Genetiği Değiştirilmiş Organizma TARIM ve Köyişleri Bakanlığı tarafından 26 Ekim’de Resmi Gazete’de yayınlanan yönetmeliğin zamanlaması doğrusu GDO severler için çok uygun idi. Yönetmelik Türkiye’yi GDO’ların ithaline ve kullanımına açtı. Artık GDO’lu ürünlerle zehirlenme özgürlüğü başlamıştır! GDO’lu ürünleri topluma yedirmek için önce haberi farkına varmadan yedirmek gerekir diye bazıları düşünmüş olabilir mi? GDO’lu ürünlerin sağlığa etkileri hayvanlar üzerinde yapılan epeyce araştırmaya konu oldu. Sadece bir tanesini verelim. İskoçya Rowett Enstitüsü’nden Dr. Arpad Pusztai’nin genetiği değiştirilmiş patates ile beslediği farelerin tümünün iç organlarında küçülme, sindirim sistemlerinde bozukluk, bağışıklık sistemlerinde çökme, kan yapılarında bozulma ve mide çeperlerinde kalınlaşma görüldü. Okuduğunu anlayacak herkesi yönetmeliği kendi gözleri ile okumaya çağırıyorum. Merak etmeyin beş sayfadan fazla değil. (rega.basbakanlik.gov.tr) EMRİNİZ OLUR MADDE 5/2: “İthal edilen, üretilen veya dağıtımı yapılan GDO’lu gıda veya yemin çevre, insan veya hayvan sağlığı açısından olumsuzluğu tespit edildiğinde, gıda veya yem işletmecisi sağlığı ve çevreyi korumak amacıyla gerekli tedbirleri almak, Bakanlığı, diğer ilgili mercileri ve tüketicileri acilen bilgilendirmek ve söz konusu gıda veya yemi, piyasadan geri çekmek zorundadır.” Emriniz olur. Az sayıda istisnası ile dünyanın neresinde görülmüş, bir şirketin “Yoğurdum ekşidir” dediği. Hindistan’da GDO’lu pamuğun verimsiz ve zararlı olduğunu 19 araştırma söylediği halde, bu araştırmaları hangi şirket dikkate almıştır. MADDE 5/3: “GDO’lu ürünlerin, bebek mamaları ve bebek formülleri, devam mamaları ve devam formülleri ile bebek ve küçük çocuk ek besinlerinde kullanılması yasaktır.” Yani “Aslında GDO’lar zararlıdır, bu yüzden bebekleri şimdilik affediyoruz. Büyüyünce onlar da başlarlar yemeye” demekteler. Daha başka söze gerek var mı? MADDE 5/7: “Gıda veya yemin %0.5’ten fazla izin verilmeyen GDO içermesi halinde ithalatına, işlenmesine, nakline, dağıtımına ve satışına izin verilmez.” İnsan veya çevre sağlığına zararlı bir ürünün azıcık karışmasının bir sakıncası olmadığı söylenmek isteniyor. Birazcık mikrop zarar vermez gibi bir ifade. Zararlı bir organizmanın şakaya gelmeyeceğini bilmiyorlar mı? MADDE 5/8: “GDO’suz ürünlerin etiketinde ürünün GDO’suz olduğuna dair ifadeler bulunamaz.” Eee, pes yani. GDO’lu gıdaları üretenler o kadar ürünlerine güvenmiyorlar ki herhangi bir gıda üreten bir şirket paketin üzerine ürününde GDO kullanılmadığını yazamıyor. Tarım Bakanlığı’na öneriyoruz: “Trans yağ kullanılmamıştır”, “Katkı maddesi kullanılmamıştır”, “Domuz eti kullanılmamıştır” yazılmasını da yasaklasınlar. Ne farkı var? Çok mu masum bu madde. Bu isteğin ABD’de GDO’lu ürün üreten şirketlerin talebi olduğunu biliyorlardı şüphesiz. SÜT TEHLİKELİ OLUR MU ‘GDO’ya Hayır Platformu’nun da açıkladığı gibi “GDO’lu yemlerle beslenen hayvanların ve ürünlerinin de GDO’lu sayılması ve dolayısıyla etiketlenmesine ilişkin hiçbir maddenin yönetmelikte yer almaması da insan sağlığının hiçe sayıldığının en büyük göstergelerinden biridir.” İçtiğiniz süt artık çok daha tehlikeli olacak. Yönetmeliği çiğneyenlere verilecek para cezaları büyük şirketleri ürkütecek düzeyde değildir. Bütün bunlar insanlarımıza, çevreye yapılan bir zulüm değilse nedir? Artık GDO ile zehirlenme özgürlüğünüz var. Ya şimdi ayağa kalk ve itiraz et ya da sistemin mezbahasında uslu koyun olduğunu itiraf et. Prof. Dr. Tayfun ÖZKAYA