İftihar belgesi Kürtçülük olan Baykal Tayyip'le öpüşüp barışır mı? Baykal Atatürkçülüğe değil Kürt raporuna sahip çıktı Geçtiğimiz haftalarda Deniz Baykal ile Tayyip Erdoğan Kürt açılımı konusunda adeta sözlü düelloya soyundular. Tayyip, Baykal'ın vakti zamanında hazırladığı Kürt raporunun kendisinin şu anda bile kabul edemeyeceği ileri önerileri barındırdığını dile getiriyordu. Baykal'ın neden sustuğunu soruyordu. Baykal, geçtiğimiz hafta CNN televizyonunda Murat Yetkin ile Fikret Bila'nın sunduğu programa katılarak konuyla ilgili yanıtını televizyondan verecekti. Baykal, Türkiye bölünmeye gidiyor, açılıma karşıyız türü söylemlere başlayınca "Acaba Allah, Baykal'a akıl fikir mi ihsan eyledi" diye düşünmeye başlayacaktık ki, Baykal'ın incileri dökülmeye başladı. Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu demekten geri kalamadık. Bir anlığına da olsa Baykal, Atatürk'ü hatırlayıp "Türkiye Cumhuriyetini kuran Türk halkına Türk milleti denir." tanımına dönecek, Türk milletinin tanımını yapacak, bunun ardından bölücülüğü Türkiye Cumhuriyeti'ni Atatürk'ün 6 ilkesinden birisi olan milliyetçiliğin engelleyebileceğini anlatarak Atatürk dönemi politikalarına sahip çıkacağını düşünsek de Baykal'ın sahip çıktığı programın Atatürkçülük değil 20 yıl önce hazırladıkları Kürtçü program olduğunu dinledik. Baykal bir yandan bölünmeye gittiğimizi söyleyip bir yandan da en ucuzundan Kürtçü propagandayı program boyunca devam ettirdi. Aslında Baykal'ın hatta CHP'nin yıllardır ortaya koyduğu strateji bu. Sağcılığa karşı olduklarını dile getirirler ama solculukla değil en ucuz sağcı propagandayla karşı durmaya kalkarlar. AKP'nin Şeriatçı olduğundan dem vururken Şeriatçılığa karşı mücadeleyi laikliği savunarak değil çarşaflı kadınlara CHP rozeti takarak yaparlar. Şimdilerde de bölücülüğe karşı mücadeleyi Kürtçülük yaparak sergiliyorlar. Baykal'ın 20 yıl önce hazırladığı Kürtçü program Tayyip'in de dile getirdiği 20 yıl önceki rapor; 1989 yılında SHP döneminde Deniz Baykal partinin Genel Sekreteri iken hazırlanan bir rapordur. Parti Meclisi kararı ile "Doğu ve Güneydoğu Sorunlarına Bakış ve Çözüm Önerileri" başlıklı bir rapor hazırlanması istenir. Raporu hazırlayacak kurulun başına da Deniz Baykal getirilir. Komisyonda Fuat Atalay, Cumhur Keskin gibi dönemin en Kürtçü milletvekilleri vardır. Hatta komisyonun diğer bir üyesi DTP'nin kapatılmasını "karar hukuki değil" diyerek eleştiren ve kapatılma sonrası ziyarette bulunan Eşref Erdem. Hazırlanan rapor SHP Parti Meclisi tarafından onaylanır. SHP kapandıktan sonra da bu rapor CHP'nin resmi belgesi olur. Bu rapor hâlâ CHP'nin resmi internet sitesinde yer alıyor. Raporun içeriği nedir? - Doğu ve Güneydoğu Anadolu'nun bazı bölümlerinde yaşayan yurttaşların ağırlıklı bir bölümü etnik açıdan Kürt kökenlidir. - Ana dil yasağı ile ilgili düzenlemeyi "taviz", "zamanlama", "teslimiyet" mantıkları ile kaldırmayı reddeden düşünceye kesinlikle karşı olduğumuzu belirtmek durumundayız. - Kürt kimliğini kabul ederek kendine Kürt kökenliyim diyen yurttaşlara, bu kişiliklerine hayatın her alanında istedikleri gibi ve özgürce belirtme hakkına sahip olmaları olanağı sağlanacaktır. - Bu çerçevede anadil yasağı ile ilgili her türlü yasal düzenleme yürürlükten kaldırılacak, yurttaşların anadillerinde serbestçe konuşabilmeleri, yazabilmeleri, öğretebilmeleri, bu dillerde değişik kültür etkinliğinde bulunmaları güvence altına alınacaktır. - Anadil yasağının kalkması ile anadillerin