NE SENİNLE,NE SENSİZ Bak gülüm,söylemiştim sana Ne seninle ne sensiz olmuyor işte Duymadan gözlerimden anlasana Sevginin ateşi sönmüyor işte Yanımda olsan yakıyor tenin Uzağa gitsem,dinmiyor hasretin Her an kulağımda,gitmiyor sesin Anlatmaya dilim varmıyor işte Kimi zaman alevlenir küçük yüreğim Bazen de tutup nehirleri serperim Bu kararsızlık da,bu umut ta benim Gözlerim başkasını görmüyor işte Sende başlayanlar,sende bitecek Ruhum hep seninle,bedenim ölecek Bu coşku sonsuzlukta sürüp gidecek Senin sevgin olmadan ölünmüyor işte
BEKLEYEN Sen, kaçan ürkek ceylânsın dağda, Ben, peşine düşmüş bir canavarım! İstersen dünyayı çağır imdada; Sen varsın dünyada, bir de ben varım! Seni korkutacak geçtiğin yollar, Arkandan gelecek hep ayak sesim. Sarıp vücudunu belirsiz kollar, Enseni yakacak ateş nefesim. Kimsesiz odanda kış geceleri, İçin ürperdiği demler beni an! De ki: Odur sarsan pencereleri, De ki: Rüzgâr değil, odur haykıran! Göğsümden havaya kattığım zehir, Solduracak bir gül gibi ömrünü, Kaçıp dolaşsan da sen, şehir şehir, Bana kalacaksın yine son günü. Ölürsün... Kapanır yollar geriye; Ben mezarla sırdaş olur, beklerim. Varılmaz hayale işaret diye, Toprağında bir taş olur, beklerim... üstad necip fazıl
Her sabah guller acar penceremde Ve gunes hep neseli dogar Uzaktasin ama yuregim seninle! Guller bana senin yuzunu Gunesin ýsýklarý tenini Yagmurun yagisi gozlerini anlatýr hep Sakin mutluluðgu martilarin kanatlarýna takma Zaten mutluluk yureginden ucamaz Martýnýn kanadina taktigin olsa olsa yuregindir Ve insan yureksiz yasayamaz UNUTMA; En acili ve en zor aninda hatirla Uzaklarda ama yuregi seninle olan bir insan var Dedim ya insanlar yüreksiz yaþayamaz Yüregim yanindaysa Bilki bende ORDAYIM!...
--Kaybetmek var --Vazgecmek alsa, --Onurum var --Gururum alsa, --Özür vardir --Yalvarmak alsa, --Yemin var --Yalan alsa --Sevmek vardir ama --Ihanet asla !!!! --Bakarsan uzaktayim, --düsünürsen aklindayim, --hissedersen kalbindeyim, --uyuyorsan tenindeyim, --özlüyorsan yanina geleyim --SEVIYORSAN ÖMÜR BOYU SENINLEYIM Eger ölürsem beni yakip bir kavanoza koysunlar. O kavanozu basucuna koy. Anliyorsun degil mi fedakarligimi vazgeçtim toprak olmaktan vazgeçtim çiçek olmaktan. Sirf senin yaninda kalabilmek için.. ellerin vardi sicacik dokunan. dudaklarin vardi.askla öpen. simdi ne yapsam olmuyor. yerin dolmuyor. sen baska ben baska.seni çok seviyorum. sakin düsmesin içine bir endise, gidecek gelmiycek gelecek sevmiycek, sözlerime kulak ver askim sadece, bu can ölecek aski ancak ozaman bitecek O kadar güzelsinki yüzüne bakamiyorum Titriyor ellerim ellerini tutamiyorum Dolanip sarmak geliyor saramiyorum Ölesiye baglanmisim ki sensiz duramiyorum... Sen havada ucan kuslar gibi. Ruyalirimi susleyen melekler gibi. Gok deki bulutlar gibi. Beni kimse sevmedi senin gibi. Gurbet elde bir basima Kimim var ki senden baska Öldüm desem bir damla su Veren mi var senden baska Kekik kokan daglarim yok Bülbül öten baglarim yok Tutunacak dallarim yok Neyim kaldi senden baska Bana candan bir kez askim Diyen mi var senden baska Semaverde çayim sensin Her çiçekte balim sensin Ne gelirse senden gelsin Canim mi var senden baska Bu aksam çok efkarliyim Kalbim neden kan agliyor Bunu bir bilsen sevgilim