....::::kalp::::....

Konu, 'Eskiyen Konular' kısmında LeyL tarafından paylaşıldı.

  1. LeyL
    Offline

    LeyL
    Yetkili
    Emekli Admin

    Kayıt:
    13 Şubat 2007
    Mesajlar:
    3.089
    Beğenilen Mesajlar:
    1
    Şehir:
    İstanbul-Mersin
    Genç kız feci bir hastalığın pençesinde kıvranıyordu. Yaralı kalbi artık bu dünyaya
    daha fazla dayanamamaya başlamıştı. Çok zengin olan ailesi tüm gazetelere,
    kalp nakli için ilân vermişlerdi... Canını feda edecek birini arıyorlardı...
    Genç kız ise her gün hastane odasında biraz daha solmaktaydı.

    Yine yalnızdı odasında, gözü yaşlı, boynu bükük ölümü bekliyordu...
    Gözlerini kapadı, bu küçük odada gözyaşı dökmekten bıkmıştı... Yine de
    engel olamadı pınar gibi çağlayan gözyaşlarına. Sevdiği geldi aklına,
    fakir ama onu seven sevgilisi... Her gün aynı şeyleri düşünüyor,
    anıları bir film şeridi gibi gözünün önünden geçiyordu...

    "Param yok ama sana verebileceğim sevgi dolu bir kalbim var" demişti
    delikanlı... Genç kızda zaten başka birşey istemiyordu...Sevgiye muhtaç biri,
    sevdiğinin sevgisinden başka ne isteyebilirdi ki... Ama olmamıştı işte,
    dünyalar kadar olan sevgilerinin arasına, o lanet olasıca para girmeyi bilmiş,
    onları ayırmıştı... İşte paranın geçmediği zamanlara gelmişlerdi...
    Ne önemi vardı artık? Şu son günlerinde, sevdiği yanında olsa yeterdi...

    Ayrılıklarından bu yana beş bitmeyen, çile dolu yıl geçmişti...Her günü zehir,
    her günü hüsran... Ama genç kız hep sevgisini yüreğinde taşımış, kalbini
    kimseyle paylaşmamıştı. Sevdiğini düşündü işte o an.. Acaba o neler yapmıştı
    bu kadar sene boyunca.. Kimbilir kiminle evlenmiş, çoluk çocuğa karışmıştı...
    Gözlerinden bir damla yaş daha damladı kurumuş, bitmiş ellerine. Ellerine baktı,
    bir zamanlar ellerinin, elerini tuttuğunu hayal edip, her gün saatlerce ellerini
    seyrederdi... En çok da saçlarının dökülmesine üzülüyordu. Çünkü sevdiği öpmüş,
    koklamıştı onları. Her bir tanesi koptuğunda, kalbine bir ok daha saplanıyordu.
    Kalbi yine sızlamaya başlamıştı. Belki sevdiği yanında olsa,
    kalbi bu kadar yorulup, veda etmezdi yaşama... Zaten artık ölüm umrunda
    değildi genç kızın. Sevdiğinden ayrı yaşamanın ölümden ne farkı vardı ki...

    Tekrar o geldi aklına... Keşke keşke yanımda olsa dedi. Son bir kez elini tutsa
    yeterdi. Gözlerini son bir kez öpse, rahatça ebediyen gözlerini kapatabilirdi artık...
    Gözleri pınar gibi çağlamaya başladı. Sevdiğini son bir kez göremeden ölmek
    istemiyordu.. Ufak da olsa ondan bi hatırasını almadan bu dünyadan göçmek
    istemiyordu... Sevdiği, kimbilir kiminle beraberdi? Kendi, sevgi dolu kalbini kimseyle
    paylaşmayı düşünmemişti bile ama acaba o paylaşmış mıydı? Onun sevgisini
    silmiş atmış mıydı acaba kalbinden? İçi birden nefretle doldu. Üstüne büyük bir
    ağırlık çöktü. Onu düşündükçe her dakikasının zehir olması artık çok daha
    ağır geliyordu genç kıza... Ölmek istedi, artık yaşamak istemiyordu bu dünyada...
    Ama sevdiğinden bir hatıra almadan ölmeyeceğine and içmişti.

    Tekrar gözlerini açtı. Kimbilir belki de sevdiği onu unutmuştu.. Bu düşünceler
    içinde daldı... Birden babası girdi odaya, kızına kalp nakli için bir gönüllü
    bulduklarını müjdeleyecekti. Fakat genç kız çoktan uykuya dalmıştı...
    Bir meleği andıran masum yüzü, sevdiğinin özleminden sırılsıklamdı...

    O gece biri gözlerini dünyaya kapadı, genç kız ameliyata alındı. Tekleyen ve
    görevini yerine getirmeyen kalbi değiştirilmişti. Bir hafta sonra tekrar gözlerini
    açtı dünyaya genç kız. Ama dünya daha farklı geldi ona. Sanki bir şeyler eksikti...

