Orhan Veli

Konu, 'Eskiyen Konular' kısmında Halil Akçay tarafından paylaşıldı.

  1. Halil Akçay
    Offline

    Halil Akçay Banlı Üye

    Kayıt:
    13 Nisan 2007
    Mesajlar:
    1.270
    Beğenilen Mesajlar:
    0
    Şehir:
    Ordu
    BEDAVA

    Bedava yaşıyoruz, bedava;
    Hava bedava, bulut bedava;
    Dere tepe bedava;
    Yağmur çamur bedava;
    Otomobillerin dışı,
    Sinemaların kapısı,
    Camekanlar bedava;
    Peynir ekmek değil ama
    Acı su bedava;
    Kelle fiyatına hürriyet,
    Esirlik bedava;
    Bedava yaşıyoruz, bedava
     
  2. Halil Akçay
    Offline

    Halil Akçay Banlı Üye

    Kayıt:
    13 Nisan 2007
    Mesajlar:
    1.270
    Beğenilen Mesajlar:
    0
    Şehir:
    Ordu
    Eldorado !..

    Eldorado !..
    Ufkunda mavi bulutların uçuştuğu dağ,
    Büyülü göklerinde sesler duyduğum Aden,
    Avucumda dört kollu nehrin verdiği maden,
    Üstümde yemişleri alnıma değen Tuba.

    Muthiş dünyasıyle, uykuma girdiği yer..
    Gülümsüyor mavi bir ay ışığında kamış.
    Göllerin şekli dolu derinliğine dalmış
    Vuslatın havasını çevreleyen iğdeler.

    Suların aydınlığında saadetten bir iz:
    Dallardan süzülen kayığından bu hoş insan,
    Omuzuna değen arzu dolu dudakları kan.
    Artık bir cennete bağlı bütün günlerimiz.

    Artık ışıkla dolu billur bir kadeh gibi,
    En güzel şeytanın elinde tutuğu gurup;
    Akşamlar ağzımda harkulada bir şurup
    Ve başımda geceler yeşil bir deniz gibi.

    Ufkumda mavi bulutların uçuştuğu dağ
    Ve nebati bir alemde duyulan ilk hece,
    Bir sesin aydınlattığı yalan dolu gece
    Ve dumanlı bir sabah serinliği ormanda.

    Ne ondan itidal, ne benden günahkar hali
    Ruhları bir kuş gibi avare kılan uyku.
    Dağılan içimde her zaman o baygın koku,
    Lezzeti dudağımda buğulaşan şeftali.
     
  3. Halil Akçay
    Offline

    Halil Akçay Banlı Üye

    Kayıt:
    13 Nisan 2007
    Mesajlar:
    1.270
    Beğenilen Mesajlar:
    0
    Şehir:
    Ordu
    Açsam Rüzgara

    Ne hoş, ey güzel Tanrım, ne hoş
    Mavilerde sefer etmek!
    Bir sahilden çözülüp gitmek
    Düşünceler gibi başıboş.
    Açsam rüzgara yelkenimi;
    Dolaşsam ben de deniz deniz
    Ve bir sabah vakti, kimsesiz
    Bir limanda bulsam kendimi.
    Bir limanda, büyük ve beyaz...
    Mercan adalarda bir liman..
    Beyaz bulutların ardından
    Gelse altın ışıklı bir yaz.
    Doldursa içimi orada
    Baygın kokusu iğdelerin.
    Bilmese tadını kederin
    Bu her alemden uzak ada.
    Konsa rüya dolu köşkümün
    Çiçekli dalına serçeler.
    Renklerle çözülse geceler,
    Nar bahçelerinde geçse gün.
    Her gün aheste mavnaların
    Görsem açıktan geçişini
    Ve her akşam dizilişini
    Ufukta mermer adaların.
    Ne hoş. ey Tanrım, ne hoş,
    İller, göller, kıtalar aşmak.
    Ne hoş deniz deniz dolaşmak
    Düşünceler gibi başıboş.
    Versem kendimi bütün bütün
    Bir yelkenli olup engine;
    Kansam bir an güzelliğine
    Kuşlar gibi serseri ömrün.
     