Günes solgun gündüz gece içimde sen bir bilmece Izdirabi heceliyor Sensiz yalniz sensiz içim Gözyaslarim yagmur gibi Yanagimi islatiyor Kollarim bekliyor seni Öpsem öpsem ellerini TUTSAM Yine de sana hasretim Dudaklarim da bir ates Avuçlarimda alevsin Sensiz yalniz sensiz içim Ilahimsin sevgilim Sen benim herseyimsin Hayatim anlamsiz simdi Sendin bana nese veren "Seviyorum, sevdim" diyen Sen benim sicak günesim Güzel tatli tek Kara sevdam sevgilimdin Unutamam asla seni Hergün aniyorum yasla seni Kollarim bekliyor seni Öpsem öpsem ellerini tutsam Yine de sana hasretim ISTE BEN SENI BU SEKILDE SEVERIMMMMM BENIM GIBI ICTEN SEVEN BIRINI TANIYORMUSUN.??? BEN SENI GOZYASI GIBI ICTEN SEVIYORUM BE CANIMMMM!! BEN ICTEN SEVENLERDENIM
Hayat benim anlami sensin, yildiz benim dilek sensin, bulut benim yagmur sensin, günes benim isigim sensin, kor benim alev sensin, ben sendeki benim, sen bendeki sensin : ömür denilen meçhul bizimle tükensin... Seni tahmin edemeyecegin kadar degil, tahammül edemeyecegin kadar çok seviyorum.. Seviyorum your eyes, cünkü onlar very nice, birkerecik Look et me, ondan sonra dont forget me, Kalbim tik tak four you, cünkü I LOVE YOU!!! (((NASIL AMA.??))) Sen Yalnizlik Nedir Bilirmisin? Hani o Kapkaranligi Nefesini Daraltir. Icindeki Bosluga Atilirsin Ciglik Cigliga, Ne Duyan Olur Ne De Goren. Hani Olum Fermani Almis Zanlilar Gibi Asilirsin Ya, Can Ceke Ceke Feryat Figan ILe Aci Cekersin. Iste Ben o Aciyi Tadiyorum Sensiz Her Nefes ALisimda... HABERÝN OLSUN:Seni görmeyince inanki caným. içim sýkýlýr yüreðim yanar...... gözlerim baktýkça hep seni arar... seni özlüyor haberin olsun.. uzun oldu tanýdým seni. uðruna adadým inan kendimi. herkese kapattým aþkýmý sevgimi. sana açýk kalbim haberin olsun. zamanla kaybolur terk edilmiþ hisler. gönül alýþmýþ hep seni ister. bu sözlerim sana unutma sakýn. her zaman kalbimdesin haberin olsun. seviyorum. senden saklamak niye. yazdýðým bu þiir olsun benden hediye. kimdemiþ BEN aGlamaz diye MAZLUMDA AGLADI HYABERÝN OLSUN... BÝRTANEM:Gözlerim gülmeyi unttu sanki. Gülmüyor birtanem gülmüyor sensiz. Yokluðun güneþi küstürdü sanki.Doðmuyor bitanem doðmuyor sensiz. Özlemin kanayan yara inan.Faydasýz kadere bendeeki isyan. Kýrdýðým kadehler derdime derman.Olmuyor birtanem olmuyor sensiz. Bir ruzgar esti savurdu sanki.Bir bhar gününde dallar çiçeksiz. Güller bile sitem ediyor sanki.Açmýyor birtanem açmýyor sensiz...... ---------------------- Seninle Olmak Vardı... Şimdi seninle olmak vardı gülüm Seninle demlemek zamanı, Geçen günlerin inadına Seninle yaşamak bugünü, yarını... Başkaldırmak bakışlarımla kör bir vakit, Bin hınç ile sarılmak boğazına çaresizliğin Boğmak, Parçalamak 'Cızz' etmeden yüreğim... Ve bütün engellere rağmen Döküp ortaya ne varsa, Ne varsa yakmak sensizliğe ait... BAKIŞLARIN Gecelerce aklımdan çıkmadı Sanki rüyalarımda bir parçaydı Sen artık yanımda olmasan da Bakışların hep aklımda Yanımda olmandı hayatın anlamı Kim unutabilir ki yaşadıklarımızı Gözyaşlarımın tuzu dudağımda Bakışların şimdi bile aklımda Sessizliği bozar bir aşk şarkısı Der ki: "O hiç unutulmamalı" Yaşamaya çalışırken yokluğunda Bakışların hala aklımda
