Adalet güzeldir. Fakat idarecilerde olursa, daha güzeldir. Cömertlik güzeldir. Fakat zenginlerde olursa daha güzeldir. Dinde titizlik güzeldir. Fakat âlimlerde olursa daha güzeldir. Sabır güzeldir. Fakat fakirlerde olursa daha güzeldir.Tövbe güzeldir. Fakat gençlerde olursa daha güzeldir. Utanma duygusu (haya) güzeldir. Fakat kadınlarda olursa daha güzeldir.
Resulullah Aleyhissalâtü Vesselâm buyurdular ki: "Allahü teâlâ, Receb ayında oruç tutanları mağfiret eder." (Gunye) --- "Kim Receb ayında, takva üzere bir gün oruç tutarsa, oruç tutulan günler dile gelip 'Ya Rabbi onu mağfiret et' derler." (Ebû Muhammed) --- "Ramazan ayı dışında Allah rızası için bir gün oruç tutan, iyi bir yarış atının bir asırda alacağı mesafe kadar Cehennemden uzaklaşır." (Ebu Yala) --- İbn-i Abbas -radiyallahu anh- Hazretleri: "Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Recep ayında bazen o kadar çok oruç tutardı ki, biz O’nu hiç iftar etmeyecek zannederdik. Bazen de o kadar çok iftar ederdi ki, biz O’nu hiç oruç tutmayacak zannederdik." buyurmuştur. (Müslim) --- Dün akşam itibariyle hem mübarek üç aylar başlamış, bu gün Receb ayının ilk günüdür. Bu aylara "çok sevaplı ibadet ayları" diyen Bediüzzaman, onların kazandırdıkları sevap ve mükâfatlar bakımından, mü'minlerin önünde nasıl bir kademeli yükseliş vesilesi olduklarına şöyle işaret eder: "Her hasenenin (ibadetin) sevabı başka vakitte on ise, Receb-i Şerifte yüzden geçer, Şâban-ı Muazzamada üç yüzden ziyade ve Ramazan-ı Mübarekte bine çıkar ve Cuma gecelerinde binlere ve Leyle-i Kadirde (Kadir Gecesinde) otuz bine çıkar."(Şualar, 416)
Resûlullah Aleyhissalâtü Vesselâm buyurdular ki: "Receb’in ilk cuma gecesini ihya edene, Allahü teâlâ, kabir azabı yapmaz. Duâlarını kabul eder. Yalnız, 7 kimsenin duasını kabul etmez: Faizci, Müslümanları aşağı gören, Ana babasına eziyet eden, Müslüman olan ve dinin emirlerine uyan kocasını dinlemeyen kadın, Çalgıcı, livata ve zina eden, Beş vakit namazı kılmayan. [Bu günahlardan vazgeçmedikçe, duaları kabul olmaz.]" (Saadet-i Ebediyye) --- Bu gece Regaib Kandilidir. Bu gece elimizden geldiği kadar, Tevbe istiğfar etmeli, Kur'an okumalı, kaza namazları kılmalı, bol bol Salavat-ı Şerife okumalı ve ihya etmeye çalışmalıyız. Yüce Mevla bu gecenin hatrına cümlemizi affettiği kullarından eylesin. Amin. Hz. Ali (Radiyallahu Anh) Recep ayında şöyle dua ettiği rivayet edilir: "Allahım, salat eyle Muhammed Aleyhissalâtü Vesselamın üzerine; hikmet yıldızları ve devamlı nimet ve ismet kaynağı ehl-i beytine. Allahım, beni her türlü kötülükten koru. Beni unutkan etme ve gaflet üzerinde bırakma. Sonumu da hasret ve pişmanlıkla bitirme. Benden razı ve hoşnut ol. Senin mağfiretin zalimler içindir, ben de nefsime zulmettim. Allahım, beni bağışla, beni bağışlamakla Sana bir zarar gelmez. Bana nimetlerini ihsan et, bana vermekle senin ihsanın azalmaz. Senin rahmetin geniş ve boldur. Hikmetlerin ise hoş ve güzeldir. Allahım, bana sıhhat ve afiyet ver. Güven ve huzur ihsan eyle. Şükür ve takvaya ulaştır. Allahım, Senden sabır ve doğruluk istiyorum. Bana işimde kolaylık ver. İşlerimi güçlükle gördürme. Aileme, çocuklarıma ve kardeşlerime iyilik ve ihsanda bulun. Onları mü'min ve Müslümanlardan kıl ve bu şekilde dünyadan ayrılmalarını nasip eyle."
Resûlu Ekrem Aleyhissalatü Vesselâm buyurdular ki: "Receb-i Şerîf’in birinci gününde oruç tutmak üç senelik, ikinci günü oruçlu olmak iki senelik ve yine üçüncü günü oruçlu bulunmak bir senelik küçük günahlara kefaret olur. Bunlardan sonra her günü bir aylık küçük günahların af ve mağfiretine vesile olur." (Camiu-s sağir) --- Bu perşembeyi cumaya bağlayan gece regaib kandilidir. 4 Temmuz Cuma günü mübarek 3 ayların başlangıcı Recep ayının birinci günüdür. Bu vesileyle mübarek üç aylarınızı kutlarız. Büyük tasavvuf ehli Zünnün Mısrî der ki: "Receb ekme ayıdır, Şaban sulama ayıdır, Ramazan derleyip toplama ayıdır. Herkes ne ekerse onu biçer, ne yaparsa cezasını çeker. Bir kimse ekimi bırakırsa, hasat zamanı ekmediğine pişman olur. Kıyamet gününde ise çok kötü duruma düşer."
