Fenerbahçe’ye transferi olay olan milli futbolcu Mehmet Topuz, ilk röportajını Akşam Gazetesi Pazar ekinden Gülay Altan’a verdi. Futbol hayatının tamamını Kayseri'de geçiren Mehmet Topuz, bu yıl Fenerbahçe forması giyiyor. 3 yıllık sözleşmesi Fenerbahçe'ye kaba bir hesapla 35 milyon liraya yani eski parayla 35 trilyona mal oldu. Tabii sadece fiyatı değil, transferinin oluş biçimi de olaylıydı. Beşiktaş'la anlaştığı söylendi, sonra Fenerbahçe'ye imza attı; gergin geçen günlerin ardından kendini çalışmaya adayan ancak ardı ardına iki sakatlık geçiren Topuz, ilk kez verdiği bu röportajda olaylı transferi dahil her konudaki sorularımı yanıtladı. Aslında o transferin hikayesi; Türk futbolu, kulüp yapıları, yabancı kotası v.s. gibi birçok konu başlığını irdeledikten sonra anlaşılır olabilir; ben daha çok Yozgatlı orta halli bir ailenin 6 çocuğundan en küçüğü olan Mehmet Topuz'un ağırbaşlı mütevazılığının gerçek olamayacak kadar fazla, ama sahte olamayacak kadar da içten olmasına odaklandım. Kendini konuşarak değil, daha çok orta sahadan attığı isabetli şutlarıyla anlatmayı biliyor Mehmet Topuz, buyurun her yönüyle bu genç futbol yıldızını tanıyalım... - Çocukluğundan başlayalım, kendini ilk nerede hatırlıyorsun? İlkokul birinci sınıftaki halimi hatırlıyorum. Bir de annemin Kayseri mantısını yerken. - Futbol değil de okulu hatırlıyorsun, başarılı bir öğrenci miydin? İlkokulda evet, ortaokulda da öyle; ta ki futbola başlayana kadar. - Ondan önce oynamıyor muydun? Oynuyorduk ama sokakta. - Mutlu bir çocukluk mu seninki? Mutlu bir çocukluk geçirdim. Sokakta oynamayı seven deli bir çocuktum; şımarıktım biraz da. - Kaç kardeşin var? 6 kardeşiz, en küçüğüm. 4 ablam, 1 ağabeyim var. - El üstünde tutmuşlardır seni ablaların, tabii şımarırsın... Aslında onlarla çok fazla bir arada olmadık, hepsi ben küçükken evlenip evden ayrıldılar. Annemin-babamın gözbebeği olarak kaldım. Aileme çok düşkün bir insanım. Aslında bütün aile birbirine çok düşkündür bizde. Fırsat buldukça birlikte olmaya gayret ederiz. TOP OYNAYARAK PARA KAZANILIR MI? - Futbol oynamana karışırlar mıydı? Annem desteklerdi de babam okumamı istiyordu. 'Top oynayarak para kazanılmaz' derdi hep. - Ne zaman karar verdin futbolcu olmaya? Kayseri'de Yolspor'da amatör olarak başladığım ilk gün, artık işimin futbol olacağına karar vermiştim. - Peki, Yolspor'da nasıl başladın? Birlikte futbol oynadığımız bir arkadaşım vardı; babası Karayolları'nda elektrik ustasıydı. Yolspor da Karayolları'nın; bizi seçmelere götürdü ama çok küçüğüz. O yıl 77'liler-78'liler katılıyor; biz 83'lüyüz. Seçmelerin bitmesine de 5 dakika kalmış. Hoca, arkadaşımın babasına; 'Veli Usta bunlar ne, bunlar çok küçük' dedi. Veli Amca da 'Yahu bir dene' diye ısrar edince, denedi ve 4-5 sene Yolspor'da oynadım. O 5 dakika, hayatımın 5 dakikası oldu yani. - Nasıl bir hayatın vardı Kayseri'de? Ailemle yaşıyordum. Yakın arkadaşlarımla birlikteydim. İşini seven, antrenmanına gidip-gelen bir sporcuyum. Orada da öyleydim. Antrenman, maç, ev arasında geçiyordu hayatım ama en çok köpeklerimle vakit geçirmeyi seviyordum, hala da öyle... - Köpeklerini getirebildin mi? Henüz getiremedim ama çok kısa süre sonra 'büyük oğlumu' getireceğim. O çok özel bir köpektir. Buraya uyum sağlayacağından emin olmak istiyorum. - Peki, 10 yıl oynadın Kayseri'de ve orada, Türkiye çapında şöhret olmadan önce de bir şöhretin vardı... Oraya transfer olan değil de, onların içinden gelen bir futbolcu olduğum için yerim ayrıydı ve herkes benim karakterimi iyi biliyordu. Orada yıldız olmanın benim hayatımı değiştiren bir yanı yoktu. - Önce Yolspor ardından da Kayserispor, fazla mücadele etmen gerekmemiş. Mücadele değil ama çok çalıştım ve direkt profesyonel oldum. Oraya geçişte hocalarım, ağabeylerim çok destek oldular. - Son 2-3 yıl hep transferin konuşuldu ama kaldın. Anadolu takımları arasında kulübünde kalmak için en büyük ücreti alan futbolcuydun değil mi? Kaç sene hizmet vermişsin; takımın kaptanı olmuşsun; söylediklerinden dışarı çıkmamışsın... Büyük transfer teklifleri gelirdi. Hiç kimseyle görüşmedim, kulübümü satmadım, onlar da hakkımı veriyordu. Bunlar karşılıklıydı. NAZARA GELDİM - Kayseri'nin yıldızı sendin, burada herkes yıldız, ne hissettin? Fenerbahçe çok büyük kulüp, Türkiye'nin en önemli sportif markası, bunu biliyordum gelirken. Ama geldikten sonra benim bildiğimden, tahmin ettiğimden çok daha büyük bir kulüp olduğunu anladım. Bu büyüklük, kulübün koridorlarından stadına her yerde hissediliyor. Bunu, burada oynasanız da oynamasanız da unutmamalısınız. Ancak hiç istemediğim bir şey oldu, gelir gelmez sakatlandım. 10 yıldır yaşamadığım sakatlıkları iki aydır burada yaşadım. Ama artık bitti, iyiyim. Sakatlığı düşünmek bile istemiyorum. Sürekli oynamak ve taraftarın gözdesi olmak istiyorum. - Nazar mı değdi? Ben göze inanırım, herkesin gözü üzerinizde, nazar değdi. Oynayamadım ama bundan sonra herkes görecek. Başkanımızın sözü vardı, 3 yıl üst üste şampiyon olacağız diye, ben de diyorum ki; herkes görecek biz üç yıl üst üste şampiyon olacağız ve benim de bu şampiyonluklarda futbolcu olarak büyük payım olacak. - Fenerbahçe'de olmanın baskısı olamaz mı? Belki çok üstüne gelindiği için kendini fazla hırpalamış olabilirsin? Yok, onunla hiç ilgisi yok. Ben bir profesyonelim. Buraya Fenerbahçe'ye hizmet etmek için geldim. Öyle bir baskı hissetmem. - Kurşun döktürdün mü? Yok. Annemin dualarıyla atlatırım merak etmeyin. - İstanbul'da sadece futbol hayatın değil, sosyal hayatın da değişecek, buna hazır mısın? Tabii hazırım. Benim burada arkadaşlarım, dostlarım var, alışma döneminde onlar hep benim yanımda. Zaten çok renkli bir özel hayatım yok. Gece hayatı gibi şeyler benim çok uzak olduğum, ilgilenmediğim konular. Birkaç yakın arkadaşım var onlarla alışverişe, yemeğe, sinemaya gidiyoruz, birlikte vakit geçiriyoruz. Titanic Oteli'nin (söyleşiyi Kartal Titanic Otel'de yaptık) sahibi, çok sevdiğim ağabeylerimden biri; zaman zaman buraya gelir, kendimi şımartırım, saunada, havuzda vakit geçirir, masaj yaptırırım. Kayseri'de nasıl bir özel hayatım varsa burada da devam ettirmek niyetindeyim. Sonuçta İstanbul koca bir ülke çok daha dikkatli olmalıyım. Kaldı ki biz futbolcuyuz, futbolcu adamın fazla boş vakti olmaz, bütün hafta antrenman yapıp yoruluyorum. Bir izin günüm var onda da kendime zaman ayırmak isterim. - Alışverişe gidiyorum dedin, neler alıyorsun? Kıyafete düşkünümdür biraz. Genellikle şık spor kıyafetleri tercih ederim. Rahat giyinmeyi severim. - Metroseksüel misin? Kesinlikle hayır. Ara sıra manikür yaptırırım ama o dediğinizden değilim. - Saçlarını kestirmişsin. Uzun saçlar senin alameti farikandı. Sıkılmıştım uzun saçtan. Hem böylesini daha çok yakıştırıyorum kendime. Hem de yeni bir başlangıç olduğunu gösteriyor. BALIK YEMEYİ İSTANBUL'A GELİNCE SEVDİM - İstanbul'da en çok ne etkiledi seni, neyi sevdin? Yemek kültürüm değişti. Balık yemeyi sevmezdim mesela. Ben sadece büyük şehirlere deplasmana gidersek deniz ürünleri yiyen biriydim, o da ayda yılda birdi. Şimdi burada haftada 2-3 kez balık yiyorum. İstanbul balığı sevdirdi bana. - Peki, sokakta tepkiler nasıl? Genellikle güzel şeyler duyuyorum, bir de fotoğraf isteyen çok