Uykunda Öpüyorum Seni Uykunda ağlıyorsun... Uykunda öpüyorum seni... Korkmadan ağlıyorum seninle... Senin için bir şey yapamayışıma, seni bu dünyada yapayalnız, kimsesiz bırakışıma ağlıyorum... Senin için gerçeklik yok, bu hayat, bu hayatın kuralları yok... Kendine nasıl derinden ve katıksız inanıyorsan, bu hayata, bu insanlara da öyle inanıyorsun... Bunu sana ben anlatamam. Bak bu sensin, bak bu da hayat, bu da kuralları; bak, insanlar seni aslında nasıl görüyor, yok bu hayatta duygularının karşılığı, diyemem. Seni sevginden uyandıramam... Yıllar önce senin olduğun yerdeydim ben de. Tam orta yerde. Benim de saçlarım sevecen bir kardeşlik kokardı. Herkese koşarken açıkta kalırdı öldürülmeye en açık, en savunmasız yanlarım. Nereme bıçak saplanırdı bilmezdim, ama hep yersiz kanayan o zavallı saçlarıma dostluklara gölge düşürüyor, diye kızardım...Umudu ürkütüyor diye yaralarıma kızardım... Ben en çok beni yaralayanlara koşar; bir suç, bir yanılgı varsa, çoğunu omuzlamak için kendimden vazgeçerdim... Sırf sevgiler bitmesin, sırf hayatın sevinci gölgelenmesin, dostlukların son günü gelmesin diye üstüme alırdım bütün günahları, bütün yanılgıları, geçmiş ve gelecek bütün kötülükleri... Sevginin umutları sürsün diye, göze alırdım kalbime akıtılacak zehirleri... Göze alırdım eksik yaşanmış bütün sevgilerin tanığı ve sürgünü olmayı... Sonra baktım kimsesiz ve tesellisiz ölüyorum... Gördüm kendimi nasılsa. Gördüm anısız ve habersiz öldüğümü... Son kez baktım etrafıma, bir yakın, bir içten ses, bir kardeş kokusu aradım kendime. Bağlanmak istedikçe öylesine kopmuştum ki insanlardan, öylesine çok sevmiş, öylesine çok inanmıştım ki, nasıl oldu bilmiyorum, içimden bir kötülük, bir acımasızlık; içimden zavallı bir intikam duygusu çıkartıp, o yaralı kendimi, beni ben yapan o kimsesiz sevgimi o boşluktan çekip aldım... Aldım onu ve korumaya başladım.. O yaralı, o parçalanmış, o kimsesiz sevgimi, kötülükle, acımasızlıkla, hırsla, kıskançlıkla korumaya başladım... O da yetmedi, yazmaya başladım sevgili. Yazmaya... Ne hissedersem, ne hissedeceksem, hayatımda ne varsa, her şeyi yazmaya başladım... Yazmak, acılardan, aşklardan, yitirişlerden, itilip kakılmalardan kurtulmanın en geçerli yolu oldu benim için... Kimse elimden söküp almasın diye o yaralı, o kimsesiz sevgimi ve bir daha o karanlık boşluğa düşmemek için yazmaya başladım... Yıllar sonra şimdi sen o boşluktasın. O yaralı, o kimsesiz sevginle bir zamanlar benim olduğum yerdesin. Saçlarındaki kan kokusunu buradan duyabiliyorum. Bu kokuyu iyi bilirim. Çünkü yıllarca, sevginin peşinden koşulsuzca koştuğum o yıllar boyunca hep kendi kanımı, hep bu kokuyu koklamak zorunda kalmıştım... Arzuladığım ne varsa her şey karşılıksız kaldı bu hayatta. Saçlarımdaki kan kokusu şimdi içimde sahipsiz bir nefrete dönüştü... Kin öyle bir şeydir ki sevgili, her şeyi; yaşanmış ve yaşanan bütün sevgileri, gerçek adına ne varsa her şeyi çamurunda gizler.. Gün gelir, artık hiçbir şey anlaşılmaz olur. Haklılar haksızlara, kurbanlar cellatlara, sevgiler nefretlere karışır... Ve bir bakarsın, sen de bu acımasız hayatın hakemliğini kabul etmişsin. O kanlı nehrin kenarına gider ve günlerce, hatta yıllarca oradan düşmanının cesedinin geçmesini beklersin... Bu bekleyişin sonu yoktur. Çünkü düşmanlarının sonu yoktur... Biri biter, diğeri gelir ardından. Ve