İstanbul Büyükşehir Belediyespor'un deneyimli futbolcusu Okan Buruk, sezonun en çarpıcı transferinin Emre Belözoğlu olduğunu söyledi. Okan Buruk, Futbol Federasyonu'nun resmi yayın organı Tam Saha Dergisi'nin Eylül ayı sayısında yer alan röportajında, sezonun en faydalı ve çarpıcı transferinin kim olduğu sorusuna, Emre Belözoğlu yanıtını verdi. Fenerbahçe'nin Guiza'yı, Galatasaray'ın da Meira'yı almasının da önemli olduğunun altını çizen Okan, şöyle devam etti: ''Ama yine de Emre'nin 1 numaralı transfer olduğunu düşünüyorum. Emre ile sık sık görüşüyorum ve Fenerbahçe'ye alıştığını görüyorum. Olumsuz yönde etkileneceğini sanmıyorum. Hem başkandan hem de seyirciden destek aldı. Bu desteği hissettiği sürece zorluk çekeceğini sanmıyorum. Emre'nin geçmişte sakatlıkları oldu ve futbol kariyerinde işler tam anlamıyla istediği gibi gitmedi. Fenerbahçe onun için yeni bir çıkışın başlangıcı olacak. Sakat Emre imajını üzerinden atmak için daha istekli olduğunu yakından görüyorum. Elbette ortada zor bir durum var. Ben de aynı şeyi Beşiktaş'a gittiğimde yaşamıştım. Taraftara kendinizi kabul ettirene kadar bir süre geçiyor. Ancak iyi oynadığınız takdirde sorun kalmıyor. Benim transfer olduğum dönemde Beşiktaş iyi gitmiyordu. Fenerbahçe'de işler yolunda giderse taraftarın Emre'yi kabullenmesi de kolay olur.'' ''ARAGONES VE SKIBBE DOĞRU SEÇİM'' Okan, Fenerbahçe ve Galatasaray'ın bu sezon yaptıkları teknik direktör seçimleriyle ilgili olarak da şunları söyledi: ''Bence ikisi de doğru tercih. İkisi de üst düzey takımları çalıştıran teknik adamlar. Galatasaray'da geçen sezondan beri başlayan gençleştirme operasyonu göz önünde tutularak Skibbe gibi bir teknik direktör getirilmiş olabilir. Ümit Davala gibi hem insanlığı hem de Ümit Milli Takım'daki teknik adamlık kariyeriyle değerli bir ismin Galatasaray'da görev alması önemli bir adım. Çünkü Ümit, Galatasaraylı futbolcuları çok iyi tanıyan birisi. Oyunculara saha içinde ve dışında çok yardımcı olabilecek. Bence Ümit'in varlığı Skibbe için de büyük bir avantaj.'' ÇALIŞTIĞI TEKNİK DİREKTÖRLER Okan Buruk, daha önce çalıştığı teknik direktörlerle ilgili olarak da, ''Gerçekten de çok önemli teknik direktörlerle çalıştım. Del Bosque hem antrenör hem de insan olarak dört dörtlük birisiydi. Fatih Hoca ile uzun süre çalıştım, birlikte birçok başarı elde ettik ve dolayısıyla ondan da çok şeyler öğrendim. Feldkamp'la iki kez çalıştım, Mustafa Denizli ile öyle. Yurt dışında Cuper ve Zacceroni ile çalıştım. Hepsinden bir şeyler alıyorsunuz ama önemli olan onları kafanızın bir yerine yazabilmek ve bir senteze ulaşabilmek. Futbolu bıraktıktan sonra da kendimi geliştirmek istiyorum'' diye konuştu. MİLLİ TAKIM Dünya Kupası elemelerinde (A) Milli Takım'ın şansı ile ilgili olarak da Okan, şunları söyledi: ''Bizim takımımız futbol oynayan rakiplere karşı daha iyi performans sergiliyor. Futbol oynamayan, defansa çekilen, katı savunma yapan takımlara karşı çok zorlanıyor. Dolayısıyla ben İspanya maçlarında iyi futbol oynayacağımızı düşünüyorum. Elbette İspanya en güçlü rakibimiz ama bence diğer maçların sonuçları daha önemli olacak. İspanya maçına özel olarak hazırlanmanıza bile gerek yok. Bir gün önceden toplansanız bile sahaya çıktığınızda bambaşka bir maç oynarsınız. Ama diğer maçlar çok ciddiye alınması gereken karşılaşmalar. Ermenistan deyip geçmemek lazım. Bundan önce de bu tip rakipler karşısında sıkıntılar yaşadık. Kesinlikle onların motivasyonu iki katı olur. Daha önce Bosna'ya, Azerbaycan'a gittik, kardeş takımlarla oynuyoruz dedik ama bizi neredeyse tekme tokat dövdüler. Ermenistan'ın durumu ise çok daha farklı. Dolayısıyla çok daha fazla dikkat etmemiz gerekiyor.'' ''AYRILIKLAR ONORE EDİCİ OLMALI'' Galatasaray'da bazı sembol oyuncuların buruk bir şekilde ayrıldıklarının belirtilip, kendisinin de şimdi İstanbul Büyükşehir Belediyespor'a gittiğinin hatırlatılması üzerine Okan, şöyle konuştu: ''Ben bunu Galatasaray'daki vefasızlık olarak değerlendirmiyorum. Türkiye'de genel olarak böyle bir anlayış var. İnsanlara hak ettikleri değer çok fazla verilmiyor. Başarılarda hep göz önündesiniz ama belli bir yere geldikten sonra güle güle deniliyor. Aslında bu ayrılma noktasında her şey daha iyi bitebilir. En azından futbolcu küçük şeylerle onore edilebilir. Ayrılıklar futbolun gerçeği. Kulüp elbette oyuncunun verimli olup olmadığına göre karar verecek. Ancak sembol olmuş ve büyük başarılar yaşamış oyuncuların onore edilmesi gerekiyor. Aslında biz böyle bir şey beklemesek bile dışarıdan bakanların bu tür konuşması Galatasaraylı olarak bizleri üzüyor. Bugüne kadar hiçbir oyuncu için ayrılıklar doğru biçimde düzenlenmedi ama inşallah bundan sonrası için bazı şeyler değişir. Ben ayrılırken de (Seni çok seviyoruz, ileride yine aramızda görmek isteriz) dediler. Dilerim bundan sonra bizim jenerasyonumuza kulüp içinde aktif görevler verilir. Çünkü hem insan olarak hem de altyapı olarak hepimiz çok önemli tecrübeler yaşadık. Bundan sonra da Galatasaray'a hizmet etmek isteriz.'' Okan Buruk, İstanbul Büyükşehir Belediyespor'a transferi konusunda da, ''Galatasaray'dan ayrılır ayrılmaz Belediyespor'la anlaştım. Başkanımız Göksel Gümüşdağ ve teknik ekip eskiden beri tanıdığım insanlar. Antrenörler Arif Erdem ve Mert Korkmaz yıllarca birlikte oynadığım ve sevdiğim arkadaşlarım. Zaten ben bu takımı iki sezondur gönül bağıyla takip ediyordum. Bir de futboldan sonra antrenörlük yapmayı düşündüğüm için hedefleri olan bir teknik ekiple çalışmak bana çok fayda sağlayacak'' dedi.