oluyor. İtiraf edeyim, bu durum hoşuma gidiyor. Kimin hoşuna gitmez ki... - Beşiktaşlılardan tepki oluyor mu? Hiç öyle bir tepkiye rastlamadım. Herkes her şeyin bilincinde. Allah'a şükür bir sorun çıkmadı. - Peki, transferin esnasında yaşananları nasıl değerlendiriyorsun? Ailen ve sen Beşiktaş lehine açıklamalar yaptınız ama şimdi buradasın... Bu konuyu geride bırakmalıyız artık. O günlerdeki şartları bilmeden o kadar çok şey yazıldı çizildi ki, herkes üzüldü ama ben kötü niyetli biri değilim. Başka hiçbir şey söylemeyeceğim. - Peki, Beşiktaşlı mısın ya da şöyle sorayım, bir futbolcunun profesyonel olarak futbol oynarken bir takımı tutmasını etik buluyor musun? Fenerbahçe'liyim. Hayatımı burada kazanıyorum, terimi Fenerbahçe için akıtıyorum. - Takım arkadaşlarına uyum sağlayabildin mi? Zaten hepsini daha önceden tanıyordum. Hele Semih ve Bekir var ki onlar benim eskiden beri iyi arkadaşım, 14-15 yıldır tanışıyoruz; Ümit Milli günlerimiz birlikte geçti. İstanbul'daki ilk günlerimde Semih'in benim için yaptığı iyilikleri asla unutamam. Aslında tüm arkadaşlarım, yeniler ve eskiler, neşeli bir atmosfer yaratıyor; Samandıra çok sıcak, güzel bir yer. SAHADA ORTAK DİL FUTBOL - Peki Brezilyalılar? Onlarla da anlaşıyorum ama bazen lisan farkından ötürü sessiz film oynadığımız da oluyor. Herkesin değişik bir yapısı var ama futbol oynadığınızda, sahadan içeri girdiğinizde Türk ya da Brezilyalı fark etmiyor, bir tek hedefiniz var, amaç takım halinde galibiyete ulaşmak ve onun için çalışıyorsunuz. Arada bir fark olmuyor. Sahada ortak dil futbol. - Peki, çok genç yaşta ün ve para sahibi oldun ama dikkat çekici bir ağırbaşlılığın var, hep böyle misin, bunun kaynağı nedir? Böyle durumlarda klasik bir cevap vardır ya; aile terbiyesi diye, eğer böyle olduğumu düşünüyorsanız, gerçekten de bunu aileme borçluyum. Sadece anne babama değil, kardeşlerime ve akrabalarıma da borçluyum. Ama tabii ben de hep böyle değilimdir. Biraz hırçın bir tarafım da vardır. - Paranı nereye harcıyorsun? Gayrimenkule. - Kendine özel bir harcaman var mı, kıyafetin dışında? Örneğin saat seversin ona para harcarsın ya da elektronik aletlere... Kayseri'den geldim; Kayserililer paranın değerini bilir. 2 milyarlık da saat var, 20 milyarlık da. Bir saate neden binlerce dolar vereyim ki? Ama bazen çok istediğim bir şey olursa, biraz hovardalık yapabilirim. - Para seni değiştirmemiş ama belki büyük şehir değiştirir... 26 yaşındayım, şimdiye kadar böyle yaşadım, bu saatten sonra da değişmem. - Sonuçta futbolcu denince; şöhret, güzel kızlar, güzel arabalar, gece kulüpleri geliyor akla... O işler merak işi. Böyle konulara çok meraklı değilim, zaten futbolcuların büyük bir çoğunluğunun böyle bir hayatı da yok. Zaten olsa bile, herkesin kendi özel hayatı. İLK VE SON AŞKIM ORTAOKULDAYDI - Kız arkadaşın var mı? Yok. - Peki Kayseri'de... Kayseri'de aşık olmuştum bir kere. Ortaokul aşkımdı, ondan beri aradığımı bulamadım. Belki de fazla aramadım. Arayacak zamanım da pek olmadı ama artık yaşım ilerliyor. Sanırım artık bu işe biraz daha zaman ayırmam gerekecek. - Senin aramana gerek yok ki onlar seni bulur. Öyle olmuyor. Hele onlar bulunca hiç olmuyor... - Ne tür fiziksel özellikler arıyorsun? Esmer kadınlar daha çok hoşuma gidiyor. Sportif, hareketli ve neşeli bir insan olsun, fizik o kadar da önemli değil... Ben de öyleyim çünkü. Birlikte spor yapabileceğim biri olsun isterim. - Peki, tip konusunda fazla ipucu vermeyeceksin, huyu nasıl olsun ya da meziyetleri, annen gibi güzel mantı yapsın mı mesela... Annem gibi mantı kimse yapamaz onu baştan söyleyelim. Saygı beklerim kendisinden. Şimdiki kızları biliyorsunuz... Ama annelerimizin yetiştirilme tarzı, saygıları daha farklı tam olarak aynı şey bu devirde yok ama en azından benim alışık olduğum tarz bir aile terbiyesi almış olması çok önemli. - Türk futbolunun Beckham'ı olacak mısın, kulübünün böyle planları olduğu yansıdı basına? Beckham, sadece iyi bir oyuncu değil. Batı kültüründe belirli yaşam tarzlarına ön ayak olmuş popüler biri. Ben, Beckham olacağım diye bir şey söylemedim; bu benim için yapılan bir benzetmeydi, itiraz etmedim; çünkü fiziksel özelliklerim ve oyun stilimle bir Beckham örneği oluşturabilirim. Onu David Beckham yapan da zaten en başta fiziksel özellikleri ve yeteneği değil mi? Onu taklit edecek değilim, Beckham değil kendim olacağım ve insanlar da bir gün Mehmet Topuz gibi olmak isteyecek. ÇİMLERE DOKUNUR, YÜZÜME SÜRERİM - Maçlardan önce uğurun var mı? Maça çıkmadan dua okurum. Sahaya çıkarken de sağ ayağımla çıkar, maç başlamadan duamı okur, elimi çimlere dokundurup yüzüme sürerim. Bir de gol attığım ayakkabıyı sürekli eskiyene kadar giyerim. - Diğer arkadaşlarından farklı olarak antrenman sonrası kalıp çalışmanla ünlüsün... Antrenmanlara yüzde 100 veririm kendimi. Tabii ki antrenman sonrası ne eksiğim varsa onu çalışırım. Allah bir yetenek vermiş bana ama çalışmazsam o yetenek körelir. O nedenle ben çok çalışırım. Mesela iyi şut atarım ama antrenman sonrası şut çalışırım daha fazla geliştirmek için. Daha fazla kondisyon ve hız için de antrenmandan sonra tempolu koşarım. Kendimi hazırlıyorum... - Beslenmen için de özel bir diyet uyguluyor musun? Kulüp doktorları ve masörlerimiz kişiye özel programlar yazar ve hepimizin ideal formu için çalışırlar. Biz onların programını uygularız. - Ne oldu buraya gelince, neden azaldı? Daha fazla dışarıda yemeğe başladım. Kaptan da olacağım - Kayseri'de aynı zamanda kaptandın. Maça kolunda o bantla çıkmanın farkı var mı? Kaptan olmak daha çok saha dışında önemlidir. Sahada pazıbantınız görünür ama saha dışında çok büyük sorumluluğunuz vardır. Kayseri'de bunu yaşadım. Oraya da kaptan olarak gitmedim ki. Burada da şimdi değil ama inşallah bir gün olurum. Önce taraftarın güvenini kazanmalıyım, neden sonra da kaptan olmayayım ki? GERRARD'LA OYNAMAK İSTERDİM - Şu anda Türkiye'nin en büyük takımlarından birindesin, bundan sonraki hedefin neresi? Fenerbahçe'ye gelmişsiniz, ses getiren bir transfere imza atmışsınız sonra sakatlıklardan dolayı kendinizi gösterememişsiniz, tabii ki ilk hedefim bana inananlara neler yapabileceğimi göstermek, Fenerbahçe taraftarlarının gönlüne girebilmek. İlk hedefim kesinlikle bu. - Peki, uzak vadede, yok mu yurtdışı hayalin? Var tabii ama önce 3 yıl üst üste şampiyonluk. Başkanımızın sözü, bizim sözümüzdür. - Hangi takım değil de o zaman şöyle sorayım, Avrupa'da hangi ülkenin futbolunu beğeniyor ve kendine yakın hissediyorsun? İngiliz futbolunu beğeniyorum. En beğendiğim futbolcu ise Steven Gerrard. Bir gün birlikte oynamak isterim tabii. Kim bilir, belki Fenerbahçe'de birlikte oynarız.
Fenerbahçe, dün Bursa deplasmanına çıkmadan yaptığı son taktik antrenmanı tamamlayamadı. Milliyet'İn haberine göre, Sarı-lacivertliler aşırı yağış nedeniyle salona kaçtı. Fenerbahçe İstanbul'un aşırı yağışların başladığı sırada tesislerinden çıkarak Bursa yoluna düştü. Bu sırada Kartal ve çevresindeki yolların yağış nedeniyle sularla kaplanması kafileyi tedirgin etse de feribot yolculuğu sırasında hava açınca moraller yerine geldi. Sakatlığı süren Deniz Bursa'ya götürülmezken Semih kafilede yer aldı. Önder de yarın ameliyat olacağı için İstanbul'da kaldı.
