Türkiye reddetti BM süreyi 6 ay uzattı

Konu, 'Türkiye'den Haberler' kısmında Örnek tarafından paylaşıldı.

  1. Örnek
    Online

    Örnek Guest

    BM Güvenlik Konseyi (BMGK) Kıbrıs'taki BM Barış Gücü'nün (UNFICYP) görev süresinin 6 aylığına uzatılmasını öngören karara Türkiye'nin red oyuna rağmen kabul etti.


    15 üyeli Konsey'de düzenlenen toplantıda UNFICYP'in görev süresinin 6 aylığına uzatılmasını isteyen karar tasarısına 14 ülke ''evet'' oyu verirken toplantıda Türkiye'yi temsil eden Büyükelçi Ertuğrul Apakan da elini kaldırarak ''hayır'' oyu verdi. Oylamanın sonucunda karar tasarısı 14'e 1 karşı oyla kabul edilmiş oldu.

    Kararın kabulüyle yarın görev süresi dolacak olan UNFICYP'in görev süresi 15 Haziran 2010'a dek 6 aylığına uzatılmış oldu.

    Büyükelçi Apakan kararın kabulünün ardından Türkiye'nin konuyla ilgili görüşlerini açıklayan bir konuşma yaptı.

    Türkiye'nin BM Daimi Temsilcisi Büyükelçi Ertuğrul Apakan, Türkiye'nin Kıbrıs'taki geçici BM Barış Gücü'nün (UNFICYP) kurulma nedenine değil, BM Güvenlik Konseyinin UNFICYP ile ilgili kararlarında kullandığı dile ve UNFICYP'in görev yapmasına ilişkin olarak Kıbrıs Türklerinin rızasının alınmamasına karşı çıktığını belirtti.

    Türkiye'nin Daimi Temsilcisi Apakan, Türkiye'nin BM Güvenlik Konseyi'nin (BMGK) Kıbrıs'taki geçici BM Barış Gücü'nün (UNFICYP) görev süresini 6 aylığına uzatan kararına karşı ''hayır'' oyu kullanmasının ardından, Konsey'de konuyla ilgili Türkiye'nin görüşlerini açıklayan bir konuşma yaptı.

    Türkiye'nin 1964'te UNFICYP'in kurulması arkasındaki niyete hiçbir zaman karşı çıkmadığını belirten Apakan, UNFICYP'in asıl kurulma nedeninin adadaki Kıbrıslı Türkleri korumak olduğunu vurguladı. ''Bizim itirazımız her zaman bu kararların alınma yöntemine ve kullandığı dile karşı olmuştur'' diyen Apakan, 1964 yılında UNFICYP'i kuran 186 sayılı BM Güvenlik Konseyi kararının ve o zamandan bugüne gücün görev süresini uzatan tüm BMGK kararlarının hep ''Kıbrıs hükümetinden'' söz ettiğini belirtti.

    Büyükelçi Apakan 1959 Londra ve Zürih antlaşmalarıyla kurulan ortaklık devletinin, yani ''Kıbrıs Cumhuriyeti''nin ve ''Kıbrıs hükümetinin'' 1963 yılında Rumların Kıbrıslı Türkleri tüm ortaklık devleti kurumlarından zorla atmasıyla aynı yıl yıkıldığını anımsattı. O zamandan beri Kıbrıs'ın tümünü ne yasal ne de fonksiyonel olarak temsil eden ortak ve anayasal bir hükümet bulunmadığının altını çizen Daimi Temsilci, adadaki iki halkın da kendi yönetimleri altında ayrı bir şekilde yaşadıklarını vurguladı. Apakan adadaki Rum idaresini adanın tümünün hükümeti gibi algılayan bu yanlış yaklaşımın da 45 yıldan fazla bir süredir Kıbrıs sorununa adil, kalıcı ve kapsamlı bir çözüm bulma yolundaki ana engel olduğunu belirtti.

    UNFICYP'in adanın kuzeyinde Kıbrıs Türk tarafının iyi niyet ve işbirliği nedeniyle görev yapabildiğini anlatan Daimi Temsilci, ancak Barış Gücü'nün görev süresinin uzatılması kararlarında Ada'da iki tarafın da rızasının açıkça alınması gerektiğini, ancak bugün alınan kararın da yine bunu yapmadığını, yani Kıbrıs Türk tarafının rızasının alınmadığını vurguladı.

