yakici aci

Konu, 'Şiir Cafe' kısmında alpus tarafından paylaşıldı.

  1. alpus
    Offline

    alpus Süper Üye Üye

    Kayıt:
    11 Eylül 2008
    Mesajlar:
    1.034
    Beğenilen Mesajlar:
    1
    Şehir:
    BURSA-Gemlik
    Yakıcı Acı
    İnce sızılarla sızlarken içim
    Kazanlar dolusu kopkoyu hicran
    Dökülür üstüme üstten aşağı
    Yaralar içinde sızlar yüreğim...

    Akşamdan beridir her yanım acı
    Yangınlar içinde kalmış gibiyim
    Kıvrandırır beni bir garip sancı
    Üstüme dökülen hicran ben miyim? ..

    Bu nasıl acıdır, kemiklerimi
    Kemire kemire sanki eritir
    Bu nasıl acıdır, sevdiklerimi
    Bir mum gibi yanar, yakar eritir...

    Yakıcı Bir Islık Sesi
    Damar damar açan düşsel tomurcuk
    Gizemli yol bulur sevgilerden
    Tedirgin bir yalnızlığa inat
    İz sürer gece gündüz demeden...

    Göçebe zaman başka bir baharı alır getirir
    Tutsak aşk işte bu döngüde düşer yıldızlardan
    Sonrasında
    Yaşamdan beslenen o bereketli tohum
    Süt beyaz filizler misali
    Buğulu bir soluk itişiyle uzar da uzar...

    Gökçe bulutlarda dolanır sevi
    Yatağına sığmaz delişken nehir olur da
    İki bedende
    Çağlayanlarca taşar...

    En mahrem ilk yazların körpe düşlerinden
    Yakıcı bir ıslık sesi yayılır ansızın
    Öz/üm tutuşur sınırsızca...
    Sulu sepken yağmurlar nasıl yapışırsa toprağa
    İşte öylesine,
    Dudaklar al iziyle ıslanır...

    Dolunay akşamlarının uykusuz suları gibi
    Nazlı nazlı akan
    Umudumun çocuksu yüzünü
    En masum rüzgarlarla ferahlatan
    Tedirgin düşsel yolculuğumu
    Sonsuz kılan
    Yıldızlardan daha ışıltılı, daha rengarenk
    Dilimde büyük ülkeler kuran
    Ömürlere bedel ey büyük aşk
    Hoş geldin!
     

Sayfayı Paylaş