Kur'an ın Namaz Konusunda Verdiği Detaylar

Konu, 'Dinlerimiz' kısmında halukgta tarafından paylaşıldı.

  1. halukgta
    Offline

    halukgta Banlı Üye Üye

    Kayıt:
    19 Temmuz 2013
    Mesajlar:
    100
    Beğenilen Mesajlar:
    0
    Şehir:
    Balıkesir
    Bugün sizlerle Kur’an dan araştırmaya çalışacağımızkonu, acaba Rabbimiz Kur’an da en çok bahsettiği, namaz kılın emrini verip,nasıl namaz kılacağımızdan ve ne dualar okuyacağımızdan bazılarının söylediğigibi, Kur’an da yeteri kadar bahsetmemiş olabilir mi, onu birlikte araştırmayaçalışalım.

    Ama önce aşağıdaki ayeti dikkatle okuyalım ki,bahsettiğimiz konuda yanılma ihtimalimizi, en aza indirmiş olalım.

    Hud 1: Elif, lâm, râ. Bu, hikmet sahibi ve herşeyden haberdar olan Allah tarafından ayetleri önce sağlam kılınmış, sonra dadetaylandırılıp açıklanmış bir kitaptır.
    Hatırlatmak isterim, Allah namaz kılmasını, oruçtutmasını, zekât vermesini, Hacca gitmesini, İbrahim peygamberden bu yana, tümdinlere emrettiğini bizlere açıklıyor. Hatta Kabenin kurulmasını İbrahimpeygambere emrettiğini ve tüm inananların ziyaret edip, çevresinde hep birliktenamaz kılmalarını emrediyor. Hud suresi 1. ayette de Allah Kur’an için, açıkbir hüküm veriyor ve ayetler önce sağlamlaştırıldı, daha sonradadetaylandırılıp açıklandı diyor.

    Bu durumda acaba, Allah namaz kılın diye emirverdiyse, nasıl kılınacağını açıklamamış olduğunu söylememiz, doğru olur mu?İsterseniz şimdide aşağıdaki ayete bakalım.

    Bakara 239: Eğer korkarsanız, yaya veya binekte iken(namazı) kılın. Güvenliğe girdiğinizde ise, yine Allah'ı, bilmediğiniz şeylerisize öğrettiği gibi zikredin.

    Bakın Allah ne söylüyor namaz konusunu anlatırken.

    (bilmediğiniz şeyleri size öğrettiği gibi zikredin.)

    Buradan da çok açık anlıyoruz ki, Allah Kur’an danamaz konusunu ya da emrettiği herhangi bir farz hükmü, gerektiği kadarınıaçıklamış ve bizlere öğretmiştir Kur’an da.

    Allah Bakara suresi 128. ayetinde, İbrahimpeygamberimizin Kâbe de, Allah a yaptığı dua üzerinde düşünelim şimdide.
    Bakara 128: “Rabbimiz! Bizi sana teslim olmuşkimseler kıl. Soyumuzdan da sana teslim olmuş bir ümmet kıl. Bize ibadetyerlerini ve ilkelerini göster. Tövbemizi kabul et. Çünkü sen, tövbeleri çokkabul edensin, çok merhametli olansın.”

    İbrahim peygamberimiz Yaradan a yakarıyor ve bizlereibadet yerlerini ve buralarda yapmamız gereken ilkelerin kurallarını göster,anlat diye dua ediyor. Örneğin Allah namaz kılın diye emir verdiyse, İbrahimpeygamberimizde nasıl kılacağı konusunda ilkelerini açıklamasını istiyorRabbinden. Demek ki şöyle demiyor, ey resulüm ben detayları sana bırakıyorum,ana hükmü ben veriyorum demiyor.

    Kur’an Hac konusunu da, bizlerin uyması gerekenkonuları da, en ince detayına kadar anlatıyor bizlere. Oruç da aynı şekilde,bizden öncekilere de farz olduğunu söyledikten sonra, onun da tümaçıklamalarını Kur’an da buluyoruz. Ne zaman başlayacağından tutun, ne zamansona ereceğine, tutulmayan orucun ne olacağı, oruç gecelerinde cinsel ilişkininserbest olmasına kadar açıklamalar yapılmıştır.

    Namaz kılmak bizden öncekilere de farz olduğu halde,bazılarının söylediği gibi, kılınışı ve nasıl dualar okuyacağımız ve rekâtsayıları konusunda, Kur’an ın hiçbir şey bahsetmediğini söyleyip, bu konudakidetayları Allah ın peygamberimize bıraktığına inanmamız, Kur’an a göre normalmidir? Hacca gitme ve oruç konusunda en ince detaya giren Kur’an, neden namazkonusunda bizlere, gereken detayları vermesin? Bu konuyu Kur’anı bir bütünolarak düşünüp, öğrendiğimiz rivayetlerin etkisinde kalmadan, daha sonrada bukonuya Kur’an dan cevap arayalım, Allahın izniyle.

    Namaz konusunda Kur’an da detay yoktur diyenler,acaba peygamberimizin dine ilaveler yaptığını mı düşünüyorlar dersiniz? HaniRabbimiz ne diyordu bazı ayetlerinde? Bizim indirdiklerimize, tek kelime kendisözünü bizim sözümüzdür diye ekleseydi, onun şah damarını keserdik demiyormuydu?

