kirik mizrap

Konu, 'Dinlerimiz' kısmında aliyah tarafından paylaşıldı.

  1. aliyah
    Offline

    aliyah Üye Üye

    Kayıt:
    13 Nisan 2009
    Mesajlar:
    88
    Beğenilen Mesajlar:
    0
    Şehir:
    adana
    Bülbülün Çığlığı

    Bülbül hep kuytu bahçelerde öter,Çiçeklerin raksettiği demlerde.Her nağmesi bir poyraz olur eser,Gariplerin dolaştığı yerlerde...

    Feryâdı sînemdeki âhlara denk,

    Ve bayırlarda çığlık çığlık sesi;

    Dövünür tâ güneş doğuncaya dek,

    Alevden demetler tıpkı nefesi...

    El değmedik ağaçların başında,

    Bir ömür boyu hiç durmadan inler;

    Hüzün çağlar gözlerinin yaşında,

    Kim görür, kim anlar ve kimler dinler!?


    M. Fethullah Gülen

    _______________


    Ağlamak Bize Yakışır,Sen Gül Efendim

    Gülüşünden ilham almak yakışır ümmetine

    Ağlamak ise yakışmaz gül tenine
    Gülmek demek Gülden gelir bence
    Gül yüzüne gülmek yakışır, ağlamak bize Sen gül efendim

    Ben ağlarım
    Yolunda Ağlamayı Gülmekten Sayarım...
    Şimdi gözümde yaş, günahlara kefaret mi bilmem
    Sefil halimle adını anmak kurtuluşa vesilem
    Devrinde olsam, olsam da ayaklarına kapansam
    Gül tenine yüz sürsem Ellerinden öpsem...

    Sen gül Efendim,
    Ben ağlarım
    Yolunda ağlamayı Gülmekten Sayarım...

    Küsürlük ömrümde ne etsem az gelir
    Sensiz yaşamak zeval getirir, cefa verir
    Sensiz dünya ağlamaya gebedir
    Bir damla göz yaşına can verilir.

    Sen gül Efendim
    Ben ağlarım
    Yolunda ağlamayı
    Gülmekten Sayarım... Çare aradım, aradımda bulamadım
    Sözlerinden başka merhem yok gül yüzlüm
    Saadet sende güzellik sende
    Sensiz dünya boş hemgame

    Sen Gül Efendim
    Ben Ağlarım
    Yolunda ağlamyı
    Gülmekten sayarım... Ah çekerim ömrüm uzadıkca
    Bilmem ulaşabilirmiyim ravzana
    Günahkar bedenim daim hasta
    Umudum Rabbim, kurtuluruz inşallah...

    Sen Gül Efendim
    Ben Ağlarım
    Yolunda ağlamyı
    Gülmekten sayarım...



    Mustafa Vural

    _______________


    Nât

    Müptelâ-yı mihnet-i mâsivâyım Efendim!

    Garîk-i bahr-i isyân u rüsvâyım Efendim!

    Açılsın ne olur cemâl-i pâkinden nikâb!

    Yüzüne aşinâ-yı pür-vefâyım Efendim!

    Varıp bezmine âşıkân bin bir leâl ister,

    Ben bir garîb-i nâlân u şeydâyım Efendim!

    Geçer candan, girenler haremgâhına bir kez,

    O dertten bin belâya müptelâyım Efendim!..

    Olur Mecnûn görenler ruhsârını a cânân!

    Kapında mülk-i serâp bir gedâyım Efendim!

    Esîr-i dâm-ı firkatte hep yandım yakıldım;

    Her subh u şâm inim inim bir nâyım Efendim!

    Seherler bûy-ı huzûrunla tüterken her şeb,

    Ben neden nâr-ı hasrete yanayım Efendim!

    Gel kerem kıl bırakma bendeni bu hicrânla!

    Kılmazsan kerem, nasıl dayanayım Efendim!


    M. Fethullah Gülen

    _______________

    Geçen Dakikalarım

    Kimbilir nerdeseniz,
    Geçen dakikalarım?
    Kimbilir nerdesiniz?

