SSD Satın Alma Rehberi - 2015

Konu, 'Donanım' kısmında Mehmetkarahanlı tarafından paylaşıldı.

  1. Mehmetkarahanlı
    Offline

    Mehmetkarahanlı Süper Üye Üye

    Kayıt:
    16 Kasım 2014
    Mesajlar:
    593
    Beğenilen Mesajlar:
    76
    Şehir:
    ESKİŞEHİR
    [​IMG]
    SSD Satın Alma Rehberi-2015

    SSD’ler senelerden beri kullanımda ve zaman içinde fiyatlar düştü, kapasiteler arttı ama hızlı biçimde ilerleyen SSD’lere rağmen SATA bağlantısının son sürümü olan SATA 6.0 Gbps bile yeterli band genişliğini sunamaz hale geldi. İşte bu nedenden ötürü OCZ RevoDrive gibi PCIe bağlantısını esas alan kart biçimli SSD’ler görmeye başladık. Son nesil anakartlarla birlikteyse SATA Express, M.2 gibi fiziksel bağlantılar ve arabirimler karşımıza çıkmaya başladı.

    Gizlenmiş İçerikGörmek İçin Foruma Giriş Yapınız. !


    SSD’ler en baştan beri çoğunlukla 2.5 inç disk formatında biçimlendirildiler ki dizüstü ve masaüstü sistemlere takılabilsinler. Daha da ince olan tabletler ve hibrit sistemler artınca 2.5 inç SSD’ler sığmaz oldu, mSATA ve sonrasında M.2 kullanan kart biçimli SSD’ler belirdi. Bu yüzden masaüstü, dizüstü sistemler ve tabletlerde farklı tip NAND Flash esaslı depolama birimleri karşımıza çıkıyor ve kafalar karışabiliyor. Fiziksel anlamda seçenekler:
    Masaüstü: 2.5 inç SATA ya da SATA Express, M.2 kart, PCIe kart
    Dizüstü: 2.5 inç SATA, mSATA kart, M.2 kart
    Tablet ve hibrit: eMMC, mSATA kart, M.2 kart
    olsa da sadece fiziksel boyutları bilmemiz yetmiyor. Örneğin masaüstü sistemlere yönelik SATA ve PCIe sürücüler tamamen farklı bağlantıları kullanırken SATA Express sürücüler bu ikisini bir araya getiriyor, en yeni nesil M.2 sürücülerse çok daha esnek ve modeline göre SATA, PCIe ya da USB 3.0 bağlantısını kullanıyor. Bunlara ek olarak M.2 ile birlikte aktarım standardı olarak eski nesil AHCI dışında yeni nesil NVMe (NVM Express) kullanılabiliyor yani M.2’nin geleceği parlak.

    Gizlenmiş İçerikGörmek İçin Foruma Giriş Yapınız. !


    Benzer etkiyi dizüstü bilgisayarlar, tabletler ve hibrit sistemlerde de görüyoruz. Önceki nesil PCIe esaslı mSATA yerini M.2 kartlar alıyor. Ucuz seçeneklerde eMMC devam ediyor ama iddialı ürünlerde M.2 kullanımı artıyor. Bu yüzden yeni bir SSD almak isteyenler ya da sistemindeki SSD’yi terfi etmek isteyenler için dikkat edilmesi gereken bazı noktalar var. Şimdi öncelikle form faktörlerini ele alalım.
    Form Faktörleri​
    2.5 inç SSD’ler
    Bu SSD’ler çoğu durumda karşımıza çıkan temel seçenek ve kapasiteleri 960 GB’a uzanabiliyor. Bağlantı çoğu durumda SATA 6.0 Gbps yani aktarım hızları 550 MB/saniye üstüne çıkamıyor. Yüksek performans sunmaları mümkün olsa da artık SATA 6.0 Gbps yeterli gelmiyor. SATA 3.0 sonrasında SATA 3.1 ile ufak güncellemeler geldi ama son nesil SATA 3.2 ile SATA ile PCIe’i birleştiren SATA Express ve ufak versiyonu olan M.2 duyuruldu. Bu yüzden teorik olarak 2.5 inç diskler gelecekte SATA Express şeklinde sunulacak ama üreticiler buna destek vermedi ve 2.5 inç SATA Express sürücüler raflarda yerini almadı.

    Gizlenmiş İçerikGörmek İçin Foruma Giriş Yapınız. !


    Son kullanıcılar SATA disk ve SSD’leri kullanırken işletmeler uzun zamandan beri SCSI ve SAS (Seri Bağlantılı SCSCI) sürücüleri kullandılar. Intel’in geliştirdiği U.2 (SFF-8639) adlı son nesil bağlantı SATA 3.2 ile gelen SATA Express bağlantısına sahip sürücülerle aynı fişmiş gibi görünse de PCIe x4 yolunu farklı biçimde kullanıyor. SAS yerini alacak olan U.2 aktarım sırasında NVMe kullanıyor. U.2 destekli 2.5 inç sürücülerde bağlantı için kullanılan fişin ucu farklı ve anakarttaki SATA Express fişleri yerine bir adaptörle M.2 fişi kullanılabiliyor. Bu sürücüler sunucu ortamları için mantıklı. Sadece PCIe yoluyla aktarımı destekliyor.
    Tam Boy Kart SSD’ler
    SATA sınırlamasının sorun çıkaracağını fark eden üreticiler senelerden beri PCIe kart biçimli SSD’ler sunuyor. Bunların bazıları PCIe x4, bazıları PCIe 2.0 x8 gibi bağlantılar kullanarak saniyede GB’larca veri akışına imkan sağlıyor yani SATA 6.0 Gbps sınırı kat kat aşılıyor.

