Fenerbahçe'den güncel haberler

Konu, 'FENERBAHÇE' kısmında ENGİN02 tarafından paylaşıldı.

  1. ENGİN02
    Offline

    ENGİN02
    Yetkili
    Vip

    Kayıt:
    20 Temmuz 2008
    Mesajlar:
    5.186
    Beğenilen Mesajlar:
    2
    Şehir:
    BESNİ
    Fenerbahçe Yönetimi'nin transferdeki isabetsiz kararları, son yıllarda alınan yabancı santrforların performanslarıyla belgelendi. Sarı-lacivertli takımda, 'iz bırakan' son yabancı forvet Pierre van Hooijdonk 24 gol attığı sezonun ardından 2004-05 sezonunun sonunda takımdan ayrılmıştı. Yönetimin 'flaş' diye aldığı yabancı golcülerden sadece Nobre, 2005-06 sezonunda 17 gol atarak 15 gollü Alex'i geçti. Onun dışında ilk sezonunda Nobre, 2005-06'da Anelka, bundan önceki iki sezonda Kezman, aynı dönemde Deivid, orta sahadaki maestrodan daha az gol attılar. Geçen sezon İspanya'da gol kralı olan Güiza da ilk 6 haftada bir gol atıp bekleneni veremedi.

    Sabah
     
  2. ENGİN02
    Offline

    ENGİN02
    Yetkili
    Vip

    Kayıt:
    20 Temmuz 2008
    Mesajlar:
    5.186
    Beğenilen Mesajlar:
    2
    Şehir:
    BESNİ
    Kayseri maçı sonrası “Tüm emeklerimize rağmen taraftar bırakmamızı istiyorsa genel kurula gidelim” diyen F.Bahçe başkanını yöneticiler ikna etti.

    F.Bahçe'de 4-1’lik Kayseri yenilgisi sonrası taraftarlardan büyük tepki alan başkan Aziz Yıldırım’ın yöneticilere gerekirse istifaya hazır olduğunu söylediği iddia edildi. İşte yaşanlar: 2. yarı tribünü terk eden ve V.I.P’te sinirli bir şekilde oturan Yıldırım “Ne bu kardeşim, koltuğa mı yapıştık. Biz F.Bahçe için savaşıyoruz. Gerekirse istifa da ederiz” diyerek sert bir çıkış yaptı, yöneticiler şoka girdi. F.Bahçe Başkanı, maç bitimi de tüm yönetimi durum değerlendirmesi yapmak için stat içindeki kulüp binasına çağırdı. Buradaki zirvede de çok sinirli görülen Yıldırım “Elimizden geleni yaptık. En iyi hocayı getirdik. Şanssızlıklar, sakatlıklar yakamızı bırakmadı. Taraftar bırakmamızı istiyorsa, bu kadar açıksa, yaptığımız bu kadar boşsa genel kurul kararı alalım. 8 ay beklemenin de bir anlamı yok. Böyle çözmek istiyorlarsa böyle yapalım” dedi.

    Yöneticiler ise “Başkan üzülme, canını da sıkma. Ama şimdi pes etme zamanı değil. Olur, genel kurul kararı da alırız. Ama bunları düzeltecek olan da biziz. Eksikleri., hataları gördük. Bu hatalarımızı devre arasında telafi eder, takımı yine şahlandırırız” diyerek başkanı sakinleştirmeye çalıştı

    Geç saatlere kadar süren toplantıda başkan genel kuruldan vazgeçti. Devam kararının yanı sıra şu ilginç kararlar da alındı:

    * Aragones’e süre tanınacak (devre arası).

    * Yerli yabancı kimsenin gözünün yaşına bakılmayacak, disiplinden taviz verilmeyecek.

    * Volkan başta olmak üzere sözleşmesi bitenler imza atmazsa “güle güle” denecek.

    * Maldonado ve Josico gönderilip yerine iyi bir orta saha (Marco kalitesinde) alınacak. Kaleye ya da forvete de takviye yapılacak.

    * Almanya’dan genç bir Türk kaleciyle daha önce önerilen 2-3 gurbetçi alınıp, verimsiz yerliler gidecek.

    Vatan
     
  3. ENGİN02
    Offline

    ENGİN02
    Yetkili
    Vip

    Kayıt:
    20 Temmuz 2008
    Mesajlar:
    5.186
    Beğenilen Mesajlar:
    2
    Şehir:
    BESNİ
    Muzaffer KARTAL

    Ortalık toz duman… Türkiye’nin spor gündemi de küresel ekonomi gibi oldu… Fenerbahçe veya Galatasaray’da beklenen teknik direktör depremi Beşiktaş’ı salladı ve Ertuğrul Sağlam, bugüne kadar örneğini fazla göremediğimiz bir davranışla Beşiktaş’tan ayrıldı… Helal olsun “adam” gibi adamlığı sergileyen Ertuğrul Sağlam’a.

    Keşke aynı görüntüyü yıllardır bu ülkeyi yönettiğini zanneden “bazı” politikacılarda yapabilse… Aslında o konuda da, yazılacak ve yazılması gereken çok şeyler var. Ama maalesef bu köşe bunları yazacak yer değil.

    Beşiktaş Ertuğrul Sağlam’ı gönderdi… Şimdi sıra Fenerbahçe’de mi? Aragones’de gönderilir mi?.. Beşiktaş Ertuğrul Sağlam’ın gitmesiyle güllük gülistanlık olacak mı? Sanmıyorum… Fenerbahçe Aragones’i gönderemez, Ertuğrul Sağlam’ın gitmesiyle de Beşiktaş güllük gülistanlık olmaz. Çünkü, bu ülkede önce zihniyet değişmeli.

    Son dönemde Beşiktaş’ın ardı ardına gönderdiği dördüncü teknik adam Ertuğrul Sağlam… Bunların içinden çok iyi tanıdığım ve her karşılaştığımızda sıcak sarılıp özlem giderdiğim sevgili Rıza Çalımbay’da var. Beşiktaş’tan ayrıldıktan sonraki bir karşılaşmamızda “ Abi görürsün Beşiktaş’da sadece ben değil, hiçbir teknik adam uzun soluklu kalamaz” diyerek yapılan yanlışları sıralamıştı. Tigana ve Sağlam’ın gidişine baktığımda sevgili Çalımbay’ın ne kadar haklı olduğunu bir kez daha gördüm.

    Her ne ise Beşiktaş’ın içini dışını çok iyi tanıyan değerli yazarları var. Mutlaka perdenin önündekiler kadar perde arkasında yaşananları da yazacaklardır. Bu olayların “açılımını” detayı ile onlardan okur ve dinleriz.

    Ben bizim mahalleye, yani Fenerbahçe’ye dönmek istiyorum… Bizim mahallede de ekonomideki küresel kriz gibi ortalık toz duman… Çok “vahim” olmasa da, toz duman… Bu tozdan, dumandan “bazıları” da nemalanmak için fırsat bekliyor… Kimler mi? Maskeli Fenerbahçeliler ve şer grupları… Özellikle maskeliler, rüzgara göre yelken açan şer gruplarından daha tehlikeli… Bakmayın siz onların Fenerbahçe’ye kurtuluş reçetesi filan hazırladıklarına… Çünkü o maskeliler menfaatçi ve bozguncu. Onların reçeteleri de sahte. Aynen yakınmaları, sızlanmaları ve timsah göz yaşları gibi.