Fenerbahçe’nin hocası Daum ilk on birdeki sorunları çözeceklerini söyledi. Alman çalıştırıcı, “Sadece yabancıları düşünmüyoruz. Yedek kalan Türkler de var. Burada takım ruhu ortaya çıkacaktır” dedi Fenerbahçe Teknik Direktörü Christoph Daum, yabancı oyuncu kontenjanının kendileri için bir sorun olduğunu ancak bu durumu futbolcularla birlikte çözeceğini söyledi. Milliyet'in haberine göre, Alman hoca, “Bir antrenör olarak listeyi asıp basit yoldan gidebilirim. Ama benim felsefem bu sorunları futbolcularla konuşarak aşmaktan yana. Onlar da hocayı anlamalılar. Açık açık oturup konuşacağız. Tüm olanakları kullanmak gerekiyor. Duruma bakmak lazım. Sakatlıklara, seyahatlerine. Emre ve Önder’in durumu ellerimizi bağladı. İstediğimiz gibi davranamıyoruz. Değişiklik olabilir. On birde sadece yabancı sorunu yok, Türk oyuncular da var yedek kulübesinde. Semih, Topuz için de yedeklik sorun. Bu tip durumlarda takımın ruhu ortaya çıkar. Gerçek yapısı ortaya çıkar, herkes kendini mi takımı mı düşünüyor, bu tip durumlara bakmak lazım” dedi. Lige verilen aralardan sonra ilk maçların daima zor olduğuna işaret eden Daum, “Maçtan sonra ara bizim için iyi mi oldu kötü mü göreceğiz? Süper Lig bizim günlük çalışmalarımız. Milli maçlardan sonra, Avrupa maçlarından sonra günlük işlere dönmek her zaman zordur. Onun için başlangıç zor olabilir. Takım olarak net biçimde çalışamadık. Bu ara periyodunu bireysel çalışmalar için kullandık. Türk Milli Takımı oyuncularında bir hayal kırıklığı var. Üzüntülüler. Bunu net biçimde gördük. Galibiyetle dönenler her zaman daha iyi bir atmosferde maça çıkar. Bu tüm milli oyuncular için geçerli elbette” diye konuştu. Terim’e destek Fatih Terim’e de destek veren Alman hoca, “Fatih hocanın sahadan çıkarılması neyi gösterir biliyor musunuz? Takımla bir olma isteğidir bu. Onun ne kadar maçın içinde olduğunu ve istediğini gösteriyor. Futbol zaten duygusal bir oyundur” ifadelerini kullandı. Özer’in Arda’ya göre daha zamana ihtiyacı olduğunu ifade eden Alman çalıştırıcı, “Arda şu an daha üst seviyede oynuyor. Ayrıca kaptanlık yapıyor. Bizim görevimiz Özer’e gereken desteği verip o seviyeyi yakalaması için çaba harcamak” dedi. Daum Kaptan Köşkü’nde Fenerbahçe, dün yoğun yağışa rağmen deniz yolu ile Bursa’ya giderken Teknik Direktör Christoph Daum feribotta Kaptan Köşkü’ne çıktı. Sarı-lacivertli tecrübeli çalıştırıcı burada objektiflere poz verdi. Yalova’da ise takım kafilesine futbolseverler büyük ilgi gösterdi. Olumsuz hava şartlarına rağmen Fenerbahçeli oyuncular ve teknik heyeti karşılamaya gelen taraftarlar Daum’a çiçek vererek imza istedi.
Fenerbahçeli futbolcular Semih Şentürk ve Andre Santos, Bursa'da imza gününe katıldı. Turkcell Süper Lig'in 5. haftasında yarın Bursaspor ile karşılaşacak Fenerbahçeli futbolculardan Semih Şentürk ve Andre Santos, As Merkez Alışveriş Merkezi'ndeki Fenerium Mağazası'nda düzenlenen ''Fenercell-Fenerium'' imza günlerine geldiler. Fenerbahçeli taraftarlar, kentte etkili olan sağanak yağışa karşın imza gününe yoğun ilgi gösterdiler. Taraftarlar, formalarını ve Fenerbahçe ambleminin bulunduğu eşyaları futbolculara imzalatıp fotoğraf çektirdiler.
Fenerbahçe Teknik Direktörü Christoph Daum, Marmara'daki sel felaketinde yaşananların çok acı olduğunu ifade ederek, ''Felaketlerden sonra yardımlaşma çok önemlidir. Belediyeler ve siyasetçiler bu tip durumlarda her zaman hazır omalılar. Artık bundan sonra söz uzmanlarda'' dedi. Fenerbahçe'nin, Bursa yolculuğunda Pendik'ten Yalova'ya gittiği feribotta gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtlayan Alman teknik adamın ifadeleri kulübün internet sitesinde de yayınlandı. Daum, sel felaketi konusunda, ''Maalesef doğayı kontrol edemiyoruz. Sel nedeniyle yaşananlar çok acı. Yakın zamanda Almanya da aynı şeyleri yaşadı. Umarım teknoloji daha çok ilerler ve bizi daha erken uyarırlar. Felaketlerden sonra yardımlaşma çok önemlidir. Belediyeler ve siyasetçiler bu tip durumlarda her zaman hazır olmalılar. Artık bundan sonra söz uzmanlarda'' diye konuştu. -''UMUDUMUZ SÜRÜYOR''- 19. Dünya Şampiyonası elemelerinde Bosna-Hersek ile deplasmanda berabere kalarak gruptaki şansını zora sokan (A) Milli Futbol Takımı için umudun sürdüğünü belirten Daum, millilerin maçın ikinci yarısında iyi oynadığını, ancak şansın yanlarında olmadığını bildirdi. Teknik direktör Fatih Terim'in de elinden geleni yaptığını belirten Daum, şöyle konuştu: ''Özellikle ikinci yarıda milli takım iyi oynadı. Ancak kimi maçlarda istediğiniz kadar iyi oynayın, size gerekli olan şanstır. Tüm yaşananlara karşın daha 2 maç var. Umudumuz sürüyor. Türk Milli Takımı'nın son 2 maçı da mutlaka alması gerekiyor ki sonra Bosna-Hersek puan yitirdiğinde biz neden maçlarımızı kazanamadık demesinler. Televizyondaki maç yayını ve görüntü çok karanlıktı. Bu kadar kritik ve önemli maça bu kadar kötü bir yayın olması beni şaşırttı. Yayın kalitesi bozuktu. Çok pozisyon yakaladık. Gökhan'ın kafası veya Arda'nın direkten dönen topu biraz daha sağa doğru gitseydi, durum farklı olacaktı. Fatih Hoca, elinden geleni yaptı, daha fazla şey yapamazdı.'' -''HER MAÇ YEDEK KALACAK OYUNCU AYNI OYUNCU OLAMAZ''- Yabancı futbolcu kontenjanının kadro seçiminde sorun yarattığını belirten Daum, ''Tabii ki sahada 6 yabancı olacak. Her maç yedek kalacak oyuncu aynı oyuncu olamaz. Bu söylediklerim yerliler için de geçerli. Hatta Semih ve Mehmet Topuz için de'' dedi. (A) Milli Futbol Takımı'nda görev yapan oyuncuların üzüntüyle geri döndüklerini ifade eden Daum, şöyle devam etti: ''Galibiyetle dönselerdi Bursaspor maçına daha farklı bir atmosferle çıkarlardı. Milli maçlar arası dinlenme anlamında çok pozitif geçti. Bütün yabancı oyuncularımı birarada oynatamıyorum. Elime listeyi alıp, kimin oynayacağına çok rahat karar verebilirim. Bu işin kolay yönü. O yüzden futbolcularımla bu konuyu açıkça konuşmak zorundayım. Onlar da niçin yedek kaldıklarını bilmeli. Onlar da bu tercihi yaparken benim ne denli zorlandığımı anlamalı. Tabii ki sahada 6 yabancı olacak. Her maç yedek kalacak oyuncu aynı oyuncu olamaz. Bu söylediklerim yerliler için de geçerli. Hatta Semih ve Mehmet Topuz için de. Mehmet Topuz'dan memnunum. Onun potansiyeli var. Ancak Topuz ile ilgili beklenti çok yüksek. Bu yüzden sakince hazır duruma getirmeliyiz. Ancak Özer'de durum farklı. Özer'in biraz daha zamana ihtiyacı var. Özer, yetenekli ama onu daha üst düzeylere getirmeliyiz.'' Fatih Terim'in Bosna-Hersek maçında hakem tarafından tribüne gönderilmesiyle ilgili olarak da Daum, ''Ortadaki görüntü Fatih hocanın ne kadar çok bu galibiyeti istediğini, herşeyi göze aldığını ve takımıyla birlikte olduğunu gösterir. Futbol duygusal bir spordur. Ben de Terim gibi agresif bir yapıya sahibim. Kimi zaman saha içinde ben de diplomatik olmak isterim ancak, zaman zaman ben de oluşan koşullarla kendimden geçiyorum'' diye konuştu. Yardımcısı Ayhan Tumani ile feribotun kaptan köşküne çıkan Daum, kaptan Gürcan Soytürk ile Fenerbahçe Kulübü'nün resmi yayın organlarına poz verdi.