    Gizlenmiş İçerikGörmek İçin Foruma Giriş Yapınız. !

    gibi SSD’ler kendi içinde RAID0 olarak işleyen SSD’ler sayesinde 2000 MB/saniye gibi uçuk hızlara çıkabiliyor. Elbette kart yapısından ötürü sadece masaüstü sistemler için uygunlar. Özellikle CAD/CAM ve A/V gibi yüksek veri akışı gerektiren uygulamalar ve sunucu ortamları için idealler.

    Gizlenmiş İçerikGörmek İçin Foruma Giriş Yapınız. !


    mSATA SSD’ler
    2.5 inç SSD’lerin dizüstü bilgisayarlarda kullanıldığını gördük ama boyutlar azalınca ve cihazlar incelince SATA geliştiricileri mSATA çözümünü buldu. Dizüstü bilgisayarlarda genelde Wi-Fi ağ kartı takmak için kullanılan mini PCIe yuvasıyla benzer yapıda olan ama PCIe yerine SATA kontrolcüye bağlantı kuran mSATA yuvası yaygınlaştı ve buna uyan mSATA kartı olan SSD’ler belirdi. Bunlarda da SATA ile ilgili hız sınırlaması geçerliydi. Anakart ya da dizüstü bilgisayarda ufak kart yuvası varsa mSATA mı yoksa mini PCIe mi olduğunu teyit etmelisiniz çünkü ikisi uyumlu değiller.

    Gizlenmiş İçerikGörmek İçin Foruma Giriş Yapınız. !


    M.2 SSD’ler
    Bu kartlar son nesil SSD’lerde karşımıza çıkıyor. Ufak boyutlarına rağmen SATA 3.2 ile gelen yenilik sayesinde SATA, PCIe ve USB 3.0 bağlantılarına destek vererek esneklik sağlıyorlar. Kartlar ufak olmasına rağmen performansları yüksek ve hem anakartlar, hem dizüstü bilgisayarlar, hem de tabletlerde kendilerine yer bulabiliyorlar yani gelecekte çok daha fazla M.2 kart SSD karşımıza çıkacak.
    M.2 kartlar, mSATA aksine belirli bir fiziksel ölçüde değil ve farklı seçenekler var. Uzunlukları, bağlantı fişleri fark gösteriyor yani dikkatli olmalısınız. Genelde kalınlık 22 mm ve uzunluk 42, 60, 80 ya da 110 mm. Fiş farklılığının nedeni uyumsuz M.2 kartın takılmasını engellemek. Üstten bakınca solda çentik varsa B Key, sağda varsa M Key, ikisi de varsa B & M Key adı veriliyor. B Key kartlar PCIe 2.0, SATA, USB 2.0/3.0 destekli. M Key kartlar PCIe x4 ve SATA destekli yani depolama için daha uygun ama şart değil. Takılacak yuvanın desteklediği uzunluğa, Key türüne ve bağlantı tipine bakmadan M.2 kart almamalısınız!
    Önerimiz
    2.5 inç gövdede, SATA 6.0 Gbps sınırlara takılıyor, SATA Express yaygınlaşmadı ve U.2 son kullanıcılara göre değil. mSATA kartlar tarih oldu. Tam boy kart SSD’ler çok iddialı olsa da sadece masaüstüyle uyumlu ve kullanım alanı sınırlı. Bu yüzden önerimiz M.2 tip SSD’leri tercih etmeniz ve masaüstünde kullanırken anakartınızda uygun yuva yoksa PCIe adaptöründen destek almanız. Örneğin gelecek nesil OCZ RevoDrive 400 ile PCIe kart üzerine takılı M.2 kart sunulacak.

    Fiziksel Bağlantı​
    SATA 3.0 (6.0 Gbps)
    PATA sonrasında sahneye çıkan SATA ****** yapısıyla kabloları inceltti, aktarım hızını arttırdı ve master/slave jumper seçimine son verdi. SATA ilk nesilde 150 MB/saniye, SATA 2.0 ile 300 MB/saniye, SATA 3.0 ile 600 MB/saniye aktarıma izin verdi. Sabit diskler asla bu sınırlara takılmadı ama hızla gelişen SSD’ler için artık yeterli değil.

    Gizlenmiş İçerikGörmek İçin Foruma Giriş Yapınız. !


    mSATA
    Anakartlar, dizüstü bilgisayarlar, mini PC’lerde görebildiğimiz mSATA yazılı yuvalara takılan kartlar aslında aktarım için SATA bağlantısını kullanıyor yani en çok 600 MB/saniye aktarım yapılabiliyor. Aslında SATA ile mSATA epey benzer ve ikincisi minyatür versiyonu. Bu nedenle mSATA kartları SATA portuna bağlama imkanı veren adaptörler var yani mSATA sürücünüz varsa masaüstü sistemlerle de kullanabilirsiniz. Gelecek vaat etmiyor.

    Gizlenmiş İçerikGörmek İçin Foruma Giriş Yapınız. !


