Türkiye Bayanlar Basketbol Ligi'nde 9. hafta mücadelesi tamamlanırken, Fenerbahçe, yenilgisiz liderliğini sürdürdü. Sarı-lacivertliler, sahasında konuk ettiği BOTAŞ Spor'u 113-95 yenerek, 9. galibiyetini elde etti ve 18 puanla yenilgisiz olarak bu haftayı da lider olarak geçti. Mersin Büyükşehir Belediyesi ise sahasında Galatasaray'ı 97-68 yendi ve puanını 17'ye çıkartarak, bu hafta da 2. sırada yer aldı. Galatasaray, Mersin Büyükşehir Belediyesi'ne yenilerek 3. mağlubiyetini almasına karşın, bu haftayı da 15. puanla 3. sırada geçti. Türkiye Bayanlar Basketbol Ligi'nin 9. haftasında alınan sonuçlar, gelecek haftanın programı ve puan durumu şöyle: Ceyhan Belediyesi-Çankaya Üniversitesi: 87-73 Panküp Kayseri Şeker-Tarsus Belediyesi: 64-50 Kocaeli Büyükşehir Belediyesi Kağıtspor-Samsun Basketbol: 54-68 Fenerbahçe-BOTAŞ Spor: 113-95 Mersin Büyükşehir Belediyesi-Galatasaray: 97-68 İstanbul Üniversitesi-Beşiktaş Cola Turka: 71-78 -10. HAFTA- Ligde bu hafta ise Çankaya Üniversitesi-İstanbul Üniversitesi, Galatasaray-Tarsus Belediyesi, Samsun Basketbol-Fenerbahçe, BOTAŞ Spor-Panküp Kayseri Şeker, Beşiktaş Cola Turka-Kocaeli Büyükşehir Belediyesi Kağıtspor ve Mersin Büyükşehir Belediyesi-Ceyhan Belediyesi karşılaşmaları yapılacak. -PUAN DURUMU- TAKIMLAR O G M A Y P --------------------------------------------------------------------- 1.Fenerbahçe 9 9 - 756 620 18 2.Mersin Büyükşehir Belediyesi 9 8 1 708 586 17 3.Galatasaray 9 6 3 687 639 15 4.Beşiktaş Cola Turka 9 5 4 652 635 14 5.Ceyhan Belediyesi 9 5 4 679 683 14 6.Panküp Kayseri Şeker 9 4 5 642 638 13 7.Tarsus Belediyesi 9 4 5 616 593 13 8.İstanbul Üniversitesi 8 4 4 614 610 12 9.BOTAŞ Spor 9 2 7 645 697 11 10.Samsun Basketbol 7 3 4 414 418 10 11.Çankaya Üniversitesi 8 2 6 571 634 10 12.Kocaeli Bşb. Kağıtspor 9 - 9 468 699 9
Futbolda 34 haftalık 2009-2010 sezonu Turkcell Süper Lig maratonunda 17 haftadan oluşan ilk yarı, dün yapılan Trabzonspor-Fenerbahçe maçıyla tamamlanırken, son maçında deplasmanda Trabzonspor'u 1-0 yenen Fenerbahçe, 37 puanla ilk yarıyı lider olarak tamamladı. Ligde Fenerbahçe'nin gerisinde 36 puanla Galatasaray, 35 puanla Bursaspor, 34 puanla Kayserispor ve 32 puanla da Beşiktaş sıralandı. Ligde bu sezon ilk yarıyı, daha önce federasyon tarafından ligden düşürülen Ankaraspor'un üzerinde 7 puanlı Denizlispor ve 17'şer puan ve averajla da Sivasspor ve Ankaragücü tehlikeli bölgede bitirdiler. 17 hafta boyunca yapılan 140 maçta toplam 359 gol atılırken, maç başına düşen gol sayısı 2.56, hafta başına düşen gol sayısı da 21.12 olarak gerçekleşti. 29 golle 9. haftasında bu yarının en yüksek gol rakamına ulaşılan ligde, devrenin en farklı skorlu galibiyetini, 10. haftada Bursaspor, evinde İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ni 6-0 yenerek elde etti. Ligin 11. ve 14. haftalarında ise futbolseverler yalnızca 14'er gol izleyebildiler. Ligin 5. haftasındaki İstanbul Büyükşehir Belediyesi-Trabzonspor (1-6) ve 9. haftadaki Galatasaray-Trabzonspor (4-3) maçları, 7'şer golle ilk yarıda en çok gol atılan karşılaşmalar oldu. Bu yarıda en fazla liderlik koltuğunda oturan takım Fenerbahçe'ydi. 11 hafta zirvede kalan ve ilk yarıyı da zirvede tamamlayan sarı-lacivertli ekibin yanısıra Galatasaray 4 ve tarihinde ilk kez liderlik koltuğuna oturan Kayserispor da 2 hafta zirve keyfi yaşadılar. Gol krallığı yarışmasında, 13 golle Kayserisporlu Makukula ilk yarıyı zirvede tamamladı. Kendi kalesine de 2 gol atan Makukula'yı, 9 golle Galatasaraylı Kewell, 8 golle Gaziantepsporlu Julio Cesar Souza, 7'şer golle de Trabzonsporlu Colman, Kasımpaşalı Moritz ve Fenerbahçeli Alex izliyorlar. -KIRMIZI VE SARI KARTLAR- Toplam 37 (hafta başına 2.31 ortalama) kırmızı ve 638 de (maç başına 4.56, hafta başına 37.53 ortalama) sarı kartın gösterildiği ilk yarının en centilmen takımları Trabzonspor ve Gençlerbirliği oldular. Karadeniz ve başkent ekiplerinin futbolcuları kırmızı kart görmezlerken, yalnızca 29 ve 30 sarı kartla cezalandırıldılar. İlk yarıda futbolcularına toplam 5 kırmızı, 40 da sarı kart çıkan İstanbul Büyükşehir Belediyesi, en hırçın takım olarak dikkati çekti. -PENALTI GOLLERİ- 140 maçta hakemler, 4., 5., 12. ve 14. haftalar dışında her hafta penaltı noktasını gösterirlerken, bu yarıda verilen 24 penaltının 19'u golle sonuçlandı. Bu yarıda Gençlerbirliği, İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve Manisaspor dışındaki her takım en az 1'er kez penaltı atış hakkı kazanırken, bu takımların yanısıra Ankaragücü de henüz penaltı golü bulamadı. 