İspanya'nın Getafe takımında forma giyen milli futbolcu İbrahim Kaş, İspanya'ya gittiği için pişman olmadığını söyledi. İbrahim Kaş, Futbol Federasyonu'nun resmi yayın organı Tam Saha Dergisi'nin Eylül ayı sayısında yer alan röportajında, Beşiktaş'ta geçen sezonun ilk yarısında çok fazla şans bulamadığını, ancak ikinci yarıda 20'nin üzerinde maçta oynadığını ve iyi bir performans gösterdiğini belirterek, ''Bir gün menajerim beni çağırdı ve Getafe'ye gitmek isteyip istemeyeceğimi sordu. Ben de 'Hayırlısıysa olur' cevabını verdim. Getafeliler son 3-4 maçıma beni izlemek için geldi. Bir savunma oyuncusu olmama rağmen o maçlarda üç gol attım ve beğenildim. Sonuçta bir karar vermem gerekiyordu ve ben de tercihimi Avrupa'da futbol oynamaktan yana kullandım'' diye konuştu. ''Bu transferin ardından Beşiktaş'la aranda bir kırgınlık oluştuğunu düşünüyor musun'' sorusuna İbrahim, ''Belki kırgınlıklar olabilir, ama futbolda böyle şeyler var. Ben genç bir oyuncuyum ve bu noktaya gelmeden önce Beşiktaş bana imza attırabilirdi. Böyle bir şey olmayınca ben de önüme çıkan fırsatı değerlendirdim'' yanıtını verdi. İspanya'da savunma anlayışının farklı olduğunu kaydeden İbrahim Kaş, ''Teknik direktörüm Munoz benimle çok yakından ilgileniyor ve neleri yapmam, neleri yapmamam gerektiği konusunda sürekli uyarılarda bulunuyor. Taktik açıdan Türkiye ile İspanya arasında büyük farklılıklar var ve bana bunları öğretmeye çalışıyor. Mesela Türkiye'de savunma oyuncusu sürekli rakibine yakın oynarken, Munoz benden bazı pozisyonlarda geriye kaçmamı istiyor'' dedi. İspanya'da futbol yaşamını sürdüren Nihat Kahveci'nin kendisine destek verdiğini belirten İbrahim, ''Nihat ağabeyle telefonla sık sık konuşuyoruz. Bana tavsiyelerde bulunuyor. İspanya'ya ilk geldiği dönemde kendi yaşadığı zorluklardan bahsedip bunlara göğüs gererek bugünkü noktalara geldiğini söylüyor. Bana da 'Karşılaştığın her zorluğa karşı ayakta dur' nasihatinde bulunuyor'' diye konuştu.
Turkcell Süper Lig'de 2. haftanın kapanış maçında bu akşam Beşiktaş'a konuk olacak olan Konyaspor'da, Başkan Mehmet Ali Kuntoğlu, karşılaşma öncesi iddialı açıklamalarda bulundu. Lig TV'de yayınlanan Futbol Gündemi programına konuk olan Mehmet Ali Kuntoğlu, oyuncularına güvendiğini ve Beşiktaş'ı 2-1 yeneceklerini belirterek, "Ben oyuncularıma güveniyorum. Hepsinin moral ve motivasyonu üst düzeyde. İçime doğdu Beşiktaş'ı 2-1 yeneceğiz. İnanmak başarmanın yarısıdır derler ama ben inanmıyorum buna. Çünkü inanmak başarmanın hepsidir!.. Ramazan'ın birinci gününde Mevlana şehrinin takımı olarak Beşiktaş'ı mağlup edeceğiz" dedi
Beşiktaş Kulübü Genel Sekreteri Kenan Öner, iyi bir takım olduklarını ve bütün kulvarlarda hedeflerini sonuna kadar kovalayacaklarını söyledi. Öner, 2-0 kazandıkları Konyaspor maçı sonrası yaptığı açıklamada, sahada iyi mücadele ettiklerini ifade ederek, ''Konyaspor da iyi oynadı. Ancak biz pozisyonları cömertçe harcadık. Bunlara dikkat etmeliyiz. Yolumuz uzun. Mücadelemizi sürdürüp, hedeflerimize ulaşmak istiyoruz'' diye konuştu. Öner, geçen sezon devre arasında transfer edilen Hırvat futbolcu Gordon Schildenfeld'i de 1 yıllığına Almanya'nın Duisburg ekibine kiraladıklarını ve Antonio Seric'in lisansını ise bugün itibariyle çıkarttıklarını dile getirdi. Beşiktaş Futbol Takımı Genel Menajeri Sinan Engin ise bu akşamki maçı iki şekilde yorumlamak gerektiğini kaydederek, ''İlk yarı düşük bir tempo vardı. İkinci yarı ise müthiş bir tempoda oynadık. Herkes müthiş oynuyor. Lider olduk'' derken Beşiktaş taraftarlarının UEFA Kupası'nda final oynanacağı yönündeki tezahüratları için ise ''Daha çok erken. Henüz sezonun başındayız'' şeklinde konuştu. Engin, kamptan olduktan sonra performansı artan Delgado ile ilgili bir soruya ise ''Futbolcunun performansını artırmak için bir şeyler yapmak lazım. Bu da yöntemlerden biri'' cevabını verdi. TORAMAN: ''HEYECANLANDIM'' Siyah-beyazlı takımda kadro dışı kaldıktan sonra ilk kez Konyaspor karşısında forma şansı bulan İbrahim Toraman, bugün oynadığı için çok mutlu olduğun dile getirerek, şunları söyledi: ''Formama kavuştuğum için maçın başında büyük heyecan yaşadım. Maç öncesi taraftarların beni tribüne çağırması motivasyonumu artırdı. Kondisyon olarak biraz geri olabilirim. 