Son 4 yılın en kötü Beşiktaş'ı

Konu, 'BEŞİKTAŞ' kısmında himm tarafından paylaşıldı.

  1. himm
    Offline

    himm Banlı Üye

    Kayıt:
    1 Haziran 2009
    Mesajlar:
    5.475
    Beğenilen Mesajlar:
    18
    Şehir:
    istanbul
    Beşiktaş, Schuster'in önderliğinde son 4 yılın en kötü sezonunu yaşıyor.

    [​IMG]

    Spor Toto Süper Lig'de Konyaspor ile berabere kalarak şampiyonluk yarışında büyük bir yara alan Beşiktaş'ta gelen gideni arattı.

    Alman teknik adam Bernd Schuster'in çalıştırdığı Beşiktaş, 13. haftalar itibariyle son 4 yılın en başarısız dönemini geçiriyor.

    Bernd Schuster, 13. haftalar sonunda toplanılan puan bakımından Mustafa Denizli ve Ertuğrul Sağlam'ın gerisinde kalırken, Jean Tigana ile aynı performansı gösterdi.

    Bu sezon 13. hafta sonunda 21 puana ulaşan siyah-beyazlılar, geçen sezon Mustafa Denizli yönetiminde 27, 2008-09 sezonunda ilk 6 haftası Ertuğrul Sağlam, 7 haftası da Denizli'nin yönetiminde olmak üzere 25, 2007-08 sezonunda ise Sağlam yönetiminde 24 puan toplamıştı.

    4 YIL GERİYE GİTTİ
    Beşiktaş, Schuster yönetimindeki bu dönemin aynısını 4 yıl önce 2006-07 sezonunda Fransız teknik adam Jean Tigana döneminde de yaşadı ve bu sezonda olduğu gibi 13 haftanın ardından 21 puana ulaştı.

    Beşiktaş bu iki sezonda da 6 galibiyet, 3 beraberlik, 4 de yenilgi alırken, kalesinde de 14'er gol gördü. Siyah-beyazlılar, bu sezon rakip kalelere 21 gol bırakırken, 2006-07'de ise 18 gol kaydetmişti.

    Bu sezon 21 puan toplamasına rağmen maç fazlasıyla 6. sırada yer alan 'Kara Kartallar', 4 yıl önce ise aynı puanla 4. sırada yer aldı.

    Siyah-beyazlılar, 2006-07 sezonundaki bu kötü başlangıca rağmen ligi 70 puanla şampiyon tamamlayan Fenerbahçe'nin 9 puan gerisinde 61 puanla 2. sırada tamamladı.
     
  2. AYDINLANMA
    Offline

    AYDINLANMA Banlı Üye

    Kayıt:
    3 Temmuz 2010
    Mesajlar:
    270
    Beğenilen Mesajlar:
    7
    Şehir:
    İzmir
    Formayı tapulayan oyuncularla böyle oluyor. Quaresma mesela ilk geldiği zaman nasıl oynuyordu şimdi nasıl oynuyor? Takımda ciddiyet gitti. Keyiflerine bakıyorlar garanti paralarıyla, üzüm de üzüme baka baka kararıyor.

    Beşiktaş'ta bir Sergen, Metin, Ali, Feyyaz yetişmiyor artık. Paralı askerlerle bu kadar oluyor. Klübeye bakıyoruz Schuster gerine gerine maç izliyor. İzliyor mu? O da belli değil. Klübenin köşesinde oturuyor sağ tarafına geçtiğinde oyun kafasını kaldırmazsa maçı göremez; kameralar üzerine dönerse arada lütfen kalkıyor o kafa. Klübe de oturuyor mu? Maalesef o da belli değil, adam klübede yatıyor adeta gerine gerine, uyuz köpekler gibi. Hani bir patisini kaldırıp uyuzlarını kaşıması eksik.

    Nihat, Tabata ve daha pek çok isim gitmeli. Takımda bir çekirdek bırakılıp yeniden inşa edilmeli.

    Guti'nin pozisyonu belli, yaşı belli, verecekleri belli. Guti kalsa da gitse de olur. Yıldız isimdir kalmasında yarar var. Quaresma ise bu tavırlarıyla yeni bir kadro oluşturulursa kesinlikle kalmamalı. Üzüm üzüme baka baka kararmıştır, Q7 yeni bir başlangıç yapamazsa 1 dakika beklenmeksizin gönderilmeli Beşiktaş'ın yarınlarına yatırım yapılmalı.

    En son Konyaspor maçını izlerken bu performansla düşme potasına girer mi diye taraftarını endişelendiriyorsa bir klüp ve de bu klüp Beşiktaş ise masaya yumruk vurma vakti gelmiştir. Demirören yumruğunu vuramıyorsa istifa etmeli vurabilecek birisi gelmelidir.

    Altyapıya büyük önem verilmeli, en kısa zamanda sadece altyapıdan bir kadro oluşturup üzerine kaliteli yabancı transferiyle ve Türk veya Türkiye'yi tanıyan bir teknik direktör eşliğinde takım yenilenmelidir.

    Teknik direktör olarak en uygun 3 yabancı isim başta Zico olmak üzere Lucescu ve Daum'dur. Türkiye'yi tanımadıktan sonra Sir Alex Ferguson'u getirsen ne olur. Schuster bir antrenör olarak son derece kötü. Bir antrenör rol model olabilmelidir, bahaneler üretmemeli çözümler geliştirmelidir.

    Schuster'e bakıyoruz, adam bahane makinası adeta. En son vecizesi; "Türkiye'de 1960'lı yıllardaki gibi futbol oynanıyor çok şaşırdım." Bir kişi de çıkıp sormaz ki; "Yahu Allah'ın adamı sen buraya transfer olurken 2-3 kaset izlemedin mi, ben buraya gidiyorum ama bu ülkede futbol nasıl, başarılı verimli olur muyum dedin mi yoksa alırım cukkayı sonrasına sonra bakarız mı dedin" diye sormaz mı? Sormuyor.

    Hakemlere kabahat buldu, futbolculara kabahat buldu, Türk futboluna kabahat buldu bir tek kendine kabahat bulmadı. Bir teknik direktör bir eğitmen vasıflarına sahip olmalıdır. Kötü bir eğitmenin belli başlı özelliklerinden birisi de kabahati başkalarında araması, sürekli başkalarını eleştirmesidir. Kendindeki hataları görmesini engelleyen bir tutumdur.

    Bu iş Schuster'le olmayacak, bu besbelli. Kayıp bir sene. Schuster ne gibi referanslara sahiptir önemli değildir. Türkiye'ye gelirken Türk Futboluna bakmadan gelmesi, geldikten sonra tuhaf açıklamalar yapması zaten iyi niyetli gelmediğini, cukkasını almaya geldiğini göstermektedir. En başta gidecekler arasında olmasında fayda vardır.

    Schuster'in takımla ilgili beklentileri de olumsuzdur. Kendini gerçekleştiren kehanet etkisi diye bir olgu vardır eğitimde. Schuster'in Türk futboluna ve Beşiktaş'a yaklaşımında bu olgunun izlerini görmek de çok kolaydır. Anlaşılamayan ise basit gözlemlerle kendini bu kadar açık eden kötü bir teknk direktörün kötü olduğunu bir tek yönetici görmez mi? Liverpool'den 8 gol yiyen Ertuğrul Sağlam'a bile gözlerini kapayan yönetim olunca söz konusu olan demek ki görülemiyor bazı şeyler.
     

Sayfayı Paylaş