Fenerbahçe'den güncel haberler

Konu, 'FENERBAHÇE' kısmında ENGİN02 tarafından paylaşıldı.

  1. ENGİN02
    Offline

    ENGİN02
    Yetkili
    Vip

    Kayıt:
    20 Temmuz 2008
    Mesajlar:
    5.186
    Beğenilen Mesajlar:
    2
    Şehir:
    BESNİ
    Fenerbahçeli futbolcu Özer Hurmacı, ameliyatının ardından rehabilitasyon sürecini iyi geçirdiğini ve eski gücünü kazandığını ifade etti.

    Fenerbahçe Kulübü'nün internet sitesinde açıklaması yer alan Özer, milli maçlar nedeniyle lige verilen arada gerekli yüklemeleri yaparak antrenman açığını kapatmaya çalıştığını anlatarak, ''Önümüzdeki dönemde benden beklenen performansı sahaya yansıtmak için gayret göstereceğim. Çünkü kendimi daha yeni Fenerbahçe'ye transfer olmuş gibi görüyorum'' dedi.

    Özer'in açıklamaları şöyle:

    ''Takımdaki yerimi bulmak için çok çalışmam gerektiğini biliyorum. Ama ben pes edecek biri değilim. Ameliyatımın ardından hocalarımın ve doktorlarımın direktifleri doğrultusunda çalışmalarım sürüyor. Takımdaki herkesten daha fazla çalışmam gerektiğini ve kendimi hem hocama hem taraftarlarımıza kanıtlamak durumunda olduğumu biliyorum. Gerek Almanya hazırlıkları gerekse İstanbul'daki hazırlıklarda takımla birlikte olamadım. Ancak çok fazla bir kaybım olduğunu da düşünmüyorum. Henüz ligde 4. maçını yapmış bir takımız. Bazı maçlarda kısa süreli de olsa görev aldım. Ama bu maçlarda kendimi en iyi şekilde ifade ettiğimi zannetmiyorum. Milli takım arası benim için son derece iyi geçirdiğim bir dönem olacak. Bu aradan sonra yüzde yüz hazır bir Özer'i taraftarımıza seyrettireceğim. Alabileceğimiz tüm başarılara bende ortak olacağım.''
     
  2. ENGİN02
    Offline

    ENGİN02
    Yetkili
    Vip

    Kayıt:
    20 Temmuz 2008
    Mesajlar:
    5.186
    Beğenilen Mesajlar:
    2
    Şehir:
    BESNİ
    Fenerbahçe Spor Kulübü Futbol Okulu öğrencisi Ali Duran Örnek, antrenman sırasında geçirdiği rahatsızlık sonucu kaldırıldığı hastanede vefat etti.

    Fenerbahçe Kulübü'nün internet sitesinde yapılan açıklamada, Ali Duran'ın dün antrenmanda rahatsızlandığı, kaldırıldığı hastanede vefat ettiği bildirildi.

    Çalışkanlığı, futbola olan tutkusu ve yeteneğiyle kısa sürede eğitmenlerin dikkatini çektiği belirtilen Ali Duran'ın kaybının büyük bir üzüntü yarattığı ifade edilen açıklamada, şöyle denildi:

    ''Fenerbahçe Spor Kulübü'nde, futbol spor okullarında futbol eğitimi gören tüm öğrencilerimiz gibi Ali Duran Örnek'in de doktor raporu, ailesinin futbol eğitimini kulübümüzde sürdürmesine muvafakat eden belgeleri başvuru dosyasında mevcuttur. Ali Duran Örnek kardeşimizin bu ani kaybı camiamızı ve bizleri derinden üzmüştür. Ali Duran Örnek'e Allah'dan rahmet, kederli ailesi, arkadaşları ve tüm Fenerbahçelilere başsağlığı diliyoruz.''
     
  3. ENGİN02
    Offline

    ENGİN02
    Yetkili
    Vip

    Kayıt:
    20 Temmuz 2008
    Mesajlar:
    5.186
    Beğenilen Mesajlar:
    2
    Şehir:
    BESNİ
    Avrupa’nın en çok transfer harcaması yapan 20 kulübü arasına ilk kez bir Türk takımı da girdi.

    Fenerbahçe'nin 19'uncu sıradan girdiği listedeki 20 Avrupa kulübü transfere 1.3 milyar Euro'nun üzerinde para harcadı. Transfer rekortmeni ise İspanyol Real Madrid oldu.

    Hürriyet'in haberine göre, Bu yaz transfer sezonuna yüksek bonservis ücretleri damga vururken, Avrupa'daki 20 kulübün yaptığı harcama 1.3 milyar Euro'yu geçti. 2009-2010 futbol sezonu için yapılan transferleri araştıran Fransız futebolfinance.com adlı internet sitesi, Avrupa'nın en çok para harcayan 20 kulübünü açıkladı. Türkiye'den de Fenerbahçe'nin ilk defa girdiği listede Real Madrid transfere en çok para harcayan kulüp oldu. Listede 7 İngiliz, 4 İtalyan, 3 İspanyol, 3 Fransız ve 1 Türk takımı yer aldı. Fenerbahçe 28 milyon Euro'luk harcamasıyla listeye 19'uncu sıradan girdi.

    FENERBAHÇE GELİŞMESİ

    7 İngiliz kulübünün bulunduğu sıralamada bu yıl en önemli değişikliğin Fenerbahçe'nin listeye girmesi olduğunu belirten Fransız sitesi, şu bilgilere yer verdi: "İngiliz kulüpleri hâlâ listenin en güçlü temsilcileri arasında bulunuyor. Transfer harcamalarında kısıntıya gitmiyor. Fransız ekipleri de bu yıl kasanın ağzını açarak bu sıralama da 3 takımla yer aldı. Transfere en çok para ayıran 20 Avrupa kulübü sıralamasında bu yıl en çok dikkat çeken gelişme Fenerbahçe'nin 19'uncu sıradan listeye adım atması oldu. Avrupa'nın 5 büyük ligindeki takımlar arasında olmamasına rağmen Fenerbahçe yaptığı transferlerle listedeki en önemli değişiklik oldu."

    EKONOMİK KRİZ ETKİLEMEDİ

    Ekonomik krize rağmen kulüpler bu yaz transfer harcamalarında muslukları kısmadı. 257 milyon 400 bin Euro harcama yapan İspanyol ekip Real Madrid, Avrupa'nın transfer rekortmeni oldu. Geçtiğimiz sezonun rekortmeni İngiliz Manchester City'nin yaptığı 118 milyon Euro'luk transferi de 2'ye katlayan İspanyollar en çok parayı Ronaldo'nun bonservisine verdi. İngilizleri bu yıl sıralamada 4 takımı bulunan İtalya takip ediyor. Inter, Genoa, Juventus ve Naples takımları arasında en çok harcama yapan kulüp ise 90.5 milyon Euro ile Inter oldu. Juventus ise bu yıl transferlere 55.3 milyon Euro harcadı.

    FENERBAHÇE SPORTİF, 58.2 MİLYON TL TEMETTÜ DAĞITACAK

    FENERBAHÇE Spor Kulübü'nün bir iştiraki olan ve hisseleri İMKB'de işlem gören Fenerbahçe Sportif A.Ş.'nin yıllık genel kurulu yapıldı. Genel kurul, Abdülkadir Kuşin'in divan başkanlığında, Fenerbahçe Faruk Ilgaz Tesisleri'nde gerçekleştirildi. Fenerbahçe Spor Kulübü hisselerini genel sekreter Vedat Olcay'ın temsil ettiği genel kurulda yıllık net kâr 63.8 milyon TL'nin yasal zorunluluk karşılıkları ayrıldıktan sonra brüt 58.2 milyon TL'nin 31 Ekim 2009'da dağıtılmasına karar verildi. 1 TL yazılı değerli bir hisseye brüt 2.3259 TL temettü verilecek. Bu da yatırımcı açısından yazılı değer üzerinden yüzde 232.59 verim sağlanması anlamını taşıyor. Fenerbahçe Sportif, borsa değeri itibariyle 825 milyon dolarla, spor sektöründe tüm, sanayide ise pek çok şirketi geride bırakıyor. Genel kurulda şirket genel müdürü Engin Dumanlı, mali işler müdürü Nihat Sesalan, denetçi Tahir Perek, Doğan Yeşin, Deloitte partneri Burç Seven, Deniz Yatırım Müdürü Nurullah Erdoğan da hazır bulundu.
     