sen düşmanlarınla uğraşmaktan bezgin ve kimsesiz sevginle uğraşmaya dayanamaz, öylece kalırsın... Yalnızlığınla birlikte düşersiniz boşluğa. O çok korktuğun boşluğa... Öyle kirletirsin ki yalnızlığını, o kirlettiğin yalnızlığını sevsinler diye, dünyanın en samimiyetsiz insanlarına, kardeşim, diye sarılırsın... Biliyor musun, sen benim o çok eski halimsin... Sana bakıyorum yazılarımı yazdığım bu soğuk, bu uzak odadan. Bana umutsuzca sevdalanmanı seyrediyorum. Bende hiç umut yokken, beni vazgeçilmezin yapmanı seyrediyorum... Seni seyrediyorum sevgili, seni... Saçlarındaki kan kokusunu içime çekiyorum. Yıllar önceki kendi kokumu içime çekiyorum... Hayır, acımıyorum sana, sendeki kendimi özlüyorum en çok. Sendeki o çocuk cesaretini, o çıplak sevgiyi özlüyorum. Sendeki o kanayan, o kimsesiz, ama saf, o tepeden tırnağa sevgiye inanan kendimi özlüyorum... Bedelsiz, acıtmayan, hesap sormayan ve çok savunmasız bir güzelliğin vardı senin... Duygusuzlara göre çok kolaydın. Kurbanın o doyumsuz şehveti vardı sende. En kırgın, en yaralı insanları bile bir cellat yapardı o saf, o gerçeküstü sevgin... Seyrederdim seni o uzak odamda, bir şey yapamadan seyrederdim seni yazarken... Buruk bir sevinçle izlerdim cellatlarınla sevişirken aldığın hazzı. Nasıl da kıskanırlardı seni, kendilerine duyduğun sevgiyi bile kıskanırlardı... Seninle sevişirken aldığın o inanılmaz hazzı kıskandıkları gibi... Sen o çıplak, o bedelsiz sevginle bütün dengelerini bozardın onların. Aldığın o hazla kendilerine duydukları o bütün sahte güvenlerini derinden sarsardın... Senin bu sınırsız hazzı, bu çıplak sevgiyi, bu derin ve çılgın bağlanışı onca yitirişler, onca göze alışların sonucunda kazandığını anlamazlıktan gelirlerdi... Ne kadar zevk alsalar da bu kimsesiz sevginden, her yakınlığa hazır oluşundan, çabucak bağışlamandan, yine de seni kendilerine benzetmek, dahası yorulmanı, güce ve gerçeğe teslim olmanı, onları bütün o kayboluşlarında, tükenişlerinde, yani her durumda, her şekilde kabullenmeni isterlerdi... Onları her halleriyle kabul ettiğinde ise senden korkmaya başlarlardı... Çünkü öylesine korunaklı, öylesine derinlerde saklıydı ki sevgileri, seni anlaşılmaz, tuhaf, hatta bulaşıcı bir hastalığa yakalanmış, tehlikeli biri gibi görmeye başlarlardı... O çıplak, o sahipsiz sevgin yıllar önce terk ettikleri kalplerini, düşlerini, inançlarını hatırlatırdı onlara. Çekiciliğine kapılıp yanına geldikleri anda ve seni anlar anlamaz ölümcül bir ürküntüye kapılmaları bu yüzdendi... Çünkü bugünün insanı kimden korkuyorsa, kim ona yok ettiği kendisini hatırlatıyorsa onu öldürmek ister sevgili. Safı, çıplağı, koşulsuz seveni, kendisine yitirdiği insanlığını hatırlatanı öldürmek ister... Kabul et artık, kimi sevsen, kimin özgürlüğünü istesen ölümünü istemedi mi senden. İstemedi mi... Kabul et artık... Ben onlardan hiç olmadım. Ben gözümü senden hiç ayırmadım. Çünkü sen benim saf çocukluğumdun. Sen benim o yaralı, o kimsesiz gençliğimdin... Hayatı bitirdiğim yerde sen yeniden başlıyorsun.. Dokunurken içimi acıtan başında benim kanım var... Anla artık, seni değil, en çok kendimi yalnız bırakıyorum o rutubetli evde... Senin o affedemediğin kalbinde yatıyor benim tek ve gerçek sevgim... Tek umudum senin bu savunmasız