    Aradan aylar geçmiş genç kız artık iyice iyileşmişti. Ama içindeki burukluğu bir
    türlü atamıyordu. Sevdiği aklına gelince kalbi eskisinden daha çok sızlıyordu...
    Bir kere, bir kere görebilsem diye mırıldandı... Kalbi yine sızlamaya başlamıştı.
    Yeni kalbi onu iyileştirmişti ama nedense her gece aniden hızlanıyor, onu
    uykusundan uyandırıyor ve sanki yerinden çıkacakmış gibi atmaya başlıyordu...
    Genç kız bir anlam veremediği bu durumu doktora anlatmıştı ama
    ameliyatı kolay değildi, bir aya kalmadan geçer demişti doktor.

    Aylar geçmişti ama hâlâ aynıydı durum. Çiçeklerinin yanına gitti. Her gün
    onlarla saatlerce dertleşiyor, zaman zaman ağlıyordu onlara.. En çok kan
    kırmızısı gülünü seviyordu. Çünkü kırmızı gülün onun için yeri apayrı idi.
    O da genç kızla beraber gülüyor, onunla beraber ağlıyordu. Onu sevdiği gibi
    görüyordu genç kız. Ve gülünü sevdiğini ilk gördüğünde ona hediye edeceğine
    dair yemin etmişti. Başka türlü paylaşamazdı gülünü kimseyle...

    Kapı çaldı aniden. Kapıyı açtı ama kimse yoktu. Gözü yerdeki beyaz zarfa ilişti.
    Yavaşça eğilip zarfı yerden aldı. Birden kalbi deli gibi atmaya başladı. Ne
    olduğunu anlayamıyordu. Zarfın üzerinde ne bir isim, ne bir adres vardı.
    Zarfı açtı, içinden beyaz bir kağıda yazılmış bir mektup çıktı. Kalbi daha hızlı
    atmaya başladı. Onun kokusu vardı kağıtta. Evet, onun kokusu vardı.
    Yıllar yılı özlemini çektiği, yanında olabilmek için canını bile verebileceği
    sevdiğinin kokusu vardı mektupta... Başı dönmeye başladı. Koltuğuna geçip
    oturdu yavaşça... Kağıdı açtı ve elleri titreyerek okumaya başladı.

    "Sevgilim, senden ayrıldıktan sonra, bir kalbe iki sevginin sığmayacağını
    bildiğimden dolayı, ne bir kimseyi sevebildim, nede kimseye bakabildim... Her
    günüm diğerinden daha zor geçti, çünkü her gün özlemin daha da artıyordu...

    Sana kitapları dolduracak kadar şiirler yazdım. Her biri diğerinden daha da
    hüzünlüydü. Yazdım, okudum, ağladım... Her gün yazdım, her gün okudum, senelerce
    ağladım... Her gece seni düşündüm sabahlara kadar, her gece senin yanında
    olmayı istedim. Ve her gece sensizliğe lanet ettim, uykuları haram ettim kendime,
    sensiz olmanın acısını gözlerimden çıkardım... Ve bir gün her şeyi değiştirecek
    bir fırsat çıktı önüme. Bunu fırsatı değerlendirmeyip, kendime haksızlık edemezdim.
    Ve değerlendirdim... Senden çok uzaklara gittim, belki seni unuturum diye...
    Ama tam tersi oldu. Seni daha çok özlüyorum artık...

    Senden çok uzaklardayım belki ama yine de seni görmek için uzaklardan
    gelebiliyorum. Hem de her gece...Seni seviyor, seyrediyor ve eğilip sen uyurken
    yanağına bir öpücük konduruyorum.. Bazen gözlerini açıp bakıyorsun, geldiğimi
    bildiğini sanıyorum ama yine o tatlı uykuna geri dönüyorsun. Yarın birbirimizi
    sevmemizin altıncı senesi... Hep ben geldim şimdiye kadar senin yanına, yarın da
    sen gel olur mu sevgilim.. Ha, unutmadan, sana hep sözünü ettiğim, kalbime iyi bak
    olur mu? Çünkü göz yaşlarımla, adını yazdım ona... Seni senden bile çok seven bir
    sevgi var kalbinin içinde unutma. Kırmızı gülü de unutma olur mu?
    Seni Seviyorum, Yanıma Gelinceye Kadar da Seveceğim...

    SEVGİLİN......

    :( :a065: :(
     
  2. modokol
    Offline

    modokol Süper Üye Üye

    Kayıt:
    13 Şubat 2007
    Mesajlar:
    1.584
    Beğenilen Mesajlar:
    0
    Şehir:
    ĭکTąиβuL;)
    film gibi ama güzel di sağol melek...:0DD7D6DD7D60:
     

Sayfayı Paylaş