Dün gece sen uyurken, Aklım aktı yastığına... Başının etine dolgun uykularını yerken rüyalar, Başımı bağladı riyalar, Başucumda ağladı periler, Düş biriktirdiğim kavanozun aforoz edilişi bu linç... İlginçtir ki, Gördüğüm riyayı yine hatırlamıyorum... Ölme ihtimalin var, Doğma diyorum... Dün gece sen uyurken, Aklım yapıştı yastığına... Etimin içine ibret itti kımıldamadan kanadığım anlara kıymık doğuran saçların... Çok sevdim ya seni... Aşk'landım, Saçmaladım... Aslımı inkâr ederken gecenin kör dibinde, Aslıma indim, kâr bildiğim ödünç gülünçlüklerle… Ben Aşk'ı öldürmeye tam teşebbüsüm, Sana zararım dokunmaz, Ver kalbini beş dakika, bir daha imkânım olmaz… Dün gece sen uyurken, Aklım refakat bırakıldı yastığına... Işıklıkları kapatan elinse, kırılsın! Elin kırılsın elime, Darılsın sonra sesin sesime, Ne dudak dudağa bu Aşk, Nede uzaktan uzağa... Ben Aşk'ın intihar mahaliyim, Sana zararım dokunmaz, Atla aklımdan hemen, bir daha imkânın olmaz... Dün gece sen uyurken, Aklım akıl verdi yastığına... İsterim ki, Bütün maruzatlarımdaki fail bilinçlerine cesaret eden sen ol, Evvel zaman içinde kal/burda sam, an içinde al aklımı, Şurda san, can içine ruh olmuş saklımı… Ben Aşk'ın suç aletiyim, Sana zararım dokunmaz, Göster kendini bana, bir daha imkânın olmaz... Dün gece sen uyurken, Aklım karıştı yastığına... Doğuştan doğrulara aldanmaya doğranmış yalanlarla, Rendelenmiş günahları ertelerken melekler, Bir sesti yalanın ruhuna can veren, Sen sussaydın, kim bilebilirdi demediklerini? Bir sezilmiş histi, hepsi hepsi, Ezilmiş yüzümle izbene gizlenmiş bir sisti, İsti/yorumların dileklerindeki gerek görülen gerekçelerde... Uzatmayalım, Adı Aşk'tı farkındayım... Çarkından geçerken feleğin, Fer fecir her sebebin imla hatalarında, Yazdıklarımı sömürdün, Kömür gözlerindeki ömür ısıtan bakışlarla... Ben Aşk'ın otopsisiyim, Sana zararım dokunmaz, Deştir içini bana, bir daha imkânın olmaz... Dün gece sen uyurken, Aklım sataştı yastığına... Bulaştım saçlarının dip boylarına, Dip notlarına düşürüldüm, Dibine itildim en baş tacı yanlarımla... Dibim düştü, Gülüşünün gül üşüten diken kılığındaki yavrulanmalarda... Sana yuvarlanmalarda, Sona doğru giderayak yokuş oldu her yok oluş, Doluştuysa cebime ayrılık celbi, Çalıntı bir yan kesici tarafından çal, sende kalan kırıntıların parmak izlerini... Koparmak isteseydi mümkündü belki, Göbek bağımızı daha bağlamadan koparabilirdi ölümlerin düğümleri, Biz kardeşte değildik oysa… Ayrı ana-baba günü olmuş yaşamsal kutsanmalarımızda... Şuurda kalan bir uçuk Aşk... Şu/urda can yakan bir küçük ten yarası... Ben Aşk'ın maskesiyim, Sana zararım dokunmaz, Çıkar beni çıkarlarının yüzünden, bir daha imkânın olmaz... Dün gece sen uyurken, Aklım bulaştı yastığına... Aslen sensiz oluşlarımda, Kısmen bensiz kaldırılışlarımda sabahlara, Gelmeyeni beklemek ahmakça, Ahmaklığın beklentisiz sen isteklerinde, Sen yanıma yön, Gözüme pusula, Kusura bakma demiştim alazında bir gecenin, Adın kadar etmedi benim yirmi dokuzdan peydah kelimelerim... Limeler de sen, Cürümlerde sen, Gramlarda senleşmeler, Sensizleşmelerdeki yalnızlıklar göz göze gelip kesişmeleri aldı, benden paylarını… Hiçbir papatya yoktur ki falında seni bana seviyor bıraksın, Ve hiçbir paha sana biçilemez, Sen ekilmedikçe benim değerimin toprağına... Senden gelmeyenler zarf sadece zaaflarıma, Mektup değil yazmasın kimse sol üst köşesine canıyla... Ben Aşk’ın erken doğumuyum, Sana zararım dokunmaz, Düşük yap adımı dilinden, bir daha imkânın olmaz... Ben Aşk'ın... Hatırla, Bunamadın ya be kadın!
