Günlük uyku ihtiyacımızı genetik şifremiz belirler ve hayatımızın yaklaşık yüzde 33'ünü uyuyarak geçiririz. Ancak bazı insanlar çeşitli sebeplerden dolayı uyku sorunu çekiyor ve bunun sonucunda hiç de hafife alınmayacak fiziksel ve psikolojik sorunlar yaşayabiliyorlar. Uyku bozuklukları ile ilgili hastalıkların tanı ve tedavisiyle ilgilenen kuruluşlar ise gelen talepler sonucunda son yıllarda büyük bir artış gösterdi. Çevrenizdekiler çok şiddetli horladığınızı mı söylüyor? Sabahları yorgun mu uyanıyorsunuz? Gündüzleri bitkin kalarak uyukluyor musunuz? Uykuda solunum duraklamaları (uyku apnesi) sorununuz olabilir. Apne kelimesi Yunanca’da “soluksuz kalmak” anlamına gelir. Uyku apnesi erkeklerde kadınlardan 2 kat daha sıktır ve daha çok orta yaş üzerindeki erişkinlerde görülür. Uyku apnesi iki nedenle olabilir; santral ve obstrüktif. 1) Santral(merkezi) nedenle oluştuğunda solunum çabası yoktur. Yani beyin solunum kaslarını uyarmaz. Bu durum daha çok ilaç zehirlenmelerinde ve beyin hasarlarında olur ve uyku apnesinde tek başına bir neden olması çok nadirdir. 2)Obstrüktif (engelleyici) apnede ise soluk alma sırasında üst hava yollarında olan fiziksel bir engel vardır. Uyku apnesinin daha sık görülen bir nedenidir. Bu durumda beyin vücuda nefes alması için emir verir, diyafram ve diğer solunum kasları bu emre cevap verir ama üst solunum yollarında bunu engelleyen bir bariyer vardır. Ağzın içinde sadece dil yoktur. Küçük dil, yumuşak damağın merkezinden aşağı doğru sarkan bir et parçası (uvula) vardır. Bütün bu organların yerinde ve doğru olarak çalışmasını sağlayan, dilin ve küçük dilin tabanına yerleşmiş olan yumuşak damağın kasları gevşer ve sarkarak hava yolunu tıkar. Bu durum, nefes almayı zorlaştırır ve solunumun gürültülü hale gelmesine sebep olur. Solunum periyodik olarak durduğu zaman, bu hali dışarıdan dinleyen birisi horlamanın belirli aralıklarla kesildiğini duyar. Bu sırada kan oksijen seviyesi düşer, karbondioksit seviyesi artar. Kandaki bu değişimler beyindeki merkezleri uyararak uyanmayı sağlar. Uyku kesilince kişinin boyun kasları uyanıkken olduğu gibi normal kasılma gösterir. Hava yolu açılır ve hasta tekrar uykuya geçer. Tüm bunlar çok kısa bir zaman aralığında gerçekleşir ve kişi sabah uyandığında gece uyku sırasında yaşamış olduğu bu sıkıntıyı hatırlamaz. Uyku apnesi sırasında olan nefes kesilme atakları bazen birkaç saniye bazen de 1-2 dakikaya kadar sürmekte olup uyku boyunca bu atak anları elli-yüz kez tekrar bile edebilmektedir. Uyku apnesi genellikle metropol yaşantısı içinde olan kişilerde görülmektedir. Bu rahatsızlıkta bozulan fizyolojinin yanı sıra vücuttaki bağışıklık sisteminin bozulması, mide ilaçları, sinir ilaçları, ağrı kesiciler, antibiyotikler, anksiyeteler yani iç daralması iç burulması, kimyasal maddeler, hazır gıdalarda bulunan koruyucu maddeler vs de uyku apnesini hazırlayıcı faktörlerdir. Burundan nefes almak, solunum için çok önemlidir. Hava burundan geçerken vücut ısısına göre ısınır, süzülür, toksik maddelerden arınır. Gerektiği kadar nemli olur. Uyku apnesi rahatsızlığı olan birçok hastanın burnu tıkalı olduğu için ağızdan nefes alırlar. O zaman ağızda kuruma başlar. Bu olaya vücut tepki gösterir ve küçük dil ve bademcikler daha da fazla büyür. Tabii burada dilin yapısı da önemli. Dilin anatomik durumu pozisyonu, öne arkaya durumu çok önemlidir. Toksik maddeler solunum kaslarının belirli şekilde belirli esneklikte kasılmasını engeller. Hava soluk borusundan rahatça geçemez. Bu yavaşlama bütün sistemi etkileyecek kadar önemlidir. Solunumda yavaşlama veya duraksama olduğu zaman, beyne gerektiği kadar oksijen gitmez. Bu ise beyinde tahribat riskini oluşturur. Yine alerjik ya da gizli alerjik bünyelerde reaksiyon sebebiyle küçük dil on santim kadar uzayabilir. Hatta öyle ki, nefes yolunu tamamıyla kapatabilir. Uyku apnesi olan kişilerde - Gürültülü horlama - Apne nöbetleri sırasında horlamanın duraklaması, geçici sessizlik dönemleri - Uykuda aşırı terleme - Sabah dinlenmeden kalkma, gün içinde yorgunluk hali, uyuklama - Sabah baş ağrıları, ağız kuruluğu - Kişilik değişiklikleri, konsantrasyon eksikliği - Cinsel isteksizlik, yetersizlik