    PCIe
    SATA 3.0’daki 600 MB/saniye aktarım sınırından ötürü PCIe tip SSD kartlar belirdi. PCIe 1.0 x1 ile 250 MB/saniye, PCIe 2.0 x1 ile 500 MB/saniye, PCIe 3.0 x1 ile 1 GB/saniye aktarım mümkün olduğu için örneğin

    Gizlenmiş İçerikGörmek İçin Foruma Giriş Yapınız. !

    gibi PCIe 2.0 x8 kullanan bir SSD, tek yönde 4 GB/saniye aktarım yapabiliyor. İşte bu avantajdan ötürü PCIe desteğini SATA ile birleştirme kararı kaçınılmaz hale geldi, SATA Express doğdu.

    Gizlenmiş İçerikGörmek İçin Foruma Giriş Yapınız. !


    SATA Express
    SATA 3.0 ile 600 MB/saniye aşılamayınca çözüm olarak PCIe destekli SATA Express geliştirildi. SATA 3.2 ile tanıtılan SATA Express için anakartlara özel bir çözüm uygulandı. Yeni anakartlarda görülen SATA Express fişleri, iki SATA 6.0 Gbps portuyla PCIe bağlantısını birleştiriyor. Aktarım hızı 2 x 600 MB/saniye ya da PCIe üzerinden 2 GB/saniye olabiliyor. SATA Express cihazı olmayanlar aynı fişlere iki tane birden SATA 6.0 Gbps cihaz takabiliyor.

    Gizlenmiş İçerikGörmek İçin Foruma Giriş Yapınız. !


    M.2
    Anakart ya da dizüstü bilgisayarda M.2 kart yuvası görürseniz şanslısınız çünkü SATA, PCIe ve USB 3.0 imkanları bir arada. SATA Express’in mini versiyonu olmakla birlikte daha cazip görünüyor. M.2 kart almadan önce takılacak yuvanın boyut desteği, Key türü, bağlantı çeşidi, arabirim kontrol edilmeli. SATA Express gibi SATA ile PCIe bağlantıları birleşiyor dedik yani hız açısından sınırlama yok.
    [​IMG]
    Son nesil M.2 SSD’ler sadece PCIe 3.0 x4 bağlantısını kullanarak 32 Gbps (4 GB/saniye) hızına kadar aktarım elde edebiliyor. M.2 SSD seçerken SATA 2.0/3.0 (AHCI), PCIe (AHCI), PCIe (NVMe) esaslı olanlar karşınıza çıkabilir ve hangi tip olduğuna, desteklediği en yüksek hıza dikkat etmelisiniz.
    U.2

    Gizlenmiş İçerikGörmek İçin Foruma Giriş Yapınız. !


    PCIe 3.0 x4 bağlantısı üzerinden aktarım yapabilen U.2 sadece sınırlı sayıda işletmelere yönelik sürücüde karşımıza çıkıyor. Başta söylediğimiz değere ve NVMe seçeneğine destek veren anakartlar ve sürücülerde aktarım hızı 4 GB/saniye değerine ulaşabiliyor.

    Gizlenmiş İçerikGörmek İçin Foruma Giriş Yapınız. !


    Önerimiz
    SATA 3.0 ile birlikte sunulan hız yetersiz ve PCIe ile ciddi ilerleme olsa da bu yuvalar sadece anakartlarda mevcut. mSATA yuvası yeni nesil anakart, mini PC ve dizüstü bilgisayarlarda yer bulamıyor, artık yerini M.2 aldı. SATA Express çoğu yeni anakartta olsa da SATA Express SSD yok denebilir. U.2 ise sadece işletmeler için uygun. Bu yüzden M.2 yuvalı anakartlar ve dizüstü bilgisayarlar tercih edilmeli ve M.2 SSD’ler alınmalı ama dikkat edilmesi gereken SSD’nin PCIe yolunu ve mümkünse NVMe standardını esas alıyor olması.

    İletişim Standardı​
    AHCI
    PATA tip sabit diskler IDE modunu kullanarak iletişim kuruyordu. SATA fişini içeren sabit disklere geçilince, Intel tarafından on sene kadar önce geliştirilmiş bir sonraki seçenek AHCI standardı tanıtıldı. Sistem belleğiyle depolama cihazları arasındaki iletişimi sağlayan AHCI sayesinde aynı zamanda NCQ, hot-swap gibi kolaylıklar da hayata geçti. SSD’ler açısından NCQ önemli çünkü bu sayede yazma ve okuma işlemleri optimize edilebilir hale geldi. AHCI sürücülerini modern işletim sistemleri standart olarak desteklediği için sürücü yüklemeden depolama cihazları takılabiliyor ve işletim sistemi kurulabiliyor. Diğer yandan seneler önce geliştirilen AHCI döneminde sabit diskler hakimdi ve bunlara uygun tasarlanmıştı. NAND Flash esaslı SSD’ler içinse daha iyi bir çözüm şart oldu.

    Gizlenmiş İçerikGörmek İçin Foruma Giriş Yapınız. !


