenerbahçe Dergisi'nin ocak ayı sayısında röportajı yer alan derneklerden sorumlu Yenigün, derneklerin çalışması konusunda hiçbir yaptırımları olmadığını sadece gönül bağı bulunduğunu kaydederek, ''Yaptırım olmamasına rağmen çok iyi çalışılıyor. Fenerbahçe sevgisinin tarifi olmaz. Bizleri birbirimize bağlayan şey içimizdeki Fenerbahçe sevgisi'' diye konuştu. Yenigün, açılmak için onay bekleyen derneklerin de olduğunu belirtirken, ''Erzincan ve Londra derneğinin eşleşerek öğrenci giydirme faaliyeti sırasında Galatasaray Spor Kulübü Eski Başkanı Faruk Süren Bey ile aynı uçaktaydık. Törenimize davet ettik. Eksik olmasın o da geldi. Çocuklarımıza poşetler içinde o da hediyelerini verdi. Kendisi 'Biz sizleri gıpta ile izliyoruz. Çok güzel çalışıyorsunuz. Galatasaray'da bunlar az' dedi'' şeklinde ifadeler kullandı.
Fenerbahçe Futbol Takımı'nın kalecisi Volkan Demirel, bulunduğu noktaya gelmesinde en büyük etkenlerden birinin teknik direktör Christoph Daum olduğunu söyledi. Fenerbahçe Dergisi'nin ocak ayı sayısında röportajı yer alan Volkan, Daum ile çalışmaktan mutluluk duyduğunu ifade ederek, ''Daum belki geçmişte benim için bir açıklama yapmıştır, ama o açıklamayı ne amaçla yaptığı Daum'un iç dünyasındadır. Bunu ben bilemem. Ben 22 yaşımdayken Fenerbahçe'nin kalesine geçtim ve Fenerbahçe kalesine geçmemdeki en büyük etkenlerden biri Christoph Daum'dur. İkinci kez Fenerbahçe'ye gelişinde, ilk konuşmamızda bunu Daum'a da söyledim ve 'Belki siz olmasaydınız, ben buralara gelemezdim' dedim. Çünkü bana startı veren kendisidir. Şimdi onunla çalışmaktan mutluluk duyuyorum'' diye konuştu. Türkiye'de sezon içinde en çok forma giyen kalecinin kendisi olduğunu vurgulayan Fenerbahçeli futbolcu, çok maç oynamasının hataları getirdiğini kaydederek, ''Tabir uygunsa, hataların çokluğu süremden ileri geliyor. Normalde bir takımın kalecisi bir sezonda 34 maç oynar. Ben daha ilk yarıda 37-38 maç oynamışım. Bu durumda da bir kalecinin bir sezonda 1 hata yapacağı varsa, bu benim 2-3 hatama karşılık geliyor. Çünkü, önümüzde gerçekten çok yoğun bir maç temposu var'' şeklinde ifadeler kullandı. -MİLLİ TAKIM- Son dönemde spor kamuoyunda tartışılan, (A) Milli Futbol Takımı'nın başına geçecek teknik adamın yerli ya da yabancı olması konusunda Volkan, şu görüşleri dile getirdi: ''Milli takımın başına hangi hocanın geçmesi gerektiğini veya kimi istediğimizi söylemek, bir futbolcu olarak bize düşmez. Başkanımız, yönetimimiz, yukarıdaki büyükler, en iyi şekilde araştırıp, en iyi şekilde Türk Milli Takımı'na yakışacak bir hoca bulacaklardır. Yerli veya yabancı olması benim için hiç fark etmez. Ama Türk futbolunda nereden kim gelirse gelsin, yine de bir yerden itiraz çıkar. Ben bu kadar zamanda şunu öğrendim ki, herkesi aynı anda mutlu edemezsiniz. Kim gelirse gelsin, bir yerden bir şey çekilecektir, iyi veya kötü bir şey bulunacaktır. Ondan sonra da sonuçlar her şeyi belirleyecek.'' -KOCAMAN DESTEĞİ- Fenerbahçe Sportif Direktörü Aykut Kocaman'ın sezon başında kendisine çok yardımcı olduğunu bildiren Volkan, ''Aykut hoca sportif direktörlüğü en iyi şekilde yaparak Türkiye'ye örnek olacaktır ve katkı