    Fenerbahçe’yi bu kaostan çıkaracak, kurtaracak olanlar yine Fenerbahçelilerdir. Ama “gerçek” olanlar… Sarı Lacivert rengin gerçek sahipleri sağduyulu ve mantıklı düşünür ve hareket ederse bu kaos az hasarla çabuk atlatılır. Taraftar her platformda takıma desteğini göstermeli. Ve yönetim de bu kriz döneminde çok iyi bir “strateji” hazırlamalı ve uygulamalı.

    Birçok Fenerbahçelide ki kırgınlık “yürek acısı” olan, başkanın teknik adam ve transfer yanlışları “askıya” alınmalı, unutulmalı… Yanlış olmuştur, ama bu saatten sonra yapılacak hiçbir şey yok… Bu konu yeteri kadar gündeme taşındı, konuşuldu yazıldı. Bundan sonra bunların tekrar tekrar gündeme taşınması sinirsel gerilimi arttırır ve camiaya zarar verir. Çünkü bunlar ne kadar konuşulursa konuşulsun, hatta kavgası edilsin, şu an için bazı şeyler istensen de değiştirilemeyecek.

    Hadi diyelim o kadar para sineye çekildi, tazminatı ödendi ve Aragones gönderildi… Peki Fenerbahçe’ye gelebilecek kaç teknik adam var boşta. Hadi birini buldunuz, kim garanti edebilir ki gelenin başarılı olacağını. Devre arasına kadar futbolcuda transfer edilemeyeceğine göre… Öyleyse Fenerbahçe camiasının moralini bozmaktan başka hiçbir işe yaramayan bu “aile içi kavgalara” nokta konulmalı

    Evet, başkanın teknik adam ve futbolcu transferleri yanlıştı, ilk günlerden bu yana bu yanlışlığı gören, yazan ve kabul edenlerdenim. Ama başkanın çalışmalarına “bütün” bakıldığında artıları da fazla… Maalesef Fenerbahçe başkanı bu sezon transferde hata yaptı. Belki yanında yıllardır eksikliği görülen iyi bir CEO olsaydı böylesine yanlışlara fırsat verilmezdi… Her konuda yardımcı olabilecek profesyonel bir CEO ile Aziz Yıldırım hem bu hataları yapmaz, hem de ülkede bir ilki daha geçekleştirirdi… Viyana’da görev yaptığım dönemlerde Austria Wien kulübündeki Peter Müler adında bir CEO’nun başkan ile çalışmasını ve kulüp adına neler yaptığını yaşayan, gören, izleyen biri olarak bunları yazıyorum… Profesyonel bir CEO’nun bir kulübe maliyeti orta halli bir futbolcunun maliyetinin yarısını geçmez… Belki şu anda Fenerbahçe’nin bunları düşünmeye zamanı ve morali yok Fakat bu “CEO” olayı uzun vadede düşünülmeli ve uygulamaya konulmalıdır.

    Bugün önemli olan Fenerbahçe’nin bir an evvel düzlüğe çıkması için yapılacak, yapılması gereken hamleler… Fenerbahçe’nin şu anki kötü tablodan kurtulabilmesi için yapılacak bazı şeyler olabilir, olmalıdır… Öyleyse, bu kötü günlerden kurtulmak için “acil” çözüm üretmek gerekir.

    İlk akla gelen beklenti; sakatların iyileşmesiyle Fenerbahçe düzelir… Peki sakatların ne zaman iyileşeceği belli mi? Tam iyileşti denildiği anda aynı futbolcu başka bir yerinden sakatlanıyor ve tekrar sakatlık dönemi başlıyor. Tedavi sürecini bitirmek ve sabırla beklemekten başka yapılacak bir şey yok.

    İkincisi, takımdan giden, kaybolan “ruh” geri gelmeli deniliyor. Doğru, ama fiziksel direnç olmazsa, futbol sadece ruhla oynanamaz ki. Öyleyse fiziksel güç ile ruh bütünlüğü oluşturulmalı… Bir takım için bu önemli bir oluşum. Ama nasıl ve kim yapacak? Bu daha önemli… Bunu Aragones yapamaz. Başkan Aziz Yıldırım’da yapamaz… Fiziksel gücün takım ruhu ve takımdaşlıkla bütünleşmesi, marketten peynir zeytin alır gibi siparişle olmaz. Bunu yapacak kişinin bir ayrıcalığı, farklılığı, üstünlüğü, güvenirliliği olmalı. Futbolu iyi bilmeli, tecrübesi olmalı, teknik direktör kadar bilgi sahibi olmalı, en önemlisi gerçek ve inandırıcı bir Fenerbahçe sevgisi taşıdığı herkesçe kabul görmeli.

    Peki böyle biri var mı? Neden olmasın Fenerbahçe camiası büyük bir camia ve o camia da kaliteli insanlarda fazlasıyla var… Eğer mutlaka bir isim söylememi isterseniz, Rıdvan Dilmen neden bu isim olmasın?.. Aragones görevinde kalır, Rıdvan Dilmen ama genel menajer, ama genel koordinatör, ama hoca ile futbolcular arasında bağlantı kurucu, ama ruhsal dirilişle takımdaşlığı sağlayan, ama motivasyon üreticisi olarak bu görevi yürütebilir… Peki Rıdvan Dilmen oraya nasıl getirilir?.. Benden fikir üretmek ve gündeme taşımak. Sonrası, yani eyleme koymak ve söz hakkı Aziz Yıldırım ile Rıdvan Dilmen’ de !
     
  4. ENGİN02
    Offline

    ENGİN02
    Yetkili
    Vip

    Kayıt:
    20 Temmuz 2008
    Mesajlar:
    5.186
    Beğenilen Mesajlar:
    2
    Şehir:
    BESNİ
    Fenerbahçe Kulübü'nde futbol kış okulu, 11 Ekim Cumartesi günü faaliyetine başlayacak.

    Kulüpten yapılan açıklamada, 7-13 yaş arası öğrencilerin başvurabildiği kış okuluna kayıtların devam ettiği, eğitime ise 11 Ekim Cumartesi günü saat 11.00'de Fenerbahçe Dereağzı Tesisleri'nde yapılacak açılış töreninin ardından başlanacağı bildirildi.
     
  5. ENGİN02
    Offline

    ENGİN02
    Yetkili
    Vip

    Kayıt:
    20 Temmuz 2008
    Mesajlar:
    5.186
    Beğenilen Mesajlar:
    2
    Şehir:
    BESNİ
    Fenerbahçe, Turkcell Süper Lig'in 7. haftasında Kocaelispor ile yapacağı karşılaşmanın hazırlıklarına 3 günlük iznin ardından yarın devam edecek.

    Sarı-lacivertli takım, Samandıra Kamp Merkezi'nde saat 19.00'da basına kapalı olarak yapacağı idmanla hazırlıklarını sürdürecek.
     
  6. ENGİN02
    Offline

    ENGİN02
    Yetkili
    Vip

    Kayıt:
    20 Temmuz 2008
    Mesajlar:
    5.186
    Beğenilen Mesajlar:
    2
    Şehir:
    BESNİ
    Turkcell Süper Lig'de 7 ve 8. hafta maçlarının programı belli oldu.

    Futbol Federasyonu'ndan yapılan açıklamaya göre, 7. haftada lider Trabzonspor ile Galatasaray arasındaki önemli karşılaşma, 19 Ekim Pazar günü Ali Sami Yen Stadı'nda yapılacak.