  4. ENGİN02
    Offline

    ENGİN02
    Yetkili
    Vip

    Kayıt:
    20 Temmuz 2008
    Mesajlar:
    5.186
    Beğenilen Mesajlar:
    2
    Şehir:
    BESNİ
    Fenerbahçe'nin yeni transferi Brezilyalı futbolcu Cristian Baroni, ailesini İstanbul'a getirdi.

    Cristian, eşi Camilia, kızı Anne Beatri ve oğlu Junior Cristian ile birlikte Lufthansa Havayolları'na ait uçakla Brezilya'dan Frankfurt aktarmalı olarak İstanbul Atatürk Havalimanı'na geldi.

    Fenerbahçeli futbolcu Vederson tarafından alanda karşılanan Cristian ve aile fertleri, alandan da birlikte ayrıldı.
     
  5. ENGİN02
    Offline

    ENGİN02
    Yetkili
    Vip

    Kayıt:
    20 Temmuz 2008
    Mesajlar:
    5.186
    Beğenilen Mesajlar:
    2
    Şehir:
    BESNİ
    Fenerbahçe, Turkcell Süper Lig'in 5. haftasında deplasmanda Bursaspor ile yapacağı maçın hazırlıklarını tek antrenmanla sürdürdü.

    Teknik direktör Christoph Daum, Can Bartu Tesisleri'nde gerçekleştirilen 2 saatlik antrenmanda futbolculara, kondisyon çalışmalarının yanı sıra dar alandaki çift kale maçlarda isabetli ve çabuk pas ile hızlı hücuma çıkışa yönelik program uyguladı.

    Sıcak havada yüksek tempoda gerçekleştirilen antrenmanda futbolcular oldukça yoruldu.

    Antrenör Roland Koch'un dar alandaki çift kaleden sonra çalışmayı bitiren düdüğüyle tesislere giden tünele yönelen futbolcular, teknik heyetin çağrısıyla üst sahaya çıkıp, burada hazırlanan istasyonda bir süre de depar çalışmaları yaptı.


    -''GÜNEŞLİ BİR ANTRENMAN YAPALIM''-

    Teknik heyet, antrenmana başlarken yapılan toplantıda, futbolculara çalışmayla ilgili programı anlattıktan sonra ''Güneşli bir günde güneşli bir antrenman yapalım'' şeklinde sözlerle motivasyon sağlamaya çalıştı.

    Daum, bir çok ülkede yağışlı havaların başladığını hatırlatıp, güneşli havaların kendileri için iyi bir şans olduğunu, bunu iyi değerlendirmeleri gerektiğini ifade ederken, yardımcısı Roland Koch ise ''Güneşli bir günde güneşli bir antrenman yapalım'' dedi.

    Antrenmanda Brezilyalı yıldız Roberto Carlos'un çalışma aralarında takım arkadaşlarıyla yaptığı birebir görüşmeler dikkati çekti. Tecrübeli futbolcunun Bekir ve Mehmet Topuz ile konuştuğu görüldü.

    Yarını izinli geçirecek sarı-lacivertliler, Bursaspor maçının hazırlıklarını 7 Eylül Pazartesi günü yapacağı antrenmanla sürdürecek.

    Antrenmanda, milli takımlarda bulunan 13 futbolcunun yanı sıra ülkesinden ailesiyle bugün dönmesi beklenen Brezilyalı futbolcu Cristian yer almadı.
     
  6. ENGİN02
    Offline

    ENGİN02
    Yetkili
    Vip

    Kayıt:
    20 Temmuz 2008
    Mesajlar:
    5.186
    Beğenilen Mesajlar:
    2
    Şehir:
    BESNİ
    Fenerbahçe Kulübü Basketbol Şubesi 2009-2010 Kış Basketbol Okulu çalışmaları, 26 Eylül Cumartesi günü başlayacak.

    Çalışmalar, Dereağzı'ndaki Fenerbahçe Lefter Küçükandonyadis Tesisleri'nde gerçekleştirilecek.

    1993-2003 tarihleri arasında doğan kız ve erkek çocukların katılabileceği kış basketbol okuluna kayıtlar, 7 Eylül Pazartesi gününden itibaren yaptırılabilecek.
     
  7. ENGİN02
    Offline

    ENGİN02
    Yetkili
    Vip

    Kayıt:
    20 Temmuz 2008
    Mesajlar:
    5.186
    Beğenilen Mesajlar:
    2
    Şehir:
    BESNİ
    NTV Spor'dan canlı olarak yayınlanan Dünya Kupası Güney Amerika elemelerinde deplasmanda Arjantin'i 3-1 mağlup eden Brezilya finalleri garantilerken, Arjantin ise aldığı yenilgiyle büyük hüsrana uğradı ve şansını kalan maçlara bıraktı. Elano ve Dos Santos maça ilk onbirde başladı.

    Dünya kupası Güney Amerika elemelerinde merakla beklenen karşılaşmada ve NTV Spor'dan canlı yayınlanan maçta Brezilya ezeli rakibi Arjantin'i deplasmanda yenmeyi başardı. Bu sonuçla Brezilya dünya kupası finallerini garantilerken, Arjantin ise şansını kalan maçlara bıraktı.

    Fenerbahçeli Dos Santos ve Galatasaraylı Elano'nun ilk onbirde başladığı maçın 24. dakikasında Luisao ile 1-0 öne geçen Brezilya, 30. dakikada Fabiano ile skoru 2-0'a getirdi ve ilk yarı bu skorla sona erdi.

    İkinci yarıda ev sahibi Arjantin gol için yüklenmeye başladı ve 65. dakikada Datolo ile farkı bire indirdi: 1-2

    Ev sahibi Arjantin'in gol sevinci fazla sürmedi ve 67. dakikada tekrar Fabiano farkı ikiye çıkardı.

    Kalan dakikalarda başka gol olmayınca maç konuk ekip Brezilya'nın 3-1 üstünlüğü ile sona erdi.

    Brezilya bu galibiyetle Dünya Kupası'na gitmeyi garantilerken, Arjantin ise şansını diğer kalan maçlarına bırakmış oldu.
     
  8. ENGİN02
    Offline

    ENGİN02
    Yetkili
    Vip

    Kayıt:
    20 Temmuz 2008
    Mesajlar:
    5.186
    Beğenilen Mesajlar:
    2
    Şehir:
    BESNİ
    Fenerbahçe Kulübü ile Azerbaycan Futbol Federasyonu arasında, sportif işbirliğini artırmaya yönelik protokol yarın İstanbul'da imzalanacak.

    Fenerbahçe Kulübü'nden yapılan açıklamaya göre, Azerbaycan Futbol Federasyonu Başkanı Rovnag Abdullayev ve Fenerbahçe Kulübü Başkanı Aziz Yıldırım'ın katılacağı protokol imza töreni, saat 14.00'te, Faruk Ilgaz Tesisleri'nde yapılacak. Törende teknik direktör Christoph Daum, sportif direktör Aykut Kocaman ile bazı futbolcular da yer alacak.

    Bu arada, sportif işbirliğini artırmanın ve dostluğu pekiştirmenin amaçlandığı işbirliği çerçevesinde, gelecekte Azerbaycan 15 Yaş Altı Genç Milli Takımı'nın iskeletini oluşturması planlanan futbolcuların yer aldığı bir takımın, 13 Temmuz'dan bu yana Fenerbahçe tesislerinde eğitim gördüğü, bu takımın, sarı-lacivertlilerin idari ve teknik şemsiyesi altında, çalışmalarına İstanbul'da devam edeceği bildirildi.
     
  9. ENGİN02
    Offline

    ENGİN02
    Yetkili
    Vip

    Kayıt:
    20 Temmuz 2008
    Mesajlar:
    5.186
    Beğenilen Mesajlar:
    2
    Şehir:
    BESNİ
    İspanyol yıldız için 2 CD hazırlayan Daum, birincisine geçen yıl yanlış yerde durduğu için kaçırdığı; diğerine bu sezon attığı golleri koyup, farkı gösterdi.

    İki ayı aşkın bir süredir birlikte olduğu futbolcuları için birer CD hazırlayan Fenerbahçe Teknik Direktörü Daum’un, Daniel Güiza için yaptığı CD’ler, İspanyol golcüde yaşanan büyük değişimi ortaya koydu.