    Hani RabbimizKur’an ın ipine sarılın diyordu? Hani sizleri Kur’an dan hesaba çekeceğimdiyordu? Hani her şeyden nice örnekleri, değişik ifadelerle verdik kianlayasınız diyordu. Sakın emin olmadığınız bilgilerin ardına düşmeyin, sorumluolursunuz diye ikaz etmiyor muydu bizleri, ne oldu bu ayetlerin hükümleri?Dikkatli olalım, farkında olmadan inkârcı konumuna düşeriz Allah korusun.

    Bizlere Kur’an dışından gelen ve bir rivayete görediye başlayan bilgilerin tümünü, hiçbir kontrolden geçirmeden kabul etmemiz,doğrumudur? Kur’anı Rabbimiz ben koruyorum diyor, sormak isterim hiç sorgu sualetmeden, bizlere gelen bilgileri, rivayetleri kimler koruyor olabilir? BizlereKur’an benzeri, Rahmanın garantisini veren var mı? Allah sizleri Kur’an dansorumlu tutuyorum dedikten sonra, Kur’an da olmayan, Kur’an dışındanhükümlerin, detayların ve sorumlulukların olacağına nasıl inanabiliriz?

    Allah Kur’an ın ipine sarılın derken, neden yalnızKur’an ipi demişte, başka kaynaktan söz etmemiş, bunu da sanırım çok iyidüşünmeliyiz. Tüm bu ayetleri indiren Rabbimiz, daha sonraki ayetlerinde birkelimeden yola çıkarak, daha önce indirdiği ayetlerin tam tersi, başkakitapların bilgilerin de gerekli olduğunu söyler mi, bunu da çok iyidüşünmeliyiz. Buna inanmakla Kur’an da çelişki yaratmış oluruz.

    Bizlerin yaptığı en büyük yanlış, mezheplerin ve zamanla geleneklerin, namazınşekline yaptığı ilaveleri, Allah emri sanmamız ve onları da Kur’an daaramamızdan kaynaklanmaktadır. Kur’an da bulamadığımızda ise, bakın demek kiher şey Kur’an da yokmuş, yazmıyormuş deme gafletine düşmemiz, bizleriyanıltmaktadır.

    Allah bizlere, her şeyden nice örnekleri değişikifadelerle verdim ki anlayasınız diyorsa, namaz konusunda bizlerdenistediklerini de sade, kolay bir şekilde mutlaka Kur’an da anlatmıştır, öncebunu bilmeliyiz. Çünkü bu kitabı yemin olsun ki, sizler için kolaylaştırdımdemiyor mu birçok kez?

    Gelin Kur’an a birlikte bakalım, acaba bizdenöncekilere de farz olan, namaz kılın sözcüğüyle Allah bizlerden ne istiyor.Daha önce Rabbimiz bizleri nereye yönlendiriyordu, Kur’an dan başka dine hükümkoyan kaynaklar var mı, onları Kur’an dan anlamaya çalışalım.

    Enam 104: Gerçek şu ki, size Rabbinizden gönül gözleri gelmiştir. Kim görürsekendisi yararına, kim körlük ederse kendisi zararına... Ben sizin üzerinizebekçi değilim.
    Nisa 136: Ey iman edenler! Allah'a, onun resulüne,resulüne indirmiş olduğu Kitap'a, daha önce indirmiş olduğu Kitap'a inanın…….

    Yasin11: Sen ancak o Kuran'a uyan ve görmediği haldeRahman'dan korkan kimseyi uyarırsın. Böylesini, bir bağışlanma ve seçkin birödülle müjdele.

    Araf suresi 3; Rabbinizden size indirilene uyun;O'nun berisinden bir takım velilerin ardına düşmeyin! Siz ne kadar da az öğüt alıyorsunuz.
    Nisa Suresi 105. Kuşku yok ki, biz bu Kitap'ı sana,insanlar arasında Allah'ın sana gösterdiği ile hükmedesin diye hak olarakindirdik. Sakın hainlere yardakçı olma.
    Maide suresi 49 Sen de aralarında, Allah'ınindirdiğiyle hükmet. Onların keyiflerine uyma.

    Maide Suresi 67: Ey Resul! Rabbinden sana indirileni tebliğ et. Eğer bunu yapmazsan O'nunelçiliğini yapmamış olursun.

    Enam 50: ….. Yalnız bana vah yedilene uyarımben!"…..

    Zühruf Suresi 43 Sen, sana vah yedilene sımsıkısarıl! Hiç kuşkusuz, sen, dosdoğru biryol üzerindesin.

    Yukarıdaki ayetleri elbette çoğaltabiliriz. Dikkatediniz, Allah tamamında bizleri Kur’ana sarılmamızı emrediyor. Kur’an içinbizlere gelen, gönül gözü olduğunu söylüyor. Allah a ve Resulüne inanın, çünküelçim o Allah ın kitabını sizlere tebliğ edecek, onun ardından gidin diyor. Senancak Kur’an a inanan insanları uyarabilirsin, Rabbinizden size indirilenKur’an a uyun, onun berisinden başka velilerin ardına düşmeyin, sana Kur’an ıinsanlara onun la hükmedesin diye indirdik, sende insanlara onunla hükmet, sanaindirilen Kur’anı tebliğ et diyor ve daha sonraki ayette de peygamberimiz bakınne diyor?

    Yalnız banavah yedilene uyarım ben. Zühruf 43. ayetinde ise SEN SANA VAHYEDİLENE SIMSIKISARIL.

    Şimdi birlikte düşünelim, namaz gibi Kur’anın çokönemsediği ve çok bahsettiği konularda Kur’an açıklama yapmayıp, detay vermemişolabilir mi? Sımsıkı sarılmamızı istediği bir rehberde namaz, gerektiği kadardetaylı açıklanmamış olabilir mi? Yoksa bize Kur’an dışından öğretilenleri,Kur’an da bulamadığımız damı bizler bu yanlışı yapıyoruz?