Turkcell Süper Lig'de yarın Bursaspor ile karşılaşacak Fenerbahçe, Bursa'ya geldi. Can Bartu Tesisleri'nden otobüsle Pendik'e, oradan da feribotla Yalova'ya gelen sarı-lacivertli takım, karayoluyla geldiği Bursa'da, kalacağı Uludağ Üniversitesi Yerleşkesi içinde bulunan Holiday Inn Otel'e yerleşti. Fenerbahçe kafilesi, otel önünde yaklaşık 20 kişilik bir taraftar topluluğu tarafından karşılandı. Bu arada kart cezalısı Emre ile sakatlıkları bulunan Önder ve Deniz Bursa'ya getirilmedi
Turkcell Süper Lig'de yarın deplasmanda Bursaspor ile karşılaşacak Fenerbahçe, Bursa'ya gitti. Can Bartu Tesisleri'nden otobüsle Pendik'e giderek buradan Yalova feribotuna binen sarı-lacivertli kafile, Yalova'dan da kara yolu ile Bursa'ya geçecek. Bursaspor maçı için son antrenmanını öğle saatlerinde basına kapalı gerçekleştiren Fenerbahçe'de, kırmızı kart cezalısı Emre'nin yanı sıra sakatlıkları bulunan Önder ve Deniz kadroda yer almıyor. Ligde geride kalan 4 maçını da kazanarak zirve mücadelesini sürdüren Fenerbahçe, Bursa deplasmanında 3 puan alarak galibiyet serisini sürdürmek istiyor. -MUHTEMEL 11- Teknik direktör Christoph Daum'un, Bursaspor maçında sahaya sürmeyi planladığı muhtemel 11 şöyle: Volkan Demirel, Gökhan, Bilica, Lugano, Roberto Carlos, Kazım, Cristian, Mehmet Topuz, Vederson, Alex, Güiza. Dün akşamki antrenmanın son bölümünde çalışmayı bırakan Semih'in sorunu olmadığı bildirilirken, sarı-lacivertli futbolcu Bursaspor maçının kadrosunda yer aldı. Sarı-lacivertli ekibin 20 kişilik Bursaspor maçı kafilesinde şu futbolcular bulunuyor: Volkan Demirel, Volkan Babacan, Mert Günok, Lugano, Bilica, Bekir, Roberto Carlos, Vederson, Gökhan, Cristian, Selçuk, Alex, Dos Santos, Deivid, Kazım, Mehmet Topuz, Uğur, Özer, Güiza, Semih. -MEHMET TOPUZ İLK KEZ 11 ŞANSI- Fenerbahçe'nin sezon başında olaylı bir şekilde transfer ettiği Mehmet Topuz, sarı-lacivertli formayla ligde ilk kez bir maça 11'de başlayacak. Teknik direktör Daum'un 11'de şans vermesi beklenen Mehmet, ilk haftadaki Denizlispor maçında son dakikalarda, 4. haftadaki Manisaspor maçında da 71. dakikadan sonra forma şansı bulmuştu. Öte yandan, Fenerbahçeli bazı futbolcular bugün saat 18.30'da Bursa As Merkez'deki Fenerium Mağazası'nda düzenlenecek olan Fenercell-Fenerium imza günlerinde taraftarlarla bir araya gelecek
Vatan Gazetesi'nin haberine göre F.Bahçe'de dün Başkan Aziz Yıldırım, Teknik Direktör Christoph Daum ile acil bir zirve yaptı. Sabah saat 09.30’da Şükrü Saracoğlu Stadı’ndaki kulüp binasında Alman hocayla bir görüşme yapan Yıldırım, ilginç uyarılarda bulundu. Görüşmede Christoph Daum’un yardımcısı Ayhan Tümani, Sportif Direktör Aykut Kocaman ve yönetici Murat Özaydınlı da hazır bulundu. Toplantıda Yıldırım, hem Bursaspor karşılaşması öncesinde prim sistemini çözdü hem de değişik uyarılarda bulundu: İşte o uyarılar: 1. Bursa'ya feribotla gitmeyin. Meteorolojiden sürekli hava raporu alıyoruz. Deniz çok dalgalı olacak. Çocukların gemide mideleri bulanabilir. Körfezi dolaşıp Bursa’ya otobüsle gidin. 2. Atatürk Stadı’nın zemini çok ağır olacak. Buna göre önleminizi alın, özel kramponları yanınızda götürün ve onlarla maça çıkın. (Daum bunun üzerine kötü sahalar için iyi kramponları olduğunu belirtti) 3. Milli Takımları’ndan dönen oyuncular nasıl? Yorgunlar mı? M.Topuz ve Özer Hurmacı milli maçlar arasını nasıl geçirdi? Hazırlar mı, ara iyi geldi mi? Onları da artık değerlendirmek gerekir. 4. Takım G.Saray-Beşiktaş derbisini izlemese daha iyi olur. Psikolojileri bozulabilir... 5. Bursa'da 3 puan almamız lazım. Kesinlikle kayıp istemiyorum. PRİMLERE ZAM Bu arada toplantıda prim sistemi de belirlendi. Buna göre futbolcuların istedikleri maç başına prim sistemi kabul edildi. Buna göre iç saha maçları primleri 60 bin dolardan 100 bine, deplasmanlar 100 binden 150 bine, derbi galibiyetleri de 150 binden 250 bine çıkartıldı.
Fenerbahçe, UEFA Avrupa Ligi'nde 17 Eylül Perşembe günü Hollanda'nın FC Twente takımıyla yapacağı maçın hazırlıklarına ara vermeden başladı. Turkcell Süper Lig'de dün akşam Bursaspor ile yaptığı maçın ardından geç saatlerde İstanbul'a dönen sarı-lacivertliler, Hollanda ekibi ile yapacağı maç için ilk antrenmanını yaptı. Teknik direktör Christoph Daum'un saha içinde yaptığı toplantıyla başlayan antrenmanda, dünkü maçta forma giyen futbolcular koşu yapıp tesislere girerken, diğer futbolcular Ayhan Tumani yönetiminde 1,5 saate yakın bir çalışma gerçekleştirdi. Alman teknik adamın futbolculara yönelik konuşmasında, ''Çalıştıklarımızı sahaya yansıttığımız zaman iyi sonuçlar geliyor. Böyle devam etmeliyiz'' şeklinde ifadeler kullandığı bildirildi. Futbolcular daha sonra Daum'un isteğiyle Bursaspor galibiyetini birbirlerine sarılarak kutladı. Zorlu deplasmanda alınan galibiyet nedeniyle futbolcuların neşeli oldukları görüldü. -ALEX YENİ YAŞINI OMUZLARDA KUTLADI- 33 yaşına giren kaptan Alex de Souza, yeni yaşını teknik direktör Daum'un yardımcıları Roland Koch ve Ayhan Tumani'nin omuzlarında, takım arkadaşlarının alkışlarıyla kutladı. Alman çalıştırıcının konuşmasının ardından Koch ve Tumani'nin omuzlarında havaya kaldırılan Brezilyalı futbolcuyu, takım arkadaşları bir süre alkışladı. Bu arada Koch ve Tumani, maçın adamı seçtikleri Bilica'yı da bir süre kucağında taşıdı. -SELÇUK'UN AYAĞINDA ŞİŞLİK VAR- Bursaspor maçı sonrası sol ayağında şişlik oluşan Selçuk, antrenmana katılmadı. Tesislerde tedavi olduğu bildirilen sarı-lacivertli futbolcunun, FC Twente maçına yetiştirilmeye çalışıldığı öğrenildi. Sakatlığı nedeniyle tedavisi süren Deniz de takımdan önce sahada koşu yapıp, çalışmasına tesislerde devam etti. Antrenmanda, sol el baş parmağındaki kırık nedeniyle ameliyat edilecek Önder de yer almadı.
Turkcell Süper Lig'de, dün akşam Bursa'da oynanan Bursaspor-Fenerbahçe maçında sarı-lacivertli taraftarların bulundukları tribünde çıkan olayların, büyük maddi hasara yol açtığı bildirildi. AA muhabirinin aldığı bilgiye göre, Atatürk Stadı'nda yapılan maçta kendilerine ayrılan 988 kişilik misafir takım tribününde takımlarını destekleyen Fenerbahçeli taraftarlar, karşılaşmanın ilk yarısında Bursaspor taraftarları ile gerginlik yaşadı. Sarı-lacivertli taraftarlar, maçın bitiş düdüğüyle birlikte kendi aralarında da kavga etmeye başladı. Güvenlik güçlerinin müdahale ettiği ve iki taraftarın yaralandığı olayların ardından, Atatürk Stadı yöneticileri misafir takım tribününde hasar tespit çalışması yaptı. Sarı-lacivertli taraftarların tribündeki 298 koltuğu kırdıkları belirlendi. Taraftarların maç bitiminde stadyumdan ayrılırken tribün çıkışındaki güvenlik kameralarının yanı sıra tuvaletlerdeki fayanslar, camlar, musluklar ve lavaboları da kırdıkları bildirildi. Atatürk Stadı yöneticilerinin hasar tespit tutanaklarını maçın gözlemcilerine ve federasyon yetkililerine sundukları kaydedildi. Bu arada, tribünlerdeki hasarın onarımına, 14 Ekim'de Bursa'da yapılacak Türkiye-Ermenistan Dünya Kupası Grup Eleme Maçı nedeniyle hemen başlandığı öğrenildi.
DAUM'DAN SERT UYARI!.. Gizlenmiş İçerikGörmek İçin Foruma Giriş Yapınız. ! 14 Eylül 2009 10:56 Devre arasında takımdan ayrılmak istediğini söyleyen Uğur ile görüşen Alman hoca, “Toparlanırsan sana şans veririm. Aksi takdirde 18 kişilik kadroya bile giremezsin“ diyerek sert bir mesaj yolladı F.Bahçe'de ilginç gelişmeler yaşanıyor. Sarı-lacivertli takımda kadro derinliğinin ilk kurbanı Uğur Boral oluyor. Orta sahanın soluna Andre Santos’un gelmesiyle iyice gözden düşen Uğur’a Daum’dan gözdağı geldi.. Geride kalan 5 haftada 1 dakika bile şans bulamayan Uğur Boral ile bir görüşme yapan Alman hoca bu oyuncuyu sert şekilde uyardı. Zico döneminde özellikle Şampiyonlar Ligi’ndeki Sevilla maçlarında yıldızlaşan, ayrıca şu an Barcelona’da oynayan dünyanın en iyi sağbeklerinden D.Alves’i perişan eden Uğur’a Daum şu mesajı verdi: “Toparlanırsan şans bulursun. Yok olmazsa 18’e bile giremezsin.” Bilindiği gibi geçen hafta içinde F.Bahçe’den devre arasında ayrılmak istediğini açıklayan Uğur, Alman çalıştırıcı için “Ne yapsam beni kadroya almıyor” eleştirisinde bulunmuştu. DEDE ÇOK SEVİYORDU Hazırlık maçlarında sürekli şans verdiği Uğur’un çok pas hatası yapmasından sonra o bölgeye Andre Santos’u monte eden Daum, performansında hiç ilerlemeye olmayan Uğur Boral’ı böylece tamamen sildi. Yeterli bulmadığı oyuncusu ile bir görüşme yapan Alman teknik adam, ocak ayındaki transfer döneminde Uğur’u gönderebileceğini bile ima etti. Son Bursa maçında 18’e bile alınmayan yıldız oyuncu Süper Lig’deki ilk 5 maçta hiç forma giymedi. Ligde oynanan Denizlispor ve Diyarbakırspor maçlarında yedek oturan Uğur Boral, şu ana dek 2 Avrupa maçında şans buldu. Başarılı sol açık oyuncusu Honved karşılaşmalarında oynarken, Luis Aragones’in ise gözdesiydi. 100. YIL DA VARDI Geçen sezon tam 46 maçta sahaya çıkma başarısı gösteren Uğur, 5 golle sezonu tamamladı. Sarı-lacivertli takımda en çok şans bulan isimlerden birisi olan Uğur, Daum’un gelmesiyle ise tamamen gözden düştü. 2006 yazında F.Bahçe’ye transfer olan Uğur Boral, 100. yılda kazanılan şampiyonlukta da yer almayı başarmıştı.
