Uyuyakaldım demeyin!

Konu, 'Genel Sağlık' kısmında BİLO33 tarafından paylaşıldı.

  1. BİLO33
    Offline

    BİLO33
    Yetkili
    Vip

    Kayıt:
    22 Temmuz 2009
    Mesajlar:
    5.970
    Beğenilen Mesajlar:
    0
    Şehir:
    Mersin
    Günlük uyku ihtiyacımızı genetik şifremiz belirler ve
    hayatımızın yaklaşık yüzde 33'ünü uyuyarak geçiririz. Ancak bazı
    insanlar çeşitli sebeplerden dolayı uyku sorunu çekiyor ve bunun
    sonucunda hiç de hafife alınmayacak fiziksel ve psikolojik sorunlar
    yaşayabiliyorlar. Uyku bozuklukları ile ilgili hastalıkların tanı ve
    tedavisiyle ilgilenen kuruluşlar ise gelen talepler sonucunda son
    yıllarda büyük bir artış gösterdi.

    Çevrenizdekiler çok şiddetli horladığınızı mı
    söylüyor? Sabahları yorgun mu uyanıyorsunuz? Gündüzleri bitkin kalarak
    uyukluyor musunuz? Uykuda solunum duraklamaları (uyku apnesi) sorununuz
    olabilir. Apne kelimesi Yunanca’da “soluksuz kalmak” anlamına gelir.
    Uyku apnesi erkeklerde kadınlardan 2 kat daha sıktır ve daha çok orta
    yaş üzerindeki erişkinlerde görülür.

    Uyku apnesi iki nedenle olabilir; santral ve obstrüktif.

    1) Santral(merkezi) nedenle
    oluştuğunda solunum çabası yoktur. Yani beyin solunum kaslarını
    uyarmaz. Bu durum daha çok ilaç zehirlenmelerinde ve beyin hasarlarında
    olur ve uyku apnesinde tek başına bir neden olması çok nadirdir.

    2)Obstrüktif (engelleyici) apnede
    ise soluk alma sırasında üst hava yollarında olan fiziksel bir engel
    vardır. Uyku apnesinin daha sık görülen bir nedenidir. Bu durumda beyin
    vücuda nefes alması için emir verir, diyafram ve diğer solunum kasları
    bu emre cevap verir ama üst solunum yollarında bunu engelleyen bir
    bariyer vardır. Ağzın içinde sadece dil yoktur. Küçük dil, yumuşak
    damağın merkezinden aşağı doğru sarkan bir et parçası (uvula) vardır.
    Bütün bu organların yerinde ve doğru olarak çalışmasını sağlayan, dilin
    ve küçük dilin tabanına yerleşmiş olan yumuşak damağın kasları gevşer
    ve sarkarak hava yolunu tıkar. Bu durum, nefes almayı zorlaştırır ve
    solunumun gürültülü hale gelmesine sebep olur. Solunum periyodik olarak
    durduğu zaman, bu hali dışarıdan dinleyen birisi horlamanın belirli
    aralıklarla kesildiğini duyar. Bu sırada kan oksijen seviyesi düşer,
    karbondioksit seviyesi artar. Kandaki bu değişimler beyindeki
    merkezleri uyararak uyanmayı sağlar. Uyku kesilince kişinin boyun
    kasları uyanıkken olduğu gibi normal kasılma gösterir. Hava yolu açılır
    ve hasta tekrar uykuya geçer. Tüm bunlar çok kısa bir zaman aralığında
    gerçekleşir ve kişi sabah uyandığında gece uyku sırasında yaşamış
    olduğu bu sıkıntıyı hatırlamaz. Uyku apnesi sırasında olan nefes
    kesilme atakları bazen birkaç saniye bazen de 1-2 dakikaya kadar
    sürmekte olup uyku boyunca bu atak anları elli-yüz kez tekrar bile
    edebilmektedir.

    Uyku apnesi genellikle metropol yaşantısı içinde olan
    kişilerde görülmektedir. Bu rahatsızlıkta bozulan fizyolojinin yanı
    sıra vücuttaki bağışıklık sisteminin bozulması, mide ilaçları, sinir
    ilaçları, ağrı kesiciler, antibiyotikler, anksiyeteler yani iç
    daralması iç burulması, kimyasal maddeler, hazır gıdalarda bulunan
    koruyucu maddeler vs de uyku apnesini hazırlayıcı faktörlerdir.

    Burundan nefes almak, solunum için çok önemlidir.
    Hava burundan geçerken vücut ısısına göre ısınır, süzülür, toksik
    maddelerden arınır. Gerektiği kadar nemli olur. Uyku apnesi
    rahatsızlığı olan birçok hastanın burnu tıkalı olduğu için ağızdan
    nefes alırlar. O zaman ağızda kuruma başlar. Bu olaya vücut tepki
    gösterir ve küçük dil ve bademcikler daha da fazla büyür. Tabii burada
    dilin yapısı da önemli. Dilin anatomik durumu pozisyonu, öne arkaya
    durumu çok önemlidir. Toksik maddeler solunum kaslarının belirli
    şekilde belirli esneklikte kasılmasını engeller. Hava soluk borusundan
    rahatça geçemez. Bu yavaşlama bütün sistemi etkileyecek kadar
    önemlidir. Solunumda yavaşlama veya duraksama olduğu zaman, beyne
    gerektiği kadar oksijen gitmez. Bu ise beyinde tahribat riskini
    oluşturur. Yine alerjik ya da gizli alerjik bünyelerde reaksiyon
    sebebiyle küçük dil on santim kadar uzayabilir. Hatta öyle ki, nefes
    yolunu tamamıyla kapatabilir.

    Uyku apnesi olan kişilerde

    - Gürültülü horlama

    - Apne nöbetleri sırasında horlamanın duraklaması, geçici sessizlik dönemleri

    - Uykuda aşırı terleme

    - Sabah dinlenmeden kalkma, gün içinde yorgunluk hali, uyuklama

    - Sabah baş ağrıları, ağız kuruluğu

    - Kişilik değişiklikleri, konsantrasyon eksikliği

    - Cinsel isteksizlik, yetersizlik
     

Sayfayı Paylaş