    Yukarıdaki ayetlerden anlaşılıyor ki, bizlerinKur’an a sarılmamızı istiyor Rabbimiz. Tüm bu ayetleri gördükten sonra, Allahbir ayetinde Peygamberiniz size neyi verdiyse onu alın ayetinden, nasıl olurdaKur’an da hiç bahsedilmeyenleri peygamberiniz verdiğinde alın anlamıçıkartırız, bunu hiç düşündük mü? Bu ayete baktığımızda savaşlarda elegeçirilen, ganimetlerin bölüşülmesinden bahseder, bu konuya açıklık getirir.Şimdi Kur’an dan namaz konusunu araştırmaya devam edelim.

    Önce yazımızın başında, İbrahim peygambere hacyerini, Kabeyi ne maksatla yaptırdığını ve çevresinde bakın nasıl namazkılmamızı istediğini bizlere anlatıyor, onu anlamaya çalışalım.

    Hac 26: Bir zamanlar İbrahim için, o evin yerini,şöyle diyerek hazırlamıştık: Bana hiçbir şeyi ortak koşma, evimi; tavafedenler, kıyamda duranlar, rükû-secde edenler için temizle.

    Bakara 125: Hatırla o zamanı ki, biz Beytullah'ıinsanlar için sevap kazanmaya yönelik bir toplantı yeri ve güvenli bir sığınakyaptık. Siz de İbrahim'in makamından bir dua yeri edinin. İbrahim ve İsmail'eşu sözü ulaştırmıştık: "Tavaf edenler, kendini ibadete verenler,rüku-secde edenler için evimi temizleyin.

    Ayeti okuduğunuzda Allah İbrahim peygambere şu andakıldığımız namazın, olmazsa olmazını ne kadar güzel anlatıyor. O evi benim içinkıyamda duranlar, rükû-secde edenler için temizle. Demek ki Allah huzurundasaygıyla durulmasını, onun önünde saygıyla eğilmesini ve yine ona saygıylasecde edilmesini istiyor. İşte namazın nasıl kılınacağının şekli izahı, o gündeaynı, günümüzde de aynı, peygamberler arasında namazın farklı kılındığınıdüşünmek, büyük yanlış olur. Devam edelim Kur’an a namaz konusunda bakmaya.

    Aliimran 43: Ey Meryem, Rabbine divan dur, secdeyekapan ve rükû edenlerle birlikte rükû et.

    Bu ayette de Meryem anamıza sesleniyor ve bakın yinegünümüzde Allah ın huzuruna namaz kılarken durduğumuz ve saygıyla elbağladığımız (divan durduğumuz), rükû ve secde ettiğimiz namazın kılınmasını anlatıyorbizlere, dikkat edin bu emir peygamberimizden çok önceki bir zamana, daha Hz.İsa bile doğmamış döneme ait. İbrahim peygamberimiz zamanında dahi, namazkonusunda yapılması gerekenler aynı, kıyamda dur, rükû et, secde et, Allaha duaet. Devam edelim Kur’an a bakmaya.

    Hac77: Ey iman edenler! Rükû edin, secde edin;Rabbinize ibadet edin, hayır işleyin ki kurtulabilesiniz.

    Furkan 64: Onlar, Rablerine secde ederek ve kıyamadurarak gecelerler.

    Fetih 29: Muhammed, Allah'ın resulüdür. Onunlaberaber olanlar, inkârcılara karşı çok çetin, kendi aralarında çokmerhametlidirler. Sen onları rükû eder, secdeye kapanır halde görürsün.Allah'tan bir lütuf ve hoşnutluk ister dururlar……….

    Şuara 218–219: O ki görüyor seni kıyam ettiğinzaman, Secde edenler arasında dönüp dolaşmanı da.

    Tevbe 112: O tövbe edenler, o ibadet edenler, o hamdedenler, o oruç tutanlar, o rükûa varanlar, o secdeye kapananlar, o iyiliğiemredip kötülükten alıkoyanlar ve Allah'ın koyduğu sınırı koruyanlar... Müjdeleo müminleri.

    Yukarıdaki ayetleri okuduğunuzda, sanırım sizdenamazın olmazsa olmazı olan ve Allah ın tarif ettiği namazın, KIYAM ETMEK yanionun huzurunda saygıyla durmak, RUKÜ ETMEK yani onun önünde saygıyla eğilmek,SECDE ETMEK yani onun yüceliği önünde secdeyle yerlere kapanmak, ona teslimolmak namazın şekli boyutuymuş, çok açıkça anlatıyor Kur’an. Bu namaz şekli,İbrahim peygamberden bu yana aynı hiç değişmemiş. Elbette daha sonra, beşeriilaveleri saymazsak.

    Demek ki namazı Allah, Kur’an da anlatmıyor demek,çok büyük bir yanlış olduğu anlaşılıyor. Şimdide namazlarımızda ne okuyacağımızda Kur’an da yazmaz, hadisler olmasa namazımızı kılamazdık, sözlerine bakalım.Gerçekten Kur’an namazlarımızda neler söyleyeceğimizi ne okuyacağımızı, nasılRahmanla iletişim kuracağımızdan, bahsetmiyor olabilir mi? Yoksa günümüzde buduaları okumadığımızda namaz kabul olmaz diyenlerin, büyük bir yanılgı içindeolduğunu mu söylüyor Kur’an.

