Yağ yağmur... Başladığın günün...Sürdüğün günlerin..Her birinin hatrına... Çaresizim evet. Beklemekten..Beklemek gibi bir zorunluluğu ya$amaktan.. Pi$manda değilim.. Arasıra naza çekilmek istiyorum sadece... Sızlanıyorum yokluğunda..Elim kolum kalkmaz hallere vuruyorum kendimi.. Susuyorum...Su'suyorum... Birgünü daha koydum sensiz ömrümden tıka basa dolu sandığa... Yeni bir sandık daha bulmak mı? Asla... Varlığından öte bir daha vermem seni yokluğa... Bir daha asla yokluğa boğmam seni...
Ayrılıktan söz etme ne olur , Alda git gideceksen canımı... Gitme dur ne olur bırakma ellerimi ne olur söyle hiçmi sevmedin beni yok olur kırılır bu kalbim sensiz şimdi ne olur gitme aşkımız bitmesin böyle ...
Bak sana ne getirdim! Bahçelerin baharını, Çocukların gül dudaklarındaki Şarkısını getirdim. Sevdiğin ne varsa Yanımda hepsi: Akan suyun coşkusu, Kuş sesi, Çam uğultusu. Çobanın Yanık kavalına üflediği Türküsünü getirdim. Kır çiçekleri topladım Kırağı düşmemiş yaylalardan, Katıp sevgimi yanına, Boynu bükük dağ menekşesinin Kokusunu getirdim. Bak sana ne getirdim! Ucu yanık bir yürek, Okşanmamış bir beden Sevdası buram buram tüten / uzaklarda, Sadakati dağlardan yüce bir kadının Tutkusunu getirdim. Her sınırı sana komşu, Her ırmağı sana akan, Her ülkesi sen olan bir dünyanın Atlasını getirdim. Bak sana ne getirdim! Avuçlarımda bir tutam aydınlık, Azığı umut dolu bir bohça, Bedenini taşımaktan yorulmuş Bir çift ayak getirdim. Tuzunu getirdim / ocakta kaynayan yemeğinin, Yıldızlarla arkadaşlık ettiğim gecelerin Uykusunu getirdim. Bak sana ne getirdim! Yokluğunun susuzluğunu, Gönlümün yoksulluğunu, Gurbet elde , Ne zamandır Unuttuğunu getirdim.
En çok neyi özledim biliyor musun? Bir şiiri okumanı.... Ahmet Telli’yi mesela? “Hala koynumda resmin” dururdu... Ya da “ben girdiğimde sokağı devriyeler basardı” Ben en çok “seni sırılsıklam özleten yağmurları” arıyorum..... Ne zaman ellerinden tutsam, Kardı..... kıştı..... Hasrettik sıcak mevsimlere. Gittin... beni buralarda öylece bıraktın “gülüşün eklenmiyor artık kimliğime”..... En çok neyi özledim biliyor musun? Susmanı... Hiçbir şey demeden boşluğa bakmanı. Gidişin geliyor aklıma şehirden! Sırtın dönük, adımların kısa kısa... Uzaklaşıyorsun... Sonra dilime Aziz Nesin dizeleri takılıyor, “sevişiyoruz yirmi beş bin kilometreden” Hiç olmaz olur mu, Necip Fazıl’ın “beklenen’i....” Geçti peşi sıra mevsimler, Aylar.... Bende seni bekledim; “şeytanın günahı beklediği kadar...” Yine son sözü Umut Yaşar söyledi. “aşk başlamadan güzel......” “neden bu şarkılar bitiyor söyleyince”? ? ? Keşke diyorum, ellerinden tutmak olmasaydı Şu kahrolası yokluğun, varlığına değer... Gittin... Türküler garip şimdi... Şairlerle ben başbaşayım.... Sen seversin Ahmed Arif’i? “akşam erken indi mahpushaneye” ve ben “tütünsüz uykusuz kaldım” Şiirler dolusu özledim seni.....
Öyle bir an gelse dersin Öyle bir sarılsam Sarılsam da kalsa nefessiz Sonra öpsem uyansa... Bi daha sarılsam... Hep sarılsam Hep................ Ama sen Hiç gelmeyecek gibisin ...