halin. Senin bu kimsesizliğin... Uyumsuzluğun. Tek çıkışım senin bu deli, bu çıplak sevdan... Kötülüklerin yok muydu, yok muydu hırsların... Vardı elbet. Ama öylesine acemiydi ki hırsların; kötülüklerin bu hayat karşısında öylesine çaresiz ve öylesine masum kalırdı ki, sonunda yine sana dokunurdu zararı; karşındakileri değil seni engellerdi o kimsesiz öfken... Kötülüklerinin zararı sonunda sana dokunmasaydı, yenseydin karşına çıkanları, yenseydin kalbini, hayat senin için hiçbir zaman böyle olmayacaktı... O kutsal, o hiç sönmeyen ışık nereye gitsen ardından gelmeyecekti... O sevinçli ıstırap kalbini hiçbir zaman böylesine içtenlikle ısıtmayacaktı. Bu şehri ebediyen terk edip giderken, bana söylediğin o son sözde saklı olmayacaktı hayatımızın gerçeği: 'Hayatın kuralları derdin hep, biliyor musun, bu hayatta hiçbir şeyi başaramadım ben...' Cezmi Ersöz biraz uzun ama okursanız pişman olmazsınız.........
küskünüm geçen yıllara yapayalnız tek başına küskünüm gençliğime dönülmez boran yollara küskünüm gelmeyen geleceğe bağlayıp körpe umutları küskünüm ufukta sızlayan ışığa güneşi tanımayan soğuk yıldızlara küskünüm sevdalara dinmeden yürekte yangın küskünüm kor gibi ateşlere kapılan nisan yağmurlarına küskünüm aşklara sevdiğim doyamayan kalbime küskünüm diyemediğim bebek tenli narinime değil küskünüm kendi kendime küskünüm işte! ... Esma Özdemir
SENi COK SEViYORUM seni seviyorum demek, hiçbir zaman bu kadar güzel olmamıştı. hiçbir zaman böylesine, sevip sevilmemişti bu yürek. yüreğinde bana ve sevgime yer varmı? yer var mı aşka ve umuda? o zaman yukarıya bak, ben ordayım her zaman yanındayım. gündüz güneşi'mle gece ay'ımla, kimsenin kucaklayamayacağı kadar kucakladım seni. bazen bir umut olmalıyım yüreğinde güzel yarınlarda gerçekleşmeyi bekleyen. sonra bir hayal düşüncelerinde, seni başka alemlere görüren. karanlık düşüncelerinde ki son yaprak olmalıyım ben, hiç solmayan bir yaprak. seni yaşamalıyım duygularda, seni hissetmeliyim her nefes alışında. yağmur olup üstüne yağmalıyım, her damla benim sana olan sevgimdir. ıslanmalısın sevgi yağmurlarında. aydınlığın olmalıyım sonra, buğday sarısı güneşimle. kar'a kartanesi'ne ne dersin bembeyaz saf aşklar yaşamak için. ben senin vazgeçemediğin gökyüzün olmalıyım. ne sen beni unutmalısın, ne de ben ben sensiz evreni kucaklamalıyım. seni seviyorum demek hiçbir zaman bu kadar güzel olmamıştı. hiçbir zaman böylesine sevip sevilmemişti bu yürek. şimdi ben o güzeli seninle yaşıyorum, ve seni çok seviyorum.. Tüm kalbimle sevdim ben seni, Düşler adadım yarınlarına, Kavuşmalar ekledim gitmelerine, Masmavi bir gök düşledim aydınlığında, Karanlığını ise yıldızlarımla bezedim... Oysa; Bir kırık kilit şimdi yüreğimde, Anahtarını fi tarihinde yitirdiğim. Bilirim de söyleyemem ki, Önceden sevda dolu nakaratlarla vals yapan bu kalp Şu anda ölü toprağıyla can çekişmelerde Bende kalan yarısıyla sevmişti kalbim seni, Büyük dünyalar çizdi senli resimlerinde, Büyük adımlar attı gönlünün peşinde, Büyük hüzünleri sakladı en karanlığında, Küçük mutlulukları büyüttü en aydınlığında. Şimdi ise; Bir yarımı bende diğeri ise sende, Bir yarım eskilerde, Ne kaldı bak sonunda ellerimde, Koskoca bir "hiç" ancak kendime gizleyebildiğim, Yarım aşklar peşinde.