  4. Halil Akçay
    Offline

    Halil Akçay Banlı Üye

    Kayıt:
    13 Nisan 2007
    Mesajlar:
    1.270
    Beğenilen Mesajlar:
    0
    Şehir:
    Ordu
    Dedikodu

    Kim söylemiş beni
    Süheyla'ya vurulmuşum diye?
    Kim görmüş, ama kim,
    Eleni'yi öptüğümü,
    Yüksek kaldırımda, güpe gündüz?
    Melahat'i almışım da sonra
    Alemdara gitmişim, öyle mi?
    Onu sonra anlatırım, fakat
    Kimin bacağını sıkmışım tramvayda?
    Güya bir de Galataya dadanmışız;
    Kafaları çekip çekip
    Orada alıyormuşuz soluğu;
    Geç bunları, anam babam, geç;
    Geç bunları bir kalem;
    Bilirim ben yaptığımı.
    Ya o, Mualla'yı sandala atıp,
    Ruhumda hicranını söyletme hikayesi?
     
  5. Halil Akçay
    Offline

    Halil Akçay Banlı Üye

    Kayıt:
    13 Nisan 2007
    Mesajlar:
    1.270
    Beğenilen Mesajlar:
    0
    Şehir:
    Ordu
    Sabaha Kadar..

    Şu şairler sevgililerden beter;
    Nedir bu adamlardan çektiğim?
    Olur mu böyle, bütün bir geceyi
    Bir mısranın mahremiyetinde geçirmek?

    Dinle bakalım, işitebilir misin
    Türküsünü damların, bacaların
    Yahut da karıncaların buğday taşıdıklarını
    Yuvalarına?

    Beklemesem olmaz mı güneşin doğmasını
    Kullanılmış kafiyeleri yollamak için,
    Kapıma gelecek çöpçülerle,
    Deniz kenarına?

    Şeytan diyor ki: "Aç pencereyi;
    Bağır, bağır, bağır; sabaha kadar."
     
  6. Halil Akçay
    Offline

    Halil Akçay Banlı Üye

    Kayıt:
    13 Nisan 2007
    Mesajlar:
    1.270
    Beğenilen Mesajlar:
    0
    Şehir:
    Ordu
    Ah! Neydİ Benİm GenÇlİĞİm

    Nerde böyle hüzünlenmek o zaman;
    İçip içip ağlamak,
    Uzaklara dalıp şarkı söylemek;
    Hafta sekiz ben eğlentide;
    Bugün saz,yarın sinema,
    Beğenmedin Aile Bahçesi;
    Onu da beğenmedin,parka;
    Sevdiğim dillere destan;
    Sevdiğim,
    Meyil verdiğim;
    Ben dizinin dibinde elpençe divan,
    Samanlık seyran.
    Nerde,
    Nerde,
    Nerde böyle hüzünlenmek o zaman!
     
  7. Halil Akçay
    Offline

    Halil Akçay Banlı Üye

    Kayıt:
    13 Nisan 2007
    Mesajlar:
    1.270
    Beğenilen Mesajlar:
    0
    Şehir:
    Ordu
    ANLATAMIYORUM

    Ağlasam sesimi duyar mısınız,
    Mısralarımda;
    Dokunabilir misiniz,
    Göz yaşlarıma, ellerinizle?

    Bilmezdim şarkıların bu kadar güzel,
    Kelimelerinse kifayetsiz olduğunu
    Bu derde düşmeden önce.

    Bir yer var, biliyorum;
    Her şeyi söylemek mümkün;
    Epeyce yaklaşmışım, duyuyorum;
    Anlatamıyorum
     
  8. Halil Akçay
    Offline

    Halil Akçay Banlı Üye

    Kayıt:
    13 Nisan 2007
    Mesajlar:
    1.270
    Beğenilen Mesajlar:
    0
    Şehir:
    Ordu
    BAHARIN İLK SABAHLARI

    Tüyden hafif olurum böyle sabahlar
    Karşı damda bir güneş parçası,
    İçimde kuş cıvıltıları, şarkılar;
    Bağıra çağıra düşerim yollara;
    Döner döner durur başım havalarda.

    Sanırım ki günler hep güzel gidecek;
    Her sabah böyle bahar;
    Ne iş güç gelir aklıma, ne yoksulluğum.
    Derim ki: 'Sıkıntılar duradursun!'
    Şairliğimle yetinir,
    Avunurum.
     