İbn Ömer’den (Radiyallahu Anh): – Allah Resûlü (Aleyhissalâtü Vesselâm) buyurdu ki: "Kim haksız yere bir karış toprak gasbederse, kıyamet gününde yedi kat yer altına batırılır." (Buhârî) --- İbn Mes’ud’dan (Radiyallahu Anh): – Allah Resûlü (Aleyhissalâtü Vesselâm) buyurdu ki: "Müslümanın malının haramlığı, kanının haramlığı gibidir." (Bezzâr ve Ebû Ya’lâ) --- Anlaşılan o ki, müslümanın malı da hayatı gibi dokunulmazlık zırhına sahiptir. İzinsiz el sürülemez.
Hz. Enes anlatıyor (Radiyallahu Anh): – Resûlullah (Alehissalâtü Vesselâm) (çocuğu öldüğü için) bir mezarın başında ağlamakta olan bir kadının yanına geldi ve ona: "Allah'tan kork ve sabret!" dedi. Kadın: "Git başımdan. Bana gelen musibetle elbette sen karşılaşmış değilsin." dedi. Allah Resûlünü tanımamıştı. (Resûlüllah oradan ayrılıp gittikten sonra) kadına: "O, Allah Resûlü idi" dediler. Kadın hemen Resûlüllahın kapısına gitti. Fakat (sandığı gibi) kapı önünde (onu engelleyecek) kapıcılara (korumalara) rastlamadı. Şöyle dedi: "Ey Allah’ın Resûlü! (beni bağışla!) Ben seni tanıyamadım." AllahResûlü şöyle buyurdu: "(Asıl) sabır, felaketle ilk karşılaşma anında olur." (Buhari/Cenaiz 43; Müslim/Cenaiz 14; Ebu Davud/Cenaiz 27; Tirmizi/Cenaiz 13; Nesai/Cenaiz 22) __________________
Allah Resûlü (Aleyhissalâtü Vesselâm) buyurdu ki: "Allah bir kulunu sevdiği zaman Cibrîl’e: 'Ben falan kulumu seviyorum, sen de onu sev!'der. Cibrîl de onu sever. Sonra (Cibrîl) gök yüzünde şöyle seslenir: 'Allah, falan kimseyi seviyor, siz de onu sevin!' Bunun ardından tüm gök ehli onu sever. Sonra o kul yeryüzünde de herkes tarafından sevilir. Allah bir kulundan nefret ettiği zaman, Cibrîl’e şöyle der: 'Ben falan kulumdan nefret ediyorum, sen de nefret et!' Cibril de ondan nefret eder. Sonra gökte şöyle seslenir: 'Allah falandan nefret ediyor, siz de nefret edin!' Bunun üzerine gök ehli ondan nefret eder. Sonra yeryüzündeki tüm varlıklar da ondan nefret ederler." (Müslim)
Sehl bin Hanîf'den (Radiyallahu Anh.): – Allah Resûlü (Aleyhissaâtü Vesselâm) buyurdu ki: "Şehidin kanının ilk damlası aktığı zaman, borcu hariç, tüm günahları bağışlanır." (Taberânî) --- Hz. Câbir’den (Radiyallahu Anh.): – Allah Resûlü (Aleyhissalâtü Vesselâm) buyurdu ki: "Borç üzüntüsünden başka kayda değer üzüntü yoktur. Göz ağrısından başka kayda değer ağrı yoktur. (Taberânî) --- Borç üzerinde titizlikle durmak gerekir. Şehid olmak bile aldığı borcu ödemek sorumluluğunu ortadan kaldırmamaktadır.
Abdullah bin Abbas (Radiyallahu Anh) rivayet ediyor: "Allah Resûlünün hanımı, teyzem Meymûne’nin evinde kalmıştım. Allah Resûlü (Aleyhissalâtü Vesselâm) eve geldiğinde, (kolayca abdest alması için) abdest suyu hazırlamıştım. Nitekim, Allah Resûlü abdest almak için kalktığında, suyu hazır buldu ve: – Bunu kim hazırladı? diye sordu. – Abdullah bin Abbas, dediler. Allah Resûlü, benim bu ince düşünceme memnun oldu ve eliyle omuzuma dokunarak: – Allah’ım, Abdullah’ı dinde (de) ince anlayış sahibi (fakîh) kıl. Ona Kur’an’ın te’vilini (tefsirini) öğret! diye dua etti." (Taberânî, Mu’cemussagîr) --- Allah Resûlü saygı ve incelik taşıyan bir davranışa, incelik yüklü bir duada bulunmuştu.
Hz. Enes’den (Radiyallahu Anh.): – Allah Resûlü (Aleyhisselâtü Vesselâm) buyurdu ki: "Kişinin evinde kıldığı bir namaz, bir namazdır. Sokaktaki mescidinde kıldığı bir namaz ise, yirmi beş namaz sevabına denk gelir. Şehirde, tüm cemaatin toplandığı (büyük) mescidde kıldığı bir namaz, beş yüz namaz sevabına karşı gelir. Mescid-i Aksâ’da kıldığı namaz, ellibin namaz sevabına tekabül eder. Mescid-i Haram’da kıldığı namaz, yüzbin namaza bedeldir." (İbn Mâce) --- – Allah Resûlü (Aleyhisselâtü Vesselâm) buyurdu ki: "Kim benim mescidimde hiçbir vakti kaçırmadan kırk vakit namaz kılarsa, ona ateşten bir berât, azaptan bir berât, nifaktan bir berât yazılır." (Ahmed ve Taberânî) Berât: Kurtuluş belgesi