Rüyalar görürdüm ben, gökkuşağı gibi renkli ve kedersiz; ama artık rüyalarım renksiz.yaşattıkların kadar siyah, gözlerim kadar fersiz... artık sabahları tebessümle açmıyorum gözlerimi.aynaya bakmadan da hissedebiliyorum ıslak kirpiklerimi.yorganlara sarılmak geçirmiyor sensizliğin doğurduğu üşüme hissini.sensiz çok mutsuz geçiriyorum her saniyeyi.aslında senleyken de bir şey fark etmiyordu ki...gene aynı mutsuzluk, gene aynı yalnızlık ve gene aynı üşüme hissi... artık hiç uyumak istemiyorum...belki rüyamda seni görürüm diyerek neşeyle yattığım yataktan,şimdi kaçıyorum; çünkü rüyamda seni değil yaptıklarını ve ağlayan aşkımı görüyorum.yemyeşil yerlerin yerinde simsiyah çöller buluyorum.gülen bir surat yok artık ağlayan gözler var... o ağlayan gözlere sahip o mutsuz kız da hep ben oluyorum...sonunda bu renksiz rüyadan yine ağlayarak uyanıyorum... ben uyumaktan korkuyorum...ben renksiz rüyalar görmek istemiyorum..ağlayarak uyanmaktan yoruldum...mutlu olmak nasıl bir histi unuttum.kaçıp kurtulmak istediğim her şey peşimde sanki...sen peşimden getiriyorsun korkup kaçtığım her şeyi... ben en başta senden kaçıyorum...sana ait olan her şeyden... önce kalbimi aldın benden...sonra ruhumu, benliğimi...yavaş yavaş gücümü, mutluluğumu emdin.sonra umutlarıma geldi sıra ve ardından hayaller,renkler....rüyalarımı renksiz bıraktın en sonunda.siyah beyaz filme döndü her şey, tek bir farklı noktayla...bizim filmimiz de bitiyor ama kötü sonla... al bütün renkler senin olsun.sen de kalsın hepsi istemiyorum.hatta rüyalarımın kendisini de al umursamıyorum... ben sadece gözlerimi huzurla kapatabilmek istiyorum...ben sadece sensizliği istiyorum...