    Müzzemil 20:…… O halde Kur’an'dan, kolay geleniokuyun. Sizden hastalar olacağını bildi. Bir kısmının yeryüzünde dolaşıpAllah'ın lütfundan bir şeyler isteyeceklerini, diğer bir kısmının da Allahyolunda çarpışacaklarını bildi. O halde Kur’an'dan, kolay geleni okuyun! Namazıkılın!......

    Bakara 45: Sabra ve namaza sarılarak yardım dileyin.Hiç kuşkusuz bu, kalbi ürperti duyanlardan başkasına çok ağır gelir.

    Bakara 153: Ey iman sahipleri! Sabra ve namazasarılarak yardım dileyin. Hiç kuşkunuz olmasın ki, Allah sabredenlerleberaberdir.

    Aliimran 113: Ama hepsi bir değildir. Ehlikitapiçinden Allah için baş kaldıran/Allah huzurunda el bağlayan/hak ve adaletiayakta tutan/kalkınıp yükselen bir zümre de vardır; gece saatlerinde secdelerekapanmış olarak Allah’ın ayetlerini okurlar.

    Yukarıdaki ayetler, namazlarımızda neler okumamızgerektiği konusunda bizlere çok net ve geniş bilgiler veriyor ve diyor ki;Kur’an dan kolayınıza geleni okuyun ve benden namaza sarılarak, namazlarınızdayardım dileyin, yani benden istekte bulunup dua edin diyor.

    Ayrıca Kur’an da nasıl yardım dileyeceğimizkonusunda da birçok ayet örnekleri veriyor. Hani namazlarımızda ne okuyacağımızyazmıyordu Kur’anda? Demek ki Kur’anı anlayarak okumadığımızda, ya da taraflıve yanlı okuduğumuzda, bizleri Allah ın doğru yolundan ayırmaları, çok dahakolay olacağı anlaşılıyor.

    Namaz konusunda, Allah ın farz hükümleri dışında,bugün bazı ilaveler vardır, bunlar her mezhepte farklıdır. Bunların olmasınınbir zararı da yoktur. Yanlış olan bunlar olmasaydı, bizler namazımızıkılamazdık demektir. Lütfen bunu unutmayalım.

    Sanırım şimdide bu satırları okuyan bazıkardeşlerim, eeeee bak kaç rekât kılacağımızda yazmıyor, bu durumda neyapacağız dediklerini duyar gibiyim. Bu konuya açıklık getirmeden önce, Kur’anda kısaltılmış namazın bizzat peygamberimiz tarafından kıldırıldığı örneğinebakalım. Savaş halinde ya da çok zor durumlarımızda, Allah namazlarımızıkısalta bileceğimiz kolaylığını da getiriyor ve bizzat örneğini Kur’an daveriyor. Bakın kısaltılmış namaz, bizim anladığımız şekliyle kaç rekâtmış.

    Nisa 102: Sen içlerinde olup da onlara NAMAZ kıldırdığınvakit, içlerinden bir grup seninle NAMAZA dursun; silahlarını da alsınlar.Bunlar secdeye varınca, diğerleri arkalarında beklesinler. Sonra NAMAZ kılmamışolan diğer grup gelip seninle birlikte kılsınlar. ………

    Nisa 101: Yeryüzünde dolaştığınız zaman, küfresapanların size tedirginlik vermesinden korkarsanız, namazı kısaltmanızda siziniçin bir sakınca yoktur. Şu bir gerçek ki, küfre batanlar sizin için açık birdüşmandır.

    Nisa 103: Korku halindeki namazı tamamlayınca, artıkAllah'ı ayakta, oturarak, yan yatmışken anın. Sükûnet bulduğunuzda, namazı tambir biçimde yerine getirin. Namaz, müminler üzerine vakti belirlenmiş bir farzolmuştur.

    Yukarıdaki ayet örneği, bizzat peygamberimizinimamlığında yapılıyor ve dikkat ediniz, zor bir anımızda kılınan namazın ilksecde de bittiğini görüyoruz. Buda demektir ki bizim anlayacağımız şekliyle,kısaltılmış namaz bir rekâttır. Allah hiçbir detay vermeden, istenilenianlatıyor. Yalnız savaş değil, herhangi bir zor anımızda, tedirgin durumumuzdanamazı kısaltabileceğimiz kolaylığını, çok şükür Rabbimiz bizlere veriyor.

    Bakın namazın bitişinde, günümüzde verdiğimizselamdan bahsedilmiyor, çünkü onlar farz olanlar değil, daha sonra geleneklerinve mezheplerin ilaveleridir. Zaten sorduğunuzda bunların sünnet olduğu, farzolmadığı söylenir. Bunları yapmanın hiçbir sakıncası da elbette yoktur. Fakatbunlar olmazsa namaz olmaz demeden yapmalıyız ve bu bilinçte olmalıyız.

    Namazın bitimindeki selam konusunu, mezheplerde verivayet hadislerde araştırdığımızda, çok farklı bilgilere ulaşırız. Bir kısımhadislerde peygamberimizin her iki tarafa selam verdiğinden bahsedilir. Birkısmında yalnız sağ tarafa verdiğini söyledikleri gibi, yalnız öne selamvererek, namazını bitirdiği de rivayet edilir.