2. hafta, 4 penaltıyla, hakemlerin en çok beyaz yuvarlağı gösterdiği haftaydı. Diyarbakırspor, Eskişehirspor ve Kasımpaşa, 3'er vuruşla en fazla penaltı kullanan takımlar olurlarken, bu takımlardan yalnızca Diyarbakırspor, vuruşların 3'ünü de gole çevirmeyi başardı. Takımlarına 2'şer penaltı golü kazandıran Diyarbakırsporlu Mendoza ve Galatasaraylı Kewell, en fazla penaltı golü kaydeden futbolcular olarak kayıtlara geçtiler. İlk yarıda Ergün, Pavlik ve Barış (Kasımpaşa), Makukula (2) (Kayserispor), Kahe (Gençlerbirliği), Jedinak (Antalyaspor), Cihan (Sivasspor), Burak (Denizlispor) ve Baki (Ankaragücü) kendi kalelerine gol atarak büyük şanssızlık yaşadılar. -İLK YARININ KARNESİ- En Sakin Hafta: 17. hafta (28 sarı kart) En Hareketli Hafta: 10. hafta (6 kırmızı, 31 sarı kart) Kırmızı Kart Gösterilmeyen Hafta: 1., 8. ve 17. haftalar En Fazla Sarı Kart Gösterilen Hafta: 1. hafta (48) En Az Sarı Kart Gösterilen Hafta: 13. hafta (24) Futbolcuları Kırmızı Kart Görmeyen Takımlar: Trabzonspor, Gençlerbirliği Futbolcuları En Fazla Kırmızı Kart Gören Takım: İstanbul Büyükşehir Belediyesi (5) Futbolcuları En Fazla Sarı Kart Gören Takım: Sivasspor (50) Futbolcuları En Az Sarı Kart Gören Takım: Beşiktaş (28) Bir Haftada Futbolcuları En Fazla Sarı Kart Gören Takım: Kayserispor (15. haftada 7) Skorların Tasnifi: 140 maçın 38'i beraberlikle tamamlanırken, 60'ı evsahibi, 42'si de deplasman olmak üzere 102 maç, bir takımın galibiyetiyle bitti ve maçlarda 15 ayrı skor görüldü. En Çok Görülen Skor: 1-0 (25) Diğer Skorlar: 2-1 (20), 1-1 (19), 2-0 (15), 3-1 (14), 0-0 (12), 3-0 (11), 3-2 (8), 2-2 (7), 4-1 (3), 4-0 (2), 4-2, 6-0, 6-1, 4-3 (1) En Fazla Beraberlik Görülen Haftalar: 1., 3., 7. ve 15. haftalar (4) Beraberlik Görülmeyen Haftalar: 9. ve 10. haftalar Deplasmanda En Farklı Skorla Galip Gelen Takım: Trabzonspor (5. haftada İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ni 6-1 yenerek) Kendi Sahasında En Farklı Skorla Galip Gelen Takım: Bursaspor (10. haftada İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ni 6-0 yenerek) Evsahibi Takımların En Başarılı Olduğu Hafta: 9. hafta (7 galibiyet, 1 yenilgi: 21 puan) Deplasman Takımlarının En Başarılı Olduğu Haftalar: 1. hafta (4 galibiyet, 4 beraberlik, 1 yenilgi: 16 puan), 12. hafta (5 galibiyet, 1 beraberlik, 2 yenilgi: 16 puan) Deplasman Takımlarının Galip Gelemediği Hafta: 15. hafta (4 puan) (ayrıca 9. haftada 1 galibiyet, 7 yenilgiyle 3 puan elde ettiler) Evsahibi Takımların En Başarısız Olduğu Haftalar: 1. hafta (1 galibiyet, 4 beraberlik, 4 yenilgi: 7 puan), 12. hafta (2 galibiyet, 1 beraberlik, 5 yenilgi: 7 puan) En Fazla Galip Gelen Takım: Fenerbahçe (12) En Az Galip Gelen Takımlar: Denizlispor (1) En Fazla Berabere Kalan Takım: Eskişehirspor (7) En Az Berabere Kalan Takım: Fenerbahçe (1) En Fazla Yenilen Takımlar: Denizlispor (12) En Az Yenilen Takımlar: Galatasaray, Kayserispor, Beşiktaş (3) En Fazla Gol Atan Takım: Galatasaray (35) En Az Gol Atan Takım: Denizlispor (8) En Fazla Gol Yiyen Takım: Sivasspor (29) En Az Gol Yiyen Takım: Beşiktaş (10) Kendi Sahasında En Başarılı Takımlar: Galatasaray (9 maçta 6 galibiyet, 3 beraberlik: 21 puan), Fenerbahçe (8 maçta 7 galibiyet, 1 yenilgi: 21 puan) Kendi Sahasında En Başarısız Takım: Denizlispor (8 maçta 4 beraberlik, 4 yenilgi: 4 puan) Deplasmanda En Başarılı Takım: Bursaspor (9 maçta 5 galibiyet, 2 beraberlik, 2 yenilgi: 17 puan) Deplasmanda En Başarısız Takım: Denizlispor (9 maçta 1 galibiyet, 8 yenilgi: 3 puan) Deplasmanda En Fazla Galip Gelen Takımlar: Fenerbahçe, Galatasaray, Bursaspor, Kayserispor (5) Deplasmanda En Az Galip Gelen Takımlar: Eskişehirspor, Gaziantepspor, Kasımpaşa, Ankaragücü, Denizlispor (1) Deplasmanda En Fazla Berabere Kalan Takımlar: Eskişehirspor, Gaziantepspor (5) Deplasmanda En Az Berabere Kalan Takımlar: Galatasaray, Gençlerbirliği, Denizlispor (0) Deplasmanda En Fazla Yenilen Takım: Denizlispor (8) Deplasmanda En Az Yenilen Takım: Beşiktaş (1) Deplasmanda En Fazla Gol Atan Takım: Bursaspor (16) Deplasmanda En Az Gol Atan Takım: Denizlispor (3) Deplasmanda En Fazla Gol Yiyen Takım: Denizlispor (18) Deplasmanda En Az Gol Yiyen Takım: Beşiktaş (5) Kendi Sahasında En Fazla Galip Gelen Takım: Fenerbahçe (7) Kendi Sahasında En Az Galip Gelen Takım: Denizlispor (0) Kendi Sahasında En Fazla Berabere Kalan Takım: Gençlerbirliği (5) Kendi Sahasında En Az Berabere Kalan Takımlar: Fenerbahçe, Bursaspor, Sivasspor (0) Kendi Sahasında En Fazla Yenilen Takım: Sivasspor (5) Kendi Sahasında En Az Yenilen Takımlar: Galatasaray (0) Kendi Sahasında En Fazla Gol Atan Takım: Galatasaray (21) Kendi Sahasında En Az Gol Atan Takım: Denizlispor (5) Kendi Sahasında En Fazla Gol Yiyen Takım: Kasımpaşa (16) Kendi Sahasında En Az Gol Yiyen Takımlar: Bursaspor, Kayserispor (4) NOT: Gol sayılarıyla ilgili istatistiklerde, ligden düşürülen Ankaraspor'un ilk 4 haftadaki maçlarında atılan goller değerlendirmeye alınmış, federasyon kararı gereği verilen, diğer 13 hafta ile ilk 4 haftadaki 3-0'lık hükmen sonuçlardaki 3'er goller değerlendirmede gözönüne alınmamıştır. Ankaraspor'un ilk 4 haftadaki maçlarında gösterilen kartlar da federasyonun kararı nedeniyle değerlendirme dahilindedir.
