Oynak Politika....

AKP Hükümeti, Ermeni yalanlarının inkarını suç sayan yasa çıkarırken sözde kavga ediyor göründüğü Fransa ile Suriye’ye karşı iş birliği yaptı.

Yaptırımlara ne oldu!
AKP’nin dış politikasında alışılagelen patinajlara bir yenisi eklendi. Ermeni yalanının yasalaşması sürecinde Fransa’ya adeta savaş açan, boykot ve yaptırım tehditleri savuran iktidar, bir anda Paris’le kol kola girdi.

Eş başkanlık paylaşımı
Yaşanan sözde gerilim, yerini bir anda işbirliğine bıraktı. Gelecek hafta Tunus’ta Suriye için yapılacak uluslararası toplantıya Dışişleri Bakanı Davutoğlu ile Fransız mevkidaşı Alain Juppe eşbaşkanlık yapacak.

Sarkozy tadını çıkardı
İngiltere Başbakanı David Cameron’la Paris’te basın toplantısı düzenleyen Fransa Cumhurbaşkanı Sarkozy, “Suriye’nin Dostları grubu kuruldu. Tunus toplantısının başarılı olduğunu görmek istiyoruz” dedi.

Suriye’ye karşı Türk-Fransız ortaklığı
Sözde “Ermeni soykırımını” İnkâr yasası nedeniyle Türkiye ile Fransa arasında yaşanan gerilim, Suriye’ye karşı işbirliğini etkilemedi. Önümüzdeki hafta Tunus’ta Suriye konusunda yapılacak uluslararası toplantıya, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ile Fransız mevkidaşı Alain Juppe eşbaşkanlık edecek. İngiltere Başbakanı David Cameron dün Paris’te Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy ile birlikte düzenlediği basın toplantısında, “Suriye’nin Dostları grubunun düzgün bir şekilde kurulduğunu ve Tunus toplantısının başarılı olduğunu görmek istiyoruz. Esad’ın gitmesini ve bu katliamların durmasını sağlamak için üzerindeki baskıyı azamiye çıkarmamız gerekiyor” dedi. Sarkozy ise Suriye muhalefetine birleşme çağrısı yaptı, uluslararası toplumun ancak o halde Esad’ın devrilmesine yardım edebileceğini söyledi. Guardian gazetesinde Suriye konusunda bir değerlendirme kaleme alan Kevin Ovenden ise, onlarca yıl boyunca despot yönetimlere silah satan Batılı devletlerin insani müdahale iddialarının inandırıcı olmadığını savundu. Rejim değişikliği çabasının kendi başına toplumlara kabul ettirilemeyeceğini yazan Ovendan, kamuoyunun buna insani müdahale adı altında ikna edilmeye çalışıldığını, bunun için de Suriye’de yaşanan acıların kullanıldığını belirtiyor. Yazı şöyle devam ediyor: “Libya’daki savaşın ölümleri durdurmak için yapıldığı söylenmişti. Fakat NATO bombalamaları da dâhil olmak üzere, müdahale her iki taraftan da ölümlerin artmasına neden oldu. Tahminler ölümlerin 30 bine ulaştığına işaret ediyor. Sonuç da, demokrasi ve insan haklarına saygının olduğu bir ülke olmadı. Uluslararası Af Örgütü, yeni rejimin birbirine rakip milis gruplarının işkence ve yargısız infazlara devam ettiklerini duyuran son insan hakları kuruluşu.” Ovendan’a göre, Suudi Arabistan ve Bahreyn gibi ülkelerin, kendi demokrasi yanlısı protestocularını vururken, demokratik bir Suriye’nin dostuymuş gibi görünmeleri de, söylenenlerin samimiyetten ne kadar uzak olduğunun bir göstergesi.

Yeniçağ