sağlayacaktır. Sportif direktörlük hem Aykut hocaya hem de Fenerbahçe'ye yakışıyor. Aykut hoca ile takımdaki herkes birebir konuşuyor. Türk olduğu için anlaşmamız daha kolay oluyor. Bence bu durum takımımız için çok büyük bir artı'' diye konuştu. Televizyon dizilerinden ''Ezel''i takip ettiğini, dizideki ''Dayı'' karakterinin ve Kenan İmirzalıoğlu'nun canlandırdığı karakterin çok etkileyici olduğunu ifade eden Fenerbahçeli futbolcu, ''Özellikle 'Dayı' karakterini oynayan Tuncel Kurtiz tanımak istediğim bir insan. Ben biraz araştırma yaptım, dışarıda da çok babacanlığıyla bilinen bir insanmış. Ben kendisine hayran oldum. Gerçekten bir gün, bir yerde kendisiyle tanışmak ve onu daha yakından tanımak isterim'' şeklinde konuştu.
Fenerbahçe'nin Brezilyalı futbolcusu Andre Santos, hakkında çıkan Real Madrid'in transfer listesinde bulunduğu iddialarıyla ilgili hiçbir şey bilmediği belirtse de ''Benimle ilgilendiklerini bilmek güzel'' dedi. İspanyol Marca gazetesinde yer alan demecinde Santos, kendisiyle ilgilenilmesinin iyi şeyler yaptığı anlamına geldiğini kaydetti. Her şeye rağmen geleceğiyle ilgili çıkan transfer haberleri hakkında hiçbir şey bilmediğini vurgulayan Santos, ''Şu anda tatildeyim ve İstanbul'a dönene kadar hiçbir şeyle ilgilenmek istemiyorum. Daha sonra da kendimi Fenerbahçe'ye vermeliyim'' açıklamasını yaptı.
Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım'dan çarpıcı açıklamalar... Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım, Fenerbahçe Dergisi'nin bu ayki sayısında, "Fenerbahçe'nin geleceği garanti altındadır" dedi. Yıldırım, Federasyona da eleştirilerde bulunarak, kendilerine yönelik yapılan haksızlıklar hakkında çeşitli sorular yöneltti. Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım Fenerbahçe Spor Kulübü'nün resmi yayın organı Fenerbahçe Dergisi'nin 83. sayısında yer alan başyazısında 2009 yılını değerlendirdi. Aziz Yıldırım yazısında, "Üzüntüsü ve sevinçleri ile 2009 yılının sonuna geldik. Sezon başında koymuş olduğumuz hedeflere doğru yürümenin kıvancını yaşıyoruz. Profesyonel futbol takımımız ligin ilk yarısını lider olarak tamamladı. UEFA Avrupa Ligi'nde grubunda birinci olarak, bir üst tura geçti. Basketbol kız ve voleybol kız takımlarımız, liglerinde yenilgisiz liderler. Her iki takımımız da Avrupa kupalarında başarılı sonuçlar alarak, üst tura doğru ilerliyorlar. Basketbol erkek takımımız liginde 2., voleybol erkek takımımız ise liginde 3. sıradalar. Basketbol erkek takımımız Euroleague'de üst tura çıkma şansını sürdürüyor. Tüm takımlarımızın sezon sonunda şampiyonluk yarışını 1. sırada göğüsleyeceğine inanıyor, tüm enerjimizle bu hedeflere ulaşmak için çalışıyoruz. Boks takımımız, Çankırı'da yapılan Türkiye Ferdi Boks Şampiyonası'nda ve Bolu'da yapılan Türkiye Kulüplerarası Boks Şampiyonası'nda şampiyon olmuştur. Yüzme şubemiz, Türkiye Kısa Kulvar Yüzme Şampiyonası'nda takım birinciliğini elde etmiştir. Kürek, Atletizm, Yelken, Masa Tenisi şubelerimiz de başarıdan başarıya koşmaktadır. Kulübümüz, atletizmde 2009 yılının en başarılı kulübü olarak seçilmiştir. Kulübümüzü, tarihine ve camiasına yakışır şekilde temsil eden ve elde edilen