Muzaffer KARTAL Trabzon’da Daum beklenen 11’i çıkarırken, Şenol Güneş’te geçen hafta Denizlispor karşısındaki 11’ini bozmadı. Her iki takım için de hem puan hem de prestij açısından önemli bir maçtı… Fenerbahçe’de sezon boyu taraftarın görmek istediği Özer ve Mehmet Topuz ilk 11’de, Das Santos’da kendi yerindeydi. Ve Fenerbahçe karşılaşmaya Trabzonspor’dan daha iyi başladı, daha istekli ve organizeydi… Bunu karşılığı olarak da ilk net pozisyonu hatta pozisyonları bulan taraf oldu… 5 ve 8’de önemli iki pozisyonun ardında Güiza vardı, ilki direkten döndü, ikincisinde kaleci Onur’la karşı karşıya kaldı, ama Güiza zoru tercih etti, topu dışarı attı. Trabzonspor ise Colman ile Fenerbahçe kalesini dakika 15’de yokladı… Eğer Fenerbahçe topun kendisinde fazla kalmasını istediği ve kaldığı 20’lerde hücum organizasyonlarını iyi gerçekleştirebilseydi daha fazla pozisyon üretmiş olurdu. Trabzonspor ilk devrede aynen geçen hafta Denizlispor karşısında olduğu gibi durgun ve kendi sahasında top çeviren bir görüntü içindeydi… Birilerinin öve öve bitirmediği Analzinho’da aldığı her iki toptan birini ezdi yok etti… Rakip kaleye en yakın oynayan Analzinho 32’de ilk ve tek attığı şutla ilk devreyi tamamladı... Tabi ki Fenerbahçe de akıllı bi iş yaparak savunma ile orta alan arasını daraltıp hem Umut’a hem de Analzinho’ya boş alan bırakmadı. İlk devrenin son iki pozisyonu da Fenerbahçe’dendi… 32’de Güiza 3 metreden topu dışarı atarken, 36’da Alex’in pozisyonu vardı. İkinci devreye Trabzonspor daha hızlı başladı. Daha ikinci dakikada Alanzinho önünde bulduğu boş alanı iyi kullandı ve güzel bir pas attı, fakat Colman kullanamadı. Hemen arkasından Umut’un pozisyonu vardı. İkinci yarının başlarında tempoda yüksekti. Adeta top bir o kalede, bir öbür kalede gidip geldi. Ama Fenerbahçe rakip kalede çoğalabilmek, pozisyon bulabilmek için hem orta sahada daha iyi top tutmalı, hem de kanatlarını daha iyi çalıştırmalı” diye düşünürken olmayacak şey oldu… Ne oldu biliyor musunuz? İkinci devrede Güiza yakaladığı ilk net pozisyonu bir golcünün yapması gerektiği gibi kullanınca “gol” oldu. Ve Fenerbahçe öne geçti. Eğer ilk devrede Güiza yakaladığı diğer pozisyonları da “böyle” golcü gibi değerlendirebilseydi farklı önde olurdu Fener… Güiza’nın net pozisyonları kullanışı gösterdi ki Fenerbahçe’nin iyi bir golcüye ihtiyacı var. Yoksa ikinci devrede işi çok zor olacak. Colman’ın yerine giren Ceyhun’la Trabzonspor daha hareketlendi, daha önemli pozisyonlar yakalamaya başladı. Ama bu pozisyonları Fenerbahçe’de Güiza’nın yaptığı gibi, Trabzon’da da Umut dağlara taşlara vurarak harcadı. İkinci yarıda her iki tarafın mücadelesi, hırsı ve temposu üst düzeydeydi… Bölüm bölüm her iki takımdan da futbol adına güzel şeyler gördük… Ama ikinci golü göremedik… Bu sonuçla Fenerbahçe hem 3 puanı, hem de liderlik koltuğunu devir aldı. Trabzon’daki bu maç 2009-2010 sezonun ilk devre sonuydu… 2009’un son maçıydı… Evet Trabzon’dan söylenebilecek fazla şey yok!.. Kısa ve öz “ Fener’den 2010'a selam, yola devam.”
