YÜZÜNCÜ Yıl Üniversitesi (YYÜ) Güzel Sanatlar Fakültesi Heykel Bölüm Başkanı Yrd.Doç.Dr. Sezer Cihaner Keser, 3 bin 200 yıl önce Erken Demir Çağı'na ait tarihi eser olarak rapor edilmesi üzerine dünyanın en büyük Urartu Müzesi olan 40 bin parça eserin yer aldığı Van Müzesi'nde müze bahçesinde sergilendiğini ortaya çıkardı. Erciş İlçesi'nde her yıl düzenlenen Uluslararası Ercişli Emrah ile Selvi Kültür ve Sanat Etkinlikleri kapsamında heykel sanatçısı Malik Bulut tarafından 2006 yılında yapılan heykelin, 3 bin 200 yıllık olarak tarihlenerek, müzenin bahçesine konulduğu öne sürüldü. Erciş İlçesi Ünseli Beldesi'nden bir kişinin bahçesinde bulunan ve savcılık ile jandarmanın gözetiminde el konulan heykeli Müze Müdürü Fütuhat Özkaynak ve müzede görevli Arkeolog Ümit Yarıcı inceledi. Yapılan inceleme sonrası Müze Müdürü Özkaynak ve Arkeolog Yarıcı, eserin Erken Demir Çağı'na ait, 3 bin 200 yıllık orjinal eser olduğu yönünde rapor tuttu. Heykel de tarihi eserlerin bulunduğu Van Müzesi bahçesinde 45 günden beridir sergileniyor. YYÜ Güzel Sanatlar Fakültesi Heykel Bölüm Başkanı Yrd.Doç.Dr. Sezer Cihaner Keser, bu heykelin 3 bin 200 yıllık tarihi eser olarak tarihlendirildiğini, bunun rezalet olduğunu söyledi. Yrd.Doç.Dr. Keser, heykelin ne zaman ve kim tarafından yapıldığını bildiğini belirterek şöyle konuştu: "Bu eser 2006 yılında Erciş'te heykel sanatçısı Malik Bulut tarafından yapıldı. Ben de gidip bu eseri fotoğraflayıp Van Külliyatı kitabına koymayı düşünüyordum. Ancak yaptığım tüm araştırmalara rağmen Erciş ilçesinde bu heykeli bulamadım. Müzede heykel fotoğrafı çekmeye geldiğimde tesadüfen müzenin bahçesinde görünce şok oldum. Müze Müdürü ve bir arkeolog bir evin bahçesinde gördükleri bu heykele, üzerinde isim ve tarih olmasına rağmen orjinal tarihi eser diye el koymuşlar. Hatta bununla ilgili bir de rapor hazırlayıp burada sergiliyorlar. Böyle bir hata yapan arkeolog ve bu esere sahip çıkmayan Erciş Belediyesi sorgulanmalıdır." Müze Müdürü Fütuhat Özkaynak ise, heykelin 3 bin 200 yıllık olmadığını bildiğini ancak ilk bulduklarında bir bölününün toprak altında, bir bölümünün karla kaplı olduğunu söyledi. Heykelin bir arkeolog tarafından incelendiğini ve bu arkeologun incelemeleri sonrası 3 bin 200 yıllık olarak tarihlendirilip sergilendiğini söyledi. Özkaynak, üniversitenin yapacağı incelemenin ardından heykelin Erciş'e gönderileceğini söyledi.