    NVMe
    Açılımı “Non-Volatile Memory Express” olan yani daha en başından SSD’ler ve yeni nesil PCIe bağlantısı için geliştirilen NVMe iletişim arabirimi protokolü Samsung, SanDisk, Dell ve Seagate gibi devlerin öncülüğünde hazırlandı. Basit bir anlatımla AHCI’nın yerini alacak bir sonraki adım. Önceliğiyse çalışma sistemi temelden farklı sabit disklerden SSD’lere geçişi en iyi biçimde değerlendirmek. NVMe, AHCI’ye kıyasla gecikme süresini düşürüyor, daha büyük komut sıralarını işleme alabiliyor, modern SSD’lerin güçlü olduğu paralel komut çalıştırma avantajını sonuna kadar kullanıyor. Bu sayede SSD’niz sistemden gelecek komutu beklemek yerine yüksek verimle işleyebiliyor. Bu fark özellikle sunucular açısından ciddi bir avantaj.

    Gizlenmiş İçerikGörmek İçin Foruma Giriş Yapınız. !


    Güncellenmiş Windows 7, standart Windows 8 ve Windows 10 ile NVMe sürücüleri geldiği için tak-çalıştır kullanım sorunsuz ama AHCI’de olduğu gibi üreticinin sunduğu sürücüyü kurarak performansı arttırmak mümkün. Aksine tüm anakartlardaki BIOS’lar ile NVMe desteği gelmiyor yani işletim sistemi kurup başlatama imkanını olmayabilir. SATA 6.0 Gbps yetersizliğinden ötürü PCIe devreye girince ve SATA Express ile ufak versiyonu olan M.2 belirince, bir yandan da AHCI yerini alacak NVMe ön plana çıktı. Yeni nesil SSD kontrolcülere NVMe desteği eklenmiş olmakla birlikte geriye dönük uyum için AHCI desteği de yer alıyor.
    Önerimiz
    AHCI artık geride kaldı ve yeni nesil SSD’ler giderek artan oranda NVMe destekliyor. Anakartınız, işletim sisteminiz açısından bir sorun yoksa mümkün olduğunca NVMe destekli SSD’ler seçerek performans artışı elde edebilirsiniz. SSD seçmeden önce analiz etmeyi ihmal etmeyin.
     
  2. Mehmetkarahanlı
    Offline

    Mehmetkarahanlı Süper Üye Üye

    Kayıt:
    16 Kasım 2014
    Mesajlar:
    593
    Beğenilen Mesajlar:
    76
    Şehir:
    ESKİŞEHİR
    SSD’lerde Performansı Doğru Anlamak

    En nihâyetinde A’dan Z’ye SSD Rehberimizin saf mâlûmat ağırlıklı kısımlarını bitirdik. Şimdi ise SSD tercîhinden evvel bilmemiz gereken ve bilgisayar kullanıcılarının en merâk duydukları konuya giriş yapıyoruz: SSD’lerde Performansı Doğru İdrâk Etme.



    Bilgisayarlarını katı hâl diskleri ile güncellemek isteyen Türkiyeli kullanıcıların ekserîsi maalesef bu deneyimi hiç tecrübe etmemiş olanlardan müteşekkildir. Bunda hem SSD’lerin ülkemiz pazarına ecnebîlerinkine nazâran geç girmesi hem de (

    Gizlenmiş İçerikGörmek İçin Foruma Giriş Yapınız. !

    hâriç ) bugüne değin tüm internet neşriyâtında katı hâl diskleri nâmına teferruatlı ve intizamli bir SSD Rehberinin bulunmayışının müessiriyeti büyüktür.



    SSD satın almak istediğimiz vakit karşımıza bir yığın yabancı terim çıkıveriyor ve hâliyle kafalarımız karışıyor. Perâkendeciler cihetinden tıpkı compact fotoğraf makinelerde yapıldığı gibi ‘ Megapixel’i ne kadar büyükse makine o kadar iyi çekiyor ‘ anlayışının bir benzerinin burada bizlere pompalanması da mâlûm. Çünkü ortada açık bir hakîkat vardır, o da şudur ki, Türkiyeli perâkendeciler de ne sattıklarını aslında tam olarak bilmiyor. Son kullanıcı arkadaşlarımız da bir heyecanla aldığı diski evine getiriyor ve sistemine takıyorlar. Ertesinde benchmark testleri filân derken, ‘ Acabâ doğru tercih mi yaptım ? ‘ suâlleri belirmeye başlıyor zihinlerde. Ve tabii diski elden çıkarırken satabilmek adına girilen fazla zarar da son kullanıcımızı bu işten soğutmaya sebeb olabiliyor.


    Şunu ifâde etmek isteriz ki; hâlihazırda raflarda onlarca muhtelif SSD vardır. Çünkü her kullanıcının ihtiyaçları farklıdır. Kimisi evindeki mütevâzi bilgisayarını biraz daha hızlandırmak ve işlerini yaparken zamandan tasarruf etmek isterken, kimisi taşınabilir bilgisayarının hem ağırlığı azaltmak hem de pil ömrünü uzatmak için, bir diğeri ise sunucu tarlaları kurmak ve sâhibi olduğu devâsa internet sitesini her dâim zinde tutmak için katı hâl diski almak isteyebilir. Bu makâlemizi kaleme almamızın sebebi de işte bu suâle doğru cevab bulabilmenize yardımcı olmayı ummamızdır. Yoksa bir ton parası olup da ‘ En hızlısı benim olsun ‘ diyerek çuvallar ile dükkâna dalanlar için değil [​IMG]


    NOT: Konumuz biraz çetrefilli. Biz de yazımızı, bütünde birleşme usûlüne uygun şekilde üç kısımdan yola çıkarak kaleme aldık. İş bu sebeble, makâlemizin ancak tamâmını okuduktan sonra konu hakkında umûmî bir kanaâte varabileceğinizi hatırlatmak isteriz.