büyük başarılara imza atan tüm sporcularımıza, teknik adamlarımıza, profesyonel çalışanlarımıza emekleri, çabaları ve çubuklu formamızı terletirken döktükleri alın terinden dolayı teşekkür ediyor, yeni yılda da başarılarının devamını temenni ediyorum" dedi. Fenerbahçe camiasına, bu yazıyla birlikte 2009 yılında son kez ulaşma imkanı bulduğunu vurgulayan Aziz Yıldırım 2009 yılında yaşanan küresel ekonomik kriz ve kulüp olarak buna aldıkları önlemler konusunda ise, "Önceki yılın sonunda başlayan ve sona ermekte olan yılda tüm ağırlığı hissedilen küresel ekonomik kriz, her sektörü büyük ölçüde olumsuz etkilediği gibi spor kulüplerini de ve bu bağlamda kulübümüzü de etkilemiştir. Ekonomik krizin etkilerini en aza indirmek amacıyla uyguladığımız tedbirler ile kulübümüz, ekonomik krizden en az etkilenen kulüplerden biri olmuştur. Krizi en az şekilde atlatmamızı sağlayan temel faktörler, her alanda yapmış olduğumuz tasarrufların yanı sıra, kulübümüzün finansal yapısını güçlü kılan sponsorluk anlaşmalarımız ve mali yapıları güçlü iştiraklerimiz olmuştur. Mevcut sponsorluk anlaşmalarını, kriz günlerinde büyütmemiz, yeni sponsorluklar bulmamız son derece önemli olmuştur. Avrupa'nın en güçlü voleybol takımları arasında gösterilen voleybol kız takımımız, Acıbadem Gurubu'nun sponsorluğu ile bu duruma gelmiştir. Ülker Gurubu'nun erkek basketbolumuza vermiş olduğu desteğin yanı sıra, basketbol şubemize kalıcı olarak kazandırılacak Ataşehir Spor Salonu projesine sağlamış olduğu destek, kulübümüzün geleceği için son derece önemlidir. Bu vesile ile Sayın Murat Ülker ve Sayın Mehmet Ali Aydınlar'a şahsım ve camiam adına teşekkür ederim. Avea ile yapılan Fenercell projesi, Adidas ile iyileştirilen sponsorluk sözleşmeleri bu dönemin önemli ve başarılı sponsorluklarıdır. Aynı şekilde Türk Telekom'un, kulübümüze sponsorluk yolu ile sağlamış olduğu maddi kaynak da son derece önemlidir. Fenercell projemiz, sizlerin desteği ile 125.000 kullanıcıya ulaşmıştır. 2010 yılı sonu hedefimiz 200.000 kullanıcı sayısını aşmaktır. Kulübümüzün kalbi olan stadyum ve dünya çapındaki markamız Fenerium, global krize rağmen bir önceki yılı aşan ciro ve kar büyüklüğüne ulaşmıştır. Halka açık şirketimizin bu yıl içinde göstermiş olduğu performans da yüzümüzü güldürmektedir. Eğitim kurumlarımız da yenilenmiş, eğitim sistemi ve buna ilişkin yatırımlarımıza rağmen bir önceki yıla göre karlılığını arttırmıştır. "BİZLER GELİP GEÇİCİYİZ, ASIL OLAN FENERBAHÇE'DİR. BU DEĞERLİ GAYRİMENKULLER İLE FENERBAHÇE'NİN GELECEĞİ GARANTİ ALTINDADIR" Fenerbahçe Üniversitesi'ni hayata geçirecek olan Fenerbahçe Eğitim Kültür ve Sağlık Vakfı'nın gerekli kanuni kuruluş safhaları tamamlanmış, Vakıflar Genel Müdürlüğü'nden de gerekli izinleri alınmıştır. Beklentilerimizden de önce, üniversitemizin ülkemizin önemli eğitim kurumlara arasında yerini alacağını düşünüyorum. Bunların tamamı iyi gelişmeler olmakla birlikte tasarrufu elden bırakmamalı ve bu tedbirleri sıkı sıkıya uygulamaya devam etmeliyiz. Özellikle kulübümüze gayrimenkul kazandırarak geleceğimizi teminat altına alma, kulübümüze sabit değerler kazandırma konusunda önümüze çıkan