şeyhülislam'ın ölüm; ankara müftüsü'nün karşı fetvası

Konu, 'Türkiye Ve Türk Tarihi' kısmında megaster tarafından paylaşıldı.

  1. megaster
    Offline

    megaster Aktif Üye Üye

    Kayıt:
    17 Ağustos 2012
    Mesajlar:
    161
    Beğenilen Mesajlar:
    0
    Şehir:
    samsum
    ŞEYHÜLİSLAM'IN ÖLÜM; ANKARA MÜFTÜSÜ'NÜN KARŞI FETVASI

    Sultan Vahidettin'in bir "Hatt-ı Hümayun"u ve hükümetin bir bildirisiyle birlikte 5 Nisan 1920 günü yayımlanıp Anadolu'da da İngiliz uçaklarıyla dağıtılan ve Şeyhülislâm'ın imzasını taşıyan "Fetvây-i Şerife" aynen şöyledir:

    ŞEYHÜLİSLAM'IN ÖLÜM FETVASI

    "Dünya nizamının sebebi olan İslam halifesi (Yüce Allah onun hilafetini kıyamet gününe kadar sürdürsün hazretlerinin idaresi altında bulunan İslâm beldelerinde bazı şerir şahıslar aralarında birleşip ve kendilerine reisler seçerek padişahın sadık tebasını hileler ve tevrizler ile kandırmaya ve yoldan çıkarmaya, padişahın yüksek emirleri olmadan ahaliden asker toplamaya kalkışıp görünüşte askerî iaşe ve teçhiz bahanesiyle ve gerçekte mal toplama sevdasıyla kutsal şeriata ve padişahın emirlerine aykırı olarak bir takım salma ve vergiler kesip, çeşitli baskı ve işkencelerle halkın mallarını ve eşyalarını yağmalamak ve bu yoldan Tanrı'nın kullarına zulmedegelmeye ve suçlar işlemeye, memleketin bazı köyleri ve bölgelerine hücum ile tahrip, yerle bir etmek, padişahın sadık tebalarından nice masum kimseleri katl ve masum kanlarını döktükleri, müminlerin emiri olan padişah emrinde bulunan bazı dini, askeri ve mülki memurları kendi başlarına azil ve kendi hempalarını tayin, hilafet merkezi ile memleketin ulaştırma ve haberleşme yollarını kesmek, devletçe gönderilen emirlerin yapılmasını yasaklamak, hükümet merkezini diğer bölgelerden ayırmak suretiyle halifelik otoritesini kırmak ve zayıflatmak maksadıyla yüksek halifelik makamına ihanet etmek suretiyle imama (padişaha) itaatten dışarı düşmekle, "Devleti Aliyye"nin nizam ve düzenlerini, memleketin asayişini bozmak için yalanlar yaymak ile halkı fitneye sevke sebep ve fesada gayret etmekte oldukları açıklanmış ve gerçekleşmiş olan adı geçen reisleri ile avaneleri ve onlara bağlı olan kimseler eşkiya mertebesinde bulunup, dağılmaları hakkında gönderilmiş bulunan yüksek emirlerden sonra hâlâ inat ve fesatlarında direnirler ise adı geçen kimselerin kötülüklerinden memleketi temizlemek ve zararlarından halkı kurtarmak vacip olup "Fe-katilü elleti tebga hatta tefaa ila emerillah" ayeti kerimesi gereğince katleri ve gerekirse kitle halinde öldürülmeleri meşrû ve farz olunur mu? Beyan buyrula.

    Cevabı budur : Hakikati Allah bilir ki, olur.

    Böylece padişahın ülkesinde savaş kudretleri bulunan Müslümanların adil halifemiz ve imamımız Sultan Mehmet Vahidettin Han Hazretlerinin çevresi etrafında toplanıp bunlarla çarpışmak için yapılan davet ve emirlere koşup adı geçen eşkıya ile savaşları vacip olur mu? Beyan buyrula.

    Cevabı budur : Hakikati Allah bilir ki, olur.

    Bu suretle Halife Hazretleri tarafından adı geçen eşkiya ile çarpışmak için tayin olunan askerler çarpışmaktan kaçınır ve firar eylerlerse büyük günaha girip ve asi olup, dünyada şiddetle cezaya ve ahirete acıklı azaplara hak kazanmış olurlar mı? Beyan buyrula.

    Cevabı budur : Hakikati Allah bilir ki, olurlar.