15 günlük arada açığı kapatabilirim. Daha önce yaşanan olaylarda bana resmi teklif gelmişti. Ancak gitmek en son çaremdi. Beşiktaş'tan ayrılmak istemiyordum. Burada şampiyonluk yaşamayı amaçlıyorum.'' Konyaspor karşısında başarılı bir performans sergileyen Çek oyuncu Zapatocny ise ''2-0 kazanmamız defanstaki tercihlerin doğru olduğunu kanıtlıyor. Mutlaka rekabet olacak. Takımın temelleri oturduktan sonra oynayan herkes yüzde 100 verim verecektir'' dedi. Çek oyuncu, BJK İnönü Stadı'ndaki atmosferle ilgili de ''Atmosfer inanılmaz. Taraftarlar sayesinde daha iyi oynuyoruz'' derken, UEFA Kupası finaliyle ilgili yapılan tezahüratın sorulması üzerine, ''Finali oynamayı ben de isterim. Ama adım adım ilerlemek lazım'' cevabını verdi. Beşiktaş'ta karşılaşmadan sakatlanarak çıkan Holosko'nun sağ ayak bileğinden sakatlandığı açıklandı. Kulüp doktoru Ayhan Optur, Holosko'nun milli takım kampına katılmak zorunda olduğunu ve Slovakya Milli Takımı yetkililerine durumuyla ilgili bilgi verdiklerini anlatarak, ''Orada tedavisine devam edilecek. Bir hafta 10 gün içinde bir sorununun kalmayacağına inanıyoruz. Rüştü'de ise önemli bir şey yok'' şeklinde konuştu. Bu arada, Beşiktaş'ta teknik direktör Ertuğrul Sağlam, oyuncularına 2 gün izin verdi. Öte yandan, Konyaspor Başkanı Mehmet Ali Kuntoğlu, Beşiktaş karşısında galibiyet beklediklerini ancak bunun olmadığını söylerken, bir dönem transferde adı geçen Hakan Şükür'e açık çek verdiklerini ancak oyuncunun tercihini yurt dışından yana kullandığı için bu transferin gerçekleşmediğini ifade etti. Beşiktaş'tan sorunlu bir şekilde Konyaspor'a transfer olan Fahri Tatan ise ''Bugünkü maçta 'Ekstra motivasyonum yoktu' desem kimse inanmayacak. Ama bundan sonraki maçlarda daha iyi oynayacağım. Çünkü Konyaspor beni sahiplendi'' dedi.
Beşiktaş'ta bu sezon kaptanlığa getirilen Arjantinli futbolcu Matias Emilio Delgado, oynanan 4 resmi maçın 3'ünde ilk golleri atarak galibiyetlerin kapısını açan isim oldu. Siyah-beyazlılar, Turkcell Süper Lig ve UEFA Kupası'nda oynadığı 4 maçı da kazanırken, Delgado bunların 3'ünde rakip fileleri havalandırdı ve 4 maç sonunda takımının en golcü futbolcusu oldu. Sezona iyi bir başlangıç yapan Delgado, deplasmanda oynanan Siroki Brijeg ile ligdeki Antalyaspor ve Konyaspor maçlarında ilk golleri atıp, takımını galibiyete taşıdı. Delgado, sadece İstanbul'da oynanan Siroki Brijeg maçında gol atmazken, bu karşılaşmada da bir şutunda top direkten döndü. Arjantinli futbolcunun bu sezon attığı goller ve maç sonuçları şöyle: Siroki Brijeg-Beşiktaş (1-2): 1 gol Antalyaspor-Beşiktaş (2-3): 1 gol Beşiktaş-Konyaspor (2-0): 1 gol
Beşiktaş Futbol Yatırımları Sanayi ve Ticaret A.Ş, İstanbul Menkul Kıymetler Borsası'na, Antony Seric ile sözleşme imzalandığını ve Mehmet Sedef'in de Bank Asya 1. Lig takımlarından Altay'a kiralandığını bildirdi. Beşiktaş Futbol Yatırımları Sanayi ve Ticaret A.Ş'den Borsa'ya yapılan açıklamada, ''Şirketimiz profesyonel futbolcularından Antony Seric ile şirketimiz arasında, Türkiye Futbol Federasyonu nezdindeki profesyonel futbolcu sözleşmesi imzalanmış olup lisansı alınmıştır'' denildi. Ayrıca şirketten Mehmet Sedef için yapılan açıklamada ise ''Şirketimiz profesyonel futbolcularından Mehmet Seyfettin Sedef, 2008-2009 sezon sonuna kadar Altay Spor Kulübü'ne kiralanmıştır'' ifadesine yer verildi.
Beşiktaş'ın golcü futbolcusu Bobo, yeni sezonda golcülüğünün yanı sıra asistçiliğe de soyundu. Siyah-beyazlı takımda attığı gollerle kendinden bahsettiren Brezilyalı futbolcu, bu sezon geride kalan 4 resmi maçta toplam 3 asist yapıp, 3 de gol attı ve golcülüğünün yanı sıra asistte de başarılı olduğunu ortaya koydu. Antalyaspor'a 2 gol, Siroki Brijeg'e de İstanbul'da 1 gol atan Bobo, Siroki Brijeg ile İstanbul'da oynanan rövanş maçında 2 ve dünkü Konyaspor karşılaşmasında da 1 asist yaptı. Brezilyalı futbolcu ayrıca, Antalyaspor maçında savunma ile girdiği mücadelede Antalyaspor savunmasını hataya zorlayarak, Delgado'nun gol atmasına da katkıda bulundu. Bobo'nun bu sezon attığı goller ve asistleri şöyle: Beşiktaş-Siroki Brijeg (4-0): 1 gol, 2 asist Antalyaspor-Beşiktaş (2-3): 2 gol Beşiktaş-Konyaspor (2-0): 1 asist.
