Fenerbahçe'nin uzun süredir renkelerine bağlamak istediği Jose Meireles sonunda sarı-lacivertli takıma imza attı. Şampiyonlar Liginden şanssız bir şekilde elenen, Krasic ve Kuyt gibi isimlerin transferiyle birlikte, bireysel yeteneklerin ön planda olmadığı, hem takım oyunu, hem de hücum mantalitesinin hakim olduğu bir oyun düzenine geçmeye çalışan Fenerbahçede orta sahaya son derece yetenekli ve etkili dünya çapında bir isim geldi: JOSE MEİRELES. Aykut Kocamanın son 2 lig maçında F.Bahçeyi büründürmeye çalıştırdığı yeni sistem, her ne kadar Alex sorunlarına ve skorlara bakıldığında sancılı bir döneme denk gelmiş gibi gözükse de sabır gösterilmesi gereken bir dönem olduğu aşikar. Çünkü, özellikle Alexsiz oynanan Gaziantepspor maçının büyük bölümü bizlere gösterdi ki, hem 4-4-2 düzenini ileri uçta Kuyt ve Sowun yer almasıyla; hem de Krasic ve Kuytın kanatlarda yer alıp ortada Sowun olabileceği ve uygulanabilirlik yüzdesi oldukça yüksek 4-3-3 düzeninde F.Bahçenin adından söz ettirecek ve çok gol bulabileceği bir kurguyu oynayabileceği mesajını vermesi fenerbahçenin ileriki günleri adına olumlu sonuçlar olarak sahaya yansıdı. Pek çok varyasyonu, oyuncu çeşitliliği sayesinde saha içinde rakibe ve skora göre değiştirebilecek bir yapıda olabilmek, herhalde her kulübün en güzel hayallerinden birisidir. Tabii ki, Alexsiz bir oyun düzeni olmalı şeklinde bir tezi savunmak gibi futbolun doğasına ve Alexin Fenerbahçeye bunca yıldır kattıklarına ihanet edecek bir karşı düzeni savunarak bunları yorumladığımız düşünülmesin. Ancak, hem yeri geldiğinde Alexli oynayabilen ve onun müthiş yeteneğinden faydalanabilen, hem de herhangi bir sebeple Alex oynamadığında ona göbek bağıyla bağlı olmayan yeni bir Fenerbahçe oyun mantalitesine geçişi normal karşılamak gerekir. İşte bu yeni yapılanmanın tam da göbeğine gelen ve yukarıda belirttiğimiz hayallere ulaşmada kritik bir öneme sahip son dakika transferi Meireles, transferin son gününde Fenerbahçeye geldi. İşin özünde de Mehmet Topal-Selçuk Şahin-Mehmet Topuz üçlüsünün hem defansif, hem de hücuma ve oyun kurmaya yönelik verimliliği Meireles gibi bir maestro eşliğinde daha iyi bir şekillenecek. Fenerbahçedeki sıkıntılara çare olması beklenen Portekizlinin futbol hikayesi ve karnesi ise önemli başarılarla dolu. Adı : Raul Jose Trindade Meireles Uyruğuortekiz Doğum Tarihi:17/03/1983 Boy:179 cm Kilo: 65.0 kg Önceki Kulüpleri:Chelsea, Liverpool, Porto, Boavista Mevki: Hücuma yönelik orta saha oyuncusu 17 Mart 1983te Aves şehrindee doğan Portekizli oyuncu, 2001 yılında Boavista'da futbola başladı.Aynı yıl Liga de Honra takımlarından Desportivo das Aves'e kiralandı ve 2 sezon mücadele etti. 2003 yılından itibaren ise Boavista formasıyla Primeira Liga'da forma giymeye başladı. Boavistada müthiş bir sezon geçirdi ve başarılı performansıyla da Portoya transfer oldu. 7 Temmuz 2004 tarihinde Porto ile 5 yıllık sözleşme imzaladı. 