    Turkcell Süper Lig'de gelecek 2 haftanın maç programı şöyle:


    -7. HAFTA-


    18 Ekim Cumartesi:

    14.00 İstanbul Büyükşehir Belediyespor-Antalyaspor (Atatürk Olimpiyat)

    14.00 Hacettepe-Denizlispor (Ankara 19 Mayıs)

    16.00 Bursaspor-Eskişehirspor (Bursa Atatürk)

    19.00 Kocaelispor-Fenerbahçe (İsmetpaşa)

    19 Ekim Pazar:

    14.00 Sivasspor-Ankaragücü (Sivas 4 Eylül)

    14.00 Gaziantepspor-Konyaspor (Kamil Ocak)

    14.00 Kayserispor-Ankaraspor (Kayseri Büyükşehir Belediyesi Atatürk)

    16.00 Gençlerbirliği-Beşiktaş (Ankara 19 Mayıs)

    19.00 Galatasaray-Trabzonspor (Ali Sami Yen)


    -8. HAFTA-


    24 Ekim Cuma:

    20.00 Beşiktaş-Sivasspor (BJK İnönü)

    25 Ekim Cumartesi:

    14.00 Denizlispor-Gençlerbirliği (Denizli Atatürk)

    14.00 Ankaraspor-Kocaelispor (Yenikent ASAŞ)

    19.00 Fenerbahçe-Bursaspor (Fenerbahçe Şükrü Saracoğlu)

    26 Ekim Pazar:

    14.00 Antalyaspor-Hacettepe (Antalya Atatürk)

    14.00 Ankaragücü-Kayserispor (Ankara 19 Mayıs)

    14.00 Konyaspor-İstanbul Büyükşehir Belediyespor (Konya Büyükşehir Belediyesi Atatürk)

    16.00 Trabzonspor-Gaziantepspor (Hüseyin Avni Aker)

    19.00 Eskişehirspor-Galatasaray (Eskişehir Atatürk)
     
  7. ENGİN02
    Offline

    ENGİN02
    Yetkili
    Vip

    Kayıt:
    20 Temmuz 2008
    Mesajlar:
    5.186
    Beğenilen Mesajlar:
    2
    Şehir:
    BESNİ
    Fenerbahçe'nin eski yıldızlarından Pierre Van Hooijdonk, Fanatik Gazetesi'ne yaptığı açıklamalarda, Fenerbahçe'nin gelecek için umut vermediğini ve sorunların bir an önce çözülmesi gerektiğini söyledi
    Fenerbahçe’nin ligdeki durumu seni çok şaşırtıyor mu?

    Aslında tabloya bakıldığında kötü bir başlangıç yapıldığı bir gerçek. Ancak Fenerbahçe ligde özellikle bu tabloyu olumlu bir şekile çevirebilir. Henüz ligin başı. Sorunlar varsa oturup konuşulmalı ve problemler bir an önce çözülmeli. Fenerbahçe büyük bir camia, kısa sürede toparlanır fakat futbol olarak daha iyi şeyler bekliyorum. Üzüldüğüm nokta ise Şampiyonlar Ligi. Bu beni çok şaşırttı. 2 maçta 1 puan ilerisi için umut vermiyor. Özellikle Dinamo Kiev maçında bir galibiyet bekliyordum...

    Fenerbahçe’deki sorun hocadan mı kaynaklanıyor? Aragones gitmeli mi?

    Türkiye’de maalesef futbol daha çok duygusal yaşanıyor. Teknik direktörler her mağlubiyetten sonra daha çok tartışılıyor. Ve diğer ülkelere nazaran işlerine daha çabuk son veriliyor. Bu, her zaman iyi bir çözüm olmayabilir. Çünkü takım kötü sonuçlar aldığında, nelerin yanlış gittiğini sorgulamak lazım. Suçlu kim, bunu iyi analiz etmek gerek. Şimdi Aragones ile futbolcular arasında bir sürtüşme yaşanıyor mu? Bu sorunun yanıtı çok önemli. Teknik direktör ve futbolcu arasında bir sorun yoksa, o zaman problemi başka yerde aramak lazım. Ama teknik direktör ve futbolcu arasında gerginlik yaşanıyorsa, o zaman hocayı göndermek akkılıca bir işi olur, geç kalmadan tabii ki...

    Herkes giden oyuncuları konuşuyor. Aurelio’nun gönderilişi hata mı?

    Açık söylemeliyim, Aurelio’yu ben olsam hayatta göndermezdim. Onu ne pahasına olursa olsun takımda tutardım, onun gönlünü alırdım. Bu söylediğim için çok neden sayabilirim. Aurelio bir kere Brezilyalı ama Türk olarak milli takımda yer alıyor. Yani siz bir kere 1 yabancı statüsünden kurtuluyorsunuz. Aurelio Türkiye’yi, Fenerbahçe’yi ve camiayı çok iyi tanıyor. Yerine gelen oyunculara bir bakın, kimse ayak uyduramadı henüz. Aurelio mükemmel bir oyuncu. 2008 Avrupa Şampiyonası’nda da harikalar yarattı. Böylesine kaliteli bir oyuncuyu elde tutmak için herşeyinizi vermeniz gerekir. Büyük bir hata bence...

    Onun yerine alınan oyuncular hakkında görüşleriniz?

    Şimdi isim vermeye gerek yok ama Aurelio’nun yerinde oynayan futbolculara bir bakın. Kimse onun yerini dolduramıyor. Çünkü hepsi de geçen sezon yedekti. Pekii, siz geçen sezondan daha iyi bir takım kurmak için yola çıkıyorsanız, daha büyük başarılar elde etmek için yola çıkıyorsanız, o zaman Aurelio’yu gönderdiğinizde, bu oyuncudan 2-3 gömlek üstün oyuncu transfer etmeniz şart. Alınan oyunculara bakın, şimdiye kadar bir varlık gösteremediler. Bunu zaten herkes görüyor ve söylüyor. Fenerbahçe’ye yazık oluyor...

    Guiza’nın performansınu nasıl buluyorsunuz. Çok yalnız kalmıyor mu ileri uçta?

    Guiza’nin oyun anlayışı ne bilmiyorum ancak ben teknik direktör olsam hayatta tek forvet oynatmam takımı. Elinizde sağlam bir Semih olduğunda yapacağınız tek şey 2 forvetle sahaya çıkmak. Bu iş aslında görüldüğü kadar zor değil. Çok basit birşey söyleyeceğim. Tek forvetle bir takım başarılı olamıyorsa, gol atamıyorsa, o zaman çift forvete dönmeniz lazım. Çift forvetle gol bulma şansınız daha yüksek oluyor. Hele hele Türkiye Süper Ligi’nde Fenerbahçe çift forvetle oynamıyorsa, bu işte bir sorun var demektir. Ben de bizim dönemde tek kalıyordum ancak ne zaman Nobre ile birlikte oynamaya başladım, takım için daha faydalı olduk, daha çok gol attık birlikte...
     
  8. ENGİN02
    Offline

    ENGİN02
    Yetkili
    Vip

    Kayıt:
    20 Temmuz 2008
    Mesajlar:
    5.186
    Beğenilen Mesajlar:
    2
    Şehir:
    BESNİ
    Fenerbahçe’nin Brezilyalı yıldızı Roberto Carlos, İspanyol AS gazetesine çarpıcı açıklamalarda bulundu.

    İşte Roberto Carlos'un As gazetesine verdiği röportaj:


    MADRİD'DE NE YAPIYORSUN?

    Buraya arkadaşlarımı görmeye geldim. Tatil günlerimde her zaman Madrid’e geliyorum,bu sefer takım arkadaşım Maldonado ile birlikte geldik.

    TÜRKİYE'DE HAYAT NASIL GİDİYOR?

    Geçen sene güzeldi ama bu işler geçen seneki gibi değil. Sezon başında hazırlık kampı için Avusturya ‘ya gittik, burada inanılmaz bir yağmur vardı. Dolayısıyla çalışmalarımızı yapmamız için gereken uygun ortam yoktu. Yapılan bu tercih kötü bir tercihti.