Turkcell Süper Lig'de 2. haftanın son maçında Konyaspor'u ağırlayan Beşiktaş, Delgado ile bir penaltıdan yararlanamadığı karşılaşmayı Delgado ve Holosko'nun golleriyle 2-0 kazanarak fire vermeden yürüyüşünü sürdürürken, gol fazlasıyla da zirveye kuruldu.
Beşiktaş Teknik Direktörü Ertuğrul Sağlam, Konyaspor karşısında 2-0 galip gelip haftayı 3 puanla kapattıkları için mutlu olduklarını söyledi. Sağlam, Konyaspor maçı sonrası düzenlediği basın toplantısında rakiplerinin öncelikle gol yememeyi planlayan bir oyun sistemiyle sahaya çıktığını ifade ederek, şöyle konuştu: ``İlk yarı rakibi açmakta zorlandık. Maçın başında tempo yapıp birkaç pozisyon bulduk ama sonra oyun kilitlendi. İkinci yarıda oyuncularımızdan daha üretken olmalarını ve bitiş düdüğüne kadar oyundan kopmamalarını istedik. Pozisyonlar ürettik. Sonunda belki biraz şans golü gibi görünse de baskının karşılığını golle bulduk. Sonra rakip açıldı, biraz daha gol pozisyonu bulduk. Konyaspor, ligin iyi ekiplerinden birisi. Bu ekip karşısında kalemizde pozisyon vermememiz de bizim açımızdan önemliydi.`` Konyaspor maçında sakatlanan Rüştü`nün alt baldırında, Holosko`nun ise ayak bileğinde ufak sıkıntıları bulunduğunu anlatan Sağlam, iki futbolcunun da sakatlıklarının ciddi olmadığını söyledi. UEFA Kupası finalini Fenerbahçe Şükrü Saracoğlu Stadı`nda oynamak gibi bir hedeflerinin olup olmadığı sorusu üzerine de Ertuğrul Sağlam, ``Bugünden final oynayacağız demek çok iddialı bir söylem. İddialı konuşup camiayı beklenti, futbolcularımı da stres içine sokmak istemiyorum. Gidebileceğimiz yere kadar gitmek istiyoruz`` dedi.
Beşiktaş Futbol Yatırımları Sanayi ve Ticaret A.Ş., İstanbul Menkul Kıymetler Borsası'na Hırvat futbolcu Gordon Schildenfeld'in, Almanya'nın Duisburg takımına kiralandığını bildirdi. Beşiktaş Futbol Yatırımları Sanayi ve Ticaret A.Ş.'den Borsa'ya gönderilen yazıda, ''Şirketimiz profesyonel futbolcularından Gordon Schildenfeld, 2008-2009 sezon sonuna kadar Almanya futbol takımlarından Duisburg'a kiralamıştır'' denildi.
Antalya İl Spor Güvenlik Kurulunca Antalyaspor - Beşiktaş maçı öncesi ve sonrasında çıkan olaylar nedeniyle 6 ay spor müsabakalarından men edilen ve 1500 YTL para cezasına çarptırılan 3 kişiye ilişkin karar, Antalya Valisi Alaaddin Yüksel'in isteği üzerine yeniden ele alınacak. AA muhabirinin edindiği bilgiye göre, Antalya Valisi Alaaddin Yüksel, Antalyaspor-Beşiktaş maçında çıkan olaylar ile ilgili çeşitli cezalar veren Antalya İl Spor Güvenlik Kurulu kararlarının, İsmail Ömer Bilal, Gültekin Gencer ve İsmail Tozlu'ya 6 ay spor müsabakalarından men ve 1500 YTL para cezasına çarptırılmasına ilişkin 7. maddesinin yeniden ele alınmasını istedi. Antalya İl Spor Güvenlik Kurulu kararlarının 7. maddesinde, ''Müsabakaların ikinci yarısında protokol tribününde bulunan Beşiktaş Kulübü Başkanı Yıldırım Demirören'e atılan çakmak ile başlayan olay neticesinde emniyet görevlilerinin düzenledikleri tutanak ve kamera görüntülerinin izlenmesiyle pet şişe olan poşeti ve dergiyi Beşiktaşlı yöneticilere atan, olayları kışkırtan ve provoke eden İsmail Tozlu, Beşiktaş yöneticilerine doğru küfür eden ve el kol hareketleri yapan, olayları kışkırtan ve provoke eden Gültekin Gencer ve Beşiktaş yöneticilerinin protokol tribününü terk ettikleri esnada yöneticilere doğru merdivenin üst kısmından elini uzatıp vurmaya çalışan, olayları kışkırtan ve provoke eden İsmail Ömer Bilal isimli şahısların yapmış oldukları eylem 5149 sayılı kanun'un 11. ve 17. maddelerine aykırı olduğundan ve yine aynı kanunun 18. ve 23. maddeleri uyarınca 6 ay süreyle spor müsabakalarını seyirden men ve 1500 YTL para cezası ile cezalandırılmaları kararı alınmıştı. Karara, İl Spor Güvenlik Kurulu üyeleri, Antalya Büyükşehir Belediyesi Stadyum Müdürü Seyfi Albayrak, Antalyaspor Genel Müdürü Şaban Kurt ve TSYD İl temsilcisi İbrahim Okumamış şerh koymuş, bunun nedenini ise, ''Gültekin Gencer ve İsmail Ömer Bilal'in yaptığı iddia edilen eylemlerin görüntü ve belgeye dayanmadığı, oysa ki aynı şekilde Beşiktaş Başkanı Yıldırım Demirören'in de kışkırtıcı hareket ve sportmenliğe aykırı şekilde kendisine atılan cismi aynı şekilde karşı tarafa attığı görülmüş olup, fakat belgelenemediğinden, her iki eylemin de birbirine benzerlik taşıdığından birine ceza verilip diğerine ceza verilmemesi demokratik olmadığından bu maddeye şerh düşülmüştür'' denilmişti. Antalya Valisi Alaaddin Yüksel'in de, 3 kişinin birden şerh koyması üzerine 7. maddede belirtilen hususların İl Spor Güvenlik Kurulu tarafından yeniden değerlendirilmesini istediği öğrenildi.
