Gün, aydınlığın yelesine tutunup şafağın kızıllığından geçerken önce kuşlar uyanır uykularından sonra ben uyanırım soğuk yalnızlığımdan sessiz sedasız Dört bir yanını sevda saranlar arasında olsam da kimin umurunda yalnızlığım Çöl sıcağında kutuplara düşmüş gibi yüreğimin üşüdüğü kimin umurunda Ne baharlar yaşamış ve ne yazlar içinden geçmişim oysa Kibrit alevine benzeyen bir göz açıp kapatmak kadar kısacık zamandaki yaşamım yangınlar içinde kavrulup, küle dönmüş kimin umurunda Kimin umurunda bir solukta gençliğimin tükendiği ve içten içe yalnızlığın bedenimi kemirdiği delikanlılığımın aynalarda kalışı kimin umurunda Saatler delicesin e yarış içinde koşar ve günler birer birer eksilirke n takvimden benim yalnızlığım çoğalır kimin umurunda Kimin umurunda gri bulutlar altında akşama sığınırken koca kent göz bebekleri mde şafakların doğmadan batışı Önceden sevdalara gebe toprakta gizlenen tohumun gücü vardı yüreğimin şimdi ıslak kaldırımlarda yaşlı çınarlara benzer voltalar atıyor adımlarım Dilimde yarım kalmış şiirler ve yüreğim çaresiz gelgitler içinde iken siyaha kuşanmış tekmil renkler kimin umurunda Kimin umurunda gözlerimdeki bu katran karası yalnızlık Ve biliyor musun ‘bu masum yalnızlığımın’ gelişinle biteceğini biliyor musun alıntıdır