Kâbus sahnesi Avrupa Ligi'nde Hollanda temsilcisi Twente önünde bekleneni veremeyen Fenerbahçe, 64'te giren Topuz'un 7 dakika sonraki frikiğiyle öne geçti. Ama Nkufo 75 ve 80'deki vuruşlarıyla Kadıköy'deki tatlı düşü kâbusa dönüştürdü İlk 20 dakika F.Bahçe'yi 'bal yapmayan arı' örneği izledik. Twente'nin yarı alanına yığılan maçta pasta hazırlamaya çalışan Alex, Emre, Cristian, Kazım hatta savunmadan Bilica gibi isimler topun hep bizde kalmasını sağladı. Ama pastanın dilimine çatalı batıracak tek isim vardı, o da Güiza. Onu zaten karşısındakinin tutmasına fazla gerek yok. Zaman zaman rakip takımın stoperliğine bile soyunur gibi. 9 ve 16'da Alex ve Kazım'la değerlendiremeyen pozisyonlar sonrası oyun Twente'nin dilediği formata girdi. O an Hollandalılar'a "Maçı beraber sayalım" teklifi yapılsa herhalde soyunma odasına uğramadan razı şekilde koşarak giderlerdi. Onların bu ürkek halinden tek golcüsüyle yararlanamıyordu sarı-lacivertliler. Onca cılız pozisyon sonrası ilk tehlikeyi 58'de yaşattık, Gökhan'ın ortasında Alex'in kafası dışarı gitti. Yanıt hemen geldi. 53'te Ruiz bomboş pozisyonda dışarı attı. 'Üretimsizlik' F.Bahçelileri paniğe, tribünleri strese sokmuştu ki, bir kan değişikliği sonuç getirdi. Mehmet Topuz 72'de nefis bir serbest vuruşla golü getirdi. Avantaj ele geçmişte ama o dakikaya kadar sahadaki kadronun sanki kimyası bozulmuştu. Herkes her yerde olup gol de gelince peşinden koştu. 75'te ara toptan kaçan Nkufo, Volkan'ın soğumasından iyi yararlanıp beraberliği getirdi. Daum'un en çekindiği isim olan Nkufo 80'de bir hatayı daha değerlendirince Twente düşlemediği öne geçme fırsatını yakaladı. Bu golün ardından Christoph Daum dökülen Daniel Güiza ve Kazım'ı dışarı alırken, neden son 10 dakikaya kadar sabrettiğini herkes sorguluyordu. AVRUPA ENDİŞE KALDIRMIYOR Twente F.Bahçe'den çekinerek maça başlamıştı ama temsilcimiz bundan yararlanma yerine aynı politikayı uygulayınca bedeli ağır oldu. Yeniden 'son dakikalık nöbetçi' sınıfına itilen Semih'in şapkasından bu kez tavşan çıkmayınca F.Bahçe Avrupa Ligi'ne düş kırıklığı ile başladı. Türkiye'de neyse ama Avrupa'da bu kadar endişeyle oynarsan rakip fırsatı kaçırmaz.