Seni saklayacagim inan Yazdiklarimda, çizdiklerimde Sarkilarimda, sözlerimde. Sen kalacaksin kimse bilmeyecek Ve kimseler görmeyecek seni, Yasayacaksin gözlerimde. Sen göreceksin duyacaksin Parildayan bir sevi sicakligi, Uyuyacak, uyanacaksin. Bakacaksin, benzemiyor Gelen günler geçenlere, Dalacaksin. Bir seviyi anlamak Bir yasam harcamaktir, Harcayacaksin. Seni yasayacagim, anlatilmaz, Yasayacagim gözlerimde; Gözlerimde saklayacagim. Bir gün, tam anlatmaya... Bakacaksin, Gözlerimi kapayacagim... Anlayacaksin. sen sen.... Sen nefesimsin benim… Damarlarımda akan… Kan değil aslında… Sen… Sen huzurumsun benim… Duyduğum ve hissettiğim… Ve yaşadığım… Sen… Sen geleceğim benim… Geçmişten gelen… Şuanda yaşadığım… Sen… Sen canımsın benim… Yaşama sevincim… Varlık nedenim… Sen… Sen adımımsın benim… Her hareketimde… Bana yol gösteren… Sen… Sen hikayemsin benim… Eskimeyen… Bir ömür boyu sürecek… Sen… Sen sevdiğimsin benim… Uğrunda can vereceğim… İçimde hissettiğim… Sen… Sen bir tanemsin benim… Yüreğimsin… Ben seninim… Sen benim... Bir tek farklı yanımız var; Oda şu aşkınla beslenen ruhum sevgilim Hiç unutma ki senin kadar yaklaşırım sana,... Senin kadar çiçekleri koklar Senin kadar maç izler Senin kadar yürürüm yollarda Ve senin kadar severim Senin kadar atlar ilgimi çeker Senin kadar duygusalım Senin kadar arzular başıma vurur Ve senin kadar bir çılgın köstebeğim, yaşamı hiç bıkmadan eşeler dururum Senin kadar tat alırım şekerden Senin kadar yemek yerim Senin kadar su içer Ve bazen senin kadar yellenirim Senin kadar yaşarım hayatı Senin kadar nefes alır Senin kadar uyurum Ne bir eksik ne bir fazla, her şeyim senin kadar güzelim BİR TEK FARKLI YANIMIZ VAR, ODA ŞU AŞKINLA BESLENEN TUTKULAR DERYASI RUHUM SEVGİLİM Kibar Tavasav ben şahsen bu şiire bayıldım
Seninim Dudaklarının; Serin kıyılarını sevdim. Seninim ben; Utangaçlığım kadar. Kararsızlığım kadar; Seninim. Ufuk Nazım
Sen.…Sen....Sen…. Sen benim şarkılardaki sesim Sen benim yaşam sevincim Sen benim gözlerimin gülen yarısı Sen benim perdemdeki gün ışığı Sen benim hiç vazgeçemediğim Sen benim benden habersiz sevdiğimsin Sen……… Sen……… Sen……… Hiç benim olamadın Ve hiç bilemedin Ne derece sevildiğini Ve hiç bilemeyeceksin……… Ölene dek görmesem de Hiç eksilmeden Ve hatta gün geçtikçe Bir çığ gibi büyüyen Bir sevgiyle sevileceksin. Sen kanımın ateşi Sen korkularımın fitili Sen geceleri uykularımın katili Sen arkadaşı, kalemimin sırdaşı Kağıtlarımla muhatap her daim Okusan da……….okumasan da Şiirlerimin sahibi Sen benim hazanda sarı yaprağım Sen benim baharda yeşil dallarım Görmediğimde kalbime yağan kar Gördüğümde gözlerime doğan güneşimsin Sen………… Sen………… Sen………… Hiç benim olamadın Ve hiç bilemedin Ne derece sevildiğini Ve