Sessiz sedasız bir fırtına yaklaşıyor,rıhtımda biz.. Sanki lunaparkta salıncakta gibiyiz.. Sen yaramaz çocuk,dikkat et düşeceksin... Tutma ellerimden bak birazdan üşüyeceksin... Şu gelen bulut var ya,onu aydede yaptı Sen hep “dürüst ve mutsuz” ol dedi, boynuma taktı.. Bu köprüyü ben kurdum,oyunu sevdin mi? Sıkı tut düşme çocuk,şaşkınlığını yendin mi...? Sen yüzme sevdalısı,su derin,görmez misin..? Böyle, elbiselerle, dibe gömülmez misin...? Bak ne güzel boyamışlar zikzak çizer gideriz.. Demirlerden tutunur, adına dostluk deriz.. İki yalancı olmak nasıl birşey bilmem ama.. Denemesi bedava.. Hadi koşalım seninle şu dubaya kadar.. Ömrüm işte o kadar....
Gece boyu yağmış kar gibi tertemiz günaydınlar sunan Taze ömründe sıcacık somun ekmek kokan Islak saçlarında intaharlar diri bedeninde timsahlar İri gözlerinde aşk şarkıları kokusunda gül bulunduran Ağladı mı inci tanesi güldü mü bahar Anlatırken bir roman dinlerken şarap Ormanında yittiğin kaybolup gittiğin Sıcak kucaklara emanet ediyorum seni... Hoşçakal.....
Hadi bırakma elimi bak yalvarıyorum Tomurcuk gözlerine sinmiş nefreti siliyorum Hadi getir sen de birkaç tuğla durma Sevgiden bir duvar örüyorum Kapat o kapıyı ama içerden kapat Bana kalbinden geçen bir masal anlat Yaşlı bir adam olsun ona aşık yaşlı bir kadın Yıllar sonra kavuşmuş olsunlar Yılların tanışıklığıyla gözleriyle konuşup Dudaklarıyla sussunlar.. Başka değirmenlerde öğütmüş olsunlar hayatlarını Ama aynı topraktan yoğursunlar eş ruhlarını Aynı şarkıları söylesinler aynı içecekleri sevsinler Buna kimsenin anlayamayacağı bir anlam yüklesinler Gökten düşen elmalarla gülümsesinler.. Bir umutsa beklemek sabır denizinde Umut işte ellerimde Uyan hadi Benimle kal Gitme..
Ben senin alevinde yanmış bir kibrit.. Sen beni ısıtan aydınlık.. Seninle bir bütün olmak umudu sarmış dörtbir yanımı Bitsem ne çıkar...? Seninle paylaşmak bir sabahı Gülümsemek senli anları düşündüğümde Garip bakışlara göz kırpıp Kucaklamak seni.. Kendimden geçsem Düşsem ne çıkar..? Saçlarının karasına karışsam Anlattığın masalların prensesi sayılsam Kollarında derin derin uyusam Erisem ne çıkar..? Seni sevmek bir ibadet Tüm bedenimle kapıldığım Ruhuma akıttığım İçimden taşırdığım Bu saatten sonra Ölsem ne çıkar..?
Sen uyurken ben sivrisinek misali kanadıma binmiş seni izlerim Yeni bir merhaba deyişini hayata yeni ama soğuk bir güne Uyanmak istemeyişini Şımarık bir çocuk gibi sokuluşunu yorganına Nefes kesen kahvenin kokusunda seni büyülemeye kıyamam da Herşeyi doyasıya yaşaman için uykunu da bölmez asla Beklerim... Sen gözucuyla bakarken bana Kendi ışığında ovuşturursun gözlerini Yüzüme yansıyan senin gökkuşağının renkleri Elimdeki tepside küçük ama Sen kokan çiçekler getirdim sana Altımda sandalye olmuş dizlerim burdaydım zaten Hiçbiryere gitmedim Herkes neyden zevk alıyorsa o tarafa bakmalı Tersini hiç düşünmedim.
Gidiyorum artık gecenden Benden bahsetme gelen yıldızlara Gittiğimi bilmesinler Yokluğumla seni üzmesinler Soran olursa beni Kalbini göster İşaret parmağın dudaklarını kessin Herkes göğsünde uyuduğumu bilsin
Bir bulut olsan pamuk pamuk Yağamıyorsan kurak toprağa neye yarar ? Bir çiçeğe can katamıyorsan Yağmur olsan sağnak,sepken neye yarar ? Kelebek olsan bozkırlarda rengarenk Konacak bir dal bulamıyorsan Bir dost bulamıyorsan uçuşup kaçışacak Özgürce güneşe uçamıyorsan neye yarar ? Aşk olsan tüm masallara konu olan İmrenilen,özlenilen,beklenen ömür boyu Mutluluk yerine gözyaşı düşüyorsa sevdiğin yüreklere Her seveni incitip kaçıyorsan neye yarar ? Tüm dünya senin olsa herşeyiyle Paylaşacak sevdan yoksa neye yarar Sandığın hazinelerle dolu olsa Sevdiğinin elleri yoksa elinde neye yarar?