    Fanatik'in haberine göre, Tecrübeli hocanın hazırladığı ilk CD’de, yıldız oyuncunun geçen sezon kaçırdığı goller vardı. Kaçan her golde Güiza’nın durduğu yeri daire içine alan Fenerbahçe Teknik Direktörü’nün, “Dikkat ediyorsan, durduğun yer, aldığın pozisyonlar yanlış. Golleri bunun için kaçırmışsın” dediği, ardından ikinci CD’ye geçtiği belirlendi. İkinci CD’de ise Güiza’nın bu sezon attığı goller vardı.

    ‘Doğru yerde olunca’
    Daum, yine golcüsünün durduğu yerleri daire içine almıştı. Ancak bu kez doğru yaptığını göstermek için. “Gördüğün gibi burada çok iyi pozisyon almışsın. Doğal olarak da golünü atmışsın” diyen Daum, “İki CD’deki Güiza’yı iyi incele. Yaptığın hataları gör. Senden, bu seneki gibi doğru yerlerde bulunmanı, iyi pozisyon almanı ve gollerini sıralamanı bekliyorum. Sana güveniyorum” diyerek oyuncusuna moral verdiği öğrenildi.
     
  10. ENGİN02
    Offline

    ENGİN02
    Yetkili
    Vip

    Kayıt:
    20 Temmuz 2008
    Mesajlar:
    5.186
    Beğenilen Mesajlar:
    2
    Şehir:
    BESNİ
    Transfer sezonu bitti ama Bursasporlu Sercan Yılıdırım’ın transferi konusundaki tartışmalar bitmedi.

    Radyospor'un haberine göre, Son olarak Sercan’ın babası Kenan Yıldırım, bir televizyon kanalına Sercan’ın Galatasaraylı olduğunu açıklaması ve kendileri için Fenerbahçe defterinin kapandığını açıklaması ve bunun üzerine Sercan’ın babasını yalanlayan açıklaması gündeme bomba gibi düştü. Babasının açıklamalarını ve Sercan’ın bir türlü gerçekleşmeyen transferini, Radyospor'da Aydın Cingöz ile Haber Aktif programına değerlendiren eski menajeri Efgan Erciyas, çok tartışılacak açıklamalar yaptı.

    İşte Efgan Erciyas’ın açıklamaları:

    *Sercan’ın babası bu işleri seviyor. Babanın baştan beri transfer merakı, menajerlik merakı var. Sercan sonunda babasını yaralamak zorunda kaldı.

    *Sercan Yıldırım ile Fenerbahçe ciddi anlamda ilgilendi. Galatasaray son 15 güne kadar transfer etmek istedi ama ekonomik şartlar ağır gelince transferden vazgeçti. Bu iki takımın dışında ne Beşiktaş ne de başka bir takım Sercan ile ilgilenmedi. Bu kulüplerle görüşmelerde futbolcu adına bulundum.

    *Babasının dediği gibi Fenerbahçe 9.5 milyon euro vermedi. Transferin son günü saat 15.30 gibi Fenerbahçe bu transferden vazgeçti. (Aziz Yıldırım’ın Sercan’ın babasının tavırlarından rahatsız olduğu için transferden vazgeçtiği konuşuluyor.) Babasının açıklamaları çok çirkin ve yanlış.

    *Sercan’ın transferinin gerçekleşmemesindeki ana nedenlerden biri Sercan’ın babası Kenan Yıldırım’dır. Sercan ile benim ciddi sıkıntılarım var ama Sercan son dönemde profesyonellik örneği verdi.

    *Babası kabul etmesede, TFF kayıtlarında Sercan’ın menajeri Rıza Ağacık görünsede oyuncunun benimle çalıştığına dair bir imzası var. Geçenlerde de babası tehditle aldığımı iddia etti. Avukatlarımla gerekli girişimleri yaptık.

    *Babasının söylediklerinin aksine bunu ilk defa söylüyorum. Sercan, Fenerbahçe Kulübü’ne çok gitmek istedi. Sercan’ın gönlü bir yerde olibilir ama Sercan Fenerbahçe’ye çok gitmek istiyor.

    *Sercan “Fenerbahçe’de Alex ile oynarsam ben kıral olurum” diyordu.

    *Bu transferde ben dahil herkes hatalar yaptı. Ancak olaylara şahitim Fenerbahçe ve Galatasaray ile yapılan transfer görüşmeleri iddia ediliği gibi olmadı.

    SERCAN 5 MİLYAR İÇİN SERBEST KALMIŞ!

    Bugün transferi için 7-8 milyon bonservis bedeli istenen Sercan Yıldırım’ın geçen yıl Bursaspor’dan 5000 bin TL alacağını tahsil edemediği için serbest kaldığı ortaya çıktı.

    Türkiye Futbol Federasyonu kayıtlarındaysa Sercan’ın Bursaspor ile 31 Ocak 2008’de karşılıklı olarak sözleşmesini sona erdirdiği görünüyor.
     
  11. ENGİN02
    Offline

    ENGİN02
    Yetkili
    Vip

    Kayıt:
    20 Temmuz 2008
    Mesajlar:
    5.186
    Beğenilen Mesajlar:
    2
    Şehir:
    BESNİ
    UEFA Avrupa Ligi'nde mücadele eden Türk takımları Fenerbahçe ve Galatasaray'ın gruplarında oynayacağı ilk maçları yönetecek hakemler açıklandı.

    Fenerbahçe ile Hollanda temsilcisi Twente arasında 17 Eylül Perşembe günü İstanbul'da oynanacak karşılaşmayı İsviçre Futbol Federasyonu'ndan Claudio Circhetta yönetecek.

    Fenerbahçe Şükrü Saracoğlu Stadı'nda saat 22.05'te başlayacak karşılaşmada, Circhetta'nın yardımcılıklarını Francesco Burgina ve Raffael Zeder yapacak. Müsabakanın dördüncü hakemi ise Nikolaj Hanni olacak.

    Galatasaray ile Yunanistan temsilcisi Panathinaikos arasında 17 Eylül Perşembe günü oynanacak karşılaşmayı ise İtalya Futbol Federasyonu'ndan Paolo Tagliavento yönetecek.

    Başkent Atina'daki OACA Spiros Louis Stadı'nda oynanacak ve saat 20.00'de başlayacak karşılaşmada Tagliavento'nun yardımcılıklarını Luca Maggiani ve Elenito Di Liberatore yapacak. Karşılaşmanın dördüncü hakemi olarak da Antonio Damato görev yapacak.
     
  12. ENGİN02
    Offline

    ENGİN02
    Yetkili
    Vip

    Kayıt:
    20 Temmuz 2008
    Mesajlar:
    5.186
    Beğenilen Mesajlar:
    2
    Şehir:
    BESNİ
    Teknik Direktör Christoph Daum, bu sezon tekrar profesyonel futbol takımımızın başına geçtikten sonra, uyuyan dev adama benzer bir ortam gördüğünü belirterek, "Biz sadece onu, bu güçlü kişiyi, bu güçlü kulübü uyandırmak istedik. Hep birlikte bu yeni Fenerbahçe moralini yarattık" dedi.

    FB TV'de yayınlanan "Daum ile Teknik Analiz" programında, Fatih Demirkol'un sorularını yanıtlayan Christoph Daum, Fenerbahçe'de sadece başarıyı hedeflemediklerini, aynı zamanda sempatik bir ortam da yaratmak istediklerini ifade etti.

    "Herkese ulaşmak isteyen bir kulübüz" diyen Daum, "Geldiğimde sanki öyle bir ortam gördüm. Sanki böyle uyuyan bir dev adam gibi, uyuyan bir kişi gibi... Sadece biz onu, bu güçlü kişiyi, bu güçlü kulübü uyandırmak istedik. Hep birlikte bu yeni Fenerbahçe moralini yarattık. Bu modelimiz, çok güçlü bir şey" diye konuştu.

    Sezonun başlamasından bu yana, takımının olağanüstü işler yaptığını söyleyen Daum, 71 antrenman ve 15 maç yaptıklarını hatırlattı.

    Takımla, taktik ve motivasyonla ilgili 20'den fazla toplantı yaptığını anlatan Christoph Daum, "Son 32 günde toplam 10 maç oynadık. 8'ini kazandık, 2 maçta beraberlik aldık. Takımı gerçekten tebrik ediyorum, kutluyorum. Bu sürede sadece 5 gün izin vardı. Diğer günlerde gerçekten iyi bir şekilde çalıştılar" diye konuştu.

    Taktik ve sistem anlamında sahada ne görmek istediğine ilişkin bir soru üzerine Christoph Daum, esnek bir oyun sisteminden yana olduğunu, genel sistemlerinin, 4-2-3-1 olduğunu belirtti.