    Katı Hâl Disklerinde Sıralı ve Rastgele Erişim:



    Elimizde biri SATA III, diğeri de SATA II arayüzlerine sâhib iki katı hâl diski olduğunu farzedelim ve performans tablolarına kısaca göz atalım:




    Sitemiz ziyâretçilerinin ekserîsini normâl kullanıcılar teşkil ettiği için vereceğimiz misâlleri de ona uygun şekilde seçerek konuya bir îzâh getireceğiz. Yukarıdaki tabloda müşâhede ettiğiniz iki farklı katı hâl diski bulunmakta ve bunlar bir benchmark testinde geçirilmiş. Aldıkları puanlar da hâli ile farklı. Bir donanım perâkendecisine gittik ve bu iki katı hâl diskini yan yana inceliyoruz. Fiyatlarını sorduğumuzda birinci SSD’nin 500, ikincisininkini ise 400 lira olduğu söyleniyor. Mâlûmumuz birinci SSD daha pahalı, çünkü testden aldığı bir takım puanlar daha yüksek. Gözlerimiz hemen ona odaklanıyor ve oradaki vazîfeli elemana birinci SSD’yi almak istediğimizi dile getiriyoruz. Ücreti ödüyoruz ve diski satın alıyoruz.


    Buraya kadar herşey yolunda mı ?


    Maalesef değil.

    Çünkü yanlış bir tercih yaptık ve aslında daha yavaş olan bir SSD’yi pahalıya almış olduk. Çünkü biz normâl bir ev kullanıcısıyız. Benchmark testlerinde hangi değerin neyi ifâde ettiğini bilmeden durumu yorumlama yoluna gitmemiz de bu işteki hatâmız oldu.

    Hâlbuki tıpkı HDD’lerde olduğu gibi katı hâl disklerinde de Sıralı ( Sequential ) ve Rastgele ( Random ) performans mefhumları vardır. Biri veriye sıralı şekilde erişirken diğeri rastgele erişimi ifâde eder. Hepsinin kendi sahasına göre ağırlık sahaları olmakla berâber normâl bir ev kullanıcısının temel ihtiyaçlarının ekserîsi Rastgele erişim üzerine kurulu yazılımlardan geçmektedir. Durumu daha iyi idrâk edebilmek için şimdi konuyu biraz daha açalım:


    Hemen hepimiz işletim sistemi ayağında Windows’u tercih etmekteyiz, fakat, belli sebeblerden ötürü onun çalışma yapısından bîhaberiz. SSD tercihinde isâbet etmek istiyor isek bu konuda da bir miktar mâlûmat sâhibi olmamız lâzım gelmektedir. Buyrunuz:



    Bize her ne kadar tek bir parça şeklinde görünsede, Windows işletim sistemi aslında DLL ( Dynamic Link Library – Dinamik Link Kütübhânesi ) adı verilen ve Microsoft’un binlerce küçük dosyayı belli yazılım kâideleri ile bir arada tutarak vücûda getirdiği çok parçalı bir yapıdır. Bu kütübhânede .ocz, .exe ve .src gibi uzatılara sâhib muhtelif dosyalar da yer alsada, işin temelinde .dll dosyaları bulunmaktadır ve bu sebeble mevzû bahis dosyaların umûmu da DLL şeklinde isimlendirilir.

    Gizlenmiş İçerikGörmek İçin Foruma Giriş Yapınız. !

    Kodlar, veriler, sınıflar ve okunabilir kaynaklar ihtivâ etmeleri yönünden Exe dosyaları ile aslında aynı yapıya sâhiblik eden DLL dosyaları birkaç hususda onlardan ayrılırlar. Exe dosyaları bir başlagıç noktasına sâhibtirler, yâni kendi başlarına çalışabilirlerken DLL dosyalarının böyle bir kâbiliyeti yoktur. Sâdece uygun bir program tarafından çağırılmak sûretiyle çalışabilirler. Kaldı ki DLL dosyaları muhtevâlarında programlama dilleri ile ilgili kaynakları da barındırdıkları için bir uygulama hangi programlama dili ile yazılırsa yazılsın bu .dll kütübhânelerine muhtaçdır.


    Yâni, gelecekde yazılım dünyâsında neler değişir bilinmez, fakat günümüzde kullandığımız yazılımların temeli işte bu kütübhanelerden müteşekkildir. İşletim sistemleri, uygulamalar ve sürücüler bu kütübhâneyi müşterek bir şekilde kullanırlar. Çünkü ortada dünyâmızın kâhir ekserîyetinin kabûl etmiş olduğu bir işletim sistemi vardır ve sonradan yazılan hemen hemen tüm yazılımlar da ona uyarlanarak vücûda getirilmiştir / getirilmektedir. Aksi hâlde her uygulama ve yazılım kendi ihtiyaç duyduğu veri ve kodları da berâberinde getirse idi, en ufağından birkaç MB’lik bir yazılımın boyutu toplamda yüzlerce MB’ye ulaşabilirdi.