  9. Halil Akçay
    Offline

    Halil Akçay Banlı Üye

    Kayıt:
    13 Nisan 2007
    Mesajlar:
    1.270
    Beğenilen Mesajlar:
    0
    Şehir:
    Ordu
    BİR DUYMA DA GÖR

    Bir duyma da gürültüsünü
    Dallarda çıtırdayarak açılan fıstıkların,
    Gör bak ne oluyorsun.
    Bir duyma da gör şu yağan yağmuru;
    Çalan çanı, konuşan insanı.
    Bir duyma da kokusunu yosunların,
    İstakozun, karidesin,
    Denizden esen rüzgarın
     
  10. Halil Akçay
    Offline

    Halil Akçay Banlı Üye

    Kayıt:
    13 Nisan 2007
    Mesajlar:
    1.270
    Beğenilen Mesajlar:
    0
    Şehir:
    Ordu
    BİR ROMAN KAHRAMANI

    Çadırımın üstüne yağmur yağıyor
    Saros körfezinden rüzgar esiyordu
    Ve ben,bir roman kahramanı
    Ot yatağın içinde
    İkinci dünya harbinde
    Başucumda zeytinyağı yakarak
    Mevzuumu yaşamaya çalışıyordum
    Bir şehirde başlayıp
    Kim bilir nerde
    Kim bilir ne gün bitecek mevzuumu
     
  11. Halil Akçay
    Offline

    Halil Akçay Banlı Üye

    Kayıt:
    13 Nisan 2007
    Mesajlar:
    1.270
    Beğenilen Mesajlar:
    0
    Şehir:
    Ordu
    BİR ŞEHRİ BIRAKMAK

    Bu şehirde yağmur altında dolaşılır
    Limandaki mavnalara bakıp
    Şarkılar mırıldanılır geceleri.
    Bu şehrin sokakları çoktur,
    Binlerce insan gelir gider sokaklarında..
    Her akşam çayımı getiren
    Ve bir Beyaz Rus olmasına rağmen
    Hoşuma giden garson kadın bu şehirdedir.

    Bu şehirdedir
    Valsler, foksrotlar altında
    Şuman'dan, Bramsdan
    Parcalar çaldığı zaman dönüp
    Bana bakan ihtiyar piyanist.

    Doğduğum köye müşteri taşıyan
    Şirket vapurları bu şehirdedir.
    Hatıralarım bu şehirdedir.
    Sevdiklerim,
    Ölmüşlerimin mezarları.

    Bu şehirdedir işim gücüm,
    Ekmek param.
    Fakat bütün bunlara mukabil
    Yine budur başka bir şehirdeki
    Bir kadın yüzünden
    Bıraktığım şehir.
     
  12. Halil Akçay
    Offline

    Halil Akçay Banlı Üye

    Kayıt:
    13 Nisan 2007
    Mesajlar:
    1.270
    Beğenilen Mesajlar:
    0
    Şehir:
    Ordu
    BİRDENBİRE

    Her şey birdenbire oldu.
    Birdenbire vurdu gün ışığı yere;
    Gökyüzü birdenbire oldu;
    Mavi birdenbire.
    Her şey birdenbire oldu;
    Birdenbire tütmeye başladı duman topraktan;
    Filiz birdenbire oldu, tomurcuk birdenbire.
    Yemiş birdenbire oldu.

    Birdenbire,
    Birdenbire;
    Her şey birdenbire oldu.
    Kız birdenbire, oğlan birdenbire;
    Yollar, kırlar, kediler, insanlar...
    Aşk birdenbire oldu,
    Sevinç birdenbire.
     
  13. Halil Akçay
    Offline

    Halil Akçay Banlı Üye

    Kayıt:
    13 Nisan 2007
    Mesajlar:
    1.270
    Beğenilen Mesajlar:
    0
    Şehir:
    Ordu
    BUĞDAY

    Düzüldü uçsuz bucaksız alay,
    Çıngıraklar çalar kapılarda.
    Düzüldü uçsuz bucaksız alay,
    Bak, son hasad başladı rüzgarda.

    Okundan atılmak üzere yay,
    Kuyuların ağzı genişledi.
    Okundan ayrılmak üzere yay,
    Korku ta kemiğime işledi.

    Savruluyor gökyüzünde buğday,
    Gölgeler uzaklaşıyor yerde.
    Savruluyor gökyüzünde buğday,
    Tanrım! tanrım! Bir deva bu derde.

    Düzüldü uçsuz bucaksız alay,
    Çıngıraklar çalar kapılarda.
    Düzüldü uçsuz bucaksız alay,
    Bak, son hasad başladı rüzgarda.

    Undan bize de pay, bize de pay,
    Koşun, buğday dağıtıyor Yusuf.
    Undan bize de pay, bize de pay,
    Çökmeden sonu gelmiyen küsuf.

    Eriyecek tencerede kalay,
    Çocuklar ağlaşmasınlar dağda.
    Eriyecek tencerede kalay,
    Yetişmiyecek Ömer imdada.

