Açılımın kapalısı... BEN o duyguyu bilirim; hani bir şey söylemek istersiniz, ama utanırsınız... Kapıya gelen alacaklıdan biraz daha para istemek gibi... Ya da ceketinizin üzerine oturmuş mahalle kabadayısının kalkmasını söylemek gibi... Söyleyemez insan... (........) Bu yüzden Cumhurbaşkanı iki-üç ay önce Fevkalade güzel bir şey diye ortaya attığı açılımın ne olduğunu hiçbir zaman söyleyemedi... Utandı... O bekledi ki Başbakan söylesin... Başbakan da utandı... Bekledi ki İçişleri Bakanı söylesin... İçişleri Bakanı da utandı... Bekledi ki başkası söylesin... Ancak başkası yoktu... (........) İşte; İçişleri Bakanının önceki gün zar zor basın toplantısı ile açıkladığı, ama ne olduğunu söylemediği açılım budur... Açılım ama kapalı... Daha da doğrusu; açılımın kapalısı... Ne olduğunu söylemedikleri açılımın sadece üç aşamalı olduğunu söyledi İçişleri Bakanı, duymuşsunuzdur: Uzun, orta, kısa... Neyin uzun olduğu belli olmadığı gibi, neyin kısa olduğu da belli değil... Belli olan; ortanın, uzun ile kısanın ortasında olduğu... ¡ Niye açıklayamıyorlar açılımlarını?.. Kayserideki sanayi çarşısını açmaya bile koşan Cumhurbaşkanı... Ya da ÖTV indirimlerini bile kendisi özenle açıklayan Başbakan... Tarihi büyük fırsat dedikleri açılımlarını neden kendileri açıklamıyorlar?.. Ve Türkiye üç aydır konuştuğu açılımın ne olduğunu niçin bilmiyor?.. Her köyünden, her mahallesinden Vatan sağ olsun diye şehitler vermiş bir toplumun önüne, Türkiyeyi bölmenin ilk adımını getirmekse... Ve çocuklarını ölüme verirken gıkı çıkmayan bir milletin karşısında eşkıya ile pazarlığa oturmaksa... İnsan utanır... (........) Yok eğer bu yukarıdakiler yoksa açılımın içinde... Açılım niye kapalı?.. BEKİR COŞKUN