Elektrikli ve hibrit araçlar otomotiv sektörünün gündeminde. Otomotiv Sanayii Derneği (OSD), Taşıt Araçları Yan Sanayicileri Derneği (TAYSAD) ile birlikte elektrikli ve hibrit araçlarla ilgili ülke stratejisi raporu hazırlıyor. OSD Genel Sekreteri Ercan Tezer, gerek hibrit gerek elektrikli araçların bütün şirketlerin Ar-Ge bölümlerinin gündeminde bir konu olduğunu belirtti. Tezer, ''Biz şu anda ayrı bir uzman grubu ile elektrikli ve hibrit araçlarla ilgili strateji raporu hazırlıyoruz. Bu çalışma yakın bir zamanda bitecek ve kamuoyu ile paylaşılacak'' dedi. OSD ve TAYSAD olarak bu ülke raporunu hazırladıklarını söyleyen Tezer, ülkenin elektrikli araçlarla ilgili stratejisinin o raporda enine boyuna şekilleneceğini ve dünya deneyimlerinin de o raporda dikkate alınmak suretiyle bir yol haritasıyla, ilgili kuruluşlara bu raporun teslim edileceğini kaydetti. Tüketicinin de elektrikli araçlarla ilgili merakının sürdüğüne işaret eden Tezer şunları belirtti: ''Ama şu anda elektrikli araçlarla ilgili altyapı planlamadan herhangi bir girişimin çok başarılı olacağını zannetmiyorum. Biz elektrik kullanırken karbondioksitten tasarruf etmek istiyoruz ama siz elektrik üretirken hala fosil kaynaklara dayalı bir sisteme bağlıysanız o takdirde genel denge içinde ne kadar tasarruf ettiğiniz de tartışılabilir. Olay sadece 'elektrikli araç aldım yada sattım, onunla bu işi çözdüm' diyecek kadar basit bir olay değil.'' 'ESKİ ARAÇLARIN ZAMAN İÇİNDE HURDAYA AYRILMASI LAZIM' İklim değişikliğini azaltma konusunun entegre bir mekanizma içinde çözülmesi gerektiğini söyleyen Tezer, ''Sadece 4 tane aracı ithal ederek böyle bir iklim değişikliğini düşünmüyoruz. Parktaki eski araçların yenilenmesi gereken bir sistem... Bunlar yerine çevreye duyarlı yeni araçlar, hibrit yahut elektrikli olabilir yahut da yeni teknoloji ile çalışan geleneksel teknoloji araçlar da olabilir, önemli olan çevreye daha az karbondioksit çıkaracak mekanizmaları yürütmek'' dedi. Ercan Tezer, burada bir dizi entegre tedbir bulunduğunu, eski teknoloji araçların zaman içinde hurda araçlar olarak hurdaya ayrılması ve bunların yeni araçlarla yenilenmesi gerektiğini belirtti. Bunun geçici, 2-3 aylık bir program olmadığını, uzun soluklu bir program olduğunu ifade eden Tezer, Türkiye'deki taşımacılık mekanizmasında gerek bireysel gerekse filo araç kullananların çevreye duyarlı sürücülük teknikleriyle eğitilmesi gerektiğini vurguladı. ''YAKIT TÜKETİMİNDEN YÜZDE 10 TASARRUF SAĞLIYORSUNUZ'' Tezer, ''Bunun yarattığı yüzde 10 civarında tasarruf var. Yurt dışında bu kanıtlanmış. Biz trafik kanununda trafik eğitimi sırasında çevreye duyarlı sürüş tekniklerini zorunlu ders olarak konulmasını önerdik. Kanunda yer aldı mi bilmiyoruz ama bundan sonra ehliyet alanların mutlak surette bu tekniklerle donatılması lazım. Yakıt tüketiminden yüzde 10 tasarruf sağlıyorsunuz'' deye konuştu. Taşımacılıkta aşırı yüklemenin ve aşırı hızın önlenmesinin