    Hepside bugün elimizde olan, Kütüb-i sitede geçer.Acaba hangisi peygamberimizin uygulamasıdır diye kendimize sorduğumuzda,sanırım tedirgin oluruz. Uydudan diğer Müslüman ülkelerin, namaz kılışlarındakifarklılıkları izlerseniz ne anlatmak istediğimi anlayacaksınız. Çok ilginçtir, birkısım Müslümanların, namaz kılarken, kıyam halinde eller açılıp, namazda duaeder şeklinde, kıyam da durduklarını da görebilirsiniz. Hatta kıyamdayken eldeKur’an okuduklarına da şahit olursunuz.

    Gördüğünüz gibi mezheplerde namaz kılma, şekilbakımından hepsinde farklılıklar arz eder, ama farzlarda hiçbir değişiklik,farklılık yoktur. Sorduğunuzda peygamberimiz böyle kılarmış derler. İşterivayetleri Farzlaştırmanın tehlikesi, burada daha iyi anlaşılıyor. Kendilerinesorduğumuzda hepsi peygamberimiz böyle kılarmış, diye kendilerini savunurlar.Rivayet hadisleri örnek gösterirler. Acaba kimin söylediği doğrudur?


    Allah bizlere namazın detaylarını Kur’an dabildirmeyip, rivayetler yoluyla bilgilendirmiş olabilir mi?


    Hatırlayınızlütfen, Allah emin olmadığınız bilgilerin ardına düşmeyin, sizleri sorumlututarım demiyor muydu? Bu durumda emin olan, en garanti verilen yol hangisidir,nereden öğrenmeliyiz diye kendimize sormalıyız. Bu sorunun doğru cevabını,Kur’an dışından arayanların yanılgıda olacağını, Yaradan birçok kez,ayetlerinde bizlere anlatıyor.


    Tam bu esnada sizlere bir örnek vermek istiyorum. Bukonu ile ilgili bir yazıma, bakın bir kardeşim bana nasıl bir cevap vermişti.

    (Benim elimde 6 ciltlik, bilmem kaç bin sayfa siyerkitabı var.. Orada Cebrail aleyhisselamın peygamberimize namaz kılmayıgösterdiği yazıyor.. Cebrail bir melek ve peygamberimiz (sav) ile Allah'ımızarasında elçi…)

    Bu kardeşimiz namazın kılınışını, Cebrail inpeygamberimize öğrettiğini, dini bugün bizlere anlatan, ciltlerce dolusukitapta yazdığını söylüyor. Bunu söylemesine söylüyoruz ama neden şu soruyukendimize sormuyoruz. Allah namazın kılınışının detaylarını, neden Kur’an daaçıklamayıp, özellikle peygamberimizin bizzat kendisinin öğrenmesini, Cebrailaracılığıyla sağlamıştır?


    Düşünebiliyor musunuz buna inanmakla, yüzlerce ayetigörmezden gelmiş, üstünü örtmüş oluyoruz. Allah Cebrail yoluyla elçisineilettiği her konunun, Kur’an a geçirilmesini ve tebliğ edilmesini bizzatkontrol ettiğini belirtmiştir Kur’an da.

    Allah yemin ederek bu kitabı kolaylaştırdığınısöylediği halde, bizler Kur’an dışından ciltlerce dolusu din ve imankonularında kitaplardan bahseder ve onlar olmasaydı imanımız eksik kalırdıdemekte, bir sakınca görmeyiz.

    Namaz konusunu Kur’an dan araştırmaya devam edelim.Kısaltılmış namazın bizim anlayışımızla, bir rekât olduğunu Kur’an örneğinde degörüyoruz. Normal durumlarda kılacağımız rekât sayısı neden zikredilmemiş, bunuhiç düşündük mü?

    Yüce Rabbimiz yemin ederek, sizler için bu kitabıkolaylaştırdım hükmünün, bir tezahürünü görüyoruz. Çünkü namazımızı kaç rekâtya da uzunlukta kılacağımızı, Allah bizlere bırakmıştır ve bizleri bağlayıcıbir hüküm bu konuda asla vermemiştir. Sizce açıkça vermediği bir hükümden,Allah bizleri sorumlu tutar mı? Hatırlatırım, sizleri Kur’an dan sorumlututuyorum, demiyor muydu?

    Kısaltılmış namazın örneğini veren Rabbimiz, eğernormalde kılacağımız namaz konusunda bizleri bağlayıcı bir hüküm vermişolsaydı, onun da örneğini elbette Kur’an da verirdi. Biz her şeyden niceörnekleri anlayasınız, yoldan sapmayasınız diye verdik, Kur’an da hiçbir eksikbırakmadık diyorsa, bunun tersini düşünmek ve Kur’an namaz konusunda detayvermemiş demek, Yaradan a saygısızlıktır, bunu da unutmayalım.


    Bakın ne diyor Rabbimiz, Sükûnet bulduğunuzda,namazı tam bir biçimde yerine getirin. Eğer bu sözlerden, yani tam bir biçimdeyerine getirin sözünden, belirli bir kalıp ve şekil ya da belli bir rekâtanlaşılsaydı, Rabbimiz her şeyden nice örnekleri verdim diyorsa, onu da açıkçabizlere söylerdi. Demek ki kılacağımız namazlarda, rekât sayısını da Allahbizlere bırakmıştır. Tam bir biçimde yerine getirmek, huşuyla Rabbin huzurunadurup, onu tespih etmek ve ondan yardım istemektir.

    Namazın rekât sayısını, uzunluğunu onun huzurundahuşuyla durup, ondan yardım dilemenin ölçüsünü bizlere bırakmış ve namazlabizlerin şeytandan uzak kalacağımızı ve Allah a yaklaşacağımızı açıklamıştır.Bakın namazı Rabbimiz ne için bizlere emretmiş?

