Yarin çok Geç Olabilir Sevgilim

Konu, 'Şiir Cafe' kısmında sigma tarafından paylaşıldı.

  1. sigma
    Offline

    sigma Dost Forum

    Kayıt:
    12 Nisan 2007
    Mesajlar:
    1.035
    Beğenilen Mesajlar:
    0
    Şehir:
    mugla
    en çok istanbula benzeyen gözlerini sevdim
    gözlerinde devrik cümleler gibi bakan kederi
    esirgeyen bağışlayan aşkın adıyla başladım sana
    erkekliğim bedeninde kimbilir kaç kez hatim indirdi
    kimbilir kaç kez yazdım kendimi arka sayfalarına hayatının
    faili mechul bir cinayetin haberi gibi

    kırlangıç fırtınalarına benzeyen yüzünü sevdim
    jilet yansıması gibi yüzüme çarpan yüzünü
    yüzünün avuşlarımdaki yasa dışı hüznünü
    hani gece yarıları gökgürültülerine kulak kabartır gibi
    hani bir ırmağın kendini denize gökmesi gibi
    hani anlarsın ya suç üstü bir aşk gibi
    bulup bulup yitirmeyi sevdim seni

    ustura suskunluğuna benzeyen ellirini
    bana olmadık şeyler düşündüren ellirini
    beni içimin gizlisinden alıp her karartma gecesi
    en argo şiirlere rehin bırakan ellirini sevdim
    bana bu kenti bu ülkeyi ve bu dünyayı
    bana bu en ahlaksız çağını zamanın
    bana güneydoğudaki çocuk ağlamalarını unutturan
    dokunduğun heryerinde bedenimin
    sigara yanığı tırnak çizgisi yaralar açan
    bana kendi uçurumlarında çığlıklar yakıştıran
    ellerini sevdim

    aruz veznine benzeyen yalnızlığını sevdim
    ben senin kendi yalnızlığında
    iş çıkışlarındaki caddeler gibi çoğalmanı
    cuma akşamları beyoğlunun çalgılı zokakları gibi
    bir korsan gösteriye dört koldan katılmak gibi
    içimde kalabalıklaşmanı sevdim
    çocukluğuma benzeyen yalanlarını
    yalanlarında yakaladığım gerçeklerini
    gerçekler ki zaten saatli maarif takvim yapraklarının
    arkalarındaki maniler gibidir bu ülkede
    ülkelerini sevdim

    her gidişinin ardındaki mide kanamalarımı
    nöbetçi eczanelerinin uykusuz kalfalarıyla korkuttum
    korkularını da sevdim
    düşmemek için bir elinle sımsıkı tuttuğun
    merdiven korkulaklarına benzeyen
    korkularını
    mutedil dalgalı denizlere benzeyen sevişmelerini
    sevişmelerindeki acemi dilsiz alfabesini
    patladı patlayacak bir fırtınanın tam ortasında
    kendini ölüme bu kadar genç hissetmeni
    senin gecikmelerini sevdim

    tebdil-i kıyafet beni sevmeni sevdim
    duduklarında bir karanfil gibi sırdığın fahişe gülüşünü
    komisyon vermemek için bir otobüs durağında
    tam onaltı yerinden bıçaklayıp kaçarak pezevengini
    sadece kendin için sattığın gülüşünü sevdim
    bir şiire benzeyen uzaklıklarını sevdim
    yalnız denizlerde kürek çektiğim uzaklıklarını
    bir mülteci gibi bana hep ülkemi özleten
    kendimden kaçtıkça seni bulduığum
    sana gittikçe kendime vardığım uzaklıklarını
    imkansızlığını sevdim

    ben seni arkamda bırakacağım en son sözcük gibi
    ben seni bir intihar gibi sevdim

    alıntı...
     

Sayfayı Paylaş