Fenerbahçe Kulübü Başkan Vekili Nihat Özdemir, sezon başında planladıkları yolda ilerlediklerini, amaçlarının ilk devreyi lider kapatmak olduğunu ve bunu da başardıklarını söyledi. Özdemir, maçtan önce kendilerine misafirperverlik gösteren Trabzonsporlu yöneticilere teşekkür ederek, her iki takım taraftarlarının da centilmen bir şekilde maçı izlediklerini belirtti. Ligde ilk devreyi lider bitirdikleri için mutlu olduklarını ifade eden Özdemir, ''Trabzon bizim için önemli bir deplasmandı. Trabzonspor iyi bir ekip ve teknik direktör değişikliği nedeniyle bizim için maçın zor geçeceğini biliyorduk. Buradan galibiyet alarak ilk yarıyı lider olarak bitirdiğimiz için mutluyuz'' dedi. Performanslarını artırarak ligi şampiyon olarak bitirmek istediklerini ifade eden Özdemir, transfer konusundaki sorulara ise, ''Şu anda transfer konuşmamızın zamanı değil. Maçtan dolayı sevinç yaşıyoruz. Tabii ki bunu yetkili arkadaşlarımız konuşacaklar'' cevabını verdi. Fenerbahçe Kulüp Başkanı Aziz Yıldırım'ın sağlık durumunun gayet iyi olduğunu anlatan Özdemir, ''Başkanımız gayet iyi. Onun da bir sağlık kontrolü vardı ve kendi sitemizden bununla ilgili bir açıklama yaptık. Kendisi cezalı olduğu için Trabzon maçını izleyemeyecekti ve onun için buraya gelmedi'' diye konuştu.
Beko Basketbol Ligi'nde 12. hafta maçlarının programı açıklandı. Basketbol Federasyonu'ndan yapılan açıklamaya göre, lider Efes Pilsen ile Darüşşafaka Cooper Tires arasında yarın yapılacak maçla başlayacak 12. hafta, 27 Aralık Pazar günü derbi maça sahne olacak. Ezeli rakipler Fenerbahçe Ülker ile Beşiktaş Cola Turka, Abdi İpekçi Spor Salonu'nda saat 20.00'de başlayacak maçta karşı karşıya gelecek. Geçen sezondan kalan 5 maçlık cezası biten sarı-lacivertli ekip, bu sezon ligde ilk kez seyircisiyle derbi maçta buluşacak. Beko Basketbol Ligi'nde 12. haftanın maç programı şöyle: Yarın: 19.00 Efes Pilsen-Darüşşafaka Cooper Tires (Darüşşafaka Ayhan Şahenk) 26 Aralık Cumartesi: 17.00 TOFAŞ-Antalya Büyükşehir Belediyesi (Bursa Atatürk) 27 Aralık Pazar: 14.00 Galatasaray Cafe Crown-Türk Telekom (Ahmet Cömert) 16.00 Kepez Belediyesi-OYAK Renault (Kepez Belediye) 16.00 Banvit-Aliağa Petkim (Banvit Kara Ali Acar) 16.00 Erdemir-Bornova Belediyesi (Erdemir) 17.00 Pınar Karşıyaka-Mersin Büyükşehir Belediyesi (Karşıyaka) 20.00 Fenerbahçe Ülker-Beşiktaş Cola Turka (Abdi İpekçi)
Ziraat Türkiye Kupası'nda Altay'ı 3-0 yenen Fenerbahçe'de, 11 günlük devre arası tatili başladı. Devre arası tatiline Altay galibiyetiyle giren futbolcular, 4 Ocak 2010 Pazartesi günü Can Bartu Tesisleri'nde yeniden çalışmalara başlayacak. Fenerbahçe, devre arası kampını ise 14-21 Ocak tarihlerinde Antalya'da yapacak.
Fransa 1. Ligi'nde Lille'nin deplasmanda Nancy'i 4-0 mağlup ettiği maçın ardından basın mensuplarının soruları yanıtlayan Mikael Landreau, UEFA Avrupa Ligi'nde Fenerbahçe ile eşleştikleri kurayı değerlendirdi. 31 yaşındaki kaleci, Fenerbahçe'nin güçlü bir takım olduğunu belirterek, "Kuradan zorlu bir ekip çıktı. Fenerbahçe, Avrupa'nın güçlü takımlarından biri. Onlarla eşleşmek bizim için bir talihsizlik. Geçen sene Fenerbahçe'nin Avrupa kupalarında gelmiş olduğu yer şans eseri olmadı. Alex çekinilmesi gereken bir oyuncu" diye konuştu. Tecrübeli eldiven, Galatasaray'dan dolayı Türkiye'deki seyircinin coşkusunu çok iyi bildiğini belirterek, "Son maçı Türkiye'de oynanacak olmamız bizim adımıza bir dezavantaj. Bu nedenle Lille'de oynanacak maçın skoru hayati önem taşıyor" ifadelerini kullandı. UEFA Başkanı Michel Platini'nin de tribünlerden takip ettiği karşılaşmada Nancy'i 4-0 mağlup eden Lille, 6 maçlık galibiyet serisini sürdürdü. Fransa 1. Ligi'nin ilk yarısında 37 gol atan Lille, son 4 maçtır kalesinde gol görmeyerek büyük bir çıkış gerçekleştirdi.
