On bir ayın sultanı, Kur’an ın indirilmeye başlandığı, O mübarek aya ulaştık, şükürler olsun. Dilerim bu ayda, Kur’an ı bolca anlayarak okuyup, ayetler üzerinde düşünerek, dinimize sokulan hurafe ve batıldan kurtuluruz. Bunu yapabilene ne mutlu. Oruç un bizden önceki Ehli kitaba da, farz olduğunu ve bakın orucu neden farz kıldığını söylüyor Yaradan. Bakara 183: Ey iman edenler! Oruç sizden önce gelip geçmiş ümmetlere farz kılındığı gibi size de farz kılındı. Umulur ki korunursunuz. Bir ayet sonrasında ise yine orucun önemini anlatırken, bakın nasıl bir bilgi veriyor. İki farklı meallerden yazalım ki, konuyu daha açık anlayabilelim. (Zira oruç tutmak kendinize iyilik yapmaktır -keşke bunu bilseydiniz.) (Eğer bilirseniz, oruç tutmanız sizin için daha hayırlıdır.) Demek ki oruç tutmak, bizlerin sağlık bulması, korunması adına çok önemli. Oruç tutabilecek durumda olanların, bu fırsatı kaçırmaması gerektiğini anlıyoruz ayetlerden. Kur’an hayatın şifrelerini verir ve yol gösterir. Bizlere düşen, bu gerçeklerin farkında olmak adına, çaba göstermek olmalıdır. Şimdide oruç konusunda, Kur’an ın verdiği bilgilere bakalım. Acaba ne zaman oruca başlayacağız ve neler yapacağız. Bakara 187. ayette bu konuda bakın nasıl açıklama yapıyor. Diyanet Meali: Şafağın aydınlığı gecenin karanlığından ayırt edilinceye (tan yeri ağarıncaya) kadar yiyin, için. Sonra da akşama kadar orucu tam tutun. Bayraktar Bayraklı Meali: Sabahın beyaz ipliği siyah ipliğinden ayırt edilinceye kadar yiyiniz, içiniz, sonra akşama kadar orucu tamamlayınız. Özellikle iki farklı mealden yazdım ki, bugün bizlere dayatılan yanlışı, Allah ın ayetiyle apaçık görebilelim. Sizler ayeti okuduğunuzda, oruca başlama vaktinin ne zaman olduğunu anladınız? Gecenin zifiri karanlığında mı, yoksa gecenin karanlığının son bulduğu, TANYERİNİN AĞARMAYA BAŞLADIĞI, siyah iplikle beyaz ipliğin artık fark edilmeye başlandığı, yani havanın aydınlanmaya yüz tuttuğu zaman damı artık yemeyi, içmeyi bırakın, oruca başlayın diyor Allah? Allah ın apaçık ayetleri önümüzde durduğu halde, bizleri gecenin zifiri karanlığında, Allah ın oruca başlayın tarifine en az bir, bir bucuk saat önce oruca başlatanlara, hiç mi ses çıkarmayacağız? Ses çıkarmak için önce, Allah ın Kur’an da neler söylediğini ilk elden anlayarak okumalı ve üzerinde düşünmeliyiz. Yoksa körü körüne itaat etmiş oluruz ki, bu din adına büyük tehlikedir, Allah ın asla önermediği bir yoldur. Eğer inancımız adına düşünmeyi bırakıp, din ve imanımızı yaşamanın kurallarını, başkalarına havale ettiysek, sonucuna da katlanmasını bilmeliyiz. Allah sizleri Kur’an dan sorumlu tutuyorum diye hüküm verdiyse, Kural koyan yalnız Allah olduğunu lütfen unutmayalım. Unutan hesap günü, keşke filancanın sözüne kanmasaydım diyerek yakınacağının örneğini, yine Kur’an çok açık veriyor, bunu unutmayalım. Hepimiz bu dünyada imtihandan geçiyoruz. Hiç birimiz imtihanımızı, yani imanımızın kurallarını başkalarının belirlemesine müsaade edemeyiz. Bunu Kur’an kesinlikle yasaklar. Peygamberimizin de yalnız Kur’an a uyduğunu, Kur’an ın sınırlarında İslam ı yaşadığını ve anlattığını, yine Kur’an dan öğreniyoruz. Bizleri sabah namazı ezanı okunduğunda oruca başlatanlar, acaba sabah namazı ezanını vaktinde okutuyorlar