Beşiktaş'ın Brezilyalı futbolcusu Deivson Rogerio Da Silva'nın Brezilya milli takım kadrosuna çağırılma beklentisi gerçekleşmedi. Brezilya Milli Takımı Teknik Direktörü Dunga'nın, ilk kez 4 Şubat 2008'de Brezilya ile İrlanda Cumhuriyeti arasında yapılacak özel maç için kadroya davet ettiği Bobo, önümüzdeki hafta 2010 Dünya kupası elemeleri maçları için yeniden kadroya davet edileceğini düşünüyordu. Fakat golcü oyuncunun hayali gerçekleşmedi. Brezilya’nın teknik direktörü Dunga, 2010 Dünya Kupası Güney Amerika elemeleri için 7 Eylül'de Şili, 10 Eylül'de de Bolivya ile oynayacak karşılaşmaların kadrosuna Bobo'yu çağırmadı. Dunga'nın milli takıma çağırdığı 22 kişilik kadrodra şu isimler yer aldı. Alex Silva (Hamburger), Diego (Werder Bremen), Elano (Manchester City), Gilberto Silva (Panathinaikos), Hernanes (São Paulo), Jô (Manchester City), Josue (Wolfsburg), Juan Maldonado (Flamengo), Juan Santos (Roma), Julio Baptista (Roma), Julio César (Inter), Kleber (Santos), Lucas Leiva (Liverpool), Lucio (Bayern Munchen), Luis Fabiano (Sevilla), Luisao (Benfica),Maicon (İnter), Nilmar (Internacional), Rafinha(Schalke 04), Renan (Valencia), Robinho(Manchester City), Ronaldinho (A.C Milan)(Goal)
Beşiktaş, Konyaspor'u 2 - 0 yenerek yeni sezonda iki maçta 6 puana ulaştı ama Teknik Direktör Ertuğrul Sağlam, "Fazla gol kaçırdıkları" gerekçesiyle futbolcularını eleştirdi. Sağlam'ın maçtan hemen sonra futbolcularıyla bir toplantı yaptığı ve "Konyaspor şampiyonluk yolunda bizim rakibimiz değil. Bu maçta yakaladığımız pozisyonları büyük takımlara karşı yakaladığımız zaman gole çeviremezsek kaybederiz. Bu nedenle hepinizden daha dikkatli olmanızı istiyorum" dediği öğrenildi. Lig tv'nin haberine göre. Sağlam'ın uzun süredir takımdan ayrı kalan İbrahim Toraman'ı da sergilediği iyi futboldan dolayı kutladı. Beşiktaş, bugün borsaya Hırvat futbolcu GordonSchildenfeld'in, Almanya'nın Duisburg takımına kiralandığını bildirdi. Siyah- Beyazlılar, daha sonra da sözleşmesini askıya aldıkları Hırvat Seriç'le ikinci kez sözleşme imzaladıklarını da yine borsaya gönderdikleri bir yazıyla bildirdiler. Bu arada Teknik Direktör Ertuğrul Sağlam'ın kiraya verilmesini istediği genç oyunculardan Mehmet Sedef Bank Asya 1. Lig takımlarından Altay'la anlaştı.
Konya maçında sağ ayak bileğinden sakatlanan Holosko, Slovakya Milli Takımı´na katılmak için İstanbul´dan ayrıldı. Konya maçında sağ ayak bileğinden sakatlanan Holosko, Slovakya Milli Takımı’na katılmak için İstanbul’dan ayrıldı. Milli takım yetkilileriyle de görüşeceğini belirten Holosko’nun, gerekirse tedavisinin İstanbul’da yapılacağı kaydedildi. Kulüp doktorları golcü futbolcunun, 14 Eylül’deki Trabzonspor maçına yetişeceğini belirtti.
TABİATA AYKIRI İŞLER Bilgisayar uyarıyor Şüpheli sorular... Futbolda tek prensip var 2 kaleci hastanelik olur Harbiye Orduevi’nde kare bayrak Kalp doktoru şart Erman Toroğlu TABİATA AYKIRI İŞLER Türkiye Futbol Federasyonu kurulduğundan beri en anormal olay yaşandı. Ama ne yazılı ne de görsel basında çıt yok. Haber açısından demiyorum. Yorumcular açısından bahsediyorum. Şike yaparsınız. Maç satarsınız. Teşvik primi alırsınız. Bunları top yekün yapamazsınız. Şahıs olarak yaparsınız. Kanıtlanmaları lazımdır. Yorumlanacak olaylar vardır. Sulandırılacak olaylar vardır, vardır oğlu vardır. Ama geçen yıl bir takımın üçüncü olmasını engelleyecek hem ligin sonunda, hem de bir sonraki yılda Avrupa kupalarında oynayacağı maçlara baktığınızda milyon dolarlara bedel olaylar oluyor. Daha da ileri gideyim, bir hatadan sonra sahtekarlık, üçkağıtçılık yapılıyor. Hatanın üstü örtülüyor. Ve bir takımın hakkı alınıp, diğerine veriliyor. Bunu yapan da zamanın Futbol Federasyonu. O günden bu güne kadar da bu düzenbazlığın, sahtekarlığın üzerine gidilemiyor. Bilgisayar uyarıyor Bakınız... Beni bu kelimelerimden ve cümlelerimden dolayı, bunları yapanlar mahkemeye verebilirler. Ama ortada bunu yapan yok ki mahkemeye versin. Şunun altını çiziyorum. Bunu yapanlar veya yaptıranlar mahkeme önüne çıkarılıp sorgulanmazlarsa, (Ki, mahkemeler bunu yapanlar hakkında mutlaka hapis cezası verecektir) ben bir Türk vatandaşı olarak Cumhuriyet Savcılığı’na suç duyurusunda bulunacağım. Şimdi sadede gelelim... Levent Bıçakçı döneminde Futbol Federasyonu bilgisayar sistemiyle donatılıyor. Yani artık, ben bu işi atladım, bu işi görmedim, evrak kayboldu hikayesi