    Bu suretle halifenin askerlerinden olup da eşkiyayı katledenler gazi ve eşkıya tarafından katlonulanlar şehit ve şefaata nail olurlar mı? Beyan buyrula.

    Cevabı budur : Hakikati Allah bilir ki, olurlar.

    Bu suretle eşkıya ile muharebe hakkında çıkarılmış olan padişahın emirlerine itaat etmeyen Müslümanlar asi ve şer'en cezalandırılmaya hak kazanmış olurlar mı? Beyan buyrula.
    Cevabı budur : Hakikati Allah bilir ki, olurlar."

    Dûrrî Zâde Es - Seyyid Abdullah

    __________________________________________________ _______________________________________

    ANKARA MÜFTÜSÜ RİFAT BÖREKÇİ'NİN KARŞI FETVASI

    İstanbul, yukarıdaki fetvayı çeşitli yollardan Anadolu'nun her yerine dağıtmaya, Ankara da bunu önlemeye çalışıyordu. Silaha, aynı silahla karşılık vermek gerektiğinden, başta Ankara Müftüsü Rıfat (Börekçi) Efendi olduğu halde, 153 müftünün imzasını taşıyan, şu karşı fetva hazırlanıp yayıldı :

    "Dünyanın nizamının sebebi olan İslam Halifesi Hazretlerinin Halifelik makamı ve Saltanat yeri olan İstanbul, müminlerin emirinin (Padişahın) varlığının sebebine aykırı olarak, İslamların düşmanları olan düşman devletler tarafından fiilen işgal edilerek İslam askerleri silahlarından uzaklaştırıp bazıları haksız olarak katl ve Hilafet yerinin korunmasına yarayan bütün istihkamlar, kale ve diğer harp vasıtaları zapt edilmiş, resmi işleri görmeye ve İslam askerlerini teçhize memur olan Babıali ve Harbiye Nezareti'ne el konularak, Halifeyi milletin gerçek menfaatlerini hedef tutan tedbirler almaktan fiilen men ve örfi idare ilan ve divanı harpler kurmak suretiyle İngiliz kanunlarını tatbike, muhakeme etmek ve cezalandırmak suretiyle Halifenin yargılama hakkına müdahale ve yine yüksek halifelik makamının maksatlarına aykırı olarak Osmanlı memleketi parçalarından İzmir ve Adana ve Maraş ve Ayıntap ve Urfa bölgelerinde düşmanlar tarafından tecavüz edilerek gayri müslim teba ile birleşip İslamları katliam ve mallarını yağmalamak ve kadınlara tecavüz ve İslamın kutsal saydığı hususları tahkir eder olduklarından açıklandığı veçhile hareket ve esirliğe maruz kalmış bulunan İslam halifesinin kurtarılması için elden gelen gayreti sarf etmek bütün iman sahiplerine farz olur mu? Beyan buyrula.

    Cevabı budur : Hakikati Allah bilir ki, olur.

    Bu suretle meşru haklarını ve halifeliğin gasp edilmiş olan kudretini kurtarmak ve fiilen tecavüze maruz kaldığı zikredilen memleketleri düşmandan temizlemek için mücadele eden ve savaşan İslam halkı şeriatça eşkıya olurlar mı? Beyan buyrula.

    Cevabı budur : Hakikati Allah bilir ki, olmazlar.

    Bu suretle düşmanlara karşı açılan savaşta ölenler şehit, hayatta kalanlar gazi olurlar mı? Beyan buyrula.

    Cevabı budur : Hakikati Allah bilir ki, olurlar.

    Bu suretle savaşan ve dini vazifesini yerine getiren İslam halkına karşı düşman tarafını tutarak İslamlar arasında fitne çıkararak silah kullanan Müslümanlar şeriatça günahların en büyüğünü işlemiş ve fesada yönelmiş olurlar mı? Beyan buyrula.

    Cevabı budur: Hakikati Allah bilir ki, olurlar.

    Bu suretle düşman devletlerinin zorlamaları ve kandırmalarıyla olaylara ve gerçeklere aykırı olarak çıkarılmış bulunan fetvalar İslam halkı için şeriatça muteber olurlar mı? Beyan buyrula.

    Cevabı budur: Hakikati Allah bilir ki, olmaz."

    Ankara Müftüsü :Rıfat BÖREKÇİ
     

Sayfayı Paylaş