Serdal Kalaycı - Turkcell Süper Lig'de 2009-2010 sezonu ilk yarısının lideri Fenerbahçe için ilk yarıdaki maçların son 15 dakikaları belirleyici oldu. Sarı-lacivertli ekip ligde yaptığı 16 maçta 76-90. dakikalar arasında rakip filelere 10 gol atarken, aynı süre aralığında kalesinde toplam 6 gol gördü. Sarı-lacivertlilerin gol attığı ve yediği dakika aralıkları şöyle: Dakikalar Attığı Yediği ------------------------------ 0-15 5 1 16-30 3 2 31-45 3 1 46-60 4 5 61-75 3 2 76-90 10 6 ------------------------------ Toplam 28 17 -KADIKÖY'DE 16, DIŞ SAHADA 12 GOL ATTI- Sarı-lacivertliler, sezonun ilk yarısında toplam gollerinin 16'sını iç sahada atarken, rakip sahalarda 12 gol kaydetti. İç saha maçlarında kalesinde 7 gol gören Fenerbahçe, deplasmanlarda ise 10 gol yedi. -EN GOLCÜLER ALEX VE GÜİZA- Fenerbahçe'nin ilk yarıda en golcü isimleri, 7'şer golle Alex ve Güiza oldu. Bu iki futbolcuyu 4 golle Semih ve 3 golle Kazım takip ederken, Lugano 2, Emre, Dos Santos, Gökhan, Vederson ve Cristian'ın 1'er golü bulunuyor. Not: Ligden düşürülen Ankaraspor'a karşı 3-0'lık hükmen galibiyet nedeniyle sarı-lacivertli ekibin hanesine yazılan 3 gol değerlendirmede dikkate alınmamıştır. Turkcell Süper Lig'de 2009-2010 sezonu ilk yarı lideri Fenerbahçe, devreyi sarı ve kırmızı toplam 40 kartla tamamladı. Sarı-lacivertli futbolcular ligin ilk bölümünde çıktıkları 16 maçta toplam 38 sarı, 2 de kırmızı kart gördü. Görülen kartlarla şimdiye kadar 4 futbolcu 11 maçta takımlarını yalnız bıraktılar. İlk yarının son maçında gördükleri sarı kartlarla cezalı duruma düşen Alex ve Gökhan da ikinci yarının ilk maçında Denizlispor'a karşı forma giyemeyecek. İlk yarıda sarı-lacivertli ekibin en agresif futbolcusu Kazım ve Emre oldu. 5 sarı, 1 de kırmızı kart gören Kazım, sarı kart cezalısı olduğu için 1 kez, kırmızı kart nedeniyle de 4 maçta cezalı duruma düştü. 3 sarı kartı bulunan Emre ise gördüğü bir kırmızı kart nedeniyle 3 maç ceza alarak 5., 6. ve 7. hafta maçlarında forma giyemedi. Sarı-lacivertlilerin bir diğer cezalı futbolcusu ise toplamda 2 sarı kart gören, ancak Galatasaray maçı öncesi çıkan tartışmadaki davranışı nedeniyle 3 maç ceza alan Bilica oldu. -KART TABLOSU- Toplam 14 futbolcunun sarı ve kırmızı kart gördüğü Fenerbahçe'nin ilk yarının kart raporu şöyle: Futbolcu Sarı Kırmızı Cezalı Maç ---------------------------------------- Kazım 5 1 5 Emre 3 1 3 Alex 4 - 1 Gökhan 4 - 1 R.Carlos 4 - 1 Cristian 3 - - Güiza 3 - - Dos Santos 3 - - Lugano 3 - - Bilica 2 - 3 Önder 1 - - Bekir 1 - - Selçuk 1 - - Deniz 1 - - --------------------------------------- Toplam 38 2 14
Fenerbahçe'nin, sezon öncesi Ankaraspor'dan transfer ettiği Özer Hurmacı, sarı lacivertli forma altında ilk kez golle buluşurken, Ziraat Türkiye kupası maçında 2 gol birden kaydetti. Sakatlığı nedeniyle geçirdiği operasyonun ardından bir süre takımdan ayrı kalan, son haftalarda teknik direktör Christoph Daum'un sıkça görev verdiği Özer, Altay karşısında iki gole imza attı. Maç sonrası FBTV'nin sorularını cevaplandıran Özer Hurmacı hem 11'de görev almaktan hem de maçta 2 golün kendisine ait olmasından büyük mutluluk duyduğunu ifade etti. Özer Hurmacı, "Bu oyunda görev almak ve gol atmak gerçekten hayal ettiğim bir duyguydu. Bunu da gerçekleştirdiğim için mutluyum" dedi. Her geçen gün performansının arttığını da söyleyen Özer Hurmacı, "Gittikçe daha iyi oluyorum. Tam kapasiteme ulaştığımı söyleyemem ama; Trabzon maçı sonrası da bunu ifade etmiştim. Zorlu bir maç trafiğimiz vardı. Devreyi bu sonuçlarla kapatmak, kupanın ilk maçını kazanmak gerçekten Fenerbahçe'ye yakışan bir şey. Eğer 3-4 yıl sonra Alex oynadığı alanı bana bırakırsa, daha fazla gol pozisyonuna girebilirim. 3-4 yıl diyorum, çünkü Alex'in burada kalmasını ben de çok istiyorum. Takım oyununu iyi oynayıp kendimi daha fazla geliştirmem gerektiğini düşünüyorum" dedi. Sezonun ikinci devresinin daha zorlu geçeceğini de söyleyen Özer Hurmacı, "Rakiplerimizin ikinci yarıda bizim için daha fazla önlem alacaklarını biliyorum. Ama bu stresi kaldıracak bir zenginlik ve oyuncu yapısına sahibiz. 2010'da tek dileğim, benim gibi diğer arkadaşlarımın da sakatlık geçirmeden futbol oynamasıdır. Tüm Fenerbahçe camiasının yeni yılını kutluyorum" dedi.
Fransa birinci futbol ligi Ligue 1’de 19. hafta heyecanı hafta içinde yapılan karşılaşmalarla yaşandı, Fenerbahçe’nin rakibi Lille sahne aldı. Fenerbahçe'nin UEFA Avrupa Ligi'ndeki rakibi Lille, konuk olduğu Nancy deplasmanında 4-0’la güldü. Lille’e 3 puan kazandıran golleri 43. dakikada Hazard, 51 ve 73. dakikalarda Gervinho ve 60. dakikada penaltıdan Frau kaydetti. Nancy’de Sami, 60. dakikada gördüğü kırmızı kartla takımını kalan 30 dakikada eksik bıraktı. Puanını 34’e yükselten Lille, ligde kendine 2. sırada yer buldu. Nancy ise 26 puanda kaldı. Bu 4 gollü galibiyetle beraber Lille’in galibiyet serisi 6 maça çıkarken, 6 maçta atılan 23 gol göz kamaştırdı. Fransa Ligi’nde alınan diğer sonuçlar şöyle: Le Mans 1 - 1 Monaco Lorient 3 - 2 Valenciennes Lyon 1 - 2 Montpellier Marseille 0 - 2 Auxerre Nice 2 - 2 Boulogne Paris S.G. 4 - 0 Grenoble Sochaux 2 - 0 Rennes