yurttaşların yaşamında özgürce kullanılması ve bu dillere yayın yapılması olanağı sağlanacaktır. Baykal'ın iftihar belgesi Baykal, televizyonda 20 yıl önce hazırladıkları programın kendileri için iftihar belgesi olduğunu söyleyerek savunmaya devam etti: "Biz etnik kimliğe saygı gösterilmesinin mücadelesini 20 yıl önce verdik. Etnik kimliğe saygı, etnik kimliğin özgür hale gelmesi, insanın kendi kimliğini ifade edebilmesi, ben Kürdüm diyebilmesi, Çerkezim diyebilmesi, Arabım, Arnavutum diyebilmesi hukuken mümkün hale gelmelidir dedik. Dil konuşma önündeki yasaklar kalkmalıdır dedik. Hatırlıyorsunuz Kürtçe yasaktı. O yasağın kaldırılması için kanun teklifini ben verdim. Benim imzamla başladı, arkadaşlarımızla birlikte verdik. Yani biz bu konuda samimi bir şekilde herkesin etnik kimliğini sahiplenme hakkını güvence altına almaya çalışıyoruz. Bu raporu 20 yıl önce yazdık." Bunları dile getiren Baykal Kürt açılımı konusunda Tayyip'e neden kızıyor diye düşünmemek elde değil. Ama Baykal bunun da yanıtını veriyor. Türkiye'de toplumu iki ayrı halk, iki ayrı etnik kesim olarak ayırmaya çalışıyorlarmış. Etnik kimliği, milli kimliğe dönüştürmeye çalışıyorlarmış. İyi de Sayın Baykal adama sormazlar mı? 1-) Hazırladığın raporun daha en başında Doğu ve Güneydoğu Anadolu'nun bazı bölümlerinde yaşayan yurttaşların ağırlıklı bir bölümü etnik açıdan Kürt kökenlidir diyerek etnik ayrıştırma yapmıyor musunuz? 2-) 20 yıl öncesinden Kürt kimliğinin tanınması için mücadele verdiğinizi ortaya koyuyorsunuz, bu ayrıştırma değil midir? 3-) Daha 20 yıl önce hazırladığınız raporla Kürtçe konuşulmasını dile getirdiğinizi söylüyorsunuz, bu ayrıştırma değil midir? 4-) Siz milleti ayrıştırmak için ayrı bir etnik kimlik oluşturmayı zaten savunuyorsunuz. Bu da yetmiyor bu etnik kimliğin özgürlüğünü savunuyorsunuz. Sonra da özgürleşen kimliğin milletleşmesine neden bozuluyorsunuz? Kavganın ne gereği var? Tayyip ile Baykal öpüşsün barışsın Bizim anlayamadığımız olay Tayyip ile Baykal'ın neden kavga ettiği. Tayyip de Kürtçeyi savunuyor Baykal da... Tayyip de Kürt kimliğini savunuyor Baykal da… Tayyip de Kürtlerin kültürel hakları sağlanmalıdır diyor Baykal da… Dağdan inen teröristle bile barışmayı savunan Tayyip Erdoğan neden Baykal'la kavga eder ki? "İster güvenlik güçlerimiz ve askerlerimiz olsun ister ona silah doğrultan kandırılmış gençler olsun hepsi bizim çocuklarımızdır, akmakta olan kardeş kanıdır." diyen Baykal neden fikirdaşı Tayyip'le kavga eder? Bizce artık bu tiyatroya bir son versinler. Bu kadar uzlaşmaz çelişkileri uzlaştırmaya çalışan katil teröristlerle masum Türkleri barıştırmaya çalışanlar kendileri öpüşüp barışsınlar. Kim bilir belki "Ben de sizinle aynı şeyleri düşünen, eline silah alıp bir kişiyi bile öldürmemiş bir kardeşinizim" diyerek bir öpücük de İmralı'daki gönderir. Onur Yaman
İzmir Büyükşehir belediyesinde yani Baykal'ın kalesinde belediye çalışanlar İzmir'li midir? CHP il meclisinde Diyarbakırlılar, Mardinliler, Siirtliler gibi gruplar var mıdır? Belediye de işe bu grupların adamları mı alınmaktadır? İzmir'de CHP Laiklik arkasına saklanan bir ırk ve böle tabanlı ayrımcılığı yapmakta mıdır? İzmirliyi salak sanıyor Baykal alternatifsizlikte tek alternatif olduğunu bilmiyor. Elbet Tayyip erdoğan'ın Türkiye hakimiyeti Baykal'ın da İzmir hakimiyeti bitecek. İkisinin de başını kürtçülük yiyecek; devlet kaynaklarını Kürtlere peşkeş çekmek; Türk kökenlilere negatif ayrımcılık yapmak onları o tahtlaran indirecek....
