Hepatopankreatobiliyer Cerrahi Derneği (HPB) Başkanı İbrahim Astarcıoğlu, Türkiye'de hepatopankreatobiliyer cerrahi alanında büyük bir iş yükünün bulunduğunu belirterek, bu alandaki uzmanların yeterli olmadığını kaydetti. Türk Hepatopankreatobiliyer Cerrahi Derneği (HPB) tarafından düzenlenen 9. Ulusal Hepatopankreatobiliyer Cerrahi Kongresi, yurt içi ve yurt dışından gelen 77 uzmanın katılımıyla Bursa'da başladı. Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi evsahipliğinde düzenlenen ve aralarında Almanya, Japonya, ABD gibi birçok ülke ile Türkiye'den 60 konuşmacının katıldığı kongreye 250'ye yakın alanında uzmanın gelmesi bekleniyor. Uludağ Üniversitesi (UÜ) Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Sadık Kılıçturgay'ın başkanlığında 15 Kasım 2009 tarihine kadar devam edecek kongrede hepatopankreatobiliyer cerrahinin dünü, bugünü ve yarını ele alınacak. Almira Otel'de düzenlenen kongrede 57 tebliğ sunulacak. Kongre sonunda tertiplenecek gala gecesinde en iyi tebliğe 5 bin TL ödül verilecek. Hepatopankreatobiliyer Cerrahi Derneği Başkanı İbrahim Astarcıoğlu, Hepatopankreatobiliyer Cerrahi Kongresi'nin ulusal nitelik kazandığını belirterek, ülke dışından da katılımcıların bulunduğunu söyledi. Asıl uzmanlık alanlarının genel cerrahi olduğunu kaydeden İbrahim Astarcıoğlu, "5 yıllık genel cerrahi temel eğitiminden sonra bir yandal ihtisası kabul edilip yaklaşık 3 yıl da hepatopankreatobiliyer cerrahi alanında eğitim verilerek hepatopankreatobiliyer cerrah yetiştirilmekte. Bizim şu andaki uzmanlık tüzüğümüze maalesef bu yan dal olarak kabul ettirilemedi, ama buna bir gereksinim var, çünkü bu alandaki iş yükü çok fazla." dedi. Hepatopankreatobiliyer cerrahinin karaciğer, pankreas ve safra kesesi nakli ile ilgili cerrahi müdahaleleri içerdiğini bildiren İbrahim Astarcıoğlu, "75 milyonluk Türkiye'de hepatopankreatobiliyer cerrahi adına yapmak zorunda olduğumuz işlemler var. Bu işlemlerin tamamı bu cerrahinin iş yükünü oluşturuyor. Türkiye'nin hepatopankreatobiliyer cerrahi adına ne kadar iş yükü vardır diye kabaca hesapladığımızda Türkiye'de yılda 3 binin üzerinde tümör nedeniyle karaciğer rezeksiyonu yapmak, pankreas rezeksiyonları yapmak, 60-70 bin kadar safra kesesi ameliyatı sonrası olabilecek 500-600 civarında safra yolu yaralanmasının akılcı bir şekilde tamir edilmesini sağlayacak cerrahi girişimler gerekiyor. Yine 60-70 bin safra kesesi materyali içinde 500 kadar safra kesesi tümörü için gerekli rezeksiyonların yapılması, bütün bunların yanında milyon kişi başına yılda 20 karaciğer naklinin gereksinimini de hesap ederseniz, 1500 ila 1700 arasında karaciğer naklinin de gerçekleştirilmesi gerekiyor. Bu korkunç bir iş yükü." şeklinde anlattı. Hepatopankreatobiliyer cerrahide Türkiye'nin yıllık ihtiyacının çok yüksek olduğunun altını çizen Hepatopankreatobiliyer Cerrahi Derneği Başkanı İbrahim Astarcıoğlu, "Bu iş yükünün altından kalkabilecek bir cerrahlar ordusu gerekiyor. Bu uzmanların yetiştiği Bursa, Eskişehir, Adana, Kayseri Malatya ve Erzurum'da bu alanda çalışmak üzere kurulan merkezler var, ama bunlar da iş yükünü kaldıracak düzeyde değil. Türkiye'de bu alandaki temel sorun da budur." şeklinde sözlerini tamamladı. "ROBOT CERRAHLARI YOLDA" Tıp alanında robot cerrahların yakın bir zamanda ameliyathanelerde cerrahların yerini alacağını ifade eden Hepatopankreatobiliyer Cerrahisi Orhan Arıoğul ise sanal teknolojilerin artık gerçeğe dönüştüğünü söyledi. Teknolojinin her alanda olduğu gibi sağlık alanında da hızla değiştiğinin altını çizen Orhan Arıoğul, "Sağlık alanı hızla gelişiyor, krizlerden en az etkilenen sektör sağlık sektörüdür. Bu nedenle teknolojisi de sürekli yenileniyor. Cerrahların ameliyathane esnasındaki hareketleri bilgisayarlara programlandırılmaya başladı. Cerrah robotlar, yakında ameliyathanelerde devreye girebilir. Cerrahlar böyle bir robot ortaya çıkarsa ne olacak? Robotlar ile cerrahların gelecekteki konumları ne olacak? Bunu zaman gösterecek." dedi. Moleküler tıbbın inanılmaz bir şekilde geliştiğini aktaran Orhan Arıoğul, pahalı yatırımlar gerektirmeyen moleküler tıbbın yok sayılmasının imkansız olduğunu kaydetti. Orhan Arıoğul, ayrıca hızlı bir şekilde gelişen moleküler tıp teknolojisinin de kendi kendine karar verebilen robotları dahi işsiz bırakabileceğini sözlerine ekledi. (Cihan Haber Ajansı)