    Yıldızların korkarım,
    Düştüğü yerdesiniz;
    Geçen dakikalarım?

    Acaba tütsü yaksam,
    Görünür mü yüzünüz?
    Acaba tütsü yaksam?

    Siz benim yüzümsünüz
    Eğilip suya baksam,
    Görünür mü yüzünüz?

    Gitti bütün güzeller;
    Sararmış biri kaldı,
    Gitti bütün güzeller.

    Gün geldi saat çaldı,
    Aranızda verin yer;
    Sararmış biri kaldı!..


    Necip Fazıl Kısakürek

    _______________


    Ezeli Nur

    Nurdan çehrendeki bu nikab da ne?

    Güneşlere tâç giydiren ışıkken

    Hep hicranla bunca yıl bunca sene

    Geçmiş gidiyor.. baharlar beklerken..

    Doğ ruhlara arşdan gelen bürhanla

    İnlet dört bir yanı altın sadânla

    Hayat üfle sihirli râyihanla

    Hak adına üfül üfül eserken..

    Konuş ki hatipler haddini bilsin

    İlâhî nefhanla ruhlar dirilsin

    Sâyende tâ zirvelere erilsin

    Başlamış gökler de bunu dilerken..

    Ey mukaddes Kitab ey ezelî nûr

    Ey iklimi ziyâ etrafı huzûr

    Son demde bir kere daha ne olur

    Ağar, ışık karanlığı boğarken..

    Bahar olmasa da sonbahar olsun

    Cihânlar bütün âvâzınla dolsun

    Yeniden nâmın her yanda duyulsun

    Şu fânî ömürlerimiz biterken...


    M. Fethullah Gülen

    _______________


    A Sevgili

    Aşk derdiyle yana yana;
    Sevdim seni a Sevgili!..
    Bir can verdin, verdim sana;
    Sevdim seni a Sevgili!..

    Ömür doldu baht yayına;
    Elem düştü can payına!..
    Dalıp ma’nâ sarayına;
    Sevdim seni a Sevgili!..

    Bu gönülde bildim seni;
    Sen donattın gül bedeni!..
    Okudukça bu düzeni;
    Sevdim seni a Sevgili!..

    Aç bildiler tok garibi;
    Çok gördüler çok garibi!..
    Sensin mülkün tek sahibi;
    Sevdim seni a Sevgili!..

    Kalbim titrer her anışta;
    Âlem döner bu yanışta!..
    Bu sevdâya ilk kanışta;
    Sevdim seni a Sevgili!..

    Bir kulunum geldim sana;
    Âb-ı hayat kana kana!..
    Yol ver dolam bu irfâna;
    Sevdim seni a Sevgili!..


    Rıfat Araz

    _______________


    Dünya

    Burada hiç kimse durucu değil,

    Hepimiz dünyâdan göçmeye geldik.

    Kör olan bu işi görücü değil,

    İyiyi kötüden seçmeye geldik.

    Pazarcılar gibi alış-verişle,

    Öbür âlem için bir sürü işle,

    Az bir sıkıntı, biraz bekleyişle,

    Bu çetin köprüyü geçmeye geldik.

    Gelmedik buraya biz dava için,

    Encâmı karanlık bir kavga için,

    Dünyâlara ait bir sevdâ için,

    Bizler âb-ı hayat içmeye geldik.

    Kehf ashâbı gibi mağaralarda,

    O en Kutlu ile mübârek GÂR'da,

    Henüz ölüp gömülmeden mezarda,

    Bitmeyen çileyi çekmeye geldik.

    Niceler düştüler dünyâ ağına,

    Vuruldular bahçesine bağına,

    Anlarlar varınca son durağına,

    Bizler bu bahçeyi ekmeye geldik...


    M. Fethullah Gülen

    _______________


    Ya Rab Bu Uğursuz Gecenin Yok Mu Sabahı?

