Masamın üzerine senden arta kalan kırıntıları döktüm bu gece.. Parçaları eklemeye çalıştım,eski halini alır mı diye.. Parçaları birleştirdikçe kırılan anılar inat etti.. Ve kısık sesle haykırdı.. "Boşuna uğraşma ey Aşık..! Birleşmem,birleşsem de eski halimi almam.. Yorma kendini,bırak benle oynamayı.. Kalk aynaya bak,toparla kendini.." . . "-Kırıklar..." Bazen can,bazen ete batan cam kırıkları.. Üzmüyor,incitmiyor,acıtmıyor.. Sadece batıyor işte.. "-Çırpınıyor yüzümde asılı kalan senli izler.." Alnımdaki iki çizgi.. Ardından bakarken gözlerimi kısmam.. Gözümün yanındaki bi kaç kırışıklık.. Göz yaşımın aktığı yerde bıraktığı ıslak iz.. . . "-Kırıntılar..." Dökülmesi hayallerimden aşağıya.. Şemsiyemi ters çevirip yakalama çabam.. Boş... Sana dair olan tüm çırpınışım boş..! Bırakmam gerek.. Yerle bir olan kırıkların üzerine basarak geçmem... Unutmam ve unutulmam... Senli düşlerden uyanmam... "-Bana Sen değil,sensizlik gerek.." . . "-Kırıklar ve Kırıntılar.." Senin açtığın derin izler.. Ve ardında bıraktığın harabe duygular.. Acıtmıyor... Dedim ya:"Sadece batıyor işte,batıyor.."