hiç bilemeyeceksin. Seneler birbirini kovalasa da, gözlerime güneş doğmasa da, üzerime karlar yağsa da, Korkmam…………….. Üşümem ki……………. Bedenim cansız nasıl olsa………….. Dilek Çınar Aşksız Olmaz Sana aşk diliyorum bebek Aşk yalandır derler, Gelip geçicidir derler Ortalama yetmiş yıl insan ömrü Aşk dediğin bazen iki gün en çok da üç yıl sürer Yine de sana aşk diliyorum bebek Ömründen o iki günü çıkardığında Kalanlar sayabilecek kadar çoksa Seni fena kandırmışlar bebek Bin kere daha gelsen dünyaya Sana hep aşk dileyeceğim Kalbin aşka kapanmışsa Ve umutların çok uzaksa Otur şurada dinlen biraz Isıtalım ayazlarını kalbinin Ama sakın vazgeçme aramaktan İnsansın sen de bebek Yanmadan varamazsın aslına howdeepisocean Kaybolan Aşklara Hatırlıyorum bir zamanlar aşıktım Tüm anlamlarımı bulduğumu zannedip Kırmıştım tüm zincirleri Hayat bir başka güzel Zaman, zaman değil sarhoştu saatler Ve gece şarap gibi kokardı Sıcaktı tüm köşeler Ve sözler ne kadar şefkatliydi Bakışlar bir başka anlamlı Ne kadar mahcuptum tutarken Bir dost elini Kalbim çocuk Eller el değildi Ya şarkılar? Ah o şarkılar... Her şarkı bir bahaneydi Elimde kalanların en kötüsü Şimdi boş bir kalple hatırlamak Sadece... Ve bir aşk şiiri okurken Hiçbir şey anlamamak.
Sen...Sen...Ah..Sen.. Beni yollara bağlayan... Sen...sen...Ah sen... Bir benimle olan Sen...sen..ah sen... Gündüzümle gecemle Sen...sen..ah sen... İlkbaharım yazım Sen...sen..ah sen... Sonbaharım kışım Sen...sen..ah sen... Sen sabahla doğan... Sen akşamla batan... Bir yudum nefes sen.... Bir bahar kokusu sen... Bir hoş nağme sen... Bir su şırıltısı sen... Her an sen...sen...sen... Sensiz neylerim ben... Mahmut Tekin
Sendendir Bühtan etme yaradana, Başına gelen sendendir. Ortak arama gadana, Dermanı bil ki fendendir. Diyorsun muradım çoktur, Tembellik var, gayret yoktur. Amellerin sana haktır, Her oluş bir nedendendir. İbadet insana hizmet, Hak kuluna vermez zulmet. Tembelce beklenen himmet, Ne alırsan o sendendir. Düşünürsen İnce ince, Nefsin kendini bilince. Etler kemiğe girince, Yokoluş bu bedendendir. Sabit İnce
Senin için Senin için söylenmemiş yalanları söylerim Senin için diyar, diyar gezerim Senin için delinmemiş dağları delerim Senin için kum olur elekten geçerim Senin için yaş olur gözden düşerim Senin için kan olur akar giderim Senin için gururumu ayaklar altında ezerim Senin için içim ağlasa da yüzden gülerim Kısaca bir tanem Senin için canımı veririm Senin için ölürüm ben Ölürüm ben Senin için bunları yaparım ben Hicabi Ceylan
SEN CANIMSIN! sen damarlarımda kanımsın, sen bedenimde canımsın. sen gözlerimin ışığısın, sen hayatımın anlamısın. sen gönlümün baharısın, sen kardelen çiçeğimsin. sen endeğerli varlığımsın, sen hayatımın anlamısın.
