Uyan/ma... Efsun'larından... Yokluğunun tınısı çığlığımda ki ıslık, korkma yaklaş Gecem'e... Çıkar/ma beni yüzüne örttüğün siyah gecenden... Yüreğinin esrarkeş dumanlarının arasından sokul yalnızlığıma... Soyunuyorum kelimeleri yangınların ortasında çırılçıplak. Harflerim yanıyor... Bir tek seni giyiniyorum üzerime. Alfabenden düşüyorum... Cehennemine yürekten talibim ben. Yak varlığımı, yüzyıllarca namahreminin içine tükürdüğüm alacakaranlıklar/da... Sus... Vakit gece yarısını çoktan geçti, saat bize dönüyor... Sen bana dönüyorsun, ben nefesine gömülürken... Soluğun kesiyor bileklerimi, intihar(ın) oluyorum... Gecene kan bulaşıyor... Sana ölüyorum... Sana ölmek; Hayatın orta yerinde gülümsemek varlığına... Sana susamak; Ölümün en uç noktasında dokunmak güneşe... Sana parçalanmak; Susmak gözlerinin indiği duraklarda... Sana doğmak; Tanrı'sal bir mahremde sana sığınmak siyahın mateminde... Avuçlarının içi kan kokan bir adama gelin ediyorum bu gece düşlerimi... Yani sana, içinde duran adam(ım)a! Züviyetsizliğim de doğurduğum aşka! Senden önce ki ve sonra ki tüm sicillerimi temize çektim. Ben sen'im... Sana aitim... Geçmiş ve gelecek zamanların ansızlığında, vakitsiz bir düşüm, varlıkla yokluk arasına düşen... Aç/ma avuçlarını... Kelimeler(im) kanıyor... Bekareti bozulsun aşkımı(zı)n... Hey! Ölürken ben sen/de doğuyorum!... Gece'n Efsun'lu olsun... Seni seviyorum...