ortadan kalkıyor. Yani ben yaptım oldu, herkes ayağını denk alsın, yakarım, imparatorluk veya padişahlık devri bitiyor. Beşiktaş kadrosunda alt yapıdan bir futbolcunun olmadığını bilgisayar, kırmızı alarm vererek hem de bağırarak bildiriyor. Yani hem gözüne sokuyor, hem de kulağına sokuyor hatayı. Burada çalışan 6 kişi var. Yani bilgi işlem merkezinde. Bunlardan Ali Fuat ile Bayram Kaya’nın bu olayı bilmemesi imkansız ve eşyanın tabiatına aykırı. Diğer 4 kişi de biliyorlardır, ama bilmeseler bile onları suçlayamayız. Peki bu bilen iki kişi kimi uyaracak. Tabii ki genel sekreteri. Yani Lutfi Arıboğan’ı. O ne yapacak. Futbol Federasyonu Başkanı Haluk Ulusoy’u ve yönetimini bilgilendirecek. Şüpheli sorular... Bu işin baş sorumlusu kim? Federasyon Başkanı Haluk Ulusoy. Bu olayın kapatılması demek, üçkağıtçılık, görevi kötüye kullanmak, evrak sahtekarlığı demek, demek oğlu demek. İşin daha ilginç yönü de var. Federasyon diyor ki, Sivasspor’un itiraz hakkı süresi geçmiş. Yahu kardeşim, maçı oynayan taraf Sivasspor değil ki. Trabzonspor-Beşiktaş maçında mağdur olan taraf Sivas. Peki Sivas bunu neden bu kadar bekliyor. O da ayrı bir şüphe. Hadi diyelim 48 saatte taraflar itiraz etmediler. Ama bu ligin sonunda Futbol Federasyonu tarafından tescili var. Bu tescile kadar işlem yapılabilirdi. Şunu çok net söylüyorum, kim ise suçlular bulunsunlar. Ben Haluk Ulusoy’un yerine olsam, eski ve sorumlu Federasyon Başkanı olarak kendime suç duyurusu yapardım. Ama o yapmazsa, zaten ben yapacağım. NOT: İşin ilginç tarafı, Sivaspor 19 Ağustos’ta itiraz ediyor. 20 Ağustos’ta başkan seçiliyor. 21 Ağustos’ta ise evrak işleme giriyor. Haluk Ulusoy Sivas maçından dolayı Trabzonspor ile köprüleri atmıştı. Ayrıca Sivas başkanı ile de kankaydı. Yedikleri içtikleri ayrı gitmezdi. O zaman Beşiktaş’tan yana tavır alan federasyon acaba ne düşündü. Futbolda tek prensip var FUTBOL oynamamış, futboldan nasibini almamış futbol yazarlarının bazıları kusura bakmasın, ama hadlerini aşarak, hatta bazen komik duruma düşerek yorum yapıyorlar. Nasıl mı? Şu meşhur bir türlü kimsenin çözemediği, 4-1-3-2’ler, 3-1-5-1’ler, 2-4-6-8’ler, 1-6-2-1’ler gibi sistemleri yazarak, konuşarak kendi bilmediklerini kabul etmeyerek, milletin aklını karıştırıyorlar. Arkadaşlar... Belli bir şablon yoktur. Kendi takımının artıları eksilerini, rakip takımın artılarını eksilerini çarpıştırırsın, ona göre bir teknik adam olarak sahaya çıkar oynarsın. Hadi sizin dediğiniz gibi sahaya 4-3-3 çıktık. O sırada ileri üçlüden ikisi birer, ikişer metre geriye gelip adam kovaladı. O zaman o zaman al sana 4-5-1. Veya ortadan iki oyuncu hücuma kalktılar. Al sana 4-1-5. Yani sizin kafanıza göre sahada bir forvetle çıkarsan, az hücum yapar, az gol atarsınız. O zaman üç hatta, dört forvetle sahaya çık, daha çok gol atarsın. Seni kim engelliyor. O zaman kıçını nasıl kurtarırsın. Onu düşünen yok. Düşünün Avrupa Şampiyonu olan Galatasaray’da kaç forvet vardı, kaç kişiyle hücuma çıkıp geri dönüyorlardı. 2 kaleci hastanelik olur Bütün hikaye takımın genelinde bitiyor ama orta alanda oynattığın futbolcuların hücum etme kapasiteleriyle geriye dönme veya pres yapma kapasiteleri ne kadar yüksekse, o derece başarılı oluyor. Bu şuna benziyor. İki tane kaleci oynatırsan, daha az gol yersin. Peki aynı topa iki kaleci birden uçarsa ne yaparsın. Cevap: İki kaleci hastanelik olur. Futbolda bir prensip vardır. Tek prensiptir. Kurulduğu günden bu güne kadar bu prensip ve sistem ile oynanır. Topu kapınca çok çabuk hücuma gideceksin, kaptırınca pres yapıp çabuk geriye geleceksin. Adetlerle kafanızı karıştırmayın. Bazıları daha da ileri gidiyor. Bir takımda iki tane, üç tane Delgado, Alex isteyenler var. Yani bizim futbol diliyle intihar etmek isteyenler. Aslında bunu isteyenler maça gelmesinler. Sirklere gitsinler. Harbiye Orduevi’nde kare bayrak... PAZARTESİ günü Şişli’den Beyoğlu’na doğru yürüyorum. Araba kullanırken veya yanda otururken insan hep öne ve yana bakıyor. Yukarıyı göremiyorsun. Ankara Esenboğa Havalimanı yolundaki yaya üst geçitlerinin altlarındaki rezaleti ve faciayı gördükten sonra daha bir yukarılara bakar oldum. Harbiye Orduevi’nin önünden geçiyorum. Kafamı yukarı kaldırdım bir de baktım, acaba yanlış mı görüyorum diye kendi kendime sordum. Türk bayrağı hırçın hırçın dalgalanıyor, ama bayrak dikdörtgen olması gerekirken kare olmuş. Gözlerimi