Fenerbahçe Teknik Direktörü Christoph Daum, iyi bir kadroya sahip olduklarını, ancak yine de sezonun ikinci yarısı için transfer düşündüklerini bildirdi. Altay maçının ardından açıklamada bulunan Alman çalıştırıcı, son günlerde transfer için birkaç isim konusunda yönetimle sık sık konuştuklarını belirterek, ''Kadromuz iyi, ama yine de transferi düşünüyor, transfer durumunu yakından takip ediyoruz. Kadromuzu değerlendirdiğimizde, daha fazla ofansif anlamda bir transfer gerçekleştirmek istiyoruz. Aykut Kocaman ile sürekli diyalogdayız. Kocaman, yönetimle birlikte önümüzdeki günlerde burada iyi işler yapacaktır'' dedi. Ara transfer döneminde futbolcuların kulüpleriyle sözleşmelerinin sürmesinin sıkıntı olduğunu anlatan Daum, ''Son günlerde birkaç futbolcu hakkında sık sık konuştuk. Ara transferde, sözleşmesi olmayan futbolcu yoktur. Onun için kimi nereden kapabiliriz, kimi transfer edebiliriz, incelemek gerekiyor. Tekrar söylemek istiyorum, kadromuz iyi, çünkü bu kadroyla ligi lider bitirdik, Avrupa'da birinciyiz'' şeklinde konuştu. Alman teknik adam, transferin yerli mi, yabancı mı olacağı sorusuna, ''Detaylara girmek istemiyorum. Daha sonra Aykut Kocaman veya başkanımız böyle bir durum olursa size bilgi verecekler. Tabii siz tahmin edebilirsiniz. Türk oyuncu derseniz yüzde 50 şansınız olabilir, yabancı derseniz orada da yüzde 50 şansınız olabilir'' yanıtını verdi. Takımdan gönderilecek futbolcu olup olmadığı sorusunu da Daum, ''Bu konuyla ilgili kulüp tarafından size bilgi verilecektir. Ben şimdi detaya girmek istemiyorum'' diye yanıtladı. -''SON 10 GÜNDE 4 MAÇ KAZANDIK''- Christoph Daum, son 10 günde yaptıkları 4 maçtan galibiyetle ayrıldıklarını ifade ederek, ''İlk yarıyı iyi kapattığımızı düşünüyorum. 6 aydır buradayız. Güzel şeyler yaşadık, takımı tebrik ediyorum'' dedi. Ligde 37 puan topladıklarını hatırlatan Daum, şöyle devam etti: ''Belki 3 puan daha fazla olabilirdi. Düşüş yaşadık. Önemli olan bu düşüşten çıkmak. Çok iyi çıktık ve ara şampiyonu olduk diyebiliriz. Avrupa liginde çok iyi performans sergiledik, 5 maçı üst üste kazandık. Avrupa Ligi'nde Lille bizi bekliyor. Lige kötü başlayıp, sonra çok iyi bir çizgi çizen bir takım. Fransa'da şampiyonluğa oynuyor. Zorlu bir rakip ama şüphem yok, Avrupa Ligi'nde görev verdiğimiz tüm oyuncular çok iyi performans sergiledi. Lille'i de geçeceğimizde eminim.'' Basın mensuplarına da teşekkür eden Daum, ''Çok güzel 6 ay geçirdik. Yeni yılda mutluluk, sağlık, her şey gönlünüzce olsun. Aynı zamanda Erman Toroğlu'na da mutlu yıllar diliyoruz. O da sürekli her yerde çalışıyor, o da bu arayı kullanıp dinlensin'' diye konuştu. Daum, tüm hakemlere ve Futbol Federasyonu'na da teşekkür etti.
Muzaffer KARTAL Fenerbahçe’nin sahaya çıkan 11’i sürpriz x sürpriz’di… Yedek kulübesinde 11 için sıra bekleyen başta Semih, Özer, Bekir, Uğur, Deniz, Volkan Babacan olmak üzere Mehmet Topuz, Das Santos ilk 11’le sahadaydı… Yani ilk 11’de olanların 9’u yedek kulübesi patentliydi… Diğer 3’te iskelet kadrodan tanıdığımız Lugano, Bilica ve Christian’dı. Böyle bir Fenerbahçe 11’inden ahım şahım futbol beklemek hayalcilik olurdu… Çünkü sahadakiler ilk defa bir araya gelen 11’di… Ama bu isimlerin nasıl ve ne kadar hazır olduklarını, nasıl ve ne yapabileceklerini görme şansımız doğdu. İlk devrenin başlarında bu 11’in uyumsuzluğunu izledik. Çalışmayan kanatlar, organize olamayan orta saha olunca pozisyon zenginliği de yoktu, bir iki cılız pozisyonu da yorgun Semih değerlendiremedi… Ama Özer farklıydı. İlk yarının birkaç güzel hareketinden biri Özer’in attığı goldü… Fenerbahçe bu golle 1-0 önde soyunma odasına giderken, yenilerden sahada görevini iyi yapan Özer ve Deniz’di… Semih, Santos ve Mehmet Topuz vasat, Bekir durgun, Uğur’un kayıp olduğu bir ilk devre izledik. Altay karşısında oyuncu kalitesi ve güç olarak üstün olan Fenerbahçe ikinci devreye de iyi başladı. Ve sahada beklenenin gerisinde kalan Das Santos ilk defa kişisel gayretiyle kazandığı topu iyi pas olarak kullanınca Mehmet Topuz Fenerbahçe’nin ikinci golünü atan isim oldu. İkinci devrenin ilk çeyreğinde sahanın en iyilerinden olan Deniz çıkıp, yerine Deivid’in girmesiyle, sanıyorum Daum, Deivid’in maç eksiğini gidermeyi düşündü. Altay maçı sonuç olarak olduğu kadar, futbolcuların son durumlarını görmek içinde önemliydi… Özellikle ligin zorlu ikinci devresinde önemli görev yüklenecek olan Das Santos için… Biliyorsunuz Roberto Carlos yerini işgal ettiği için Das Santos hep gerçek yerinde oynatılmadığını şikayet ediyordu… Roberto Carlos gittiğine göre meydan Das Santos’a kaldı, bakalım ne yapacak! Ama Altay maçında beklendiği gibi diri ve oyuna katılımcı değildi. Maç öncesi düşüncem, yerinde oynayan Das Santos’un neyi nasıl yapabileceğini daha fazla izlemekti… Ve maç boyu Das Santos’u dikkatlice izledim, ama gözlerim ve aklım Özer’e takıldı, alkışlarım Özer’e oldu… Çünkü Özer’in sahadaki duruşu mükemmeldi… Fenerbahçe sahadan 3-0’lık skorla ayrılırken sahanın ve maçın yıldızıydı Özer… Özer gibi yüreğini sahaya koyan, aklıyla ayaklarını birleştirerek oynayan gençler çoğaldıkça Fenerbahçe daha büyüyecek ve böylesi gençler Fenerbahçe’nin geleceği olacak… Keşke Daum Abdülkadir’i de daha önce oyuna alabilseydi!