    Yâ Râb, bu uğursuz gecenin yok mu sabâhı?
    Mahşerde mi bîçârelerin, yoksa felâhı!
    Nûr istiyoruz... Sen bize yangın veriyorsun!
    "Yandık" diyoruz... Boğmaya kan gönderiyorsun!
    Esmezse eğer bir ezelî nefha, yakında,
    Yâ Rab, o cehennemle bu tûfan arasında,
    Toprak kesilip, kum kesilip Âlem-i İslâm;
    Hep fışkıracak yerlerin altındaki esnâm!
    Bîzâr edecek, korkuyorum, Cedd-i Hüseyni,
    En sonra, salîb ormanı görmek Harameyni!...
    Bin üç yüz otuz beş senedir, arz-ı Hicazın
    Âteşli muhitindeki sûzişli niyâzın
    Emvâci hurûş-âver olurken melekûta;
    Çan sesleri boğsun da, gömülsün mü sükuta?
    Sönsün de, İlâhi, şu yanan meşal-i vahdet,
    Teslis ile çöksün mü bütün âleme zulmet?


    Üç yüz bu kadar milyonu canlandıran îman
    Olsun mu beş on sersemin ilhâdına kurban?
    Enfâs-ı habisiyle beş on rûh-u leimin,
    Solsun mu o parlak yüzü Kuran-ı Hakimin?
    İslâm ayak altında sürünsün mü nihâyet?
    Yâ Rab, bu ne hüsrandır, İlâhi, bu ne zillet?
    Mazlûmu nedir ezmede, ezdirmede mânâ?
    Zâlimleri adlin, hani öldürmedi hâlâ!
    Câni geziyor dipdiri... Can vermede mâsûm!
    Suç başkasınındır da niçin başkası mahkûm?
    Lâ yüsele binlerce sual olsa da kurbân;
    İnsan bu muammalara dehşetle nigeh-bân!


    Eyvâh! Beş on kâfirin îmanına kandık;
    Bir uykuya daldık ki: cehennemde uyandık!
    Mâdâm ki, ey adl-i İlâhi yakacaktın...
    Yaksaydın a melunları... Tuttun bizi yaktın!
    Küfrün o sefil elleri âyâtını sildi:
    Binlerce cevâmi yıkılıp hâke serildi!
    Kalmışsa eğer bir iki mâbed, o da mürted:
    Göğsündeki haç, küfrüne fetvâ-yı müeyyed!
    Dul kaldı kadınlar, babasız kaldı çocuklar,
    Bir giryede bin ailenin mâtemi çağlar!
    En kanlı şenâatle kovulmuş vatanından,
    Milyonla hayâtın yüreğinden gidiyor kan!
    İslâmı elinden tutacak, kaldıracak yok...
    Nâ-hak yere feryâd ediyor: âcize hak yok!
    Yetmez mi musâb olduğumuz bunca devâhi?
    Ağzım kurusun... Yok musun ey adl-i İlâhî!


    Mehmet Akif Ersoy

    _______________


    Ay Yüzlü

    Ay yüzlüm, apaçık sözlüm rûhum Sana kurban;

    Gönlüm Sana hayran!

    Nergis bakışlarının te’siri ne de yaman!

    Sultânım el amân..!

    Bak sînemde bir ok var, derûnumda bir acı,

    Sen’dedir ilâcı...

    Ey varlığı nûr, dünyâsı sürûr, sözü Kur’ân!

    Her derdime derman...

    Pür âteşim bırakma beni hicranda zinhâr!

    Rûhumda âh u zâr...

    Hem mahzûn, hem de perişan derdlerle kıvrandım;

    Kapına dayandım!

    Bilmem başka ocak, başka ateş, Sana yandım;

    Sen’inle uyandım.

    Ey dünyâya arşdan gelen nûr, ey meh-i tâbân!

    Aydınlattı ziyân...

    Hayâlimle gezip yine dîdârını andım;

    Aşkınla kıvrandım.

    Ey taptâze gül, kâkülü anber, saçı reyhân!

    Câziben ne yaman!

    Görmemiştir cihânda gözler Sen gibi dilber...

    Güneşlerden enver...

