Kahraman Tazeoğlu ~ A.r.a.z

Konu, 'Resimli Şiir & Resimli Yazılar' kısmında LeyL tarafından paylaşıldı.

  1. LeyL
    Offline

    LeyL
    Yetkili
    Emekli Admin

    Kayıt:
    13 Şubat 2007
    Mesajlar:
    3.089
    Beğenilen Mesajlar:
    1
    Şehir:
    İstanbul-Mersin
    [​IMG]

    dağ gibi bir ihanetten düştüm
    bu kendime son gelişim

    ölümbaz öpüşler kusuyorum ceplerime
    kendimi suçüstü yakalıyorum
    ve kentsizliğimin isimsizliğini
    araz´a uyak düşüyorum
    gözlerime senden düşler sürüyorum


    [​IMG]

    sonra bir durağa yaslanıyorum
    sonra bir kente
    ve sen gidiyorsun
    ben kanıyorum
    diyorlar ki "kendini dinleme hiçbir şey söylemiyorsun"
    oysa "gel" desen gelirdim biliyorsun

    yorgun haliç´e biraz inat
    biraz ihanet bırakıyorum
    ellerinden bir tedirginliği bir tehdidi avuçluyorum
    aklıma düşüyorsun
    düşüyorum
    düşünce
    üşüyorum
    azgın hüzünlerle körlüğüme göçüyorum
    ayrılığın saati kaç geçiyor bilmiyorum
    yalanlarımla bir hiçlikteyim
    beni içinden kaç



    [​IMG]

    ağzımdaki uykudan öpmüyorsun nicedir
    nerde kimi üşüyorsun
    artık kendini yakan bir ateşim
    kendimize birbirimizden düşler yapamıyoruz
    şimdi boş duraklara yaslanıyorum
    boş kentlere
    oysa "gel" desen gelecektim

    gün düşlerime dönüşlerimde
    bakışın içiyor beni gözlerimden
    gövdemi düşürüyorum güz yavrusu duraklara
    uzaklığına uzanıyorum
    sevdiğin sonbahar geçiyor üstümden
    ama artık hiçbir göğü içmiyorsun dudaklarımdan
    yıkılıyorum şarkılara
    "kimseler biliyor"
    yalnızlık dostumdu
    şimdi korkum oluyor
    oysa "gel" desen gelecektim

    artık her şey kımıltısız bir geceye dönüşüyor
    güz artığı saçlarımda oynaşan sensizlik
    göz karana yenik düşüyor en korkak yanlarımdan
    kendimi yitirdikçe sana gidiyorum
    göbek çukurumda sobelere karanlık uyutuyorum
    düş satıcısı ispiyoncu bir ihtiyarın insafına kalıyorum
    uysal yalnızlıklar satın alıyorum
    gülüşümle ödeyerek
    ve içimde yalancı bir katil taşıyorum
    yeni utançlar biriktiriyorum eski günahlarıma
    cüzamlı ruhlar cehennemine gidiyorum ben
    kirli sözlerimi temize çekme

    [​IMG]


    [​IMG]

    avlunda bıraktığım az kullanılmış intiharları deniyorum
    ne vakit nikotinli ellerinden yola çıksam
    susuşuna kan döküyor gözlerim
    sen gözüne çiğ kaçtı sanıyorsun
    oysa bilmelisin araz´ım
    kimsenin içi görünmez
    ve hiç bulamadıklarını
    asla yitiremezsin
    bak şimdi aramızda sessiz kalıyor
    söylenecek bütün sözler

    her sabah akşam oluyorsun
    alnından ellerine damlıyorsun
    yüzündeki yağmurla iniyorsun kente
    içine dert oluyorsun kentin
    dışına yağmur
    yüreğinde dağılıyor kristal şehirler
    duvarların kan öksürüyor


    [​IMG]

    beni bir durağa yaslıyorsun
    beni bir kente
    gidiyorsun
    oysa "gel" desen gelecektim

    susmak en inatçısı olmaktır yalnızlığın
    en susmakta neydi öyle
    sen en dinlerken
    biliyorum araz´ım
    insan kendini bulmamalı, hep aramalı
    gittiğin yerden başlıyorum öyleyse
    gece cinnetlerimi de alıp yanıma

    denize bakmayı bilmeyenler
    bir gün mutlaka boğulur
    işte bundandır gözlerinden kaçışlarım

    siz hiç yar saçının bir telinden kendinize gurbet yaptınız mı

    ben şimdi gurbetim
    içimde taşıyorum
    heba olsa da senlerce yılım
    oysa "gel" desen gelecektim

    ömrümden düşürdüğüm sol anahtarlarına takılıyorum hep
    ve hayat yüklü kamyonlar geçiyor üstümden
    şairler ölüdür derler
    inanmıyorum

    en karanlık ceketimi giyiyordum
    ışığa kördüm çünkü
    şimdi ise güneşe ilerliyorum
    dirilmek için

    kimliği paslanıyor eski bir anarşistin
    gecenin kör gözünden utanıyorum


    [​IMG]

    gizlilikten ölmek üzere olan bir akrep sızıyor içime
    can kaybından ölüyorum
    cenazemde namaz kılacağım
    zan altındayım
    yalanıma inanıyorum

    yorgun söylentiler kanıyor solgun yaralarımdan
    kırılır mı bilmem hüznümde taşıdığım kin
    kinim kendime

    [​IMG]

    üstü kalsın ihanetimin
    "gel" desen gelecektim

    yine bir tren geçiyor içimden
    sen kesiliyorum gülüşümün karşılığı
    saçların bir rüzgarın öyküsünü taşıyor
    görmüyorum söylemiyorsun kırılıyorum
    hiçliğimin etleri yolunuyor şizofrenik bir gecede
    sana bir öykü çıkarıyorum ağzımdan
    süsle beni ey aşk
    geçtiğin yerleri öpüyorum

    yarısı yanık bir aşkın küllerini taşıyorum
    dişlerindeki nikotin tadı terkimde
    sirenler ve ateş hatları içip
    sesini peydahlıyorum kendimden ve kentimden
    ıslak ceplerimi buluyorum el yordamıyla


    [​IMG]

    kulaklarımdan bordo denizler dökülüyor
    şimdi herkes biraz sen biraz acı
    göğsümde bir vagon
    gizli sözler batıyor
    fırtınalar çıkıyor üstüme

    şakağımda
    intihar acemisi bir şairin
    delilik provaları
    arkandan uluyan kapılardan
    söküyorum kokunu
    yokluğunu kokluyorum
    yokluğunu yokluyorum

    çöz gözlerimi senden hadi
    ücranda yak bakışımı
    gözlerine bekçi sevdam
    dünden ve senden kalmayım

    içine her düşen
    kendi keşfi sanıyor seni
    oysa sen
    melekleri bile kıskandıracak kadar kendinsin
    ve kendini acıtmak istiyorsun
    ama güller kendine batamaz
    bilmiyor musun
    "gel" mi diyorsun

    herkes kendi gördüğüne bakar
    peki hayatın rüzgarında kime yelkeniz
    kıpırdamadan duramayız bir aşk boyu
    hadi en kanadığımız yerden susalım


    [​IMG]

    Aşka...
    rüzgara...
    ayrılığa...
    zamana...

    eyvallah..

    Şiir : Kahraman Tazeoğlu

    Çalışma Sahibi: SuPRadYn
     

Sayfayı Paylaş