    Altında aynı eyer, aynı tay;
    Arayıcısı herkes bir sesin.
    Altında aynı eğer, aynı tay;
    Seferi aynı köye herkesin.

    Artık kuruldu bu kervansaray,
    Boşuna düşünür ihtiyarlık.
    Artık kuruldu bu kervansaray,
    Şimdi seslerle dolu mezarlık
     
  14. Halil Akçay
    Offline

    Halil Akçay Banlı Üye

    Kayıt:
    13 Nisan 2007
    Mesajlar:
    1.270
    Beğenilen Mesajlar:
    0
    Şehir:
    Ordu
    DALGACI MAHMUT

    İşim gücüm budur benim,
    Gökyüzünü boyarım her sabah,
    Hepiniz uykudayken.
    Uyanır bakarsınız ki mavi.

    Deniz yırtılır kimi zaman,
    Bilmezsiniz kim diker;
    Ben dikerim.

    Dalga geçerim kimi zaman da,
    O da benim vazifem;
    Bir baş düşünürüm başımda,
    Bir mide düşünürüm midemde,
    Bir ayak düşünürüm ayağımda,
    Ne haltedeceğimi bilemem.
     
  15. Halil Akçay
    Offline

    Halil Akçay Banlı Üye

    Kayıt:
    13 Nisan 2007
    Mesajlar:
    1.270
    Beğenilen Mesajlar:
    0
    Şehir:
    Ordu
    DAR KAPI

    Nedir bu geceyle gelen bir sam?
    Duyuyorum serzenişlerini.
    Karanlıkta ağzının yerini
    Arıyor deli gibi hafızam.

    'Yanıyor unutulmuş buhurdan
    Yine gecenin içinde sessiz'
    Hatıralarla kabaran deniz,
    Doluyor ruhun oluklarından

    Işık yağıyor doğan geceden;
    Nasıl diriliş bu, neden sonra?
    Bu rüya gibi geceden sonra
    Gidecek mi o maziden gelen?

    Seziyorum senelerce susan
    Ruhumda taptaze bir geriniş.
    Sonuna vardığım çölden geniş
    Ayaklarıma açılan umman.

    Bütün mevsimlerimin üstüne
    Geriliyor bembeyaz bir kanat.
    Gelip durdu artık işte hayat
    Bana hep onu vadeden güne.
    Artık ebedi huzur deminin
    İçebilirim sırlı taşından
    Girmek üzereyim dar kapısından
    O eski rüyalar aleminin.
     
  16. Halil Akçay
    Offline

    Halil Akçay Banlı Üye

    Kayıt:
    13 Nisan 2007
    Mesajlar:
    1.270
    Beğenilen Mesajlar:
    0
    Şehir:
    Ordu
    DENİZİ ÖZLEYENLER İÇİN

    Gemiler geçer rüyalarımda,
    Allı pullu gemiler, damların üzerinden;
    Ben zavallı,
    Ben yıllardır denize hasret,
    Bakar ağlarım.

    Hatırlarım ilk görüşümü dünyayı,
    Bir midye kabuğunun aralığından:
    Suların yeşili, göklerin mavisi,
    Lapinaların en harelisi...
    Hala tuzlu akar kanım
    İstiridyenin kestiği yerden.

    Neydi o deli gibi gidişimiz,
    Bembeyaz köpüklerle, açıklara!
    Köpükler ki fena kalpli değil,
    Köpükler ki dudaklara benzer;
    Köpükler ki insanlarla
    Zinaları ayıp değil.

    Gemiler geçer rüyalarımda,
    Allı pullu gemiler, damların üzerinden;
    Ben zavallı,
    Ben yıllardır denize hasret
     
  17. Halil Akçay
    Offline

    Halil Akçay Banlı Üye

    Kayıt:
    13 Nisan 2007
    Mesajlar:
    1.270
    Beğenilen Mesajlar:
    0
    Şehir:
    Ordu
    DÜŞÜNCELERİMİN BAŞUCUNDA

    Hasretimin yıllardanberi bel bağladığı..
    İşte odur düşüncelerimin başucunda.
    O, göğsünün taşkın hareketi avucunda,
    Gözlerinde rüyaların gülüp ağladığı.

    Kendi bahçesidir onun içinde gördüğüm.
    Yollar yine her günkü gibi yaz uykusunda
    Ve yaban çiçeklerinin buruk kokusunda
    Her ikindi günlük ruyasını gören mürdüm.

    Onun da dudaklarında bir eskiye dönüş,
    O da yüzmede bir ses yığını üzerinde.
    Bin hatırayı bir anda duyan gözlerinde
    İnsana ruhlar dolusu haz veren düşünüş.