BİR GÜN ANLARSIN Uykuların kaçar geceleri Bir türlü sabah olmayı bilmez Dikilir gözlerin tavanda bir noktaya Deli eden bir uğultudur başlar kulaklarında Ne çarşaf halden anlar ne de yastık Girmez pencerelerden beklediğin aydınlık Kapanır yatağına çaresizliğine ağlarsın Onun unutamadığının hayali Sigaradan derin bir nefes çekmişcesine dolar içine Sevmek ne imiş bir gün anlarsın Bir gün anlarsın aslında her şeyin boş olduğunu Şerefin, faziletin, iyiliğin, güzelliğin Gün gelir de sesini bir kerecik duymak için Vurursun başını soğuk taş duvarlara Büyür gitgide incinmişliğin, kırılmışlığın Duyarsın Ta derinden acısını çaresiz kalmışlığın Sevmek ne imiş bir gün anlarsın Bir gün anlarsın ne işe yaradığının ellerinin Niçin yaratıldığını Bu iğrenç dünyaya neden geldiğini Uzun uzun seyredersin de aynalarda güzelliğini Boşuna geçip giden yıllarına yanarsın Dolar gözlerin için burkulur Sevmek ne imiş bir gün anlarsın Bir gün anlarsın tadını sevilen dudakların Sevilen gözlerin erişilmezliğini O hiç beklenmeyen saat geldi mi Düşer saçların önüne ama bembeyaz Uzanır gökyüzüne ellerin Ama çaresiz, ama yorgun, ama bitkin Bir zaman geçmiş günlerin uykusuna dalarsın Sonra dizilir birbiri ardınca gerçekler acı Sevmek ne imiş bir gün anlarsın Bir gün anlarsın hayal kurmayı Beklemeyi Ümit etmeyi Bir kirli gömlek gibi çıkarır atasın gelir Bütün vücudunu saran o korkunç geceyi Lanet ederdin yaşadığına Maziden ne kalmışsa yırtar atarsın O zaman bir çiçek büyür kabrimde kendiliğinden Seni sevdiğimi işte o gün anlarsın….
ruhun mu ateş yoksa o gözler mi alevden, bilmem bu gönül ne biçim korla tutuştu. pervane olan kendini gizler mi alevden, sen istedin onadan bu gönül zorla tutuştu. gün senden ışık alsa da bir renge bürünse, ay secde edip çehrene yerlerde sürünse, herşey silinip kayboluyorken nazarımdan, yalnız o yeşil gözlerinin nuru görünse. hançer gibi keskin ve çiçekler gibi ince, çehren bana uğrunda ölüm hazzı verince, içimdeki azgın devi rüzgarlara attım, gözlerle günah işlemenin zevkini tattım. gözler ki birer parçasıdır sende ilahın, gözler ki senin en katı zulmün ve silahın, vur şanlı silahınla gönül mülkü düzelsin, sen öldürüyorken de vururken de güzelsin HÜSEYİN NİHAL ATSIZ
Ben bir dünyayım Sen benim sönen umutlarım Çöken omuzlarım Yitik savaşlarım Bitik hayatım Ben masum değilim Sen yalnız değilsin Buraya ait değilsin Çünkü burası benim Ve sen bende değilsin Bense seni bende yaşıyorum sen olmadan Çünkü seni sensiz seviyorum
Ruhumda Aşk Var! Ne mahpushane yıkar beni, Ne de ölüm düşleri... Kahpeymiş insanlar, Bozukmuş düzen, Ne yazar..? Yaşama sevinci var yüreğimde, Sevgi var.. Sevda var.. Kısacası dostlar... Ruhumda... Tüketemediğim aşk var..!
ANNABEL LEE Seneler,seneler evveldi; Bir deniz ülkesinde Yaşayan bir kız vardı,bileceksiniz İsmi Annabel Lee; Hiçbir şey düşünmezdi sevilmekten Sevmekden başka beni. O çocuk ben çocuk,memleketimiz O deniz ülkesiydi, Sevdalı değil karasevdalıydık Ben ve Annabel Lee; Göklerde uçan melekler bile Kıskanırdı bizi. Bir gün işte bu yüzden göze geldi, O deniz ülkesinde, Üşüdü rüzgarından bir bulutun Güzelim Annabel Lee; Götürdüler el üstünde Koyup gittiler beni, Mezarı ordadır şimdi, O deniz ülkesinde. Biz daha bahtiyardık meleklerden Onlar kıskandı bizi,_ Evet!_bu yüzden (şahidimdir herkes Ve o deniz ülkesi) Bir gece bulutun rüzgarından Üşüdü gitti Annabel Lee. Sevdadan yana ,kim olursa olsun, Yaşça başca ileri Geçemezlerdi bizi; Ne yedi kat gökdeki melekler, Ne deniz dibi cinleri, Hiçbiri ayıramaz beni senden Güzelim Annabel Lee. Ay gelip ışır hayalin eşirir Güzelim Annabel Lee; Bu yıldızlar gözlerin gibi parlar Güzelim Annabel Lee; Orda gecelerim,uzanır beklerim Sevgilim,sevgilim,hayatım,gelinim O azgın sahildeki, Yattığın yerde seni . Edgar Allan POE Çeviren : Melih Cevdet ANDAY