    Tüm bu zikrettiklerimizin konumuza taâllûk eden kısmına gelir isek, bahsettiğimiz bu .dll dosyaları umûmen 4-8KB arası boyutlardadır. Küçüğünden en büyüğüne kadar tüm uygulamaların yolu .dll kütübhânesinden geçmektedir. Bunu şöyle misâllendirelim ki, bir uygulamayı çalıştırmak için onun kısayoluna tıkladığımızda uygulama düzgünce çalışabilmek için arka plânda irili ufaklı yüzlerce .dll dosyasını çağırır. Yazılım kâideleri gereği hedef uygulama içerisine rastgele dağılmış durumda olan bu dosyaların bulunup işlenmesi de hâli ilerastgele, yâni 4K olarak ifâde ettiğimiz bir okuma ya da yazma işlemi gerektirir ve bilgisayar ile etkileşime girildiği her vakit de bu olay tekrarlanır.




    Ortalık biraz karıştı gibi..

    Tamam, hemen toparlayalım:

    Buradan anlamamız gereken husus da şudur ki, işletim sistemi başta olmak üzere yazılım ve uygulamaların kâhir ekseriyeti 4K temeline binâ edilmiştir ve bir ev kullanıcısı internetde gezinir, video izler, ofis yazılımları kullanır, muhtelif programlar üzerinde çalışır. Buna oyunlar da dâhildir. Farkedebileceğimiz üzere bunların tümü umûmen bir kez kurulan fakat yüzlerce kez açılan / çalıştırılan yazılımlardır. Yâni bu zikrettiğimiz yazılımlar kurulurken diske bir kez yazılır, fakat defâlarca kez okunur.

    Yukarıda zikredilen uygulamaların ekserîsi veriye sıralı değil, Rastgele bir şekilde erişim sağlayan programlardır. Yâni, 4K olarak ifâde edilen Rastgele erişimdeki muvaffakiyet nisbeti, bir SSD’nin performansı hakkında kanaât getirmedeki öncelik olmalıdır. Çünkü az önce de ifâde ettiğimiz gibi, kendisi farkında olmasa dâhi normâl bir kullanıcının işi umûmen 4K temelli yazılım ve uygulamalar üzerinedir.


    Gizlenmiş İçerikGörmek İçin Foruma Giriş Yapınız. !




    Benchmark testlerinde sunduğu yüksek sıralı hızların müessiriyeti altında kalınarak satın alınan katı hâl diskleri bu sıralı hızları ancak verî kopyalama ve yazmada göstermektedir. Ve bu da ancak birbirine yakın hızlara sâhib iki farklı SSD’de arasında vukû bulabilecek bir hâdisedir. Yâni bir SSD’den sâbit diske ya da USB belleğe veri aktarırken ” Bu alet neden bu kadar yavaş kopyalıyor ? ” şeklinde yanılmayalım. Bu, tavşan ve kaplumbağa misâline benzemektedir.

    Makâlemizin başında dile getirdiğimiz ” ..tıpkı compact fotoğraf makinelerde yapıldığı gibi ‘ Megapixel’i ne kadar büyükse makine o kadar iyi çekiyor ‘ anlayışının bir benzerinin bu sahada da kullanıcılara pompalanmasıdır.. ” ifâdesini şimdi daha iyi anlayabildiğinizi düşünmekteyim. Çünkü hepimizin mâlûmudur ki bâzı SSD üreticilerinin tutuşturduğu bu alevi yine bâzı perâkendeciler de körüklemektedir. Bu nâhoş durumun önüne geçebilmek de son kullanıcıların katı hâl diskleri hakkında temel mâlûmatlara sâhib olmasıyla mümkün gözükmektedir.
     
  3. Mehmetkarahanlı
    Offline

    Mehmetkarahanlı Süper Üye Üye

    Kayıt:
    16 Kasım 2014
    Mesajlar:
    593
    Beğenilen Mesajlar:
    76
    Şehir:
    ESKİŞEHİR
    2- IOPS ( Input / Output per Second )


    Sâniye başına gerçekleşen Girdi / Çıktı işlemi şeklinde tercüme edebileceğimiz IOPS, sâdece katı hâl disklerinin değil, tüm depolama cihazlarının performans değerini ifâde eden kıstaslardan bir tânesidir. IOPS sayısı ne kadar yüksek ise cihazın sunabildiği performans da o kadar yüksek olacaktır. Sâbit disklerin SSD’ler karşısında en çok ezildiği noktayı teşkil eden IOPS mefhûmu, katı hâl disklerinde 2008 senesine kadar her yıl belli miktarda artış göstermekte iken, Intel’in pazara sunduğu X-25M ve E serîleri ile büyük bir sıçrama yapmışdı. Biraz ertesinde pazara yeni yeni dâhil olan SandForce firmasının geliştirdiği muhtelif algritmalar netîcesinde son kullanıcı sınıfı katı hâl disklerinde daha yüksek IOPS sayısına ulaşılabilmiş ve artık yüksek miktardaki değerler tüketiciler için de umûmîleşmiştir.


    Çalışma esnâsında hâsıl olan bu Girdi / Çıktı işlemlerini şöyle misâllendirebiliriz: İşletim sisteminizin masaüstünde bir bir ses dosyasının kısayolunun üstüne fâre imleci ile geldiğinizde gözüken ( zikrettiğimiz rakamlar misâlendir ) balon için 1 iops gerekmektedir. Aynı kısayolunu açmak için çift tıkladığınızda harekete geçen .exe dosyası ve ertesinde arka plânda çağırılan onlarca .dll dosyası 10 iops’a tekâbül etmektedir. Bunun yanında tek sekmeli internet tarayıcısı 20 iops, bir anti-virus yazılımı 30 – 40 iops, bir video – ses düzenleme yazılımı ise takrîben 50 – 150+ iops’a karşılık gelmektedir.