fırsatları iyi değerlendirmeliyiz. Ataşehir salon projesinin uygulanacağı taşınmazın mülkiyetini, Kadıköy Belediye Başkanlığı tarafından yapılan ihale sonucunda 58.200.000 TL. bedelle satın alarak, kulübümüze kazandırdığımızın da müjdesini vermek istiyorum. İlerleyen günlerde bu taşınmazın satın alınması ile ilgili finansman ve gayrimenkul yatırım projemizin detaylarını sizlerle paylaşacağız. Ancak şunu iddia ediyorum ki; en az Fenerbahçe Şükrü Saracoğlu Stadyumu'nun kulübümüzün geleceğindeki maddi önemi büyüklüğünde bir gayrimenkul, kulübümüz tarafından satın alınmıştır. Değerli Fenerbahçeliler, bizler gelip geçiciyiz, asıl olan Fenerbahçe'dir. Bu değerli gayrimenkuller ile Fenerbahçe'nin geleceği garanti altındadır. Sahip olduğumuz bu eşsiz değerler gelecek için teminatımız olacaktır" diye konuştu. "TFF'NİN VE KURULLARININ OLUMSUZLUKLARA GÖZ YUMUP, BUNLARI GÖRMEZDEN GELMESİ, HAREKETE GEÇMEMESİ BEKLENEMEZ" 2 yıldır Kulüpler Birliği Başkanlığını yürüttüğünü ve bu süre zarfında kulüp başkanları ile birlikte Türk futbolunun geleceği taşıyacak önemli adımlar attıklarını ifade eden Aziz Yıldırım, "Bu ilk adımlar son derece önemlidir. Liglerin yeniden yapılandırılması, alt liglerdeki profesyonel takım sayısının azaltılması, futbolun mali yönetimi ile organizasyonun birbirinden ayrılması konularında ilk adımlar atıldı. Bu atılan adımların geleceğe taşınarak, futbolun mali yönetiminin İngiltere örneğindeki gibi lig birliği eliyle yönetildiği bir yapının oluşması gerekmektedir. Kulüp başkanlarımızın tamamının da istek ve arzusu bu yöndedir. Kulüpler Birliği, önümüzdeki dönemlerde bu konu üzerine yoğunlaşmalı ve çaba sarf etmelidir. Bu çerçevede, lig maçlarının yayın haklarının satışına ilişkin önemli tespitlerde bulunmak istiyorum. Kulüplerin sahip olduğu yayın haklarının gerçek değerinin bugünkü değeri olmadığı konusundaki söylemlerim, ilgili tarafların karşı düşünceleri ile kamuoyunda tartışıldı. Kulüpler Birliği olarak takip eden dönemde yaptığımız çalışmalar ve ilgili kurumlar ile sarf ettiğimiz yoğun görüşmeler sonucunda ihale safhasına gelinmiştir. Umuyorum ki; önümüzdeki ay içinde yapılacak ihalede kamuoyuna deklare ettiğim rakamlara yakın rakamlar ortaya çıkacaktır. Kulüplerin sahip olduğu yayın haklarının büyütülmesinde, bizlerle birlikte yoğun mesai harcayan TFF'nin tüm yetkililerine, kulüplerimiz adına teşekkürlerimizi sunuyorum. Eskişehirspor maçı sonrasında yaptığım açıklamalar da futbol kamuoyunda uzun süre tartışıldı, üzerine farklı ve yanlış yorumlar yapıldı. Öncelikle, o gün yapmış olduğum konuşmanın giriş kısmında söylemiş olduğum sözlerin konunun ana eksenini oluşturduğunu ve bu düşüncelerimin hala arkasında olduğumu söylemek istiyorum. Ülkemizde futbol her bakımdan gelişme gösteriyor. Bu dinamik gelişme içinde TFF'nin ve kurullarının olumsuzluklara göz yumup, bunları görmezden gelmesi, harekete geçmemesi beklenemez" dedi. "TFF'NİN "LİGLER BU HAKEMLER İLE BİTECEK" DÜŞÜNCESİ İLE ÖNÜ ALINMAYAN BİR BOYUTA GELMİŞTİR" Son dönemde artan hakem hatalarına da değinen Aziz Yıldırım bu konuda da çarpıcı açıklamalar yaparak Türkiye Futbol Federasyonu'na eleştirilerini yöneltti. Aziz