Bizi Kendilerine Hep Yabancı, Hep Aykırı Gördüler Kapım önce açılıyor,sonra kapanıyor...Merdivenlerdeninişini,ayakseslerini duyuyorum. Yüreğindeki sıkıntıyı, o ürkekyorgunluğunu, birazdan kentin o karanlık akıntısına bırakacağın ruhununtelaşlı sancısını duyuyorum buradan. Bizi gözeten o büyü hızlaeksiliyor hayatımızdan . Artık aşkımız bizi korumuyor,sevgili,biliyorsun. Eksik ,kaçak,korkak yaşıyoruz kimbilir nezamandır,birbirimizden gizlice ... Aşklar sahiplerine ,onların yazgılarına,öykülerine benzer sevgili.Bizim de aşkımız ürkek, yaralanmış çocukluğumuz gibiydi:Hoyratlıklardan,kabalıklardan,duygusuz dalgınlıklardan sonsuzalınganlıklara kapılıp hep arka odalara çekilen ... Bu hayat ,bize nasıl acımasız ve hoyrat davrandıysa biz de kendimize veaşkımıza öyle davrandık sevgili. Birbirimize yaptıklarımızı nasılsa birgün unuturuz ,unutulur sandık. Zamanın bağışlayıcı olduğunu ve her şeyiyoluna koyacağına inandık. Ne çok yanılmışız! Meğer zaman aşkların enacımasız tanığıymış. Ömür gibi ,insanın aşkına gösterdiği hoyratlığı dasınırlıymış. Meğer o aşk,hayatımızın tek kristaliymiş sevgili. Şimdi seslerimiziörten tesellisiz hüzünlerden,sıkıntılı kaygılardan,bizi zehirleyenkuşkularımızdan anlıyoruz bunu, gidişin bir vedaysa, ve artık hazırsako büyük ayrılığa; yeni bir hayat kurana dek,eminim yine debirbirimizden, üzerine acılarımızın gölgesi vuran tarihimizden,paylaştığımız o kutsal sırdan güç alacağız. Biliyorum,şimdi benden çok uzakta ,bir başka şehirde de olsan,sen debenim gibi çaresiz bir fahişeyi sürükleyerek gotüren polislere öfkeylekarşı koyacaksın. Yaşlı, düşkün insanlarla,kimsesiz çocuklarlapaylaşacaksın elindeki avucundaki son parayı... Kürtleri,azınlıkları,kadınları,eşcinselleri aşağılamak isteyenlere sende benim gibi karşı koyacak, belki de öfkelenip onların bulunduğu yerilanetli bir protestoyla terkedeceksin. Biliyorum, sen de benimgibi,insanların savaşlardan uzak ,barış içinde yaşamalarını sağlamakiçin ne kadar hayalci ve ne kadar sonucu umutsuz da olsa bir takımetkinliklere katılacak, çocuksu ve en çok da hüzünlü dernek binalarında,ne yapmalı,nasıl yapmalı diye kendini hırpalayacaksın. Sen de benim gibi hep o saatlerde ,göğsüne bastırdığın bir kitaplaunutulmuş bir tren istasyonuna ,ya da terkedilmiş bir kıyı kahvesinegidip ,insanların birbirlerine bu denli duyarsız ve aşklarına karşı budenli hoyrat olmalarının sebebini ıstıraplarını yitirdiklerinebağlayacaksın. Sımsıcak,kor gibi olan ve hayata çırılçıplakdokunmalarını sağlayacak olan ıstıraplarını... Biliyorum, birisinden çok etkilensen , o insan seni yaralı çocukluğu,yazgısı ve öyküsüyle içini acıtsa,bu acının o coşkulu hüznünü daha daderinden hissedebilmek için bir süre sonra sen de benim gibi içinden “oşimdi gitse ve ben onu özlesem” diyeceksin Birisi sana, kimi insanlar neden intihar eder diye sorduğunda,eminimsenin de hemen aklına ikimizin de günlerce unutamadığı o film gelecekhemen: Hani sevdiği adama duyduğu o yoğun ,o tutkulu aşkın bir günbiteceğinden korkup, böyle bir şeyi yaşamamak için, kendini sulara atankadını ve sevdiği adamı anlatan o şiir ve keder yüklü film.... Biliyorum, çok uzaklarda da olsan ,tıpkı benim seni düşündüğüm gibi sende beni düşüneceksin. Korkularımı,sancılarımı, o yarım kalanarzularımı,yenilgilerimi...Bu zorba ,bu adaletsiz sistemde ayaktakalabilmek,iyi,kötü işimi sürdürebilmek ,karnımı doyurabilmek içinkatlandıklarımı, susup içime attıklarımı... Gidişin bir vedaysa,artık hazırsak o büyük ayrılığa ve bizi birbirimizebağlayan,ama yine de altında kaldığımız anılardan yorulmuş olsak da,yine de geriye bir tek şey kalacak sevgili, bir tek o garip, o tuhafsır: Bu ülkedeki insanların çoğunluğu, ikimizi de kendilerindensaymadılar. Ne yapsak, ne etsek bizi hep yabancı ve aykırı gördüler.İşte sana bu yüzden azınlık ve aykırı bir duyguyla yeniden ve heptekrar tekrar aşık olmak isterdim.