    BM Genel Sekreteri Ban Ki-mun'un raporunda UNFICYP'in ileride hangi rolü oynayacağına Adadaki iki tarafın karar vereceğini söylediğini ifade eden Daimi Temsilci, ''UNFICYP'in geleceğiyle ilgili olarak Kıbrıs Türklerinin söz söyleme hakkı varsa, bugün rıza (UNFICYP'in görev yapmasıyla ilgili) neden Kıbrıs Türklerinden alınmıyor? Bu bir çelişki'' dedi.

    Türkiye'nin "Genel Sekreterin iyi niyet misyonunu tamamen desteklediğini" belirten Apakan, Türkiye'nin iki kesimlilik, siyasi eşitlik, iki kurucu halkın eşit statüsü olan BM parametreleri temelinde ortaklık devleti kurma amacıyla sürdürülen müzakerelerde elde edilen güçlü ilerlemeyi memnuniyetle karşıladığını belirtti. İki liderin 23 Mayıs 2008'te kabul ettiği üzere bu yeni ortaklığın bir federal hükümeti ve eşit statüye sahip 2 kurucu devleti olacağını anımsatan Daimi Temsilci Apakan, bu kapsamda Türkiye'nin Genel Sekreter Ban'ın Kıbrıs özel danışmanı Alexander Downer'ın ve ekibinin çabalarına tam destek verdiğini bildirdi.

    Kararın ardından KKTC'nin New York Temsilcisi Büyükelçi Kemal Gökeri de BM'de gazetecilere bir açıklama yaptı.

    KKTC'nin New York Temsilcisi Büyükelçi Kemal Gökeri, KKTC'nin BM Genel Sekreteri'nin iyi niyet misyonunu tamamen desteklediğini, biran önce adada hakkaniyete dayalı çözüm istediklerini söyledi.

    Büyükelçi Gökeri, BM Güvenlik Konseyi'nin Kıbrıs'taki Barış Gücü'nün (UNFIYCP) görev süresini 15 Haziran 2010'a kadar 6 aylığına uzatmasının ardından, BM'deki gazetecilere açıklama yaptı ve soruları yanıtladı.

    Kararın açıklanmasından sonra Rum temsilci Minas Hadjimichael'in sanki Kıbrıs'taki tek hükümetin temsilcisiymiş gibi BM'de gazetecilere açıklama yaptığını belirten Gökeri, Rum temsilcinin adada iki halkı da temsil eden tek ve ortak bir hükümet olmadığını ise söylemediğini vurguladı.

    Adanın Kuzeyinde Kıbrıs Türk halkını temsil eden KKTC'nin bulunduğunu, adanın güneyinde ise sadece Rum halkını temsil eden Rum yönetiminin olduğunu belirten Gökeri, ''Dolayısıyla Rum tarafının Kıbrıs Türkleri adına konuşmak için ne otoriteleri ne de yasal dayanakları bulunmaktadır'' dedi.

    Rumların ''1960 yılında adada kurulan iki uluslu hükümeti Aralık 1963'te kuvvet zoruyla çaldıklarını, Kıbrıs Türklerini haklarından mahrum bıraktıklarını, ama kendilerini hala Kıbrıs hükümeti olarak gördüklerini'' vurgulayan Gökeri, Kıbrıs sorununun da tam da bu yüzden 1963 yılından bu yana devam ettiğini dile getirdi.

    Adada iki lider arasında müzakerelerin devam ettiğini anımsatan Gökeri, bu tür görüşmelerin son 30-35 yıldır devam ettiğini, ancak Rumların haksız bir şekilde ''Kıbrıs Hükümeti'' olarak kabul edilmelerinden dolayı şu ana kadar maalesef bir ilerleme sağlanamadığını belirtti.

    Kıbrıslı Türklerin çözüm istediklerini vurgulayan Gökeri, ''BM Genel Sekreteri'nin iyi niyet misyonunu tamamen destekliyoruz, biz biran önce adada hakkaniyete dayalı bir çözüm istiyoruz. Bu çözüm iki kesimlilik, siyasi eşitlik ve iki kurucu halkın eşit statüsünden oluşan BM parametreleri çerçevesinde ortaklık devletine dayanıyor. İki liderin 23 Mayıs 2008'te kabul ettiği üzere, bu yeni ortaklığın bir federal hükümeti ve eşit statüye sahip 2 kurucu devleti olacak. Biz Genel Sekreter'in Kıbrıs özel danışmanı Alexander Downer'ın çabalarını da tamamıyla destekliyoruz'' dedi.