    ARAGONES'DEN NE İSTEDİN?

    Ondan kamp yapılacak bölgenin değiştirilmesini talep ettim. Otelin şartlarının güzel olmasına rağmen fiziksel, taktiksel ve tenlik açıdan bizi zorladı. Sezon başında geçirdiğimiz bu kötü başlangıçtan dolayı, aldığımız sonuçlar bu yönde gelişti.

    TÜRKÇE BİLİYORMUSUN?

    Hayır, hiç bilmiyorum. Açıkçası ihtiyaçta duymuyorum. Takımda Brezilyalı, Güney Amerikalı ve İspanyol oyucular var. Çevirmenler sayesinde zorluk çıkmıyor.

    TARAFTARLAR HAKKINDA NE SÖYLEMEK İSTERSİN?

    Geçen sene daha iyiydi. Türkiye deki taraftarlar Brezilya ve İspanyollarla benzerlik gösteriyor. Futbola aşıklar ve bir kötü sonuç alındığında hemen eleştiriye başlıyorlar. Tecrübeli ve yabancı oyuncuları suçluyorlar.

    LUIS ARAGONES HAKKINDA NE SÖYLEMEK İSTERSİN?

    Onun bir centilmen olduğunu ve çok iyi bir insan olduğunu söyleyebilirim. Ona büyükbaba diye hitap ediyoruz. Futbol hakkında çok şey biliyor, buraya gelince fikirlerinde bazı değişiklikler oldu çünkü futbol burada İspanya'da olduğu kadar zor değil.

    GÜIZA İLE ARANIZ NASIL?

    Ona yardımcı olmaya çalışıyorum. Türkiye’yi bana sorduğunda İstanbul’un mükemmel bir şehir olduğunu, Müslüman insanlar olduklarını ve herkesin birbirine saygı göstererek yaşadığını söyledim.
     
  9. ENGİN02
    Offline

    ENGİN02
    Yetkili
    Vip

    Kayıt:
    20 Temmuz 2008
    Mesajlar:
    5.186
    Beğenilen Mesajlar:
    2
    Şehir:
    BESNİ
    Fenerbahçe'nin İspanyol yıldızı Güiza, İspanyolların ünlü spor gazetesi Marca'nın 'Pichichi, Miguel Munoz ve Guruceta' ödül töreninden sonra açıklamalarda bulundu.

    Lig Tv mikrofonlarına konuşan Güiza "Benim için çok güzel ve büyük bir ödül. Bu gibi ödülleri tekrar tekrar kazanmak için daha çok çalışacağım. Casillas ve Xavi Hernandez gibi futbolcularla bu ödülleri paylaşmak çok büyük onur verdi. Bunu hayal bile edemezdim. Türkiye'ye karşı oynamak benim için kolay olmayacak. İspanya için elimden geleni yapacağım. Türkiye güçlü bir takım ve gruptan çıkmak istiyorlar" dedi.

    Fenerbahçe ve Aragones ile ilgili sorular üzerine ise İspanyol futbolcu "Futbol böyledir, bir kazanır bir kaybedersiniz. Futbolda böyle şeyler var. Önümüzdeki maçı kazanıp çıkışa geçmek istiyoruz.

    Aragones gelmiş geçmiş en iyi teknik direktörlerden biri. İspanya'da ve Fenerbahçe'de onunla çalışmaktan dolayı mutluyum.

    Taraftarın desteği beni çok mutlu ediyor. Fenerbahçe takımının taraftarları tarafından desteklenmek çok büyük bir onur"diye cevaplayarak sözlerine son verdi.
     
  10. ENGİN02
    Offline

    ENGİN02
    Yetkili
    Vip

    Kayıt:
    20 Temmuz 2008
    Mesajlar:
    5.186
    Beğenilen Mesajlar:
    2
    Şehir:
    BESNİ
    Kayserispor Asbaşkanı Şaban Miraboğlu, Mehmet Topuz'un transferi ile ilgili çıkan haberleri, ''Fenerbahçe'nin başarısızlığında bu takıma destek olmak adına yapılmış bir haber'' olarak nitelendirdi.

    Şaban Miraboğlu, yaptığı açıklamada, Mehmet Topuz'un Kayserispor ile sözleşmesinin sezon sonunda biteceğini anımsatarak, bu futbolcunun bu sürede takımda kalacağını söyledi.

    Miraboğlu, ''Fenerbahçe'nin Mehmet Topuz'a transfer teklifi götüreceği'' yönünde çıkan haberlere ilişkin, ''Fenerbahçe'nin başarısızlığında bu takıma destek olmak adına yapılmış bir haber. Ne Kayserispor'un ne de Mehmet Topuz'un gündeminde böyle bir konu var. Başarılı bir sezon geçiriyoruz. Hızımızı kesmeden çıkışımızı sürdürmek istiyoruz'' dedi.
     
  11. ENGİN02
    Offline

    ENGİN02
    Yetkili
    Vip

    Kayıt:
    20 Temmuz 2008
    Mesajlar:
    5.186
    Beğenilen Mesajlar:
    2
    Şehir:
    BESNİ
    Beşiktaşlı eski yönetici Reha Muhtar, Siyah-Beyazlı kulübün gündeminde ki isim olan Lucescu ile ilgili şok iddialarda bulundu.

    Reha Muhtar'ın Vatan gazetesinde bugün yayınlanan yazısının tam metni şu şekilde :


    "Şimdi herkes Lucescu’nun yakın dostu Yıldırım Demirören’e niye feyk attığını ve

    Beşiktaş’a gelmekten vazgeçtiğini araştırıyor...

    Lafları ve gerekçeleri bol Lucescu’nun...

    Gerçek nedeni ben söyleyeyim, fazla yorulmayın...

    Lucescu’nun gönlünden Fenerbahçe geçiyor...

    Birebir ilk ağızdan bildiğim nedenlerini sıralayayım...

    1) Lucescu Türkiye’de Galatasaray ve Beşiktaş’a karşı Fenerbahçe’nin “kollandığını” düşünüyor...

    Ahmet Çakar’ın evinde bana, Galatasaray’da da Beşiktaş’da da kaybettiği birer şampiyonluğun sorumlusunu Fenerbahçe lobisi olarak gösterdi...

    2) Beşiktaş’da da Galatasaray’da da kaybettiği şampiyonlukların saha dışında kaybedildiğine gönülden inandığını belirtti...

    3) Lucescu parasına bakıyor ve şu anda Fenerbahçe’nin parasal durumunun daha güçlü olduğuna inanıyor...

    4) Galatasaray ve Beşiktaş’tan sonra Fenerbahçe’yi de en az bir yıl şampiyon yapacağını ve tarihe geçeceğini düşünüyor...

    5) Teknik direktörlük ömrünün Fenerbahçe’de daha uzun olacağına kesin olarak inanıyor...

    Onun için esasen Galatasaray’la Beşiktaş’ı oyalıyor, gönül ibresinde Fenerbahçe’yi tutuyor...


    *****

    HAKLISIN ERTUĞRUL...

    Bugün Vatan’da İbrahim Seten’in bir haberi var:

    “Cumhurbaşkanı ve Başbakan Ertuğrul Sağlam’ı aradılar” diye...

    Herkese söylemeliyim ki:

    1) Ertuğrul’un gelişi, AKP’ye, Fethullah Gülen’e o desteğe bu fişteğe bağlansa da, Ertuğrul’un gidişi Ertuğrul’un gelişinden farklıdır ve Ertuğrul sonuna kadar haklıdır...