Yıldırım konuyla ilgili olarak şöyle konuştu: "Üzülerek söylemeliyim ki; örneğin yıllardan beri önü alınamayan hakem kararlarının kendi içindeki istikrarsızlığı, sonuca tesir eden ligin kaderini değiştiren hakem hataları, kriteri ve mantığı olmayan hakem tayinleri, özellikle son yıllarda TFF'nin "Ligler bu hakemler ile bitecek" düşüncesi ile önü alınmayan bir boyuta gelmiştir. Yanlış yapanın yanına kar kaldığı bir anlayış içinde, hataların düzeltilmesinin mümkün olmadığını düşünüyorum. Hakem tabii ki hata yapacaktır. Ancak aynı maç içinde aynı pozisyonlara farklı kararlar veren hakemler, farklı maçlarda önceki maçlardaki benzer pozisyonlar için farklı kararlar veren hakemlerin insani hata yaptığından söz edilemez. Burada ya yetersizlik ya da art niyet aranmalıdır. Her iki durumda da bu bir kader değildir. Yetersiz olanlar ve art niyetliler sistem dışına çıkarılmalıdır. Oysaki bunun söylendiği durumlarda TFF her defasında, bu hakemler ile lig bitecek kaderciliğini yapmakta, toplumun kanaat önderleri takımların lehine ve aleyhine yapılan hatalarla adalet hesaplaması yapmaktadır. Lehe yada aleyhe olsun, hata hatadır. Hata sayısı eğer belli bir sayının üstünde ise o artık hata değil, yetersizliktir. Yetersiz olanlar, yeterli olanların ya da yeterli olma kabiliyeti bulunanların önünü kesmekte, sürgit bir tartışma devam etmektedir. Artık bu duruma bir son vermek gereklidir. Bunu söyleyene ceza vermek, bu şekilde susturmak en kolay çözümdür. Hakemlik müessesinin profesyonelleştirilmesi hususunda daha önce kamuoyuna açıkladığımız fikirlerimiz bir dakika dahi kaybedilmeden hayata geçirilmeli ve bu konu en radikal anlamda çözüme kavuşturulmalıdır." "NEDEN İLK KEZ GÖRÜNTÜ İLE CEZA ALAN FUTBOLCU FENERBAHÇELİ? NEDEN GÖRÜNTÜDEN CEZA ALAN FUTBOLCULARIN YARIDAN FAZLASI FENERBAHÇELİDİR?" Aziz Yıldırım TFF kurulularının almış olduğu bazı kararların çifte standart taşıdığını ima ederek Federasyona bazı sorular da yöneltti. Yıldırım yazısında şöyle dedi: "Rahatsızlık duyduğum tek konu bununla sınırlı değil. TFF'nin kurullarının vermiş oldukları bütün kararları profesyonellerimize inceletiyorum. Bu kararları kendi içlerinde tasnif ettiriyorum. Bunun sonucunda karşıma son derece düşündürücü bir tablo ortaya çıkıyor. Bu tablo karşısında soruyorum: Mehmet Aurelio'ya kadar opsiyon düzenlemeleri geçerliydi de; bu dosya ile mi ilk kez opsiyon düzenlemeleri geçersiz sayıldı? TFF Yönetim Kurulu sözleşmeyi tescil etti ve sözleşmenin uzadığını FIFA'ya bildirdi. Tahkim Kurulu aradan aylar geçtikten sonra neden bu tescil işlemine itibar etmedi? Neden ilk kez görüntü ile ceza alan futbolcu Fenerbahçeli? Neden görüntüden ceza alan futbolcuların yarıdan fazlası Fenerbahçelidir? Neden görüntüleri tespit edilen diğer takımların futbolcuları disiplin kuruluna dahi sevk edilmez? Neden sadece el ilanı dağıtıldı diye küfürden ceza kesilmez iken; sorumluları 52.000 kişi içinden kendilerine teslim edildiği halde, 9 kişinin yaptığı bir yanlıştan dolayı kulübümüze seyircisiz maç oynama cezası verilir? Neden benimle aynı içerikte konuşma yapan Sayın Haldun Üstünel disiplin kuruluna dahi sevk edilmedi? (Kaldı ki