    İşte kuvvetli işlemci ve RAM’ler ile donatılan HDD’li sistemlerin çoklu işlemler esnâsında dar boğazlara takılmalarının sebebi IOPS kifâyetsizliğidir. Diğer donanımlar her ne kadar hızlı olsalarda, sâbit diskin arkasından gitmek durumunda kaldıkları için ortaya böyle bir vaziyet çıkmaktadır. Meselâ, sistemlerinde HDD üzerinden video / ses dosyalarını işleyen, yâni Rendering alan kullanıcıların çektiği sıkıntıları gelin bir de onlara sorun [​IMG] Çünkü günümüz teknolojisi îtibâri ile en hızlı sâbit disk ancak 400 IOPS sunabilmektedir. Aşağıda teferruatlı tabloyu görmektesiniz:



    Gizlenmiş İçerikGörmek İçin Foruma Giriş Yapınız. !





    IOPS konusunda da tüketicilerin dikkâtli olmaları gereken bir mevzû vardır ki, o da mâlûmunuz bâzı firmaların bu konuda da rakamlar üzerinden yanıltmaya başvurmalarıdır. Durumu bir misâl ile îzâh edecek olur isek, bundan takrîben iki sene evvel bir firma tarafından satışa sunulan bir katı hâl diskinin 4K IOPS değeri âzamî 95.000 iken firma, ürünün reklâm afişlerinde IOPS miktârının 120.000 olduğunubelirtmekte idi. Fakat firmanın resmî internet sitesinden ilgili ürünün teknik özelliklerine baktığımızda 120.000 değerinin bir tablo altında ufak yazılarla 512 Byte sahasında sunulduğunu yazmaktaydılar. Türkiyeli’leri bırakalım, dünyâ kullanıcılarının ekserîsine zâten yabancı olan bu terimler ve rakamların yerlerini değiştirmek maksadı ile tüketiciyi yanıltma yoluna gitmek nasıl bir uslûbdür bilmiyoruz. Normâl bir ev kullanıcısının bilgisayarında kullandığı yazılım ve uygulamaların kaç tânesi 512 Byte yapısı üzerinde yazılmıştır veyâhut bu dosya boyutuna sâhib uygulamalar yazılım havuzunun yüde kaçına tekâbül etmektedir ki bu firma ürün tanıtımlarında bu değeri ön plâna çıkarmaktadır ?..

    Velhâsıl kelâm, IOPS konusunda dikkât etmemiz gereken husus da yine 4K Okuma ve Yazma IOPS değerlerini baz almamız gerektiğidir. Çünkü daha evvel de belirttiğimiz gibi normâl bir tüketicinin kullandığı yazılım ve uygulamalar ekseriyetle 4K dosya yapısına göre hazırlanmıştır.

    Aşağıdaki videoda bir SSD ve sâbit diskin BootUp ve 25 adet uygulamayı aynı anda çalıştırma performansları karşılaştırılmakta. 4Ghz hızında çalışan dört çekirdekli bir işlemci ve 8GB DDR3 RAM’den müteşekkil sistem üzerinde dâhi HDD’lerin sistemin umûmunda sebeb olduğu darboğazı müşâhede edebilirsiniz:



    IOPS konusu buraya kadar. Şimdi üçüncü unsura geçelim.
     
  4. Mehmetkarahanlı
    Offline

    Mehmetkarahanlı Süper Üye Üye

    Kayıt:
    16 Kasım 2014
    Mesajlar:
    593
    Beğenilen Mesajlar:
    76
    Şehir:
    ESKİŞEHİR
    3- Erişim Süresi ( Access Time )



    Sâbit disklerin SSD’ler karşısında ezildiği ikinci husus da erişim süresidir. Depolama cihazının belli bir yerinde depolanmış olan veriye ulaşırken harcanan müddeti ifâde eden erişim süresini SSD’ler ve sâbit disk üzerinde, otoyolda gitmekte olan bir yarış arabası ve kağnı misâline benzetebiliriz. Zikrettiğimiz misâl sizi şaşırtmasın, çünkü makasın arası o kadar açıktır. Kendi sahasında fiziğin sınırlarına çoktan dayanmış olan dönen plâkaların en hızlısı ancak 2 ms ( mili sâniye )’ye kadar inebilirken, elektrik sinyâlleri vâsıtası ile iletişim hâlindeki NAND yongaları ve kontrolcü arasında bu süre 0.1 ms hattında umûmîleşmiştir. RAM tabanlı donanımlar ile desteklenen katı hâl sürücülerinde bu müddet 10 µs ( mikro sâniye ) ve aşağı rakamlara çekilebilmektedir. Kaldı ki tüketici HDD’lerinde erişim süresi en iyi durumda 8 ms civârında seyretmektedir.