    Her zaman atak yapan bir takım olmak istediklerini dile getiren Daum, taktiksel anlayışıyla ilgili de şunları kaydetti: "Her zaman maçın kontrolü bizde olsun istiyoruz. Bu, çok enerji harcayan bir olay ve konsantre gerektiriyor. Bizim oyun sistemimiz esnek olmalı. Genel sistemimiz 4-2-3-1 ama bir forvetten bir anda 3-4-5 forvet yapmak istiyoruz. Esnek olmak için antrenmanlarda değişik sistemleri çalıştırıyoruz. Zaman zaman 4-4-2, zaman zaman 4-1-3-2 çalışıyoruz.

    Sadece fizik anlamda güçlü futbolcu istemiyoruz, aynı zamanda bir sistemden diğer bir sisteme geçebilecek oyuncu istiyoruz. Acele aksiyonda hızlılık da önemli. Bunu söylerken sadece koşuyla ilgili çabukluğu kastetmiyorum. Daha çok beyinde olan çabukluktan bahsetmek istiyorum.

    Pozisyonu ve maçı okuyabilmek... Bu, benim için çok önemli. Benim sadece bunu futbolcuya söylemem yeterli değil. Futbolcuda da aynı istek olmalı. Oyuncunun içten istemesi lazım. Pozisyonu 10 kişi hazırlıyor, 11. bitiriyor. Ya golü atıyor ya da topu kazanıyor. Futbolcularımız istekli, çok iyi çalışıyorlar." Manisaspor maçında kırmızı kart gören Emre'ye ilişkin de Daum, "Emre gibi futbolcuları, her zaman rakipleri provoke ediyor. Bunu Emre ile konuşmak gerekiyor. Emre'ye destek vereceğiz ve umarım ileride bir daha böyle bir şey yaşamayız" dedi.

    Daum, bu sezon Fenerbahçe ile ilk ve en önemli hedeflerinin, Türkiye'de şampiyonluk olduğunu belirterek, "İkinci hedef de Avrupa'da gidebildiğimiz kadar gitmek. UEFA Avrupa Ligi'nde gruplar belirlendi. İyi bir grup ama bu grubu geçmemiz lazım. En önemlisi, Turkcell Süper Ligi'nde şampiyonluk" diye konuştu. Fenerbahçe kadrosuna bu sezon katılan futbolcuların performanslarının, kendisini mutlu ettiğini dile getiren Daum, Cristian ve Dos Santos'un başlangıçlarını "olağanüstü" olarak niteledi. Fenerbahçe taraftarına da övgüde bulunan Daum, Manisaspor maçında, 94. dakikada galibiyeti getiren golün sahibinin, taraftar olduğunu söyledi. Maçlarda sahaya çıkacak ilk 11'i belirlerken zorlandığını ifade eden Alman çalıştırıcı, teknik adamlar için en zor şeyin, bir futbolcuya kadroda yer almadığını söylemek olduğunu kaydetti.

    Daum, sezon başından bu yana, futbolcuların sıkça yaşadığı kas sakatlanmalarının nedeni üzerine birçok araştırma yaptıklarını belirterek, şunları kaydetti: "Bu, beni de memnun etmiyor. Yaptığımız idmanların seviyesi bayağı yüksekti. Biz de nedenlerini araştırıyoruz. Kan testleri yaptırdık, acaba beslenmede bir sorun var mı diye düşündük. Her futbolcu yeterince su alıyor mu, onu da araştırdık. Enfeksiyon olup olmadığını da araştırdık. Diş konusunda da çok hassas olmalıyız. Dişte ve diş etinde olan iltihap, kasa da yansıyabilir. Sanırım bu konu, ileride daha da netleşecek." Christoph Daum, maçları analiz edecekleri, oğlu Marcel'in sorumlu olduğu bir sistem kurmak için çalışmaların sürdüğünü de ifade ederek, "En üst düzeyde maç analizleri yapacağız. Maç esnasında, hızlı bir şekilde analiz verme şansımız olacak. Devre arasında futbolcularıma gösterebileceğim görüntü olabilir. Yapmak istediğimiz transferlerde bize önemli bilgiler verebilir. Kurulduktan sonra tanıtacağız. Can Bartu Tesisleri'nde en modern şekilde çalışmak istiyoruz. Bazı konularda da yenilikler olacak" şeklinde konuştu.
     
  13. ENGİN02
    Offline

    ENGİN02
    Yetkili
    Vip

    Kayıt:
    20 Temmuz 2008
    Mesajlar:
    5.186
    Beğenilen Mesajlar:
    2
    Şehir:
    BESNİ
    Fenerbahçe Kulübü, Siirt'in Eruh ilçesinde güvenlik güçleri ile teröristler arasında çıkan çatışmada şehit olan askerler için başsağlığı mesajı yayınladı.

    Kulübün resmi internet sitesinde ''Terörü lanetliyoruz'' başlığı ile yayınlanan mesajda şu ifadelere yer verildi:

    ''Siirt'in Eruh ilçesi Kiraz Dağı kırsalında dün akşam güvenlik güçleri ile teröristler arasında başlayan çatışmalarda kaybettiğimiz askerlerimize Allah'tan rahmet, ailelerine, Türk Silahlı Kuvvetleri ve Türk milletine başsağlığı diliyoruz.''
     
  14. ENGİN02
    Offline

    ENGİN02
    Yetkili
    Vip

    Kayıt:
    20 Temmuz 2008
    Mesajlar:
    5.186
    Beğenilen Mesajlar:
    2
    Şehir:
    BESNİ
    Fenerbahçe’de kaptanlığa yükselen Emre Belözoğlu’nun maçlardaki sinirli halleri yönetimi harekete geçirdi.

    Son olarak rakibine küfür ettiği için üç maç ceza alan milli futbolcuya, maç sırasındaki öfke kontrolünü sağlamak için, psikolog tutulacak. Milliyet'in haberine göre Emre ile bir süre terapi yapacak psikolog, takımdaki diğer sinirli oyunculara da seanslar düzenleyecek.
     
  15. ENGİN02
    Offline

    ENGİN02
    Yetkili
    Vip

    Kayıt:
    20 Temmuz 2008
    Mesajlar:
    5.186
    Beğenilen Mesajlar:
    2
    Şehir:
    BESNİ
    Brezilya Milli Takımı hocası Dunga’nın, Fenerbahçe’de son haftalarda attığı gollerle dikkati çeken Dos Santos’a, “Fazla atağa kalkıp, kulvarını boş bırakıyorsun” tavsiyesinde bulunduğu bildirildi.

    MİLLİYET'in haberine göre Dunga’nın, yıldız oyuncuya ileri çıkarak gol araması ve atması konusunda destek verdiği, ancak mevkiini iyi kontrol etmesi gerektiğini vurguladığı ifade edildi.

    Dos Santos da, Milli Takım kampındaki basın toplantısında hocasının bu uyarısını doğruladı ve defansa biraz daha yardımcı olması için direktif verdiğini söyledi. Brezilyalı futbolcu, “Mili Takım’ın yeni sol ayağı sen misin?” sorusunu da, “Hocam görev verdiği sürece burada oynayacağım. 6 numaralı formayı giyiyorum. Umarım Dünya Kupası’nda da sol kanadın yeni ismi ben olurum” diye yanıtladı.
     
  16. ENGİN02
    Offline

    ENGİN02
    Yetkili
    Vip

    Kayıt:
    20 Temmuz 2008
    Mesajlar:
    5.186
    Beğenilen Mesajlar:
    2
    Şehir:
    BESNİ
    1907 Fenerbahçe Derneği'nin geleneksel iftar yemeği, derneğin Levent'teki binasında verildi.

    Fenerbahçe Kulübü Asbaşkanı ve 1907 Fenerbahçe Derneği Başkanı Ali Koç'un ev sahipliğini yaptığı yemeğe, kulüp yöneticileri Şekip Mosturoğlu ve Ömer Temelli, Semih Özsoy, Ünal Uzun ve Yasemin Merçil de katıldı.

    Ali Koç, yemekte yaptığı kısa konuşmada, geceye katılanlara teşekkür ederken, Fenerbahçe olarak, futbolda olduğu gibi diğer alanlarda da iyi bir dönem yaşadıklarını söyledi.
     