Fenerbahçeli futbolcu Bekir, üst üste aldıkları mağlubiyetlerin ardından, tekrar çıkışa geçtikleri Ankaragücü maçından sonra, devre arasına kadar bütün maçları kazanma hedeflerini gerçekleştirdikleri için mutlu olduklarını ifade etti. Bekir, Altay maçından sonra düzenlenen basın toplantısında, ligin ilk bölümünde yaptıkları hataları tekrarlamadan, sarı-lacivertli camiaya gönül verenlerin yüzünü güldürmek istediklerini kaydederek şöyle konuştu: ''Tatilden önceki son maçtı ve çok ciddi baktık bu maça. Ankaragücü maçından sonra, kalan bütün maçlardan yüzümüzün akıyla çıkma hedefimiz vardı. Bunu başardığımız için çok mutluyuz. Belki oyun olarak zaman zaman iyi şeyler olmadı. İkinci yarı için tatil yapıp kampa gireceğiz. İkinci yarının çok zor geçeceğini herkes biliyor. Bu anlamda gerçekten iyi çalışıp, ilk yarıdaki hataları yapmadan, bize gönül verenlerin yüzünü güldürmek istiyoruz.'' Fenerbahçeli futbolcu, ''İlk yarıda fazla oynama şansı bulamadığı, bu nedenle geleceği için bir değerlendirme yapıp yapmayacağı'' sorusuna, şöyle yanıt verdi: ''Öyle şey aklımın ucundan bile geçmiyor. Gönül isterdi ki daha fazla şans bulayım. Bulduğum şansı elimden geldiği kadar değerlendirmeye çalıştım. İkinci yarı, bu takımın, her elemanına ihtiyacı olacak. Sadece oynayarak değil, bazen oynamadan da takıma katkı yapmak gerekiyor. İkinci yarı çok daha fazlasını yapıp, bunu başaracağız. İlk yarı benim için adaptasyon süreci olarak geçti.'' Bu arada, Fenerbahçeli futbolcular 4 Ocak 2010'a kadar izin yapacak.
BEKO BASKETBOL LİGİ -TÜRK TELEKOM: 68 - FENERBAHÇE ÜLKER: 70 Beko Basketbol Ligi'nde Türk Telekom, sahasında Fenerbahçe Ülker'e 70-68 yenildi. Türk Telekom, karşılaşmaya Ersin'in basketiyle başlarken, Fenerbahçe Ülker rakibine Kinsey ile karşılık verdi. Her iki takımın da sayı bulmakta zorlandığı bu dakikalarda Ömer Onan'ın dış şuttan bulduğu basketle öne geçen Fenerbahçe Ülker, Kinsey'in de skor üretmesiyle 5. dakikayı 7-5 önde geçti. Pota altından Hüseyin, dış atışlardan da Bekir ile sonuca giden başkent temsilcisi, savunmasında da başarılı bir görüntü sergileyince, 9-2'lik seri yakaladı ve 7. dakikaya 14-9 üstün girdi. Hüseyin, Bekir ve Ersin ile art arda basketler bulan Türk Telekom, ilk çeyreği 21-14 önde bitirdi. 2. periyoda Fenerbahçe Ülker, tam saha baskı yaparak başladı. Her iki takım da çeyreğin ilk dakikalarında üst üste hücumlardan boş dönerken, Semih ile serbest atışların birini sayıya çeviren sarı-lacivertliler, Rasim ve Giricek ile de art arda iki tane 3 sayılık basket buldu ve 7-0'lık seriyle 14. dakika içinde skorda eşitliği sağladı: (21-21). Bu çeyrekteki ilk sayılarına Serkan ile ulaşan Türk Telekom, Kaan'ın basketlerine engel olamadı ve 16. dakika 26-23 sarı-lacivertliler lehine geçildi. Rakibine oranla daha organize bir görüntü sergileyen Fenerbahçe Ülker, gerek savunmada, gerekse de hücumda başarılı bir oyun ortaya koydu ve devreyi 34-27 üstün tamamladı. Türk Telekom, 3. çeyreğe hücumda etkili başladı. Ersin ile pota altından, Serkan ile de dış atıştan bulduğu sayılarla 4-0'lık seri yakalayan başkent temsilcisi, 22. dakikada farkı 3 sayıya (34-31) indirdi. Kinsey ve Semih'in basketleriyle farkın daha da kapanmasına izin vermeyen Fenerbahçe Ülker, Kaan'ın 3 sayılık basketiyle 24. dakikayı da 10 sayı farkla 41-31 önde geçti. Yaptığı başarılı savunmayla rakibini hataya zorlayan ve Hüseyin ile pota altından üst üste basketler üreten Türk Telekom, yakaladığı 10-2'lik seriyle 28. dakikada farkı 2 sayıya kadar indirdi: (43-41). Oğuz'un boyalı alandan art arda attığı 2 basketle oyunun kontrolünü yeniden eline alan Fenerbahçe Ülker, bu çeyreği de 47-43 üstün geçti. Fenerbahçe Ülker, son periyodun ilk dakikası içinde Semih ve Preldzic'in basketleriyle farkı yeniden 8 sayıya çıkardı: (51-43). Lanğ ile pota altını etkili kullanan rakibine Semih'in sayılarıyla karşılık veren sarı-lacivertliler, 33. dakikaya 56-49 önde girdi. Serkan ve Mallet'in de skora katkı yapmasıyla 7-2'lik seri yakalayan Türk Telekom, 36. dakika içinde farkı bir kez daha 2 sayıya (58-56) indirdi. Büyük çekişmenin yaşandığı son bölümde son dakikaya 65-62 Fenerbahçe Ülker üstünlüğüyle girilirken, taktik faulleri sayıya çeviren sarı-lacivertliler, karşılaşmadan 70-68 galip ayrıldı. Salon: Atatürk Hakemler: Recep Ankaralı xx, Ersan Ergüler xx, Zafer Yılmaz xx Türk Telekom: Serkan xx 8, Bekir xx 6, Hüseyin xxx 16, Ersin xx 10, Mallet x 4, Soner x, Owens x 4, Lang xx 8, Wilson x 5, Tutku xx 7 Fenerbahçe Ülker: Ömer Onan xx 6, Rasim x 3, Kaan xx 9, Oğuz xxx 8, Kinsey xx 11, Serhat x, Semih xxx 10, Giricek xx 14, Preldzic xx 9 1. periyot: 21-14 Devre: 34-27 (Fenerbahçe Ülker lehine) 3. periyot: 43-47
Sezon başı üç yıl üst üste şampiyonluk sözüyle yola çıkan Aziz Yıldırım’ın bu iddiasına, sarı lacivertli taraftarlar Avrupa’yı da kattı. Şimdi Aziz Yıldırım...
