Yağmurlar yağdı ve hiç dinmedi Her biri saydam çiçeklenen saçında Yağmurlar daha çok pencereler içindi Öksüzdüm, gözyaşıydım dudağında Bir sancıydım boğuk akşamlar gibi Büyüdükçe büyüdü isli ve yalnız olmak Kirazını soldurdu ağaçların Nasıl devrildi taşlar üstümüze Çoğalan nasıl boydan boya kuşkular Kar diz boyu ölümü sokakların Ezgiler sabahlarda eriyecek Gözlerin uykumda yeşerir durur Kalsam çağlar boyu yokluğunun kapısında Yaşamak bunca umuda yeniden varmak olur Ölmek seni duymamak bir gün daha... Afsar Timuçin
Zarif bir hüzündür bembeyaz dolaşan, kuğuya bakarsak.. Mücevher titreşimleriyle mütereddit bir akşam, suya bakarsak Fazlasıyla ısındı deniz, kaynadı kaynayacak.. Dipten bir deprem yaklaşıyor, suyun üzerindeki buğuya bakarsak.. Ne kadar yoksul ve çıplak görünürse görünsün ağaçlar , O kadar yakındır ilkbahar özsuyu yürümüş dallara, uğultuyla bakarsak.. Atilla İlhan
İçimdeki taş yerinden kımıldadı. Göğün altında, yerin telef edilmiş yüzünde bir papatyanın "olmaz" yaprağına düştüm. Ben sustuysam söz de sussun. Olmadı, taşındım ertesi gün "olur" yaprağına. Orda büyüttüm hatırayı, ordan düştüm. Hatıra da unutsun kendini koyuluğunda. Beni gel beni bul beni al, istediğin yerde uyut bendeki hatırayı istedim. Vardığım yer bir uçurumdan kekeme, gümüşten ipliğim azaldı- susmaya unutmaya uykuya yelteniyorum. Birhan KESKİN
sorma ben kimim, adım ne, nereden geldim kim açtı bu kahrolası çukuru yüreğimde kimi sevdim, kime özlemim kaç yıl sevda doldu iliklerime kaç yıl eksildim. tut ki, bir pınarım suyu kesik akamadım nazlı nehirlere tut ki susturulmuş binlerce türkü bastırılmış binlerce acıyım baştanbaşa aşk ve ateş tut ki, incinmiş bir gülüşüm gecikmiş bir düş bir ateşin çemberinde yarım kalmış sevinçler kanayan tut ki, kar altında sevincim bütün mevsimlere küsmüşüm kanadı kırık bir serçeyim tut ki dağlarda koparılmış kınalı bir çiçek ateşin zulmünü gördüm suyun ihanetini baştanbaşa aşk baştanbaşa hasret susturulmuş milyonlarca türküyüm bir sarı çiçek bir sarmaşık belki çözer dilini yüreğimin ihanetlerin kilitlediği
anlamazdınız hiç üşüdüğümü bilmezdiniz söylemezdim ki kuyuda bekletir kendimi koyusundan bir acı demler sonra akıtırdım nehrimden yaban kalırdınız ruh tedirginliğime bilmezdiniz küskünlüğümü öyle isterdim ben en kanamalı anlarım gül yüzüm etrafta dolanırken en çok in'imde olduklarımdı 'verene değil emekle sevgi değer bilmeyene zayii' derdi gönül susardım! an gelir şart olurdu acıyla ödeşmek kendine gitmek bir başına dalımda kırılırdı solardı çiçek gözyaşları ne içindi anlamazdınız hiç mahşeri bir dövende çırpınırken gövdem bilmezdiniz siz öyle isterdim ben gül ölürse elbet sinerdi yürek ... Naime Erlaçin
Tanrım, Kelebeği yarattığın için Ve ağustos böceğini, arıyı Anladım bir çiçeğe her canlının Farklı baktığını Anladım sevgilinin dudaklarının Neden gonca bir gül rengi taşıdığını Tanrım Nefreti yarattığın için Nefret ettim nefretten İçimdeki çocuğu incitenlerden Anladım sevginin nefretten Öylesine güçlü olduğunu Sevgimin rüzgarıyla nefreti attım içimden Tanrım Çirkini yarattığın için Bildim güzelliğin değerini Gördüm çirkinde dahi varolan güzelliği Anladım gözümle değil, Yüreğimle bakmam gerektiğini, her yüreğin başka bir güzeli sevdiğini Tanrım Sevdim bir yürek taşıdığım için Anladım aşkın tüm evreni kuşattığını Onun gözlerinde sonsuzluğun Teninde baharı, gözlerinde gün ışığını Duyduğum zaman yüreğimde sesinin yankısını Tanrım Yüreğime aşkı koyduğun için Binlerce teşekkürler sana Ve Tanrım Aşkı yarattığın için aşığım sana ... Esat Selışık
Uzak düşün, uzak anımsa beni Boğazında çakıl taşları, Yabancıl türküler dudak ucunda sür git; böylesi anlamsız böylesi çabuktur vedalarım Danseder yüzümde günle gece iki perdelik dram oynaşır özlem kayıp şehirde avuntu biliyorum avuntu gözlerini düşünmek ve hiç unutma bir çınarın ayakta ölmesini seyretmektir bir şairi sevmek Elif Yıldız Kıratlı
ağacın gölgesindeki mevsim hüzünle yıkarken ellerini patisiyle dua yazdı alnıma koynumdaki siyam kalbini kırmızı ve pek konuşkan rujlarla boyadın cımbızla mı aldın gözlerinin bahçesindeki balıkları unuttun mu, kedi rüyaları görürdük mırıltılı dudaklarla şimdi ke(n)dinin gözlerindeki acıyı ısır ve kalbine yakın, dudaklarına uzak tut bu şiiri! ayten çolakoğlu