Futbolda Avrupa'nın kulüpler bazında en büyük organizasyonu olan UEFA Şampiyonlar Ligi'ne şimdiye dek Türkiye'den sadece 3 takım katılabildi. 1992-93 sezonundan bu yana düzenlenen organizasyonda şimdiye dek Türkiye'den Galatasaray, Fenerbahçe ve Beşiktaş'tan başka takım katılamadı. ''Devler Ligi'' tarihinde daha önce Galatasaray 10, Fenerbahçe 6, Beşiktaş da 4 kez mücadele etti. Galatasaray 74, Fenerbahçe 40, Beşiktaş da 24 kez UEFA Şampiyonlar Ligi'nde sahaya çıktı. Türk takımları ''Devler Ligi''nde toplam 138 maça çıkarken, 37 galibiyet, 27 beraberlik, 74 de yenilgi aldı. Bu maçlarda toplam 134 gol atan Türk ekipleri, kalesinde ise 232 gol gördü. -GENEL TABLO- UEFA Şampiyonlar Ligi'nde Türk takımlarının performans tablosu şöyle: TAKIMLAR K O G B M A Y ------------------------------------------------------ Galatasaray 10 74 19 19 36 73 115 Fenerbahçe 6 40 11 6 23 42 70 Beşiktaş 4 24 7 2 15 19 48 ------------------------------------------------------ Toplam 20 138 37 27 74 134 232 -GALATASARAY VE FENERBAHÇE ÇEYREK FİNAL OYNADI- Türk takımlarının ''Devler Ligi''nde şimdiye dekki en büyük başarısı çeyrek final oldu. Galatasaray, Rumen teknik adam Mircea Lucescu yönetiminde 2000-2001 sezonunda, Fenerbahçe de 2007-2008 sezonunda Brezilyalı teknik adam Arthur Antunes Coimbra ''Zico'' yönetiminde çeyrek final oynama başarısı gösterdi. Bu arada, UEFA Şampiyonlar Ligi'nin bugünkünden farklı bir statüde oynandığı 1993-1994 sezonunda Galatasaray, Rainer Hollmann yönetiminde ilk 2 eleme turu geçerek, son 8 takımın mücadele ettiği gruplara kalmıştı. (A) Grubu'nda Barcelona, Monaco ve Spartak Moskova ile mücadele eden sarı-kırmızılılar 2 puanla son sırada yer alarak elenmişti. (A) ve (B) gruplarında ilk iki sırayı alan takımlar ise yarı final oynamıştı. -MAÇ BAŞINA PUAN ORTALAMASINDA EN BAŞARILISI ZİCO- UEFA Şampiyonlar Ligi'nde Türk takımlarının başında, maç başına en çok puan ortalaması tutturan teknik adam, Brezilyalı çalıştırıcı Arthur Antunes Coimbra ''Zico'' oldu. 2007-2008 sezonunda Fenerbahçe'ye ''Devler Ligi''nde çeyrek final oynatan Zico, maç başına 1.7 puan ortalamasıyla zirvede yer aldı. UEFA Şampiyonlar Ligi'ne 2 kez Galatasaray'ın, 1 kez de Beşiktaş'ın başında katılan Rumen teknik adam Mircea Lucescu ise, Galatasaray ile ilk kez bir Türk takımını 2. tur ve çeyrek finale taşıma başarısı gösterdi. Rumen teknik adam Galatasaray'daki performansıyla maç başına 1.66 ortalamayla ikinci sırada yer aldı. Lucescu ayrıca, 26'sı Galatasaray, 6'sı da Beşiktaş'ın başında olmak üzere toplam 32 kezle, Türk takımlarının başında bu ligde en çok görev yapan teknik adam unvanını aldı. Lucescu'yu 30 maçla Fatih Terim izledi. -EN BAŞARISIZI MUSTAFA DENİZLİ- UEFA Şampiyonlar Ligi'nde Türk takımlarının başındaki en başarısız teknik adam ise halen Beşiktaş'ı çalıştıran Mustafa Denizli oldu. Mustafa Denizli'nin başında bulunduğu Fenerbahçe, ''Devler Ligi''nde 2001-2002 sezonunda grubunu puansız kapadı. İlk kez bir Türk takımı grup maçlarını puansız kaparken, Denizli'nin başındaki Fenerbahçe 6 maçta 6 yenilgi alırken, sadece 3 gol atıp, kalesinde 12 gol gördü. -TEKNİK ADAMLARIN KARNESİ- T.Direktör Takım O G B M A Y P MBPO -------------------------------------------------------------- Zico F.Bahçe 10 5 2 3 15 14 17 1.7 Lucescu G.Saray 26 9 9 8 29 34 36 1.38 Lucescu Beşiktaş 6 2 1 3 5 7 7 1.16 Lazaroni F.Bahçe 6 2 1 3 3 6 7 1.16 Daum F.Bahçe 12 4 1 7 17 27 13 1.08 Terim G.Saray 30 8 6 16 33 50 30 1 Toshack Beşiktaş 6 2 0 4 6 9 6 1 Sağlam Beşiktaş 6 2 0 4 4 15 6 1 Gerets G.Saray 6 1 1 4 7 12 4 0.66 Saftig G.Saray 6 1 1 4 3 9 3 0.5 Scala Beşiktaş 6 1 1 4 4 17 4 0.66 Aragones F.Bahçe 6 0 2 4 4 11 2 0.33 Hollmann G.Saray 6 0 2 4 1 10 2 0.33 Denizli F.Bahçe 6 0 0 6 3 12 0 0 MBPO: Maç başına puan ortalaması. -UEFA ŞAMPİYONLAR LİGİ'NDE TÜRK TAKIMLARI- Futbolda Avrupa'nın kulüpler bazında en büyük organizasyonu olan UEFA Şampiyonlar Ligi'nde, Türk takımlarının performans tablosu şöyle: Sezon Takım Teknik Direktör O G B M A Y P ------- ------- ---------------- -------------------------------- 1993-94 G.Saray Rainer Hollmann 6 0 2 4 1 10 2 1994-95 G.Saray Reinhard Saftig 6 1 1 4 3 9 3 1996-97 F.Bahçe Sebastia Lazaroni 6 2 1 3 3 6 7 1997-98 G.Saray Fatih Terim 6 1 1 4 4 11 4 Beşiktaş John B. Toshack 6 2 0 4 6 9 6 1998-99 G.Saray Fatih Terim 6 2 2 2 8 8 8 1999-00 G.Saray Fatih Terim 6 2 1 3 10 13 7 2000-01 G.Saray Mircea Lucescu 14 6 3 5 19 24 21 Beşiktaş Nevio Scala 6 1 1 4 4 17 4 2001-02 G.Saray Mircea Lucescu 12 3 6 3 10 10 15 F.Bahçe Mustafa Denizli 6 0 0 6 3 12 0 2002-03 G.Saray Fatih Terim 6 1 1 4 5 10 4 2003-04 Beşiktaş Mircea Lucescu 6 2 1 3 5 7 7 G.Saray Fatih Terim 6 2 1 3 6 8 7 2004-05 F.Bahçe Cristoph Daum 6 3 0 3 10 13 9 2005-06 F.Bahçe Cristoph Daum 6 1 1 4 7 14 4 2006-07 G.Saray Erik Gerets 6 1 1 4 7 12 4 2007-08 F.Bahçe Arthur Zico 10 5 2 3 15 14 17 Beşiktaş Ertuğrul Sağlam 6 2 0 4 4 15 6 2008-09 F.Bahçe Luis Aragones 6 0 2 4 4 11 2 Not: 1993-94 ve 1994-95 sezonlarında galibiyete 2 puan uygulaması yapıldı.
Milliyet Gazetesi'nin haberine göre, Fenerbahçe, Bursaspor deplasmanında yeni bir motivasyon yöntemi ile maça son dakika hazırlığı yaptı. Sarı-lacivertli ekibin Teknik Direktörü Daum, otelden stada gelirken otobüste çantasından çıkardığı bir cd’yi videoya koyarak oyuncularından bunu dikkatle izlemelerini istedi. Takım otobüsü maçın oynanacağı Bursa Atatürk Stadı’na geldiğinde futbolcular hâlâ CD’deki görüntüleri seyrediyordu. Sarı-lacivertli oyuncuların maça konsantre olabilmesi için eski başarılardan derlenen görüntüler takımı bir hayli havaya soktu.
Bursaspor ile Fenerbahçe arasında oynanan maçın ardından, konuk takım tribünlerinde çıkan arbedede 2 sarı-lacivertli taraftar yaralandı. Alınan bilgiye göre, maçın ardından yaklaşık 1 saat Atatürk Stadı tribünlerinde bekleyen Fenerbahçeli taraftarlar ile polis arasında gerginlik yaşandı. Emniyet güçleri, taşkınlık yapan taraftarlara dağılmaları için biber gazı sıktı. Bazı taraftarlar biber gazından etkilenmemek için tribündeki tuvaletlere kaçtı. Burada çıkan arbedede biri boynundan, diğeri de elinden 2 taraftar yaralandı. Boynundan yaralanan Kadir Yakut (18) adlı taraftar, ambulansla Muradiye Devlet Hastanesi'ne kaldırıldı. Yakut, hastanedeki müdahalenin ardından taburcu edildi. Elinden yaralanan diğer taraftar ise olay yerinde tedavi edildi. Daha sonra otobüse bindirilen taraftar, İstanbul'a gitti.