2004-2010 yılları arasında 138 lig maçına çıkan Raul Meireles 15 gol attı. Gollerinin yanı sıra 21 asistiyle ve sergilediği futbolla da ön plana çıkan yıldız oyuncu 2005-2006, 2006-2007, 2007-2008 ve 2008-2009 sezonlarında Porto ile lig şampiyonlukları,2006, 2009 ve 2010 yıllarında da Portekiz Kupası ve Portekiz Süper Kupasını da kazanan yıldız futbolcu, Portonun harika sezon geçirdiği ve 3 kupa aldığı sezonda ise formunun zirvesindeydi.Chelsea karşısında da grup elemesinde gol buldu. Portonun yeni teknik direktörü Villas Boas, 2008 ve 2009daki şampiyonlukların ardından yıldız oyuncunun Liverpoola satılmasına onay verdi ve 2010 yılının ağustos ayında İngiltere Premier Lig ekiplerinden Liverpoola transfer oldu. 6 yıl boyunca Porto formasını giyen oyuncunun yolu Anfield Roada doğru yöneliyordu. Meireles, Felipe Scolarinin teknik direktörlüğünde Portekiz Milli Takımında EURO 2008de forma şansı buldu ve ilk golünü de o zaman attı. 2010 Dünya Kupası elemelerinde tüm maçlarda da görev aldı. Liverpoola transferinde bu performans önemli rol oynadı. 2010 yılında 10.7 milyon Poundluk ücretle Liverpoola gelen oyuncu Roy Hodgson tarafından orta sahada ama defansa dönük oynatılması nedeniyle yerini pek sevmedi. 2010 yılında Liverpooldaki ilk sezonunda "Premier League'de Taraftarlarca Yılın Futbolcusu" ödülünü kazandı. Hodgsonun ayrılmasının ardından Kenny Dalglish ile kendini buldu ve en önemli fırsatı da Gerrardın yokluğundan faydalanarak yakaladı. Aslında en iyi performansını ise Gerrard tekrar sahaya dönünce yakaladı desek yanlış olmaz. Çünkü Meireles, Gerrrardın dönüşüyle orta sahada serbest oynamaya başladı ve bu sayede de forvet arkasında hücuma dönük yer alarak en sevdiği yerde top koşturmaya başladı. Torresin formunun zirvesinde olduğu dönemlerde birlikte çok iyi maçlar çıkarttılar. Daha da önemlisi asistleriyle dikkat çekti. Hatta geldiği dönemde 6 maçta attığı 5 golle birden bire dikkatleri üzerine çekti. Bu performans da aslında Stamford Bridge yolunu açacak olan yeni bir kapıydı. 28 yaşındaki oyuncu, Chelseaye gelmeden önceki sezon Liverpoolda 44 kez forma giymişti. Chelseaye gelişindeki önemli etken ise Michael Essienin sakatlanması oldu çünkü Chelseanin arayışları ile ismi gündeme geldi. 31 Ağustos 2011de 12 milyon pound karşılığında 4 yıllığına atılan imza ile Chelseaye transfer gerçekleşti. Tabii onun adına daha hoş olanı ise Portoda beraber oldukları hocası Andres Villas Boas ile tekrar beraber olmaları idi.Chelseadeki ilk dönemlerinde ilk onbirde çok şans buldu ve özellikle isabetli pasları ve hücumda oyunu yönlendiren girişimleri ile dikkat çekti. İlk olarak da 10 Eylülde Daniel Sturridgeın golündeki etkili pasıyla Chelseaye merhaba demişti. Portekizli milli oyuncu Ekim ortalarında Chelseanin Şampiyonlar Ligindeki 5-0lık Genk galibiyetiyle açılışı yapmış olup, gerek Andres Villas Boas, gerek Roberto Di Matteo döneminde Aralıktan Şubat ortalarına kadar 50nin üzerinde maçta görev almıştı. Manchester City maçında beraberliği getiren golü atmış, FA Cupta da 2 golle takımın turu geçmesinde önemli rol üstlenmişti. Villas Boasın gidişi, otomatik olarak Meirelesi de etkiledi çünkü Roberto di Matteo, Portekizli oyuncuyu 4-2-3-1 düzeninde defansa yönelik oynatmak istedi. Ancak bu Meirelesin ne sevdiği, ne de performans gösterebileceği bir mevki idi.Mikel ve Lampardın formu, ardından Juan Matanın yükselen grafiği Meireles için forma şansını zorlaştırdı. Onun için en üzücü anlardan birisi ise geçen sezon Şampiyonlar Liginde Barcelona ile oynanan yarı final maçında sarı kart görüp, finalde oynama şansını kaybetmesiydi. Portekiz milli takımında da EURO 2012de yer alan oyuncu toplamda 62 kez milli formayı giydi ve 8 gol attı. kaynak:milliyet.com
fenere gelen bozluyor ama bakalım ne yapacak chelsea gibi takımda sürekli oynaması çok önemli ama aykut bu oyuncuyu çalşıtırazma displin önemli olan