Müziğin kaderi nasıl değişti?

Konu, 'Teknolojik haberler' kısmında LORD_KING tarafından paylaşıldı.

  1. LORD_KING
    Offline

    LORD_KING Süper Üye Üye

    Kayıt:
    7 Eylül 2008
    Mesajlar:
    2.097
    Beğenilen Mesajlar:
    1
    Şehir:
    Topraktan
    Günümüzün en çok kullanılan müzik formatının inanılmaz hikayesi.

    [​IMG]


    İlk kez MP3 dinlediğiniz anı hatırlıyor musunuz? Benim için 90'ların ortalarıydı. Çalmak için ise WinAmp denilen bir program indirmeniz gerekiyor, uyduruk modemlerimizle 1 saate yakın bir süre beklemek durumunda kalıyorduk. Şarkı kalitesi de o kadar iyi değildi. O zaman farkında değildik ama geleceği dinliyorduk.
    İlginç olarak taşınabilir MP3 çalar kavramı 10 yaşını yeni doldurdu. MP3 dosya formatı ise ondan 5 yıl öncesinde daha yayımlanmamıştı bile. Ancak MP3'ün dünyayı kasıp kavurması bile garanti değildi. 1991'de çöpe atılma noktasına bile gelmişti.
    Harald Popp, MP3'ü icat edenlerden birisi ve şu an Fraunhofer IIS'de Gerçek-zamanlı Multimedya Sistemleri departmanının başı. Hatırladığı kadarıyla MP3'ün arkasındaki düşünce 70'lere kadar uzanıyor. Kaynağı ise Erlangen Üniversitesi'nden Profesör Dieter Seitzer'in o zamanlar yeni keşfedilen dijital telefon hatlarından müzik iletmenin bir yolunu bulmak istemesi.
    Popp "80'lerin ortalarına kadar bu basit araştırma Erlangen Üniversitesi'nde yapıldı" diyor. "Ancak asıl araştırma 1987 yılında üniversite ve Fraunhofer IIS arasındaki anlaşmayla başladı."
    Plan ise önlerindeki 10 yıl için planlanan dijital radyo sistemleri için bir "codec" üretmekti.
    Görünüşe göre MP3'ün birden çok babası var. "Bir çok kişi MP3'ün geliştirilmesinde rol oynadı, ancak çekirdek kadroda 6 kişi bulunuyor." diyen Popp ile birlikte bu kadroda, Karl-heinz Brandenburg, Ernst Eberlein, Heinz Gerhauser, Bernhard Grill ve Jürgen Herre bulunuyor.



    [​IMG]


    MP3'ün geliştirilmesinde üç büyük zorlukla karşılaşıldı. İlki düşük data oranlarında mükemmel bir ses kalitesini taşıyan bir codec bulmak ve böylece dijital telefon hatlarından ve dijital yayın servislerinden kolayca müzik iletimini sağlamaktı.
    Popp bu konuda "Amaç dinleyicilerin orijinal ve sıkıştırılmış müzik dosyası arasındaki farkı anlayamayacakları bir kalite seviyesine erişmekti." diyor.
    Bu amaç doğrultusunda buldukları codec'e ASPEC ismini verdiler ve bunu Motion Picture Experts Group(MPEG)'a sundular. Ancak tecrübesizlik ve çeşitli rakipler yüzünden ASPEC'in modifiye edilmiş bir versiyonunu yapmak durumunda kaldılar. 1992 senesinde bu standart MPEG-1 Audio Layer 3 adını aldı. Yani MP3.
    Bundan sonraki adım ise dünyayı ele geçirmekti. Aslında MP3 tasarlanırken bu kimsenin aklından geçmemişti. İlk ticari MP3 uygulaması yayımcı stüdyolara yönelik geliştirilmişti. Fraunhofer bu stüdyoların telefon hatları üzerinden ses iletmesi için bir kit satmıştı.
    Bu kit yeterli sayıda satmıştı ancak tabi ki son kullanıcılara yönelik bir uygulama değildi. İnternet'in yayılması, güçlü bilgisayarların varlığı ve ekonomik CD yazıcıların piyasaya çıkmasıyla İnternet kullanıcıları 90'ların sonlarına doğru bir müzik formatı aramaya başladılar. MP3 hazır ve bekliyordu.





