Kadıköy'de yeni bir nefes!

Konu, 'FENERBAHÇE' kısmında nescafe19 tarafından paylaşıldı.

  1. nescafe19
    Offline

    nescafe19 Aktif Üye Üye

    Kayıt:
    24 Ağustos 2012
    Mesajlar:
    146
    Beğenilen Mesajlar:
    0
    Şehir:
    Denizli
    [​IMG]


    Fenerbahçe'nin uzun süredir renkelerine bağlamak istediği Jose Meireles sonunda sarı-lacivertli takıma imza attı.

    Şampiyonlar Ligi’nden şanssız bir şekilde elenen, Krasic ve Kuyt gibi isimlerin transferiyle birlikte, bireysel yeteneklerin ön planda olmadığı, hem takım oyunu, hem de hücum mantalitesinin hakim olduğu bir oyun düzenine geçmeye çalışan Fenerbahçe’de orta sahaya son derece yetenekli ve etkili dünya çapında bir isim geldi: JOSE MEİRELES.
    Aykut Kocaman’ın son 2 lig maçında F.Bahçe’yi büründürmeye çalıştırdığı yeni sistem, her ne kadar Alex sorunlarına ve skorlara bakıldığında sancılı bir döneme denk gelmiş gibi gözükse de sabır gösterilmesi gereken bir dönem olduğu aşikar. Çünkü, özellikle Alex’siz oynanan Gaziantepspor maçının büyük bölümü bizlere gösterdi ki, hem 4-4-2 düzenini ileri uçta Kuyt ve Sow’un yer almasıyla; hem de Krasic ve Kuyt’ın kanatlarda yer alıp ortada Sow’un olabileceği ve uygulanabilirlik yüzdesi oldukça yüksek 4-3-3 düzeninde F.Bahçe’nin adından söz ettirecek ve çok gol bulabileceği bir kurguyu oynayabileceği mesajını vermesi fenerbahçe’nin ileriki günleri adına olumlu sonuçlar olarak sahaya yansıdı. Pek çok varyasyonu, oyuncu çeşitliliği sayesinde saha içinde rakibe ve skora göre değiştirebilecek bir yapıda olabilmek, herhalde her kulübün en güzel hayallerinden birisidir.
    Tabii ki, “Alex’siz bir oyun düzeni olmalı” şeklinde bir tezi savunmak gibi futbolun doğasına ve Alex’in Fenerbahçe’ye bunca yıldır kattıklarına ihanet edecek bir karşı düzeni savunarak bunları yorumladığımız düşünülmesin. Ancak, hem yeri geldiğinde Alex’li oynayabilen ve onun müthiş yeteneğinden faydalanabilen, hem de herhangi bir sebeple Alex oynamadığında ona göbek bağıyla bağlı olmayan yeni bir Fenerbahçe oyun mantalitesine geçişi normal karşılamak gerekir.
    İşte bu yeni yapılanmanın tam da göbeğine gelen ve yukarıda belirttiğimiz hayallere ulaşmada kritik bir öneme sahip son dakika transferi Meireles, transferin son gününde Fenerbahçe’ye geldi.
    İşin özünde de Mehmet Topal-Selçuk Şahin-Mehmet Topuz üçlüsünün hem defansif, hem de hücuma ve oyun kurmaya yönelik verimliliği Meireles gibi bir maestro eşliğinde daha iyi bir şekillenecek.
    Fenerbahçe’deki sıkıntılara çare olması beklenen Portekizli’nin futbol hikayesi ve karnesi ise önemli başarılarla dolu.
    Adı : Raul Jose Trindade Meireles
    Uyruğu:portekiz
    Doğum Tarihi:17/03/1983
    Boy:179 cm
    Kilo: 65.0 kg
    Önceki Kulüpleri:Chelsea, Liverpool, Porto, Boavista
    Mevki: Hücuma yönelik orta saha oyuncusu
    17 Mart 1983’te Aves şehrindee doğan Portekizli oyuncu, 2001 yılında Boavista'da futbola başladı.Aynı yıl Liga de Honra takımlarından Desportivo das Aves'e kiralandı ve 2 sezon mücadele etti. 2003 yılından itibaren ise Boavista formasıyla Primeira Liga'da forma giymeye başladı. Boavista’da müthiş bir sezon geçirdi ve başarılı performansıyla da Porto’ya transfer oldu.

    7 Temmuz 2004 tarihinde Porto ile 5 yıllık sözleşme imzaladı. 2004-2010 yılları arasında 138 lig maçına çıkan Raul Meireles 15 gol attı. Gollerinin yanı sıra 21 asistiyle ve sergilediği futbolla da ön plana çıkan yıldız oyuncu 2005-2006, 2006-2007, 2007-2008 ve 2008-2009 sezonlarında Porto ile lig şampiyonlukları,2006, 2009 ve 2010 yıllarında da Portekiz Kupası ve Portekiz Süper Kupası’nı da kazanan yıldız futbolcu, Porto’nun harika sezon geçirdiği ve 3 kupa aldığı sezonda ise formunun zirvesindeydi.Chelsea karşısında da grup elemesinde gol buldu.