şahsen, Üstünel'in konuşmasına da aynen katılıyorum ki; sanırım TFF de bu konuşmanın içeriğine katıldığı için onu disiplin kuruluna dahi sevk etmedi). Kurul kararlarındaki bu değişkenliğin sebebi nedir? Bu değişkenliğe imza atanlardan hesap sorma yetkisinde olanlar neden hiç hesap sormazlar? Hiç mi yanlış yoktur? Hiç mi yanlış yapan cezalandırılmaz? Daha ligin başında cezalı oyuncu oynatan Antalyaspor Paf Takımı'nın durumunu rapor edilmesine rağmen ilgili evrakı en hafifinden masasında unutanlar yada onların üstleri hakkında ne işlem yapılmıştır? Saha kapatma kararı verilmesi için, başına koskoca sandalye atılan malzemecinin ölmesi mi gerekir? Yaşanan bu olaylar bütünden ayıklandığında ve içinde kategorize edildiğinde doğaldır ki; TFF'nin kurullarının kararları sorgulanacaktır. Bu durum bizim değil farklı farklı kararlar alanların, uygulama yapanların sebep olduğu bir durumdur. Şunu açık seçik ifade etmek istiyorum ki hakemler ne bizim lehimize ne bizim aleyhimize hata yapmasınlar. Tüm samimiyetimle ifade ediyorum ki lehimize yapılan hatalar da en az aleyhimize yapılan hatalar kadar bizleri rahatsız etmektedir. Hiç kimse ortaya çıkıp lehinize ve aleyhine yapılan hatalar denk edebiyatı da yapmamalıdır." "KULÜPLER BİRLİĞİ BAŞKANININ YA DA FENERBAHÇE SPOR KULÜBÜ BAŞKANININ TELEFONUNA ÇIKMAYAN MERKEZ HAKEM KURULU BAŞKANINA, KULÜPLERİN YA DA KULÜBÜMÜZÜN ŞİKAYETLERİNİ NASIL AKTARABİLİRİZ?" Merkez Hakem Kurulu Başkanı'nın telefonuna çıkmadığını vurgulayan Aziz Yıldırım, "Yapılan yoğun hakem hatalarının ardından Kulüpler Birliği Başkanının ya da Fenerbahçe Spor Kulübü Başkanının telefonuna çıkmayan Merkez Hakem Kurulu Başkanına, kulüplerin ya da kulübümüzün şikayetlerini nasıl aktarabiliriz ve ortak çözüm üretebiliriz? Doğrudan iletişim kurulamayan bu durum karşısında basın yolu ile konuşma dışında başka bir yol var mıdır? Medya önünde karşılıklı diyalog çağrısında bulunanlar en önemli tasarruflarını kendi paydaşlarına medya kanalı yolu ile mi duyururlar?" dedi. Aziz Yıldırım son olarak TFF'nin EURO 2016 organizasyonu için açıkladığı statlar içinde Şükrü Saracoğlu Stadı'nın olmamasına değinerek, "Ülkemizin en modern stadı olan, tamamen kulübümüzün kendi gücü ile yapmış bulunduğu Fenerbahçe Şükrü Saracoğlu Stadyumu'nun yer almaması bizleri ve camiamızı son derece üzmüştür. TFF tarafından daha önce 2008 ve 2012 adaylık başvurularında stadımız, projenin en önemli parçası olmuştur. Bizzat TFF Sayın Başkanı, stadımızın da içinde bulunduğu EURO 2012 başvurusunda teknik yeterlilik bakımından en yüksek puanı TFF'nin aldığını açıklamıştır. Ne olmuştur da stadımız UEFA tarafından EURO 2008 ve 2012'de sahip olduğu tespit edilen yeterlilik kriterlerini yitirmiştir? UEFA 2009 Finali TFF'nin büyük organizasyon yapma rüştünü ispat ettiği organizasyon olarak gösterilirken, finalin yapıldığı stadımızın EURO 2016 organizasyonuna dahil edilmemesi açık bir çelişkidir. Bu konuda TFF tarafından yapılan açıklamalar camiamızı tatmin etmemiş, organizasyona dahil edilmememiz üzerindeki şüphelerimizi arttırmıştır. TFF'nin ülkemizin yüz akı stadımız ile alakalı olarak aldığı kararı ve sonrası açıklamalarını