  17. ENGİN02
    Offline

    ENGİN02
    Yetkili
    Vip

    Kayıt:
    20 Temmuz 2008
    Mesajlar:
    5.186
    Beğenilen Mesajlar:
    2
    Şehir:
    BESNİ
    UEFA Avrupa Ligi maçları artık rahatça izlenebilecek..

    CNN Türk Genel Yayın Yönetmeni Mehmet Ali Birand, CNN Türk gündem toplantısının canlı canlı izleyicilere ulaştırıldığı “Haber Toplantısı” programında futbolseverlere büyük bir müjde verdi..

    Kanaldhaber.com.tr'nin haberine göre, İşte Birandın müjdesi: CNN Türk için çok önemli bir konu açıklıyorum. Önümüzdeki yılbaşına kadar 6 UEFA kupası maçını CNN Türk yayınlayacak. Fenerbahçe’nin, Galatasaray’ın yapacağı maçlar bundan sonra CNN Türk’te yayınlanacak. Onun için tavsiyem var sayın seyirciler hemen kumandalarınıza CNN Türk’ü yerleştirin çünkü aynı zamanda CNN Türk karasal yayına da geçti.. Karasal frekansımızı aldık. Türkiye’nin her yerinde izlenme noktasına geldi..
     
  18. ENGİN02
    Offline

    ENGİN02
    Yetkili
    Vip

    Kayıt:
    20 Temmuz 2008
    Mesajlar:
    5.186
    Beğenilen Mesajlar:
    2
    Şehir:
    BESNİ
    Fenerbahçe'nin, UEFA Avrupa Ligi (H) Grubu'ndaki ilk maçında 17 Eylül Perşembe günü Hollanda'nın Twente takımıyla yapacağı maç öncesi iki takımın teknik direktörleri, İstanbul'da 16 Eylül Çarşamba günü basının karşısına çıkacak.

    Fenerbahçe Teknik Direktörü Christoph Daum, Fenerbahçe Şükrü Saracoğlu Stadı'nda saat 16.00'da basın toplantısı yapacak.

    Sarı-lacivertli futbolcular da Fenerbahçe Can Bartu Tesisleri'nde saat 18.00'de yapacakları antrenmanla Twente maçı hazırlıklarını tamamlayacak.

    Twente Teknik Direktörü Steve McClaren ise yine statta saat 19.00'da basın toplantısı yapacak. Konuk ekip, son antrenmanını statta saat 19.45'te yapacak.
     
  19. ENGİN02
    Offline

    ENGİN02
    Yetkili
    Vip

    Kayıt:
    20 Temmuz 2008
    Mesajlar:
    5.186
    Beğenilen Mesajlar:
    2
    Şehir:
    BESNİ
    NTV’de yayınlanan ‘%100 Futbol’ programının yorumcusu Rıdvan Dilmen, Milliyet Gazetesi Pazar ekinden Pelin Çini’ye röportaj verdi. Rdıvan Dilmen, “Mesajları ile taciz eden kadınlar yüzünden telefon numaram sık sık değişiyor” dedi.

    “Yüzde Yüz Futbol” isimli programla futbol yorumculuğunda da yıldızlaşan Rıdvan Dilmen: “Hayatta futbol kadar ilgimi çeken hiçbir şey yok. Azrail canımı almadan beklesin, ben biraz top oynayayım”

    Sıra fotoğraf çektirmeye gelince topu kaptı ve yüzünde kocaman bir “muzır çocuk” ifadesiyle sektirmeye başladı. “Hayatınız futbol. Hiç toptan sıkıldığınız olmadı mı?” soruma cevabı “Asla, esas top görmezsem deliririm” oldu. Türkiye futbolunun efsane isimlerinden Rıdvan Dilmen’le İstanbul’da sel felaketinin yaşandığı gün Ulus Parkı’nda buluştuk. Futbol yorumculuğunu, nasıl bu kadar çok sevildiğini ve antrenörlüğe dönüp dönmeyeceğini konuştuk.

    TV’nin futbol yıldızı oldunuz. Fenerli olmanıza rağmen yorumlarınız diğer takımların taraftarları tarafından da saygıyla karşılanıyor. Kimse itiraz etmiyor. Bunu nasıl başardınız?

    Benim alnımda Fenerli Rıdvan yazıyor. Ben ne yaparsam yapayım bunu silemem. İnsanlar bilerek beni dinliyorlar ben de onlara saygı duyup sahada ne görürsem onu söylüyorum. Türkiye’de yorumcuların ve yazarların objektif olmamakla suçlanmalarının nedeninin de medya olduğu görüşündeyim. İnsanları Beşiktaş, Galatasaray ve Fener yazarı diye sınıflandırıyorlar. Onlara sorsanız tüm takımları yorumlayabilmek isterler. Ben objektifim, Güntekin (Onay) de öyle. O Beşiktaşlıdır ama bunu fark etmezsiniz bile. Mesela ben Fener Galatasaray’a 1-0 yenildiğinde “Fener tarihi bir farktan kurtuldu” dedim. Çok tepki aldım ama doğrusu buydu.

    Yorumlarınıza kızanlar da vardır... Nasıl tepkiler alıyorsunuz?

    10-80 yaş arasında her eğitim düzeyinden izleyicimiz var. Arada tabii ki kızanlar da oluyor. Demin söylediğim Fenerbahçe ve Galatasaray maçı ile ilgili yorumuma Fenerlilerden tepki geldi. Bence çok saçmaydı çünkü gördüğümü söyledim. Boş yere Fener’i mi övseydim? Gerçek Fenerlilerin de benimle aynı görüşte olduğunu düşünüyorum.


    Haftada kaç maç izliyorsunuz? Sizce bir yorumcu olarak statta maç izlemek ile TV’de maç izlemek arasındaki fark nedir?

    Haftada en az 10 maç izliyorum. Statta izlemeye gayret gösteriyorum çünkü sahanın her yerine hakim oluyorsunuz. Ama en iyisi hem statta izleyeceksiniz hem de monitörünüz olacak.

    TV’de tavırlarınız çok rahat. Kamera sizi korkutmuyor. Çok samimi ve doğalsınız. Bunun için özel bir çalışma yaptınız mı?

    Evet, rahat olduğumu söylüyorlar. Hiç çalışmadım. Stüdyoya adımı attığım andan beri aynı davranıyorum. Ancak yazılmış rolleri oynayamıyorum. Birkaç kez dizilere konuk oyuncu olarak çağrıldım. 1,5 dakikalık bir rolü beş saatte ancak çekebildik.

    “Van’dan, Hakkari’den gelen çocuklarla maç yorumlayacağız”

    A.R.O.G’da da küçük bir rolünüz vardı...

    Evet, onda da çok zorlandım. Bir de tabii kostüm mevzusu var. A.R.O.G’da bana oldukça açık bir kostüm dikilmiş, sete gidince gördüm. “Giyemem, bu beni zorlar” dedim. Sağ olsunlar kırmadılar dikiverdiler. Çekimler bir-iki saat aksadı tabii ama sonuçta çok eğlenceliydi.

    Yorumculukta çok başarılı bir noktadasınız. Sizce ne yaparsanız kariyeriniz zarar görür?

    Bu kolay cevaplanacak bir soru değil. Biliyorsunuz ben bir dönem “Gol olur” dedim ve oldu. Hatta insanlar bunu örnek aldılar ve bir anda herkes kafasına göre maç tahminleri yapmaya başladı. Aslında farkında olmadan Türkiye’ye kötülük ettim. Tamam Allah vergisi hislerim var ama o hislerin üzerinden seyircileri suistimal etmeye kalkmak, çıkıp maç sonucu söylemek bana göre bir şey değil. Bunun kariyerime zarar vereceği görüşündeyim. Beni yolda görünce de “Bu maç ne olur?” diye soruyorlar. Cevap vermek sorumluluk altına girmek olur.


    Şu anda “Not Defteri” ve Yüzde Yüz Futbol” isimli iki program yapıyorsunuz. Hangisini tercih edersiniz?

    Bu elma ile portakalı kıyaslamaya benziyor. “Yüzde Yüz Futbol” ismi gibi sadece futbolla alakalı bir program. “Not Defteri” ise lifestyle tarzında. Önümüzdeki günlerde Van’dan Hakkari’den çocuklar getireceğiz ve onlarla maç yorumlayacağız. Ayrıca oyuncular ve siyasetçiler de konuğumuz oluyor.

    “Yüzde Yüz Futbol”daki partneriniz Güntekin Onay ile yakın arkadaş mısınız?