    Porto’nun yeni teknik direktörü Villas Boas, 2008 ve 2009’daki şampiyonlukların ardından yıldız oyuncunun Liverpool’a satılmasına onay verdi ve 2010 yılının ağustos ayında İngiltere Premier Lig ekiplerinden Liverpool’a transfer oldu. 6 yıl boyunca Porto formasını giyen oyuncunun yolu Anfield Road’a doğru yöneliyordu.

    Meireles, Felipe Scolari’nin teknik direktörlüğünde Portekiz Milli Takımı’nda EURO 2008’de forma şansı buldu ve ilk golünü de o zaman attı. 2010 Dünya Kupası elemelerinde tüm maçlarda da görev aldı. Liverpool’a transferinde bu performans önemli rol oynadı.

    2010 yılında 10.7 milyon Pound’luk ücretle Liverpool’a gelen oyuncu Roy Hodgson tarafından orta sahada ama defansa dönük oynatılması nedeniyle yerini pek sevmedi. 2010 yılında Liverpool’daki ilk sezonunda "Premier League'de Taraftarlarca Yılın Futbolcusu" ödülünü kazandı.

    Hodgson’un ayrılmasının ardından Kenny Dalglish ile kendini buldu ve en önemli fırsatı da Gerrard’ın yokluğundan faydalanarak yakaladı. Aslında en iyi performansını ise Gerrard tekrar sahaya dönünce yakaladı desek yanlış olmaz. Çünkü Meireles, Gerrrard’ın dönüşüyle orta sahada serbest oynamaya başladı ve bu sayede de forvet arkasında hücuma dönük yer alarak en sevdiği yerde top koşturmaya başladı.
    Torres’in formunun zirvesinde olduğu dönemlerde birlikte çok iyi maçlar çıkarttılar. Daha da önemlisi asistleriyle dikkat çekti. Hatta geldiği dönemde 6 maçta attığı 5 golle birden bire dikkatleri üzerine çekti. Bu performans da aslında Stamford Bridge yolunu açacak olan yeni bir kapıydı. 28 yaşındaki oyuncu, Chelsea’ye gelmeden önceki sezon Liverpool’da 44 kez forma giymişti.

    Chelsea’ye gelişindeki önemli etken ise Michael Essien’in sakatlanması oldu çünkü Chelsea’nin arayışları ile ismi gündeme geldi. 31 Ağustos 2011’de 12 milyon pound karşılığında 4 yıllığına atılan imza ile Chelsea’ye transfer gerçekleşti. Tabii onun adına daha hoş olanı ise Porto’da beraber oldukları hocası Andres Villas Boas ile tekrar beraber olmaları idi.Chelsea’deki ilk dönemlerinde ilk onbirde çok şans buldu ve özellikle isabetli pasları ve hücumda oyunu yönlendiren girişimleri ile dikkat çekti. İlk olarak da 10 Eylül’de Daniel Sturridge’ın golündeki etkili pasıyla Chelsea’ye merhaba demişti.

    Portekizli milli oyuncu Ekim ortalarında Chelsea’nin Şampiyonlar Ligi’ndeki 5-0’lık Genk galibiyetiyle açılışı yapmış olup, gerek Andres Villas Boas, gerek Roberto Di Matteo döneminde Aralık’tan Şubat ortalarına kadar 50’nin üzerinde maçta görev almıştı. Manchester City maçında beraberliği getiren golü atmış, FA Cup’ta da 2 golle takımın turu geçmesinde önemli rol üstlenmişti.

    Villas Boas’ın gidişi, otomatik olarak Meireles’i de etkiledi çünkü Roberto di Matteo, Portekizli oyuncuyu 4-2-3-1 düzeninde defansa yönelik oynatmak istedi. Ancak bu Meireles’in ne sevdiği, ne de performans gösterebileceği bir mevki idi.Mikel ve Lampard’ın formu, ardından Juan Mata’nın yükselen grafiği Meireles için forma şansını zorlaştırdı.

    Onun için en üzücü anlardan birisi ise geçen sezon Şampiyonlar Ligi’nde Barcelona ile oynanan yarı final maçında sarı kart görüp, finalde oynama şansını kaybetmesiydi.

    Portekiz milli takımında da EURO 2012’de yer alan oyuncu toplamda 62 kez milli formayı giydi ve 8 gol attı.

    kaynak:milliyet.com
     
  2. mescer
    Offline

    mescer Aktif Üye Üye

    Kayıt:
    16 Mayıs 2009
    Mesajlar:
    232
    Beğenilen Mesajlar:
    2
    Şehir:
    istanbul
    alex gibi olamaz
     
  3. şimşek59
    Offline

    şimşek59 Süper Üye Üye

    Kayıt:
    20 Mart 2010
    Mesajlar:
    1.014
    Beğenilen Mesajlar:
    17
    Şehir:
    istanbul
    fenere gelen bozluyor ama bakalım ne yapacak chelsea gibi takımda sürekli oynaması çok önemli ama aykut bu oyuncuyu çalşıtırazma displin önemli olan
     

Sayfayı Paylaş