Fenerbahçe’nin Brezilyalı savunma oyuncusu Fabio Bilica, Bursaspor karşılaşmasından sonra açıklamalarda bulundu. Bilica’nın sözleri şu şekilde: “Bugün kaliteli bir ekibe karşı oynadık. Zemin biraz kötüydü fakat bu bahane değil. Maçtan önce aklımızda 3 puan vardı biz de 3 puan aldık. Maçın başından itibaren ne kadar istekli olduğumuzu hem rakibe hem de kendimize hissettirmeyi hedeflemiştik. Maçın stresinde bazı sert müdaheleler olmus olabilir ama bu oyunun gereği. Hatalarım tabi ki var ama önemli olan benim takıma ne kadar yararlı olduğumdur. Eleştirilerin olması çok doğal. Twente karşısında galibiyet hedefliyoruz.”
Muzaffer KARTAL Fenerbahçe’nin Bursa’daki maçı zor bir maçtı. Çünkü milli oyuncuları yorgun dönen Fenerbahçe’nin fiziksel ve beyinsel yorgunluğu vardı. Çünkü Bursaspor Ertuğrul sağlam’ın göreve gelmesiyle iç sahada maç kaybetmiyordu. Çünkü saha ve taraftar avantajı Bursaspor’undu… Ama maç öncesi hakem hesapta yoktu… En azından hakem yorumu yapmayı sevmediğimden, benim için hakem gündemimde yoktu. Fakat evdeki hesap çarşıya uymadı!.. Bursaspor ilk dakikalarda daha kontrollü ve baskın görünse de Fenerbahçe sağlam basıyordu… Çünkü başta Daum olmak üzere birçok futbolcu bu maçın öneminin ve omuzlarındaki ağır yükün “galibiyet” olduğunun bilincindeydi. İlk 30 dakikada Fenerbahçe iyi hazırlık pasları yapsa da rakip kale önüne taşıdığı toplarda bitirici son vuruşları iyi yapamadı… Eğer kanatlar biraz daha iyi çalışsaydı gol daha erken gelebilirdi. İlk defa on birle sahaya çıkan Mehmet Topuz sırıtmadı. Ama tek top, yakındakine tek pas değil, biraz daha etkili ve oyuna katılımlı olmak zorunda… Tabi ki Mehmet’in bu tutukluğu ilk defa on birde olmasından olabilir. Mehmet Topuz zaman zaman yaptığı gibi, ayağında topu tutarak arkadaşlarının daha iyi yerleşmesini veya dinlenmesini sağlayanda olmalı, olabilmeli. Kısacası oyuna ağırlığını koymalı. Ama yine de iyi işler yaptı, gelecek haftalarda daha iyi olacaktır. Karşılaşmanın ilk devresinde Alex’in tek golü vardı. Fakat Fenerbahçe Güiza ile 3, Kazım ve Alex’le 5 önemli pozisyonlar yakaladı. Fakat özellikle Güiza bazı pozisyonları kendisine yakışmayan görüntüyle harcadı… Maalesef futbol da topu üç direk arasından gönderip filelerle buluşturamazsanız pozisyonların adı gol olmuyor. Fenerbahçe ikinci devreye Roberto Carlos’un yerine Santos ile başladı. Böylece o kanat daha hareketlilik ve rakip kaleye daha fazla top taşınması düşüncesi güzeldi. Ayrıca Santos’la Fenerbahçe de gole giden ayak sayısı artmıştı… Ama sayıca ayak veya pozisyon olarak fazla olmak önemli değil, eğer final vuruşları iyi yapamıyorsanız golü yine bulamazsınız. Bu galibiyetle Fenerbahçe 45 yıl sonra lige böyle 5’te 5 yaparak başlıyordu. Bu bir rekor değildi ama 45 yıllık rekoru egale etti… Kötü bir yönetim gösteren hakemin bitiş düdüğü ile Fenerbahçe adına kafama takılanlar…. Güiza’nın yerine neden Semih değil de Deivid oyundaydı… Kazım özelikle 3 pozisyonda çok daha müsait olan arkadaşlarına pas vermeyerek kaleye şut atmakla neyi düşündü, ne yapmak istiyor veya dalga mı geçiyor? Kısacası Fenerbahçe Bursa’da hakeme inat “sahada 11 kişi kalarak” kazandı… Çünkü maçın hakemi Deniz Çoban’ın tutumu, davranışı, kararları “sanki” Fenerbahçe’nin maçı 11 kişi bitirmesini istemiyor gibiydi… Belki de ben yanılmış olabilirim. Ama özellikle ikili mücadelelerde kullandığı tek taraflı kartlara bakıldığında ister istemez futboldan anlayan herkes bu düşünceye kapılır… Kim bilir belki de maçın kontrolünü elinde tutmak için Deniz Çoban sarı kart oldu yağdı.. Ama “neden” sadece Fenerbahçe’nin üzerine!
Deplasmanda Bursaspor’u 1-0 mağlup eden Fenerbahçe’nin teknik direktörü Christoph Daum, “bize zaman lazım” dedi. Daum’un LİG TV’ye karşılaşma sonrasında yaptığı açıklamalar şunlardı: -“BURSA’DA MÜCADELE ETMEZSENİZ HİÇBİR ŞEY ALAMAZSINIZ”- Maçın sonuna kadar mücadele eden bir Fenerbahçe takımı gördük. Bu beni mutlu etti. Zaten Bursa’da mücadele etmeye hazır değilseniz Bursa’dan hiçbir şey alamazsınız. Bunu biliyorduk. Takım mücadele etti ve bunu maç boyunca devam ettirdi. -“DAHA ÖNCE RAHATLAYABİLİRDİK”- Gerekmeyen yerlerde maçı ortada tuttuk. Daha önce 2. golü bulup maçı daha rahat bitirebilirdik. 5 maçın hepsini kazandık ve bu maçlardan 3 tanesi zor deplasmanlardı. Daha iyi olmaya çalışacağız ama bu tabi ki hemen olmuyor. Biraz zaman gerekiyor istediğimiz seviyeye gelmemiz için. -“KARTLARI HAKEM YORUMLASIN”- Sarı kartların nedenini benim değil hakemin değerlendirmesi gerekiyor. Sonuçta kartları ben değil o gösterdi.
Turkcell Süper Lig'in 5. haftasında bugün oynanan Büyükşehir Belediyespor - Trabzonspor ve Bursaspor - Fenerbahçe karşılaşmaları Maraton'da masaya yatırıldı!.. İşte Şansal Büyüka ve Erman Toroğlu'nun çarpıcı yorumları ve analizlerinin yer aldığı, tartışmalı pozisyonlara son noktanın koyulduğu Maraton'da konuşulanlar: BURSASPOR - FENERBAHÇE -"BENİM HAKEMİM ZAVALLI!"- ŞANSAL BÜYÜKA: Ben Bilica’yı bugün bayağı beğendim hocam... ERMAN TOROĞLU: Bazı şeyler yapıyor, onları yapmayınca iyi adam... ŞANSAL BÜYÜKA: Kırılma dakikalarına başlayalım hocam... Bursa iyi başladı diyebilir miyiz? ERMAN TOROĞLU: Eh! Genelde Fener kalesine geldiler ama çok etkili gelmedi... Kenarları çok nadir kullandılar... Ali Tandoğan biraz geldi, sol tarafı hiç kullanamadılar... ŞANSAL BÜYÜKA: Burada Fenerbahçelilerin bu tepkisi neden bu kadar sert oldu hocam? ERMAN TOROĞLU: Lugano’nun hareketlerine bakalım şimdi... Çekiyorlar Lugano’yu... Hakem, Lugano’ya şöyle bir dokunuyor... Lugano da “çek elini” diyor... Lugano “dokunulmaz” olarak muazzam bir adam! “Sen kimsin, bana dokunamazsın” diyor! Benim hakemim zavallı... Bir tek tecavüz etmedikleri kalıyor... -"YA SARILAR YANLIŞ YA YÜREĞİN KIRMIZIYA YETMİYOR!"- ŞANSAL BÜYÜKA: Hakem futbolcuya dokunabilir mi? ERMAN TOROĞLU: Dokunamaz... Bünyamin de Arda’ya yapmıştı... Futbolcuya dokunamazsın, tersler o seni... Ama futbolcu sana dokunamaz! O üzerindeki forma senin değil... O forma Federasyonun forması... Helal olsun ama Lugano’ya formasını koruyor! Sen hakem olarak formanı koruyamıyorsun, o koruyor! Helal olsun futbolculara... Maçın başından sonuna kadar baktım, inanamadım! 8 tane sarı kartın olduğu maçta sen 2 kırmızıya dönememişsen eğer hakem değilsin... Ya sarıların yanlış ya da yüreğin yetmiyor! ŞANSAL BÜYÜKA: Bu pozisyonun başındaki müdahaleye bakalım... Yenal’la Lugano... ERMAN TOROĞLU: İki futbolcu topa giriyorlar... Lugano’nun daha bir taban göstermesi var ama ikisi de topa geliyorlar... Kendini garantiye alıyor... Ayağını zaten topun üzerinden uzatırsa zaten art niyet var... Lugano burada üstten gelmiyor... -"TWENTE MAÇINDA YAPSANIZA BUNLARI!"