    Güntekin çok başarılı bir çocuk. Onunla çalışmak benim için büyük şans. Birbirimize çok şey öğretiyoruz. Özel hayatımızda da sık sık araşırız ama kahve içmeye ya da sinemaya gitmeyiz. Genellikle futbol üzerine sohbet ediyoruz. Sabah üçte “Abi şu maçı izledin mi?” diye beni arar.

    Tayyip Erdoğan’ın “Not Defteri”ne konuk olmasını çok istediğinizi söylediniz. Onu çağırma nedeniniz futbol geçmişi olması mı?

    Hem o hem de Tayyip beyi insan olarak çok seviyor olmam. Siyasetle pek ilgilenmiyorum. Tayyip Erdoğan’ı seviyorum derken de onun siyasi görüşünü kastetmiyorum. Benim CHP geçmişi olan bir ailem var. Erdoğan hakim olmadığım alanlarda hata yapıyor olabilir. Bu onu sevmemi engelleyemez. Çünkü ben Tayyip Erdoğan’ın adam gibi adam olduğunu biliyorum. Dürüst, içi dışı bir ve sözünün eri bir adam. Mesela jübilem yapıldığında belediye başkanıydı ve soğuktan üç kere ertelenmesine rağmen üçüne de geldi. Eksi yedi derecede beni izledi, sırf söz verdi diye.

    Vanspor’u da çalıştırınız. Sizce Kürt açılımında futbolun misyonu ne olmalı?

    Detaylı bir bilgim yok ama Van’da geçirdiğim zamanı düşünerek cevap verebilirim. Ben Van’da kaldığım süre boyunca İstanbul’u hiç özlemedim. Oradaki insanlarla aile gibi olduk. Bu, benim Rıdvan Dilmen olmamdan da kaynaklanmadı. Beni Rıdvan olarak sevdiler. Futbolun tüm spor dallarında olduğu gibi birleştirici bir gücü var. Bu nedenle açılımda önemli bir rol oynayabilir. Doğu’da bulundum, oradaki insanların nelere ihtiyacı olduğunu gördüm. Büyük yatırımcılarımız devletten aldıkları destekleri ceplerine atmak yerine oraya yatırım yapsalardı her şey farklı olabilirdi.

    Ergenekon’un futbol camiasına sızdığı söylentileri dolaşıyor. 20 yıldır bu işin içindesiniz. Ne diyorsunuz bu söylentilere?

    Ergenekon futbol camiasının içine sızmış olsa çoktan ortaya çıkardı. Futbol camiasındaki insanlar birbirine çok yakın gözükseler de birbirlerinin arkasından kuyu kazmayı severler. En azından bizim kuşaktan sonrası için görünen durum bu. Siz hiç sokakta güzel bir kadın görüp “Allah sahibine bağışlasın” diyen adam gördünüz mü? Aynı şey futbol camiasında da var. Biri güzel bir gol atar, herkes golü atanın başarısı yerine golü yiyenin başarısızlığını konuşur.

    “Çocukluğum, Fenerli futbolcuların cikletten çıkan fotoğraflarını toplamakla geçti”

    Fenerbahçe ile yollarınız nasıl kesişti?

    Muğla’da oynarken Boluspor’dan teklif geldi. Boluspor o zamanlar iyi futbolcuları alıp bir süre oynattıktan sonra satarak geçimini sağlayan bir takımdı. Beni istediklerini öğrendim ama hiç gitmek istemiyorum. O kadar alışmışım ki Muğlaspor’a. Kemal hoca beni “Buraları aştın artık gitmen lazım” diye ikna etti. O zamanlar bonservis diye bir şey yok. Hani günümüzde antrenörler futbolcuyu etinden sütünden yararlanmak için ellerinde tutuyorlar ya Kemal hoca tam tersiydi. Beni resmen zorla yolladı. Boluspor’la oynadığım ilk maç Fener’le, ikincisi de Galatasaray’laydı. İkisinden önce de uyuyamadım. Rüyamda gol atıp durdum. Çocukluğum Fenerli futbolcuların cikletten çıkan fotoğraflarını toplamakla geçti. Bir baktım onlarla top oynuyorum. Zaten sonra Sarıyer’e ardından da Fener’e transfer oldum.

    “Son anda anlaşmazlık oldu. Yoksa Fenerli Rıdvan yerine Beşiktaşlı Rıdvan olacaktım”

    Önce Galatasaray’la anlaşıp sonra Fenerbahçe’ye geçtiniz. Bu, yakın zamanda Mehmet Topuz’un yaşadığı “kaçırılma” olayına benzer bir şey miydi?

    Tam olarak aynısı değil. Şunu açık yüreklilikle söyleyebilirim ki bir daha dünyaya gelsem yine Fenerbahçeli olurum ve yine Fenerbahçe’de oynamak isterim ama her şey kader meselesi. Sarıyer’de oynarken beni Beşiktaş istedi. Her şey tamamdı ve son anda kulüpler arasındaki bir anlaşmazlık yüzünden olmadı. Olsaydı belki de Fenerli Rıdvan değil Beşiktaşlı Rıdvan olarak çıkacaktım. Galtasaray’a söz verme meselesine gelince... Herkes hata yapar ve bu da benim kişisel olarak Ergun Gürsoy’a yaptığım bir hatadır. Yalnız yanlış anlaşılmasını istemem. Galatasaray’a değil Ergun Gürsoy’a karşı hatalı olduğumu düşünüyorum. Ben ona bir söz vermiştim ve yerine getiremedim. Aradan çok zaman geçtiği için çok ayrıntıya girmek istemiyorum. Son ana kadar sözümü tutmaya gayret ettim, Fener’den Cem Pamiroğlu’na “Ergun abiye sözüm var” diye çok direndim. Galatasaray 51 milyon vermişti. Fener ise bunun iki katı gibi bir para öneriyordu. Ama benim için önemli olan para değildi. Ortada başka mevzular vardı. Mesela Galatasaray Tanju’yu da transfer etmeye çalışıyordu ve ona önerilen miktar benimkinin iki katıydı. Bir şekilde Ergun abiyle bir araya gelemedik ve Fener ile anlaştım. Tekrar söylüyorum hiç pişman değilim. Kendimi bildim bileli Fenerliyim, yani Allah gönlüme göre verdi.

    “En az beş ay dinlenmeliydim. Deli cesareti, bir ayda sahalara döndüm. Sakatlanmamda hatam çoktur”

    Sekiz yıl Fener’de oynadınız. Kariyerinizin en parlak noktasındayken de Trabzonsporlu Yesiç’in darbesiyle sakatlandınız. Neler hissettiniz? Yesiç ile bir daha görüştünüz mü?

    Hastaneye geldi ve özür diledi. Ben de “Canın sağ olsun” dedim. Birçok kişi ona kızgın olup olmadığımı soruyor. Hiç kızmadım çünkü bu futbol. Sahaya çıkıyorsanız sakatlanma riskini de göze alıyorsunuz demektir. O darbeyi yediğim an her şeyin bittiğini anladım. İnsan hissediyor. “Bir daha hiçbir şey eskisi gibi olmayacak” dedim kendi kendime. Olmadı da. Toplamda 13 ameliyat geçirdim. Tabii o zamanlar tedavi yöntemleri şimdikine oranla çok ilkel. Ben de çok gencim. Doktorlar “Otur” diyor, ben oynuyorum. Mesela bana “Mutlaka en az beş ay dinlenmelisin” dediler bir aya kalmadı sahalara döndüm. Deli cesareti işte. Sakatlanmamda benim hatam da çoktur.

    “13 yaşında mahallede yıldızdım, ilk transfer bedelim 25 futbol topuydu”

    Spora önce atletizm ile başlamışsınız. Futbola geçişiniz nasıl oldu?

    spora yatkın bir yapım vardı. Okulda atletizm de yaptım basketbol da oynadım. Futbola zaten çocukluktan beri meraklıydım. Atletizmde hem kısa mesafe, hem uzun mesafe koşabilen nadir insanlardan biriydim. İyi ki de bu sporların hepsini yapmışım. Atletizm ile dayanıklılığımı basketbolla da zamanlamamı geliştirdim. Sahada faydasını çok gördüm. 13-14 yaşlarıma geldiğimde mahalle maçlarının yıldızı olmuştum.