    Aç lütufla bağrını aç ki kıtmîr kulundur!

    Dergâhın uludur...

    Deryalar gibi kereminden bir katre ihsân,

    Ey gönlüme Sultân!

    Lütfeyle ne olur bildiğim başka kapı yok!

    Derdim herkesden çok.


    M. Fethullah Gülen

    _______________


    Mezarlık

    Ve şehrin şenliğine karşılık
    Susar servileriyle mezarlık.
    Susar ve hatırlar: - Bu kırık
    Aynadaki hazin perişanlık

    Sizindir, siz gafil, siz bihaber
    İnsanlar bilseydiniz ne bekler
    Bir gün açmak için bu çiçekler;
    Ölülerin sükunu çiçekler


    Cahit Sıtkı Tarancı

    _______________


    Altın Saçlı Bahar

    Bu mevsim o kadar coşkun ki sular,Çığlık çığlık vadi, dere inliyor.Sular gibi köpürüyor duygular,"Gel Sonsuz'a yelken açalım" diyor.

    Nûr yağıyor, ışık sarmış her yanı,

    Zaman artık sevinç, neş'e zamanı..

    Beklemiştik mevsimlerce bu ânı,

    Bir bir ölenler bir bir diriliyor...

    Her yanda güzellik, her yanda âhenk,

    Geçmişteki muhteşem günlere denk..

    Ve bahçelerimizde hevenk hevenk,

    Bir başka tatta meyveler eriyor...

    Duygularla dolu esiyor rüzgâr,

    Kabarıyor denizlerde dalgalar;

    Dağda bayırda altın saçlı bahar,

    Bin bir renk ve desenle tülleniyor.

    ... Ve yarınlar daha aydın olacak;

    Dünya yeniden ışıkla dolacak..

    Yıllanmış karanlıklar boğulacak,

    Muştusu ULU DÎVÂN'dan geliyor.


    M. Fethullah Gülen

    _______________


    Allah Derim

    Sırtımda, taşınmaz yükü göklerin;
    Herkes koşar, zıplar, ben yürüyemem!
    İsterseniz hayat aşını verin;
    Sayılı nimetler bal olsa yemem!

    Ey akıl, nasıl da delinmez küfen?
    Ebedi oluşun urbası kefen!
    Kursa da boşluğa asma köprü, fen,
    Allah derim, başka hiçbir şey demem


    Necip Fazıl Kısakürek

    _______________


    Çiçeklerde Bahar Neşvesi

    Bahara koşuyor bütün insanlık, Sanki her tarafta Hızır gezinmiş;Bozgunlar yaşıyor artık karanlık, Öteden dünyaya ışıklar inmişVe akıllar kalb rengiyle bezenmiş...

    Semâîleşmiş köy, kent, ova, oba,

    Eski üstûreler dönmüş serâba;

    Elvedâ elvedâ son ızdırâba.!

    Başlamış mâziden âtîye geçiş,

    İlhada ikbal beyhûde bekleyiş.

    Dün gezip her yerde göz boyayanlar,

    Dolaşıp her gün şeâmet yayanlar,

    Kalkıp yoka merdiven dayayanlar,

    Onlar me'yûs, merdiven de devrilmiş..

    Asırlık yalanlar yere serilmiş...

    Bülbüller ötüyor şimdi her yerde,

    Bir bahar neşvesi var çiçeklerde;

    O masmavi gelecek az ilerde,

    Her çağlayan âb-ı hayat kesilmiş,

    Ermek için bütün rûhlar gerilmiş.


    M. Fethullah Gülen

    _______________

    Allah Diyene

    Her şey, her şey şu tek müjdede;
    Yoktur ölüm, Allah diyene
    Canım kurban, başı secdede,
    İki büklüm, Allah diyene

    Akıl, kırık kanadı hiçin;
    Derdi gücü 'nasıl' ve 'niçin'...
    Bağlı, perçin üstüne perçin,
    Benim gönlüm Allah diyene...

    Necip Fazıl Kısakürek
     

Sayfayı Paylaş