    2) Adam gibi, tertemiz bir karakartal bir Beşiktaşlı gibi gitti Ertuğrul, hakkı olan 1.5 milyon euro’yu elinen tersiyle iterek...

    3) Bir 8 milyon euro almak için Beşiktaş’ı FİFA’dan sürüm sürüm süründüren Real Madridli dolar milyoneri Del Bosque’yi gözünüz önüne getirin, bir de gencecik Ertuğrul Sağlam’ı...

    Paraysa Ertuğrul Sağlam’ın 1.5 milyona ihtiyacı Del Bosque denen tamahkârın 8 milyona ihtiyacından çok daha fazladır...

    Ama birisi adam gibi adam ötekisi haris bir tamahkârdır...


    ***

    4) Beşiktaş Başkanı ve yönetimi Rıza Çalımbay ve Del bosque olayında olduğu gibi üçüncü kez Hoca takımın başındayken başarısız transfer girişimi yaparak takımın havasını altüst ettiler...

    Kaçacak şampiyonlukta sorumluluk Ertuğrul’un arkasından boş boş konuşanların olacaktır...

    5) ****list maçından sonra Başkan apartopar Kiev’e gidip, otelde Lucescu’yla görüştü...

    Lucescu Başkan’ı oyaladı...

    “Geleceğim” dedi, sonra “gelemiyorum” dedi...

    6) O gelmeyince, Ertuğrul’a “Kimseyle görüşmedik... Merak etme takımın başındasın” dendi, tıpkı Rıza’ya yapıldığı gibi...

    Ertuğrul da bunu hazmedemedi gece yattı sabah kalktı ve onuru için istifa etmekten başka çare bulamadı...


    ***

    7) Alışmışlar nasıl olsa teknik adamın alacakları var, kendi istifa etmez diye...

    Sırf bu düşünceyi altüst edip, anasının ak sütü kadar helal olan 1.5 milyon euroyu elinin tersiyle ittiği için alkışlanmalıdır Ertuğrul...

    8) Ertuğrul adam gibi adamdır, kartal gibi tertemiz bir Beşiktaşlı’dır... Ben insanları, AKP desteklemiş, Fethullah Hoca getirmiş, arkasında CHP varmış, esasen MHP’liymiş diye ayrım yaparak desteklemem...

    Ertuğrul’un gelişiyle ilgili kuşkularım vardı ve onlar devam eder... Ama gidişiyle ilgili kuşkum yok... Ertuğrul adam gibi gitti “helal olsun”...


    *****

    ARAGONES’İN 7 MİLYON EURO’SUNU ŞEKİP ÇÖZSÜN!..

    Üç hafta önce yazdım...

    “Korkarım bu Aragones Del Bosque’ye benzeyecek” dedim...

    Çünkü biliyorum İspanyol teknik direktörler birer boğa gibiler...

    Karakterleri ve inatçılıkları gereği, eğer ülkelerinde fazla kalmışlarsa, İspanya dışına kolay adapte olamıyorlar...

    Hele 60’ından 70’inden sonra... Ama bir ortak özellikleri daha var... Acayip iyi kontrat yapıyorlar ve

    geldikleri kulübü iliğine kadar soyuyorlar...

    Aragones üstat da 2 yıllık 7 milyon euro’luk anlaşmayı çekmiş Fenerbahçe’yle...

    Hiç kimse beklemesin Ertuğrul gibi asil davranmaz, son kuruşuna kadar tahsil eder bunu Fenerbahçe’den...

    Onun için hiç istifa mistifa beklemeyin senyordan...


    ***

    Benim Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım dostuma bir önerim var...

    Aragones’in sözleşmesi işiyle yönetici Şekip Mosturoğlu kardeşim ilgilensin...

    Hatırladığım kadarıyla Fenerbahçeli olmasına karşın Del Bosque işin-de de çok az tazminat ödeyerek uluslararası mahkemelerde çözeceğini söyleyip davayı almıştı Şekip arkadaş...

    Sonunda Beşiktaş 8 milyon euro ve ötesini ödemek zorunda kaldı ama olsun!..

    Şekip kardeş Beşiktaş’a o kadar ödettirdikten sonra şimdi tecrübe kazanmıştır...

    Kazanmamışsa bile farketmez... En tecrübelimiz o!..


    *****

    NİHAYET MUSTAFA DENİZLİ VE BEŞİKTAŞ...

    Dün akşam saatlerinde Başkan’ın evinde birkaç yönetici ellerinde kağıt kalem, menajerler üzerinden yabancı hoca arıyorlardı...

    “Tarihten ders alınsaydı tekürrür etmezdi” demişler...

    Ne doğru bir söz!..

    Neyse...

    Bu saatten sonra hangi yabancı hoca bulunur, ligde başa oynayan takımı tanır, futbolcuları öğrenir, Türkiye liglerine aşina olur da Beşiktaş’a teşne olur?..

    Ölme eşşeğim ölme!..

    Birkaç saat sonra herkesin elinde yüzde 90 ihtimalle tek bir aday kaldı pek tabii...

    Kim o aday?..

    Elbette Mustafa Denizli...


    ***

    Çünkü

    1) Adı bile belli olmayan o yabancılara göre Türkiye ligini çok daha iyi biliyor Mustafa Denizli...

    2) Adam hasta Beşiktaşlı, Galatasaray ve Fenerbahçe’yi şampiyon yaptı buna karşı...

    3) İsmi Ertuğrul’un altında kalmaz, üstüne çıkar, kamuoyu da ses çıkarmaz, üstüne yatar...


    ***

    Bunlar darda kalan Beşiktaş yönetimini kurtaracak ara kararlar ve Denizli’ye yönelik artılar...

    Ama bir de ortada kalan sorular var:

    1) Madem Denizli tercihiniz, niye Ertuğrul’u alırken Denizli’yi es geçtiniz?..

    2) Takımı Denizli hazırlamadı...

    Aylardır kimse de Denizli gelsin diye uğraşmadı... Niye Ertuğrul değil de Denizli biri bunu açıklar mı?..

    3) Beşiktaş lig ortasında bu değişiklikle Fenerbahçe’nin 8 Galatasaray’ın 3 puan ilerisinde şampiyonluğu kaybederse kim olacak bunun sorumlusu?..

    4) Ne olacak Sinan Engin?..

    Yoksa onun yerine de Mustafa’nın kankası Can Çobanoğlu mu gelecek?..

    Hadi bakalım, oynasın taşlar sil baştan yerinden...

    Yazık oluyor Beşiktaş’a yazık..."

    REHA MUHTAR / VATAN
     
  12. f@ntastic
    Offline

    f@ntastic Aktif Üye Üye

    Kayıt:
    20 Ağustos 2007
    Mesajlar:
    100
    Beğenilen Mesajlar:
    0
    Şehir:
    ANKARA
    "Kredimiz tamamentükendi. Bir ayda çokzorlu 6 maç yapacağız.Tek kurtuluş seri galibiyetler".


    Oldukça sert konuştu
    Ve Aragones, beklenen konuşmayı oyuncularına dün yaptı. Sarı-lacivertli teknik adam, yağmur nedeniyle önce konferans salonunda, sonra sahada yaptığı toplantıda takıma çok sert ve ciddi mesajlar verdi. Fotomaç iki gün önce konuşmanın detaylarını, "Hepimiz gideriz" başlığıyla spor kamuoyuyla paylaşmıştı. İşte futbolcularına
    adeta nota çeken Aragones'in konuşmalarının ayrıntıları:

    Milli maç arası fırsat
    "Beyler! 6 maçta 4 yenilgi alarak ne yazık ki kredimizi tükettik. Bundan sonra alınacak başarısız sonuçta ne ben sizin arkanızda durabilirim ne de benim arkamda birileri durabilir. Çok kritik döneme giriyoruz. 1 ayda 2'si Arsenal'le, 1'i G.Saray'la olmak üzere 6 final değerinde maçımız var. Üst üste alacağımız 2-3 galibiyet bizi kendimize getirecektir. Milli maç arası bizim için çok iyi bir fırsat."