    Ankebut 45: (Ey Muhammed!) Kitaptan sana vahyolunanıoku, namazı da dosdoğru kıl. Çünkü namaz, insanı hayâsızlıktan ve kötülüktenalıkor. Allah’ı anmak (olan namaz) elbette en büyük ibadettir. Allah,yaptıklarınızı biliyor.

    Ta-ha 14: Muhakkak ki ben, yalnızca ben Allah'ım.Benden başka ilah yoktur. Bana kulluk et; beni anmak için namaz kıl.

    Bizlere namazın, ne maksatla emredildiğini, bakın nekadar güzel açıklıyor ayetler. Namaz bizleri hayâsızlıktan ve kötülüklerdenalıkoyacağını belirtiyor. Demek ki ne kadar çok namaz kılarsak, o kadar Allah ayakın olur, kötülükten uzak kalırız. Hatırlayınız peygamberimizin, bazensaatlerce namaz kıldığını, secdede dahi uzun kaldığı anlatılır.

    Ankebut 45. ayetinde Allah elçisine, kitaptan sanavahyedileni oku ve namazı da dosdoğru kıl diyor. Demek ki peygamberimiz namazınnasıl kılınacağını, Kur’an dan öğrenmiş.

    Diğer ayette ise Allah, bana kulluk görevini yerinegetirmek için ibadet et, beni hatırla ve beni an diyor namazla. Ne kadar çokhatırlar ve anarsan Allah ı, o kadar şeytanın tuzaklarından uzak kalır vedualarımız karşılık bulur.

    Daha önce söylediğim gibi, mezheplerde namaz,hepsinde farklılıklar arz eder. Fakat hiç birisinde Allah ın emrettiği kıyam,rükû ve secdenin olmadığı bir namaza rastlamazsınız. Kimisi başlangıcında ilaveyapmıştır, kimisi kıyam duruşu, yani saygıyla Allah huzurunda duruş sözündenelleri yana salmıştır, diğeri ise elleri bağlamıştır. Ellerin bağlanış şeklibile mezheplerde değişiktir. Namaz esnasında bazı hareketleri ilave etmişlerdirkendi düşünceleri ve itikatları, gelenekleri doğrultusunda.

    Kadınlarda, erkeklerde bile farklı uygulamalarolmuştur. Namazda okudukları dualarda, mezheplerde hepsinde aynı değildir.Mezheplerde rekât sayıları bile farklıdır. Kur’an ışığında baktığımızda hiçkimsenin kıldığı namaza, bu namaz yanlıştır diyemeyiz. Çünkü her mezhebinkıldığı namaz da Allahın emrettiği kıyam, rükû ve secde yapılmaktadır. Yanifarzlar yerine getirilmektedir. Belki okunacak dua konularında söylenecek sözolabilir, oda benim huzuruma durduğunuzda, benden başka kimseyi muhatap almayınve aracı koymayın sözleri unutulmamalıdır diyebiliriz.

    Tüm bunları düşündüğümüzde, eğer peygamberimiz nasılkıldıysa öyle kılmalıyız, çünkü namazın kılınış şekli ve okunacak dualar, hattarekât sayıları peygamberimizin koyduğu kurallardır dersek, günümüzde kılınannamaz şeklinin hangisinin peygamberimizin kıldığı namaz, ya da hangilerininpeygamberimizin gösterdikleri olduğu konusun da, sanırım mezheplerin anlaşmasıçok zor olacaktır. Her mezhep benim yaptığım en doğru diyerek, işin içindensıyrılıyor.

    Eğer peygamberimiz, namaz yada başka konularda, dineilaveler yapma yetkisi olsaydı ve bizlerde bunlardan sorumlu olsaydık, sizceYarardan sizleri Kur’an dan sorumlu tutuyorum, Kur’an dan hesaba çekeceğim,Kur’an ın ipine sarılın diye, hükümler verir miydi? Allah ben hükmüme kimseyiortak etmem diyorsa, sizce Kur’an da Rabbin verdiği hükümlere, elçisini dedinin ortağı yapar mı? Tüm bu ayetlerin tersini düşünür ve iman edersek, dindeçelişki yaratmış oluruz, lütfen bunu unutmayalım.

    Buradan yola çıkarak düşündüğümüzde, namazın olmazsaolmaz şeklini ve namazlarımızda neler okunabileceği konusunda, bizlerin sorumluolduğu konularda, Kur’an gerektiği kadar detaylı açıklama yapmıştır. Namazlarayapılan tüm ilaveler de bir sakınca olmadığı gibi, bir zenginliktirdiyebiliriz, yeter ki bunlar Allah emridir denmemesi kaydıyla.

    Bize öğretilenleri Kur’an da bulamadığımızda, demekki her şey Kur’an da yokmuş dersek, büyük hata yapmış olacağımız gibi, Kur’an ada saygısızlık yapmış oluruz.

    Buradan da şunu çıkarabiliriz. Allah Kur’an da namazınnasıl kılınması gerektiğini, İbrahim peygamberden bu yana anlatmış, izah etmişve aynısı devam ettirilmektedir. Namazlarımızda nasıl dualar okunacağı daaçıklanmıştır. Rekât sayıları ise kısaltılmış rekâtın bir rekât olduğu, normalzamanda huşu içinde kılınacak namazın rekât sayısı, uzunluğu, kısalığı isebizlere bırakıldığı anlaşılmaktadır.