ovuşturdum baktım doğru görüyorum. Oranlamayı görmem için başka bir bayrak aradım. İmdadıma radyoevi yetişti. Onun önünde dalgalanan bayrak normal boyuttaydı. Eğer bu bayrak indirilmediyse, oradan geçenlere "siz de görün" diyorum. Özellikle Harbiye Orduevi’nde böyle bir bayrak asanlar hesabı kime verirler bilemiyorum. Kalp doktoru şart ALMANYA Birinci Ligi’nde bu yıl maçlarda bir kalp doktoru da görev yapıyor. İşte gördüğünüz gibi dakika bir, gol bir. Kararın ne kadar doğru alındığı Ümit Özat olayında yaşanıyor. Geçen yıl bizde de böyle bir olay yaşandı. Ambulansa konurken kalbi duran Meduna’yı Galatasaray doktoru elindeki ufak bir şok aletiyle kurtardı. Demek ki, acilen uygulamaya bizde de geçilmesi lazım. Halka hizmet bu TAYYİP Erdoğan gümüş madalya sahibi Sibel Özkan’ı kabul etmiş, bir saat konuşmuş. Bence o bir saatin çok uzun süresinde yurtlar konuşulmuştur. Çünkü kızımız böyle bir yurttan yetişme. Başbakanın neden başarılı olduğunun bir göstergesidir bu. Bu yurtların bağlı olduğu bakandan veya genel müdüründen istihbarat yapmaya kalksa, bu kadar doğru bilgi alamazdı. İşte halka hizmet budur. Çok parti başkanına bu detay geliyor ama o işin doğrusunu yapmış. Ameliyat şart TÜRKİYE’de hakemlere seminerler veriliyor. Pozisyonlar görsel anlatılıyor. Herşey yapılıyor. Allah var her komite kendi çapında uyguluyor. Ama görüyoruz ki, fazla değişen bir şey yok. Özellikle de bazı hakemlerde yürek yok. Bence o zaman da bazı hakemlere kalp nakli ameliyatı yapmak lazım. Belki düzelirler. ERMAN TOROĞLU / HÜRRİYET
EZELİ REKABET UEFA KUPASI'NDA!.. FENERBAHÇE'YE YAKIŞMIYOR!.. FUTBOL BAZEN SADECE FUTBOLDUR!.. Alp KOPARAL Bildiğiniz gibi UEFA Kupası Finali’ne bu sezon sonunda Fenerbahçe Şükrü Saraçoğlu Stadyumu ev sahipliği yapacak. Ülkemizde Şampiyonlar Ligi Finali’nden sonra yapılacak 2. büyük futbol organizasyonu olan bu gece Fenerbahçe’nin ezeli rakipleri Galatasaray ve Beşiktaş’ı da fena halde hırslandırmış durumda zira son günlerde bu cephelerden gelen “hedefimiz Kadıköy” açıklamalarının ardı arkası kesilmiyor. Şampiyonlar Ligi’ne bırakın Türkiye’yi, Avrupa’da en çok katılan takımlardan biri Galatasaray. Bu duruma ve yapılan sükseli transferlere rağmen kupaya ön elemede veda etmenin faturası belki de teselli ikramiyesi vuran biletin son durağında ‘Kadıköy’ yazdığı için beklendiği kadar ağır olmadı. Beşiktaş da daha önce UEFA Kupası’nın yeni statüsünde gruplardan çıkma başarısı gösteremedi. Yani bu kupadaki referansı pek kuvvetli değil. Ancak siyah-beyazlı ekip de ‘Kadıköy dopingiyle’ beraber finale göz koymuş durumda. Tabi ki uluslar arası turnuvalarda mücadele eden takımlarımızın hedef olarak en yukarıyı seçmesi sevindirici ama ‘Avrupa yemeğini’ hazırlarken biraz da ‘gerçekçilik’ malzemesinden katmak ve artık sırf taraftarın gündemini değiştirmek için popülist yaklaşımlardan vazgeçmek zorundayız. Şunu görmeliyiz ki; şu andaki takımlarımız kadro olarak değil belki ama takım kurgusu ve profesyonellik bakımından Avrupa’da bir kupa kaldıracak düzeyde değiller. Umarız takımlarımız sezon içinde büyük gelişim gösterirler de bu hallerinden kendilerini sıyırırlar. Belki o zaman Türkiye’ye final için gelecek olan kupa Türkiye’de kalabilir. Ne dersiniz? Final için şimdilik aday sayısı 2… Ama Fenerbahçe de UEFA Kupası’na katılma hakkını saklı tutuyor, unutmayın! Gönül ister ki 2009 baharını “kim şampiyon olacak” heyecanıyla değil de, “Kadıköy’de finali kim oynayacak” heyecanı ile geçirelim…
Turkcell Süper Lig'de Konyaspor'u yenerek 2. haftayı averajla lider kapayan Beşiktaş'ta, futbolculara verilen 2 günlük izin yarın bitiyor. Siyah-beyazlılar, Trabzonspor ile gelecek hafta oynayacakları Turkcell Süper Lig 3. hafta maçının hazırlıklarına yarın başlayacak. BJK Nevzat Demir Tesisleri'nde akşam saatlerinde toplanacak siyah-beyazlılar, saat 18.00'de de haftanın ilk antrenmanını basına kapalı olarak gerçekleştirecek