de ciddi anlamda yakıt tasarrufu sağladığını, şehir içi trafikte ortalama hızın artırılması trafik düzenlemesi, trafik sisteminin düzenlenmesi gibi bu işte bir dizi entegre mekanizma bulunduğunu anlatan Tezer, gerçekten iklim değişikliğini azaltmak isteniyorsa olayın sadece elektrikli araç kullanarak çözümlenmesi yaklaşımının eksik ve yanlış bir yaklaşım olduğunu, bunu bir ulusal program çerçevesinde ciddi bir süreç içinde planlamak ve çözmek mecburiyeti bulunduğunu kaydetti. ODD YÖNETİM KURULU BAŞKANI AYBAR Otomotiv Distribütörleri Derneği (ODD) Yönetim Kurulu Başkanı ve Renault Mais Genel Müdürü İbrahim Aybar ise Renault'un 2011 yılının ikinci yarısından itibaren elektrikli Fluence'in Türkiye'de üretileceğini hatırlattı. Aybar, Türkiye'de elektrikli otomobil için alt yapı olmadığını dile getirerek, Türkiye'de elektrikli otomobiller için alt yapının kurulması gerektiğini ifade etti. Bu konuda Ankara ve hükümet nezdinde çalışmaların olduğunu bildiren Aybar, elektrikli otomobillerin alt yapısının Türkiye'de kurulması için hükümet nezdinde çeşitli kurum ve kuruluşların temasları olduğunu ve bu yıl içinde bu konuda mutlaka bir mesafe alınacağını kaydetti. İbrahim Aybar, kendilerinin ODD olarak daha çok pazarın gelişimiyle ilgili çalışmalar yapabileceklerini vurgulayarak, ''Önce altyapıyı anlayalım ki ona göre bunun bir fizibilitesi yapılsın. Altyapı olmadan bir şey söyleyemiyoruz. Bu işin Kamu ile birlikte yapılması lazım. Çeşitli ülkelerde neler yapıldığına dair çeşitli örnekler var. Burada da bunlar yapılabilir'' diye konuştu. ''Türkiye'de satılamayan bir aracın Türkiye'de üretimini uzun süreli yapamazsınız'' diyen Aybar, elektrikli Fluence'in ilk önce dış pazarlar için üretilse de mutlaka Türkiye'de de satılabilir hale gelmesi gerektiğini vurguladı. Aybar, Türkiye'nin elektrikli otomobillere ilişkin dünyadaki gelişmelerin dışında kalamayacağını dile getirerek, dünyada ilk kez aile tipi bir elektrikli aracın Türkiyede üretileceğini, Türkiye'nin üretimde böyle büyük bir avantaj elde ettiğini ve bu araçları mutlaka iç pazarda da satması gerektiğini anlattı. Karar organlarının bu yıl mutlaka bu konuyu şekillendireceklerini ifade eden Aybar, bu konuda kendisinin güveninin tam olduğunu ve bu konudaki olumlu havanın Frankfurt otomobil fuarında görüldüğüne işaret etti. NİSSAN TÜRKİYE GENEL MÜDÜR YARDIMCISI SANCAKTAROĞLU Nissan Türkiye Genel Müdür Yardımcısı İlkim Sancaktaroğlu da Nissan'ın dünyada ilk elektrikli otomobili ürettiğini hatırlatarak, bu otomobil sıfır karbondioksit salınımı saldığını söyledi. Elektrikli otomobiller için Türkiye'de gerekli düzenleme ve alt yapının olmadığını dile getiren Sancaktaroğlu, bu konuda gerekli düzenlemelerin ve alt yapının yapılması gerektiğini kaydetti. Sancaktaroğlu, iç piyasada bu tür alt yapı çalışmalarının ve düzenlemelerin yapılması durumunda kendisinin de Nissan'ın elektrikli modelini Türkiye'ye getirmek isteyeceğini bildirdi