    “Nazilli’de annesi top oynatan tek çocuktum. Annemle gurur duyuyorum”

    Başarılı bir futbolcu olacağınız belliymiş...
    Tabii. Zaten annenin karnından nasıl doğarsan öylesindir. Yetenek sonradan çalışarak kazanılmaz ancak geliştirilebilir. Benim diğer bir avantajım da annemin futbola bakış açısıydı.
    O zamanlarda futbol deyince avro’lar havada uçuşmuyordu. İnsanlar çocuklarına “Önce okul sonra top” diyorlardı. Şimdiyse çocuklarının gözünün içine bakıyorlar top oynasın diye. Annem bana hiçbir zaman karışmadı. Nazilli’de rahat rahat top oynayabilen tek çocuk bendim. Ama hayatım sadece futboldan ibaret değildi. Okuldan sonra hafta içleri peynircide hafta sonları da öğretmenimin ayakkabı dükkanında çalışıyordum. Babamı erken kaybettiğimiz için çok geçim sıkıntısı çektik. Annem, beni ve kardeşlerimi örgücülükten kazandığı parayla büyüttü. Çocukluğumla ve annemle gurur duyarım.

    Profesyonel hayatınız nasıl başladı?

    Mahalle maçlarında oynaya oynaya 17-18 yaşına geldim. Artık Nazilli’de tanınıyordum. Nazilli Sümerspor’da oynarken de Muğlaspor’da hâlâ teknik direktörlük yapan Kemal Dirikan tarafından keşfedildim. Kemal hoca beni kulübe “Türkiye’nin en büyük futbolcularından biri olacak” diye tanıtmış. Böylece ilk transferimi gerçekleştirdim. Bedelim 25 futbol topuydu.

    Size şeytan lakabını da Kemal Dirikan takmış. Bu lakabı pek sevmediğiniz söyleniyor...

    Evet, “Şeytan gibi aklın var. Şeytan gibi oynuyorsun” derdi. Esasında bu bir iltifat ama ben pek sevmiyorum çünkü suistimal edilmeye açık. Statta taraftar “Rıdvan” dediğinde gider selamlardım, “Şeytan” diye çağırdıklarında duymazdan gelirdim. Ama sonuçta Kemal hocanın taktığı lakaba da itiraz edemem çünkü ona çok şey borçluyum. Hiç unutmam, ilk kez maça çıkacağım zaman heyecandan ayakkabılarımı bağlayamadığımı uzaktan fark etmiş ve gelip ayakkabılarımı bağlamıştı. “Aman hocam yapma ben bağlarım” dedim. Dönüp, “Benim için bir onurdur evlat. Türkiye’nin en büyük futbolcusunun ayakkabısını bağlıyorum. Sahaya çık ve elinden geleni yap. Yakında Milli Takım’a çağrılacaksın” dedi. Öyle de oldu. Hem çok iyi oynadım hem de Milli Takım’a çağrıldım.

    Futbolculuk günlerinizden en çok neyi özlüyorsunuz?

    Her şeyi. Sabahın köründe başlayan ağır antrenmanları bile. Bir de futbolla ilgili bence en güzel şeylerden biri sevdiğiniz işten para kazanıyor olmanız. Profesyonelken bunu anlamaz insan. Ben de ancak halı sahaya seve seve gidip bir de üstüne para verince anladım. Çok koydu.

    Düzenli olarak halı saha maçları yapıyor musunuz? Takımda tanıdığımız isimler var mı?

    Evet, haftada üç gün maç yapıyoruz. Takımda Metin Tekin, Oğuz Çetin, Acun Ilıcalı, NTV spor ekibi ve Gürkan Uygun (Memati) gibi isimler var. Çok yoğun bir çalışma tempom var ama yine de oynuyorum çünkü oynamazsam ölürüm. Hatta Cenab-ı Hak’tan isteğim canımı top oynadıktan sonra alması. Azrail geldiğinde beklesin. Ben biraz top oynayayım.

    Bir dönem antrenörlük yaptınız. Şimdi ise yorumcu kimliğinizle ön plandasınız. Sizce hangisinde daha başarılısınız?

    Bana sorarsanız başarılı olduğum işleri futbol, antrenörlük ve yorumculuk olarak sıralarım. Çalıştığım hiçbir takım yerinde saymadı, hepsinde büyük ilerlemeler yaşadık. Ancak Türkiye’de başarılı bir antrenör sayılmanız için takımınızın illa şampiyon olması gerektiğine dair saçma bir inanç var. Oysa bence Kasımpaşa’yı ligde tutacak antrenör şampiyon takımınkinden daha başarılıdır.

    Antrenörlüğe dönmeyi düşünüyor musunuz?

    Devam etmeyi çok istiyorum ama Türkiye’deki kulüplerin iyi yönetilmediklerini ve antrenörlerin de sağlıklı koşullarda çalışmadıklarını düşünüyorum. Bu nedenle dönmek için daha zamanım var. Bir kez daha üzülmek istemem.

    Ancak Milli Takım için teklif gelirse...


    “Hakan Şükür ile Türkiye’nin çeşitli illerinde futbol okulları açacağız”

    Antrenörlüğe karşı duyduğunuz sevgi biliniyor. Hatta çalıştığınız TV kanallarıyla “İyi bir teklif gelirse giderim” koşulu ile anlaşma yaptığınız konuşuluyor...

    Evet, bu doğru ama şu an için değil. NTV ailem gibi. İşim olmadığı zamanlarda bile binaya gidip arkadaşlarımla vakit geçirmeye bayılıyorum. Bu yüzden de NTV söz konusuyken pat diye çekip gidemem. Zaten sözleşmem de var. Ayrıca çok içime sinen bir teklif gelse ve “Gitmek istiyorum” desem kimse kalmaya zorlamaz. Onlar için önemli olan benim mutluluğumdur. Aynen ailelerde olduğu gibi. Zaten ancak Milli Takım için teklif gelirse kabul ederim.

    Futbol dışında neler ilginizi çekiyor? Hangi müzisyenleri dinlersiniz? Hangi dizileri takip edersiniz?

    Futbol dışında hiçbir şey çok ilgimi çekmiyor. Komik ama böyle. Müzik dinlerim tabii ama otomobilimde CD falan bulundurmam. Politik bir laf gibi gelecek ama her şeyi dinlerim. İlla isim istiyorsan Sezen Aksu, İbrahim Tatlıses, Ajda Pekkan gibi ustaları tercih ediyorum. Müzik türü olarak favorim Türk sanat müziği, şarkıcı da Sibel Can.

    Türk sanat müziği rakı eşliğinde iyi gider. İçkiyle aranız nasıl?

    Hiç içmem. Çok nadir bir bira ya da bir duble viski. Rakının tadını bilmem ama rakı sofrasında muhabbet eder, müzik dinlerim. İlla içmek gerekmiyor.

    Bundan sonraki projeleriniz neler? İzleyicilerinizi neler bekliyor?

    Birkaç proje var. Acun’un Show TV için hazırladığı yeni programında olacağım. Metin, Sergen, Tanju gibi nostaljik isimler de olacak. Format basit: Halı saha turnuvası. Hakem de Erman Toroğlu olacak. Bir başka projemse Hakan Şükür ile birlikte açacağımız futbol okulları. Türk Telekom’la birlikte Türkiye’nin belli şehirlerinde bizim de bizzat eğitmenlik yapacağımız futbol okulları açmak istiyoruz. Proje daha çok yeni. Bir ay içinde detayları basınla paylaşacağız.

    “Doğru bildiğimi söylüyorum. Aziz Yıldırım bu yüzden benimle görüşmeyecekse görüşmesin”

    Aziz Yıldırım ismi sizin için ne ifade ediyor? Mehmet Topuz bile ona ulaşmak için sizi aramış. Çok mu yakınsınız?

    Ben Fenerliyim ve Aziz Yıldırım benim başkanımdır. Saygı duyduğum biridir ama özel bir ilişkimiz yok. Karşılaştığımızda merhabalaşırız. Tabii bir de şu var, şimdi telefon çalsa ve Aziz başkan bana “Fener için hemen dünyanın şu ülkesine gitmen lazım” dese düşünmeden kalkar giderim. O başka bir şey. Mehmet Topuz beni aradığında ona da bunları anlatmış ve kızmıştım. Ben Aziz Yıldırım’la özel bir arkadaşlık paylaşmıyorum ki beni arıyor. Ayrıca arada sırada ters düştüğümüz de oluyor. Mesela geçen sezon benim Fener’le ilgili bir yorumuma bozulmuştu ama hiç aldırmadım çünkü doğru bildiğimi söylüyorum. Aziz Yıldırım da bu yüzden benimle görüşmeyecekse görüşmesin.