    Bir son kullanıcı için 0.1 ms erişim süresi fazlasıyla kâfîdir. Hâli ile bu sürelerin altındaki değerleri gözler ile müşâhede etmesinin mümkünâtı yoktur. Velâkin iş müessesevî uygulamalar ve husûsen de sunucu noktasına geldiğinde ibre artık µs’lere dönmek isteyecektir. Çünkü yüzlerce, belki de binlerce bilgisayarın hedef dosyaya aynı anda erişmeye çalıştığını varsayarsak, sistemin hepsine en kısa sürede ve doğru bir şekilde cevab verebimesi ancak düşük erişim süreleri ile mümkün kılınabilmektedir.

    Erişim süresi hakkında bu kadar mâlûmat ile iktifâ edelim ve bir suâl eşliğinde konumuzun nihâî kısmına gelelim:







    Buraya Kadar Tamam, Peki HDD’den SSD’ye Geçmeye Değer mi ?


    Hâlihazırda yukarıdaki görsellerden SSD ve HDD arasındaki farkları müşâhede ettiniz. Zihnimizdeki tablonun daha da netleşmesi adına kendi sahalarında kaliteli kabûl edilen birkaç sâbit diskin performans değerlerini SSD’ler ile karşılaştırarak rakamlar üzerinden görelim:





    Samsung 840 Pro 128GB – Katı Hâl Diski

    Gizlenmiş İçerikGörmek İçin Foruma Giriş Yapınız. !







    Crucial M500 240GB – Katı Hâl Diski

    Gizlenmiş İçerikGörmek İçin Foruma Giriş Yapınız. !







    Plextor M5P 256GB – Katı Hâl Diski

    Gizlenmiş İçerikGörmek İçin Foruma Giriş Yapınız. !







    Western Digital SE 4TB 7.200 RPM – HDD

    Gizlenmiş İçerikGörmek İçin Foruma Giriş Yapınız. !






    Western Digital Black 2TB 7.200 RPM – HDD

    Gizlenmiş İçerikGörmek İçin Foruma Giriş Yapınız. !







    Seagate Barracuda 2TB 7.200 RPM – HDD

    Gizlenmiş İçerikGörmek İçin Foruma Giriş Yapınız. !







    Western Digital Scorpio Black 750GB 7.200 RPM 2.5” – HDD

    Gizlenmiş İçerikGörmek İçin Foruma Giriş Yapınız. !





    Western Digital Scorpio Blue 1TB 5.400 RPM 2.5” – HDD

    Gizlenmiş İçerikGörmek İçin Foruma Giriş Yapınız. !





    Seagate Momentus 750GB 5.400 RPM 2.5” – HDD

    Gizlenmiş İçerikGörmek İçin Foruma Giriş Yapınız. !






    Western Digital Veloci Raptor 600GB 10.000 RPM 4x RAID 0 – HDD

    Gizlenmiş İçerikGörmek İçin Foruma Giriş Yapınız. !








    Rakamların Dilinden Son Tahlil: Yukarıda müşâhede edileceği üzere mukâyeselerimizde hem güncel hem de kullanıcıların hâlihazırda en çok tercih ettiği sâbit disk modellerine yer verdik. SSD kanadında da günümüz îtibâri ile albenisi fazla olan iki model listemizde. Katı hâl disklerinden Samsung 840 Pro 128GB’yi baz alıcak olur isek SSD birimi;

    Masaüstü bilgisayarlarda tercih edilen Seagate Barracuda 2TB’den 4K rastgele yazmada 111 kat, okuma da ise 78 kat daha hızlı.

    Taşınabilir bilgisayarlarda yüksek performanslı HDD çözümünü teşkil eden Western Digital Scorpio Black 750GB’den ise 4K rastgele yazmada 103 kat, okuma da ise 61 kat daha hızlı.

    Tüketiciler için sâbit disklerin zirvesinden bir misâl verelim: Performansı ile son kullanıcılar îndinde en hızlı HDD olarak kabûl edilen Western Digital Veloci Raptor 600GB’nin 4 adedi ile kurulmuş RAID 0 düzeneğinden 4K rastgele yazmada 21 kat, okumada ise 45 kat daha hızlı.

    Erişim süresi ve IOPS noktalarında SSD ve HDD’ler arasında mukâyese götürmeyeceğini bu makâlemizin evvelki kısımlarında fark ettiğinizi düşünmekteyiz. Fakat bunlar üzerine de bir misâl vermeden geçmeyelim:

    Seagate firmasının müessesevî ( Enterprise ) sahadaki en hızlı sâbit diski olan Savvio serîlerinin dönüş hızı 15.000 RPM ve en düşük erişim süresi 2ms’dir. Sunabildiği âzamî IOPS sayısı da 400′ü geçmemektedir.

    Samsung 840 Pro 128GB katı hâl diski mukâyesede rastgele 4K yazma IOPS’da 225 kat, okumada ise 242kat daha hızlıdır. Bu durum erişim süresinde 26 kat olmak üzere Samsung 840 Pro 128GB lehinedir.


    Şimdi kıssadan bir hisse çıkaralım ve bu kısmı da noktalayalım. SSD’lerde performansı doğru anlayabilmek adına bizim için kıstas teşkil edecek 4 unsur vardır:


    Dört Unsur

    1- Rastgele Erişim şeklinde ifâde ettiğimiz 4K değerleri

    2- Rastgele 4K IOPS sayısı

    3- Erişim Süresi

    4- İşlerimiz ekseriyetle dosya kopyalama ve yazma üzerineyse de Sıralı Okuma ve Yazma değerleri
     

Sayfayı Paylaş