Sevilla'da forma giyen Fabiano için yönetim İspanya'ya çıkarma yapacak. Takvim'in haberine göre, bonservisin makul bir fiyata çekilmesi halinde Brezilyalı golcü için Başkan Aziz Yıldırım her türlü fedakarlığı yapacak. Fenerbahçe, teknik direktör Daum'un sezon başındaki transfer döneminde ısrarla kadroda görmek istediği ama yüksek maliyeti nedeniyle vazgeçtiği Luis Fabiano için yeniden kolları sıvadı. Başkan Aziz Yıldırım'ın Brezilyalı golcünün bonservisini makul bir fiyata çekmek için uğraştığı öğrenildi. Bonservisin makul bir fiyata çekilmesi halinde Fabiano, Fenerbahçe forması giyecek.
Fenerbahçe'nin hırçınlığıyla tanınan Uruguaylı futbolcusu Diego Lugano, geçen sezon aldığı cezalar nedeniyle önemli maçlarda takımını yalnız bıraktı. Sezon sonunda Avrupa'ya gitmek isteyen ancak kulüp bulamadığı için sarı-lacivertli takıma dönen Lugano, yönetimin isteğiyle garanti para yerine maçbaşı sözleşmeye imza attı. Başarılı savunma oyuncusu, yönetimin yaptığı akıllı hamlenin etkisiyle bu sezon şu ana kadar hiç cezalı duruma düşmedi. Geçen sezon 8 maçı kaçırdı, bu sezon 22 maçta ceza almadı. 1907haber.com'un haberine göre, Sarı-lacivertli formayla bu sezon 22 resmi maça (UEFA Avrupa Ligi'nde 6, UEFA elemelerinde 2, ligde 13, kupada 1) çıkan Diego Lugano, toplam 6 sarı kart gördü. Uruguaylı, ligin 13. haftasında oynanan Beşiktaş maçından beri sarı kart cezası sınırında olmasına rağmen 90 dakika sahada kaldığı 4 mücadeleyi de kart görmeden tamamladı. Geçen sezon 8 maçta (5 kırmızı, 3 sarı) disiplinsizliği nedeniyle forma giyemeyan Diego Lugano, 2008-2009'un ilk yarısında 2 maçta sarı kart cezası nedeniyle takımını yalnız bırakmıştı. Arsenal maçında sarı kart gören başarılı savunma oyuncusu, Şampiyonlar Ligi 5. haftasında Porto'ya karşı sahada yer almamıştı. Süper Lig'in 15. haftasındaki Antalyaspor karşılaşmasında da sarı kartla cezalandırılan Lugano, Konyaspor maçını kaçırmıştı.
Devre arasını lider kapatmasına rağmen, taraftarı ve camiası transfer bekleyen F.Bahçe’de sıcak paraların hepsi soğudu! Kulüp gelirleri bakımından Türkiye’de rakipsiz gözüken sarı-lacivertlilerin 5 Kasım’da oynadığı S.Bükreş maçı ve 17 Aralık’taki Sheriff mücadeleleri arasında bomboş kalan Şükrü Saracoğlu Stadı yönetime en büyük darbeyi vurdu. STADIN BEREKETİ KAÇTI Vatan Gazetesi'nden Feridun Niğdelioğlu'nun haberine göre, G.SARAY derbisinin ardından ligde 2 seyircisiz (K.Paşa, A.Gücü), 1 hükmen kazandığı (Ankara) ve 4 deplasman (Kayseri, Beşiktaş, Eskişehir, Trabzon) maçı oynayan F.Bahçe’nin sadece 2 Avrupa Ligi mücadelesinde kasasına sıcak para girerken, S.Bükreş-Sheriff arasındaki 41 günlük süreçte kulüp kelimenin tam anlamıyla sinek avladı. BU tablonun yarattığı hasılat kaybı tam 6 milyon dolar. Bir lig maçından ortalama 2 milyon dolar kazanan F.Bahçe, 41 günlük sürede Fenerium’dan da ağır darbe yedi. Maç günleri satışlarını %40 arttıran Fenerium, kulüpten alınan bilgiye göre 41 günde 2.5 milyon TL’lik ciro kaybı yaşadı. ÖDE ÖDE BİTMİYOR! TOPLAMDA 11.5 milyon TL sıcak paradan olan yönetim, transfer sezonunda fazlasıyla terleyecek. Çünkü bu gelirler vadeli gelmiyor, direkt kulübün kasasına giriyordu. HAL böyle olunca, her transfer sezonunun yıldızı olan F.Bahçe’nin eli kolu bağlandı.. Bonservis taksitleri, amatör şubelere aktarılan para, oyuncuların aylıkları başta olmak üzere birçok ciddi ödemeyle karşı karşıya kalan kulübün transfer bütçesi resmen eridi. ÇARE: OYUNCU SATIŞI YÖNETİM bu yüzden Güiza, Deivid veya Kazım’ı satabildiği takdirde transfer yapabilecek. Kazım ve Deivid zaten gitmek istiyor. Güiza’nın ise aldığı yıllık 3.5 milyon Euro ve yüksek bonservisi nedeniyle alıcı bulması zor.. Güiza’da 10 milyon Euro’yu aşan olmadığı için transferin gerçekleşmesi ve yerine oyuncu alma düşüncesi uzak bir ihtimal. Fakat yönetim Kazım (3 İngiliz kulübü ilgileniyor) ve Deivid’i (Olympiakos istiyor) de 3’er milyon Euro’ya satıp kaynak yaratmak istiyor. Transfer konusu son yönetimde de tartışıldı. Ve gerek takımın son 2 maçtaki yükselişi, gerekse mali kriz nedeniyle “En fazla 1 transfer yapalım.. O da yüksek maliyetli olmasın” fikri benimsendi..