camiamıza karşı yapılmış bir haksızlık olarak nitelendiriyoruz. UEFA'yı referans gösteren açıklamaların, stadımızın organizasyona dahil edilmemesini açıklayamadığını önemle vurgulamak istiyoruz. Bizimle paylaşılmayan ve tarafımızdan çözüm üretilmesi istenmeyen kriterlerin, aslında organizasyon dışında tutulmamız için yaratılmış bahaneler olduğunu düşünüyoruz. Camiamızın bu konuda bizimle birlikte göstereceği kararlı tutum ve tepkinin, TFF'yi stadımız ile alakalı olarak almış olduğu yanlış karardan kısa sürede döndüreceğini düşünüyoruz" dedi. "EURO 2016 STATLARI İÇERİSİNDE FENERBAHÇE ŞÜKRÜ SARACOĞLU STADYUMU'NUN YER ALMAMASI BİZLERİ VE CAMİAMIZI SON DERECE ÜZMÜŞTÜR" Aziz Yıldırım başyazısının sonunda ise taraftarlara çağrıda bulunarak, "Değerli Fenerbahçeliler, Stada veya salona gelen takımını tutku ile alkışlayan taraftarımız, takımlarımızın bir parçasıdır. Coşkulu taraftarımız yarıştığımız her yarışmada bizi bir adım öne taşımaktadır. Seyirci avantajımızı yitirmek sadece rakiplerimizi mutlu etmektedir. Lütfen tek vücut maçlara gelin, stadımızı ve salonları doldurun. Sahaya yabancı madde atmayın ve attırmayın. Küfür etmeden sadece takımınızı destekleyin. Sahamızın kapanmasına ya da seyircisiz oynama cezası almamıza neden olmayın. Her sene şampiyon olma hedefini ve iddiasını ortaya koymak, her Fenerbahçe Başkanı için ulaşılması mümkün bir hedeftir. Ben de bu hedefi koyarken hiçbir endişem olmadı. Bu sözü, kulübümüzün yapısal gücüne, sporcularımızın kalitesine, teknik adamlarımızın bilgi ve tecrübesine, genel kurulumuzun bize verdiği desteğe, taraftarlarımızın coşkusuna, tutkusuna ve inancına güvenerek verdim. Bu inancım ve güvenim hiç azalmadı. Büyük Fenerbahçe camiası, kulübünü şampiyonluk hedefine ulaştıracaktır. Bugüne kadar vermiş olduğunuz desteğe şükranlarımızı sunuyor, stadımızın ve salonlarımızın dolması için ortak aklımızla yenilikler yaratacağımızın müjdesini buradan sizlere veriyorum. Ulusumuzun yeni yılını kutluyorum. Büyük Fenerbahçe ailesinin tüm bireylerine yeni yılda sağlık, sıhhat, afiyet ve aydınlık güneşli günler diliyorum" diye konuştu.
Fenerbahçe Profesyonel Futbol Takımı geride kalan 2009 yılını tek kupayla kapattı. Sarı-lacivertliler, 2009 yılında Turkcel Süper Lig'de ve Türkiye Kupası'nda şampiyonluğa ulaşamazken, sadece TFF Süper Kupa'yı kazandı. Sarı-lacivertliler, 2009 yılında yaptığı 54 resmi maçta 34 galibiyet, 9 beraberlik ve 11 yenilgi alırken, rakip filelere 95 gol atıp, kalesinde 48 gol gördü. -2009'DA 34 LİG MAÇI YAPTI- İspanyol Teknik Direktör Luis Aragones yönetiminde 2009 yılında, 2008-09 sezonunda Turkcell Süper Lig'i 4. sırada tamamlayan Fenerbahçe, Alman Teknik Direktör Christoph Daum yönetiminde ise bu sezonun ligin ilk yarısını lider kapadı. Sarı-lacivertliler, 2009 yılında ligde oynadığı 34 maçta 19 galibiyet, 6 beraberlik ve 9 yenilgi aldı. Rakip fileleri 57 kez havalandıran Fenerbahçe, toplam 35 gol yedi. 2009 yılında, 2008-09 sezonunda 18 lig maçı yapan Fenerbahçe, 8 galibiyet, 5 beraberlik ve 5 yenilgi alırken, 29 gol atıp, 18 gol yedi. 2009 yılında oynanan 2009-2010 sezonunun ilk yarısında ise (3-0 hükmen galip geldiği Ankaraspor