    Cami kültürü zamanla yaygınlaştıkça, rekâtsayılarının toplumlarca belirlenmesi, camilerde bir kargaşayı önlemiş olabilir,elbette hiçbir sakıncası yoktur, ama Kur’an gerçeklerini anlamak ve bilmekşartıyla. Allah Kur’an da toplu kılınan namaz olarak yalnız CUMA namazındanbahseder. Normal vakit namazlarımızda, çağrılmaktan bahsetmez, özel durumlarhariç, toplu kılınma örneklerini vermez, nerede olursak olalım, vaktigirdiğinde namazınızı kılın der.

    Kur’an ı daha iyi anlamamızda peygamberimizinyaşamındaki örnekleri bilmemiz, ayetleri çok daha iyi anlamamıza nedenolabilir, ama hangi sözlerinin onun sözleri olduğunu Kur’an ile karşılaştırmakşartıyla. Her insan kendi hesabını bizzat kendisi verecektir, onun için sanırımçok dikkatli olmanın vaktidir, bizlere düşen yalnız bir hatırlatmadır.

    Sizlere son olarak bir ayeti örnek vermek istiyorum,özellikle Allah Kur’an da her şeyi yazmamıştır, bir kısmını da hüküm vermekiçin peygamberimize bırakmıştır diyenlere, özellikle hatırlatmak istiyorum.Bakın peygamberimizden bazı konularda hüküm isteyenlere, bizzat kendisi nasılcevap vermesini istiyor ALLAH?

    Enam 57: De ki: "Ben Rabbimden gelen birbeyyine üzerindeyim. Ama siz onu yalanladınız. Acele istediğiniz şey benimyanımda değil. Hüküm yalnız ve yalnız Allah'ındır. Hakkı o anlatır. Ayırt edipçözüm getirenlerin en hayırlısı O'dur.

    Değerli dostlar, bakın Allah peygamberimize, dekionlara diyerek bizlere ne söylemesini istiyor, hala aklımızı çalıştırmayacakmıyız? Peygamberimiz sizin istediğiniz hüküm benim yanımda değil, yani benhüküm veremem diyor. Ben Rabbimden gelen bilgileri, hükmü sizlere aktarırım.HÜKÜM YALNIZ VE YALNIZ ALLAH INDIR diyor, hakkı o anlatır ve ayırt edip çözümgetiren yalnız Allah tır diye apaçık belirtiyor.

    Sanırım peygamberimiz için, ne yani peygamberimizpostacımıydı diyerek, belki de bilmeden, Allah ın elçisine saygısızlık edenler,dilerim birazcık bu ayetten yanlış yaptıklarını anlayabilirler. Çünkü Allahayetinde, ben hükmüme kimseyi ortak etmem diyorsa, lütfen bu uyarıları dikkatealalım.

    Lütfen şu konuyu hepimiz, dikkatle düşünelim.Diyelim ki namaz konusunda gereken bilgiler Kur’an da yok, peki niçinpeygamberimiz sağlığında, bizlere gereken bu bilgileri yazdırmamıştır?Hadislere dikkat ediniz, hepsi bir rivayete göre diye başlar ve bir kişininduyduğunu, bir başka kişiye ya da kişilere nakledilmesi şeklindedir.

    Daha da ilginci aynı konuda çok farklı kişiler,peygamberimizin bahsedilen konuda çok farklı namaz kıldığını rivayetetmişlerdir. Acaba hangisi doğru, bilen var mı? Peygamberimiz namaz kılarken,Kur’an ın bahsetmediği ve bizlerin sorumlu olduğu bir konu olsaydı, sizce tümbu bilgileri yazılı olarak, sağlığında bizlere iletmez miydi? Elbette iletirdi.

    Hadis yazımı peygamberimizin sağlığında önce serbestbırakılmış olup, daha sonra yanlış sözlerle iletildiğini gördüğündenpeygamberimiz yasaklamıştır. Daha sonra serbest bırakmıştır diyenlere, dörthalife devrinin tamamında, hadis yazımı ile ilgili yasağın nasıl devamettirildiğini araştırmalarını rica ederim. Birkaç örnek vermek istiyorum.

    Hz. Ebu Bekir, peygamberin vefatından sonraMüslümanları toplayarak şöyle demişti: “Sizler, Peygamberden hadis rivayetediyorsunuz ve bu hadislerde ihtilafa düşüyorsunuz. Sizden sonrakiler ise dahafazla ihtilaf edecektir. Peygamberden hiçbir şey tahdis etmeyin. Size bir sorusoran olursa, “Bilgimizle sizin aranızda Allah’ın kitabı var” deyin ve onunhelal kıldığını helal, haram kıldığını haram kılın”
    [Zehebi, “Teskiretu’l Huffaz, I, 2-3]

    Hadisler Ömer döneminde çoğalmıştı. Ömer halktanberaberlerinde bulunan hadis sayfalarını getirmelerini istedi. Sonra bunlarınyakılmasını emrederek şunu söyledi: Kitap Ehli’nin Mişna’sı gibi MüslümanlarınMişnası’dır bunlar. [İbn Sad/Tabakat 5/140]

    Hz. Osman çok hadis nakletmelerinden ötürü EbuHureyre’yi Devş dağlarına göndermekle, Kab’ı Kırede dağlarına göndermekletehdit etmiştir. [Tahzırul Havas 10b. ]

    Hz. Ali’den rivayet edildiğine göre o yanında yazılısahifeler bulunan kimseleri, bunlara müracaat etmekten sakındırmış ve “Sizdenönceki insanlar, Rabb’lerinin Kitabını terk ederek âlimlerinin sözlerineuydukları için helak olmuşlardır” demiştir. [İbn Abdilberr, 108]

    Ne dersiniz peygamberimiz sağlığında hadisleryazdırılmadıysa, dört halife devrinde de bu yazım yasağı devam ettiyse, sizcebu konuda çok dikkatli davranmamız gerekmez mi?