- ŞANSAL BÜYÜKA: Sonrası da var hocam... ERMAN TOROĞLU: Sonra da alkışlıyor seni, atarmıyorsun... Göstersene kırmızıyı! Hani nerede? Bir başka maçta atarsan bu yüzden bir oyuncuyu ben sana sormaz mıyım Çoban? ŞANSAL BÜYÜKA: Güiza ve Alex’in sarı kartları var hocam... ERMAN TOROĞLU: Güiza saha içinde mükemmel oynuyor, hiç top ezmiyor, bütün pasları mükemmel de hakemin hatasını eleştiriyor... Alex geliyor, omuz atıyor hakeme! Fenerbahçeli futbolculara sesleniyorum... Twente maçında yapsanıza bu maç yaptıklarınızı! Hadi bir omuz atın bakalım ne oluyor orada! ŞANSAL BÜYÜKA: Avrupalı bu konularda titiz... ERMAN TOROĞLU: O forma var ya o forma! Alex ve Lugano nasıl veriyor o formanın hakkını, sen vermiyorsun! Ben böyle kendini çomaklattıran bir hakem görmemiştim!.. Topuz, hakemi kucaklıyor, ayırıyor... Hakem bu kadar aciz mi ya? ŞANSAL BÜYÜKA: Hakemi değil, kendi arkadaşlarını da korumaya çalışıyor aslında... ERMAN TOROĞLU: Vay anam var! Ölmüş hakem... -"ALEX ÇİLİNGİR GİBİ!"- ŞANSAL BÜYÜKA: Güiza’nın da maç içinde yaptığı tek olumlu hareket herhalde hocam... Alex’in golü geliyor... ERMAN TOROĞLU: Onu da mecburen yaptı... Alex’in varsa çilingir gibi açıyor... Tam bu pozisyondan hemen sonra “kale kilit” reklamı geldi... Nasıl uydu biliyor musun? Tam uydu! ŞANSAL BÜYÜKA: Alex’i reklamda oynatsınlar hocam... ERMAN TOROĞLU: Bu kadar uyan bir reklam olur mu! Maçı açıyor bu da... 3 puanı açıyor... Tık diye koydu topu oraya... -"KAZIM RAHAT ADAM"- ŞANSAL BÜYÜKA: Son 15 dakika neler yaptı hocam... Yürüyelim dakikalar devam etsin... Kazım’ın şutu... Alex burada Kazım’a da kızdı çok... ERMAN TOROĞLU: Aynısını Güiza da yaptı... Şuraya bak ya! Sağa atsa pozisyon, sola atsa pozisyon... Biraz beklese yine kendisi atacak golü... ŞANSAL BÜYÜKA: Alex çok iyi deparlanmıştı, bayağı kızdı burada... ERMAN TOROĞLU: O top oraya kolay gelmiyor ama Kazım rahat adam... ŞANSAL BÜYÜKA: Bursa’nın son anlarda baskısı var hocam... ERMAN TOROĞLU: Bursa hikayeden geldi! Bir karambol falan olsa atarlardı anca... Bıdı bıdı bıdı... Sabaha kadar oynarlardı, tat yok... Keçiboynuzu gibi... 6 kilo çiğne tat yok!.. ŞANSAL BÜYÜKA: Kazım’ın son dakikalardaki pozisyonu var yan ağlarda kalan... ERMAN TOROĞLU: Bu ne abi! Bomboş ya... Dön, bak, bas topa, kim geliyor... Kazım Fenerbahçe’de oynuyor ama bu halde ne kadar oynar bilmiyorum... -"ARKAYI FAZLA AÇMAYINCA BILICA İYİ GÖRÜNDÜ"- ŞANSAL BÜYÜKA: Fenerbahçe de kaçırdı bayağı... ERMAN TOROĞLU: Zaten 2 olsa 4 olurdu... 2. gol gelmeyince Bursa oyuna tutundu... Bursa’nın kadrosu bence yetersiz... ŞANSAL BÜYÜKA: Mehmet Topuz’u ben bugün bayağı beğendim ve çıkmasını da yadırgadım... ERMAN TOROĞLU: Mehmet’i neden çıkardı anlamadım... Mehmet iş yapar bu takımda... Özer girince o da iş yapar... Geçen seneye göre mücadele ediyor takım... Bu takım mücadele edince biraz diğer takımlarla farkı çıkar meydana... Zaten bu lig böyle devam ederse Beşiktaş da giremeyecek araya, Fenerbahçe ve Galatasaray alıp, gidecekler... ŞANSAL BÜYÜKA: Geçen yıl arka arkaya 3 deplasman kazanamamış Fenerbahçe... Bu sene 3 deplasman 9 puan yaptılar... ERMAN TOROĞLU: Arkayı fazla açmadılar Bilica iyi göründü... Biraz gittikleri zaman savunma kontrolsüz... ŞANSAL BÜYÜKA: Ben Gökhan Gönül’ün çok yıpratıldığına inanıyorum... Hem milli takımda hem Fenerbahçe’de git,gel,git,gel... Önder sağ kanatta oynasa, Gökhan ortanın sağında oynasa daha iyi olmaz mı? ERMAN TOROĞLU: Daha iyi olur... Arka tarafı çok fazla düşünmez daha etkili olabilir... Şimdi aklı arka tarafta... Bugün çok sinirliydi ama... Sahada hakem olsa atılabilirdi... ŞANSAL BÜYÜKA: Gökhan bir korner pozisyonunda çıldırdı hocam... ERMAN TOROĞLU: 48 metre auta gitti top, hakem korner verdi... MAÇIN ADAMI: ALEX DE SOUZA ŞANSAL BÜYÜKA: İtirazın var mı Alex’e? ERMAN TOROĞLU: Yok... Olamaz ki... Adam oynuyor... Kazım’a, Güiza’ya falan bakıyorum 2 metreye pas veremiyorlar... Adam topuğuyla veriyor... ŞANSAL BÜYÜKA: Andre Santos girdi sonradan ama etkili olamadı... ERMAN TOROĞLU: Bir de koşmuyor diyorlar nasıl futbol seyrediyorlar... Koşmayan adam nasıl gol atsın, koşmayan adam nasıl asist yapsın? ŞANSAL BÜYÜKA: Şu tartışmalı korner pozisyonuna bakalım... ERMAN TOROĞLU: Tam topa vururken bakalım... Neredeyse reklam tabelasında oynayacaklar... Neredeyse sağ ayağı autta Bursalının... Demek ki hakem kendinde değil, uçmuş! Hakem diyor ki “beni ittiler, kaktılar” Bir ara vardı ya öyle... Saçı olsa kakılmış gibi yapacaklardı hocayı... PIEROLAR ŞANSAL BÜYÜKA: Hocam Fenerbahçe’nin golü... Güiza’ya pası atan Alex, sonra alan yine Alex... 28 metre koşuyor... ERMAN TOROĞLU: Hani koşmuyordu? Alex 100 metre koşmuyor, çıkışı da hızlı değil ama Alex bastı mı yakalayamıyorsun... İlk söylediğimizde kızıyorlardı şimdi bir şey diyecek halleri kalmadı... ŞANSAL BÜYÜKA: Kazım’ın şutu var... 124 km hızla... Vay vay! ERMAN TOROĞLU: Allah razı olsun diyor Bursalılar bu pozisyonda vurduğu için... ŞANSAL BÜYÜKA: Hüseyin ve Batalla Bursa’dan, Kazım ve Lugano Fenerbahçe’den en çok koşanlar... Toplamda Bursaspor üstün... Alex de en çok koşan 5 futbolcu arasında Fenerbahçe’de... ERMAN TOROĞLU: Çok koşmakla gol olmuyor... Her gün seks yapmakla çocuk olmuyor hocam! Belli günlerde oluyor... Vücut ısısı yükselince oluyor... ŞANSAL BÜYÜKA: Biliyoruz hocam! ERMAN TOROĞLU: Alex fuzuli yerde koşmuyor... Çocuk olacak yerde koşuyor, bitiriyor işi!.. -"HAYBEYE YURTTAN SESLER"- ŞANSAL BÜYÜKA: Yıldızlama yap bakalım hocam. ERMAN TOROĞLU: Volkan 2, Gökhan 2, Lugano 2, Bilica 3, Carlos 1, Kazım 2, Mehmet Topuz 3, Cristian 2, Vederson 2, Alex 4, Güiza 1... ŞANSAL BÜYÜKA: Kare as çıkıyor mu? ERMAN TOROĞLU: Yok... ŞANSAL BÜYÜKA: Bursa’da öne çıkan var mı? ERMAN TOROĞLU: 1 abi hepsi.. 2 bulsana bana... ŞANSAL BÜYÜKA: Bulamıyorum... Hah! Ali Tandoğan var hocam... ERMAN TOROĞLU: Yani... Haybeye yurttan sesler... SEYİRCİ SORULARI ŞANSAL BÜYÜKA: Sorulara bakalım... Sürekli kişisel oynayan Kazım nasıl 90 dakika sahada kaldı? ERMAN TOROĞLU: Fazla tahammül etti bugün... Benim duyduğum takım içinde de şikayet var... ŞANSAL BÜYÜKA: Fenerbahçe hakem kararlarına topluca itiraz etti... Bunu Galatasaray yapıyordu 2000li yıllarda... Bu bir taktik mi? ERMAN TOROĞLU: Bir gün hep beraber yanarsın o zaman! Daum “hakeme sorun” dedi ama bir gün sahaya “hakem” çıkar, o zaman yanarsın! Hagi, Türkiye’de hakemlerin anasını ağlattı... Birgün Erol Ersoy attı, yer yerinden oynadı biz attırdık diye... Bir tek tecavüz etmediği kaldı hocam o gün sahada hakeme... ŞANSAL BÜYÜKA: Ofansif gücü yüksek olan Mehmet Topuz’un ön libero olarak oynatılmasını nasıl karşıladınız? ERMAN TOROĞLU: Bence defansif gücü daha yüksek... ŞANSAL BÜYÜKA: Bursaspor geçen senenin Sivas’ı olabilir mi? ERMAN TOROĞLU: Olamaz... Daha etkili oyuncular almaları lazım... -"SERCAN’I GÖREMEDİM"- ŞANSAL BÜYÜKA: Sarı kartları cömertçe çıkaran hakem kırmızıda cimri mi davrandı? ERMAN TOROĞLU: İşte buyrun! ŞANSAL BÜYÜKA: Sercan bugün Fenerbahçe forması giyse Bursaspor için dezavantaj olur muydu? ERMAN TOROĞLU: Sercan kadroda mıydı bugün? Ben görmedim... ŞANSAL BÜYÜKA: 5’te 5 yapan Fenerbahç ve Galatasaray’ın artı ve eksilerini değerlendirir misiniz? ERMAN TOROĞLU: Hücumda bayağı iyiler savunmada kötüler... Demedi deme! Manchester, Beşiktaş’ı yenebilir... Beşiktaş’ın rakibi değil... Beşiktaş Kayseri maçına baksın... Kayseri bir şeyler yaparsa sen o zaman rengi seyret! -"GÜIZA BÜYÜK FUTBOLCU YA HAKEME KIZIYOR!"