    Futbola odaklanın
    "Bu fırsatları iyi değerlendirmemiz gerek. Sizden elinizden gelenin fazlasını istiyorum. Bunun altını çiziyorum. Fazlasını istiyorum. Tek çözüm, seri galibiyetler almaktır. Daha iyi bir fikri olan varsa çıksın söylesin. Aksi halde bu bir emirdir. Artık yenilgi lafı duymak istemiyorum. Maçlara önce kafa olarak hazırlanmalıyız. Bunun için de futboldan başka bir şey dününmenizi istemiyorum."
     
  13. ENGİN02
    Offline

    ENGİN02
    Yetkili
    Vip

    Kayıt:
    20 Temmuz 2008
    Mesajlar:
    5.186
    Beğenilen Mesajlar:
    2
    Şehir:
    BESNİ
    Yunanistan birinci lig takımlarından Pire Olmpiyakos'un Türk kaleci Volkan Demirel ile ilgilendiği iddia edildi.

    Atina'da yayımlanan Apoyevmatini gazetesi, kırmızı-beyazlı kulubün, kalecisi Andonis Nikopolidis'in veliahtı olarak Volkan'ı düşündüğünü yazdı.

    27 yaşındaki Türk kalecinin Fenerbahçe ile sözleşmesinin önümüzdeki yaz sona ereceğini belirten gazete, Volkan'ın kariyerini yabancı bir takımda sürdürmek istediğinin bilindiği, bu çerçevede Pire takımına da kapının açıldığı değerlendirmesinde bulundu.

    Olimpiyakos'un yanı sıra Yunanistan Milli Takımı'nın da kalesini koruyan Antonis Nikopolidis, geçtiğimiz haziranda yaptığı açıklamada, Euro 2008'in ardından milli takımı bırakacağını bildirmişti.

    Yunanistan Milli Takımı ile 89 karşılaşmada görev alan 37 yaşındaki Yunanlı kaleci, EURO 2004'te kazanılan zaferin baş mimarlarından biri olarak nitelendiriyor.

    Öte yandan, Yunan ligi puan sıralamasında ilk sıraya Olimpiyakos yerleşirken, Pire ekibini, PAOK, Ksanti (İskeçe), Larisa, Panathinaikos, Ergotelis, AEK Atina, Livadiakos, Aris Selanik, Panseraikos, Asteras Tripolis, Panionios, Panthrakikos, OFİ, İraklis ve Trasivulos takımları izliyor.
     
  14. ENGİN02
    Offline

    ENGİN02
    Yetkili
    Vip

    Kayıt:
    20 Temmuz 2008
    Mesajlar:
    5.186
    Beğenilen Mesajlar:
    2
    Şehir:
    BESNİ
    Fenerbahçe ile yollarını ayıran Ganalı Stephen Appiah'a son olarak İspanyol Racing Santander talip oldu.

    Orta sahasını güçlendirmek için oyuncu arayışında olan Racing Santander'in, bonservisi elinde olan Appiah'ın transferine sıcak baktığı öğrenildi.

    Ganalı oyuncu ile daha önce de Premier Lig ekipleri West Ham United ve Portsmouth ilgilenmişti.
     
  15. ENGİN02
    Offline

    ENGİN02
    Yetkili
    Vip

    Kayıt:
    20 Temmuz 2008
    Mesajlar:
    5.186
    Beğenilen Mesajlar:
    2
    Şehir:
    BESNİ
    Fenerbahçe'de beklenen gün geldi çattı!.. Sarı lacivertli takımın kötü gidişine dur demek isteyen sarı lacivertli yönetimin bugün yapacağı toplantıda önemli kararlar alması bekleniyor!..

    Sarı lacivertli yönetim, bu akşam saat 18.00'de Aziz Yıldırım başkanlığında toplanacak. Yıldırım'ın tüm yöneticileri toplantıya davet ettiği öğrenilirken, toplantının firesiz olması bekleniyor. Teknik Direktör Luis Aragones'in yanı sıra futbolculardan da birkaçının da bu toplantıya çağrılacağı ve dinleneceği gelen haberler arasında...

    MARATON.COM.TR'nin edindiği bilgilere göre; toplantıda çok büyük ihtimalle Aragones ile yola devam kararı çıkacak ve yöneticiler, İspanyol teknik adama desteğini bildirerek güvendiklerini söyleyecekler.
     
  16. ENGİN02
    Offline

    ENGİN02
    Yetkili
    Vip

    Kayıt:
    20 Temmuz 2008
    Mesajlar:
    5.186
    Beğenilen Mesajlar:
    2
    Şehir:
    BESNİ
    Fenerbahçe, Turkcell Süper Lig'in 7. haftasında Kocaelispor ile yapacağı maçın hazırlıklarını bu sabah gerçekleştirdiği antrenmanla sürdürdü.

    Samandra Tesisleri'nde yapılan antrenmanın öncesinde teknik direktör Luis Aragones futbolcular ile sahada 5 dakika süren bir toplantı yaptı.

    Toplantının ardından sarı lacivertli sporcular, istasyon çalışması yaptı.

    Sakatlıkları bulunan futbolcular Semih, Gökhan, Alex, Emre ve Josico sağlık kurulu başkanı Prof. Dr. Ömer Taşer tarafından kontrolden geçirildi.

    Kontrollerin ardından Semih takımdan ayrı koşu yaparken, Josico ve Alex istasyon çalışmasına katıldı. Gökhan ve Emre'nin ise salonda çalıştığı bildirildi.

    Fenerbahçe, akşam saatlerinde yapacağı antrenmanla hazırlıklarını sürdürecek.
     
  17. ENGİN02
    Offline

    ENGİN02
    Yetkili
    Vip

    Kayıt:
    20 Temmuz 2008
    Mesajlar:
    5.186
    Beğenilen Mesajlar:
    2
    Şehir:
    BESNİ
    Türkler'in ata sporu olduğunu söyledi.

    86 yaşındaki eski futbol hakemi Arığ, futbol ile tanışmasının 1936 yılında Ankara Gazi Lisesi'nde, merhum Başbakanlardan Erdal İnönü ile olduğunu belirterek, bilindiği gibi sadece güreşin değil, futbolun da Türklerin ata sporu olduğunu savundu.

    Veli Necdet Arığ, bazı kaynaklarda futbolu ilk Çinlilerin oynadığına dair bilgilerin yer aldığını hatırlatarak, ''Yaşamımın 75 yılını spora adadım. Rus ve Çin kütüphanelerinde ilk defa tepükün (futbola eskiden tepük denirdi) Çinliler tarafından oynandığına dair bilgiler var. Oysa Çinlilerin oynadığı tepük, belli bir süre zarfında duvarda açılan bir delikten topu geçirmek için 2 kişinin yaptığı yarışmaydı. Yani bizdeki 5'er penaltı atışı dediğimiz olayın aynısı. Yoksa bir mücadele yoktu, taraftar yoktu ve onların oynadığına futbol denemezdi'' dedi.


