Takvimler 2020 yılının Mart ayını göstermektedir, Kızım 16 yaşına gelmiş, bu geçen zaman içerisinde bende 48 yaşında yaşlı ve yorgun bir baba olmuştum. Eşim Filiz Hanım’da 46 yaşında yorgun bir anne olmuştur artık. Kış Ankara’da kendini şiddeti ile gösterirken eşimle birlikte eskiden kalma alışkanlığımızı devam ettirmeye çalışmaktaydık. Ankara – Keçiören’deki evimizde piknik tüpümüz üzerinde kestane kavurmuş, okul yıllarımızdan ve genel anlamda hatıralardan bahsetmekteydik. Kızım okuldaki tarih derslerinden ve gördüğü eski haritalardan ötürü beni hesaba çekmektedir; "Baba bizim bayrağımızda sizin zamanınızda Ay ve yıldız varmış neden simdi haç işareti ve anlamını bilmediğim renkler var? İki arkadaş okulda tavan arasında eski bir atlas bulmuştuk, o atlasta gördük, daha önce Edirne'den Kars'a kadar Türkiye toprağıymış, şimdi neden o haritanın 1/5'ine Türkiye diyoruz? Eskiden her mahallede 1 yada 2 cami varken, simdi neden her ilde bir cami var, dedem bahsetmişti daha önce ezan denen bir şey varmış, günde 5 defa camilerden okunurmuş şimdi bu çan sesleri ne baba? Filistinlilerin zamanında topraklarını parça parça satarak İsrail'in kurulmasına sebep olduklarını hiç mi bir yerde okumadınız da, topraklarımızı sattırıp şimdi bu ufacık alana bizi hapsettiniz. Siz atalarınızdan böyle mi aldınız bu toprakları, emaneti böyle mi korudunuz. Günden güne topraklarımız satılırken siz uyuyor muydunuz baba? Baba küçükken herkesin beni Gülsu diye çağırdığını hatırlar gibiyim, şimdi neden bana Angel diyorlar, beni kulağıma Angel ismini ezanla sen mi söyledin? Bizim evin önünden tanklarla geçen Amerikan askerleri kim baba? Her gün bize hakaret ederek ve sizi her gördükleri yerde coplayarak demokrasi! mi getirdiler baba? Sanki bize okulda demokrasinin tanımını daha farklı öğretiler elime geçen gün bir kitap geçti baba, senin gençliğinden kalan. Biz Ankara'ya taşınmazdan önce memleketimizin ismi Gaziantep’miş ve 6317 şehit vererek "Gazi" lik ünvanını kazanmış. Neden şimdi oraya Kürdistan diyorlar baba. Baba hani sizlere Kürtlerle Türkler kardeştir demişler, peki kardeşlerim neden bizi öldürüp ülkemizde ayrı devlet kurdular. Baba o kitapta Atatürk diye birinden de bahsetmişti. O her kimse 1933'te Bursa'da bir nutuk vermiş , ben şimdi bile ne kastettiğini anlayabiliyorken, sizin gençliğiniz bu kadar mi cahildi de o uyarıları dikkate almadınız. Şimdiki Kürdistan toprağında yer alan Süleymaniye' de askerimizin basına çuval geçirmişler ve sen o dönemde gençtin, hiç mi kanın donmadı baba. Neden hesap sormadınız bunları görmezden gelen yöneticilerinize? O az önce bahsettiğim Atatürk size bir hitabe yazmış ve sizi hain yöneticilere ve uşaklara karsı uyarmış ve hitabenin sonunda da "Muhtaç olduğun kudret damarlarındaki asil kanda mevcuttur." demiş. Baba kanınız o kadar bozuk mu ki ülkemizi bu hale getirenlerin yakasına yapışmadınız. Baba Türkiyeli ne demek, biz Türk çocuğu değil miyiz, soyumuz belli değil mi bizim, o kitapta okumuştum "Ne mutlu Türküm diyene" yazıyordu. Peki, baba ben neden mutlu değilim. Türküm demek suçsa ve kötü bir şeyse siz eskiden neden söylerdiniz. :alıntıdır:
doğru şeyler yazıyo eğer biz ve başımızdakiler azcık akıllanmazsa bunlar olur yaer ya geç olucakdır bunun olmasını istemiyosak o ölü uykusundan uyanalım