Sosyal medya gecelerimizi, Apple ürünleri de gündüzlerimizi çalmadan önce; Mark Zuckerberg ve hatta Steve Jobs’tan önce, teknoloji dünyasında efsane haline gelmiş bir isim vardı: Bill Gates. Henüz internetin yeni yaygınlaştığı bir dönemde jübilesini yaptığı için, hakkında en çok şehir efsanesi bulunan teknoloji liderlerinden biri olan Gates’in nasıl olup da dünyanın en zengin adamlarından biri haline geldiği büyük merak konusu. Örneğin, ününü hak edecek bir dehası olmasına rağmen, Bill Gates’in ve dolayısıyla Microsoft’un en popüler ürünlerinin aslında başkalarından esinlenilerek geliştirildiğini biliyor muydunuz? İşte Microsoft hakkında 5 şehir efsanesi ve her birinin perde arkası: Windows Arayüzünü Microsoft mu İcat Etti? İsim olarak “Windows”, Bill Gates’e ait bir marka olsa da, dünyayı ilk kez fare kullanılan bir bilgisayar arayüzü ile tanıştıran, Stanford Araştırma Enstitüsü mühendislerinden Douglas Englebart idi. Aynı zamanda ilk “grafik kullanıcı arayüzün” (GUI – Graphical User Interface) mucidi olarak bilinen Englebart’ın çalışması, 1970li yılların başında Xerox Palo Alto Araştırma Merkezi çalışanları tarafından genişletildi. Sonuç olarak günümüzde standart hale gelen W.I.M.P. GUI; yani pencereler, simgeler, menüler ve bir işaretçi cihaza(fare) sahip arayüz kullanan ilk PC oluşturuldu. Microsoft Güvenliği Önemsemiyor mu? Windows ve firmanın diğer ürünleri, ilk bakışta güvenlik açısından çok zayıf ve özensiz gibi görünüyor. Ancak kazın ayağı öyle değil; hem yazılım konusunda liderliğe oynayan, hem de işin en kritik yönü olan güvenliği önemsemeyen bir şirket düşünebiliyor musunuz? Mesele Windows’un zayıf olması değil; Linux ve Mac için uğraşıp kötücül yazılım hazırlayan çok az hacker bulunması. Microsoft, şu an Michael Howard ve Crispin Cowan gibi sektörün sanal güvenlik dehalarını bünyesinde barındırıyor. Üstelik yayınladığı Microsoft Security Essentials gibi güvenlik uygulamalarıyla bu konuda ne kadar özverili olduğunu gösteriyor. Microsoft Doğal Bir Tekel mi? Bu yakıştırmayı kabullenmek için önce “doğal tekel”in anlamına bakmak lazım; doğal tekel, kuruluş maliyeti çok yüksek, lakin sonrasındaki marjinal maliyetin çok düşük olduğu altyapılar için geçerlidir. Örneğin bir şehri baştan başa elektrik altyapısıyla donatmanın maliyeti çok yüksekken, yeni bir trafoyu çalıştırmanın maliyeti sıfıra yakındır. Doğal tekel sadece bu gibi durumlar için geçerlidir ve genelde devlet eliyle yönetilir. Yazılım piyasasında ise böyle bir durum olmadığı aşikar. Yani Microsoft’un kendisine %90’a yakın pazar payı sağlayan piyasa gücü, pazara yeni giren ve aynı şartlara sahip olması gereken çoğu küçük firmayı deyim yerindeyse ezip geçiyor. Yıllardır süren “antitrust” davaları da tam olarak bu sebeple Microsoft lehine sonuçlanamıyor. Microsoft Yenilikçi Değil mi? Bill Gates döneminden bu yana Microsoft’un iyi olan fikirleri satın alıp ya da onlardan “esinlenip” kendi teknolojilerini geliştirdiğine dair yaygın bir kanı mevcut. Üstelik bu görüş için, Bill Gates’in QDOS adlı bir programı 50 bin dolara satın alıp, düzenleyerek geliştirdiği MS_DOS’u IBM’e çok daha yüksek fiyata lisanslaması gibi kanıtlar da bulunuyor. Keza ilk Internet Explorer da aslında Mosaic adlı tarayıcının lisanslanıp makyajlanmış halinden ibaret. Ancak teknoloji konusunda yenilikçi olmayan Microsoft’un, pazarlama ve iş geliştirme alanında inanılmaz yeniliklere imza attığını da belirtmekte fayda var. Örneğin Microsoft sahneye çıkmadan önce, yazılım ve donanım ürünlerinin ayrı ayrı satılması kimsenin aklına bile gelmezdi. Kısacası Microsoft teknolojilerine kendi yenilikleriyle sahip olmuyor, ancak sahibi olduğu teknolojileri de fazlasıyla yenilikçi fikirlerle pazarlıyor. Bill Gates Aslında Kötü Bir Adam mı? Eski şirketinin üst düzey çalışanları ve rakipleri, William Henry Gates III, nam-ı diğer Bill Gates’i tanımlarken çoğunlukla “inatçı”, “kabadayı”, “acımasız” ve “kibirli” terimlerini kullanıyor. Ancak hiçbiri, Gates için “kötü biri” demiyor. Yıllarca “fair play ruhuna aykırı” ticari taktikler kullanmış olmasına rağmen, günümüzde bir hayırsever olarak çalışan Bill Gates, engellilere ve gelişmekte olan ülkelere şimdiden milyarlarca dolarlık yardımda bulundu. Hedefi ise eşiyle birlikte tüm servetini hayır için harcamak. Dolayısıyla Microsoft’un eski “baronunu” kötü biri olarak düşünmek, gün geçtikçe daha da zorlaşıyor. Alıntı techno-labs