    Sonra kızlık kadar temiz, aydın bir açılma:
    Evine giden toprak yolda o yine çocuk,
    Yine uykuyla başlıyan alemde yolculuk
    Ve taptaze sabahlar kayısı dallarında.

    Hasretimin yıllardan beri bel bağladığı..
    İşte odur düşüncelerimin başucunda.
    O, göğsünün taşkın hareketi avucunda,
    Gözlerinde rüyaların gülüp ağladığı.
     
  18. Halil Akçay
    Offline

    Halil Akçay Banlı Üye

    Kayıt:
    13 Nisan 2007
    Mesajlar:
    1.270
    Beğenilen Mesajlar:
    0
    Şehir:
    Ordu
    GALATA KÖPRÜSÜ

    Dikilir köprü üzerine,
    Keyifle seyrederim hepinizi.
    Kiminiz kürek çeker, suya suya ;
    Kiminiz midye çıkarır dubalardan;
    Kiminiz dümen tutar mavnalarda;
    Kiminiz çimacıdır halat başında;
    Kiminiz kuştur, uçar, şairane;
    Kiminiz balıktır, pırıl pırıl;
    Kiminiz vapur, kiminiz şamandıra;
    Kiminiz bulut, havalarda;
    Kiminiz çatanadır, kırdığı gibi bacayı,
    Şıp diye geçer köprünün altından;
    Kiminiz düdüktür, öter;
    Kiminiz dumandır, tüter;
    Ama hepiniz, hepiniz...
    Hepiniz geçim derdinde.
    Bir ben miyim keyif ehli içinizde?
    Bakmayın, gün olur, ben de
    Bir şiir söylerim belki sizlere dair;
    Elime üç beş kuruş geçer;
    Karnım doyar benim de.
     
  19. Halil Akçay
    Offline

    Halil Akçay Banlı Üye

    Kayıt:
    13 Nisan 2007
    Mesajlar:
    1.270
    Beğenilen Mesajlar:
    0
    Şehir:
    Ordu
    GÜN DOĞUYOR

    Dili çözülüyor gecelerin..
    Gölgeler kaçışıyor derine
    Alıp sihrini bilmecelerin:
    Gün doğuyor şehrin üzerine.

    Korkarak saklanıyor bacalar,
    Gün doğuyor şehrin üzerine;
    Dalıyorlar günün gözlerine
    Gözleri uykulu atmacalar.

    Sallıyarak dallarını kavak
    Yükseliyor her günkü yerine,
    Gün doğuyor şehrin üzerine
    Mavi bir ışıkla ağararak.

    Gün doğuyor şehrin üzerine,
    Renk renk hacimle doluyor her yer.
    Bakıyor dağınık yüzlü evler
    Hala yanan sokak fenerine.

    Toprak kımıldıyor yavaş yavaş,
    Gün doğuyor şehrin üzerine,
    Bembeyaz gece çiçeklerine
    Sabahla düşüyor bir damla yaş.

    Ve bir deniz hücumu halinde
    Gün doğuyor şehrin üzerine.
     
  20. Halil Akçay
    Offline

    Halil Akçay Banlı Üye

    Kayıt:
    13 Nisan 2007
    Mesajlar:
    1.270
    Beğenilen Mesajlar:
    0
    Şehir:
    Ordu
    GÜNEŞ

    Ah aydınlıklardan uzaktayım
    Kafamda o dağılmayan sükûn.
    Ölmedim lâkin, yaşamaktayım
    Dinle bak: vurmada nabzı ruhun.

    Yarasalar duyurmada bana
    Kanatlarının ihtizazını.
    Şimdi hep korkular benden yana
    Bekliyor sular, açmış ağzını.

    Ah aydınlıklardan uzaktayım
    Kafamda dağılmayan sükûn.
    Ölmedim lâkin, yaşamaktayım
    Dinle bak vurmada nabzı ruhun.

    Siyah ufuklarin arkasında
    Seslerle çiçeklenmede bahar
    Ve muhayyilemin havasında
    En güzel zamanın renkleri var.

    Ölmedim hâlâ.. yaşamaktayım.
    Dinle bak: vurmada nabzı ruhun!
    Ah aydınlıklardan uzaktayım
    Kafamda o dağılmayan sükûn.

    Ruhum ölüm rüzgarlarına eş,
    Işık yok gecemde, gündüzümde.
    Gözlerim görmüyor... lâkin güneş
    O her zaman, her zaman yüzümde.
     

Sayfayı Paylaş