Daimler Yönetim Kurulu Başkanı Zetsche ekonomik açıdan güçlenen Türkiye'nin önüne sürekli bir engel çıkartılmasını anlayamadığını söyledi DÜNYANIN önde gelen otomobil şirketlerinden Daimler'in Yönetim Kurulu Başkanı Dieter Zetsche, Türkiye'nin AB üyeliğini savunarak, ekonomik açıdan güçlenen Türkiye'nin önüne sürekli bir şekilde yeni engellerin çıkartılmasını anlayamadığını söyledi. İstanbul doğumlu olan Zetsche, 'Bild am Sonntag' gazetesinde yayımlanan röportajında, Türkiye'nin AB üyeliği konusunda, 'Kapımızın önünde duran Türkiye gibi bir 'Kaplan devleti' neden içeriye almadığımızı bir türlü anlamıyorum. Türkiye, Asya ya da Latin Amerika ülkelerinde hayranlık duyduğumuz her şeye sahip. Türkiye'de dünya çapında örnek olarak gösterebileceğimiz şirketlere sahibiz' görüşünü bildirdi. Türkiye'nin imkanlarıyla 'biraz şımarmış olan Avrupa'da' çok büyük büyüme potansiyeline sahip olduklarını ifade eden Zetsche, 'Türkiye'nin bize sırt çevireceği güne kadar önüne yeni engeller çıkartmak yerine Türkiye'ye Avrupa'nın kapılarını ardına kadar açmalıyız' ifadesini kullandı. Bıyığımı asla kesmeyeceğim 'PALA bıyığını kesmeyi düşünüp-düşünmediği''şeklindeki soruya da Zetsche, 20 yaşından beri bıyığını taşıdığını belirterek, 'Bu soruyu kendime hiç sormadım. Küçük parmağımdan vazgeçip geçemeyeceğimi de hiç düşünmem' yanıtını verdi. Ailesinin Nazi Almanya'sından kaçarak Türkiye'ye yerleşmiş olduğu Zetsche, 5 Mayıs 1953 tarihinde İstanbul'da doğmuş, kendisi 2 yaşındayken ailesiyle birlikte Almanya'ya dönmüştü. akşam
Türkiye 1453'den bu yana Avrupa'nın parçasıdır. Doğu Roma İmparatorluğu'nun yegane varisidir. Öte yandan neden soksunlar, gümrük birliğini sokmuşlar ya. Düşünün bir birlikteyiz karar verme hakkımız yok. Şu mal çinden gelecek diyorlar, ya bizim iç üretici diyoruz kota uygularız diyoruz. Hayır diyorlar uygulayamazsınız, biz karar verdik gelecek diyorlar!!! Karar mekanizmasında yoksunuz ama alınan kararlara uymak zorundasınız. Gelelim bu açıklamayı yapan vatandaşa. Vardır bir kamu ihalesi yakında, sempatik görünmeye çalışıyordur. Söylediklerinin başka bir kıymeti yok... Hep budur oynanan oyun. Sırayla iyi polis kötü polis oyunu oynarlar. Hepsi metheder biri taş koyar, sonra nöbet değişir taş koyan da methe başlar başa bir tanesi taş koymaya başlar. Avrupa'nın klasik oyalama taktiği... Bizimkilerin de sırtı okşandıkça hoşuna gider. Gülücükler saçarlar, gireceğiz ama ah şu fransa olmasa, ah şu yunanistan olmasa... Olmasa denen ülkeler değişir bizim suratımızdaki iyimser gülümse değişmez. Çok mu saf yöneticiler yönetiyor ülkeyi yoksa ortaklar mı Ab ile böyle gülüyorlar bize ayırt etmek zor.
avrupa birlği zetne kötü durumda iyice kötüye gidiyorlar ve türkiey nin birliğie girme isteğini sonlandırması gerekiyor onalrın gemisi batıyor