mı? Sabah namazını Kur’an anlatırken, gecenin gündüze yakın, FECİR vaktinde olduğu bilgisini verir. Peki, bu fecir vakti nasıl bir zamandır? Sözlüğe baktığımızda bakın ne diyor. (Tan yerinin ağarması. Şafak. Sabah vakti, güneş doğmadan evvel şarkta hâsıl olan kızıllık.) Sabah namazını camide kılanlar bilir. Ezan okunur ama hemen sabah namazının farzı, camide kılınmaz, önce sünneti kılınır, Kur’an okunur FECR vakti yani günün aydınlanmasına yakın vakit geldiğinde, sabah namazının farzı kılınır. Oruca başlama vaktini, camilerde okunan sabah ezanına bağlayan Diyanet, acaba sabah namazının farzını, camilerde hemen neden kıldırmıyorlar. Çünkü vakti gelmedi de ondan. Peki, oruca başlama vakti gelmediği halde, neden toplumu erken oruca başlatıyorlar? Bunun vebalini taşıdıklarını anladıklarında, iş işten geçmiş olacak. Oruca başlama vaktini açıkça tarif eden Rabbimiz, tıpkı fecir vaktinde olduğu gibi, beyaz iplikle siyah ipliğin fark edilme zamanı, yani günün aydınlanmasına yüz tutan bir zamanda oruca başlamamız gerektiği tarif edildiği halde, neden bu vakte en az bir saat kala toplumu oruca başlatıyorlar diye, lütfen artık kendimize soralım. Ramazan Kur’an ile buluşmamızın ayıdır. Bu gerçekten yola çıkarak, bizlerde Kur’an ile buluşmalı ve Allah ın uyarılarını, tavsiyelerini anlayarak, bilerek, düşünerek okumalıyız. Okuyalım ki, bizleri Allah ile aldatanların tuzağına düşmeyelim. Allah yemin ederek birçok kez, sizler için bu kitabı kolaylaştırdım der bizlere. Bizler Kur’an ile bir türlü buluşamadığımız içinde, Kur’an ile aramıza girenlerin yanlışlarına uyarız. Böyle olunca da, Allah ın sakın sizleri Allah ile aldatmasından uyarından habersiz, din adına bizleri aldatanların oyuna geliriz. Şunu lütfen unutmayalım, suçlu yalnız toplumu aldatan değil, aklını Kur’an ile birleştirmeyen ve aldanmanın zemini hazırlayanlarda, bir o kadar suçludur. Böyle olunca da sonuç ortada. Allah ın kolaylaştırdığı dini, ellerimizle zorlaştırıp, işin işinden çıkamaz durumlara düşeriz. Hesabın görüleceği o çetin gün, pişman olmak, üzülmek istemiyorsak, emin olmadığımız bilgilerle İslam ı yaşamak yerine, elde Kur’an onu anlayarak, onun rehberliğinde İslam ı yaşamalıyız. Sen Kur’an ı anlayamazsın diyenlerin, lütfen artık oyununa gelmeyelim. Dinin anası muhkem ayetlerinin açık, anlaşılır ve nice örneklerle açıkladık ki anlayasınız diyen Yaradan a kulak verelim, emin olmadığımız bilgilerin ardına düşmeyelim. Bunu yapmadığımız içinde, dinde bölünmüş ve aynı peygambere, aynı kitaba inandığımız halde, sırf rivayet ve sanı inançlarımızın farklı olması nedeniyle, din kardeşinin kafasını bile kesmekten kaçınmayan, bir inanç yaşıyoruz. Allah dinde sakın bölünmeyin dediği halde, bu ayetlerin üstünü örtüyor, görmezden geliyoruz. Tabi sonucunda, cezamızı da çekiyoruz. Dilerim Rabbimden, bu mübarek Ramazan ayının kıymetini bilerek bu ayı yaşayan, FURKAN ı rehber edinen ve asla emin olmadığımız bilgilerle inancımızı yaşamayan, Allah ın halis kullarından oluruz. Yine dilerim Ramazan ayı, tüm dünyaya barış, bereket ve huzur getirsin inşallah. Saygılarımla Haluk GÜMÜŞTABAK
Dostlukların sevgi ile beslendiği bu Mübarek Ramazan ayında gönlünün sevgi ile dolup tasmasını ve Mübarek Ramazan ayının hayırlara vesile olmasını dilerim....