    Kıbrıs Türk tarafının UNFICYP ile ilgili kararın BM Güvenlik Konseyi'nde kabulünün ardından Türkiye'nin konuyla ilgili yaptığı açıklamayı ve görüşleri tamamen paylaştıklarını ve desteklediklerini belirten Gökeri, Türkiye gibi Kıbrıs Türk tarafının da Güvenlik Konseyi'nin UNFICYP kararını tümden reddettiğini, çünkü UNFICYP'in adada görev yapmasıyla ilgili olarak Kıbrıs Türk tarafının rızasının ve onayının alınmadığını vurguladı.

    Gökeri ''Bu duruma rağmen UNFICYP'in KKTC'deki faaliyetleri bizim bir misafirimiz olarak, KKTC'nin iyi niyet ve işbirliği sonucu, KKTC hükümetinin koymuş olduğu şartlar ve parametreler çerçevesinde devam edecektir'' diye konuştu.

    Gökeri açıklamasında 2004 yılında Annan Planı'na evet diyen tarafın Kıbrıslı Türkler olduğunu belirterek, Rumların ise bu planı büyük çoğunlukla reddettiklerini anımsattı. Kıbrıslı Türklere uygulanan ambargonun ve izolasyonunun devam ettiğini vurgulayan Gökeri, Kıbrıslı Türklerin dünyada özgürce seyahat edemediklerini, uluslararası yarışmalara katılamadıklarını da belirtti. Gökeri Kıbrıslı Türklerin biran önce çözüm istediklerini vurgulayarak, bu engellerin kaldırılarak uluslararası toplumun bir parçası olmayı istediklerini vurguladı.

    Büyükelçi Gökeri bir soru üzerine iki liderin Ocak ayında 3 kez üst üste Rum liderin evinde, daha sonra da 3 kez üst üste KKTC Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat'ın evinde görüşeceklerini, müzakerelerin yoğunlaşmasına ihtiyaç duyulduğunu belirtti.

    Gökeri ''Ayrıca BM'nin de müzakere sürecine daha aktif katılmasına ihtiyaç duyuyoruz, böylece bir sonuca daha çabuk ulaşabiliriz'' diye konuştu.

    -RUM TEMSİLCİ-

    Rum temsilci Minas Hadjimichael de kararın kabulünün ardından yaptığı açıklamada Türkiye'nin adayı işgal ettiğini iddia ederek ''Bu durum devam ettiği sürece UNFICYP'in adadaki varlığı vazgeçilmezdir'' dedi.

    UNFICYP'in yapısının ve görevinin ancak adada çözüm bulunması halinde gözden geçirilebileceğini savunan Rum temsilci, bir soru üzerine iki liderin yeni yılda evlerde görüşmesine yönelik kendisine gelen bir bilgi olmadığını belirtti.

    -KARARIN İÇERİĞİ-

    Konsey'in UNFICYP'in görev süresini 6 aylığına uzatan ve Türkiye'nin ''hayır'' oyu verdiği kararda, müzakere sürecinde bu zamana kadar kaydedilen ilerlemeden memnuniyet duyulduğu ifade edilerek, bu fırsatın müzakere sürecinin ivmesini de arttırarak iyi değerlendirilmesi gerektiği belirtiliyor.

    Kararda güven artırıcı tüm tedbirlerin uygulamaya konması istenirken, Genel Sekreter Ban'dan da Konsey'e bu kararın uygulanmasıyla ilgili olarak 1 Haziran 2010'a dek bir rapor sunması isteniyor.

    Karara göre bu raporda UNFIYCP'in adada çözüm durumunda alacağı yapıyla ilgili planlamanın da yer alması isteniyor.

    UNFICYP'nin 31 Ekim 2009 itibariyle 858'i asker, 69'u polis olmak üzere toplam 927 kişilik personeli bulunuyor.
     

Sayfayı Paylaş