Hortum Feneri Ve Başbakan

Konu, 'Türkiye'den Haberler' kısmında Mu®aT tarafından paylaşıldı.

  1. Mu®aT
    Offline

    Mu®aT <b><font color="red">System Administrator</b></fon Üye

    Kayıt:
    4 Mart 2007
    Mesajlar:
    3.757
    Beğenilen Mesajlar:
    1
    Şehir:
    United States Of Turkey
    CHP lideri Baykal'ın hedefinde Başbakan Erdoğan, Türk savcıları ve bazı medya organları vardı. Baykal kameraların karşısına geçti ve Deniz Feneri iddianamesinde Erdoğan'ın adının geçtiği bölümleri tekrarladı.

    Baykal ayrıca 'Erdoğan'ın tanımıyorum' dediği iddianamede adı geçen Mehmet Gürhan ile gazetelerde çıkmış fotoğrafı basına gösterdi.

    Erdoğan'ın Aydın Doğan'a şantaj yaptığını ve bunun suçunun 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezası olduğunu söyledi.


    Deniz Feneri iddianamesi ile ilgili CHP lideri Deniz Baykal, parti genel merkezinde basın toplantısı düzenledi.

    -Deniz Feneri yolsuzluğunu Alman yargı organları ortaya koydu. Türkiye'ye gönderilen paraların iktidara yakın televizyon kanalı için harcandığı savcılık tarafından ortaya konulmuştur.

    -İnsanların dini duyguları istismar edilerek toplanan paralar siyasi amaçlar için kullanılmıştır. Sistemli bir suçtur. Bu gerçekleşmiştir. Olay Almanya'da gerçekleşmişir ama bir ayağı Türkiye'de.

    -Türkiye'deki adli mekanizla etkin şekilde işlememiştir. Alman savcılığı resmi iddianameyi Türkçeye çevirmiştir. Kendi iddianamesinde soruşturma sürecinde siyasi etki edilmeye çalışılmıştır.

    -Sanıklardan "Mehmet Gürhan, Firdevs Şahin'den yardıma muhtaçlar için Başbakan Erdoğan'a verilmek üzere paraları aldığını tasdik etmiştir" deniliyor. Bu dünyanın her yerinde bomba haberdir. Gürhan parayı Başbakan'a vereceğini 7 kere doğruluyor.

    -Başbakan geçenlerde dedi ki 'ben Gürhan'ı tanımıyorum' dedi. Bu kişi AKP'nin, Başbakan'ın yurt dışındaki temaslarında baş rolde olan bir kişi. İki gazetemiz Evrensel ve Cumhuriyet, Başbakanla Gürhan'ın yan yana bulunduğunu gösteren fotoğraları yayınladı. Türkiye'de bu fotoğraf ana medyada niye yayınlanmıyor?

    -İddia doğrudur ya da yanlıştır. Ama para toplanmıştır ve Başbakanın adının olaya karıştırıldığı açıktır. Acı verici olan iddialar karşısında Trük savcılarının adım atmamış olması üzüntü vericidir.

    -Başbakan haklı olarak bu tablo karşısında telaşa kapıldı. Bunun yeterince haber yapılmaması sorgulanmalı.

    -'Aydın Doğan'a bir hafta süre veriyorum' diyor. 'Bir haftada kendini toparla' diyor. 'Özlediğim yayıncılığı yaparsan bir şey olmaz' diyor.

    ''Bunun adı hukukta şantajdır. TCK Madde 107... Bir yıldan üç yıla kadar hapis. Başbakan'a şantaj yapmak yakışır mı?

    Gürhanla çekilmiş fotoğrafları 'basma' 'bak basmadın aferin' diyor. 'Niye atv'yi Sabah'ı aldım gerekli mesajları alamadı mı?' diyor

    'Başbakan Erdoğan'ın Doğan Grubunun talip olduğu rafineri ruhsatı için Çalık Grubuna söz verildiğini ve bu işin içinde Putin ile Berlusconi'nin de olduğunu söylüyor. BU vahim bir manzaradır.

    -Bu tablo karşısında Başbakan işin esasıyla ilgili net açıklamalar yapmalıdır. Başbakan mehmet Gürhan'ı tanıyor mudur tanımıyor mudur? Para Gürhan'dan geldi mi gelmedi mi? Para Başbakanlığa geldi ki gelmedi mi?

    -Rafeneri işinde Aydın Doğan'ın girişimini reddedip Putin ve Berlusconi'nin adını kullandı mı? Başbakan'ın demokratik kültürü özümsemesi sağlanmalıdır. Olay basit bir itiş kakış olayı değil yolsuzluğun örtbasıdır.

    Neyin yazılacağına neyin yazılmayacağına Başbakan mı karar verecek? Başbakan'ın işine gelenler yazılacak, işine gelmeyenler yazılmayacak... Böyle demokrasi, böyle hukuk devleti, böyle basın özgürlüğü olur mu?

    -Türkiye'nin sindirilmesine sessiz kalamayız. Meclis'in açılışıyla birlikte konuyu gündeme getireceğiz. Ona teslim mi olacağız?

    -Yandaş gazetecilerin rahatsız olduğunu görüyorum. Kimse de bu olayı iktidar ile medya grubu arasındaki kavga olarak görmesin. Kimse Bu falan medya grubunun meselesi değildir demesin. Olay demokrasi yolsuzlukla mücadele ve basın özgürlüğü olayıdır.

    -Şemdinli'de iddianameyi hazırlayan savcı meslekten atıldı. Bakalım bu savcı ne olacak? Çete boyutu var. Siyasi sindirme var. O iddianamede ipe sapa gelmez sözler manşet oldu. Niye bu Almanya'daki iddianame yer almıyor da bir kısım medyada Erdoğan'ın cevabı veriliyor?

    -RTÜK'ün her türlü kuşkudan uzak olması beklenir.

    -Kemal Kılıçdaroğlu ve Kemal Kılıç arkadaşlarımız yarın Almanya'da Deniz Feneri duruşmasını izleyecek. Medya yeterince ilgilenmiyor. Ama biz telafi edeceğiz.

    -Ben olayı Aydın Doğan'ın gazetelerinden öğrendim demedim.


    Kaynak :

    Gizlenmiş İçerikGörmek İçin Foruma Giriş Yapınız. !

     

Sayfayı Paylaş