    -''FUTBOLA İLK KURALI TÜRKLER KOYDU''-


    Arığ, futbolun kurallarının temelini Türklerin attığını ifade ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:

    ''Çinliler'den sonra Sultan Mehmet Çelebi, Amasya'da Şehzadeliği zamanında Mezopotomya'da yani Memluki Türk Devletindeki gibi o da spor şöleni tertip etti. Şölene Barika ve Layika adında 2 takım katıldı. Halk tarafından lahanacılar ve bamyacılar olarak destek görüyorlardı. 1450'li yıllarda ilk kurallı futbolu bizim atalarımız Amasya'nın Suluova İlçesi'nde oynamışlardır. Yani futbolun kurallarını ilk bizim atalarımız koydu. Ancak atalarımızın oynadığı ilk futbolda elle tutmak yoktu. Tekme vurmak, taşımak yoktu, taç atışları vardı, fauller vardı. Atalarımızın oynadığı ilk futbolda savunma oyuncuları ofsayta düşüyordu. Çünkü güneş bölgesine göre süre tespit ediyorlardı ve o süreye kadar savunmada kalıyorlardı. Bunların santra çizgisini geçmesi yasaktı. Savunmacı santrayı geçerse ofsayt oluyordu. Sonra değişim yapıyorlardı. Tek bir hakem vardı ve kale 2 direkten ibaretti, üst direk yoktu. Hakem kale direğinin yanındaydı ve atılan golleri tespit ediyordu. Belirli süre sonra bunlar değişim yapıyorlardı.''


    -''ATALARIMIZ FUTBOL TERÖRÜNÜ ATLI HAKEMLERLE ÖNLEMİŞTİ''-


    Eski hakemlerden Veli Necdet Arığ, futbolda terör ve taşkınlığın ilk kez Cumhuriyet döneminde yaşandığını dile getirerek, ''Atalarımız futbol terörünü atlı hakemlerle önlemişti. Bunlar at üzerinde saha kenarında dolaşarak, sahaya girmek için taşkınlık yapanları atla uzaklaştırıyordu'' dedi.


    -PEYGAMBER EFENDİMİZİN FUTBOL TUTKUSU-


    Arığ, futbolun, Orta Asya'ya mal alıp, satan tüccarlar tarafından Arabistan yarımadasına, oradan da Yunanistan, İtalya ve Fransa'ya taşındığını vurgulayarak, ''Futbol bir süre Fransa'da durakladı. Yani Fransa'da duraklama var. İngiltere henüz yok. Arabistan'da futbol (Kureb) adıyla oynanıyordu ve Arabistan'da Türklerin kurduğu bir Memluk i Türk Devleti vardı. Aybey adında bir Türk kurmuştu bu devleti. Mısır'ı da içine kapsıyordu, Arabistan'ı da bugünkü Irak, Ürdün bölümünü de kaplıyordu. Çok geniş toprakları kaplıyordu. Aybey'in ölümünden sonra yerine geçen El Malik korkunç derecede bir sporcuydu ve her 3 ayda bir Olimpiyat düzeninde spor şenlikleri yapıyordu. Müsabakaları izlemek zorunlu olduğu için işleri tatil ediyordu. Özellikle futbol maçlarını izlemek için çok sayıda seyirci stada hücum ederlerdi. Öyle ki Arabistan Yarım Adası'nda futbolun sürekli seyircilerinden birisi de Hazreti Peygamber Efendimizdi'' diye konuştu.


    -TÜRKLERE FUTBOL 1 ASIR YASAKLANDI-


    Veli Necdet Arığ, futbolu İstanbul'a Sultan Çelebi Mehmet'in götürdüğünü, çıkan olaylar sonucu 2. Mahmut'un futbolu Türklere 1 asra yakın yasakladığını belirterek, şöyle konuştu:

    ''Yıldırım Bayazıt'ın, Timur ile olan Ankara Savaşı'nı kaybetmesi üzerine Çelebi Mehmet sultanlığa geçince futbolu da İstanbul'a taşıdı. İstanbul'da da futbol 2. Mahmut'un dönemine kadar oynanmaya başladı ve 2. Mahmut da günümüzün futbol müsabakalarında göremediğimiz derecede fanatik futbol hastasıydı. O dönemin takımları adına heykel diktirdi ve takma adlarla şiirler yazdı. Fakat Türklerin oynadığı futbol sonradan kurallar dışına taştı ve şehirler arasında rugby biçiminde oynanmaya başlandı. Bu da halka ve esnafa zarar verdiği için baskılar sonucu 2. Mahmut, ülkede futbolu yasaklamak zorunda kaldı. Bu yasak 1908'e kadar sürdü. yaklaşık bu yasak yüz yıla yakın sürdü. Futbolun Abdülhamit tarafından yasaklandığı kanısı yanlıştır. Futbolu Abdülhamit yasaklamadı. Kuran, teşvik eden 2. Mahmut yasakladı.''


    -KURTULUŞ SAVAŞI'NDA ŞEHİT VEREN İKİ KULÜPTEN BİRİSİ FENERBAHÇE-


    Dünyaca ünlü Mozambik asıllı Portekizli golcü futbolcu Eusebio'nun da maçını yönetmiş olan Veli Necdet Arığ, her zaman tartışma konusu olan Ulu Önder Atatürk'ün hangi takımın taraftarı olduğu ve ziyaret ettiği konusunda da şöyle dedi:

    ''Kurtuluş Savaşı başlangıcında Atatürk kulüplere yer altına inilmesi talimatını verdi ve gizli lider de Mareşal Fevzi Çakmak'tı. Yer altına inilmesi talimatına uyan 2 kulüp var. Birisi Fenerbahçe, diğeri Altınörs İdman Yurdu yani şimdiki Ankaragücü. İkisi indiler ve ikisi beraber çalışmalar yaptılar. 69 vapur dolusu cephane kaçırdılar Kocaeli yoluyla Ankara'ya. İşgal güçlerinin çöplüklere yığdıkları cephaneleri de bizimkiler buldu. Alıp götürürken yolda önünü kestiler. Daha sonra işgal kuvvetleri Fenerbahçe kulübünü bastılar, çatışma oldu orada. Fenerbahçe'nin A takım kadrosunda oynayan 3-4 futbolcu da şehit düştü. Daha sonra da Ankaragücü kulübünü bastılar, ancak onlar daha önceden haber almıştı ve ayrıldılar. Bir tek kulüp çaycısı Hamdi Baba vardı. Hamdi Baba'yı aldılar, gittiler ve Hamdi Baba'dan sonradan hiçbir haber alınamadı. Şimdi bana Fenerbahçe ve Ankaragücü'nden başka bir kulüp 'Kurtuluş Savaşında bizim de şehidimiz var' diyebiliyorsa en yükseğe çıkar atarım kendimi.''


    -ATATÜRK'ÜN FENERBAHÇE SEMPATİSİ-

    Atatürk'ün hiçbir kulübün mensubu, taraftarı olmadığını ifade eden Arığ, ''Ancak bir kaç tane tipik örnek var. Çok kritik bir Galatasaray-Fenerbahçe maçı öncesi Köşkte yapılan bir toplantıda gündeme geldi. Galatasaraylılar el kaldırsın, kaldırdı 9 kişi, Fenerliler el kaldırsın, kaldırdı 8 kişi, işte o zaman Atatürk, 'bir de ben' dedi Fenerbahçe'ye ve 9-9 berabere oldular. Bazı kaynaklar medya mensubu arkadaşlarımız Atatürk'ün karşı yakaya geçerken Fenerbahçe kulübünü ziyaret ettiğine dair yazılar, belgeler çıkarır. Atatürk, karşı yakaya İsmet Paşa'ya gidecekti. Giderken erken saatlerde kulübe uğradı, 'bir çay içelim' dedi. Kulüpte kimse yoktu. Etraftan haber saldılar, geldiler, ziyarette karşılanmaz mı Atatürk, bunu ben ziyaret etti şeklinde değerlendiremiyorum. İstanbul'da Galatasaray kulübünü ziyareti yoktur Atatürk'ün. Galatasaray kulübüne zaten Kurtuluş Savaşına katkıda bulunmadığı için pek sempatiyle bakmıyordu. Beşiktaş da zaten Saray mensuplarının kulübüydü. Saray paşalarının, bakanların, vezirlerin kulübüydü. Onlara karşı da bir sempatisi yoktu. Ancak Kurtuluş Savaşı'na katkıda bulunduğu için Fenerbahçe'ye sempati duyardı'' diye konuştu.
     