maçı hariç) 16 lig maçı yapan sarı-lacivertliler, 11 galibiyet, 1 beraberlik, 4 yenilgi alırken, 28 gol atıp, 17 gol yedi. -DERBİ MAÇLAR- ''Sarı kanaryalar'', 2009 yılında ezeli rakipleri Galatasaray ve Beşiktaş ile toplam 6 maç yaptı. Fenerbahçe, 2009 yılında yaptığı 6 derbi maçın 3'ünü kazanırken, 1 beraberlik, 2 de yenilgi aldı. 2009 yılında Beşiktaş ile oynadığı 4 maçta 2 galibiyet, 2 yenilgi alan sarı-lacivertliler, Galatasaray ile yaptığı 2 derbide 1 galibiyet, 1 de beraberlik aldı. Fenerbahçe, derbilerde 9 gol atarken, kalesinde de 9 gol gördü. Fenerbahçe'nin 2009 yılında oynadığı derbi maçlar ve sonuçları şöyle: Tarih Maç Organizasyon Sonuç ---------- --------------- ------------ ----- 12.04.2009 G.Saray-F.Bahçe Lig 0 - 0 03.05.2009 Beşiktaş-F.Bahçe Lig 1 - 2 13.05.2009 Beşiktaş-F.Bahçe Türkiye Kupası 4 - 2 (İzmir Atatürk Stadı) 02.08.2009 Beşiktaş-F.Bahçe Süper Kupa 0 - 2 (Atatürk Olimpiyat Stadı) 25.10.2009 F.Bahçe-G.Saray Lig 3 - 1 21.11.2009 Beşiktaş-F.Bahçe Lig 3 - 0 -TÜRKİYE KUPASI HASRETİ DEVAM EDİYOR- Fenerbahçe, 26 yıldır hasret kaldığı Türkiye Kupası'nı 2009 yılında da müzesine götüremedi. Sarı-lacivertliler, 2009 yılında Türkiye Kupası'nda 9 maç oynayıp, 7 galibiyet, 1 beraberlik, 1 de mağlubiyet aldı. Geçen sezon kupada finale yükselen Fenerbahçe, 13 Mayıs 2009'da İzmir Atatürk Stadı'nda yapılan final maçında Beşiktaş'a 4-2 yenilerek, Türkiye Kupası hasretini bitiremedi. -TFF SÜPER KUPAYI KAZANDI- Fenerbahçe futbol takımı 2009 yılında sadece Süper Kupayı kazandı. Sarı-lacivertliler, 2 Ağustos 2009'da Atatürk Olimpiyat Stadı yapılan Süper Kupa maçında Beşiktaş'ı Alex'in attığı gollerle 2-0 yenerek, kupayı müzesine götürdü. -AVRUPA KUPALARINDA 10 MAÇ- Fenerbahçe, 2009 yılında Avrupa kupalarında ise 10 maç yaptı. 2009 yılında Avrupa'da yaptığı 10 maçın 7'sini kazanan sarı-lacivertililer, 2 beraberlik, 1 yenilgi alırken, 18 gol atıp, 7 gol yedi. Geçen sezon Avrupa Şampiyonlar Ligi'nde teknik direktör Luis Aragones döneminde başarısız bir grafik çizip galibiyet alamadan grubu son sırada tamamlayan ve Avrupa serüvenine erken veda eden Fenerbahçe, 2009 yılında ilk Avrupa Kupası maçını 30 Temmuz'da Macaristan'ın Honved takımıyla yaptı. UEFA Avrupa Ligi 3. eleme turu ilk maçında Honved'i İstanbul'da 5-1 yenen Fenerbahçe, rövanşta 1-1 berabere kalarak, play-off'a yükseldi. Play-off turunda İsviçre'nin FC Sion takımını ilk maçta deplasmanda 2-0 yenen sarı-lacivertliler, İstanbul'daki rövanşta da 2-2 berabere kalarak, ilk kez düzenlenen UEFA Avrupa Ligi'nde mücadele etme hakkı kazandı. UEFA Avrupa Ligi'nde (H) grubuna Twente yenilgisiyle başladıktan sonra, gruptaki diğer 5 maçını kazanan sarı-lacivertliler, grubu 15 puanla birinci sırada tamamlayarak başarılı bir performans ortaya koydu. -FENERBAHÇE'NİN 2009 KARNESİ- Fenerbahçe'nin 2009 yılındaki performansı şöyle: Kupa O G B M A Y ---------------------------------- Lig 34 19 6 9 57 35 T.Kupası 9 7 1 1 18 6 Avrupa 10 7 2 1 18 7 Süper Kupa 1 1 - - 2 - ---------------------------------- Toplam 54 34 9 11 95 48 (Futbol Federasyonu kararı uyarınca bu sezon hükmen kazanılan Ankaraspor maçı değerlendirmeye alınmamıştır)