    Peki, hadisler ne zaman yazılmaya başlandı. Dörthalife devrinin sona ermesi ve toplumların siyasi çekişmeleri ile dinimezheplere bölmeleri sonucu, her mezhep kendince hadis toplamaya başladı. İşinilginci o dönemde toplanan hadis sayısı 500 civarında olduğu söylenir. Ya bugüngünümüzde hadis sayısının nerelere geldiğini biliyor musunuz? Doğrusu sayısınıtam bilen yok ama milyonları geçtiğini söyleyebilirim. Sizce bu yolla mıimanımızı yaşamalıyız ve ibadetlerimizi yapmalıyız yoksa…..? Yoksa nıncevabını, herkes kendisi vermelidir.

    Ben sizlere Kur’an dan, Rabbin sözlerinden açıkçaanladıklarımı aktardım, sizleri düşünmeye davet ettim. Sizlere düşen benimsöylediklerimi Kur’an süzgecinden geçirmeden, yani Kur’an ile karşılaştırmadankabul etmek olmamalıdır. Bizzat Kur’an ı anlayarak defalarca okuyup, Rahmanınne söylediğini doğru anlamaya çalışmak olmalıdır. İmtihanında gereği, bu değilmidir zaten.

    Kur’an ı rivayetler den istifade ederek anlamak veyaşamak yerine, yine Kur’an ın diğer ayetlerinden faydalanarak, anlama yolunuseçmeliyiz. Çünkü bu yanlışı çok yapıyoruz.

    Bende bir beşerim elbette hata yapabilirim, ama benAllah ın sözlerini anlamaya ve onun söylediği gibi ayetleri düşünmeye, aklımile iman etmeye çalışıyorum, bu yolu öneren Yüce Rabbimiz dir. Ya Allahınayetlerini biz anlayamayız diyerek, beşerin sözlerine hiç düşünmedeninansaydım, imanımı başkalarına havale etseydim, benim hata yapma riskim vedoğruya ulaşma şansım sizce ne olurdu?

    Bizlerin hesaba çekileceği, Allah ın yemin ederekkolaylaştırdım dediği kitabı, anlamaya çalışmak mı daha akılcı ve mantıklı,yoksa beşerin ciltlerce dolusu rivayet kitaplarını anlamaya çalışmak mı dahamantıklı? Yorum sizlerin. Eğer gerçekten Rabbimiz yemin billâh ederek, Kur’anın birçok yerinde sizler için bu kitabı kolaylaştırdım diyor da, birilerihayırrrr kolay değil, Kur’an ı herkes anlayamaz, veli insanlar anlar diyenlereinanıyorsak, bu işin sonunu tahmin etmek zor olmasa gerek, ne dersiniz?

    Allah yardımcımız olsun, gerçekten gözlerimizikapatmış yürüyoruz bir meçhule. Allah ın verdiği aklı ve beyni ise hiçkullanmıyoruz. Çünkü içi o kadar yanlış ve boş bilgilerle doldurulmuş ki, doğrubilgiyi içine koyacak yer kalmamış. Zorla sokulan doğru bilgi ise, daha önce****bolizmanın alışık olduğu yanlış bilgilere göre yapılandırıldığından, doğrubilgiler kabul edilmeyip, ne yazık ki dışarıya atılmaktadır.

    Daha açıkçası günümüzde doğrular yanlış, yanlışlardoğru görünür olmuş topluma. Doğruları anlatmak, Kur’an dan örnekler vermekbile artık yeterli gelmiyor. Çünkü Rehber Kur’an yüksek bir yere asılmış,beşerin rivayet kitapları rehber olmuş.

    Elbette Kur’an konusunda yazılmış, birçok âliminkitaplarını okumalıyız, araştırmalıyız. Hepimiz Kur’an ı aynı kapasitedeanlayamayız. Ama bizlerin dikkat etmesi gereken, önce bizzat Kur’an ı anlayarakokumak onun özüne inmek ve üzerinde düşünmek olmalıdır. Çünkü Allah ayetlerinin,bizlerin gönül gözlerini açacağını söylüyor.

    Peygamberimizin mahşer günü söyleyeceği o acıgerçek, sanırım günümüzde gerçek olmuş.

    Furkan 30; EyRabbim! Benim toplumum bu Kuran' ı devre dışı tuttular.

    Ne yazık ki genel çoğunluk Kur’an ı anlaşılması zorilan ettiği için, ciltlerce dolusu beşerin kitapları rehber edinildi. Allah ın,çoğunluğa uyarsan seni dinden saptırırlar, ikazını dikkate alan bile yok.

    Toplumu Kur’an ile uyarmaya kalkanlar, peygamberdüşmanı ilan edildi günümüzde. Sen peygamberimizi devre dışımı bırakıyorsunsözleri ile rivayetler koruma altına alındı adeta. Peygamberimizin yalnızKur’an ı tebliğ ettiği ve yalnız Kur’an ile hükmetme görevini aldığı ayetlerinüstü örtüldü, sırf atalarının itikatlarını yaşatmak adına.

    Allah cümlemizin yardımcısı olsun. Çünkü çok ama çokzorlu bir dönemden geçiyoruz.

    Saygılarımla Haluk GÜMÜŞTABAK
     

Sayfayı Paylaş