Bu şehre dönüşleri seviyorum, sen varsın çünkü havasında suyunda, Kaldırımında sokağında, ışığında karanlığında, gecesinde gündüzünde, Ve sen sevdiceğim, şehir olup kuruluyorsun bedenimde, yüreğimde. Bu şehre dönüşleri seviyorum, umutlarım oluyor maviye hasret, Hayallerim oluyor sevgiye özel, insanlığa sunuşlarım oluyor. Olsun be gülüm, bana yetiyor bu şehre dönmek, ışığını görmek, Boşver be kalbime kan savdığım göçmen kızı, Boşver, nasıl olsa herkesin bir ÖMÜR ELBİSESİ vardır. Ve bu elbise bir kere giydirilir insanoğluna, o elbise kullanım hakkı insana aittir. Önemli olan o elbiseyi çıkarma zamanı geldiğinde ayakta kalmaktır toprağa karşı. Nasıl olsa herkesin bir hayat felsesesi vardır bedenine can saydığı. İşte yine karşımdasın, ne diyeyim ki sanırım bana koyduğun bazı yasaklar kalkmış..)) Olsun be canımın içi, kim karşı koyabilir ki insanın isteklerine.İnsanda egoisttir işte her insan kendine yaşar. .... Vasiyetimdir canıma can saydığım, Eğer ölürsem sana kavuşamadan, eğer ellerim ellerinde soğmazsa, eğer bedenim göğsünde donmazsa, eğer saçlarım ellerin tarafından okşanmazsa, eğer nefesin tenime değmezse temmuz güneşlerinde, eğer duyuramazsam "seni seviyorum" cümlesini kulaklarına, eğer uzaksam ve bir dağ başında, belki bir ağaz dibinde, belki soğuk bir nehir grdabında, yada denizin kara mavisinde olurda son nefesimde yanında olamaz isem. Vasiyetimdir, GÖZ KAPAKLARIMI SEN KAPAT, EĞER KAPATAMAYACAK KADAR UZAKSAN BANA, BIRAKSINLAR KARA TOPRAK DOLSURSUN GÖZLERİMİ. Seni görmeye ışığı yetmiyorsa bu gözlerin, BIRAKIN KARA TOPRAK OKŞASIN, BIRAKIN TOPRAK DOYURSUN GÖZLERİMİ....