- ŞANSAL BÜYÜKA: İki Güiza görüntüsü istemişsin hocam... ERMAN TOROĞLU: Güiza topu yere vurdu... İspanya gol kralı tabi, büyük futbolcu... Bakalım bu pozisyona... Tam şutu atarken sağ tarafa pas verse bin tane pozisyon doğar... Devam edelim, diğerine bakalım... Güiza giriyor hocam... Sağdan Alex, soldan Santos gidiyor... Yüzde 100 gol pozisyonu hocam! At topu, nerede top? Bu Güiza hakeme sinirleniyor... Değil mi? ŞANSAL BÜYÜKA: İddaa oranlarına bakalım... Oran daha az olmasına rağmen Fenerbahçe’ye oynayanlar daha fazla... Üst yüzdeye oynayanlar daha fazla ama alt yüzde kazandı... ERMAN TOROĞLU: Fenerbahçe koştuğu zaman gereğini yapsa maç 4 olurdu! ******************************************* BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESPOR - TRABZONSPOR -"GÖZLERİME İNANAMADIM"- ŞANSAL BÜYÜKA: Hugo Broos bu kadroyla bir şey değişmez dedi ama değişti... Neye bağlıyorsun bu skoru? ERMAN TOROĞLU: Yedikleri 3 gol inanılmazdı... ŞANSAL BÜYÜKA: Gözlerime inanamadım hocam... Egemen’i kaçırdın, attı golü... 5 dakika sonra aynı golü bir daha atırıyorsun... ERMAN TOROĞLU: 3’ü de attı hocam... Topukla attı... ŞANSAL BÜYÜKA: Gabric’i nasıl buldun hocam? ERMAN TOROĞLU: Beğendim... ŞANSAL BÜYÜKA: Ben de çok beğendim... Çok iyi top kesiyor... ERMAN TOROĞLU: İyi bir oyuncu... Geç kalmışlar öyle bir oyuncuyu almakla... ŞANSAL BÜYÜKA: Alanzinho kulübeye alışıyor hocam? Gökhan ve Umut da oynamalı değil mi? ERMAN TOROĞLU: Gökhan ters bir adam... Trabzon’un kadrosundan biraz kontrollü faydalanırsan kötü bir kadro değil... -"ÇARPSA BİLE PENALTI"- ŞANSAL BÜYÜKA: Gökhan Kaba’nın bir elle oynama pozisyonu var... ERMAN TOROĞLU: Bu top çarpma olsa bile penaltıdır çünkü el topa gidiyor... ŞANSAL BÜYÜKA: Bugün beni umutlandıran bir şey oldu... Ferhat’tan çok ümitliydik... Bugün bayağı iyi oynadı.. Bir de asist yaptı... Dileriz oturur oraya... ERMAN TOROĞLU: İnşallah... Yabancı teknik adamla Trabzon’un iyi bir ahenkle çalışması lazım... ŞANSAL BÜYÜKA: Abdullah hoca da Zeki’nin bu kadar kişisel oyununa nasıl tahammül etti anlamadım... ERMAN TOROĞLU: İbrahim Akın da öyle... ŞANSAL BÜYÜKA: Egemen çok içten oynuyor ama hocam... ERMAN TOROĞLU: Evet, kaptan da olunca tabi... İyi bir profesyonel... ŞANSAL BÜYÜKA: İstanbullular itibar etmediler, Trabzonspor kaptı... Çok da iyi kaptı kapmakla... ERMAN TOROĞLU: Evet... MAÇIN ADAMI: EGEMEN KORKMAZ ŞANSAL BÜYÜKA: Malumun ilanı oldu tabi... ERMAN TOROĞLU: Öyle olmuş... ŞANSAL BÜYÜKA: Bir görüntüsü var Sadri başkanın... ERMAN TOROĞLU: 6. golde oluyor bu... Kalçadan vuruyor hocam! ŞANSAL BÜYÜKA: Başkanlık zor iş... Bugün Aziz Yıldırım’a da bakıyorum... Bursa bir gol kaçırdıktan sonra eli kafasına gitti bir an... Bu başkanların da birlikte maç izlemesini doğru bulmuyorum... ERMAN TOROĞLU: Göksel başkan işi bitirmiş zaten orda... -"BAYRAK DİREĞİNİ SÖKERSEN SARI KART"- ŞANSAL BÜYÜKA: Bir de benim istediğim görüntü var... Geçen seneki bir maç... Lincoln golü atıyor, gidip korner bayrağı ile dans ediyor ve sarı kart çıkmıyor... O zaman çok konuşulmuştu... Bu sene de Gökhan Ünal... Golü atıyor, bayrağa vuruyor... Bu defa sarı kart çıkıyor... İki maçta da hakem Bünyamin Gezer... ERMAN TOROĞLU: O zaman o dersi okumamıştı Bünyamin Gezer... ŞANSAL BÜYÜKA: Biri dans ediyor, biri tekme atıyor... Ayrımın sebebi bu olabilir mi? ERMAN TOROĞLU: Hayır... Yapamazsın hocam! Sahanın bir parçası o... Ya yerine takamazsan? PİEROLAR ŞANSAL BÜYÜKA: Ferhat’tan Umut’a 60 metrelik bir pas... ERMAN TOROĞLU: Şahane! ŞANSAL BÜYÜKA: Umut’un da burada 73 metre deparı var... ERMAN TOROĞLU: Hazırlanış gollerine bayılıyorum... ŞANSAL BÜYÜKA: Yine kaleciden başlayan bir gol... 6. golü Trabzonspor’un... ERMAN TOROĞLU: Güzel gol... SEYİRCİ SORULARI ŞANSAL BÜYÜKA: Bu skor yanıltıcı mı? Belediye çok mu kötüydü? ERMAN TOROĞLU: Erken gol şok oldu tabi ama Trabzonspor bu görüntüye daha yakın. O kötü takım değildi Trabzonspor... O kadar kötü olmaya hakkı yok Trabzonspor’un... ŞANSAL BÜYÜKA: Hugo Broos’un 3 gol atan Egemen için “beklediğimiz golcü geldi” demesi yönetime bir mesaj mı? ERMAN TOROĞLU: Hazır topçuyu alınca herkes yapar... Sen içerdekinden bir şeyler yapmaya çalış... ŞANSAL BÜYÜKA: Belediye yine sele mi kapıldı? ERMAN TOROĞLU: Başlıklar böyle olur yarın... -"BEŞİKTAŞ’IN LASTİĞİ PATLAMIŞ"- ŞANSAL BÜYÜKA: F.Bahçe ve G.Saray için “ilk 2’de bitirirler” demiştiniz. 3.’lük adayınız Beşiktaş mı, Trabzonspor mu? ERMAN TOROĞLU: 4 takımın 2 tanesi belli... 3-4 kim olur bilmiyorum... Yalnız Beşiktaş’ın iyi olmadığı bir gerçek... Beşiktaş’ta lastik patlamış... ŞANSAL BÜYÜKA: Bir de ocakta kongre var... Demirören rakipsiz gibi görünürken şimdi karşısına Murat Aksu gibi güçlü bir rakip çıktı... Etkiliyor kongre de hocam! ERMAN TOROĞLU: Etkiliyor ama şu görüntüsüyle Beşiktaş’ın iyi gitmesi zor...
Fenerbahçe Kart'ın geleneksel iftar yemeği Fenerbahçe Şükrü Saracoğlu Stadı'nda verildi. Kulübün resmi internet sitesinde yapılan açıklamaya göre, iftara kulüp başkanı Aziz Yıldırım, yöneticiler, teknik direktör Christoph Daum, sportif direktör Aykut Kocaman, futbolcular ile Fenerbahçe Kart sahipleri ve aileleri katıldı. Fenerbahçe Kart sahiplerinin iftarda futbolcular ve Aziz Yıldırım ile fotoğraf çektirip, onlardan imza aldıkları bildirildi. İftardan sonra da 33 yaşına giren Brezilyalı futbolcu Alex De Souza'nın pastalı doğum günü kutlamasının taraftarlarla birlikte yapıldığı kaydedildi.
Futbol Federasyonu Merkez Hakem Kurulu (MHK) Başkanı Oğuz Sarvan ile başkan vekili Yüksel Okçuoğlu, UEFA Avrupa Ligi`nde mücadele edecek Galatasaray ve Fenerbahçe`nin teknik heyet ve futbolcularına 6 hakem uygulaması hakkında yarın bilgi verecek. Futbol Federasyonu`ndan yapılan açıklamaya göre, Sarvan ile Okçuoğlu, bu hafta başlayacak UEFA Avrupa Ligi`nde denenmeye başlanılacak 6 hakem uygulaması hakkında, bu organizasyonda Türkiye`yi temsil edecek Galatasaray ve Fenerbahçe kulüplerini detaylı olarak bilgilendirecek. Sarvan ve Okçuoğlu, yarın saat 13.00`de Florya Metin Oktay Tesisleri`nde Galatasaray`ın teknik heyet ve futbolcularıyla, saat 18.30`da da Fenerbahçe Şükrü Saracoğlu Stadı`nda Fenerbahçe`nin teknik heyet ve futbolcularıyla toplantı yapacak. Açıklamada, Avrupa Ligi ile birlikte başlayacak ``İlave Yardımcı Hakemlik`` uygulaması hakkında, geçtiğimiz Ağustos ayında üst düzey 48 hakem ve 48 gözlemci için İsviçre`de düzenlenen UEFA kursuna katılan MHK Başkanı Oğuz Sarvan ile FIFA kokartlı hakemler Selçuk Dereli ve Cüneyt Çakır`ın bilgilendirildiği hatırlatıldı.