    [​IMG]


    İlk toplu üretilen MP3 çalar, SaeHan'ın MPMan'iydi. 1998 senesinde çıkan bu cihazı Harald Popp çok iyi hatırlıyor, çünkü kendisi ve çalışma arkadaşları da buna benzer bir şey üretmişlerdi. "Flash hafızanın, alınabilecek MP3 çalarlar üretecek kadar ucuzlamasına bir kaç sene kalmıştı" diyor Popp. "Aslında bir MP3 çalar prototipini 1994'te tanıtmıştık. MP3 decoder çipiyle birlikte 1MB'lık bir hafıza çipini kullanarak 1 dakika uzunluğunda yüksek kalite stereo MP3 sesi dinlenebiliyordu" diye de ekliyor.
    MPMan bundan biraz daha cömertti. 250 dolara 32MB'lık hafızaya sahip bir MP3 çalarınız olabiliyordu. Ayrıca 69 dolarlık bir çekle birlikte üreticiye aleti geri gönderirseniz, cihazınız 64 MB olarak size postalanıyordu.
    O zamanlar iTunes yoktu. MP3.com neredeyse bütün amatör sanatçıların şarkılarını barındırıyordu. Ancak Alanis Morissette'e sponsor oldu. Buna rağmen büyük sanatçılar MP3'den uzak duruyordu.
    1999 yılında Napster açıldı ve hiçbir şey eskisi gibi olmadı. Açılışının ilk haftasında Napster, 15.000 kullanıcıya ulaştı. Şubat 2001'e kadar milyonlarca kullanıcı aylık olarak 2.79 milyar şarkı paylaşıyordu. Bu şarkıların her biri MP3 dosyasıydı. Müzik şirketleri de bu hizmete rakip hizmetler ortaya çıkardılar. Ancak başarılı olamadılar. Harald Popp bu konuda "MP3'ün başarısı, İnternet'teki format olarak başarısına bağlıydı." diyor.
    Müzik şirketlerinin asıl düşmanı MP3 değildi, İnternet'ti. Ancak Steve Jobs, "cebinize 1000 şarkı" koymanın yolunu açıkladıktan sonra her şey değişti.


    [​IMG]



    iPod adı verilen bu MP3 çalar, sadece MP3 değil, Protected AAC formatını da destekliyordu. İronik olarak yasal müzik servisleri MP3'ün daha popüler olmasına ön ayak oldular. MSN Music kapılarını 2006'da kapattı. Virgin Digital'de aynı kadere ortak oldu. Wal-Mart ve Yahoo! da 2008'de rakiplerini takip ettiler.
    Şu an ise durum farklı değil. Ogg Vorbis gibi rakiplere rağmen MP3 halen en iyi seçenek olarak duruyor. Çünkü en fazla desteklenen ses formatı MP3. Mobil telefonlardan, arabadaki stereo sistemlere,
    Blu-Ray çalarlar bile MP3 destekliyor. Amazon, Play.com, 7Digital, EMusic, Sky Songs ve bir çok diğer yasal müzik servisi MP3 üzerinden dağıtım yapıyorlar.
    Ayrıca Fraunhofer halen MP3'ü geliştiriyor. mp3HD gibi yüksek çözünürlüklü ses formatı, stereo kulaklıklarda 3 boyutlu ses verecek olan mp3D ya da çevresel ses verecek olan mp3surround gibi geliştirmeler üzerinde çalışıyorlar.
    Popp'un dediği gibi, MP3'ün popüler olmasının tek, basit ve önemli bir nedeni var. "Her MP3 dosyası, herhangi bir oynatıcıda çalışıyor."
     

Sayfayı Paylaş