  18. ENGİN02
    Offline

    ENGİN02
    Yetkili
    Vip

    Kayıt:
    20 Temmuz 2008
    Mesajlar:
    5.186
    Beğenilen Mesajlar:
    2
    Şehir:
    BESNİ
    F.Bahçe'nin son 5 yılına damgasını vuran Fenerium, bu sezonki kötü sonuçlardan en büyük darbe alan kurum oldu. 30 bin kombine satılmasına ve takıma büyük ilgi olmasına karşın, Süper Lig ve Şampiyonlar Ligi’ndeki başarısızlık, Fenerium’ların satışlarını büyük oranda düşürdü. Başkan Aziz Yıldırım ile yıldızı barışmayan eski genel müdür Bahadır Kaan Türkay’ın yerine, Bülent Atuk getirildi. Ancak geçen sene yakalanan 47 trilyonluk Fenerium satışları, yeni yıla girmeye 2.5 ay kala ancak 28 trilyonu buldu

    SONUÇLAR ETKİLEDİ

    Geçenyıl yapılan planlamaya göre yönetim, bu sezon hem kombine, hem de Fenerium’lardan büyük patlama bekliyordu. Eski genel müdür B.Kaan Türkay bu sezon için ön gördüğü 57 trilyonluk bütçenin yarısına ulaşlabildi. Ancak sık sık değiştirilen formalar ve ürünler, taraftarın alım gücünün düşmesi ve takımın başarısız sonuçlar almasıyla, ön görülen 57 trilyonluk bütçenin çok uzağında kaldı. Kulübün en büyük maddi gelir kaynağı Fenerium mağazalarının sahipleri, son günlerde adeta kan ağlayarak “Alınan kötü sonuçlar etken oldu. Ama bir durma noktası yaşıyoruz. Transferlerin başarısızlığı ve bu isimlere güvensizlik satışları olumsuz etkiledi. Josico, Emre ve Burak formaları ilgi görmüyor. Eski oyunculara ait ürünlerin satışları da düştü” diyor

    600 BİN DOLAR UÇTU

    Fenerium'ların geçtiğimiz sezona göre satışları yarı yarıya düşerken, başkan Aziz Yıldırım’ın Çin’den getirttiği ’kanarya yağmurlukları’ da elde kaldı. 600 bin dolara alınan 60 bin yağmurluğun ancak 10 bini satıldı. Satışa çıkan koli koli yağmurluklar, depolarda bekliyor. Takımın patlama yapmasını ve satışların artmasını bekleyen yönetim, bir kampanya yapıp, indirime giderek ürünleri de elden çıkarmaya çalışacak

    UĞURLU GELMEDİ

    Bülent Atuk’un Fenerium’un başına gelmesinden sonra takımının aldığı başarısız sonuçlar ve personelle gergin ilişkileri nedeniyle çalışan birçok personelin “Kaan Türkay’ın hakkı yendi. 8 yılda Fenerium’u nereye taşıdı, kıymeti bilinmedi. Bülent Atuk uğurlu gelmedi” diye eleştirdiği belirtildi.

    Vatan
     
  19. ENGİN02
    Offline

    ENGİN02
    Yetkili
    Vip

    Kayıt:
    20 Temmuz 2008
    Mesajlar:
    5.186
    Beğenilen Mesajlar:
    2
    Şehir:
    BESNİ
    Türkiye’de hem Galatasaray’ı hem de Beşiktaş’ı şampiyon yapmasına karşın “yol verilen” teknik direktör Mircea Lucescu, “durumdan vazife çıkartarak” köşeyi dönmeye çalışıyor. Shaktar Donetsk’le sözleşmesi devam etmesine karşın önce Beşiktaş’la flört eden Rumen teknik adam, Siyah-Beyazlı kulübün Mustafa Denizli ile sözleşme imzalamasından sonra şimdi de Galatasaray ile Fenerbahçe’yi kullanarak kasasını doldurmanın yollarını arıyor. Fenerbahçe ile Galatasaray’ın şu ana kadar hem ligde hem de Avrupa’da istenen sonuçları alamaması nedeniyle adı sık sık bu iki kulübün gündemine gelen Mircea Lucescu, transferiyle ilgili sorulara oldukça kurnazca yanıtlar veriyor.

    FENER YALANLAMADI

    Rumen teknik direktör, açıklamasında kulüp rengi vermezken, “Türkiye’yi ve gazetecileri seviyorum. Türkiye’yi özledim. Tekliflerin olması gurur verici. Ben işimi seviyorum. Türkiye’de bana hangi kulübün ihtiyacı varsa o kulübe gelirim. Şu anda Shaktar’ın başındayım ve Şampiyonlar Ligi’nde önemli karşılaşmalarımız var. Ancak ömrümün sonuna kadar Shaktar’da kalacak değilim. Bir gün Türkiye’ye döneceğim” diye konuşuyor. Lucescu ile transfer söylentilerinde bir ilginç nokta ise, hemen hemen hergün en küçük bir haberi bile resmi internet sitesinden yalanlayan Fenerbahçe’nin bu konuda sessizliğini koruması.

    Akşam
     
  20. ENGİN02
    Offline

    ENGİN02
    Yetkili
    Vip

    Kayıt:
    20 Temmuz 2008
    Mesajlar:
    5.186
    Beğenilen Mesajlar:
    2
    Şehir:
    BESNİ
    İspanya´da başarılı olmuş birçok teknik direktör, ülke dışına çıkınca sudan çıkmış balığa döndü. Bu isimlerden 4´ü çok zor günler yaşıyor.

    Avrupa Şampiyonu apoleti

    Luis Aragones, İspanya’yı Avrupa Şampiyonu yaptıktan sonra geçti Fenerbahçe’nin başına. Apolet çok iyiydi ancak bu, başarı için yetmedi. Kanarya, ligde 6 maçta 2 galibiyet, 4 yenilgi alırken, geçen sezon çeyrek final oynadığı Devler Ligi’nde de 2 karşılaşmada sadece 1 puan elde edebildi. Aslında bu, sadece Aragones’in yaşadığı bir hayal kırıklığı değildi. İspanya’da başarılara imza atmış birçok teknik direktör, ülke dışına çıkınca hüsranla karşılaştı.

    Ondan daha kötüsü var

    Juan De Ramos’un başında bulunduğu Tottenham, 7 maçta elde ettiği 2 puanla İngiltere Ligi’nde son sırada bulunuyor. Hem de transfere iki sezonda 184 milyon Euro harcamasına karşın. Espanol’a 2007’de UEFA Finali oynatan Ernesto Valverde’nin başındaki Olypiakos, Anorthosis şokuyla Devler Ligi’nden oldu. Benfica’yı çalıştıran Quique Sanches Flores, 4 maçta 2 galibiyet, 2 beraberlik alabildi. Yani sadece Aragones değil, birçok İspanyol hoca, Avrupa’da hüsran yaşıyor.


    FANATİK
     

Sayfayı Paylaş