Beşiktaş'ta 2007-2008 sezonun başında teknik direktör koltuğuna kulüp başkanı Yıldırım Demirören'in isteği ile oturan Ertuğrul Sağlam, geride kalan bir sezonun ardından 60 yıl önce Osman Refik Top'un yaptığını, 2008-2009 sezonunda da Siyah Beyazlı takımın başında kalarak gerçekleştirdi. Beşiktaş yönetimi ile 2007-2008 sezonun başında 3 yıllık mukavele imzalayan Sağlam, kısa bir dönem için geçerli olsa da yakaladığı bu istikrarla kendisine olan güveni ortaya koymuş oldu. Siyah Beyazlı kulüpte 1946-1948 yılları arasında görev yapan Refik Osman Top'un ardından geçen 60 yıllık sürede Ertuğrul Sağlam dışında tam bir sezonun ardından ikinci sezonda da hiç bir yerli teknik adam görev yapamamıştı. Bu süreç içinde son olarak 1996-1997 sezonunda Rasim Kara bir tam sezon Beşiktaş'ın teknik adamlığını yapmış, ancak sezon sonu yollarını Siyah Beyazlılardan ayırmıştı. Kara'dan Sağlam'a kadar olan 11 sezonda 8 yabancı 1 de yerli teknik adama emanet edilen Siyah Beyazlı takımda, bu süre içindeki tek Türk isim Rıza Çalımbay olmuştu. Ancak Başiktaş'ın eski Atom Karıncası 2005 yılının Ocak ayında Vincente Del Bosque'den devraldığı görevi 2005-2006 sezonunun ilk yarısında, yaklaşık 9 aylık görev süresinin ardından bırakmıştı. 2005 yılının Ekim ayından itibaren bir buçuk yıllık Jean Tigana döneminin geçiren Siyah Beyazlı kulüpte, 2007-2008 sezonunun başında göreve gelen Ertuğrul Sağlam, 2008-2009 sezonunda da takımının başında kaldı. Bu sezonda Beşiktaş'ın teknik adam koltuğunda oturması beklenen Sağlam, 1911-1925 yıllarında görev yapan Beşiktaş futbol şubesinin kurucusu ve ilk teknik direktörü Şeref Bey ve 1935-1944, 1946-1948 yılları arasında Beşiktaş'ı çalıştıran Refik Osman Top'tan sonra ilk kez Siyah Beyazlı takımda bir tam sezonun ardından, bir sonraki sezonda görevinde kalan yerli teknik adam olarak tarihe geçti. Ertuğrul Sağlam bu vesileyle 60 yıl sonra tarih yazdı. Beşiktaş'ın 105 yıllık tarihinde görev 19 yerli teknik adamdan 1 tam sezon takımın başında kalan ve daha sonraki sezon görevi bırakan isimler ise şunlar: 1950-1951: Hakkı Yeten 1952-1953: Sadri Usuoğlu 1955-1956: Cihat Arman 1971-1972: Gündüz Kılıç 1972-1973: Abdullah Gegiç 1973-1974: Metin Türel 1975-1976: Gündüz Tekin Onay 1978-1979: Doğan Andaç 1979-1980: Serpil Hamdi Tüzün 1980-1981: Metin Türel 1983-1984: Ziya Taner 1996-1997: Rasim Kara
Beşiktaş'ın golcü futbolcusu Bobo, Kapadokya bölgesini gezdi. Türkiye'nin önemli turizm merkezlerinden Kapadokya bölgesine gelen Bobo, Nevşehir'de bölgenin tarihi ve turistik merkezlerini ziyaret etti. Avanos İlçesi, Uçhisar Beldesi, Zelve Ören Yeri ve Göreme Açık Hava Müzesi'ni gezen Bobo, gezi sırasında hayranları ile de bol bol hatıra fotoğrafı çektirdi.
Beşiktaş Kulübü Başkanı Yıldırım Demirören, futbol takımının Türkiye'deki bütün Beşiktaşlılar'ın, Avrupa'da ise herkesin gururu olacağından kuşkusu olmadığını söyledi. Yıldırım Demirören, siyah-beyazlıların resmi yayın organı Beşiktaş Dergisi'nin Eylül ayı sayısında yer alan yazısında, hep birlikte futbol dolu günlere geri döndüklerini belirterek, ''Önce UEFA Kupası ön eleme turunda Avrupa sahalarına çıktık, sonra da Antalya;da, Turkcell Süper Lig;de sezonun ilk maçını oynadık. Aşırı sıcak ve neme rağmen izleyenlere haftanın en zevkli maçını seyrettirdik. UEFA;da ilk engeli geçip, ligde ilk maçımızı kazanarak, hem moral bulduk, hem de daha başlangıçta doğru tercihler yaptığımızı gördük. Ayrıca bu kadar talibine rağmen Bobo'yu satmama kararımızda da ne kadar haklı olduğumuzu kanıtladık. Haftalar ilerledikçe takımımızın, Türkiye'deki bütün Beşiktaşlılar'ın, Avrupa'da ise herkesin gururu olacağına hiç kuşkum yok'' diye konuştu. -''KİMSENİN GÜCÜ YETMEYECEKTİR''- BJK İnönü Stadı'nda oynadıkları ilk karşılaşmada taraftarları takımın arkasında görmenin kendilerini çok mutlu ettiğini ifade eden Demirören, şöyle devam etti: ''İnanıyorum ki yönetimi, takımı ve taraftarı el ele vermiş bir Beşiktaş'ı yolundan çevirmeye kimsenin gücü yetmeyecektir. Bu nedenle daha yolun başında Antalya;da tribünde olanları (Birkaç kendini bilmezin işidir) diyerek, Türk Sporu ve de Türk Futbolu adına yaşanmamış sayıyor ve görmezden geliyorum. Türk futbolunda her kesime sağduyu çağrısı yapan bir kulüp başkanı olarak ben bu yürüyüşte bayrağı taşımaya hazırım, yeter ki mensubu olmaktan her zaman gurur duyduğum Beşiktaş camiası arkamda olsun. Türk sporunun en eski kulübü Beşiktaş, her zaman olduğu gibi bu defa da öncülüğü başarı ile yapacaktır.'' Başkan Demirören, okulların açılacak olmasına da değinerek, ''Bu ay okulları açılan tüm yavrularımızın da zihinleri açık, yarınları aydınlık olsun'' derken, Ramazan ayı için de, ''Sevgili Beşiktaşlılar, fazlasıyla hak ettiğiniz bütün başarıları bu sezon bir bir yaşayacağınız inancı ile sağlıklı ve hayırlı Ramazanlar diliyor, hepinize en içten saygılar sunuyorum'' diyerek sözlerini tamamladı.