    “Mesajları ile taciz eden kadınlar yüzünden telefon numaram sık sık değişiyor”

    İki çocuğunuz olduğunu biliyoruz. Onlarla birlikteyken neler yapıyorsunuz?

    Erdi adında bir oğlum, Eda adında bir kızım var. Oğlum 22 kızımsa 10 yaşında. Yoğun bir çalışma tempom var ama çocuklarıma da yeterli zaman ayırdığımı düşünüyorum. Erdi ile en çok beraber maç seyretmeyi severiz. O da iyi yorumcudur, futbolla da arası çok iyidir. Artık oynamıyor ama çok kabiliyetli bir oyuncuydu. Halı saha maçlarımızda bize eşlik ediyor. Kızım Eda da futbola çok meraklı. Gerçi onun futbol oynamasını istemiyorum. Piyano dersi alıyor, bence daha çok piyanoyla ilgilenmeli.

    “Oğlum da futbola kabiliyetliydi destek olamadım, hatalıyım”

    Oğlunuz neden profesyonel olmak istemedi?

    Bu konuda Zico ile benim kaderimiz ortak. Onun da oğlu çok kabiliyetli bir futbolcuydu ama profesyonel olmak istemedi. Sanırım “Zico’nun oğlu, Rıdvan’ın oğlu” kompleksi oluyor. Çocuklarda değil de etraflarında “Babanı geçecek misin bakalım?” diye bir beklenti var. Bu da ekstra stres demek. Bu konuda kendimi hatalı buluyorum. Ona yeterince destek olamadım. Şu an Erdi ile ilişkim çok sağlam. Benim en yakın arkadaşım o. Geçenlerde çok moralim bozuktu, sokakta tek başıma yürüyorum. Ağladım ağlayacağım... Hemen Erdi’yi aradım. Atladı geldi. Dertleştik.

    Futbolcular kadınların fazlasıyla ilgisini çekiyor. Bu konuyla ilgili ne dersiniz? Kadın hayranlarınız var mı?

    Futbolcular göz önünde oldukları için kadınların ilgisini çekiyorlar. Benim zamanımda da bu böyleydi. Arayıp “Tanışabilir miyiz?” diyenler vardı, hâlâ da var. Telefonla ve mesajla taciz ediyorlar. Hatta bu nedenle numaramı sık sık değiştirmek zorunda kalıyorum. Zaten çapkın bir adam da değilim, daha doğrusu her erkek gibiyim.

    David Beckham’la aynı reklam filminde rol aldınız...

    Bir kere David Beckham benimle aynı reklamda oynadı. Şaka bir yana, CV’mi istemiş, ben de onunkini istedim. Senaryoyu da önceden okudum. Buradan gidip de reklamda figüranlık yapmak bana yakışmazdı. Dikkat ederseniz reklamda ben onaylayan tarafım, Beckham gelip beni selamlıyor.

    “ ‘Göz altların kırışık, botoks yaptır’ diyorlar, aldırmıyorum”

    Dünyanın en yakışıklı adamlarından Beckham’la aynı sette olmak nasıl bir şey?

    Beckham futbolcu değil daha çok film yıldızı gibi olmuş. Menajeri ayrı, basın sözcüsü ayrı. Fotoğraf çektirmek isteseniz yüz kişiden izin alınması gerek. Yakışıklılığına gelince, evet çok güzel bir adam ama bu beni pek etkilemedi. Kendimi onunla kıyaslamadım. Yakışıklılıkla falan derdim yok, nereden geldiğimin, ne olduğumun farkındayım. Bu bana yetiyor.

    Hemen hemen her gün TV’desiniz. Yaptırdığınız özel bakımlar var mı?

    Hayır. Krem mrem kullanmam. Tek dikkat ettiğim şey uyku. 7-8 saat uyurum. “Göz altların kırışık, botoks yaptır” diyorlar, aldırmıyorum.

    "Fatih hoca da Mustafa hoca da takımlarının başında kalmalı”


    Bosna Hersek maçından sonra Fatih Terim’in istifası gündeme oturdu. Sizce Fatih hoca istifa etmeli mi?

    Türkiye’de antrenörlerin skor boarda göre değerlendirilmelerinin bitmesi gerektiğini düşünüyorum. Takımları kazanırken onlardan iyisi yok, kaybedince de hemen “İstifa”. Yok böyle bir şey. Mesela şu sıralar Beşiktaş da kötü gidiyor; “Denizli istifa” sesleri yükselmeye başladı. Fatih hocanın da Mustafa hocanın da takımlarının başında kalmaları gerektiğini düşünüyorum. Zaten kaç yıldır bu işin içindeler ellinci kez aynı şey oluyor, eminim kulak asmayacaklardır.

    Söyleşimizi Beşiktaş-Galatasaray derbisinden önce gerçekleştiriyoruz ama yine de soralım: Sizce bu sene üç büyüklerin akibeti ne olur?

    Evet, konuşmak için daha çok erken ama genel bir bakış atarsak Fenerbahçe’nin bu sene Aykut Kocaman farkını yaşayacağını düşünüyorum. Aykut hoca takıma çok şey katacak. Galatasaray ise Rijkaard ile yeni bir döneme girdi. Takımla aşısı tuttu gibi, şimdilik iyi gidiyorlar ama unutmamak lazım ki burası Türkiye. İstenileni verdiğin sürece “iyi”sindir, bir hatada önceki tüm başarıların unutulur. Beşiktaş ise bence geçen seneki performansını aratmaz. İnsanlar bu sezon Galatasaray ve Fener’in yılı olduğunu, Beşiktaş’ın onları zorlayamayacağını söylüyorlar. Kesinlikle katılmıyorum. Denizli’li Beşiktaş yine ilk üçte olacaktır. Son olarak geçen sene “Şampiyon olmak için 70 puan yeter” demiştim. Öyle de oldu. Bu sene Galatasaray, Fenerbahçe ve Beşiktaş ilk üçü alır gider, arkadaki takımlarla farkı açarlar. “Şampiyonluğa oynamak için de 75 puan bile yetmez” diyorum.
     
  20. ENGİN02
    Offline

    ENGİN02
    Yetkili
    Vip

    Kayıt:
    20 Temmuz 2008
    Mesajlar:
    5.186
    Beğenilen Mesajlar:
    2
    Şehir:
    BESNİ
    Turkcell Süper Lig’e müthiş bir başlangıç yapıp ilk 4 maçını da kazanan Fenerbahçe, 5’te 5 peşinde.

    Kanarya, zorlu Bursa deplasmanından istediğini elde ederek dönerse, 45 yıl sonra, ilk 5 maçı kazanma başarısı gösteren ilk ekip olacak. Sarı-Lacivertli takım, 1964/65 sezonunda 5 maçını da kazanmış, o tarihten bu yana bu başarıyı tekrarlayamamıştı. Bu zorlu ve önemli maç öncesinde teknik direktör Daum’u en çok düşündüren konu, cezalı Emre’den sonra Önder’in milli maçtan kırık parmakla dönmesi. Sol el baş parmağı kırılan gurbetçi oyuncunun yokluğunda savunmanın göbeğini Lugano-Bilica’dan oluşturmayı düşünen Alman hoca, Deivid’in yanı sıra zorunlu olarak bir yabancısını daha kulübeye çekecek

    Bursa’ya 20 oyuncuyla giden Fenerbahçe’de cezalı Emre Belözoğlu, sakatlığı süren Deniz, milli maçta parmağı kırılan ve yarın ameliyat masasına yatacak olan Önder ile Ali Bilgin de İstanbul’da bırakıldı. Bu 4 oyuncunun yanı sıra gençler Abdülkadir, Furkan, Onur ve kaleci Ertuğrul da Bursa’ya götürülmedi.

    BURSASPOR-FENERBAHÇE:

    STAT: Atatürk
    SAAT: 21.00
    YAYIN: Lig TV

    HAKEMLER: Deniz Çoban, Baki Tuncay Akkın, Volkan Narinç

    BURSASPOR: İvankov, Ali, Ömer, Zapotocny, Mustafa, İvan Ergiç, Hüseyin, Ozan İpek, Volkan Şen, Sercan, Turgay

    TEKNİK DİREKTÖR: Ertuğrul Sağlam

    FENERBAHÇE. Volkan Demirel, Gökhan, Lugano, Bilica, Carlos, Kazım, Cristian, M.Topuz, Vederson, Alex, Güiza

    TEKNİK DİREKTÖR: Christoph Daum
     

Sayfayı Paylaş